Hepimiz hatırlarız arkadaşlar geçen sene bu zamanlar da Abdullah Gül ün cumhurbaşkanı seçilme süreci daha sonra ortaya atılan 367 saçmalığı 27 nisan gecesi genelkurmay başkanlığının sitesinde yayınlanan e-muhtıra gündemimizdeydi


Şimdi baktıgımızda ise kapatma davası gündemde

Sizce aradan geçen 1 sene zarfında neler değişti

Not:27 nisanla ilgili mevcut konular vardı ama ben fikir telakkisinde bulunmak adına firkilerimizi beyan etmek adına konuyu açtım konu eğer uygun bölümde açılmamışsa affımı rica ediyorum yönetici arkadaşlardan

Şimdi demokraside darbe muhtıra yoktur.Ancak demokrasiye giden ülkelerde parti kapatmalar olmuş gerçek demokrasi geldiğinde bunlarda son bulmuştur.Kapatma davcasında Türk yargısına güvenmeli onu yıpratmamalıyız.
Darbelerde ise aslınsda ne olursa olsun TSK bizim ordumuz ona da savunmalıyız her ne olursa olsun.Ancak onun da siyasetten uzak durması için birşeyler yapmalıyız.Siyaseti ordu yapmamalıdır.

Şimdi kardeş kapatma davasında türk yargısına güvenmek tarifi biraz tuhaf duruyor kaldıki türk yargısı diye nitelendirdiğimiz kurum anayasa mahkemesi 11 üyeden oluşan üst mahkeme olmakla beraber açılan davada Ak partiyi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak gösteriyor ve yine bu türk yargısı bugun kendilerinin de kabul ettiği gibi
367 diye ilerde belkide çocuklarımıza bile açıklayamayacağımız hukuksal bir krize imza atmış yargıdır ve bugün sokaktaki simitçinin bile aklına anayasa mahkemesi denildiğinde
8 e 3 diye bir kalıplaşmış cümle geliyorsa olaya biraz kışku ve tereddütle bakılmalı???
Ve malasef sonuç ne olursa olsun ben anayasa mahkemesine güvenmiyorum geçen sene bu zamanlar benim güvenimi tamamen kaybettiler

Şimdi aynı yargıya sizin ERGENEKON benim HERYEREKON dediğim operasyonlar zincirinde güvenip burda güvenmemeniz bir çelişkidir öncelikle.
İkincisi Anayasa mah.bşk.Kılıç Ak partinin vekilleriyle bu kadar sık görüşüyor.Bu da ona bakarsanız güven sarsar.Ancak biz o insanlara güvenip kararlarınmı şahsi duygularla değil anayasal kurallara göre vereceğine inanıyoruz.

Büyük devlet, gerçekten mevcudiyeti ve bütünlüğü tehdit edildiğinde bütün gücünü kullanan, ama kendi öz milletinin değerlerine saygı duyan devlettir; her farklılığı hemen tehdit olarak alıgılama paranoyasından uzak, soğukkanlılıkla toplumun farklı kesimlerinin taleplerine kulak veren devlettir...

Devletimizin Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanlığı, Yargı ve YÖK gibi anayasal kurumları onyıllardır, böylesi bir paranoyanın hakim olduğu bir zihniyet tarafından yönetiliyor... Silahlı Kuvvetlerin 27 Nisan bildirisi içeriği, üslubu ve zamanlaması açısından hem Hukuk Devleti ilkesine, hem de milletimizin geleneksel değerlerine karşı gerçekleştirilmiş bir saldırıdır...

Bildiride verilen somut örnekler içerisinde Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle düzenlenen programdaki küçük kızların kıyafetinin çağ-dışı olarak nitelendirilmesi, bu kıyafet şeklini dini bir vecibe olarak gören, bu ülkede yaşayan, vergi ve şehit veren milyonlarca insana yapılmış bir saygısızlıktır (elbette özel şahıslar tesettürü çağ dışı olarak görebilir ve bunu medyada da dile getirebilir, fakat böyle bir açıklama bu ülkenin Silahlı Kuvvetlerince hem de bir tehdit olarak beyan edilemez)...

Kendi milletinin iradesini kabul etmeyen, istediğinde darbe yapıp halkın çoğunluğunun seçtiği hükümetleri indiren, üstü kapalı darbe tehditlerinde bulunanlar, ordu müessesesini amacı dışına çıkartarak, Mehmetçik’e en büyük haksızlığı yapmaktadır...

