fatih kısaparmak balon baskılı balon AK Parti Başörtülü Adaya İtiraz Etti mi? - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AK Parti Başörtülü Adaya İtiraz Etti mi?


Üç mevsim
04-02-2009, 04:16
AKP başörtülü diye itiraz etti, halk seçti

Islahiye'de AK Parti'den yeniden aday gösterilmeyen mevcut başkanın başörtülü eşi DP'den aday oldu ve kazandı. Fakat asıl şok AK Partililerin itirazı ile oluştu:

http://www.tevhidhaber.com/images/news/19310.jpg

01 Nisan 2009

Gaziantep'in Islahiye ilçesinde ilginç bir seçim yarışı yaşandı. Anketlerde önde görünen AKP'li Başkan Mehmet Uludağ aday gösterilmeyince, eşi DP'den aday oldu ve AKP'ye ciddi bir fark attı. AKP, seçimden sonra da ilk kadın başkana itiraz etti. Hem de başörtülü olduğu gerekçesiyle...

Yerel seçimlerin en büyük sürprizi İslahiye'de yaşandı. Geçmiş dönem AK Parti'den belediye başkanı olan Mehmet Uludağ'ın aday gösterilmemesi üzerine tepkinin büyük olduğu İslahiye'de, Uludağ'ın eşi Malika Uludağ seçildi. Gaziantep'te bir ilçenin ilk kadın belediye başkanı ünvanını elde eden Uludağ, son anda eşinin yerine DP'den aday gösterilmişti.

ÖNCE ULUDAĞ'A SONRA EŞİNE İTİRAZ ETTİLER

Mehmet Uludağ, AKP'den aday gösterilmeyince DP'ye geçmiş, ancak AK Parti'nin temayül yoklamasında ismi geçtiği için adaylığı red edilmişti. Uludağ yerini eşi Malika Uludağ'a bıraktı. Bu aşamada da Malika Uludağ'a başörtülü olduğu gerekçesiyle itiraz edildi. Ancak başvurusunda başörtülü resmi olmadığı için Malika Uludağ'ın adaylığı geçerli oldu. 29 Mart'ta ise Uludağ, oyların yüzde 36.9'ını alarak İslahiye Belediye Başkanı seçildi.

AK PARTİ ÜÇÜNCÜ OLDU

Mahmut Durdu'nun isteği ve baskısı üzerine aday gösterilen Osman Öztürk, seçimi kaybetti. AK Parti elinde bulunduğu İslahiye'yi kaybederken, CHP İslahiye'de ikinci parti oldu. Buna göre DP 36.9, CHP 31.6, AKP 24.1 ve MHP 5.9 oy aldı.

Şamil Tayyar ilginç olayı köşesine taşıdı. İşte Tayyar'ın kaleminden ilginç olay...

Şamil Tayyar/Star

Manisalı Malike Antep'te nasıl ihtilal yaptı?

Her siyasi partinin kendi hissesine düşen mesajı alacağı seçim sonuçları üzerine çok fazlaca not çıkarmıştım. Dün gazetelerdeki İslahiyeli kadın başkanla ilgili haberler üzerine rotayı buraya çevirdim.

Çünkü İslahiye'de yaşananlardan tüm siyasi partilerin çıkarması gereken çok önemli dersler var. Aday tespit hataları, çarpık teşkilatlar ve milletvekili duygusallığının sandığa nasıl yansıdığının en çarpıcı örneklerinden biridir.

Gaziantep'in İslahiye ilçesi doğup büyüdüğüm yerdir. Yaklaşık 40 bin nüfusu vardır, seçmen sayısı ise 19 bine yakındır.

2004 yılında AK Parti listesinden belediye başkanı seçilen Mehmet Uludağ da ilkokul ve mahalleden arkadaşımdır. Emniyet müdürlüğünden istifa ederek aday olmuştu.

Belki polis kökenli olması nedeniyle toplumla diyalogu zayıftı ama 5 yılda önemli icraatlara imza attı. Zamanla halk da onu öyle sevdi.

Bu son seçimde AK Parti'den yeniden aday oldu. Karşısındaki tek rakibi partinin ilçe başkanı Osman Öztürk'tü. Haliyle teşkilat Öztürk'ün yanında yer aldı, halk ise anketlerde 'Uludağ' dedi.

Genel merkez de tavrını anketlere göre belirleyip İslahiye'de Mehmet Uludağ'ı yeniden aday gösterdi. Gaziantep il teşkilatına gönderilen aday listesinde bu isme de yer verildi.

Başkan bunun üzerine yerel gazetelere ilan verip desteklerinden dolayı halka teşekkür etti, seçim kampanyasını başlattı.

