|
![]() |
#1 |
![]() Adnan Oktar hocaya Allah sabır versin ve Rabbim onu içine düşmüş olduğu bu zor durumundan kurtarsın. İslam'a ve Müslümanlara pek çok hizmeti ve faydası olmuş bir insanı ve onun talebelerini zulüm yaparak derdest etmek ne demek! Malına mülküne kayyum atayıp parasını pulunu gasp etmek ne demek! Ebu Hanzala hocaya hapis cezası verdiler, Alparslan Kuytul hoca hâlâ yargılanıyor bildiğim kadarıyla ve şimdi de Adnan Oktar'a ve talebelerine karşı operasyon yaptılar zalimler! Türkiye Cumhuriyeti devletinin derinliklerindeki bazı yapılanmalar, İslam'a savaş mı açtı?
Bu ülkede hukuk kalmamış, zulüm her yanı kaplamış ve almış başını gidiyor! Her yeri Kerbela yapmaya mı çalışıyorsunuz ey zalimler?! Alparslan Kuytul hocaya, Ebu Hanzala hocaya ve Adnan Oktar hocaya bu operasyonları kim ya da kimler yapıyorsa ve bu operasyonların arkasında kim ya da kimler varsa onların hepsini Allah'a havale ediyorum ve onlardan asla razı değilim, asla razı değiliz! Ey kâfirler, ey zalimler! Alparslan Kuytul hocaya yapılan operasyonla başlayan ve sonrasında Ebu Hanzala hocaya yapılan operasyonla ve daha sonra da Adnan Oktar hocaya yapılan operasyonla devam eden süreçle İslam'ı Türkiye'den kaldırmayı hedefliyorsanız o hedefinize ulaşamayacak ve İslamiyet'i bu mübarek topraklardan kazıyamayacaksınız inşaallah! Biz bu yola baş koyduk! Allah yolundan asla vazgeçmeyeceğiz! Ne zindanlar ne de ölümler bizleri ne korkutabilir ne de yolumuzdan geri döndürebilir! Dönen dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan! Alparslan hocaya da Ebu Hanzala hocaya da Adnan hocaya da âlemlerin Rabbi olan Allah'ımızdan sabırlar diliyorum. Yapılan bütün bu zulümler nedeniyle canım sıkılıyor, üzülüyorum. Üzgünüm ama yılgın değilim. Bizler vurulup düşsek bile ardımızdan gelen temiz nesiller, İslam'ın bayrağını ve sancağını yükseltir. Allah, bizlere sabır versin ve cihadımıza kuvvet versin.
![]() Konu Cihannur tarafından (07-14-2018 Saat 23:17 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Abi soytarılar temizleniyor, gerçek ilim peşinde olan din adamlarına kimsenin dokunacağı yok. Geçmişte hizmeti olmuş mu olmamış mı orası ayrı konu, ancak Emniyet bu şahıs ve bağlantılarında suç tespit etmiş ise ki bu arkadaş TV'de soytarılık yapmak peşinde. Din böyle bezirganlık kaldırcak bir şey değil, tevazu yok , maskaralık yapıyor. Din simsarlığı başka bir şey değil. Bu operasyon ağzına Ak Parti'yi destekliyorum yalanını alıp da bana bişey olmaz "yapılanmalarına" ders olsun. Devlet artık eski devlet değil, Türkiye Cumhuriyeti gerçek Türk-İslam çizgisine doğru ilerlemekte ve bunu da Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesi doğrultusunda başarmaya doğru koşuyor. Allah, Cumhurbaşkanımıza uzun ömür versin, Bu ülkede Atatürk tüccarlığını da, Din tüccarlığını da hepsinin tozunu attırdı, attırıyor. Milletin ortak değerlerini kendi çıkarlarına alet edenlere rahat yok. Konu Cihannur tarafından (07-14-2018 Saat 23:18 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Alıntının düzeltilmesi. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