Bu milletin önemli bir kısmının dini bir gereklilik olarak gördüğü bir kıyafet biçimini (27 Nisan muhtırasında olduğu gibi) çağ-dışı olarak adlandırma hakkı ve yetkisi yoktur. Bu, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi öz milletinin önemli bir kısmının inancına karşı yapmış olduğu müthiş bir saygısızlıktır... Kaldı ki, kurumlararası uyum ve uzlaşının çok sık vurgulandığı bir dönemde kurumlararası uyum, diğer bütün kurumların TSK'ya uyması anlamına gelmese gerek...

Velhasılı TSK bir kez daha aynı hatayı tekrarlamamalıdır!!

------------------

Asker artık siyasete karışmasın...Halkın iradesi ancak bu şekilde kendini gösterebilir...

Bugün "Laiklik tehlike altında" gerekçesiyle sivil yönetime müdahalelerde bulunan zihniyetin, Osmanlı zamanında durduk yere "Şeriat elden gidiyor" diye kazan kaldıran Yeniçeri zihniyetinden hiç bir farkı yoktur.. Zamanında askerin müdahaleleriyle yıpranmış olan Osmanlı yönetimi, Sultan IV. Murad'ın büyük bir kararlılık gösterip orduyu siyasetten tamamen arındırmasından sonra tekrar güçlenmiş ve Bağdat'ı fethetmiştir... Tarih kanıtlamaktadır ki, "en iyi ordu siyasetten en uzak olan ordudur..."

Kardeşim inşallah senin dediğin gibi anayasal kurallar çerçevesinde bi karar verilir ama açıkcası ben bu ülkede bundan pek emin olamıyorum kaldı ki ergenekon dediğin örgütün boyutu biraz daha farklı onun genel yapısına bakarsak çete ve derin devlet kavramları işin içine giriyor

Ergenekon da ben yargıya güveniyorum.Ama son dönemde faşist ırkçı ekibe dinci ve cumhuriyetçiler katılıp HERYEREKON oldu gib sanki

Evet faşist ırkçı ekibe cumhuriyet ci ve din ciler katılıp heryerekon tabiri ortaya çıkabilir

Ama bir konuya dikkatini celb etmek istiyorum

Zaten bu faşist ırkçı,cumhuriyetci ve dinci dediklerimiz 3 ü 1 aradaydı sadece dışarda birbirlerine karşı ahkam kesim muhalefet yapıyor görünsede tahminime göre kendi aralarındaki gizli görüşmelerde kanka muhabbeti yaparaktan kendilerince eğleniyordu ve buda tahmin edeceğin gibi ülkemiz kurum ve kuruluşlarının içine işlemiş yerleşmiş olan başta abd gizli servisi cia israil gizli servisi mossad başta olmak üzere yabancı devletler tarafından kullanılan yönlendirilen maşalar olsa gerek

adlete guvenin bi darbedir korkursunuz hadi oldu diyelim bizim turkiyeye hicbisey yapmadıkki yolsuzlukj ypanlar korksun atv damadına paeskes cekenler korksun

[b]
Devletimizin Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanlığı, Yargı ve YÖK gibi anayasal kurumları onyıllardır, böylesi bir paranoyanın hakim olduğu bir zihniyet tarafından yönetiliyor... Silahlı Kuvvetlerin 27 Nisan bildirisi içeriği, üslubu ve zamanlaması açısından hem Hukuk Devleti ilkesine, hem de milletimizin geleneksel değerlerine karşı gerçekleştirilmiş bir saldırıdır...

Bildiride verilen somut örnekler içerisinde Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle düzenlenen programdaki küçük kızların kıyafetinin çağ-dışı olarak nitelendirilmesi, bu kıyafet şeklini dini bir vecibe olarak gören, bu ülkede yaşayan, vergi ve şehit veren milyonlarca insana yapılmış bir saygısızlıktır (elbette özel şahıslar tesettürü çağ dışı olarak görebilir ve bunu medyada da dile getirebilir, fakat böyle bir açıklama bu ülkenin Silahlı Kuvvetlerince hem de bir tehdit olarak beyan edilemez)...

Kendi milletinin iradesini kabul etmeyen, istediğinde darbe yapıp halkın çoğunluğunun seçtiği hükümetleri indiren, üstü kapalı darbe tehditlerinde bulunanlar, ordu müessesesini amacı dışına çıkartarak, Mehmetçik’e en büyük haksızlığı yapmaktadır...

Bu milletin önemli bir kısmının dini bir gereklilik olarak gördüğü bir kıyafet biçimini (27 Nisan muhtırasında olduğu gibi) çağ-dışı olarak adlandırma hakkı ve yetkisi yoktur. Bu, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi öz milletinin önemli bir kısmının inancına karşı yapmış olduğu müthiş bir saygısızlıktır... Kaldı ki, kurumlararası uyum ve uzlaşının çok sık vurgulandığı bir dönemde kurumlararası uyum, diğer bütün kurumların TSK'ya uyması anlamına gelmese gerek...