Toplumsal direniş başlıyor

Ne olduysa o an oldu, genel merkez listeyi değiştirdi, Mehmet Uludağ yerine Osman Öztürk'ü aday ilan etti. Sonra anlaşıldı ki, AK Parti'nin İslahiye kökenli Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu başbakanla görüşerek belirleyici olmuş.

Şanlıurfa'daki 'ceket' efsanesi gibi İslahiye'de de Durdu'nun başbakanı ikna ederken kullandığı üslup, tavır ve ifadeler dilden dile dolaşmaya başladı.

Başkan kararı durdurmak için Ankara'ya geldi ama çare bulamadı. Üzgün şekilde ilçeye dönerken Fevzipaşa girişinde gördüklerine inanamadı. Yaklaşık bin araç ve 2 bin kişi sloganlarla karşılıyordu: 'Büyük başkan, sen bizim her şeyimizsin...'

Bu toplumsal baskı ister istemez onu yeniden aday olmaya zorladı. O ana kadar aklının ucundan bile geçirmiyordu, dedi ki; 'Bu sevgiye karşılık vermezsem görevimi yapmış olmam.'

Çileli yolculuk

SP, DP ve BBP kapısını çalıp 'bizden aday ol' dediler. Hepsiyle tek tek görüştü, diğerlerinin de rızasını alarak DP'den aday oldu.

Ama çilesi bitmedi

AK Parti adayı Öztürk ve arkadaşları, 'daha önce bizden aday olmuştu, başka bir partiden aday olamaz' diyerek ilçe seçim kuruluna başvuruda bulunup adaylığına itiraz etti. Önce ilçe seçim kurulu, ardından il seçim kurulu itirazları reddetti. İtiraz Ankara'ya taşındı, YSK, diğer kararlarıyla çelişen ilginç bir karara imza atıp Uludağ'ın adaylığını düşürdü.

Başkan ikinci şoku yaşıyordu

O gün, adaylık başvurusu için son gündü. 'Buraya kadarmış' dedi.

Ağlatan karar

DP ilçe yönetimi, kendilerine destek veren diğer partiler ve kanaat önderleriyle acilen toplanıp karar verdiler. Dediler ki; 'Biz bu haksızlığı Uludağ soyadını yaşatarak telafi ederiz. Eşini aday gösterelim.'

Malika Uludağ'a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, 'adayımızsın' dediler.

Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.

Karar, Ankara'da YSK kapısında bekleyen eşi Mehmet Uludağ'a telefonla bildirildiğinde, gözlerinden bir iki damla gözyaşı süzüldü. Halkın bu vefası karşısında çok duygulanmıştı.

Aracına atlayıp İslahiye'ye döndüğünde bu kez karşılayanların sayısı ikiye katlanmıştı. Belediye seçimiyle hiç ilgisi olmayan köylerden de akın akın gelenler vardı.

Demokrasi sloganları attılar, 'başkan seni yedirmeyiz' diye haykırdılar.

Başörtü itirazı

Bununla da bitmedi. AK Partililer, bu sefer Malike hanımın adaylığını düşürmek için ilçe seçim kuruluna koştular: 'Bu kadın başörtülü, nasıl aday olur?'

Yetkilinin cevabı: 'Önümdeki belgelerde başörtülü fotoğraf yok. Ben ona bakarım. Dışarıda nasıl giyindiğine karışamam.'

Bu girişim kabaran öfke katsayısı daha da arttırdı.

Bir vatandaş koşarak Mehmet Uludağ'a ulaştı, AK Parti'nin başörtülü adayla ilgili sözlü itirazını medyaya sızdırma önerisinde bulundu, o, buna karşı çıktı: 'Biliyorum medyaya sızarsa bu girişimleri sadece İslahiye'de değil tüm Türkiye'de AK Parti oylarını etkiler, ama ben bunu yapamam. Siyaseti çirkinleştirmek istemem.'

Sindiremese de sineye çekmeyi yeğledi.

Bitmedi...

AK Parti bu kez Malika hanımın kendi üyeleri olduğu gerekçesiyle adaylığının düşürülmesini istedi.

Bu kez duvara çarptılar. Sinir harbi bu noktada sonuçlandı, Malika hanımın adaylığı kesinleşti.

Sonuç; DP yüzde 40, CHP yüzde 35, AK Parti yüzde 20...

22 Temmuz seçimlerinde yüzde 60'ın üzerinde oy alan AK Parti, yüzde 20'ye kadar gerilerken, Manisalı Malika Hanım İslahiye'de ihtilal yaptı. Hafızam beni yanıltmıyorsa Gaziantep tarihinde ilk kez bir kadın belediye başkanı seçildi.

