Ebuzer
06-15-2011, 21:03
SP, HAS Parti, BBP'ye gitmedi CHP-MHP-BDP'ye mahkum oldu!
12 Haziran seçimleri öncesinde, henüz aday listeleri, YSK'ya verilmemişti.
AK Parti'ye çağrıda bulunduk: “12 Eylül 2010'da güzel bir birliktelik oluştu. Ülkenin dini hassasiyetlere saygılı partilerinden AK Parti, SP, HAS Parti ve BBP, referandumda ‘Evet' oyu kullanacaklarını açıkladılar. Bu birliktelik 12 Haziran 2011'de de sürsün. Dört partinin adayları tek çatı altında birleşerek seçime girilsin.”
Sadece görüntüde birlik olsun diye değil.. Çok büyük getirisi de vardı, bu birlikteliğin..
Referandumda sağlanan % 58 “evet oyu”nun, seçimlerde de tek parti çatısı altında alınması halinde, kazanılacak milletvekili sayısı, ciddi oranda artacaktı....
Hatta bu birliktelik; 12 Eylül'de esmeye başlayan rüzgarı, büyük ihtimalle daha da yoğunlaştıracak, MHP içinden ve hatta sol partilerin içinden bir kısım seçmen de, bu birlikteliğe yönelecekti.
Tüm iyiniyetimize rağmen, dört partinin tek çatıda buluşmasına yönelik çağrımız, karşılık bulmadı..
Bulmadı da, iyi mi oldu?
% 58'lik “evet oyu bloku” 12 Haziran seçimlerinde % 52'de kaldı..
Evet; 12 Haziran seçimi sonuçlarında, AK Parti, SP, HAS Parti ve BBP oylarını topladığınızda, % 52'ye ancak ulaşıyorsunuz!
Demek ki, dört partinin rüzgarı; 12 Eylül 2010'da % 58 olarak eserken, ayrı ayrı girdikleri 12 Haziran seçimlerinde, toplam oy % 52'de kalmış.
Neresinden bakarsanız bakınız, % 6'lık bir kayıp var..
% 6'lık kayıp, TBMM'ye giremeyen partilerin oy oranlarını da düştüğünüzde (barajı geçemediklerinden dolayı, TBMM'de temsil edilemedikleri için) % 8'e çıkıyor.
12 Eylül'ün “evet oyu” bloku, 12 Haziran seçimlerinde, % 8'lik bir kayıp yaşadı. “% 58'lik evet oyu bloku”nun sadece % 50'lik kesiminin TBMM'ye yansıması oldu..
Oysa, yeni dönemde hedef Anayasa'yı sıfırdan tekrar yazmak olduğuna göre.. .
Hazır, Anayasa'daki kısmi değişikliğin referandumda oluşturduğu bir birliktelik de varken..
12 Haziran seçimlerine de, aynı birliktelik ile girilseydi ne olurdu?
326 milletvekilinde takılıp kalınmaz, asgari 380 milletvekili kazanılırdı.
Niye bu başarıyı, elimizin tersi ile ittik?
Niye o başarıyı istemedik?
Şimdi % 58'i, sadece 326 milletvekili temsil ediyor.
Anayasa değişikliği için asgari 330 milletvekili gerektiğinden, haydin bakalım, marş marş: BDP'nin kapısını arşınlayın bakalım..
Onlar size, “Önce önderin affı gerekir” diyerek, 40 bin kişinin katilinin salıverilmesini şart koşsunlar.. Siz de oturup, onları dinleyin..
Seçim öncesinde SP ile oturup konuşmadığınız için, seçim sonrasında BDP ile oturup konuşma mecburiyetini yaşayın..
Sadece BDP de değil..
Bir de gidip, MHP'ye dert anlatacaksınız...
MHP'nin, “buluttan nem kapan” söylemini dinleyip, teminat üstüne teminat vermeye kalkacaksınız..
BBP ile seçim öncesinde konuşmadığınız için, seçim sonrasında MHP'ye boyun eğeceksiniz..
BDP-MHP ile konuşacaksınız da, CHP'lilerin kafası kel mi?
CHP'ye de gideceksiniz, mecburen!
Bir gün öyle, bir gün böyle, bir türlü nerde duracağını tesbit edemeyen CHP ile, oturup uzlaşacaksınız, uzlaşabilirseniz..
Oysa, CHP'nin fırdöndü görüşleri ile oyalanacağınıza, HAS Parti ile seçim öncesinde uzlaşacaktınız.. Anayasayı tek başınıza yapacak sayıya zaten kavuşacaktınız..
O zaman da; TBMM'de CHP, MHP, BDP'nin oylarına ihtiyacınız kalmayacak, onların haklı bir istekleri varsa, kendileri gelip rica edeceklerdi...
Haklı istekleri yoksa da, “Bizim milletvekili sayımız bize yetiyor. Allah sizin yolunuzu açık etsin” deyip, işinize bakacaktınız.
“Anayasa, tek başına bir parti tarafından mı değiştirilecekti?” diye itiraz etmeyin..
Dört partinin birlikteliği ile olacaktı bu iş.
AK Parti, Saadet Partisi, HAS Parti ve Büyük Birlik Partisi..
% 58'lik, belki daha fazla halkın desteği ile..
12 Eylül'de, 5 tane general Anayasa'yı yazıyor da, şimdi dört partinin, yenisini yazmaya yetkisi yok mu yani?
Çok meraklı iseniz, siz gelirsiniz iktidara, bir daha yenisini yaparsınız, o zaman..
“Anayasa 40 yılda bir değişir” diye bir yasak yok ki..
Daha 8 ay önce değiştirmiştik, şimdi bir daha değiştirmeyi konuşuyoruz!