Baştan başlayayım. Alparslan Kuytul'a ve Adnan Oktar'a operasyon yapılır yapılmaz akabinde onların mal varlığına kayyum atanması absürtlüğünden başlayayım. Yapılan bu absürtlükler büyük birer zulüm ve alçaklıktır; çünkü tam hukuksuzluktur. Olayın başında hukuk yok ki gerisinin anlamı zaten kalmıyor! Napolyon, komutanlarından birine muharebeyi neden kaybettiklerini sorduğunda, komutan saymaya başlamış: "1- Barutumuz yoktu." Bunun üzerine Napolyon "Tamam, gerisini saymana gerek yok!' demiş. Alparslan Kuytul'a ve Adnan Oktar'a operasyon düzenleyip hemen akabinde aynı gün içinde ya da birkaç gün içinde onların mal varlığına kayyum atamak ne demektir anlatayım: 1- Seni suçla ya da suçlarla itham ediyorum (iddia makamı yani savcılık makamıyım) 2- Ve aynı zamanda senin hakkında hüküm veriyorum (hüküm makamıyım yani hâkimlik makamıyım da) 3- Ve yargılamaya itiraz yaptığını varsayıyor ve itirazını da ben karara bağlıyorum (temyiz makamı da benim). Alparslan Kuytul'un ve Adnan Oktar'ın mal varlığının birkaç gün içinde kayyum aracılığıyla gasp edilerek çalınmasıyla (devlet gücü eliyle yapılan hırsızlık-soygun) onlara yapılan işte tam da budur ve burada hukuk yok! İnsanların mallarına mülklerine hem savcılık hem hâkimlik hem de temyiz makamını tek birimde toplamaya cüret edilerek el konulamaz! Bu yapılanlar sadece hukuk dışılıkla sınırlı birer zulüm de değildir! Bu apaçık ve hiç şüphesizce insanlık dışılıktır! İnsan olan böyle bir şey yapmaz! Yapılan bu apaçık hukuksuzluğu ve gayrimeşru durumu hukuki görüp meşru kabul edenler de insanlıktan çıkmışlardır, ormana gidip orada ayılarla birlikte yaşasınlar! Yeryüzünde yukarıda bahsettiğim hukuksuzluğu meşru ve normal görecek bir ciddi hukukçu bile gösteremezler! Çünkü böyle bir hukuk yok! Bu yapılanların 'sanığın idamına, tanıkların bilahare dinlenmesine' ciddiyetsizliğindeki İstiklâl mahkemeleri soytarılığından ve 'sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' itirafındaki sözde Yüksek Adalet Divanı özde Alçak Zulüm Divanı 27 Mayıs mahkemesi soytarılığından hiçbir farkı yoktur! Oralarda da hukuk yoktu zulüm vardı, burada da hukuk yok zulüm var! Ve oralarda sözde yargılama adına yapılan soytarılıkların bir benzeri burada da yapılıyor. Yukarıda Napolyon'un bir komutanıyla arasında geçtiği söylenen bir diyaloğa yer verdim. Oradaki misali konumuza uyarlayayım: Operasyonlar baştan tam hukuksuzlukla başlıyor zaten, gerisini yani yapılan diğer hukuksuzlukları anlatmama normalde gerek yok! Ama ben yine de yapılan diğer hukuksuzluklardan da biraz bahsedeyim. Eğer ben emniyet müdürlüğü makamında bir yetkili olsaydım ve emrim altında çalışan polis memurları bana, Adnan Oktar'a düzenlenmiş olan operasyonun bilgisini içeren evrakla gelselerdi o evrakı yırtarak o polis memurlarının suratına çarpar ve öfkeyle şu minvalde bir şeyler söylerdim: "Siz