Dinmeyen öfke

'Bitti' diyorsanız, yanılıyorsunuz.

Seçim sürecinde ters tepeceği kaygısıyla derin dondurucuya konan Malika hanımın başörtüsü, seçimden sonra servis edildi. İlk oltaya takılanlardan biri, Sabah Yazarı Meliha Okur oldu. Dünkü köşesinde soruyordu: 'Peruk mu takacak? Törenleri mi katılmayacak?'

Diğer gazetelerde de irili ufaklı haberler vardı dün. Anlaşılan vazgeçmeye hiç mi hiç niyetleri yok.

Hiç önemli değil. Malika hanım halk ihtilalinin lideri oldu, İslahiye halkı başarılı başkanını mahalli çetelere yedirmedi. Ömrünü çetelerle mücadeleye adamış bu kardeşlerini de mahcup etmediler.

tevhidhaber

FarukARSLAN.
04-02-2009, 04:30
Bu bugün muhalif arkadaşların msn nicklerini süslüyordu..

Ama Şamil Tayyar'ın da yazısına konu olunca inandım. Da anlatımın bazı yerleri biraz hikayevarî geldi bana..
Roman okuyormuş gibi bi tad aldım...

Mesela en ilginç yeri ise iki cümleydi;

'' Malika Uludağ'a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, 'adayımızsın' dediler.

Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.''

Garip değil mi?..
Sİyasetle uzaktan yakından ilgisi yok.. Ama AK Parti üyesi...

Burada bir hata da bu o zaman. (Gerçekse) Siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan biri AK Parti üyesi olmuş..

Hani 'aday göstermek için istifa etmesi lazım' gelecek kadar da ileri...

İlginçç...

Eşref
04-02-2009, 11:36
Aslında bu olaylar, çok büyük bir parti olmamızdan kaynaklanıyor. Sonuçta Ak Partinin elinde, iştahları kabartan %47'lik dev bir pasta var. Kimisi, bir anda Ak Partili oluverip, kendi payı için olmadık isimleri partiye öneriyor; kimisi de pastanın içinde kıl, çöp bulup milletin iştahını ters düz etme peşinde koşuyor.

Katil
04-02-2009, 11:39
http://www.akpartiforum.com/showthread.php?t=92780

Morte
04-02-2009, 11:50
Mesela en ilginç yeri ise iki cümleydi;

'' Malika Uludağ'a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, 'adayımızsın' dediler.

Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.''

Garip değil mi?..
Sİyasetle uzaktan yakından ilgisi yok.. Ama AK Parti üyesi...

Burada bir hata da bu o zaman. (Gerçekse) Siyasetle uzaktan yakından alakası olmayan biri AK Parti üyesi olmuş..

Hani 'aday göstermek için istifa etmesi lazım' gelecek kadar da ileri...

İlginçç...


Bunlar bir olayı alır, evirir çevirir, kendinden de katarak yazar işte, bilmiyor muyuz sanki :w:
gerçekten de bu olaydan çıkarılması gereken dersler var, özellikle teşkilatların şöyle iyi bir değişime gitmesi lazım.

Sevban
04-02-2009, 13:37
Ben yine de fevri olduğunu düşünmek istiyorum , partinin böyle birşey yapacağına ihtimal vermek istemiyorum...

redyellow
04-02-2009, 13:38
Bunlar bir olayı alır, evirir çevirir, kendinden de katarak yazar işte, bilmiyor muyuz sanki :w:
gerçekten de bu olaydan çıkarılması gereken dersler var, özellikle teşkilatların şöyle iyi bir değişime gitmesi lazım.

Bu haber Star gazetesi kaynaklı.

Yazarı da ŞAMİL TAYYAR.

Sizin bunlar dediğiniz kişi bu durumda ŞAMİL TAYYAR oluyor.

Peki Şamil Tayyar'ın akp aleyhine "kendinden de katarak yazar" olduğuna inanıyor musun?

Bu konuyu ben başka bir başlıkta açmıştım, ama ne hikmetse arkadaşlar benim başlığı kilitlemişler, yeniden bir başlık açmışlar buraya.

Orda da yazdım. Eğer şamil tayyar kaynaklı olmasaydı güler geçerdim, aslı yoktur derdim.

Ama şamil tayyarın atan, çarpıtan birisi olmadığını hepimiz biliyoruz.

Bu durumda akpnin takkesini önüne koyup düşünmesi gerekir.

O ilgili kişiler hakkında gereğini yapıp derhal onları akpden atmaları gerekir.

