|
![]() |
#1 |
![]() BASIN AÇIKLAMASI
TARİH: 21 Temmuz 2016 SAAT: 14:55 1. Daha önce açıklandığı üzere; 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16:00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilgi, Genelkurmay Karargâhında; Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Gnkur. II’nci Başkanı’nın katılımıyla değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak; a. Genelkurmay Başkanı tarafından; (1) Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi telefonla aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vb.) havalanmaması, havada bulunanların derhal üslerine dönmesi, (2) Kara Havacılık Komutanlığına gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması, (3) Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğt.Tüm. Komutanlığına gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması ve hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirleri ilgili personele verilmiştir. b. Gnkur.II’nci Başkanı tarafından da; Gnkur.Bşk.nın emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetlerine ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmiştir. 2. Bu kapsamda; a. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan ve milleti için var olan Hava Kuvvetlerine sızmış olan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimlerine yönelik olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR’ın talimatları doğrultusunda büyük çoğunluktaki mensupları ile mücadele edilmiş ve durum kontrol altına alınmıştır. b. Genelkurmay Başkanlığının, uçuşların durdurulması ve havadaki görevli uçakların indirilmesine ilişkin talimatı Hava Kuvvetleri Harekat Merkezine iletilmiş, bu direktif Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi tarafından tüm birliklere tebliğ edilmiş, uçuşların durdurulmasına ilişkin işlemler saat 19:26 itibariyle tamamlanmıştır. Direktif, 19:56 ve 20:31 itibariyle tüm birliklere teyyiden tekrar iletilmiştir. 3. Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi ve Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde görevli ekiplerce direktifin gereği yakından takip edilmiştir. Tüm bu ikaz ve uyarılara rağmen 21:45’ten itibaren bir kısım meydanlardan değişik tanıtıcı kodlar ve çağrı isimleri kullanılarak kalkış yapıldığı tespit edilmiştir. 4. İllegal çete mensubu hain teröristlerce (FETÖ) öncelikle Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin kontrol altına alınmasının istenmesi üzerine İstanbul’da bulunan Hv.K.Komutanı Org.Abidin ÜNAL tarafından Ankara’da Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Vekiline Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin teröristlerden temizlenmesi ve tüm bağlantıların kesilmesi talimatı verilmiştir. Talimatın gereği yapılarak Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi işlevsiz hale getirilmiştir. Aynı anda tüm yetkilerin Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezinde olduğu, Hava Kuvvetleri Harekât Merkezinin hiçbir talimatının yerine getirilmemesi, Hv.K.Komutanı talimatı olmadan hiçbir uçuşa izin verilmemesine ilişkin direktif, mesaj ile tüm birliklere yayımlanmıştır. 5. Ayrıca Hv.K.Komutanı Ankara’da AKINCI Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın ÖZTÜRK’ü arayarak kendisine 4’üncü Ana Jet Üssü AKINCI’dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle AKINCI’ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir. 6. Üs Komutanlarına verilen doğrudan direktifler sonucu, kalkışmanın 3 meydan ile sınırlı olduğu belirlenmiştir. Eskişehir Hava Harekât Merkezinde bulunan personeli takviye amacıyla üst rütbeli generaller görevlendirilmiştir. Bu işlemlerden sonra İstanbul’da Karargah dışında bulunan Hv.K.Komutanı Org. Abidin ÜNAL ve beraberindeki Muh.Hv.Kv.Komutanı Korg. Mehmet ŞANVER illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) tarafından gözaltına alınmıştır. 