Birde rahmetli Türkeş''in ''özel sohbetlerinde'' kendi ağızından anlattıklarını okuyalım.

27 Mayıs ihtilalinin ardından ''Kudretli Albay'' olarak ismi ön plana çıkan Alparslan Türkeş, ''Başbakanlıkta konuşlanarak devletin evraklarını bir bir elden geçiren'' Amerikalıları kapı dışarı koyması yüzünden şimşekleri üzerine çeker!...

Türkeş, katıldığı bir MBK toplantısından sonra bazı bürokratlara şöyle der:

"Memleketin başına musallat olan belaların arkasında hep masonlar var!...

Atatürk''ün bile izin vermediği bu fesat yuvalarını bir an önce kapatmak gerekir!.."

''İkinci bir darbeyi'' de Türkeş''ten yiyeceklerini anlayan masonlar, araya ''hatırlı aracılar'' koyarak kendisiyle görüşmek isterler!...

Türkeş bu talepleri geri çevirir!...

Nihayetinde Erol Simavi devreye girer!...

Simavi, ''mason localarını kapatmak amacıyla'' bir rapor hazırlamak için İstanbul''a gelen Türkeş''ten, ''Hürriyet gazetesi sahibi''sıfatı ile randevu talebinde bulunur!...

Simavi, görüşmede, Türkeş''e arkadaşları ile birlikte MBK''dan tasfiye edileceği yönünde duyum aldığını söyler!...

Ardından şu teklifi yapar:

"Eğer, masonluğu kabul ederseniz, devlet içiresindeki nüfuzumuzu kullanarak tasfiyenizi engelleyebiliriz!.."

Bu teklif karşısında şaşkına dönen Türkeş, "Sakın bir daha karşıma çıkma" diyerek Erol Simavi''yi kapı dışarı eder!...

Görüşmeden tam 4 gün sonra, 13 Kasım 1960 tarihinde aralarında Türkeş''in de bulunduğu 14 MBK üyesi, Cemal Gürsel''in emriyle tutuklanarak, yurtdışına gönderilir!...

''Siyonizmin'' küresel hizmetkârları olan masonların izledikleri taktik hep aynıdır:

"Çamur at, tutmasa da izi kalır!.."




Başbuğ Alparslan Türkeş'e bırakın mason demeyi onu masonluk kelimesi ile yan yana tutanın bile şerefinden şüphe ederim .Biz yerinden doğrulup da cevap veremeyecek olan sevdiklerimiz için varız. Aslı olmayan ,sevdiklerimiz için ileri geri konuşanlara hakettiği dersi vermekten de çekinmeyiz.