Ahmet KEKEÇ "Bizi enayi yerine koyan yoldaş!"

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 07-18-2010, 12:35

Dürüst olun... “Bu anayasa değişikliği bir şey getirmiyor” diye müşterinizi kandırmayın.

Bu anayasa değişikliği çok şey getiriyor, siz de biliyorsunuz.

Delikanlı gibi çıkıp deyin ki, “Referandumun kabul edilmesiyle birlikte hayatımızda çok mühim değişiklikler olacak ama biz yine de hayır oyu kullanmak istiyoruz...”

Mesela, memura “toplu sözleşme hakkı” verilecek.

Bir sosyal demokrat rüyasıdır bu... Siz başaramadınız, muarızlarınız başardı. “İş emek, özgürlük” diye atıp tutmasını biliyorsunuz. Bari müntesiplerinizi haberdar edin bu vetireden...

İşçiye karşı “grev kırıcı numaralar” artık sökmeyecek. Çünkü grev hakkı “anayasal güvenceye” kavuşturuluyor... Bu da bir sosyal demokrat rüyasıdır. Statükoya taşeron yazılmış sarı sendikalarınız bundan hoşlanmayacak ama namus ve devrim borcunuzdur, bu gelişmeyi de duyurmak zorundasınız...

Başka?

Kurumlar, bürokrasi vesayetinden kurtulacak... Anayasa Mahkemesi ve HSYK çoğulcu bir yapıya kavuşturulacak. Kapalı devre “sen beni seç, ben seni seçeyim” durumları sona erecek. Cillop olacak...

Bunu da “bu şekilde” duyurun.

Bilsinler...

Korkmayın... Çok seslilikten, çok renklilikten zarar gelmez.

Kaldı ki, uzaydan hâkim ve savcı getirilmeyecek. Kurumlar, yine sizin kurumlarınız olacak. Bu kurumlara atamalar yine sizin yargıçlarınız arasından yapılacak. Yine “hayır” oyu kullanın ama olup biteni de dürüstçe duyurun.

Başka?

Kadınlara, çocuklara, gazilere, emeklilere, dullara, yetimlere “pozitif ayrımcılık” getiriliyor... Hem solcu, hem halkçısınız. Hem de fakir fuka
ranın hukukunu gözettiğinizi söylüyorsunuz. Bunu da bilsinler...

Başka?

Başka birçok şey oluyor.

Mesela “ombudsmanlık” sistemi kuruluyor, “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı” getiriliyor, askeri yargının görev ve yetkileri yeniden düzenleniyor, darbe suçu yaptırıma bağlanıyor ama sizi okuyanlar “devrim” niteliğindeki bu değişiklilerden haberdar olamıyor.

Neden?

Hadi karambole getirip müşteriden haber kaçırıyorsunuz... Bari vicdanlı olun, yalan söylemeyin, gerçeği karartmayın, “Bu anayasa değişikliği 12 Eylül’e yargı yolunu açmıyor” türünden ucuzluklara sapmayın...

Referandumun onaylanması durumunda, darbeciler eliyle anayasaya çakılmış “geçici 15. madde” yürürlükten kalkmış olacak. Bunu siz de biliyorsunuz.

Otuz yıl boyunca “Darbelerden hesap sorulsun, Kenan Evren ve arkadaşları yargılansın” diye ağlayıp durdunuz. Yetinmediniz mitingler düzenlediniz, nümayişler yaptınız, sağa sola çelenkler bıraktınız, bildiriler yayınladınız... “Hayır” oyu kullanacağınız anayasa değişikliği 12 Eylül’e yargı yolunu açıyor işte...

Böylece, haksız yere tutuklanan, işkence gören, işini kaybeden, üniversiteden atılan, yakınlarını darağacına yollayan, memleketini terk eden, kitaplarını yakmak zorunda kalan tüm “mağdurlara” dava açma hakkı doğuyor...

İlle de “hayır” diyecekseniz deyin. Bunun propagandasını yapın. Bildiri hazırlayın, afiş bastırın, panel düzenleyin, resim sergisi açın, film çekin, oyun sahneleyin, beter olun...

Fakat şunu yapmayın: Yalan söylemeyin ve insanları enayi yerine koymayın...

