Ak_Kelebek
04-29-2009, 11:22
“1 Mayıs’ı illa Taksim’de kutlayacağız” diyenlere bakar mısınız?
Bize akıl verirler, “Tabulara bağlı kalmayın, serbest olun, özgürleşin” diye..
“Bizim bağlı kaldığımız, beşeri güçler değil ki! Bizim tartışılamaz ilkeler dediğimiz kurallar, beşerin icat ettiği ilkeler değil ki! Biz Allah’ın koyduğu kuralları tartışamayız, onlara boyun eğmemiz, itirazsız kabul etmemiz gerekir” diyoruz.
Onlar ise, bize akıl veriyorlar; “İnsan aklına tabi olun. Özgürlük yanlısı olun. Hiçbir şeyi, tartışmadan kabul etmeyin. Her görüşü tartışmaya açın.”
O kadar ısrarcı oluyorlar ki, dersiniz ki; kendileri gerçekten, hiçbir görüşe körü körüne bağlanmazlar, her şeyi açık açık tartışırlar, aklın emretmediği hiçbir iddianın peşinden koşmazlar!
Halep oradaysa, arşın burada..
Haydi bakalım beyler, bizden, bırakın insanların kurallarını, Allah’ın kesin emirlerini bile tartışmaya açmamızı isterken, sizler kendi kafanızdan icat ettiğiniz kurallar, kanaatler için ne kadar da katı bir bağnazlık içinde yüzüyorsunuz!
Buyrun cevap verin, nedir şu “Taksim’de miting” ısrarınız?
Hangi akıl süzgecinden geçirerek, hangi bilimsel metod ile, hangi tartışma ile bu ısrarı sürdürüyorsunuz?
“Taksim’in sembolik önemi var”mış!
Sizin için şu yönde sembolik anlamı varsa, bir başkası için de, anarşi çıkarmak için sembolik anlamı var.. Onu nasıl bertaraf edeceksiniz?
Evet buyrun tartışın bakalım, illa da Taksim’de miting yapılmasının anlamı nedir? Bunun vazgeçilmezliği nereden kaynaklanmaktadır?
İşte Bostancı’da yaşananları görüyorsunuz! Bir evde ortaya çıkan bombaları, tek bir teröristin kaç kişinin kanına girebileceğini görüyorsunuz!
Tüm bunlara rağmen, niçin Taksim’de ısrar ediyorsunuz?
Nerede sizin aklınız?
Nerede tartışma metodunuz? Nerede tabulara körü körüne bağlı olmama ilkeniz?
Haydi göstersenize, akılcılığınızı?
Yok.. ‘İlla da illa. Taksim’de miting yapacağız!’
Küçük çocukların, kafalarına takılan şeyi sürekli tekrar etmelerindeki gibi; ‘illa da illa böyle yapacağız...’
Geçen sene olanları gördünüz.. Bu sene olabilecekler için, Bostancı’daki operasyon, size bir fikir vermiştir.. O halde bu ısrarınız niye?
Haydi bir avuç sendikacı, güç gösterisi yapmak için, bunu dillendiriyor!
Peki medya niçin bu tezgaha teşne oluyor? Medya niçin, bu “anarşiye davetiye çıkartan çağrı”ya hoparlör görevi üstleniyor?
Bu ülkenin güvenliğinden sorumlu yetkililer, “Taksim, böyle bir miting için müsait değil. Ne kadar önlem alırsanız alınız, tedhiş olaylarına ve can kaybına sebebiyet verecek eylemlere müsait bir konumu var..” diyor.. Buna rağmen, niçin Taksim’de ısrar ediliyor?
Taksim’de mitinge izin verilse, Allah korusun bir olay yaşansa, bu sefer de, “Polis şöyle yanlış yaptı, böyle yanlış yaptı” demeyecek misiniz?
Hatta sokaklara dökülüp, “Katil polis” diye sloganlar atmayacak mısınız?
Siz ahlaksız medya mensupları.. Sizler de, Taksim’de mitinge izin verilse ve arkasından birkaç insanımız orada can vermiş olsa, “Katil polis” sloganlarına sizler de sözcülük etmeyecek misiniz?
Güvenlikten sorumlu olan polis ise, izin vermiyor..
Yok; güvenlikten siz sorumlu iseniz, o zaman niçin şu olaydan sonra, bu olaydan sonra polisi suçluyorsunuz?
Bırakın sıradan olayları, patlayıcılarla doldurulmuş bir dairedeki, ölümden başka çaresi kalmamış bir teröristin açtığı ateşle can veren insanlarımız için bile, terörist yerine polise suçlama yöneltiyorsunuz?
Sol sendikalardan tutun, onlara sayfa açan medya yöneticilerine de soruyorum.. “Taksim’de miting ısrarınızın arkasında ne yatıyor?”
Yoksa orada toplu bir katliam yaşatıp, arkasından güven bunalımı mı oluşturmak istiyorsunuz?
Taksim’de miting yapmak, Allah’ın emri mi?
Allah’ın emirlerine bile kayıtsız kalırken, kendi kendinize tasarladığınız bir eylemde, niçin bu kadar ısrarcısınız?