Atmazlarsa onlara sahip çıkarlarsa bir kadının başörtüsü yüzünden belediye başkanı olamayacağını zımmen kabul etmiş olur ki bu akp için bir felakettir.

Morte
04-02-2009, 14:36
Bu haber Star gazetesi kaynaklı.

Yazarı da ŞAMİL TAYYAR.

Sizin bunlar dediğiniz kişi bu durumda ŞAMİL TAYYAR oluyor.

Peki Şamil Tayyar'ın akp aleyhine "kendinden de katarak yazar" olduğuna inanıyor musun?

Bu konuyu ben başka bir başlıkta açmıştım, ama ne hikmetse arkadaşlar benim başlığı kilitlemişler, yeniden bir başlık açmışlar buraya.

Orda da yazdım. Eğer şamil tayyar kaynaklı olmasaydı güler geçerdim, aslı yoktur derdim.

Ama şamil tayyarın atan, çarpıtan birisi olmadığını hepimiz biliyoruz.

Bu durumda akpnin takkesini önüne koyup düşünmesi gerekir.

O ilgili kişiler hakkında gereğini yapıp derhal onları akpden atmaları gerekir.

Atmazlarsa onlara sahip çıkarlarsa bir kadının başörtüsü yüzünden belediye başkanı olamayacağını zımmen kabul etmiş olur ki bu akp için bir felakettir.

Canım kardeşim, ben demedim ki "Ak Parti böyle bir şey yapmaz" diye. Önceki açtığın konuda da bunu belirtmiştim. Hatta yapıldı demiştim. Yapanlar bu partinin yüz karasıdır dedim. Ama yazara bir şey demedim ben. Sadece alıntıladığım bölümden bahsettim:


'' Malika Uludağ'a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, 'adayımızsın' dediler.

Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.''


Burası bana abartı geldi işte.

Beyazgülüm
04-02-2009, 14:38
doğanlara ve diğerlerine malzeme çıktı

Katil
04-02-2009, 14:48
Benim annemin siyasetle uzaktan yakından ilişiği yoktur. Ancak AKP'ye üye. Çelişkimidir bu?

Kaldıki bir belediye başkanının karısının, eşinin başkan olduğu partiye üye olması kadar normal birşey olduğunu düşünmüyorum.

Olmaması anormal gelirdi!

FarukARSLAN.
04-02-2009, 14:50
Bu konuyu ben başka bir başlıkta açmıştım, ama ne hikmetse arkadaşlar benim başlığı kilitlemişler, yeniden bir başlık açmışlar buraya.



Yeniden başlık açmışlar değil, bu başlık daha önceden vardı.
Açılış saatine bakarsanız eğer....

Fazladan 2 konu gereksiz oluyor, diğeri de eleniyor.

Bu da öyleolmuş.

redyellow
04-02-2009, 14:53
Canım kardeşim, ben demedim ki "Ak Parti böyle bir şey yapmaz" diye. Önceki açtığın konuda da bunu belirtmiştim. Hatta yapıldı demiştim. Yapanlar bu partinin yüz karasıdır dedim. Ama yazara bir şey demedim ben. Sadece alıntıladığım bölümden bahsettim:

'' Malika Uludağ'a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, 'adayımızsın' dediler.

Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.''

Burası bana abartı geldi işte.


Bunlar bir olayı alır, evirir çevirir, kendinden de katarak yazar işte, bilmiyor muyuz sanki

Bunu siz yazmışsınız bende bu cümlenize cevap verdim.

Burdaki BUNLAR'dan kastınız kimdir?


'' Malika Uludağ'a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, 'adayımızsın' dediler.

Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.''


Burada ne var abartı olarak sizce?

Bugün bu ülkede onlarca parti ve bu partilerin milyonlarca üyesi var. Ama bu üyelerin çok çok az bir bölümü gerçekten siyasetle ilgilenir aktif olarak.

diğerlerinin öyle pek siyasetle ilgisi yoktur, sadece o partinin taraftarıdır.

Hele hele ev hanımlardın böyle üye olup da siyasetle çok fazla ilgilenmeyenler hayli fazladır.

Burda hiç bir abartı yoktur.

Artı ben yazan kişi ŞAMİL TAYYAR olunca bu abartının, akp aleyhine bir abartının hiç olmayacağını düşündüm.

Sonuç olarak sizen BUNLAR.... YAPARLAR demenize de ABARTI demenize de katılamıyorum.

selamlarımla.

redyellow
04-02-2009, 15:21
Yeniden başlık açmışlar değil, bu başlık daha önceden vardı.
Açılış saatine bakarsanız eğer....

Fazladan 2 konu gereksiz oluyor, diğeri de eleniyor.

Bu da öyleolmuş.

