Ahlak
04-25-2008, 19:06
AKP'liden partisine soğuk duş
ANKARA Haberist
AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, AKP'nin merkez sağ parti olamadığını, Başbakan'ın İspanya'daki türban çıkışının yanlış olduğunu ve irtica endişesinin arttığını söyledi.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı görevini yürüttüğü yıllarda askeri kesimle yakın işbirliği içinde çalışan ve halen TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı olan Erdem, Kırıkkale'de yayınlanan Bayrak gazetesine verdiği röportajda ilginç açıklamalar yaptı.
Erdem, AKP'nin aldığı yüzde 47 oyun normal değil, mağduriyet oyu olduğunu söylerken, "AKP milletvekili olarak söylüyorum, keşke daha dengeli bir Meclis yapısı olsaydı. AKP 280-285 olsaydı, iki parti de onu dengeleseydi belki cumhurbaşkanlığı seçimi daha dengeli olur, partiler arası konsensüs oluşur, bugün yaşadığımız sıkıntılar da olmazdı" dedi.
'İrtica endişesi var'
Erdem, seçim sonrası diyalog sağlanamaması ve türbanın yükseköğretimde serbest bırakılmasına yönelik teklifin iç gerilimi son safhaya getirdiğini ve AKP hakkında kapatma davası açıldığını söyledi. Erdem, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın türban için "Velev ki siyasi simge olsun" açıklamasını yaptığı İspanya'daki çıkışını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Ülkelerin yapısına göre bir şey doğru ya da yanlış olur. Bu Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da, Amerika’da söylense önemi olmaz, bu o ülkeyi germez. Ama Türkiye’de söylenmez. Türkiye daha belli konularda mutabakata varmış bir ülke değil. Türkiye’de bir hassasiyet var. Bir, bölücülük hassasiyeti, ikincisi ise özellikle belli çevrelerde veya bürokratik çevrelerde irtica tehlikesinin olduğu görüşü var.
Bu dönemde irticayla ilgili bir takım endişeler arttı. AKP iktidara geldiğinden beri bir takım beyanlar, devletin belirli kurumları tarafından yakından izlenir hale geldi. Ben şahsen biliyorum. Bu doğrudur ya da yanlıştır. Bizim partinin söylemleri, belediye başkanlarının, bazı mahalli çerçevede siyaset yapanların uygulamaları ve söylediği lüzumsuz laflar da bu endişeyi artırdı. Şimdi Başbakanımızın İspanya’da ki o beyanının bir irtica niyeti ile değil de, bir ferdi temel hak ve hürriyetler açısından söylediği kanaatindeyim. Ama buna rağmen keşke Türkiye’nin şartlarını dikkate alarak, Türkiye’nin siyasi ve ideolojik yapısını, cumhuriyetin temel niteliklerini ve bu konudaki hassasiyetlerini dikkate alarak beyanlar verilse bence daha iyi olurdu."
Erdem, AKP hakkında açılan kapatma davasına tepkileri eleştirirken de, "Tabii beklenmeyen bir şey olduğu için birden bire böyle bir şeyle karşılaşınca tepkiler de ferdi ve hissi oldu. Ben daha müdahil, daha akılcı, daha dengeli olmasını isterdim. Ben bunu bütün milletvekili arkadaşlarım için söylüyorum. Mademki böyle hukuki bir süreçle karşı karşıya kalındı, bunda aklıselim davranıp daha aklıselimle değerlendirilmesini arzu ederdim" dedi.
'Türban yanlış oldu'
Başörtüsünün Türkiye için ne siyasi ne dini öncelik olduğunu söyleyen Erdem, şu ifadeleri kullandı:
"Siyasi öncelik değil, çünkü global bir ekonomik kriz emareleri var. Dini öncelik değil, dinin amacı şekil şemaldan ziyade daha çok ahlak ve insani değerlerin yükseltilmesidir. Buna rağmen inancı gereği başını örtüyormuş, şöyle ya da böyle giyiniyormuş, ona benim diyebileceğim hiçbir şey yok. Başörtüsünün dinin önceliği olduğu kanaatini taşımıyorum. Başı açık olan da iyi bir dindar olabilir, başı kapalı olan da iyi bir dindar olabilir. Bu onun tercihidir. Türban konusunda yapılan anayasa değişikliği yanlış olmuştur. Her sorunu anayasa ile çözemezsiniz. Üniversitelere yetki verilmesi gerek."