7. Bilahare Sn.Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın bilgisi ve direktifleri doğrultusunda planlamalar yapılmış, öncelikle illegal kalkışlara reaksiyon olarak, değişik meydanlardan F-16 alarm reaksiyon uçakları kaldırılarak havadaki uçaklar inişe zorlanmış; talimatlara uymamaları durumunda vurulacağı bildirilmiştir. 8. Müteakiben uçakların kalkış yapmalarını engellemek amacıyla meydan üzerinde baskı kurulmuş, AKINCI meydanındaki uçuş pistleri F-4 uçakları ile bombalanarak kapatılmıştır. Ayrıca aynı meydandan kalkış yapmak isteyen helikopterler taciz ateşiyle engellenerek, AKINCI meydanı kontrol altına alınmıştır. Tüm bunlara ilave olarak illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) teslim olmalarını sağlamak maksadıyla, üs içindeki bazı noktalar bomba ile vurularak baskı devam ettirilmiş ve eylemin kırılması sağlanmıştır. 9. Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetlerine ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır. 10. Türk Silahlı Kuvvetleri en genç erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde Devletimizin ve yüce Milletimizin emrinde, görevinin başındadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Kaynak TSK 21.07.2016
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Tümgeneral şehit cenazesinde böyle bağırdı
![]() Adana'da şehid cenazesine katılan Tümgeneral Osman Erbaş, darbe girişimi sonrası TSK'ya yönelik 'katil' suçlamasına böyle yanıt verdi. Adana'da Garnizon Komutanı ve 6'ıncı Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş, şehidler için düzenlenen cenaze töreninde, "Türk askeri katil olamaz. Bu katiller asker olamaz" dedi. Darbe girişimi sırasında şehid düşen polis memurları Aytekin Kuru ve Sevda Güngör ile İstanbul'da darbeci askerlere karşı müdahale sırasında şehid olan Uzman Çavuş Halit Yaşar Mine için Sabancı Merkez Camii'nde tören düzenlendi. MİKROFONU ELİNE ALIP KONUŞTU Tören alanına gelen Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş, şehid ailelerine yönelirken gazetecilere dönüp, "Katilin asker olmadığını yazın. Katil asker değil bunu böyle bilin" dedi. Şehid yakınlarına sarılarak teselli eden Erbaş, başsağlığı dileklerini ilettikten sonra protokol bölümüne geçti. Bu sırada DHA mikrofonunu eline alıp, "Asker hiçbir zaman vatandaşını öldürmez. Bu katiller asker olamaz. Türk Milleti'nin askeri katil olamaz" diyerek yerine geçti. ASKERLER İÇİN 'KATİL' DİYE SÖZ EDİLMESİNDEN RAHATSIZLIK DUYDUĞU BELİRTİLİYOR Dünkü cenaze törenlerinde sakin görünen, bugün ise gergin ve üzgün görünen Tümgeneral Erbaş'ın cuntacı askerlerin halka yönelik silah kullanması, bu nedenle ayrım yapılmaksızın çeşitli tartışmalar ve halk arasında askerler için 'katil' diye söz edilmesinden büyük rahatsızlık duyduğu belirtildi. ![]() ŞEHİDLER GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI Darbe girişimi sırasında Ankara'da şehid düşen polis memurları 43 yaşındaki Aytekin Kuru ve 27 yaşındaki Sevda Güngör ile İstanbul'da 66'ıncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndaki darbe girişimine direnirken şehid olan aynı komutanlıkta görevli 28 yaşındaki Piyade Uzman Çavuş Halit Yaşar Mine için Sabancı Merkez Camii'nde düzenlenen törende şehid yakınlarının ağıtları yürekleri dağladı. Törene Adana Valisi Mahmut Demirtaş, milletvekilleri, 6'ncı Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Erbaş, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Hüseyin Sözlü ile çok sayıda asker, polis, vatandaş ve şehid yakınları katıldı. 