fatih kısaparmak balon baskılı balon ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey:Demokratik açılım ABD patentli değil - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey:Demokratik açılım ABD patentli değil


sudaduran
11-11-2009, 22:16
"Demokratik açılım ABD patentli değil"ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, HABERTÜRK TV'de Ahu Özyurt'a konuştu

11.11.2009 15:56http://www.haberturk.com/2009/11/11/kuturesim/ahuyakonustuukucukk.jpg ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, HABERTÜRK TV'de Ahu Özyurt'a verdiği özel röportajda, açılım sürecine ABD'nin etkisinden domuz gribi aşısına kadar pek çok soruyu yanıtladı.
VİDEO İÇİN TIKLAYIN (http://video.haberturk.com/video/index/40178)
Sayın Büyükelçi bizi rezidansınızda ağırladığınız için çok teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ederim, Haberturk ekranlarından fikirlerimizi paylaşma şansı verdiğiniz için..
Açılım sürecine dolaylı olarak da olsa dahilsiniz.. ABD bu sürecin neresinde
duruyor? Siz Türkiye'yi ve Türk halkının tepkilerini de biliyorsunuz.. Türkçe
konuşuyor, okuyorsunuz.. Bu kadar tansiyonu yüksek bir süreçte ABD'nin bakışı ne? Nerede duruyorsunuz?
Bu denli önemli konuların iç politika konularının tartışılması demokratik ülkelerde normaldir. Bu sağlıklı bir durumdur, ülkeler sorunlarına böyle yaklaşmalılar. Türkiye'nin dostu ve müttefiki olarak Amerika'nın pozisyonunu birkaç nokta ile özetlemek isterim.
1. PKK terörist bir gruptur
2. Türkiye ile askeri istihbarat ve PKK'ya yönelik askeri müdahale dahil pekçok
konuda Türkiye ile çok yakın çalışmaya devam ediyoruz
3. Türkiye ve Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız, bu bizim bölgesel politikamızın
da bir parçası
4. Bizim bu konunun içeriye olası yansımaları konusunda Türkiye'ye özel
tavsiyelerimiz ya da fikir alışverişimiz yok. Ama bizim kendi tecrübelerimize de
dayanarak söyleyebilirim ki, PKK gibi terörist yapıları bitirmek için askeri
tedbirler gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Politik, ekonomik, kültürel ve
diplomatik tedbirler gerekir. Onların ne olabileceğini biz söyleyemeyiz. Bizim
Afganistan ve Irak'da zaten kafi derecede zor kararlar vermemiz gerekiyor. Türklere bu konuda en doğruyu bulmaları için güveniyoruz.
Peki bütün bu "plan ABD patentli" tartışmaları için ne diyorsunuz? İddialara göre hükümetin bir planı yok aslında her şeyi siz yönlendiriyorsunuz diyorlar..
İki şey söyleyeyim. Bir, bu tamamen yanliş.. Bunu heryerde söylerim, her seviyede reddederim. amerikan planı yok, amerikan tavsiyeleri yok. Sadece 2000 başka konuda olduğu gibi bu konuda da yazan çizen Amerika'lılar var ama bunlar da ne burada ne de Washington'da etki sahibiler. İkinci konu ise psikolojik.. Dışarıdan tavsiyeler olsa bile, ki şu anda yok, bu bir konuyu tamamen reddetmek için bir neden olabilir mi? Buna ben yanıt veremem. Türkler vermeli..
Siz eksen kayması tartışmasına ne diyorsunuz? Türkiye doğu'ya mı gidiyor?
Bir diplomat olarak herkese tavsiyem, detaylara bakıp tanım yapalım. Batı nedir? Doğu nedir? Japonya batılı mıdır? Hindistan batılı mıdır? Her ikisi de Batı Avrupa'da yer almıyor. Her ikisi de Türkiye gibi demokratik. Pakistan ve Endonezya gibi ABD'nin dostları bazıları da müttefikleri.. Biz Türkiye'nin bölgedeki rolünün artmasını destekliyoruz. İstediğimiz bu rolun bizimle de koordine edilmesi. Türkiye nasıl kendi girişimlerinin ABD tarafından desteklenmesini istiyorsa, biz de ABD'nin bölgedeki girişimlerinin Türkiye tarafından desteklenmesini istiyoruz. Pakistan ve Afganistan örneğinde olduğu gibi bunu yapabildiğimiz yerler var. Ama bazen Iran konusunda algı farklılığımız oluyor. Bunlar da olabilen şeyler..
Sudan ve İran konusunda biraz daha detaya girebilir miyiz? Türkiye'nin bu iki konuda batı değerleri ve prensiplerinden ayrılıp realpolitik içinde karar verdiği iddialarına ne diyorsunuz?
Sudan konusunda çok temelden görüş ayrılığımız var. Ama bunun dışında Irak