ne biçim insanlarsınız da böyle bir dosyayla karşıma çıkıyorsunuz? Bu olayda suç ne? Suyunun suyunun suyu suç mu olur! Bu adam (Adnan Oktar) ne yapmış? Kimin tavuğuna kış demiş? Talebelerinden birinin ya da birilerinin şöyle şöyle yaptığı iddia ediliyor diye Adnan Oktar'a nasıl suç çıkartırsınız?! Sizde hiç insanlık yok mu, vicdan yok mu, kalp yok mu?!" Konuyla ilgili basit bir misal vereyim: Türkiye'de binlerce mensubu bulunan siyasi partiler var. Binlerce mensubu bulunan o siyasi partilerden birini misal olarak ele alalım; o siyasi partinin mensupları arasında suça bulaşmış insan yok mudur? Elbette vardır ve muhtemeldir ki o insanların arasında yüz kızartıcı suç işlemiş veya işlemekte olan insanlar da vardır. Türkiye'deki cari uygulamaya göre yarın sabah o siyasi partinin lideri 'X Partisi Suç Örgütü Lideri' nitelendirilmesiyle gözaltına alınabilir ve o siyasi partinin liderinin bütün mal varlığına kayyum atanarak malları mülkleri devlet gücü eliyle çalınabilir. Bu durumu emsal alarak tüm cemaatlere, tüm şirketlere genişlet. Durumun vehametini görüyorsun değil mi?! Türkiye'de hukuka göre değil birilerinin keyfine göre yarın sabah hakkında operasyon yapılmak istenilen pek çok cemaat lideri ve cemaat üyeleri veya yönetici makamındaki pek çok yetkili ve onların personeli suç örgütü suçlamasıyla gözaltına alınıp yargılanabilir. Bu tam bir hukuksuzluk durumudur! Bu, insanlık dışılıktır! Bu, orman kanunudur! Türkiye'de hukuk yok, bitti, bitirdiler! Kendi hâlindeki insanlardan yöneticilere, cemaatlerden şirketlere, derneklerden örgütlere kadar hiç kimsenin hukuki güvencesi yok! Türkiye'de "Benim cemaatime -benim şirketime, benim derneğime, benim örgütüme- operasyon yapamazlar, mal varlığımıza kayyum atayamazlar ve beni de birlikte hareket ettiğimiz insanları da gözaltına alamazlar, tutuklayamazlar diyebilecek kimse var mıdır?! Kanımca yoktur! Türkiye'nin mevcut tam hukuksuzluk durumunda özel imtiyazı bulunmayan hiçbir şahsın da hiçbir tüzel kişiliğin de hukuki güvencesi yok! Maalesef ki acı gerçek bu. "Gerçek ilim peşinde olan din adamlarına kimsenin dokunacağı yok" diyorsun da Adnan Oktar'ın kitaplarının sayısını saydın mı, onun kitaplarını okudun mu? Yapma gözünü seveyim. Çok sayıda kitap yazmış olan ve on yıllardır ilmî faaliyette bulunan Adnan Oktar'ı ilim yolunda saymayacaksak kimi sayacağız?! Biraz da Ebu Hanzala'dan bahsedeyim. Ebu Hanzala'ya ağır bir hapis cezası verdiler. Tanıyor musun sen onu? YouTube'da videoları var, seyret istersen. Kendisi günümüzdeki vaizlerin en etkililerinden biri olarak tanınıyor. Onun videolarını seyrettikten sonra "gerçek ilim peşinde olan din adamlarına kimsenin dokunacağı yok" şeklindeki düşüncenden vazgeçebilirsin; çünkü adamın ilmi var, yaşı da genç ve hayatını ilim öğrenme yolunda geçirdiği hususunda da şüphe yok. Adnan Oktar'ın, Ebu Hanzala'nın, Alparslan Kuytul'un ve benzeri durumdaki ilim insanlarının bazı görüşlerini, bazı davranışlarını beğenmeyebiliriz, bu