Orijinalini görmek için tıklayınız : 54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
http://www.milligorus-forum.com/imaj/rp.jpg2. Dünya Harbi’nden sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır. Ne var ki, Müslüman Arap dünyasının tepkisinden çekinen Türkiye İsrail ile ilişkilerini uzun yıllar, maslahatgüzarlık seviyesinde sürdürmüştür.
Türkiye ile İsrail arasında bugün en yoğun hale gelen ilişkilerin başlaması Rusya’daki komünist rejimin çöktüğü ve özellikle Filistin ile İsrail arasında barış rüzgarlarının estirildiği 1990’lı yıllara rastlar. Bu yıllarda Oslo’da taraflar arasında yapılan anlaşma Türk Dış Politikasında da etkisini gösterir ve Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ABD’nin de etkisi sonucu bugünkü seviyesine doğru yükseltme çabasına girişir.
Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi
http://www.akpgercegi.com/wp-content/dursunoglu.jpg
Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.
1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)
Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik
21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.
25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.
(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)
31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın
15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)
Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)
14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)
Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:
“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”
REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.
Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.
Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.
REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.
İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)
Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.
Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.
2. Dünya Harbi’nden sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır. Ne var ki, Müslüman Arap dünyasının tepkisinden çekinen Türkiye İsrail ile ilişkilerini uzun yıllar, maslahatgüzarlık seviyesinde sürdürmüştür.
Türkiye ile İsrail arasında bugün en yoğun hale gelen ilişkilerin başlaması Rusya’daki komünist rejimin çöktüğü ve özellikle Filistin ile İsrail arasında barış rüzgarlarının estirildiği 1990’lı yıllara rastlar. Bu yıllarda Oslo’da taraflar arasında yapılan anlaşma Türk Dış Politikasında da etkisini gösterir ve Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ABD’nin de etkisi sonucu bugünkü seviyesine doğru yükseltme çabasına girişir.
Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi
http://www.akpgercegi.com/wp-content/dursunoglu.jpg
Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.
1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)
Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik
21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.
25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.
(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)
31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın
15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)
Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)
14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)
Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:
“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”
REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.
Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.
Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.
REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.
İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)
Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.
Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.:gül::gül:
REFAHYOL döneminde Türkiye İsrail ilişkileri açsısından son derece önem arz eden icraatlardan biri Türk Askerî Birliği’nin Filistin’e gönderilmesiydi. Bu Osmanlı Devleti’nin inkırazından tam 80 yıl sonra ilk defa gerçekleşen bir olaydı. 15 Ocak 1997 tarihinde Filistin yönetimiyle İsrail arasında El-Halil (Hebron) şehrinin Filistin yönetimine devri anlaşması imzalanmış, bu anlaşmayı müteakip bölgedeki barışın korunması için de 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo’da imzalanan bir ikinci anlaşmayla Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından bir barış gücü oluşturulmasına karar verilmişti.
REFAHYOL Hükümeti Türkiye tarafından imzalanan bu anlaşmayı üç gün sonra 04.02.1997 tarihinde Bakanlar Kurulu olarak onaylıyor, bir yandan bu anlaşmanın Meclis tarafından da tasdiki için hazırlanan tasarıyı Meclis’e sevk ederken, diğer yandan Anayasa’nın 92. Maddesi’ne göre bölgeye asker gönderilmesi için Meclis’ten izin talebinde bulunuyordu.
Filistin’e asker gönderme önerisi TBMM’nin 20 Şubat 1997 tarihli 59. Birleşimi’nde görüşülmüş ve bütün partilerin oy birliğiyle ve alkışlarla kabul edilmiştir. O tarihteki Birleşimi yöneten Meclis başkanı bu mutlu olayı şu cümlelerle ifade ediyordu: “Diliyoruz ki, şanlı ordumuzun geçmişte bu bölgede bulunması dolayısıyla sağlanan barışın, şimdi tekrar ve sürekli olarak korunmasında bu defaki şanlı birliğimizin gidişi de yeterli bir unsur olsun.”
24.02.1997’de Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın İsrail’i Ziyareti. REFAHYOL Hükümeti kendisinden önceki hükümetlerin büyük önem verdiği Türkiye-İsrail ilişkilerini olması gereken makul bir seviyeye indirmeye çalışırken buna karşı, Türk Genelkurmay’ı nedense bu ilişkileri daha da hızlandırmaya gayret ediyor ve 28 Şubat öncesindeki günlerde Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, İsrail’i ziyaret eden ilk Türk Genelkurmay Başkanı oluyordu.
Ziyaretinde İsrail’de büyük bir coşku ve alakayla karşılanan Karadayı bu geziden memnuniyetle dönüyor ve ayağının tozuyla 28 Şubat MGK Toplantısı’na katılıyordu. 28 Şubat MGK Toplantısı’ndan sonra yaşananları hatırlayınca, insanın aklına ister istemez, Haziran 1996’da HABİTAT II Toplantısı için Türkiye’ye gelen Weizman’ın uçakta söylediği sözler ile (13.06.1996 Hürriyet) bu ziyaret esnasında İsrail’deki etkin kişi ve kuruluşlar kendisini nasıl bir tesir altına aldıkları düşüncesi de akla geliyordu.!
Mehmet Ali Birand’ın da bahsi geçen yazısında belirttiği gibi REFAHYOL Hükümeti’nden önce İsrail ile yapılan askeri anlaşmaların, ne yükümlülükleri ne de çerçevesi tam olarak biliniyordu. Ama İsrail’in gizli niyetinin, Türk hava sahasını kullanacak pilotlarının toplayacakları istihbarat bilgileriyle, Türkiye coğrafyasını, özellikle de Fırat ve Dicle havzasını tam manasıyla mercek altına alarak gelecekteki “Arz-ı Mev’ud” projesinin doğu yakasına ait olanını hazırlamak olduğunda hiç şüphe yoktu! Zira GAP Bölgesi’nde 1990 başından bu yana şahidi olduğumuz arazi sahiplenmeleri ve GAP idaresinin önemli bazı projelerinin İsrail’li Firmalara verilmiş olması bu haklı endişelerimizi teyit ediyordu.
Peki, Başbakan Erbakan’ın İsrail’e Karşı Kişisel Yaklaşımı Nasıldı?
Başbakan Erbakan’ın REFAHYOL Hükümeti’nde kişisel eğiliminin ne olduğunu anlamak için şu üç olaya bir bakış yapmak yeterlidir zannediyorum: 1. Olay: 26.09.1996’da İsrail Başbakanı Netenyahu, El Aksa Camii’nin altından geçen tüneli açınca çıkan olaylarda 38 Filistinli ve 11 İsrail’li ölmüş; bu olay üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tünelin derhal kapatılması çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de, bu olaya ne Demirel, ne de Çiller hiç ses çıkarmazken Başbakan Erbakan: “Böyle bir tünel kazma çalışması büyük bir tahriktir. Kendilerine bir an önce bu tahrikten vazgeçmelerini, tüneli derhal kapatmalarını hatırlatıyorum. Ortadoğu’da barışı bozucu hareketler, önce bu barışı bozanlara zarar verir. Bu sözleri 65 milyonun hislerine tercüman olarak söylüyorum.” (Stratejik ittifak, sh. 77) diyordu.
Erbakan’ın bu konuşmayı “Hükümet adına” değil “millet adına” yapıyorum demesi, olaylar karşısında Çiller’in suskun kalmasından kaynaklanıyordu. Ne de olsa Çiller Türkiye-İsrail ilişkilerinin mimarlarından biriydi.
2. Olay Yılmaz Hükümeti zamanında 14.03.1996 tarihinde imzalanan ve Türkiye ile İsrail arasında Gümrüklerin Sıfırlanmasını Öngören Anlaşma TBMM’nin 04.04.1997 tarihli oturumunda kabul edilmişti. Ne var ki Başbakan Erbakan’ın talimatı üzerine bu anlaşmanın yürürlüğü REFAHYOL Hükümeti’nin sonuna kadar durdurulmuş ve bu konuda yapılması gereken çalışmalar askıya alınmıştı.
3. Olay REFAHYOL Hükümeti’nin kurulmasından sonra İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy uzun uğraşlar ve ısrarlı randevu talepleri sonunda Başbakan Necmettin Erbakan’ı 08.04.1997 tarihinde ziyarete gelmiş ve bu görüşme sonunda Erbakan kendisine aşağıdaki uyarıları yapmıştı:
• Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz.
• İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz.
• Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz.
• Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz.
Bu uyarılar elbette Levy’nin hoşuna gitmedi ve Levy İsrail’e içi buruk döndü.
Durumu farkeden Çiller Levy’nin hemen arkasından Mayıs 1997’de Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan’ı, Genelkurmay Başkanı Org. Karadayı da, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir’i İsrail’e gönül almaya gönderiyorlardı!
Şu inkar edilemez bir gerçektir ki, REFAHYOL Hükümeti’nin en büyük sıkıntısı, İsrail konusundaki görüşleri gün gibi berrak olan Refah Partisi’yle, Türk-İsrail ilişkilerinin mimarı kabul edilen DYP’nin Tansu Çilleri’nin birlikte hükümet olmalarından kaynaklanıyordu. Yine de bir kanadı İslam Dünyasından, diğer kanadı ise İsrail’den yana olan bir REFAHYOL Hükümeti’nde Genelkurmay’ın ve Tansu Çiller’in özel çabaları ötesinde Türkiye-İsrail ilişkilerinde zaten fazla bir gelişme de kaydedilmiş değildi.