21 yıllık özel harekât polisi Şehid Aytekin Kuru'nun annesi Esma, babası Süleyman, eşi Ayşe, 14 yaşındaki kızı Rabia Gizem ve 5 yaşındaki oğlu Mehmet Görkem Kuru'yu yakınları teselli etmeye çalıştı. Rabia Gizem babasının tabutuna sarılırken oğlu ise yakasına asılan fotoğrafı okşadı. Bekâr olan Piyade Uzman Çavuş Halit Yaşar Mine'nin annesi Ayşe ve babası Mustafa Mine de güçlükle ayakta durdu. Gözyaşı döken acılı anne ve babayı görevli kadın askerler ve polisler teselli etti. TABUTA BEYAZ DUVAK Bekâr özel harekâtçı polis Sevda Güngör'ün de Türk bayrağına sarılı tabutuna beyaz duvak örtüldü. Şehidin babası Mehmet ile annesi Nural Güngör'ün feryadları yürekleri dağladı. Adana İl Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek'in yaptığı konuşma ve okunan duaların ardından Adana İl Müftüsü Arif Gökce her şehid için ayrı ayrı cenaze namazı kıldırdı. Törende şehid yakınları tabutlara sarılarak uzun süre ağladı. Halit Yaşar Mine'nin cenazesi Adana Asri Mezarlığı'ndaki Şehidlikte, Sevda Göngör'ün cenazesi Karaisalı İlçesi'nde, Aytekin Kuru'nun naaşı da Kozan İlçesi'nde toprağa verildi. PARAMPARÇA MI GELECEKTİN? Kozan'da cenazenin toprağa verilişi sırasında güçlükle ayakta duran Ayşe Kuru, "Çocuklarım öksüz kaldı, kime baba diyecek. Hakkımız helal olsun" derken annesi Esma Kuru da, "Oğlum seni Ankara'ya sapasağlam gönderdim paramparça mı gelecektin?" diye ağıt yaktı. Kaynak İnternet Haber 19.07.2016 Konu Cihannur tarafından (08-19-2016 Saat 16:46 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Başbuğ: Bunları yapan Türk askeri değil, terörist
![]() Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Başbuğ, darbe girişimine sert tepki göstererek, "Bunları yapan Türk askeri değil terörist" dedi. Bir grup askerin darbe girişimini değerlendiren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Bunun yapanlar asker değil teröristtir" dedi. Dün akşam darbe girişiminin önlenmesinin ardında bugün Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ açıklamalarda bulundu. Bodrum'daki evini basın mensuplarına açan Başbuğ, darbe girişiminde bulunanların Paralel Devlet Yapılanması olduğunu söyledi. Başbuğ, açıklamasına şöyle devam etti: "Dün gece Türkiye tarihinde yaşanılan en korkunç gecelerinden birisi oldu. Bu darbe kalkışını, girişimini, bu hareketi ve bu harekete katılanları lanetliyorum. Onlar Türkiye'nin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin tarihine bir kara leke sürdüler." Başbuğ, darbeyi yapanların terörist olduğunu da belirterek, "Bugün diyorum ki kendi meclisini bombalayan, kendi halkına ateş açanlar Türk askeri olamaz. Bunlar birilerinden ve bir yerlerden emir alan teröristlerdir. Bu olayların sonucunda sevindiğimiz noktalardan bir tanesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin büyük çoğunluğu 15 Temmuz 2016 günü yaşanılan olaylar karşısında gösterdiği davranış ile başta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olmak üzere demokrasinin yanında yer aldılar. Bu nedenle gerçekten hepsini yürekten kutluyorum. Dün gece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin büyük çoğunluğu ile beraber omuz omuza örnek bir davranış gösteren polisimize teşekkürlerimi sunuyorum onları kutluyorum. Polislerimiz canları pahasına görevlerini yerlerine getirdiler" şeklinde konuştu. Darbe girişiminde bulunanların cemaatten olduğunu sözlerine ekleyen Başbuğ, "Türk Milleti darbenin karşısında olduğunu çok net olarak bütün dünyaya ilan etti. Bu da hepimiz için gurur vesilesi. Bugün darbeciler ile cemaat arasından birçok insan ilişkisi olduğunu düşünmektedir. Ben de aynı düşünceyi taşıyorum. Bundan önce cemaat, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bu