can_polat_4761
09-13-2007, 18:10
1. AS İ T VE BAZ NED İ R?
Asit ve bazlar canlı organizmalarda önemli i ş levleri olan maddelerdir. Asitlerin ve baz-ların
ço ğ u oldukça tehlikeli ve tahrip edici maddelerdir; bunlar proteini çözerek doku-yu
tahrip ederler. Örne ğ in, deri ş ik sülfürik asit kuvvetli bir asittir, suyu tutma özelli ğ ine
sahiptir. E ğ er sülfürik asit canlı bir dokunun üzerine dökülürse çok kısa süre içinde o doku
tahrip olur. Deri ş ik bazlar da hücre duvarlarının (zar) yapımında rol alan ya ğ lar ile reaksi-yona
girerek bu zarları asitlerden daha çok tahrip ederler. Örne ğ in, çama ş ır yıkamada
kullanılan bazı tür sabunlar ve deterjanlar baz içerirler. Yün ve ipek içeren elbiseler bu tür
sabun ve deterjan ile yıkandıkları zaman, temizlik maddesinin içindeki bazlar yün ve ipek lif-lerinin
kısalmasına ve kısmen de olsa çözülmelerine sebep olacaktır.
Asitler suda çözündükleri zaman elektri ğ i ileten çözeltiler elde ederiz. Asitler çinko, mag-nezyum
gibi elementler ile reaksiyona girerek reaksiyon sonunda hidrojen gazı çıkmasına
neden olurlar. Asitlerin tadı ek ş idir ve mavi turnusol ka ğ ıdını kırmızıya çevirirler. Baz-lar
da suda çözündükleri zaman elektri ğ i ileten çözeltiler olu ş tururlar. Bazların tadları
acıdır ve ellendikleri zaman kayganlık hissi verir. Bazlar kırmızı turnusol ka ğ ıdını maviye
çevirirler. Bazlar asitler ile reaksiyona girerek birbirlerinin özelliklerini nötralize ederler.
Örne ğ in, mide hastalıkları ile ilgili ilaçlar bir baz olan bikarbonat (HCO3 - ) içerirler. Bu
baz midede bulunan hidroklorik asiti nötralize ederek ki ş iye rahatlama hissi verir.
2. AS İ T VE BAZLARIN TANIMLANMALARI
Günümüze kadar asitli ğ in ve bazlı ğ ın tanımı çok de ğ i ş ik ş ekillerde yapılmı ş tır. İ lk modern
tanım İ sveç'li bilim adamı Svonte ARHEN İ US tarafından 1884 yılında a ş a ğ ıdaki ş ekilde
yapılmı ş tır.
Sudaki çözeltilerine H + iyonu veren maddelere "asit" denir.
Aynı ş ekilde,
Sudaki çözeltilerine OH - iyonu veren maddelere "baz" denir.
Örne ğ in, hidroklorik asit (HCl) ve sodyum hidroksit (NaOH) için a ş a ğ ıdaki e ş itlikler yazı-labilir.
İ kinci bir tanımlama ise Danimarka'lı kimyacı J.N. BRØNSTED ve İ ngiliz kimyacı T.M.
LOWRY tarafından 1923 yılında yapılmı ş tır. Buna göre,
Bir proton verebilen maddelere "asit",
bir proton alabilen maddelere "baz" denir.
Bu tanımlamayla daha önceleri asit veya baz olarak dü ş ünülmeyen birçok madde asit ve
baz grubuna alınmı ş tır. Örne ğ in, bor triflorür bir asit gibi davranarak trimetilamin'deki
azot üzerindeki bir çift elektronu kabul ederek bir kompleks olu ş turur.
Asit ve bazlar canlı organizmalarda önemli i ş levleri olan maddelerdir. Asitlerin ve baz-ların
ço ğ u oldukça tehlikeli ve tahrip edici maddelerdir; bunlar proteini çözerek doku-yu
tahrip ederler. Örne ğ in, deri ş ik sülfürik asit kuvvetli bir asittir, suyu tutma özelli ğ ine
sahiptir. E ğ er sülfürik asit canlı bir dokunun üzerine dökülürse çok kısa süre içinde o doku
tahrip olur. Deri ş ik bazlar da hücre duvarlarının (zar) yapımında rol alan ya ğ lar ile reaksi-yona
girerek bu zarları asitlerden daha çok tahrip ederler. Örne ğ in, çama ş ır yıkamada
kullanılan bazı tür sabunlar ve deterjanlar baz içerirler. Yün ve ipek içeren elbiseler bu tür
sabun ve deterjan ile yıkandıkları zaman, temizlik maddesinin içindeki bazlar yün ve ipek lif-lerinin
kısalmasına ve kısmen de olsa çözülmelerine sebep olacaktır.
Asitler suda çözündükleri zaman elektri ğ i ileten çözeltiler elde ederiz. Asitler çinko, mag-nezyum
gibi elementler ile reaksiyona girerek reaksiyon sonunda hidrojen gazı çıkmasına
neden olurlar. Asitlerin tadı ek ş idir ve mavi turnusol ka ğ ıdını kırmızıya çevirirler. Baz-lar
da suda çözündükleri zaman elektri ğ i ileten çözeltiler olu ş tururlar. Bazların tadları
acıdır ve ellendikleri zaman kayganlık hissi verir. Bazlar kırmızı turnusol ka ğ ıdını maviye
çevirirler. Bazlar asitler ile reaksiyona girerek birbirlerinin özelliklerini nötralize ederler.
Örne ğ in, mide hastalıkları ile ilgili ilaçlar bir baz olan bikarbonat (HCO3 - ) içerirler. Bu
baz midede bulunan hidroklorik asiti nötralize ederek ki ş iye rahatlama hissi verir.
2. AS İ T VE BAZLARIN TANIMLANMALARI
Günümüze kadar asitli ğ in ve bazlı ğ ın tanımı çok de ğ i ş ik ş ekillerde yapılmı ş tır. İ lk modern
tanım İ sveç'li bilim adamı Svonte ARHEN İ US tarafından 1884 yılında a ş a ğ ıdaki ş ekilde
yapılmı ş tır.
Sudaki çözeltilerine H + iyonu veren maddelere "asit" denir.
Aynı ş ekilde,
Sudaki çözeltilerine OH - iyonu veren maddelere "baz" denir.
Örne ğ in, hidroklorik asit (HCl) ve sodyum hidroksit (NaOH) için a ş a ğ ıdaki e ş itlikler yazı-labilir.
İ kinci bir tanımlama ise Danimarka'lı kimyacı J.N. BRØNSTED ve İ ngiliz kimyacı T.M.
LOWRY tarafından 1923 yılında yapılmı ş tır. Buna göre,
Bir proton verebilen maddelere "asit",
bir proton alabilen maddelere "baz" denir.
Bu tanımlamayla daha önceleri asit veya baz olarak dü ş ünülmeyen birçok madde asit ve
baz grubuna alınmı ş tır. Örne ğ in, bor triflorür bir asit gibi davranarak trimetilamin'deki
azot üzerindeki bir çift elektronu kabul ederek bir kompleks olu ş turur.