Aslında sizinle çok fazla yazışmak istemiyorum, benim şahsımla ilgili, benim siyasi görüşümle ilgili önyargılı olduğunuz için direkt yanlış düşünüyorsunuz, bu şekilde davranıyorsunuz.

bendeki intibanız bu.

Belki kızacaksınız ama bunu yazmadam edemedim.

Şimdi diyorsunuz ki "açılış saatine makarsanız, önceden vardı"

Hay hay bakalım:


http://img21.imageshack.us/img21/1456/pano01z.jpg

Bu benim açtığım konu.

Saat kaç:

DÜN 10.56


http://img18.imageshack.us/img18/5003/pano02.jpg

Bu da bu başlıkta açılan konu, yani özgüniradenin açtığı konu.

Saatine bakalım:

BUGÜN 03.16

Peki allah için söyleyim:

dün açılan mı önce açılmıştır, yoksa bugün acılan mı önce açılmıştır?

yapmayın lütfen...

Morte
04-02-2009, 15:27
Bunu siz yazmışsınız bende bu cümlenize cevap verdim.

Burdaki BUNLAR'dan kastınız kimdir?

Burada ne var abartı olarak sizce?

Bugün bu ülkede onlarca parti ve bu partilerin milyonlarca üyesi var. Ama bu üyelerin çok çok az bir bölümü gerçekten siyasetle ilgilenir aktif olarak.

diğerlerinin öyle pek siyasetle ilgisi yoktur, sadece o partinin taraftarıdır.

Hele hele ev hanımlardın böyle üye olup da siyasetle çok fazla ilgilenmeyenler hayli fazladır.

Burda hiç bir abartı yoktur.

Artı ben yazan kişi ŞAMİL TAYYAR olunca bu abartının, akp aleyhine bir abartının hiç olmayacağını düşündüm.

Sonuç olarak sizen BUNLAR.... YAPARLAR demenize de ABARTI demenize de katılamıyorum.

selamlarımla.

Hayır yanlış anladınız, ben kişiye ya da gruba yönelik söylemedim bunu. Çoğu gazeteci yapar böyle. Genel olarak medyadan bahsediyorum. Sanırım bir anlaşılma problemi oldu arada.
Ayrıca haberde "uzaktan yakından alakası yoktu" diyor, böyle deyince benim aklıma gelen insan tipi, siyasetten konuşmasını bile bilmez, hatta yanında konuşulsa anlamaz cinsten bir insandır. Sanırım herhangi bir partiye üye olup pek de ilgilenmeyen ev hanımları bu kadar da ilgisiz değildir. Yanılıyor muyum?...

Tarantula_
04-02-2009, 15:39
Aslında bu olaylar, çok büyük bir parti olmamızdan kaynaklanıyor. Sonuçta Ak Partinin elinde, iştahları kabartan %47'lik dev bir pasta var. Kimisi, bir anda Ak Partili oluverip, kendi payı için olmadık isimleri partiye öneriyor; kimisi de pastanın içinde kıl, çöp bulup milletin iştahını ters düz etme peşinde koşuyor.


Çok doğru... :evet:

Eşref
04-02-2009, 15:57
Benim annemin siyasetle uzaktan yakından ilişiği yoktur. Ancak AKP'ye üye. Çelişkimidir bu?

Kaldıki bir belediye başkanının karısının, eşinin başkan olduğu partiye üye olması kadar normal birşey olduğunu düşünmüyorum.

Olmaması anormal gelirdi!

Evet, bu kesinlikle bir çelişki. Demek ki farkında olsa da olmasa da siyasetle iç içe. Senin dediğin "ben sinemaya giderim ama filmle uzaktan yakından ilgim yoktur" demek gibi birşey.

O zaman iki ihtimal var. Ya anneni biri zorla Ak Partiye üye yaptı veya annenin siyasetle bir ilgisi gerçekten olmayıp, bir çıkar düşüncesiyle üye olmuş olabilir.

Ama normal şartlarda hiç kimse "uzaktan yakından ilgilenmiyorum" dediği bir yere üye olmaz.

Katil
04-02-2009, 16:08
Evet, bu kesinlikle bir çelişki. Demek ki farkında olsa da olmasa da siyasetle iç içe. Senin dediğin "ben sinemaya giderim ama filmle uzaktan yakından ilgim yoktur" demek gibi birşey.

O zaman iki ihtimal var. Ya anneni biri zorla Ak Partiye üye yaptı veya annenin siyasetle bir ilgisi gerçekten olmayıp, bir çıkar düşüncesiyle üye olmuş olabilir.