girişimde bulunmuştu. Bugün ise Türk Milleti'ne karşı yapılan bir harekettir" dedi. Başbuğ, ordunun temizlediğini de söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: "Bizim ufacık bir pozitif bakacağımız bir nokta var: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içerisindeki zararlı odaklar bugün temizleniyor. Bu olaydan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri daha güçlü olarak çıkacaktır. Bu ordu bize lazım. Bu coğrafyada güçlü orduya ihtiyacımız var." Darbede yer alan erlerin kullanıldığını söyleyen Başbuğ, "Ben erlerin, bu darbenin içerisinde yer alan, plânlayan rütbeli personelden ayrı tutulması düşüncesindeyim. Bu askerlerimiz belki de kandırıldılar. Bunların tatbikat ve bunun gibi nedenlerle kışla dışarısına çıkarıldığı gözüküyor. Bu olayda kullanıldı Mehmetçikler, bekli aldatıldılar belki yanlış bilgiler verdiler. O gençlerin bunu anlaması ve algılaması kolay bir olay değil. Bu genç erlerimiz ile diğerlerini aynı teraziye koymayalım" dedi. Kaynak Akşam 16.07.2016 Konu Cihannur tarafından (08-19-2016 Saat 16:50 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Orgeneral Akar: Bunlar yılanlar, çiyanlar, teröristlerdir
![]() Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Efkan Ala, darbecilerin 50 polisi şehid ettiği Gölbaşı'ndaki Özel Harekât Dairesi Başkanlığı'nı ziyaret etti. Orgeneral Akar, "Bu kepazeliği rezilliği yaşatanlar hiçbir şekilde TSK mensubu olarak görülemez. Bunlar yılanlar, çiyanlar, teröristlerdir" dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Orgeneral Hulusi Akar ile beraberindeki heyet 50 polisin şehid olduğu Gölbaşı'ndaki Özel Harekât Daire Başkanlığı'na giderek hayatını kaybedenlerin anısına çiçek bıraktı. İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Gölbaşı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Fetullahçı Terör Örgütü'ne mensup darbeci askerler için "Bunlar asker değil, bunlar vatan evladı olamaz. Bunlar o elbise içerisine girmiş, peygamber ocağına dahil olmuş teröristlerdir" dedi. TÜRK POLİSİ VE ASKERİ KARDEŞTİR Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ise darbe girişimi sırasında şehid olanlara rahmet, gazi olanlara şifa dileyerek Türk Silahlı Kuvvetleri'nin daima milletinin yanında olduğunu vurguladı. Akar şunları söyledi: "Asker güvenliğin ayrılmaz bir parçası, polis güvenliğin ayrılmaz bir parçası. Bu ikisi kardeştir. Ben bir kez daha şehidlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Sizlere ve silahlı kuvvetlere yaptığınız katkılardan dolayı şahsınızda tüm polis arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İnşaallah bundan sonra da bu yarayı silmek suretiyle mücadelemize devam edeceğiz. Şehid ve yaralılarımızın fedakâr ailelerine güç, kuvvet diliyorum. Türk polisi ve Türk askeri kardeştir hep birlikte bu milletin hizmetindedir." BU REZİLLİĞİ YAŞATANLAR TSK MENSUBU OLAMAZ Akar, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti tüm güvenlik birimleriyle dimdik ayakta. Bu kepazeliği rezilliği yaşatanlar hiçbir şekilde TSK mensubu olarak görülemez. Bunlar yılanlar, çiyanlar, teröristlerdir. Askeri ve polisimizin aynı kararlılıkla çalışmak suretiyle ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamak üzere çalışmalarını sürdürecekler. Biz asker, polis inadına birbirimize sarılacağız. Biz polisimizi, askerimizi çok seviyoruz. Ülkemizin güvenliğinde asker ve polisimizin rolünü çok iyi biliyoruz. Bunlar gözlerini kırpmadan kurşunun üzerine giden insanlardır." Kaynak Cihan 24.07.2016 Konu Cihannur tarafından (08-19-2016 Saat 16:32 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() 'Bunlar asker elbisesi içine girmiş terörist!'