(Kaynak: Şevket KAZAN, Refah Gerçeği, 2. Cilt, sh. 281-287):gül:
FarukARSLAN.
08-11-2009, 04:57
Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.Şu şöyleymişte bu böyleymişte damdan dallar sarkmışta horoz erken ötmüşte...
Bu 'konunun aslını irdeleme'yi diğer mes'elelerde de görsek de samimiyetini görsek Milli Görüş'ün :)
redyellow
08-11-2009, 14:00
Şu şöyleymişte bu böyleymişte damdan dallar sarkmışta horoz erken ötmüşte...
Bu 'konunun aslını irdeleme'yi diğer mes'elelerde de görsek de samimiyetini görsek Milli Dövüş'ün :)
ne güzel yazıyorsunuz ya, bu kadar güzel!! bu kadar kaliteli!! bu kadrar seviyeli!!! yazmayı nerden öğrendiniz:)
Şu şöyleymişte bu böyleymişte damdan dallar sarkmışta horoz erken ötmüşte...
Bu 'konunun aslını irdeleme'yi diğer mes'elelerde de görsek de samimiyetini görsek Milli Görüş'ün :)
Lütfen biraz daha dikkatli yorumlarda bulunalım . Milletin değer verdiği şahsiyetler hakkında yorumlarımız biraz daha makul olursa faydalı olur sevgiler.
redyellow
08-11-2009, 19:21
Sadece kendi görüşünüzü, fikirlerinizi ve düşüncelerinizi yazın.
Başkalarına iftira, çamur vs. atmayın.
Bu daha doğru bir tavır olur.
Yıldırım
08-11-2009, 20:13
Bak muhterem sitede görevin medya takip. Sanırım bütün medyayı takip etmek vazifen. Ama görüyorum ki dinsiz medyaseni etkisine almış. Onların ağzıyla, içinde zerre kadar mantık olmayan şeylerle saldırmayı tercih ediyorsun.
demek medyayı bile dinli dinsiz olarak ayırt ediyorsunuz bu nasıl bir paranoya...yandaş medya olurda dinli dinsiz vay be...
rica etsem dinlilerini sayarmısın....
FarukARSLAN.
08-11-2009, 20:30
Bak muhterem sitede görevin medya takip. Sanırım bütün medyayı takip etmek vazifen. Ama görüyorum ki dinsiz medyaseni etkisine almış. Onların ağzıyla, içinde zerre kadar mantık olmayan şeylerle saldırmayı tercih ediyorsun.
Ne alaka?
Benim alıntıladğım yazıyla yorumumla ne alaka?
Benim yazdığım senin koyduğunu alıntılayıp ona yorum getirmekti, senin koyduğun şeyde mantık yoksa ben ne yapayım?
Meseleyi anlayamamışsınız.
Bu 'mesele irdeleme' işini dedim başka konularda değil de kendinizde görünce samimyetiniz kaçıyor.
Neden mi?
AK Parti kuran kursu yıktırdı derken irdelemeden etmeden yaftayı yapıştıran, bilmeden etmeden AK Parti Akdamar Kilisesi'ni açtırdı deyip aslını astarını araştırmadan yaftayı 'çakan' cenâh gelip saydırıp saydırıp yapılan anlaşmayı en sona bir kaç cümleyle kıvırmalarla verecek..
Hani şundan bundan değil 'kafa yapısı'ndan kaybediyorsunuz arkadaş.
İsrail'le anlaşmaları engelleme kadar gücü olsaydı, sonradan Türkiye'nin yol haritası olacak olan Orgeneral Karadayı'ya kendi dönemlerinde "İsrail ve Türkiye silahlı kuvvetlerinin dostluğunun ebedi olacağını" söyletmezdi bu 'güç'.
Fatihin Torunu
08-11-2009, 20:46
Kimsenin Refah partisine siz israille anlaşma yaptığınız demeye hakkı yoktur.
Çünkü kendiş tutukları partiye baksınlar önce, onlar kaç tane anlaşmaları var.
AK Parti hükümetin sayısız anlaşmalrı var bunu görmeyip olmayan anlaşmayı basetmek ayıptan başka birşey der.
Herkes kendine baksın.
İsraille anlaşma yapılmadığı yazıoyor.
Bunu herkes göremiyor demek ki.
FarukARSLAN.
08-11-2009, 20:54
Kimsenin Refah partisine siz israille anlaşma yaptığınız demeye hakkı yoktur.
Çünkü kendiş tutukları partiye baksınlar önce, onlar kaç tane anlaşmaları var.
AK Parti hükümetin sayısız anlaşmalrı var bunu görmeyip olmayan anlaşmayı basetmek ayıptan başka birşey der.
Herkes kendine baksın.
İsraille anlaşma yapılmadığı yazıoyor.
Bunu herkes göremiyor demek ki.
Biz öyle bir şey demedik bakın, siz "Bizim anlaşmamız yok" diyen tarafsınız.
Bizde kendi yazınızda olan yeri aldık(m).
Akp hükümetin sayısız anlaşmalrı var bunu görmeyip olmayan anlaşmayı basetmek ayıptan başka birşey der.
İsrail'le anlaşma yapmak kötüdür diyen sizsiniz.
Yapmadık diyen sizsiniz.
Sonra meseleyi tepemize bindirip asıl meselenize gelen yine sizsiniz.
Ama bakın bunu da biz değil sizin yazınız, yazarınız söylüyor;
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.
Bi "anlaşma yapmadık" deyip, sonra "vardı ama şöyleydi böyleydi" diyecek kadar %180 derece değilsiniz değil mi?
Yok..
Değilsinizdir..
Fatihin Torunu
08-11-2009, 22:27
Biz öyle bir şey demedik bakın, siz "Bizim anlaşmamız yok" diyen tarafsınız.
Bizde kendi yazınızda olan yeri aldık(m).
İsrail'le anlaşma yapmak kötüdür diyen sizsiniz.
Yapmadık diyen sizsiniz.
Sonra meseleyi tepemize bindirip asıl meselenize gelen yine sizsiniz.
Ama bakın bunu da biz değil sizin yazınız, yazarınız söylüyor;
Bi "anlaşma yapmadık" deyip, sonra "vardı ama şöyleydi böyleydi" diyecek kadar %180 derece değilsiniz değil mi?
Yok..
Değilsinizdir..
Bırakın yahu ne dediğiniz anlaşılmıyor.
180 derece dönen falan yok.
Biz olanı olduğu gibi aktarıyoruz.
Siz İsraille anlaşma yapıp duruyorsunuz.
BlueMoon
08-11-2009, 22:50
Bırakın yahu ne dediğiniz anlaşılmıyor.
180 derece dönen falan yok.
Biz olanı olduğu gibi aktarıyoruz.
Siz İsraille anlaşma yapıp duruyorsunuz.
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...
Fatihin Torunu
08-11-2009, 23:02
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...
Neden işinize mi gelmedi ?
redyellow
08-12-2009, 00:06
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...
İnsanların yazılarında hakaret yoksa, küfür yoksa, aşağılama vs. yoksa niye konuşturmuyorsunuz ki?
Bırakın insanlar konuşsunlar.
mühim olan edeb içerisinde, adap içerisinde olmaktır, bunu yapan herkes her türlü fikrini söylemelidir.
Vurun susturun zihniyeti faşist zihniyettir ve bu foruma yakışmaz.
BlueMoon
08-12-2009, 09:26
İnsanların yazılarında hakaret yoksa, küfür yoksa, aşağılama vs. yoksa niye konuşturmuyorsunuz ki?
Bırakın insanlar konuşsunlar.
mühim olan edeb içerisinde, adap içerisinde olmaktır, bunu yapan herkes her türlü fikrini söylemelidir.
Vurun susturun zihniyeti faşist zihniyettir ve bu foruma yakışmaz.
zaten ben vurun susturun demiyorum ki. Bu ve buna benzer üyeler günde 4-5 tane çıkıyor. Amaçları seviyeli bir tartışma yapmak değil huzur bozmak. Zaten niyetleri de ilk 1-2 mesajından az çok anlaşılıyor. İlk önce normal dozda eleştiriyorlar daha sonra ise ahlak ve edeb dışına çıkıp haddi aşıyorlar.
zaten ilk mesajlarında kendilerini deşifre ediyorlar. Böyle üyeleri sadece banlamakla kalmayıp sistemden de silmek gerekir. Veritabanında boş yere yer tutuyorlar..
redyellow
08-12-2009, 10:54
zaten ben vurun susturun demiyorum ki. Bu ve buna benzer üyeler günde 4-5 tane çıkıyor. Amaçları seviyeli bir tartışma yapmak değil huzur bozmak. Zaten niyetleri de ilk 1-2 mesajından az çok anlaşılıyor. İlk önce normal dozda eleştiriyorlar daha sonra ise ahlak ve edeb dışına çıkıp haddi aşıyorlar.
zaten ilk mesajlarında kendilerini deşifre ediyorlar. Böyle üyeleri sadece banlamakla kalmayıp sistemden de silmek gerekir. Veritabanında boş yere yer tutuyorlar..
olcayatay Nickli Üyeden Alıntı http://www.akpartiforum.com/images/styles/orangeblue/buttons/viewpost.gif (http://www.akpartiforum.com/showthread.php?p=654466#post654466)
şu iki üyeyi (ebubekir ve fatihin torunu) daha fazla konuşturmayalım...