Niçin beyler?
Niçin?
Ali KARAHASANOĞLU
Vakit
Bize akıl verirler, “Tabulara bağlı kalmayın, serbest olun, özgürleşin” diye..
“Bizim bağlı kaldığımız, beşeri güçler değil ki! Bizim tartışılamaz ilkeler dediğimiz kurallar, beşerin icat ettiği ilkeler değil ki! Biz Allah’ın koyduğu kuralları tartışamayız, onlara boyun eğmemiz, itirazsız kabul etmemiz gerekir” diyoruz.
Onlar ise, bize akıl veriyorlar; “İnsan aklına tabi olun. Özgürlük yanlısı olun. Hiçbir şeyi, tartışmadan kabul etmeyin. Her görüşü tartışmaya açın.”
O kadar ısrarcı oluyorlar ki, dersiniz ki; kendileri gerçekten, hiçbir görüşe körü körüne bağlanmazlar, her şeyi açık açık tartışırlar, aklın emretmediği hiçbir iddianın peşinden koşmazlar!
Halep oradaysa, arşın burada..
Haydi bakalım beyler, bizden, bırakın insanların kurallarını, Allah’ın kesin emirlerini bile tartışmaya açmamızı isterken, sizler kendi kafanızdan icat ettiğiniz kurallar, kanaatler için ne kadar da katı bir bağnazlık içinde yüzüyorsunuz!
Buyrun cevap verin, nedir şu “Taksim’de miting” ısrarınız?
Hangi akıl süzgecinden geçirerek, hangi bilimsel metod ile, hangi tartışma ile bu ısrarı sürdürüyorsunuz?
“Taksim’in sembolik önemi var”mış!
Sizin için şu yönde sembolik anlamı varsa, bir başkası için de, anarşi çıkarmak için sembolik anlamı var.. Onu nasıl bertaraf edeceksiniz?
Evet buyrun tartışın bakalım, illa da Taksim’de miting yapılmasının anlamı nedir? Bunun vazgeçilmezliği nereden kaynaklanmaktadır?
İşte Bostancı’da yaşananları görüyorsunuz! Bir evde ortaya çıkan bombaları, tek bir teröristin kaç kişinin kanına girebileceğini görüyorsunuz!
Tüm bunlara rağmen, niçin Taksim’de ısrar ediyorsunuz?
Nerede sizin aklınız?
Nerede tartışma metodunuz? Nerede tabulara körü körüne bağlı olmama ilkeniz?
Haydi göstersenize, akılcılığınızı?
Yok.. ‘İlla da illa. Taksim’de miting yapacağız!’
Küçük çocukların, kafalarına takılan şeyi sürekli tekrar etmelerindeki gibi; ‘illa da illa böyle yapacağız...’
Geçen sene olanları gördünüz.. Bu sene olabilecekler için, Bostancı’daki operasyon, size bir fikir vermiştir.. O halde bu ısrarınız niye?
Haydi bir avuç sendikacı, güç gösterisi yapmak için, bunu dillendiriyor!
Peki medya niçin bu tezgaha teşne oluyor? Medya niçin, bu “anarşiye davetiye çıkartan çağrı”ya hoparlör görevi üstleniyor?
Bu ülkenin güvenliğinden sorumlu yetkililer, “Taksim, böyle bir miting için müsait değil. Ne kadar önlem alırsanız alınız, tedhiş olaylarına ve can kaybına sebebiyet verecek eylemlere müsait bir konumu var..” diyor.. Buna rağmen, niçin Taksim’de ısrar ediliyor?
Taksim’de mitinge izin verilse, Allah korusun bir olay yaşansa, bu sefer de, “Polis şöyle yanlış yaptı, böyle yanlış yaptı” demeyecek misiniz?
Hatta sokaklara dökülüp, “Katil polis” diye sloganlar atmayacak mısınız?
Siz ahlaksız medya mensupları.. Sizler de, Taksim’de mitinge izin verilse ve arkasından birkaç insanımız orada can vermiş olsa, “Katil polis” sloganlarına sizler de sözcülük etmeyecek misiniz?
Güvenlikten sorumlu olan polis ise, izin vermiyor..
Yok; güvenlikten siz sorumlu iseniz, o zaman niçin şu olaydan sonra, bu olaydan sonra polisi suçluyorsunuz?
Bırakın sıradan olayları, patlayıcılarla doldurulmuş bir dairedeki, ölümden başka çaresi kalmamış bir teröristin açtığı ateşle can veren insanlarımız için bile, terörist yerine polise suçlama yöneltiyorsunuz?
Sol sendikalardan tutun, onlara sayfa açan medya yöneticilerine de soruyorum.. “Taksim’de miting ısrarınızın arkasında ne yatıyor?”
Yoksa orada toplu bir katliam yaşatıp, arkasından güven bunalımı mı oluşturmak istiyorsunuz?
Taksim’de miting yapmak, Allah’ın emri mi?
Allah’ın emirlerine bile kayıtsız kalırken, kendi kendinize tasarladığınız bir eylemde, niçin bu kadar ısrarcısınız?
Niçin beyler?
Niçin?
Ali KARAHASANOĞLU
Vakit