Ama normal şartlarda hiç kimse "uzaktan yakından ilgilenmiyorum" dediği bir yere üye olmaz.

Hayır. Olay aynen şu:

Dayım AKP il meclis yönetiminde idi. Haliyle anneme gel seni üye yapalım demiş ve annemin rıza göstermesi ile yapmış. Bu annemin siyasetle ilişkisi olduğunu göstermez!

Ki burada bahsi geçen kişi bir belediye başkanının eşi. Partiye üye olması siyasetin içerisinde olduğunumu gösterir? Partiye üye olmaması abese iştigal etmezmi?

Zorlama yada çıkar konusuna girmeyeyim. Üye olmaktan ne gibi bir çıkarı olabilir?

CHP'ye üye olanların hepsi siyasetle iç içe olduğu içinmi üye? Yoksa destek olmak içinmi?

Tabiki olayı kendi tarafımıza çekecek olursak herkesin siyasetle iç içe olduğu tezine bile varırız!

Sonuçta ülkemiz siyaset ile yönetilen bir ülke!

Lakin;

İç içe olmak var

İçiçe olmak var!

Aralarında fark var!

FarukARSLAN.
04-02-2009, 18:06
Partiden açıklama geldi. Buyrun; bi yerlerine kına yakanlara da duyrulur:

AK Parti: İTİRAZIMIZ BAŞÖRTÜSÜNE DEĞİLDİ. (http://www.akpartiforum.com/ak-parti-itirazimiz-basortusune-degildi-t93049.html)


Şükürler olsun, partim,z yine yüzümüzü kara çıkarmadı.

Jurnal
04-02-2009, 18:11
http://www.habervaktim.com/haber/65843/basortulu_adaya_ak_parti_engeli_yalan_cikti.html

a.k.a.producer
04-02-2009, 18:17
Bu durumu AK Parti'ye maal etmek çok yanlış olacaktır bence bunlar fevri davranışlardır. Gereken müdahalenin yapılacağına inanıyorum ...

redyellow
04-02-2009, 18:18
AKP ilçe başkanı açıklama yapmış, itirazımız başörtüsüyle ilgili değildi demiş.

Bu açıklama ile kalınmamalı.

Şamil Tayyar hakkında ve star gazetesi hakkında tazminat davası açılmalıdır.

Bugün onlarca gazete bu haberi yazıyordu.

Bu olaydan akpnin oldukça büyük yara aldığını düşünüyorum.

Tabi bir de şamil tayyarın açıklamasını da beklemek lazım, bakalım o ne diyecek?

kim yanlış yapmışsa cezasını çekmelidir.

Eşref
04-03-2009, 01:05
Hayır. Olay aynen şu:

Dayım AKP il meclis yönetiminde idi. Haliyle anneme gel seni üye yapalım demiş ve annemin rıza göstermesi ile yapmış. Bu annemin siyasetle ilişkisi olduğunu göstermez!




Kimisi eşinin dostunun ısrarıyla siyasete girer, kimisi de ilgi duyduğu için. Herşey bir vesile. Senin annenin vesilesi de dayın olmuş. Anlar anlamaz. Orası ayrı mevzu. Baykal'da anlamıyor siyasetten. Ama bu işin içinde.

Sonuçta Ak Parti de folklör ekibi değil ki. Siyasi bir parti. Senin annen de siyasi bir parti üyesi. İşte olay bu noktada bitiyor.

Benim düşüncem bu yönde.

Üç mevsim
04-03-2009, 04:32
Bu ve benzeri türden önümüze gelebilecek konular çok önemli. Kendimize çeki düzen verebilmemiz, aynaya bakabilmemiz ve partimizin Adalet ilkesi için mutlaka bunların üzerinde durmalıyız. Bu konuyu tüm ayrıntılarına kadar inceliyorum. Ne olup bittiğini ortaya çıkarabilmemiz lazım. Islahiyelileri buldum, onlarla da konuşuyorum. Bir kere orada yapılmış olan kirli ve çirkef bir siyaset var. Siyasi holiganlık ve soysuzluktan söz edebiliriz. Ancak şöyle bir durum da var, Islahiye Haber Sitesini inceledim, olay aşağı yukarı Şamil Tayyar'ın anlattığı gibi gelişiyoır. Ancak önemli bir husus; Malika Uludağ'ın Başörtüsüne Karşı itiraz Edildiğine Dair Bir Veri Yok. Diğer tüm itiraz haberleri geçmiş tarihleriyle sitede dururken başörtüsüne karşı bir itiraz olduğu haberi mevcut değil. İlçe Başkanlığı da yaptığı açıklamada tüm itiraz dilekçelerinin kayıtlarda sabit olduğunu, adayın başörtülü oluşuyla ilgili bir itirazın olmadığını beyan ediyor. Şimdi, Şamil Tayyar'a bu bilgiye nereden ulaştığını ve bunu ispatlamasını aksi halde özür dilemesi gerektiğini yazıyorum. Şamil Tayyar mütevazi bir abimizdir, dürüstlüğüne güveniyorum, daha önceki e-postama da cevap vermişti yine cevap vereceğine inanıyorum. Kamuoyu da bu cevabı bekliyor.