konusunda, El Kaide ile mücadele konusunda çoğunlukla aynı fikirdeyiz. Afganistan ve Pakistan konusunda aynı düzlemdeyiz. Bu ülke ve hükümetle pekçok konuda fikir birliğimiz ve işbirliğimiz var.
İran konusunda Türkiye'ye yeni bir rol gündeme geldi. Uranyumu teslim almak, korumak gibi..
Pekçok farklı fikir var. Türkiye, aracılık için iyi bir konumda. Ama sorun Türkiye
ya da ABD'de değil. Iran yapılan teklifleri er ya da geç reddediyor. Tahran'daki
araştırma reaktörü konusunda 1 Ekim'de yapılan teklifin kabul edilmesini umut ediyorduk. Ama şu ana kadar sağlıklı bir yanıt alınamadı.
Sayın Clınton sonsuza kadar beklemeyeceğiz dedi.. Bir geri sayım var mı?
Geriye saydığımız bir saat, bir son tarih yok. Ama İran'ın hiçbir teklifi ciddi
olarak kabul etmeyeceğine dair bir endişe var. AB, Altılar, Başkan Obama her biri ayrı teklifler yaptılar. 1 Ekim'de yapılan son bir teklif var. Nihayetinde İran'ın
nükleer silah üretebilme yeteneğinden başka hiçbirşeyi kabul etmeyeceği gibi bir kanı oluşmaya başlıyor. Biz de bunu kabul edilemez buluyoruz.
Ermeni açılımı konusunda ne kadar müdahilsiniz? Özellikle de Azeri cephesinden Dağlık Karabağ sorununun çözülmesi için?
Azerbaycan stratejik önemi olan bir ülke. Çok iyi ilişkilerimiz var, enerji
konularında çok yakın çalıştık. Türkiye'nin ve Türk halkının hassasiyetlerini de çok iyi anlıyoruz. Bölgeye bakışımız çerçevesinde bu meselenin çözülmesi için çok yakın devredeyiz. Yakın zamanda daha kıdemli bir arabulucu atadık. Devlet Başkanları nezdinde yapılan toplantılar var ve devam etsinler istiyoruz.
Başbakan Erdoğan'ın Beyaz Saray'a yapacağı ziyarette neler konuşulacak?
Önce Türkiye'nin yakın çevresindeki konuları gözden geçireceğiz. Ermenistan,
Yunanistan, Kıbrıs, Irak, Kuzey Irak. Sonra daha geniş perspektiften konulara
bakacağız. NATO ve NATO'nin geleceği gibi... İran konusu, Ortadoğu süreci ve
Afganistan ve Pakistan gibi....
Afganistan'da Kabil'deki komutayı Türkiye devraldı.. Bölgede Türkiye'ye askeri olan dışında daha büyük bir görev alanı mı doğuyor?
Türkiye'nin diplomatik, ekonomik ve askeri rolü giderek büyüyor. En önemlisi de şu. Türkiye hem Pakistan hem de Afganistan ile iyi ilişkiler içinde.. Her iki ülke de Türkiye'yi güveniyor. Türkiye iyi yardım yapıyor. Kültürel benzerlikler var, tarihi bağlar var. Afganistan ve Pakistan konusunda Türkiye'den daha fazla yardım yapan bir ülke yok. Ortaklığımız ve işbirliğimizin en iyi örneklerinden biri..
2001 krizinde de Türkiye'deydiniz ve IMF, ABD hazinesi ve Dünya Bankası'nın devreye girmesinde önemli bir rolünüz oldu. O dönemi şu yaşadığımız krizle kıyaslar mısınız?
O kriz Türkiye'ye has bir krizdi ve o dönemde aldığınız tedbirler sizi bu krizde çok daha kuvvetli yaptı. Sizin Bankacılık sektöründe aldığınız tedbirleri 2007'ye kadar biz alabilmiş olsaydık bu kriz belki bu boyutta yaşanmayabilirdi.
Peki şu anda yürüyen müzakerelere dahil misiniz? Türkiye IMF ile anlaşmalı mı?
IMF bu süreçte pekçok ülke ile iyi işbirliği yaptı, krizi rahat atlatmalarını
sağladı. Ama müzakereler IMF ve Türkiye arasında yapılıyor. Kararı verecek olan onlar. Genel kural olarak IMF'nin dünya ekonomisinde çok etkili olduğunu düşünüyoruz. Ama milyarlarca dolarlık kredi kullanma hakkı ile birlikte bir dizi ekonomik ve politik taahhüt gelir ki bu kararı vermek siyasilerin işidir.
Bu ülkede üçüncü kez yaşayan bir diplomat olarak Türkçe neler söylemek istersiniz? Nasıl bir değişim gördünüz yıllar içinde?
Ekonomik anlamda çok gelişti Türkiye, ticaret arttı ve çok daha özgür oldu. Pekçok konuyu tartışabiliyorsunuz artık. Türkiye'de gördüğüm en önemli değişim bu. Zaten bunlar beraber gidiyor. Ne kadar açık olursanız ekonomik olarak da o kadar gelişiyorsunuz.
Bütün sıcaklığı ile süren domuz gribi aşısı tartışması için ne yorum yapacaksınız? Aşınızı oldunuz mu?
Türkiye'deki durum özelinde konuşamam. Ama ABD hükümetini temsilen Amerika'da yaşanan durum ile ilgili birşeyler söylemem gerekirse, Amerikan yönetimi bize aşıları gönderdiği anda Türkiye'deki Amerikan toplumu adına ilk aşıyı ben olacağım..Daha aşılar gelmedi ama gelir gelmez oluyorum..
Teşekkürler...


HABERTURK