![]() İçişleri Bakanı Efkan Ala, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte Ankara Emniyeti ve Özel Harekât'ı ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı Akar, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar ve Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, Ankara Özel Harekât Dairesi Başkanlığını ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı Akar ve beraberindeki heyeti Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz karşıladı. Genelkurmay Başkanı Akar, özel harekât polislerini selamlayarak 15 Temmuz'daki darbe girişiminde hayatını kaybeden polisler için başsağlığı diledi. Daha sonra Özel Harekâtın simgelerinden olan ve saldırılarda zarar gören kartal heykeline karanfil bırakarak dua etti. "ASKER ELBİSESİ İÇERİSİNE GİRMİŞ TERÖRİSTLER" İçişleri Bakanı Ala ise ziyaret sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Bugün Sayın Genelkurmay Başkanımız bu olup bitenden sonra hem başsağlığı dileklerini iletmek üzere hem de kahraman polisimizi, özel harekâtımızı ziyaret etmek üzere İçişleri Bakanlığına geldi. Sonra da buraları ziyaret ettik. Biz bütün birimler olarak milletimizin hizmetinde ve milletimize karşı yönelmiş tehditleri bertaraf etme azmindeyiz. Bunun en yüksek seviyeye çıkmış olduğu bir dönemde, daha yeni terörle mücadeleden ailelerinin yanına gelmiş özel harekât mensuplarımızı burada, 'bu kadar alçaklık olabilir mi?' diyebileceğimiz bir yöntemle şehid etti. Asker elbisesi içerisine girmiş teröristler şehid etti. Bunlar asker değil, bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olamaz, bunlar vatan evladı olamaz. Bunlar o elbise içerisine girmiş, peygamber ocağına dahil olmuş ve milletin mukaddes gördüğü asker elbisesi içerisine girmiş teröristlerdir. Bunlar, bu kardeşlerimizi burada şehid ettiler. İmam da dahil olmak üzere 50 özel harekât mensubunu şehid ettiler. Burada şu anda bulunmamızın nedeni genelkurmay başkanımızın bu elim, tarif edilemez durum için tekrar hem milletimize hem bizlere ve polis teşkilatımıza başsağlığı dileme amacıdır" ifadelerini kullandı. "MİLLETİMİZ TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATTI" Bakan Ala, "Kurumların içerisine yerleştirdikleri teröristlerle kurumları parçalamayı amaçladılar. Milletin paramparça olmasını amaçladılar ama orada da yüzüstü düştüler. Yine o kurumların içindeki vatanseverler, bütün siyasi partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, milletimiz en başta sokaklarda iradesine sahip çıkarak bu gidişata, bu rezilliğe dur dedi. Medyanın demokratik tutumu, canla başla topyekün bugün 79 milyon bir arada bu rezilliğe karşı durdu. Milletimiz bu darbe girişimini layık olduğu tarihin çöplüğüne attı" dedi. Kaynak Yeni Akit 24.07.2016 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Binali Yıldırım: Asker kılığında teröristler
![]() Olağanüstü toplanan TBMM'de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, "Dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği meclisin hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir" AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'nin 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun ve en sıkıntılı gecesini yaşadığını belirterek, "İşgal kuvvetleri Polatlı'ya kadar gelmişlerdi ama bu meclise dokunamadılar, dokunmadılar. 