Velhasılı TSK bir kez daha aynı hatayı tekrarlamamalıdır!!

------------------

Asker artık siyasete karışmasın...Halkın iradesi ancak bu şekilde kendini gösterebilir...




Genelkurmay başkanını, Cumhurbaşkanı isterse görevden alır önce bunu bilmekte yarar var!! Pek çok Genelkurmay başkanının aslında böyle bir paranoyası yoktur. Hatta tam tersine yardımları bile olmuştur. İsim vermeme gerek yok bilen bilir veya merak eden oturup araştırır. 27 Nisan muhtirası kanımca sadece göstermeliktir. Kaldı ki, darbe yapmak içinde önce paralı olman lazım. Parayı kontrol edenler isterse darbe olur, asker istedi diye bu ülke de darbe falan olmaz. Her seyi iyi analiz etmek lazım, her sey ince ayrıntılarda gizlidir!!

Halkın iradesi, istiyor diye her sey yapılamaz. O zaman bu ülke de yaşayan çok sayıda Kürt etnik kökenine sahip olan insanlar yarın öbür gün bizde Kürdistana bağlanmak istiyoruz derlerse ne yapıcaksın.

Kıyafet olayına gelince, Bu ülkede o kıyafetin kimin çıkardığına ve nedenine de değinmek ve araştırmak lazım. Yakın tarihten örnek vermek verekirse, Merve Kavakçı adı bir anda öne cıkıyor. ABD vatandası olur kendısı ve gazete kupurlerınde veya dergılerde kımlerle ıc ıce olduguna bır bakmak lazım.

Halkın iradesi, istiyor diye her sey yapılamaz. O zaman bu ülke de yaşayan çok sayıda Kürt etnik kökenine sahip olan insanlar yarın öbür gün bizde Kürdistana bağlanmak istiyoruz derlerse ne yapıcaksın.


Halk istiyor diye herşey yapılmaz değil "hiçbir şey" yapılmaz. Yapılamaz. Türkiye'de 10 ilyon kürt federe devlet için ayaklansa kimse durduramaz. Bu olası değildir. Bunu azcık olası hala getirenler de ırkçılardır, iki yönlü hem türkçü ırkçılar hem Kürtçü ırkçılar... Çözüm ortak noktaları bulmaktadır. Vatandaşlık bir ortak noktadır islam bir ortak noktadır.

"Halk istedi diye herşey yapılmaz" diyenler "ben ne istersem o olur" diyemeyen gayri samimi insanlardır.


Kıyafet olayına gelince, Bu ülkede o kıyafetin kimin çıkardığına ve nedenine de değinmek ve araştırmak lazım. Yakın tarihten örnek vermek verekirse, Merve Kavakçı adı bir anda öne cıkıyor. ABD vatandası olur kendısı ve gazete kupurlerınde veya dergılerde kımlerle ıc ıce olduguna bır bakmak lazım.

Bu konuda hala konuşanları ne cüretle konuşuyorlar anlamıyorum. Gerçi cahil cesurdur. İnananların yıllardır kullandığı, İran'da, Arabistanda Afganistan'da örnekleri olan giysiye siyasal islam damgası vuran ,zihniyet birşeyleri gizlediğini, insanları kandırdığını mı sanıyor ?

Peh...

Kimsenin vatandaşlığı da kimseyi ilgilendirmez. ;)

Kimle iç içeymiş Merve Kavakçı, Axwell. >:(

Kadın Amerika'ya gitmiş ve oraya yerleşmiş. Çift vatandaşlığı var. Sen Amerika'da uzun bir süre oturacaksan, Amerikan vatandaşlığı sosyal hayatta sana büyük kolaylık sağlayacaktır. Tansu Çiller de aynı şekilde çifte vatandaşlık sahibiydi.

Merve Kavakçı çok başarılı bir kadınsa, kendisini çok iyi geliştirmişse, sosyal hayatta çok etkinse, dolayısıyla konferaslara katılmışsa, seminerler vermişse, bu etkinlikler çercevesinde Colin Powel'la dahi fotoğrafı çekilmişse, bu nasıl oluyor da Merve Kavakçı'nın kabahati oluyor.. Ama laik değildi değil mi?. Laik olmazsan işte böyle Amerikan ajanı olursun.

Axwell bakargörmezliğine doyma..

Halk isteklerine cevap verebileceğine inandığı partiyi iktidar koltuğuna oturtur...Halkın istekleri ortadayken iktidar çalışmalarını bu yönde sürdürüyorsa iktidara yanlış yapıyorsun demek halka yanlış yapıyorsun demektir...