Not: Redyellow ablamız bu konuyu daha önce haberlere açmıştı, sonradan açan benim.

Not: Yani var ya gidip de meselenin en abuk subuk yerini tartışmaya çalışıyoruz. Pes.. Evet Malika Hanım ev kadınıydı ayrıca AK parti üyesiydi ama siyasetle bir alakası yoktu. Yani siyaset yapma düşüncesi yoktu. Bu kadar açık, her yazıda olur. O kadar kusur Kadı kızında da olur.

Eşref
04-03-2009, 10:50
Bir partiyi veya bir şahsı karalayıcı, küçük düşürücü bir yazı yazarken insanın çok dikkatli olması gerekir. Haberi en ince detayına kadar araştırıp, haberin doğruluğu hakkında kesin emin olduktan sonra böyle bir haber yapılabilir.

Şimdi Ak Partinin açıklamasını da dinledik. Şamil Tayyar efendi haberi FarukARSLAN'ın da tespit ettiği gibi roman havasına sokup, ballandır ballandıra anlatırken iyiydi. Şayet bu anlattıklarını belgeleriyle ispatlayamazsa, Ak Partinin açıklamalarını çürütemezse, şerefini kaybetmiş biri durumuna düşer.

Ya çıksın herkesten adam akıllı özür dileyip yazarlığı bıraksın ve neden böyle birşey yaptığını anlatsın yada bu yazdıklarını ispatlasın. Ama konuya sessiz kalırsa veya adam gibi bir açıklama yapmazsa şe..dir. Bekliyoruz.

redyellow
04-03-2009, 11:19
Bir partiyi veya bir şahsı karalayıcı, küçük düşürücü bir yazı yazarken insanın çok dikkatli olması gerekir. Haberi en ince detayına kadar araştırıp, haberin doğruluğu hakkında kesin emin olduktan sonra böyle bir haber yapılabilir.

Şimdi Ak Partinin açıklamasını da dinledik. Şamil Tayyar efendi haberi FarukARSLAN'ın da tespit ettiği gibi roman havasına sokup, ballandır ballandıra anlatırken iyiydi. Şayet bu anlattıklarını belgeleriyle ispatlayamazsa, Ak Partinin açıklamalarını çürütemezse, şerefini kaybetmiş biri durumuna düşer.

Ya çıksın herkesten adam akıllı özür dileyip yazarlığı bıraksın ve neden böyle birşey yaptığını anlatsın yada bu yazdıklarını ispatlasın. Ama konuya sessiz kalırsa veya adam gibi bir açıklama yapmazsa şe..dir. Bekliyoruz.

Aynen öyledir, katılıyorum.

Gazeteciler, basın, televizyon, bir haberi vermeden evvel kesin bir şekilde doğrulattırmalıdır, şüphe varsa bu belirtilmelidir.

Üç mevsim
04-09-2009, 06:33
Şamil Tayyar olayı hikaye tadında anlatmış ama bir de ben özetleyeyim

Gaziantep Islahiye'de AK Parti adayı olarak mevcut Belediye Başkanı Mehmet Uluıdağ'ın adı açıklanır. Mehmet Uludağ, Şamil Tayyar'ın sınıf arkadaşı, şehirde sevilen biri ve partimizden aday gösterildiği takdirde kazanacak biridir. Ancak tam bu noktada devreye Gaziantep AK Parti Milletvekili Mahmut Durdu*** girerek Islahiye'de adayın AK Parti Islahiye Merkez İlçe Teşkilatı Başkanı olarak değiştirilmesini ister. Görüşmelerden sonuç alamaz ancak büyük bir hırsla Ankara'ya giderek bir yolunu bulup o sıralar çok yoğun olan AK Parti Genel Merkez binasında Recep Tayyip Erdoğan'ın 8.kattaki odasına ulaşır. Tayyip Erdoğan'dan adayın değiştirilmesini ister ve aralarında şöyle bir diyalog geçer. (Görüşmeye tanık olan bir AK Partili bu görüşmeyi daha sonra Mehmet Uludağ'a telefonla anlatıyor)

- Mahmut Durdu bu açıklanan ismin olmaması gerektiğini söyler.