Kardeş bu yazıyı sen yazdın, hem susturun demiyorum ki diyorsun hemde bu
yazıyı yazabiliyorsun, çelişki içindesin.
İkincisi: "İlk önce normal dozda eleştiriyorlar daha sonra ise ahlak ve edeb dışına çıkıp haddi aşıyorlar."tamam işte, normal dozda eleştiriyorsa bırak eleştirsin, şu ana kadar bir ahlak ve edeq dışına çıkıp had aştıkları varmı ki sen onları susturun diyebiliyorsun?
Edep dışına çıkmışlarsa örnek yazıyı gösterirsin ve banlanmalarını hep beraber isteriz.
ama EDEP DIŞINA ÇIKACAKLAR diye tutup insanları susturmaya kalkmak yanlış olur.
Selamlar.
Konu 54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
Bakiyorum sayin olcatay konuyu dagitmis
BlueMoon
08-12-2009, 15:46
redyellow@
fikirlerinize saygı duyuyorum, fakat forumda tecrübeli üye olmanıza rağmen neden her konuya muhalefet eden ve gereksiz tartışmalara meydan veren kişileri savunuyorsunuz anlamadım ?
hangi konuda çelişkiliyim bu arada ? söylemiş olduğum gayet açık ve net
"bu üyeler ilk öncelikli olarak normal mesaj atıyorlar daha sonra seviyeli tartışma ortamlarının dışına çıkıp konuları saptırıp huzursuzluk yaratıyorlar. e sonuç ta malum"
söylediklerim gayet normal ve doğru şeyler.
redyellow
08-13-2009, 00:50
redyellow@
fikirlerinize saygı duyuyorum, fakat forumda tecrübeli üye olmanıza rağmen neden her konuya muhalefet eden ve gereksiz tartışmalara meydan veren kişileri savunuyorsunuz anlamadım ?
hangi konuda çelişkiliyim bu arada ? söylemiş olduğum gayet açık ve net
"bu üyeler ilk öncelikli olarak normal mesaj atıyorlar daha sonra seviyeli tartışma ortamlarının dışına çıkıp konuları saptırıp huzursuzluk yaratıyorlar. e sonuç ta malum"
söylediklerim gayet normal ve doğru şeyler.
olcayatay@
Fikirlerime duyduğunuz saygı için Teşekkürler.
Her konuya muhalefet etmek suç mu sevgili kardeşim.
herkes bizim gibi düşünmek zorunda mı?
Çelişki şurda: Diyorsunuz ki; Bu üyeler önce normal mesaj atıyorlar sonra azıtıyorlar... kısaca meali bu.
Ben de diyorum ki: normal mesaj attıkları sürece o üyelere hiç bir şey yapamazsınız, yapmamalısınız, yapılmamalı.
Normal mesaj yazan herkesin bu forumda yazı yazma hakkı vardır.
SONRA AZITACAKLAR, CIVITACAKLAR diye kimseye ceza veremezsiniz, forumdan atamazsınız.
Bu yanlışlık olur.
Bu söylediğiniz şey ADAM KESECEKLER DİYE BIÇAK ÜRETİMİNİ YASAKLAMAYA BENZİYOR.
Hiç kimseyi evet hiç kimseyi suç işleyecek diye ceza veremezsiniz, ancak suç işleyene ceza verilir.
Ben bunları söyledim ve her zaman da söyleyeceğim.
takdir sizin.
Yine forum yöneticilerini bunları atın diye göreve çağırabilirsiniz.
İntifada
03-14-2010, 00:21
Konu 54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
Bakiyorum sayin olcatay konuyu dagitmis
http://img62.imageshack.us/img62/807/buyrun54hkmet.png
Buyrun o dönemde israille olan anlaşmanın iptali söz konusumu diye verilen bir soru önergesinin cevabı
İntifada
03-14-2010, 00:27
http://img63.imageshack.us/img63/1744/yenibitelemresmicl.png
Buyrun ticari anlaşma
montenegro
03-17-2010, 09:15
Konyadaki askeri tatbikatı iptal ettiren
İsrail devletine Türkiye büyükelçisine yaptığından dolayı özür dileten
one minute çıkışını sergileyen
BM başta olmaküzere her gittiği yerde israili yerden yere vuran
İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi.
başka bir hükümet yok
ha bide içimizdeki israilin uşakları ergenkonun üstüne giden bir hükümet olduğumuzuda gururla söylüyorum
bunları hiçbir hükümet yapmamıştır yapamamıştır
gurur duyuyom başbakanımla
redyellow
03-17-2010, 10:15
eğer israil irana saldırrsa bizim alanımızdan uçaklar geçerse indiririz diye İsraile meydan okuyan
başka bir hükümet yok
Bu ne zaman oldu sevgili montenegro?
montenegro
03-17-2010, 11:21
Bu ne zaman oldu sevgili montenegro?
sevgili redyellow
----------------------
Erdoğan İsrail'i ve AB'yi uyardı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanyol El Pais gazetesi ile yaptığı uzun söyleşide İsrailin İrana yönelik olası bir saldırısıyla ilgili, "Bölge için bir felaket olur. Tahmin edilemeyecek sonuçlara yol açar" uyarısını yaparken, "Tahran ile çok önemli ilişkilerimiz var. Stratejik bir ilişkimiz var. İhtilaf, diplomatik yöntemlerle çözümlenmeli. Hiç kimse müzakere masasından kalkmamalı. Diplomasi sonuna kadar gitmeli" uyarısında bulundu.
22.02.2010
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=19917&y=IbrahimKaragul
11.1202009
İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi.
redyellow
03-17-2010, 11:28
montenegro Nickli Üyeden Alıntı http://www.akpartiforum.com/images/styles/orangeblue/buttons/viewpost.gif (http://www.akpartiforum.com/showthread.php?p=719739#post719739)
eğer israil irana saldırrsa bizim alanımızdan uçaklar geçerse indiririz diye İsraile meydan okuyan
başka bir hükümet yok
ben bu cümleyi göremedim oralarda.
Bakın ben her forumda her ortamda başbakanın one munite olayını desteklediğimi bir saadet partili olarak açıkca yazdım savundum.
ama bu yazdığınız İNDİRİRİZ lafı yok, bu çok abartı olmuş.
Bunu başka yerde de yazarsanız mahcup duruma düşersiniz.
Ne dersiniz?
montenegro
03-17-2010, 11:35
ben bu cümleyi göremedim oralarda.
Bakın ben her forumda her ortamda başbakanın one munite olayını desteklediğimi bir saadet partili olarak açıkca yazdım savundum.
ama bu yazdığınız İNDİRİRİZ lafı yok, bu çok abartı olmuş.
Bunu başka yerde de yazarsanız mahcup duruma düşersiniz.
Ne dersiniz?
tahmin ettim bunu diyeceğini
yapma muhterem keilme değişince anlamı değişiyor mu
takıldığın basit ayrıntılar başka bir şey değil
tamam o halde cümleyi değiştiriyorum
montenegro
03-17-2010, 11:37
İsrail savaş uçakları İran'a karşı casusluk/keşif amacıyla Türk hava sahasını kullanırsa ne olur? Başbakan Tayyip Erdoğan, Fehmi Hüveydi ile yaptığı söyleşide; bunun sonuçlarının çok ciddi olacağını, İsrail'in "depreme benzer bir cevap alacağını" söyledi.
yani şu cümleyle o cümle arasında çokta fark yok
hep bunu yapıyorsunuz ama konuyu farklı mecraya çekiyorsunuz
burda mesele başbakanın israile meydan okuması dik duruşu
bicümledeki bir kaç kelimenin değişmesi Başbakanın dik duruşunu meydan okumasını değiştirmiyor o halde bu basit ayrıntıya neden bu kadar takılıyorsunuz
işte cümleyi değiştirdim
redyellow
03-17-2010, 11:45
tercih sizin ben görüşümü yazdım:)
Dik duruş konusunu yazdım dik duran herkesi alkışlarım, fakat dik duruş sürekli olursa manası olur.
İsrail genel kurmay başkanı iki üç gün önce ankarada idi.
İsrail kudüste alçaklık üzerine alçaklık yaparken genel kurmay başkanı ankarada idi!
Hiç duyan oldu mu?
Bu alçağa gelme denseydi dik duruş müthiş olurdu!
montenegro
03-17-2010, 11:54
tercih sizin ben görüşümü yazdım:)
Dik duruş konusunu yazdım dik duran herkesi alkışlarım, fakat dik duruş sürekli olursa manası olur.
İsrail genel kurmay başkanı iki üç gün önce ankarada idi.
İsrail kudüste alçaklık üzerine alçaklık yaparken genel kurmay başkanı ankarada idi!
Hiç duyan oldu mu?
Bu alçağa gelme denseydi dik duruş müthiş olurdu!
konuyu hemen değiştirdin bak
geldiyse nolmuş
yani sizin dik durmadan anladığınız kapıyı tamamen kapatacaksın hiç görüşmeyeceksin bu mu yani
biliyormusun genelkurmay başkanı ile kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu ,
bugün israil deki gazeteleri bi oku bakalım hepsi AK partiye ateş püskürüyor
sizler zahiri şeylere takılıyor fakat ince şeyleri göremiyorsunuz işte mesele bu
ne var yani genel kurmay başkanı geldiyse her ülkenin genelkurmay başkanı değişik ülkere gelir gider müttefik olsada gider olmasada gider
bizim genelkurmay başkanımız israile gitmişti gidince ne oldu İsrail bize taviz mi verdi sizin yorumunuzdan bu çıkıyor
dünyada kamuoyunu takip edin
dünya kamuoyu İsrail ile Türkiyenin arasının bozulduğunu yazıyor
redyellow
03-17-2010, 11:58
:)
Sakin olun.