Erdem, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Başbakan'a, "AKP kamuoyunda merkez sağ parti imajı yaratamadı. Bu imajı değiştirmeliyiz" dediğini aktarırken şöyle konuştu:
"Devletin Türkiye’ye irtica geleceği gibi bir takım endişeleri var. Bu iktidarın bazı çevrelere göre gizli gündemi var. Adım adım Türkiye’yi fırsat buldukça irticaya götürecek gibi bir düşünce var. Bunu idare etmemiz lazım. 'AKP'nin öyle bir niyeti var' demiyorum. Öyle niyeti olan bir parti de gelse olmaz. Bizim kültürümüzde öyle 'dinî devlet kuracağız' tecrübesi yok. Olmaz ama endişeler olur ve Türkiye’yi iç kavgaya götürür, sıkıntılara sürükler. İşte bugün ki geldiğimiz noktaya getirir. Bunlara meydan vermememiz lazım. AKP'nin yanmaması ve dikkat etmesi gereken noktaları söylüyorum."
'Merkez sağ imajı veremedik'
Erdem, "Merkez sağ imajı veremedik. Cumhuriyet mitinglerinde ileri sürülen fikirlere katılmıyorum, ama sonuçta o da bir kitle. Yüzde 47 oy aldık ama yüzde 53 de alamadığımız oy var. Bu alamadığımız oylar içinde partimize yönelik çok büyük endişe var. Bu partinin bir dinî parti olduğunu, bir irticai getireceği yönünde bir endişe var. Acaba bu endişe nereden kaynaklanıyor, buna bakmak gerekir" diye konuştu. Erdem, AKP'ye karşı oluşan korkunun ülkeyi ulusalcılığa ittiğini de vurguladı.
haberist
ANKARA Haberist
AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, AKP'nin merkez sağ parti olamadığını, Başbakan'ın İspanya'daki türban çıkışının yanlış olduğunu ve irtica endişesinin arttığını söyledi.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı görevini yürüttüğü yıllarda askeri kesimle yakın işbirliği içinde çalışan ve halen TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı olan Erdem, Kırıkkale'de yayınlanan Bayrak gazetesine verdiği röportajda ilginç açıklamalar yaptı.
Erdem, AKP'nin aldığı yüzde 47 oyun normal değil, mağduriyet oyu olduğunu söylerken, "AKP milletvekili olarak söylüyorum, keşke daha dengeli bir Meclis yapısı olsaydı. AKP 280-285 olsaydı, iki parti de onu dengeleseydi belki cumhurbaşkanlığı seçimi daha dengeli olur, partiler arası konsensüs oluşur, bugün yaşadığımız sıkıntılar da olmazdı" dedi.
'İrtica endişesi var'
Erdem, seçim sonrası diyalog sağlanamaması ve türbanın yükseköğretimde serbest bırakılmasına yönelik teklifin iç gerilimi son safhaya getirdiğini ve AKP hakkında kapatma davası açıldığını söyledi. Erdem, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın türban için "Velev ki siyasi simge olsun" açıklamasını yaptığı İspanya'daki çıkışını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Ülkelerin yapısına göre bir şey doğru ya da yanlış olur. Bu Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da, Amerika’da söylense önemi olmaz, bu o ülkeyi germez. Ama Türkiye’de söylenmez. Türkiye daha belli konularda mutabakata varmış bir ülke değil. Türkiye’de bir hassasiyet var. Bir, bölücülük hassasiyeti, ikincisi ise özellikle belli çevrelerde veya bürokratik çevrelerde irtica tehlikesinin olduğu görüşü var.