İşte o kararına saygı duymadığın halk gider bir kez daha Ak Partiyi seçer ;)

Bizim Kürt halkıyla bağımsızlığımızı gerektiricek bir sebep yoktur...Ortada din ve tarih birliği söz konusu...Bu ülke benim olduğu kadar Kürt'ün, Çerkez'indir...

Zaten dinimizde de etnik kökene dayalı devlet anlayışı yoktur...Yani bizden böyle birşey talep etmeleri söz konusu olamaz...Bu halk iradesi değil, ırkçılıktır...Ki zaten gerçekten halk iradesine güvenenleri Ak Parti'ye oy verdi Kürt halkının...

öncelikle hatırlatmaka isterim arkadaslar genelkurmay baskanı hiçbirzaman bu muhtıra gibi algılanan acıklamayı savunur vari sözler söylemedi veya söyleyemedi.bu acıklama subayların birisi tarafından hazırlanmıs olup gece yarısı self servis olarak sunulmustur vitrine...
ayrıca burada arkadaslar muhtıradan yola cıkarak akpartinin kapatılma davasına deginmisler ve demişler ki yargıyı rahat bırakalım ...evet bu söze katılmamak elde degil ancak hangi yargıyı ???
adalet ve eşitliği getiren kanunların savunucusu ve ülkenin refahı için hükümler veren yargıyı mı ?? olur bırakırız ancak ülke de böyle bir yargı yok ki ???
bizim ülkemizdeki yargı ;
1)askeriye'ye(semdinli savcısını hatırlayın !!) farklı hükümet'(halkın %75 ine )e farklı
2)chp'ye farklı akparti'ye farklı (bence chp daha irticacı ;kocaeli'de sefa sirmen kur'an-ı kerim dagıtmıstı,yozgat'ta basörtü,secim pankartlarında basörtülü insanlar,din bizim sloganları daha sayayım mı ??siz hatırlarsınız )
3)ceteler olunca ayrı,cemaatler olunca ayrı vs vs...
daha fazla yazmaya ne elim müsade ediyor ne yüregim ..

kısacası ben yargıya güvenmiyorum !! bu sebeple akparti ne olursa olsun yasaları ve uygulayıcılarını ufaktan ufaktan degiştirmeli...

Şimdi aynı yargıya sizin ERGENEKON benim HERYEREKON dediğim operasyonlar zincirinde güvenip burda güvenmemeniz bir çelişkidir öncelikle.
İkincisi Anayasa mah.bşk.Kılıç Ak partinin vekilleriyle bu kadar sık görüşüyor.Bu da ona bakarsanız güven sarsar.Ancak biz o insanlara güvenip kararlarınmı şahsi duygularla değil anayasal kurallara göre vereceğine inanıyoruz.


acaba bu üyelerin 7 tanesini alenen akparti düşmanı olan nejdet sezer degilde simdiye kadar halkın cumhurbaskanı oldugunu her platform da ispatlayan cumhurbaskanımız abdullah gül atasaydı ve su an da chp'ye özel kanala para yardımı yapmaktan veya yozgat'ta basörtüsü dagıtmaktan veya halkı sürekli kamplastırmaktan kapatılma davası acılsaydı aynı güveni duyarmıydın ??

DABEDN NİYE KOKUYORSUNUZ YOLSUzluk yapanlar korksun atv sbah damadına paeşkeş ceknler korksun dimi

DABEDN NİYE KOKUYORSUNUZ YOLSUzluk yapanlar korksun atv sbah damadına paeşkeş ceknler korksun dimi



Şimdi heralde yazınız darbeden niye korkuyosunuz yolsuzluk yapanlar korksun atv-sabah ı damadına peşkeş çekenler korksun dimi olması gerek diye düşünüyorum

Normal şartlarda bunun da bir görüş olduğunu varsayarak yorum yapardım en azından kendi görüşümü sunar sizin görüşünüze saygı duyardım ama bence ne yazdığınızı bir daha okuyun derim

kemal kaç yaşındasın?Lütfen yaz

kemalalibey: 8 yasima gircem, kimseyle soyleme, ssssttt 8)

bu muhtıra'da Millî Görüş'e indirilmeye çalışılan bir darbeydi ;D

Saolsunlar Millî Görüşçü kardeşlerimiz 23 Nisan'da Ankara'da Kutlu Doğum Gecesi düzenlemeye çalıştılar düzenleyemediler o ayrı mesele.. Sonra'da Genel Kurmay Başkanlığı hedef aldı müslümanları