Camide tek başına



Çanakkale’nin merkeze bağlı Alevi vatandaşların yaşadığı Denizgöründü Köyü’nde devletin yaptırdığı ve 2007 yılında Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu tarafından hizmete açılan cami, beklenen ilgiyi görmedi.

Cemaat olmaması nedeniyle 4 yıldır camide tek başına namaz kılan imam, müftülükçe haftanın üç günü komşu köylerde görevlendirildi. Köy sakinlerinden Hasan Durmuş, caminin köylüye sorulmadan yapıldığını belirterek, “Devlet kimseye birşey demeden geldi buraya camiyi dikti. Ancak köyümüzden hiç giden yok. Cami yapılırken bize sorsalardı da karşı çıkmazdık. Ama onun yerine cemevini tercih ederdik. Ben hiç gitmedim, gitmem de. Sadece cemevi olursa giderim” dedi. Köy Muhtarı İbrahim Kahya ise cami için başvuruyu kendisinin yaptığını anlatarak, “Ben müftülükle görüşüp cami yapılmasını istedim. Onlar da uygun görüp yaptılar. Ama kimse camiye gitmiyor. Cemevi de yapılacak olursa karşı değilim” diye konuştu. Cami yapıldığından bu yana bahçesindeki musalla taşı da bir kez dahi kullanılmadı. Bunun sebebi olarak ise Alevi olan Denizgöründü köylülerinin, hayatını kaybeden yakınlarını kendi örf ve adetlerine göre toprağa vermeleri gösterildi

Burası bir Hristiyan ya da başka bir dine mensup insanların köyü olsa tamam diyeceğim de, Ama kimliklerinden İslam ibaresinin kaldırılmasını isteyen ama aynı zamanda İslam kültüründen olduğunu iddia eden ne olduğu belli olmayan bir kesim için devlet sazlı sözlü eğlence mekanları açacak değil. Devlet köylere de camii yapmakla sorumludur. İsteyen kılar isteyen kılmaz günahı onların boynuna. Ayıp devlette değil, koca camiyi boş bırakp müslümanım diye geçinenlerdedir.

Alevilik bir din değildir. Sapla samanı karıştırmayalım. Klise Hristiyanların dini ibadet yeri. Ben klisede sazlarla sözlerle ibadet edildiğini bilmiyorum. Aleviler kendi içlerinde anlaşamıyorlar,kimisi müslümanız diyor kimisi değil. Devletin köyde hanginiz namaz kılan alevilerdensiniz,hanginiz değilsiniz diye soracak hali yok.

Devlet her yere camii yapmakla sorumludur. Benim camiim birilerine zulümse o birileri bu devletten hizmet beklemeyecek kardeşim. Hoşgörü ayrı zulüm ayrı. Camii'ye alevileri doldurup zulm etmiyoruz biz!

İslam içerisinde Kuranın ve sünnetin mabet kabul ettiği yer(ler) Kabe ve onun işevine sahip Camilerdir. Biz nasıl tekkelere medreselere İbadethane demiyor ama içerisinde ibadet ediyorsak Alevilerin Cemevleri de bu cümleden olsa gerek diye düşünmekteyim.......

Bir diğer husus Devlet İbadethane açmak zorunda değil,açar yardımcı olur başka zorundalık başka diye düşünmekteim..........

Benim bulunduğum yere cami cemevi neyse de Kilise bambaşka bir olay .Ssanki kıyas geçersiz gibi gelmekte...........

Hep dile getirdiğim düşüncemi burada da söylemek istiyorum:Alevilerin şuan bir istikameti yok yani tek ağız değiller.İstekleri, konumları, akideleri noktasında..............

Varsın kimse gitmesin. Bu köye hiç mi müslüman gelmeyecek? Üstelik orada yaşayan köylüler, imamımız sayesinde belki müslümanlığa ilgi duyacak. Belki merak edecekler. Belki oradaki kardeşlerimizin müslüman olmasına o camii vesile olacaktır. Olamaz mı?

Hem Camii'nin, ezan sesinin zararı olmaz, faydası olur. Buna birgün muhakkak şahit oluruz. Birgün deriz ki; "iyiki o camii yapılmış."

Şayet o köyde camii varsa, ikinci bir camiinin yapılması elbette doğru olmaz. Ama dediğim gibi hiç camii yoksa (ki sanırım öyle) camiinin yapılmış olması doğru bir karardır.

Ezan sesini kimse dinlemese bile, o ses, ebedi yurdumun üstünde inlemelidir.