1960'ta darbe yapanlar, millî iradeye, meclis ruhuna saldırsalar bile meclisin bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları meclisi bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri meclise dokunmadılar ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği meclisin hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir." dedi. Yıldırım, olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasına, İstiklal Marşı'nın "Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl" dizelerini okuyarak başladı. Dün gece milletin bağımsızlığını, namusunu korumak için sokağa çıkan, tankların önünde birer kahraman olarak dikilen, mübarek kanlarıyla bayrağının hürriyetini, milletinin istiklâlini muhafaza eden şehidleri rahmetle, minnetle andığını, mekânlarının cennet olmasını dilediğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti: "Hepsini, bu yüce meclisin çatısı altından saygıyla, şükranla selamlıyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum: Üzülmeyin, hüzünlenmeyin, onlar peygamberlikten sonraki en büyük rütbeye, en büyük payeye şehidlik mertebesine ulaştılar. O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı ancak bugün milletin, hepimizin evlatları oldular. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça o kahramanların isimleri de yaşayacak. Kabirleri nur, mekânları cennet olsun. Yaralı kardeşlerimi buradan selamlıyorum. Hepsine acil şifalar diliyorum. Millî iradeyi teslim almak isteyenler karşısında sokağı teslim alan aziz milletimi buradan, bu yüce meclisin çatısı altından yürekten selamlıyor, böyle kahraman bir milletin evladı olmaktan büyük gurur duyuyorum." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dirayetli, dik duruşundan, siyasi partilere, partilerin genel başkanlarına, meclis gruplarına dayanışmalarından dolayı teşekkür eden Yıldırım, "Emniyet teşkilatımıza her biri Alparslan, her biri birer Fatih, her biri birer Selahaddin Eyyubi olan polislerimin alnından öpüyorum. Peygamber ocağı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, vatanını, milletini, bayrağını seven, demokrasiye gönülden bağlı her subayının, her astsubayının, uzman er, erbaş ve erlerin alınlarından öpüyorum." dedi. Yıldırım, darbe karşısında dünyaya örnek olacak bir duruş sergileyen basın yayın organlarına, medya temsilcilerine, sivil toplum örgütlerine de teşekkür ederek, "Sabaha kadar kesintisiz ezan ve sela okuyan imamlarımıza, seccadelerinin başında dua eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dünya'nın her yerinde bayraklarını alıp sokağa çıkan vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. "MİLLETİMİZDEN SONRA EN BÜYÜK ÖVGÜYÜ BU GAZİ MECLİS HAK EDİYOR" Milletvekillerinin dün gece barikatları aşarak tankları geçerek kurşunları savuşturarak TBMM'ye geldiğini, genel kurulu açtıklarını hatırlatan Yıldırım, milletvekillerine şöyle seslendi: "(Ya demokrasi ya ölüm) diyerek bu salonda dimdik durdunuz. Milletin meclisinin üzerine bombalar yağdırmaya başladılar, silahlarla taradılar, bir tek geri adım atmadınız. Her birinizin ölümü yanı başında hissettiğinizi biliyorum. Dünya parlamentolarına, dünya demokrasilerine örnek bir durum sergilediniz. Millet sokakta istiklaline sahip çıkarken siz de milletin vekilleri olarak burada istiklalinize, demokrasiye, millî iradeye sımsıkı sarıldınız. Bu tavrınızla tarih bu yüce meclisi bir daha yazdı. Bu tavrınızla Türkiye'nin tarihini değiştirdiniz, yüzlerce yıl unutulmayacak bir dayanışma, bir kardeşlik, iş birliği sergilediniz. Milletimizden sonra en büyük övgüyü tabii ki bu Gazi Meclis hak ediyor, sizler hak ediyorsunuz. Parti ayrımı yapmaksızın bu yüce meclisin her bir üyesini, her bir milletvekilimizi selamlıyorum. Milletimin adına sizlere şükranlarımı sunuyorum, sizleri büyük bir heyecanla alkışlıyorum." "MİLLETİN EVİNE DOKUNANIN ELİ YANAR" TBMM'nin, Gazi Meclis'in, 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun, en sıkıntılı gecesini yaşadığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti: "İşgal kuvvetleri Polatlı'ya kadar gelmişlerdi ama bu meclise dokunamadılar, dokunmadılar. 