doğal bir durumdur. Ben şahsen klasik Sünni ekol yolunda bulunan bir insanım. Hanefi-Maturidi yolundayım ve tasavvufa da sevgiyle saygıyla bakıyorum. Oysa mesela Ebu Hanzala hoca anladığım kadarıyla ya Selefi mezhep ya da Selefiliğe yakın bir ekole sahip bir kişi ve tasavvufa soğuk bakıyor ve mesela Hazret-i Mevlana'yı kötü görüyor. Adnan Oktar da bildiğim kadarıyla Hazret-i Mevlana'yı kötü görüyor ve belki o da tasavvufa soğuk bakıyordur. Bütün bunları şunun için söylüyorum ki insanlar farklı fikirlere sahip olabilir ve birilerinin iyi gördüğü insanları başka birileri kötü görebilir. Adnan Oktar'ın kitaplarından, belgesellerinden faydalanıyorum, Ebu Hanzala'nın videolarından faydalanıyorum ama kendi inandığım doğru yolumda yürümeyi sürdürüyorum. İslam'ın geniş dairesi içinde her Müslümana yer vardır. Salih Mirzabeyoğlu hapse atılıp ona zulüm yapılırken de Cübbeli Ahmet Hoca hapse atılıp ona zulüm yapılırken de onlara yapılan zulümlere karşı çıktım, karşı çıktık. Adnan Oktar, Ebu Hanzala, Alparslan Kuytul ve bunların durumundaki diğer insanlar hapse atılıp onlara zulüm yapılırken de bu sefer de bunlara yapılan zulümlere karşı çıkıyorum, karşı çıkıyoruz. Bu insanların suçu, suçları ne?! İnsanların kendi bilgilerine, kendi anlayışlarına göre İslam'ı anlatmaları suç değildir! Türkiye hani demokratikleşecekti, demokratikleşiyordu? Türkiye demokratikleşiyorsa zulümler niye artarak devam ediyor? Hani fikir ve ifade özgürlüğü sağlanacaktı? Adnan Oktar'ı, Ebu Hanzala'yı, Alparslan Kuytul'u ve bunların benzeri durumdaki insanları 'fikir suçundan' dolayı hapse tıktılar, tıkıyorlar, bu insanlara sahip oldukları fikirler yüzünden zulmediyorlar ve onlara yapılan 'siyaseten katl'dir başka bir şey değil! İslam'ın temel ölçütlerinden biri şudur: Küfr kimden gelirse gelsin karşı çıkılmalı, küfürden razı olunmamalı ve zulüm de kimden gelip kime yapılırsa yapılsın karşı çıkılmalı ve zulümden de razı olunmamalıdır; çünkü küfre rıza küfürdür ve zulme rıza da zulümdür. Ortada apaçık zulümler var ve ben bir Müslüman olarak Müslümanlığımın gereklerinden birini yapıp zulümlere karşı çıkıyorum. Salih Mirzabeyoğlu'na ve Cübbeli Ahmet Hoca'ya yapılan zulümlere karşı çıktığım gibi, Adnan Oktar'a, Ebu Hanzala'ya ve Alparslan Kuytul'a yapılan zulümlere de karşı çıkıyorum, tepki gösteriyorum. Adnan Oktar hakkında sen benden farklı düşünüyorsun. Bana göre o, vermiş olduğu eserlerle İslam'a ve Müslümanlara çok faydası dokunmuş olan değerli ve saygın bir insandır. Dilerim ki Allah, onu ve talebelerini içlerinde bulundukları zor durumundan kurtararak eski güzel günlerine kavuşturur. Benzer bir dileği Alparslan Kuytul için ve Ebu Hanzala için ve bunlar gibi diğer mazlumlar için de diliyorum. Türkiye'nin mevcut bozuk zulüm rejiminin Allah düşmanlığından, İslam düşmanlığından bıktım! Yeter artık bu kadar zulme, YETER! Lanet olsun! Konu Cihannur tarafından (07-14-2018 Saat 02:01 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|