Ben israil gazeteleri akpye ateş püskürmüyorlar vs. demedim.
şöyle olsaydı daha iyi olurdu dedim.
bu kadar kızacağınızı bilseydim demezdim:)
Bir kaç gündür kudüste çok büyük oyunlar dönüyor, filistin ayakta!
YENİ BİR İNTİFADA BAŞLAMAK ÜZERE!
sadece bunu hatırlatıyor ve konuyu uzatmak istemiyorum.
İsrail Cumhurbaşkanı veya Başbakanına onlarıda geçtim bir bürokratına; bırakın bütün dünyanın gözünün önünü, kapalı kapılar ardında bile siz çocuk katilisiniz diyen veya diyebilecek cesareti olan bir ülke lideri daha mevcutmudur acaba... Hiç zannetmiyorum...
Yok ne imiş İsrail' le anlaşmalar yapıyormuşuz...
İsrail' le iş yapmadan İsrail üzerinde veya nezdinde nasıl söz sahibi olacağız. Bütün dünyanın sayduığı bir devleti saymadan Dünya nezdinde nasıl söz sahibi olacağız...
İSrail ile iş yapmazsan İsrail senin sözünü dinler mi veya söz dinlemekten ziyade söylediklerini kaale alır mı?
Ne yani savaşmı açalım İsrail' e...
Bunu söyleyemezsiniz çünkü bunu sizde yapmadınız...
Yok efendim biz İsrail ile anlaşma yapmadık, iş yapmadın ama devletlerarası tepkini koydunmu. Ağzını açıp bütün dünyanın önünde İsrail' in yaptıklarını yüzüne vurabildin mi?
Ancak dünyanın gözü önünde ve senin karşında memleketine küfreden bir çobana gülücükler salladın...
Bumudur yani...
Siz kendi kendinizi biz İsrail' le anlaşma yapmadık demekki müslümanların yanındayız diye kandırmaya devam edin. Anlaşma yapmayın ama ağzınızı açıpda tek kelimede etmeyin...
redyellow
03-17-2010, 13:08
Sevgili montenegro:
Yazımda herhangi bir şekilde bir yerlere saldırı vs yok gördüğünüz gibi sadece "şöyle olsaydı" daha hoş olurdu diye gönlümden geçeni yazdım.
Yazımda taviz verildi vs. de yok, tekrar ediyorum: "şöyle olsaydı" daha hoş olurdu şeklinde gönlümden geçendir yazdıklarım.
Kapıları tamamen kapatmakonusuna gelirsek:
Evet gönlümden geçen amerika ve israil ile kapıların tamamen kapatılmasıdır, iran gibi.
Ha bunu akp niye yapmıyor vs. demiyorum dikkat edin.
Gene BAZILARI siz niye yapmadınız? illaki şavaş mı açalım vs derler onun için bunu özellikle yazıyorum.
İsrail ile türkiyenin arasının bozulduğunu yazıyorlar demişsin, ne güzel, inşaallah daha çok bozulur ve tamamen kopar!
Benim düşüncem, gönlümden geçen budur.
Muhabbetle.
Bazıları şunu bilsin ki konuya sadece kendileri yorum yapmıyor...
Her lafı üstlerine almalarına gerek yok...
Ayrıca son sözü mutlaka ben söylemeliyim düşünceside bence doğru değil, belki konu ile alakalı değil ama anlayan anlamıştır...
İntifada
03-17-2010, 13:25
http://img62.imageshack.us/img62/807/buyrun54hkmet.png
İntifada
03-17-2010, 13:25
http://img63.imageshack.us/img63/1744/yenibitelemresmicl.png
İntifada
03-17-2010, 13:26
konu neden değişti anlamış değilim ?
redyellow
03-17-2010, 13:27
sayın akıncı:
Bu eklediğiniz belgelerin kaynağı nedir?
link verirmisiniz?
İntifada
03-17-2010, 13:42
resimler bilgisayarımda kayıtlıydı imageshacktan ekledim.
İsterseniz biraz araştırır size linkini verebilirim.
Ama yalan olmadığını biliyorum çünkü üzerinde numaralrı var ve tutanak dergisinden verilme
redyellow
03-17-2010, 13:44
resimler bilgisayarımda kayıtlıydı imageshacktan ekledim.
İsterseniz biraz araştırır size linkini verebilirim.
Ama yalan olmadığını biliyorum çünkü üzerinde numaralrı var ve tutanak dergisinden verilme
hayır yalan vs. demedim bu anlamda sormadım zaten.
İmza felan olmayınca herhangi bir bilgisayarda da hazırlanmış olan bir belge mi (çünkü belge şekilnde hazırlanmış) yoksa tbmmnin böyle bir sitesi kaynağı var mı diye sormuştum.
Tbmmnın böyle bir hizmeti varsas çok süper olurdu.
İntifada
03-17-2010, 13:50
hayır yalan vs. demedim bu anlamda sormadım zaten.
İmza felan olmayınca herhangi bir bilgisayarda da hazırlanmış olan bir belge mi (çünkü belge şekilnde hazırlanmış) yoksa tbmmnin böyle bir sitesi kaynağı var mı diye sormuştum.
Tbmmnın böyle bir hizmeti varsas çok süper olurdu.
Yo yo bilgisayarda hazırlanmış olduğunu sanmıyorum.
Gördüğüm sitede belge olarak vardı bende print screenle kopyalayıp print üzerine kopyaladım foruma fln resim olarak kolayca ekeleyebilmek için.
Meclist Tutanak Dergisinin sitesine girilip sorgu yapılabiliyordu ama maalesefe tahminimce ilgisizlikten kapanmış
redyellow
03-17-2010, 14:19
Yo yo bilgisayarda hazırlanmış olduğunu sanmıyorum.
Gördüğüm sitede belge olarak vardı bende print screenle kopyalayıp print üzerine kopyaladım foruma fln resim olarak kolayca ekeleyebilmek için.
Meclist Tutanak Dergisinin sitesine girilip sorgu yapılabiliyordu ama maalesefe tahminimce ilgisizlikten kapanmış
İmza vs. olmayınca pek itibar etmemek gerekir diye düşünüyorum.
Herhangi bir şekilde bunların altına istediğim siyasetcinin ismini ekleyebilirim.
dediğim gibi meclis tutanakları keşke tamamen açık olsa çok hoş olurdu.
Selamlarımla.
mücahid55
03-18-2010, 12:06
http://img62.imageshack.us/img62/807/buyrun54hkmet.png
Buyrun o dönemde israille olan anlaşmanın iptali söz konusumu diye verilen bir soru önergesinin cevabı
Refayhol hükümeti döneminde yapılmamış bir anlaşma, üzerinde durmaya gerek bile yok.
diğerine gelelim.
http://img63.imageshack.us/img63/1744/yenibitelemresmicl.png
Buyrun ticari anlaşma
bu anlaşmayıda refahyol hükümeti değil önceki hükümetler yapmıştır. ancak tbmm ye sunulması, onaylanması önceki dönemde yetişmediğinden refahyol iktidarına kalmıştır. refahyol hükümetide formaliyeti uygulamak zorunda kalmıştır. devlette süreklilik esastır. önceki hükümet bir anlaşma yapmış israille, refahyol hükümeti değil...
bu yukarıdaki anlaşmayla ilgili belgerler TBMM tutanaklarında mevcuttur ve isteyen herkes bunlara ulaşabilir.
ben küçük bir kısmını alıyorum. bugün akp li olan o günün refah partisi g. başkan vekili sayın kapusuz bakalım refahyolu israille anlaşma yapmakla suçlayanlara ne demiş...
78. birlerşim tutanakları,
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
78 inci Birleşim
4 . 4 . 1997 Cuma
...............
.
.
.
Sayın Kapusuz süreniz 20 dakikadır.
RP GRUBU ADINA SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Bugün, bu özel gündemi tespit ederken -biraz önce oyladığımız Danışma Kurulu Önerisinden de anlaşılacağı üzere- bütün siyasî partilerimiz, biraz önceki sözcülerin de ifade ettiği gibi, yıllardan beri beklemekte olan, onaylanmış bulunan anlaşmaların Parlamentoda tasdiki konusunda fikir birliği yaptık ve 10 anlaşmayı tespit ettik.
HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) – ANAP Grubu Başkanvekili de kabul etti mi?!.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Arkadaşlarımız, mümkün mertebe, bu anlaşmalar üzerinde konuşmadan, bugün, bunları, mesafeli olarak götürmek istedik; ancak, tabiî...
ÖNDER SAV (Hatay) – Hayır, öyle şey yok... Öyle bir şey konuşulmadı...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Arkadaşlarımızın konuşmalarına da, bizim, mutlaka müdahale gibi bir yetkimiz de yok.
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Sayın Kapusuz, o tespiti siz yaptınız...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Doğrudur.