Bu dönemde irticayla ilgili bir takım endişeler arttı. AKP iktidara geldiğinden beri bir takım beyanlar, devletin belirli kurumları tarafından yakından izlenir hale geldi. Ben şahsen biliyorum. Bu doğrudur ya da yanlıştır. Bizim partinin söylemleri, belediye başkanlarının, bazı mahalli çerçevede siyaset yapanların uygulamaları ve söylediği lüzumsuz laflar da bu endişeyi artırdı. Şimdi Başbakanımızın İspanya’da ki o beyanının bir irtica niyeti ile değil de, bir ferdi temel hak ve hürriyetler açısından söylediği kanaatindeyim. Ama buna rağmen keşke Türkiye’nin şartlarını dikkate alarak, Türkiye’nin siyasi ve ideolojik yapısını, cumhuriyetin temel niteliklerini ve bu konudaki hassasiyetlerini dikkate alarak beyanlar verilse bence daha iyi olurdu."
Erdem, AKP hakkında açılan kapatma davasına tepkileri eleştirirken de, "Tabii beklenmeyen bir şey olduğu için birden bire böyle bir şeyle karşılaşınca tepkiler de ferdi ve hissi oldu. Ben daha müdahil, daha akılcı, daha dengeli olmasını isterdim. Ben bunu bütün milletvekili arkadaşlarım için söylüyorum. Mademki böyle hukuki bir süreçle karşı karşıya kalındı, bunda aklıselim davranıp daha aklıselimle değerlendirilmesini arzu ederdim" dedi.
'Türban yanlış oldu'
Başörtüsünün Türkiye için ne siyasi ne dini öncelik olduğunu söyleyen Erdem, şu ifadeleri kullandı:
"Siyasi öncelik değil, çünkü global bir ekonomik kriz emareleri var. Dini öncelik değil, dinin amacı şekil şemaldan ziyade daha çok ahlak ve insani değerlerin yükseltilmesidir. Buna rağmen inancı gereği başını örtüyormuş, şöyle ya da böyle giyiniyormuş, ona benim diyebileceğim hiçbir şey yok. Başörtüsünün dinin önceliği olduğu kanaatini taşımıyorum. Başı açık olan da iyi bir dindar olabilir, başı kapalı olan da iyi bir dindar olabilir. Bu onun tercihidir. Türban konusunda yapılan anayasa değişikliği yanlış olmuştur. Her sorunu anayasa ile çözemezsiniz. Üniversitelere yetki verilmesi gerek."
Erdem, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Başbakan'a, "AKP kamuoyunda merkez sağ parti imajı yaratamadı. Bu imajı değiştirmeliyiz" dediğini aktarırken şöyle konuştu:
"Devletin Türkiye’ye irtica geleceği gibi bir takım endişeleri var. Bu iktidarın bazı çevrelere göre gizli gündemi var. Adım adım Türkiye’yi fırsat buldukça irticaya götürecek gibi bir düşünce var. Bunu idare etmemiz lazım. 'AKP'nin öyle bir niyeti var' demiyorum. Öyle niyeti olan bir parti de gelse olmaz. Bizim kültürümüzde öyle 'dinî devlet kuracağız' tecrübesi yok. Olmaz ama endişeler olur ve Türkiye’yi iç kavgaya götürür, sıkıntılara sürükler. İşte bugün ki geldiğimiz noktaya getirir. Bunlara meydan vermememiz lazım. AKP'nin yanmaması ve dikkat etmesi gereken noktaları söylüyorum."
'Merkez sağ imajı veremedik'
Erdem, "Merkez sağ imajı veremedik. Cumhuriyet mitinglerinde ileri sürülen fikirlere katılmıyorum, ama sonuçta o da bir kitle. Yüzde 47 oy aldık ama yüzde 53 de alamadığımız oy var. Bu alamadığımız oylar içinde partimize yönelik çok büyük endişe var. Bu partinin bir dinî parti olduğunu, bir irticai getireceği yönünde bir endişe var. Acaba bu endişe nereden kaynaklanıyor, buna bakmak gerekir" diye konuştu. Erdem, AKP'ye karşı oluşan korkunun ülkeyi ulusalcılığa ittiğini de vurguladı.
haberist