fatih kısaparmak balon baskılı balon Belçika'da Başörtülü Yemin Alkışlar Eşliğinde Yapıldı!Ecevit Gibi Höykürenler Çıkmadı - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Belçika'da Başörtülü Yemin Alkışlar Eşliğinde Yapıldı!Ecevit Gibi Höykürenler Çıkmadı


ishakyilmaz
06-23-2009, 21:01
Başörtülü yemin nasıl çileden çıkardı?

Türk kökenli başörtülü milletvekilinin Belçika Parlamentosuna girmesi ve başörtüsüyle yemin etmesi, ayakta alkışlanırken Türkiye'deki malum medya çevrelerinin rahatsızlığı gözlerden kaçmadı. Her hangi bir protestonun ya da karşı koymanın yaşanmadığı yemin töreni, NTV tarafından "Brüksel'de türban krizi" başlığıyla haberleştirildi.http://www.habervaktim.com/resim/resim77111_2.jpgEngin KAŞDAŞ'ın haberi...

Milletin iradesiyle TBMM'ye giren Merve Kavakçı'yı başörtüsünden ötürü neredeyse vatan haini ilan eden ve "bu kadına haddini bildirin" diyecek kadar ileri giden zihniyet, Belçika'da yaşayan Türk kökenli milletvekilinin başörtüsüyle parlamentoya girmesini ve başörtülü olarak yemin etmesini hazmedemedi.

Günlerdir, olayı diline dolayan malum çevreler yemin töreni öncesinde de gerek haberleri gerekse de röportajlarıyla ortalığı karıştırmaya çalıştı.

NTV'DEN "TÜRBAN KRİZİ" ISRARI

NTV'nin konuyla ilgili kışkırtıcı yayınları, yemin töreni sırasında da kullandığı haber başlığıyla zirveye ulaştı.

Yemin töreni öncesinde canlı yayına aldıkları başörtülü milletvekili Mahinur Özdemir'i köşeye sıkıştırmaya ve kışkırtmaya çalışan NTV, yemin töreninin ardından da konuyla ilgili haberi "Brüksel'de türban krizi" başlığıyla duyurdu.

LAİKLİĞİ KARIŞTIRDILAR...

NTV'nin haberinde "Türk kökenli milletvekilinin türbanıyla meclise gelmesi ve türbanıyla yemin etmesi Belçika'da da laiklik tartışmalarına neden oldu" yorumu dikkat çekti.

ZORLA KRİZ TELLALLIĞI

Başlığın aksine, haberin içinde mecliste herhangi bir sorunun yaşanmadığını itiraf eden NTV, ellerinde "Allah yok" pankartları ile Brüksel Parlamentosu önünde toplanan 20 kişilik çapulcu grubun eylemini büyük bir olaymış gibi dünyaya duyurdu. haberdeki ifadeler şöyle: "Beklenen gerginlik yaşanmadı. Laikliğe aykırı olduğunu iddia ettiler ama mecliste her hangi bir itirazda bulunmadılar. Kendisi de sağ elini kaldırarak yemin etti. Yemininin ardından ayakta alkışlandı. Ama muhalefet bu konuyu meclise getirecek. Meclisin önünde de 20 kişi protesto için toplandı ve ellerinde "Allah yoktur" yazılı pankartlar taşıyorlardı."

BAŞÖRTÜLÜ ÖZDEMİR AYAKTA ALKIŞLANDI

Oysa, 26 yaşında Belçika parlamentosuna seçilen en genç milletvekili olmayı başaran başörtülü vekil Mahinur Özdemir, gerek parlamentoya girerken, gerekse başörtüsüyle yemin ederken her hangi bir sorun yaşanmadı. Belçika parlamentosunu oluşturan vekiller, başörtülü Özdemir'i, yemininin ardından ayakta alkışladı.