ÖNDER SAV (Hatay) – Gündeme alınmasına "evet" dedik; "üzerinde konuşulmasın" demedik. Lütfen... Çarpıtmayın!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Tamam...
Sayın Sav, biraz önce oturduğu yerden söylediği gibi, arkadaşlarımızın konuşmak istedikleri konularda da konuşmalarının olabileceğini bize ifade ettiler; biz, prensip olarak, bu tip anlaşmaların konuşulmadan onaylanması uygulamasını yıllardan beri bu Parlamentoda yaparız ve bugünkü de budur.
Şimdi, Sayın Keçeciler, galiba, bazı şeyleri karıştırıyor; yani, bunu, bir fırsat bilip bundan bir siyasî sonuç çıkarmak gayreti içerisine girdiler; ancak...
HALİL CİN (İçel) – Aynı şeyi siz yapıyorsunuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Evet; yani, böyle bir konu gündeme gelince, elbette, bizim bazı şeyleri söyleme hakkımız var.
Şimdi, dikkat buyurun; metnin başını aynen okuyorum:
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Sen dikkat buyur!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – "Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Serbest Ticaret Alanı Anlaşması ve İlgili Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı"
Bakınız, bu anlaşma ne zaman yapılmış; gerekçenin altını okuduğunuzda, ne deniyor; "Türkiye ile İsrail arasında 14 Mart 1996 tarihinde Kudüs'te imzalanan anlaşma" deniyor. Ne zaman imzalanmış bu anlaşma; 14 Mart 1996'da... Peki, o zaman başbakan kimdi; herhalde Necmettin Erbakan değil!..
MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Üç aylık Başbakan... Mevsimlik Başbakan...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Peki, arkadaşlar, yeri gelecek "devlette devamlılık esastır" diyeceksiniz, yeri gelecek böyle istismar yapmaya kalkacaksınız... Bunu doğru bulmuyoruz arkadaşlar. Zaten, milletimiz de bunu çok iyi anlamaktadır.
Yalnız, bir şeyi daha belirtmek isterim; onu da açık ve net, orta yere koymak istiyorum. Biz, Refah Partisiyiz. Şu anda, mevcut olan, bir de Koalisyon Hükümeti vardır. Koalisyon hükümetleri, hiçbir zaman, bir partinin görüşünün, programının tatbik edildiği, hükümet protokolü ve programı olarak kabul edildiği bir hükümet şekli değildir. İki siyasî parti bir araya geliyor, bir ortak protokol ve hükümet programında mutabakat sağlıyor; bunlar doğrultusunda da millete hizmet ediyor.
Elbette, Refah Partisinin, biraz önce zatıâlinizin okuduğu metindeki görüşlere aynen katıldığını bir kere daha ifade ediyorum. (RP sıralarından alkışlar) En ufacık bir tereddütünüz olmasın; ama, biraz önce Sayın Başkanın da söylediği gibi, ne var; burada bir Hükümet var. Daha önce zatıâlinizin döneminde imzalanmış olan bir anlaşmayı Parlamentoya getirmişiz, onaylıyoruz. Sadece bunu da getirmedik; Sayın Dışişleri yetkililerimizin, tam 63 tane önceliği olan talebi oldu. Bu şekilde anlaşmalar yapılmış, Parlamentodan tasdiki isteniyor. Elbette, bizim, bu doğrultuda, Hükümet olarak hareket etmek gibi bir mecburiyetimiz ve zaruretimiz var.
Peki, niçin bunu bugün getirdiniz; bunu bugün getirmemizin sebebini de söyleyeyim arkadaşlar..
ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Hayırlı cuma olduğu için!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Biz, özel olarak tercih etmedik. Zaten, dikkat edilecek olursa, gündemde, 10 anlaşmanın onayı var ve ayrıca İsrail'le ilgili de daha üç dört anlaşmanın onayı var. Biz, bu üç dört anlaşmanın içerisinden bir tanesini koymuşuz. Öbürleri de tasdik edilecek. Ne kadar tehir ederseniz edin, bunu burada tasdik etmek gerekmektedir; tasdik edilmediği sürece bu işlem yürümeyecektir. Burada bir formalitenin tamamlanması söz konusudur.
Değerli arkadaşlar, ben, özellikle şunu söylemek istiyorum: Elbette, biz, her türlü teröre karşıyız, devlet terörüne de karşıyız; oradaki insanlık dışı uygulamaları da tasvip etmiyoruz, sizlerin de tasvip etmediğine inanıyoruz.
Bir başka hususu daha vurgulamak isterim. Bu Parlamentoda, bir siyasî parti ve hükümet ayırımı yapmaksızın, nasıl ki, her bir milletvekilinin kanun teklifi verme hak ve salahiyeti varsa, biraz önce zatıâlinizin de söylediği gibi, aynı şekilde, bizim Grubumuzun içerisinde bulunan 58 kıymetli milletvekilimizin, Meclis araştırması önergesi vermesi hak ve salahiyeti de vardır. Bizim, onu da önlemek gibi bir durumumuz söz konusu olmaz.
O halde sonuç şu: Devlette devamlılık esası gereği, Hükümet ortağı arkadaşlarımızla beraber, daha önce yapılmış bir anlaşmanın Parlamentoda onaylanması konusundaki bizim yaptığımız işin sıradan bir iş olduğunu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)
http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem20/yil2/bas/b078m.htm
İntifada
03-18-2010, 14:11
Hükümet ortağı arkadaşlarımızla beraber, daha önce yapılmış bir anlaşmanın Parlamentoda onaylanması konusundaki bizim yaptığımız işin sıradan bir iş olduğunu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Allah Allah neden sıradan oluyor?Daha önce yapılmış anlaşmayı onaylama.Ne oldu israile karşı tutum.Zaten yukarıdaki belgenin soru önergesi şu yönde daha önce isrille yapılmış olan anlaşmayı iptal edecekmisiniz?
Cevapta ne yazıyor iyi oku .Bu tür anlaşmaların ruhununda karşılıklı yarar esastır.Ülkemiz açısından önemlidir.
İkinsinide ne yazıyor ticaret anlaşmasında bir sorun teşkil edilmediği onaylanıyor ve yollanıyor.
E efendi derler şimdi Ak Partinin dış ticaret politikasını eleştirenler neden israille yapılmış protokelleri bozmadı?Ama bak ülkemiz için yararlıdır denmiş.Öyle bunu geç bu önceden yapılmış demek kolaya kaçmaktadır.Direnmek lazım savumak lazım
mücahid55
03-18-2010, 14:29
Hükümet ortağı arkadaşlarımızla beraber, daha önce yapılmış bir anlaşmanın Parlamentoda onaylanması konusundaki bizim yaptığımız işin sıradan bir iş olduğunu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Allah Allah neden sıradan oluyor?Daha önce yapılmış anlaşmayı onaylama.Ne oldu israile karşı tutum.Zaten yukarıdaki belgenin soru önergesi şu yönde daha önce isrille yapılmış olan anlaşmayı iptal edecekmisiniz?
Cevapta ne yazıyor iyi oku .Bu tür anlaşmaların ruhununda karşılıklı yarar esastır.Ülkemiz açısından önemlidir.
İkinsinide ne yazıyor ticaret anlaşmasında bir sorun teşkil edilmediği onaylanıyor ve yollanıyor.
E efendi derler şimdi Ak Partinin dış ticaret politikasını eleştirenler neden israille yapılmış protokelleri bozmadı?Ama bak ülkemiz için yararlıdır denmiş.Öyle bunu geç bu önceden yapılmış demek kolaya kaçmaktadır.Direnmek lazım savumak lazım
Önce iki anlaşmanın birbirinden farklı olduğunu bilelim.
birinci alıntı bir askeri anlaşma ve refahyol döneminde yapılmadı. konuda refahyol döneminde askeri anlaşma yapılmışmıdır ? değil mi?
burada bunun ne işi var. askeri bir konu ve çok teferruatı var anlaşmanın ,o dönem iptal edilmesi bizim yararımızada olmayabilir. teknik detayları var.
ama sonuçta anlaşmayı yapan refahyol hükümeti değil.
ikinci alıntıdaki anlaşmada yine refahyol döneminde yapılmamış. bir önceki hükümet yapmış, ve bu anlaşmanın meclisten geçirilmesi kapusuz unda ifade ettiği gibi formalite. devletin sürekliliği gereği olması gerekenler...
bu gerçekleri böyle yazdıktan sonra isteyen istediği gibi düşünsün. ama kimse kalkıpta hocaya iftira atıp israille anlaşma yaptı demesin.
ayrıca hükümetin koalisyon hükümeti olduğunu (dışişleride dyp de) hatırlatan kapusuzun bu hususta söyledikleride önemli.
yine ilgili görüşmede ali oğuz beyin ifadeleride tbmm tutanaklarında ayrıca okunmaya değer.
şevket kazan ın kitabından yapılan konunun ilk sayfalarındaki bilgilerde bu hususta milli görüşün tavrını açıklıyor.
.......
Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi
http://www.akpgercegi.com/wp-content/dursunoglu.jpg (http://www.akpgercegi.com/wp-content/dursunoglu.jpg)
Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.
1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)
Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik
21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.
25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.
(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)
31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın
15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)
Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)
Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)
14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)
Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:
“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”
REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.
Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.
Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.
REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.
İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)
Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.
Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır. __________________
(http://img177.imageshack.us/img177/3710/fazilethaber.jpg)
İntifada
03-18-2010, 14:43
Önce iki anlaşmanın birbirinden farklı olduğunu bilelim.
birinci alıntı bir askeri anlaşma ve refahyol döneminde yapılmadı. konuda refahyol döneminde askeri anlaşma yapılmışmıdır ? değil mi?
burada bunun ne işi var. askeri bir konu ve çok teferruatı var anlaşmanın ,o dönem iptal edilmesi bizim yararımızada olmayabilir. teknik detayları var.
ama sonuçta anlaşmayı yapan refahyol hükümeti değil.
ikinci alıntıdaki anlaşmada yine refahyol döneminde yapılmamış. bir önceki hükümet yapmış, ve bu anlaşmanın meclisten geçirilmesi kapusuz unda ifade ettiği gibi formalite. devletin sürekliliği gereği olması gerekenler...
bu gerçekleri böyle yazdıktan sonra isteyen istediği gibi düşünsün. ama kimse kalkıpta hocaya iftira atıp israille anlaşma yaptı demesin.
ayrıca hükümetin koalisyon hükümeti olduğunu (dışişleride dyp de) hatırlatan kapusuzun bu hususta söyledikleride önemli.
yine ilgili görüşmede ali oğuz beyin ifadeleride tbmm tutanaklarında ayrıca okunmaya değer.
şevket kazan ın kitabından yapılan konunun ilk sayfalarındaki bilgilerde bu hususta milli görüşün tavrını açıklıyor.
çevir kazı yanmasın.''Anlaşmanın iptali bizim için yararlı olmayabilir.'' işte herşeyi açıklayan cümleniz hani direniyorduk hani savunuyorduk hani israile karşı tutumumuz vardı.nerede onaylama önceki hükümet yaptı diye onaylaman mı gerekiyor.
Mecliste geçrime formalitemidir?Varsa yürek tek taraflı iptal edersin onaylamazsın protokolü sonra bugün bizi eleştirmeye yüzünüz olur ama olurmu formalite de geç kıyıya.Sonra biz siyonist uşağı olalım
Koalisyon neyi değiştirir başbakanlıkta kim vardı?Bu da en son bahanenizmi?Yemezler
montenegro
03-18-2010, 14:49
''Anlaşmanın iptali bizim için yararlı olmayabilir.''
bu lafı biz desek ne siyonistliğimiz kalırdı ne uşaklığımız
ülkeye sırf israil büyükelçisi geldi diye etmedik lafları kalmıyor
kendileri zamanında yok askeri anlaşmaydı yok yararı olabilir di
falan filan kem küm
demek ki israille anlaşma yapılıpta yararlı olabiliyor muş
İntifada
03-18-2010, 14:51
''Anlaşmanın iptali bizim için yararlı olmayabilir.''
bu lafı biz desek ne siyonistliğimiz kalırdı ne uşaklığımız
ülkeye sırf israil büyükelçisi geldi diye etmedik lafları kalmıyor
kendileri zamanında yok askeri anlaşmaydı yok yararı olabilir di
falan filan kem küm
demek ki israille anlaşma yapılıpta yararlı olabiliyor muş
Aman efendim sakın böyle şeyler söylemeyin ahiretimiz tehlikeye girer sonra :)
mücahid55
03-18-2010, 15:00
çevir kazı yanmasın.''Anlaşmanın iptali bizim için yararlı olmayabilir.'' işte herşeyi açıklayan cümleniz hani direniyorduk hani savunuyorduk hani israile karşı tutumumuz vardı.nerede onaylama önceki hükümet yaptı diye onaylaman mı gerekiyor.
Mecliste geçrime formalitemidir?Varsa yürek tek taraflı iptal edersin onaylamazsın protokolü sonra bugün bizi eleştirmeye yüzünüz olur ama olurmu formalite de geç kıyıya.Sonra biz siyonist uşağı olalım
Koalisyon neyi değiştirir başbakanlıkta kim vardı?Bu da en son bahanenizmi?Yemezler
Yazdığın hiç bir şey ,yazacağın hiçbir şey Refahyol hükümetinin israille anlaşma yapmadığı gerçeğini değiştiremez. Refahyol hükümeti döneminde israille anlaşma yapılmamıştır. aksini söyleyeyenler müfteridir.
yapılan anlaşmaların iptalinin yazılanları okusaydın bizim zararımıza olacağını anlardın.bu anlaşmlar o dönemlerdede refah partisi iktidar olsaydı israille yapılmazdı.
ne direnmemesi? veya direnmesi.
refahyol hükümeti siyonist güçlere ve diğer işgalci güçlere karşı bırakın direnmeyi açıkca meydan okumuştur.onların işgal ve sömürü için kurdukları teşkilatlara karşı D-8 kurmuştur. onları tbmm ye davet edip ayakta alkışlatmamıştır. onlara ödül verip onlardan ödül almamıştır. refahyol hükümeti döneminde ne israil ne abd işgale yeltenememiştir.
biz akp yi abd yle ticaret yapıyor diye eleştirmeyiz ama ırakta 1,5 milyon müslümanı katleten abd ye havaalanlarını ve limanlarını reel politika adına açıyor diye eleştiririz. aynı eleştiriler israil ve ab içinde geçerli.
hükümetin koalisyon olması konusuna girersek konu dağılır. şu kadarını söyliyim, koalisyon protokolleri iştirak eden partilerin ortak düşüncelerini yansıtır sadece birinin değil. yoksa zaten bir partinin programı uygulanacak olsa diğeri niye koalisyona katılsın.
ama hükümetin koalisyon olması bizim efsane hizmetlerimize mani olmamıştır.
İntifada
03-18-2010, 15:15
yapılan anlaşmaların iptalinin yazılanları okusaydın bizim zararımıza olacağını anlardın.bu anlaşmlar o dönemlerdede refah partisi iktidar olsaydı israille yapılmazdı.
Dönemizinzde yapacağınız anlaşma ile daha önce yapılmış ve süre gelen protokolü bozmamak aynı şeydir.Eğer diyorsanız biz israile taviz vermedik neden iptal etmediniz?
yapılan anlaşmaların iptalinin yazılanları okusaydın bizim zararımıza olacağını anlardın
al sana çaresizlik anlatan bir cümle daha davostaki tavrımıza popülist diyen zümreye bak sen.Abdülhamit Han filistinden israile toprak verse oda yararımıza olacaktı.Yararımıza oalcak diye verseydi ozaman öylemi?
biz akp yi abd yle ticaret yapıyor diye eleştirmeyiz ama ırakta 1,5 milyon müslümanı katleten abd ye havaalanlarını ve limanlarını reel politika adına açıyor diye eleştiririz. aynı eleştiriler israil ve ab içinde geçerli.
O zaman da israil filistin işgalini sürdürmüyormuydu?Müslüman düşamnı değilmiydi?Bu anlaşmanın yapıldığı tarihte Şeyh Ahmet Yasin bile hapisteydi.Neden iptal etmediniz protokolleri?
[/QUOTE]hükümetin koalisyon olması konusuna girersek konu dağılır. şu kadarını söyliyim, koalisyon protokolleri iştirak eden partilerin ortak düşüncelerini yansıtır sadece birinin değil. yoksa zaten bir partinin programı uygulanacak olsa diğeri niye koalisyona katılsın.[QUOTE]
ama hükümetin koalisyon olması bizim efsane hizmetlerimize mani olmamıştır.
Hadi ya doğru 28 şubatta ki ürkek tavrınızı zerre değiştirmemiştir.Bencede hiç girmeyelim siz zararlı çıkarsınız
mücahid55
03-18-2010, 15:38
Dönemizinzde yapacağınız anlaşma ile daha önce yapılmış ve süre gelen protokolü bozmamak aynı şeydir.Eğer diyorsanız biz israile taviz vermedik neden iptal etmediniz?
....
al sana çaresizlik anlatan bir cümle daha davostaki tavrımıza popülist diyen zümreye bak sen.Abdülhamit Han filistinden israile toprak verse oda yararımıza olacaktı.Yararımıza oalcak diye verseydi ozaman öylemi?
.......
bu senin şahsi ve yanlış düşüncen. Abdülhamit in filistini satmasını yararımıza sanmakta sizin gibi reel politika adına ıraktaki kardeşlerimiz satan düşünceye yakışır ancak.
ama konumuzun bunlarla ilgisi yok her şey açık
.........
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır. __________________
(http://img177.imageshack.us/img177/3710/fazilethaber.jpg)
israile taviz vermedik elbette bunu israilliler sizden daha iyi bilir.
akp 8 yıllık kesintisiz eğitimi iptal etmedi acaba bu kanunu çıkaranlarla aynı derecede sorumludur diyelim mi?
Ahmet yasin in konumuzla hiç ilgisi yok. şu kadarını söyliyim yasin 1989 da hapse girdi(son hapis dönemi) eylül 97 de çıktı.
israil refayol döneminde işgallerini kıyımlarını durdurmuştur. one minuet hadisesi bir balondan ibarettir. israile hiç tesiri olmamıştır. objhektif olacaksak, şaronu tbmm de akp nin konuşturduğunu ve alkışladığını unutmamalıyız.
akp reel politika adına tam bir teslimiyet içindedir(bırakın taviz vermeyi) . kıbrıs ve ırak konusunda ecevitten alamadığı tavizi abd erdoğandan almıştır. zaten anasolm hükümeti bu nedenle yıkıldı. yerine abd nin bir dediğini iki etmeyecek akp gelsin diye.
bu hususta başbakanın danışmanıyken zapsunun delikten aşağı süpürülmeme için abd de yalvarması boş değil. erdoğanın abd askerleri için dsuası aynı şekilde.