1960'ta darbe yapanlar, millî iradeye meclis ruhuna saldırsalar bile meclisin bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları meclisi bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri meclise dokunmadılar ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği meclisin hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir. Gözleri dönmüştü, gözlerini kan bürümüştü, cinnet hâlindeydiler, ihanet ve haşhaş akıllarını teslim almıştı ancak bilmedikleri şuydu, milletin evine dokunanın eli yanar, milletin evine el uzatanın o eli kırılır, milletin evine saldıranın ocağı söner. İşte daha 24 saat geçmeden elleri yandı, o bombalara, o tetiklere basan elleri kırıldı. İnşaallah ocakları da ebediyen söndü." "15 TEMMUZ DEMOKRASİ NÖBETİNİN TUTULDUĞU GÜNDÜR" AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Millette darbe yapmaya kalkanlar darbe yemiştir, darbeyi kendileri yemiştir. 15 Temmuz artık demokrasi nöbetinin tutulduğu gündür, bugünün yıldönümüdür, demokrasi bayramı günüdür" dedi. Meclis genel kurulu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında, FETÖ'nün darbe girişimi nedeniyle olağanüstü toplandı. Başbakan Yıldırım, genel kurulda yaptığı konuşmada tarihe bir not düşmek istediğini belirterek, "Bundan sonra 50 yıl, 100 yıl, 1000 yıl bu milletin evine, millî iradenin tecelli ettiği bu meclise kim el uzatırsa akıbeti aynı olacaktır. Hiçbir darbe, hiçbir darbe girişimi yapanların yanına kâr kalmadı bundan sonra da kalmayacak inşaallah." diye konuştu. Bugünden itibaren hiç kimsenin milletin evine ve milletin iradesine el uzatmayı aklından geçiremeyeceğini vurgulayan Yıldırım, "Ama geçiren de olursa gözünün önüne bugün hayatları sönmüş darbeciler gelecek ve buna asla yeltenemeyeceklerdir. Bugün yeni bir gün, bugün büyük bir badirenin altından 79 milyonun tek yürek olduğu gündür. Bugün AK Partinin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Halkların Demokratik Partisi'nin, meclis dışındaki tüm siyasi partilerin ortak bir sesle 'darbeye hayır' dedikleri, demokrasiye birlikte sahip çıktıkları gündür. Milletimize, istiklalimize, bayrağımıza, devletimize ve meclisimize yönelik bir saldırıda nasıl bir araya geldiğimizi, nasıl kenetlenebildiğimizi bütün dünyaya bugün gösterdik." ifadesini kullandı. Yıldırım, bugünün bir 'milat' olduğunun altını çizerek, gece boyunca ve bugün sergilenen dayanışmanın yeni bir sürecin de başlangıcı olduğuna inandığını dile getirdi. "Bu ruhla terörü de yeneriz, bu ruhla yaralarımızı da sararız. Bu birliktelik ruhuyla Allahın izniyle Türkiye'yi Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine de çıkarırız" diyen Yıldırım, bugünün acı bir hadisenin ardından çoğalan umutların günü olduğunu söyledi. "BİRLİKTELİK RUHUNA SIMSIKI SAHİP ÇIKACAĞIZ" AK Parti Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak mecliste bugün oluşan birliktelik ruhuna sımsıkı sahip çıkacaklarının sözünü verdiklerini kaydeden Yıldırım, "Vatan Caddesi'nde, Kızılay Meydanı'nda, havaalanlarında, 81 vilayetin her köşesinde AK Partililer, CHP'liler, HDP'liler, MHP'liler el ele verdiler, tek yürek oldular, tek ortak eylem yaptılar. Milletin bu mesajını 'anladık' dediler, milletin kenetlenen mesajını 'okuduk' dediler." şeklinde konuştu. Yıldırım, ihanet ve terör karşısında sarsılmaz birliktelik içersinde olma talimatını milletten aldıklarına işaret etti. Bu tarihî dayanışmayı geleceğe de taşıyacaklarını vurgulayan Yıldırım şu değerlendirmelerde bulundu: "Darbe karşısında kahramanca duran milletime şükranlarımı sunuyorum, şehidlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bir kez daha partilerimizin genel başkanlarına, grup başkanvekillerine, bütün milletvekillerine teşekkür ediyorum. Diyorum ki, inadına demokrasi, inadına millî irade, inadına barış, inadına kardeşlik. Millette darbe yapmaya kalkanlar darbe yemiştir, darbeyi kendileri yemiştir. 15 Temmuz artık demokrasi nöbetinin tutulduğu gündür, bugünün yıldönümüdür, demokrasi bayramı günüdür. Hayırlı uğurlu olsun. Sağolun varolun, Allah'a emanet olun." Kaynak Yeni Akit 16.07.2016 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|