Halk istedikten sonra, 6 ayda bir bile değişir Anayasa!
12 Haziran seçimleri öncesinde, henüz aday listeleri, YSK'ya verilmemişti.
AK Parti'ye çağrıda bulunduk: “12 Eylül 2010'da güzel bir birliktelik oluştu. Ülkenin dini hassasiyetlere saygılı partilerinden AK Parti, SP, HAS Parti ve BBP, referandumda ‘Evet' oyu kullanacaklarını açıkladılar. Bu birliktelik 12 Haziran 2011'de de sürsün. Dört partinin adayları tek çatı altında birleşerek seçime girilsin.”
Sadece görüntüde birlik olsun diye değil.. Çok büyük getirisi de vardı, bu birlikteliğin..
Referandumda sağlanan % 58 “evet oyu”nun, seçimlerde de tek parti çatısı altında alınması halinde, kazanılacak milletvekili sayısı, ciddi oranda artacaktı....
Hatta bu birliktelik; 12 Eylül'de esmeye başlayan rüzgarı, büyük ihtimalle daha da yoğunlaştıracak, MHP içinden ve hatta sol partilerin içinden bir kısım seçmen de, bu birlikteliğe yönelecekti.
Tüm iyiniyetimize rağmen, dört partinin tek çatıda buluşmasına yönelik çağrımız, karşılık bulmadı..
Bulmadı da, iyi mi oldu?
% 58'lik “evet oyu bloku” 12 Haziran seçimlerinde % 52'de kaldı..
Evet; 12 Haziran seçimi sonuçlarında, AK Parti, SP, HAS Parti ve BBP oylarını topladığınızda, % 52'ye ancak ulaşıyorsunuz!
Demek ki, dört partinin rüzgarı; 12 Eylül 2010'da % 58 olarak eserken, ayrı ayrı girdikleri 12 Haziran seçimlerinde, toplam oy % 52'de kalmış.
Neresinden bakarsanız bakınız, % 6'lık bir kayıp var..
% 6'lık kayıp, TBMM'ye giremeyen partilerin oy oranlarını da düştüğünüzde (barajı geçemediklerinden dolayı, TBMM'de temsil edilemedikleri için) % 8'e çıkıyor.
12 Eylül'ün “evet oyu” bloku, 12 Haziran seçimlerinde, % 8'lik bir kayıp yaşadı. “% 58'lik evet oyu bloku”nun sadece % 50'lik kesiminin TBMM'ye yansıması oldu..
Oysa, yeni dönemde hedef Anayasa'yı sıfırdan tekrar yazmak olduğuna göre.. .
Hazır, Anayasa'daki kısmi değişikliğin referandumda oluşturduğu bir birliktelik de varken..
12 Haziran seçimlerine de, aynı birliktelik ile girilseydi ne olurdu?
326 milletvekilinde takılıp kalınmaz, asgari 380 milletvekili kazanılırdı.
Niye bu başarıyı, elimizin tersi ile ittik?
Niye o başarıyı istemedik?
Şimdi % 58'i, sadece 326 milletvekili temsil ediyor.
Anayasa değişikliği için asgari 330 milletvekili gerektiğinden, haydin bakalım, marş marş: BDP'nin kapısını arşınlayın bakalım..
Onlar size, “Önce önderin affı gerekir” diyerek, 40 bin kişinin katilinin salıverilmesini şart koşsunlar.. Siz de oturup, onları dinleyin..
Seçim öncesinde SP ile oturup konuşmadığınız için, seçim sonrasında BDP ile oturup konuşma mecburiyetini yaşayın..
Sadece BDP de değil..
Bir de gidip, MHP'ye dert anlatacaksınız...
MHP'nin, “buluttan nem kapan” söylemini dinleyip, teminat üstüne teminat vermeye kalkacaksınız..
BBP ile seçim öncesinde konuşmadığınız için, seçim sonrasında MHP'ye boyun eğeceksiniz..
BDP-MHP ile konuşacaksınız da, CHP'lilerin kafası kel mi?
CHP'ye de gideceksiniz, mecburen!
Bir gün öyle, bir gün böyle, bir türlü nerde duracağını tesbit edemeyen CHP ile, oturup uzlaşacaksınız, uzlaşabilirseniz..
Oysa, CHP'nin fırdöndü görüşleri ile oyalanacağınıza, HAS Parti ile seçim öncesinde uzlaşacaktınız.. Anayasayı tek başınıza yapacak sayıya zaten kavuşacaktınız..
O zaman da; TBMM'de CHP, MHP, BDP'nin oylarına ihtiyacınız kalmayacak, onların haklı bir istekleri varsa, kendileri gelip rica edeceklerdi...
Haklı istekleri yoksa da, “Bizim milletvekili sayımız bize yetiyor. Allah sizin yolunuzu açık etsin” deyip, işinize bakacaktınız.
“Anayasa, tek başına bir parti tarafından mı değiştirilecekti?” diye itiraz etmeyin..
Dört partinin birlikteliği ile olacaktı bu iş.
AK Parti, Saadet Partisi, HAS Parti ve Büyük Birlik Partisi..
% 58'lik, belki daha fazla halkın desteği ile..
12 Eylül'de, 5 tane general Anayasa'yı yazıyor da, şimdi dört partinin, yenisini yazmaya yetkisi yok mu yani?
Çok meraklı iseniz, siz gelirsiniz iktidara, bir daha yenisini yaparsınız, o zaman..
“Anayasa 40 yılda bir değişir” diye bir yasak yok ki..
Daha 8 ay önce değiştirmiştik, şimdi bir daha değiştirmeyi konuşuyoruz!
Halk istedikten sonra, 6 ayda bir bile değişir Anayasa!