İntifada
03-18-2010, 16:09
bu senin şahsi ve yanlış düşüncen. Abdülhamit in filistini satmasını yararımıza sanmakta sizin gibi reel politika adına ıraktaki kardeşlerimiz satan düşünceye yakışır ancak.
ama konumuzun bunlarla ilgisi yok her şey açık
Ne demek istiyorum sende biliyorsun kendi yaptığınız şeyleri başkasıda yapınca siyonist uşağı demiyeceksiniz.Siz yapınca yarar var demiyeceksiniz.Bu iki yüzlülüğün dik alasıdır.
sen benim nedemek istediğimi anladın hiç evirip çevirme sizin israille anlaşmadaki yarar nedir?Yahudiler aynı şeyi abdülhamitede teklif etmedilermi.Para teklif etmedilermi ülkenini borcunu silecek kadar?Ee işte sizde aynısını bu anlaşma için söylüyorsunuz fayda var diyorsunuz.
Milli görüşün genel huyudur laf çarpıtmak benim yorumumu okuyan ne dmeek istediğimi anlar sende anladın ama kabullenmek zor.
israile taviz vermedik elbette bunu israilliler sizden daha iyi bilir.
akp 8 yıllık kesintisiz eğitimi iptal etmedi acaba bu kanunu çıkaranlarla aynı derecede sorumludur diyelim mi?
Aynı şeymi acaba her ikisi?Bu kadarmı sizin düşünce dünyanız siyaset bilginiz.İki taraflı yapılmış ve tek tarfın reddiyle sonucu ne olursa olsun iptal olabilecek bir anlaşma biri.Diğeri daha önce yapılmış bir madde içsiyasette.
Hem 8 yılık kesintisiz eğitim konusunda siz rezil olursunuz konuşmayalım isterseniz.
Sizin hoca meclise getirmeyi planlarken başbakanımız ne demişti kesintisiz eğitim kediye yavrusunu boğdurmak olur demişti.Ne demişti hoca kabadayılığın lüzumu yok bu işler çocuk oyuncağı değil.Keşke bu sert tutumu 28 şubatçılara gösterseydi doğruları söyleyen recep tayyip erdoğana değil
Ahmet yasin in konumuzla hiç ilgisi yok. şu kadarını söyliyim yasin 1989 da hapse girdi(son hapis dönemi) eylül 97 de çıktı.
Nasıl yok e hani siyonizmle savaşıyordunuz?İntifadanın en büyük lideri hapiste ve sizin bununla ilgili hiç bir baskınız yok.Bumudur sizin israille mücadeleniz.Ürdün olmasa hapistern çıkamayacaktı.Bravo çok güzel atıp tutuyorsunuz 54.hükümet diye.Yılmayıp biraz dursaydınızda görseydik nasıl bir hükümet ama anlamadık birşey
İntifada
03-18-2010, 16:14
Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.
Böyle bir açıklama ak parti tarafından size yapılmış olsa siyonizm oyuncağı diye girer cehennem biletinden çıkardınız.Aynaya bakın biraz.Abd nin komutuyla israile yöneliyorsunuz birde tek çare diyorsunuz.Sonrada diyorsunuz ki üretime milli kaynakalra yönelik üretim.Ayrıca iyi okuyun ihaleleri ne zaman yapılmış imza kimin zamanında atılmış.Ee demin diyordun birşeyler imzaladık diyen müfteridir.İşte kendi paylaşımında yazıyor.Ya senin üzerine kalıcak müfterilik yada geri alacaksın lafını başka yol yok
mücahid55
03-18-2010, 16:27
Ne demek istiyorum sende biliyorsun kendi yaptığınız şeyleri başkasıda yapınca siyonist uşağı demiyeceksiniz.Siz yapınca yarar var demiyeceksiniz.Bu iki yüzlülüğün dik alasıdır.
sen benim nedemek istediğimi anladın hiç evirip çevirme sizin israille anlaşmadaki yarar nedir?Yahudiler aynı şeyi abdülhamitede teklif etmedilermi.Para teklif etmedilermi ülkenini borcunu silecek kadar?Ee işte sizde aynısını bu anlaşma için söylüyorsunuz fayda var diyorsunuz.
bizim yaptıklarımız sizin yaptıklarınız yuvarlak boş sözler.
ne demiştik biz israille anlaşma yapmadık.
bizim yaptıklarımızda bir yanlış varsa şurası yanlışdır deyin. biz öyle yapıyoruz. biz yapınca şöyle siz yapınca neden böyle * ne alaka yaptıklarımız aynı değil.
abdülhamit konusunda ne demek istediğin açık orada duruyor. filistinin satılmasının bizim yararımıza olacağını yazdın. akp nin özelliği bu, sıkışınca satar. kıbrıs gibi, ıraktaki kardeşlerimiz gibi....
filistinin satılmasıyla , modernizasyonu bir tutma mantığıda komik...
Aynı şeymi acaba her ikisi?Bu kadarmı sizin düşünce dünyanız siyaset bilginiz.İki taraflı yapılmış ve tek tarfın reddiyle sonucu ne olursa olsun iptal olabilecek bir anlaşma biri.Diğeri daha önce yapılmış bir madde içsiyasette.
Hem 8 yılık kesintisiz eğitim konusunda siz rezil olursunuz konuşmayalım isterseniz.
Sizin hoca meclise getirmeyi planlarken başbakanımız ne demişti kesintisiz eğitim kediye yavrusunu boğdurmak olur demişti.Ne demişti hoca kabadayılığın lüzumu yok bu işler çocuk oyuncağı değil.Keşke bu sert tutumu 28 şubatçılara gösterseydi doğruları söyleyen recep tayyip erdoğana değil
....
tabi bir hükümetin içerde milli eğitim sisteminde bir düzenleme yapması bir devletele olan anlaşmayı iptalle bir değil. (-:
8 yıllık eğitimde bizim hiç bir sıkıntımız yok. biz yapmadık çünkü.
ama ısrarla konunun özünden kaçma gayretlerin ilginç.
Böyle bir açıklama ak parti tarafından size yapılmış olsa siyonizm oyuncağı diye girer cehennem biletinden çıkardınız.Aynaya bakın biraz.Abd nin komutuyla israile yöneliyorsunuz birde tek çare diyorsunuz.Sonrada diyorsunuz ki üretime milli kaynakalra yönelik üretim.Ayrıca iyi okuyun ihaleleri ne zaman yapılmış imza kimin zamanında atılmış.Ee demin diyordun birşeyler imzaladık diyen müfteridir.İşte kendi paylaşımında yazıyor.Ya senin üzerine kalıcak müfterilik yada geri alacaksın lafını başka yol yok
abd komutu değil, modernizasyonu yapan başka ülke yok. evet israille refahyolun anlaşma yaptığını söyleyen müfteridir.
bilmediğin konuda yazmıyacaksın. bu anlaşmada hükümetin imzası yoktur. askeri bir anlaşma. siyasileri ilgilendiren kısmı önceki hükümetler tarafından düzenlenmiş.
mücahid55
03-18-2010, 16:31
biz akp yi abd yle ticari anlaşma yaptı diye eleştirmedik, ırakta 1,5 milyon kardeşimizi katleden abd ye havaalanı, liman açtı diye eleştirdik. gazzeye sessiz kaldı diye eleştirdik. van münit demiş başbakan evet dedi, sonrada tepkisinin moderatöre olduğunu söyledi.
öncesinde o eli kanlının elini sıkıp tbmm de konuşturdu alkışladı( ilk kez bir israil başbakanı bir müslüman ülkenin parlementosunda konuşmuş oldu)
redyellow
03-18-2010, 16:35
''Anlaşmanın iptali bizim için yararlı olmayabilir.''
bu lafı biz desek ne siyonistliğimiz kalırdı ne uşaklığımız
ülkeye sırf israil büyükelçisi geldi diye etmedik lafları kalmıyor
kendileri zamanında yok askeri anlaşmaydı yok yararı olabilir di
falan filan kem küm
demek ki israille anlaşma yapılıpta yararlı olabiliyor muş
bu lafı biz desek ne siyonistliğimiz kalırdı ne uşaklığımız
Siz diyorsunuz zaten hocam?????
Hatta paranın dini imanı olmaz diyen de sizsiniz!
redyellow
03-18-2010, 16:36
İnşaallah İsrail diye bir devlet kalmaz da bizde bu tartışmalardan kökten kurtulmuş oluruz!
İntifada
03-18-2010, 16:38
bizim yaptıklarımız sizin yaptıklarınız yuvarlak boş sözler.
ne demiştik biz israille anlaşma yapmadık.
bizim yaptıklarımızda bir yanlış varsa şurası yanlışdır deyin. biz öyle yapıyoruz. biz yapınca şöyle siz yapınca neden böyle * ne alaka yaptıklarımız aynı değil.
abdülhamit konusunda ne demek istediğin açık orada duruyor. filistinin satılmasının bizim yararımıza olacağını yazdın. akp nin özelliği bu, sıkışınca satar. kıbrıs gibi, ıraktaki kardeşlerimiz gibi....
filistinin satılmasıyla , modernizasyonu bir tutma mantığıda komik...