07-18-2010, 12:35	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	Ahmet KEKEÇ "Bizi enayi yerine koyan yoldaş!" Dürüst olun... “Bu anayasa değişikliği bir şey getirmiyor” diye müşterinizi kandırmayın. Bu anayasa değişikliği çok şey getiriyor, siz de biliyorsunuz. Delikanlı gibi çıkıp deyin ki, “Referandumun kabul edilmesiyle birlikte hayatımızda çok mühim değişiklikler olacak ama biz yine de hayır oyu kullanmak istiyoruz...” Mesela, memura “toplu sözleşme hakkı” verilecek. Bir sosyal demokrat rüyasıdır bu... Siz başaramadınız, muarızlarınız başardı. “İş emek, özgürlük” diye atıp tutmasını biliyorsunuz. Bari müntesiplerinizi haberdar edin bu vetireden... İşçiye karşı “grev kırıcı numaralar” artık sökmeyecek. Çünkü grev hakkı “anayasal güvenceye” kavuşturuluyor... Bu da bir sosyal demokrat rüyasıdır. Statükoya taşeron yazılmış sarı sendikalarınız bundan hoşlanmayacak ama namus ve devrim borcunuzdur, bu gelişmeyi de duyurmak zorundasınız... Başka? Kurumlar, bürokrasi vesayetinden kurtulacak... Anayasa Mahkemesi ve HSYK çoğulcu bir yapıya kavuşturulacak. Kapalı devre “sen beni seç, ben seni seçeyim” durumları sona erecek. Cillop olacak... Bunu da “bu şekilde” duyurun. Bilsinler... Korkmayın... Çok seslilikten, çok renklilikten zarar gelmez. Kaldı ki, uzaydan hâkim ve savcı getirilmeyecek. Kurumlar, yine sizin kurumlarınız olacak. Bu kurumlara atamalar yine sizin yargıçlarınız arasından yapılacak. Yine “hayır” oyu kullanın ama olup biteni de dürüstçe duyurun. Başka? Kadınlara, çocuklara, gazilere, emeklilere, dullara, yetimlere “pozitif ayrımcılık” getiriliyor... Hem solcu, hem halkçısınız. Hem de fakir fuka ranın hukukunu gözettiğinizi söylüyorsunuz. Bunu da bilsinler... Başka? Başka birçok şey oluyor. Mesela “ombudsmanlık” sistemi kuruluyor, “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı” getiriliyor, askeri yargının görev ve yetkileri yeniden düzenleniyor, darbe suçu yaptırıma bağlanıyor ama sizi okuyanlar “devrim” niteliğindeki bu değişiklilerden haberdar olamıyor. Neden? Hadi karambole getirip müşteriden haber kaçırıyorsunuz... Bari vicdanlı olun, yalan söylemeyin, gerçeği karartmayın, “Bu anayasa değişikliği 12 Eylül’e yargı yolunu açmıyor” türünden ucuzluklara sapmayın... Referandumun onaylanması durumunda, darbeciler eliyle anayasaya çakılmış “geçici 15. madde” yürürlükten kalkmış olacak. Bunu siz de biliyorsunuz. Otuz yıl boyunca “Darbelerden hesap sorulsun, Kenan Evren ve arkadaşları yargılansın” diye ağlayıp durdunuz. Yetinmediniz mitingler düzenlediniz, nümayişler yaptınız, sağa sola çelenkler bıraktınız, bildiriler yayınladınız... “Hayır” oyu kullanacağınız anayasa değişikliği 12 Eylül’e yargı yolunu açıyor işte... Böylece, haksız yere tutuklanan, işkence gören, işini kaybeden, üniversiteden atılan, yakınlarını darağacına yollayan, memleketini terk eden, kitaplarını yakmak zorunda kalan tüm “mağdurlara” dava açma hakkı doğuyor... İlle de “hayır” diyecekseniz deyin. Bunun propagandasını yapın. Bildiri hazırlayın, afiş bastırın, panel düzenleyin, resim sergisi açın, film çekin, oyun sahneleyin, beter olun... Fakat şunu yapmayın: Yalan söylemeyin ve insanları enayi yerine koymayın...

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)