- Başbakan, "Bak Mahmut Durdu biz bu isimleri teşkilata gönderdik" der.

- Mahmut Durdu ısrarlı ve kararlıdır "bu benim için şeref meselesi" der.

- Başbakan, "şimdi bir değişiklik yapmamız ayıp olur, bize yakışmaz" der.

- İstediğini koparmakta gözü dönecek kadar ısrarlı olan Mahmut Durdu en son "Başbakanım (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/basbakanim/) onları aday yapacaksanız ben bu sekizinci kattan kendimi aşağı atayım." der.

Mahmut Durdu söyleneni yapar mıydı bilinmez ama Başbakan bu görüşmeden sonra Islahiye ve Nurdağı adaylarını Mahmut Durdu'nun istediği gibi değiştirtiyor. İşte mesele bundan sonra başlıyor. AK Parti adaylığından çektirilen Mehmet Uludağ yoğun teveccüh üzerine Demokrat Parti'den aday oluyor, ancak unuttuğu bir şey vardır; zira AK Parti'den temayüle girmiş olduğundan başka bir partiden aday olamaz. AK Parti teşkilatı buna itiraz ediyor. Bunun üzerine adaylık süresinde sona yaklaşılmasının da etkisiyle telaşlanan Demokrat Partililer ve Mehmet Uludağ sevenleri aday olamayan Mehmet Uludağ'ın eşi Malika Uludağ'a ulaşırlar ve ikna ederek onu aday yaparlar. Ancak yine bir sorun vardır; Malika Uludağ AK Parti üyesidir ve zamanında istifa etmemiştir. AK Parti Teşkilatı buna itiraz etmiştir. Bana kalırsa burada yapılan itiraz haklı bir itirazdı İlçe Seçim Kurulu burada yanlı davrandı diye düşünüyorum. Veriler bunu gösteriyor. Neyse.. Velhasıl, aday olan Malika Uludağ seçimi kazanarak başkan olur, başörtüsünün üzerine peruk takarak göreve başlar. Başkan Yardımcılığına da itiraz üzerine aday olamayan Mehmet Uludağ'ı getirir.

Şmail Tayyar bunları hikaye tadında güzelce anlatıyor. Bu haberin geçmediği forum kalmamış gibi, en önemlisi de Şamil Tayyar işin içinde olduğu için inandırıcı görünüyor. Ancak, Şamil Tayyar -AK Parti'nin başörtüsü itirazı - na dair bir veri gösteremiyor. Cevap da vermiyor. Bu yazısından sonraki yazısında (http://www.stargazete.com/gazete/yazar/samil-tayyar/demirel-gorurdu-gununu-180064.htm) da Malika Uludağ'a değiniyor ama başörtüye itiraz iddiasına değinmiyor. Kendisini severiz sayarız şahsen onu gazetecilik efsanesi olarak görerim ama daha dikkatli ve daha emin bilgilerle yazması gerekiyor. Bu konuyla ilgili kendisini bir müddet daha rahatsız edeceğim..

***

***Mahmut Durdu: Gelelim bütün bu rezaletin ortaya çıkmasına sebep olan sayın milletvekilimize. Mahmut Durdu tuhaf bir vekilimiz. Refah Ve Fazilet kökeninde geliyor. Plajda siyah çorap giymesi ile haberlere konu olmuş bunun bir önemi yok ama daha ilginç durumlarıyla da haberlere konu olmuş. AK Parti'de bir dönem "Kırgınlar" adıyla anılan grupta bulunan Mahmut Durdu Başbakan'a, ilgisizlikten rahatsız oldukları şikayeti ile adını duyurdu. Günde iki paket sigara içen Mahmut Durdu 28 gün sigarayı bıraktıktan sonra Meclis Kürsüsü'nde yaptığı konuşmada bu süre için "Abuk rüyalar gördüm, Başbakan bir karton uzatıp iç Mahmut iç dedi” diyor. Mahmut Durdu'nun Başbakan ile yaptığı görüşmede adayı değiştirebilmek için deyim yerindeyse taklalar attığı söyleniyor.


Kaynaklar:

http://www.cafesiyaset.com/haber/20090119/Kendini-8-kattan-atacak-vekil-kim.php (http://www.cafesiyaset.com/haber/20090119/Kendini-8-kattan-atacak-vekil-kim.php)

http://www.tumgazeteler.com/haberleri/mahmut-durdu/ (http://www.tumgazeteler.com/haberleri/mahmut-durdu/)

www.islahiyeninsesi.com (http://www.islahiyeninsesi.com)

Facebook'ta ilgili grup üyeleriyle görüşmelerim