Milli görüş holiganizmi diye bir konu vardı.Bu yorumu oraya yazabiliriz.Yazılan bir yorum evirilip çevirilip nereye getirilebilir.Mübarek ben ne diyorum diyorsun ki çıkar için fayda için yahudiyle yapılmış anlaşma yanlılş değildir.Ben ne diyorum madem öyle filistinden toprak stsaydı abdülhamit devlet çıkarına olcaktı fayda oalcaktı ama satmadı herşey çıkarla bir tutulmaz.Şimdi girdimi kafana?
Esas senin yaptığın komik sizin israille yapmış olduğunuz bu iki anlaşmayı akparti yapsaydı neler derdiniz?
]abi bir hükümetin içerde milli eğitim sisteminde bir düzenleme yapması bir devletele olan anlaşmayı iptalle bir değil. (-:
8 yıllık eğitimde bizim hiç bir sıkıntımız yok. biz yapmadık çünkü.
ama ısrarla konunun özünden kaçma gayretlerin ilginç.Ben neden kaçayım gözüm?Sağlam durup erken seçime gitseydin de milleti mesut yılmazın eline düşürmeseydiniz
abd komutu değil, modernizasyonu yapan başka ülke yok. evet israille refahyolun anlaşma yaptığını söyleyen müfteridir.
bilmediğin konuda yazmıyacaksın. bu anlaşmada hükümetin imzası yoktur. askeri bir anlaşma. siyasileri ilgilendiren kısmı önceki hükümetler tarafından düzenlenmiş.Albeni reklamlarında sizi oynatsalar isabet olur :)
Bahane bulmakta hiç zorlanmıyorsunuz baksanıza
İntifada
03-18-2010, 16:44
İnşaallah İsrail diye bir devlet kalmaz da bizde bu tartışmalardan kökten kurtulmuş oluruz!
Amin İnşallah
mücahid55
03-18-2010, 16:46
Milli görüş holiganizmi diye bir konu vardı.Bu yorumu oraya yazabiliriz.Yazılan bir yorum evirilip çevirilip nereye getirilebilir.Mübarek ben ne diyorum diyorsun ki çıkar için fayda için yahudiyle yapılmış anlaşma yanlılş değildir.Ben ne diyorum madem öyle filistinden toprak stsaydı abdülhamit devlet çıkarına olcaktı fayda oalcaktı ama satmadı herşey çıkarla bir tutulmaz.Şimdi girdimi kafana?
Esas senin yaptığın komik sizin israille yapmış olduğunuz bu iki anlaşmayı akparti yapsaydı neler derdiniz?
diyorsun ki çıkar için fayda için yahudiyle yapılmış anlaşma yanlılş değildir.
ben böyle bir şey demedim. zaten biz anlaşma yapmadık, o anlaşmaların yapıldığı dönemde biz iktidarda olsaydık onlarıda yapmazdık dedim. yapılan bir anlaşmaın iptalinde zarar olacaksa bunu iptalde doğru olmaz. dinimizn izin verdiği ölçüde herkesle anlaşma yapılabilir.
Ben ne diyorum madem öyle filistinden toprak stsaydı abdülhamit devlet çıkarına olcaktı fayda oalcaktı ama satmadı herşey çıkarla bir tutulmaz
böyle bir satışın devletin çıkarına olacağını düşünmek akp zihniyetine yakışır demiştik. reel politika adına ırakta olanlarıda ilave etmişytik.
müslüman önce her işini dinine uygun yapmak zorunda her şeyi sekülerleştiren globalizmden bu kadar etkilenmeyin.
Esas senin yaptığın komik sizin israille yapmış olduğunuz bu iki anlaşmayı akparti yapsaydı neler derdiniz?
hala iftiraya devam biz anlaşma yapmadık.
mücahid55
03-18-2010, 16:50
Albeni reklamlarında sizi oynatsalar isabet olur :)
Bahane bulmakta hiç zorlanmıyorsunuz baksanıza
bahaneymiş.
tekrar ediyorum bilmediğin konuda yazma.
siyasilerin yapacağı her türlü anlaşma önceki hükümetçe yapılmış. askeri anlaşmayıda askeri yetkililer refahyol hükümetteyken yapmış. iptal edilse anlaşma uçaklar işlev göremez halde elde kalacak. zaten bütün düzenblemelr yapılmış iptal edip neden büyük bir maddi zarara uğrayaslım.
bunun dinimize veya ülkemize olan bir zararı varsa onu söyle.
sapla samanı karıştırma. sizin teslimiyetçi politikalrınızla bunun hiç alakası yok.
İntifada
03-18-2010, 16:55
Ben ne diyorum madem öyle filistinden toprak stsaydı abdülhamit devlet çıkarına olcaktı fayda oalcaktı ama satmadı herşey çıkarla bir tutulmaz
böyle bir satışın devletin çıkarına olacağını düşünmek akp zihniyetine yakışır demiştik. reel politika adına ırakta olanlarıda ilave etmişytik.
müslüman önce her işini dinine uygun yapmak zorunda her şeyi sekülerleştiren globalizmden bu kadar etkilenmeyin.
aklı sıra kendi kırdığın potu benim üzerimden telafi edeceksin.Ne dedin sen faydalı birşey dedin.Bende sana diyorum ki herşeyin faydasını önplanda tutacaksak borç içindeki osmanlı için filistin toprakları karşılığında verilecek altın çok cazipti ama kabul görmedi.Çünkü herşey çıkarla faydayla bir tutulmaz.Al sana 4. kez söylüyorum sen yine bunu evirip çevirip ak parti zihniyeti diye başlayacaksın ama ben tekrar yazarım
Esas senin yaptığın komik sizin israille yapmış olduğunuz bu iki anlaşmayı akparti yapsaydı neler derdiniz?
hala iftiraya devam biz anlaşma yapmadık.
yukarıdakiler ne alış veriş listesimi :)
deminden beri yapılan bu anlaşmaların doğruluğu tartışıyorsun sonra anlaşma yok diyorsun :)
alınıt yaptığın metinde refahyol döneminde imzalan yazıyor sonra diyorsun ki yok efendim asker imzaladı.Sana bağlı değilmi askerde?
İntifada
03-18-2010, 17:01
bahaneymiş.
tekrar ediyorum bilmediğin konuda yazma.
siyasilerin yapacağı her türlü anlaşma önceki hükümetçe yapılmış. askeri anlaşmayıda askeri yetkililer refahyol hükümetteyken yapmış. iptal edilse anlaşma uçaklar işlev göremez halde elde kalacak. zaten bütün düzenblemelr yapılmış iptal edip neden büyük bir maddi zarara uğrayaslım.
bunun dinimize veya ülkemize olan bir zararı varsa onu söyle.
sapla samanı karıştırma. sizin teslimiyetçi politikalrınızla bunun hiç alakası yok.
Bende diyorum ki iptal et bul bir çaresini
askeriyede sana bağlı değilmi?
Uçaklar iş görmez halde kalıyor değilmi yani mecbursun işbirliğine ee o zman bizim hükümetimizin yaptığı politikalı neden eleştiriyorsun.Bak kendi ağzınla yakalandın eğer gbir şeyin gücü kimdeyse o işte onla anlaşma yapmaya mecbursun.Sana çok teşekkür ederim.Yıılardır milli görüş olarak söylediklerinizin haksız suçlama olduğunu itiraf ettin.
Tabi neden maddi zarara uğrayalım.Dinimize ve ülkemize zararı varsa söyle :)
Sizlerden bu sözleri duyunca okadar çok seviniyorumki.Ayrıca çokta gülüyorum.Bir ak partili bu lafı size söylese hemen gömlek mevzularına girersiniz
7 satır boyunca neden teslim olduğunu yazıyorsun sonrada teslimiyetçi politika diye ak partiyi elştiriyorsun.Bence biraz kendinize gelin
redyellow
03-18-2010, 17:41
Bende diyorum ki iptal et bul bir çaresini
askeriyede sana bağlı değilmi?
Uçaklar iş görmez halde kalıyor değilmi yani mecbursun işbirliğine ee o zman bizim hükümetimizin yaptığı politikalı neden eleştiriyorsun.Bak kendi ağzınla yakalandın eğer gbir şeyin gücü kimdeyse o işte onla anlaşma yapmaya mecbursun.Sana çok teşekkür ederim.Yıılardır milli görüş olarak söylediklerinizin haksız suçlama olduğunu itiraf ettin.
Tabi neden maddi zarara uğrayalım.Dinimize ve ülkemize zararı varsa söyle :)
Sizlerden bu sözleri duyunca okadar çok seviniyorumki.Ayrıca çokta gülüyorum.Bir ak partili bu lafı size söylese hemen gömlek mevzularına girersiniz
7 satır boyunca neden teslim olduğunu yazıyorsun sonrada teslimiyetçi politika diye ak partiyi elştiriyorsun.Bence biraz kendinize gelin
sevgili akıncı:
Yapılmış imzalanmış bir şeyi iptal edip ülkeyi zarara sokmak, tazminata vs. mahkum etmek ayrıdır, paranın dini imanı olmaz diyerek yeniden sıfırdan anlaşmalar yapmak ayrıdır:)
Ve ülkeyi 8 sene tek başına neredeyse anayasayı değiştirecek bir güçle yönetmek ayrıdır, çürük bir ortakla 1 sene yönetmek ayrıdır:)
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.