HABERVAKTİM.COM

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:02
http://www.habervaktim.com/resim/resim77095_1.jpg?t=77651625 (http://www.habervaktim.com/haber/77095/belcikada_basortulu_vekil_yemin_etti.html)

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:02
http://www.habervaktim.com/resim/resim77072_1.jpg?t=77651625 (http://www.habervaktim.com/haber/77072/basortulu_vekile_en_buyuk_destek_basindan.html)

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:02
http://www.habervaktim.com/resim/resim77111_1.jpg?t=77651625 (http://www.habervaktim.com/haber/77111/basortulu_yemin_nasil_cileden_cikardi.html)

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:02
http://www.habervaktim.com/resim/resim77112_1.jpg?r=77651625 (http://www.habervaktim.com/haber/77112/merve_kavakci_gozleri_yasararak_izledi.html)

muhafazakargenc
06-23-2009, 21:03
Ecevit gibi dinozorların gayri nesli tükenmiş avrupa da hele bizde de tükense ne güzel olur

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:03
http://www.haberturk.com/2009/06/23/resim/yemettee.jpg (http://www.haberturk.com/haber.asp?id=154651&cat=180&dt=2009/06/23)

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:04
http://images.iha.com.tr/i//2009/06/23/mainTopHeadline/IHA_20090623_58651.jpg (http://www.iha.com.tr/haber/detay.aspx?nid=76805&cid=4)

FERM@N
06-23-2009, 21:06
http://www.habervaktim.com/resim/resim77112_1.jpg?r=77651625 (http://www.habervaktim.com/haber/77112/merve_kavakci_gozleri_yasararak_izledi.html)

Rabbim yardımcımız olsun ; şayet bende hüzünle izledim ...
Herkezi kendi gibi malum zihniyetten zannedenler ne çabukta kahroluyorlar ; fakat kendilerindeki bu ısrar nedir anlamak güç doğrusu...

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:13
Hey gidi günler hey!O talihsiz ve Türk demokrasi tarihine kara leke olarak geçen o anları hiç unutmuyorum.Rahmetli ecevit ve cellatları adetta höykürmekte,linç etmek için fırsat kollamaktaydılar..Sapık bir ideoloji uğruna o gün Türkiye'yi rezil rusva etmişlerdi.Onlarca adamın bir merve kavakçı etmediği o anlarda,kavakçı vakkurluğundan ödün vermeyerek,adetta yüzlerine tokadı yapıştırdı..Bugün ise avrupanın bir ülkesinde Türk asıllı,başörtülü bir hanım kardeşimiz bütün avrupanın gözü önünde,karşısındaki beyfendilerin alkışları ile yemin ederek milletvekiliği görevine başlıyor...Merve kavakçıya kan kusanlar,bugün bu sahne karşısında hangi renge büründüklerini çok merak ediyorum.Fani dünyaya göçenler,belki görmeyebilirler,fakat yaşayanlar bu görüntüler karşısında ölmekten beter olmuşlardır!!!

FERM@N
06-23-2009, 21:20
Merve kavakçıya kan kusanlar,bugün bu sahne karşısında hangi renge büründüklerini çok merak ediyorum.Fani dünyaya göçenler,belki görmeyebilirler,fakat yaşayanlar bu görüntüler karşısında ölmekten beter olmuşlardır!!!

Ağzınıza sağlık kardeşim ; bende merak ediyorum ... :güzel:

FERM@N
06-23-2009, 21:24
http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/260620090623053337932.jpg
23 Haziran 2009 (17:36 (http://www.haber7.com/gunun-haberleri.php?date1=23&month1=06&year1=2009&cmd=GIT))

Belçika'da Avrupa'nın ilk ve tek başörtülü milletvekili olarak Brüksel Parlamentosu'na seçilen Türk asıllı Mahinur Özdemir (26) parlamentoda yemin etti.
Akıllara ilk gelen isim olan Merve Kavakçı NTV'ye konu ile ilgili yaptığı açıklamada 10 yıl önceye gittiğini ve Mahinur'u gözleri yaşararak izlediğini söyledi.
Mahinur'un önünün açık olduğunu ifade eden Kavakçı, 'Türkiye'nin AB'ye girmesinde Mahinur'un da katkıları olacağı görüşündeyim' dedi.
Mahinur'a imrendiğini ifade eden Kavakçı, 'Türkiye ne zaman Belçika olacak merak ediyorum' diyerek sözlerini tamamladı.
KAVAKÇI OLAYI'NDA YAŞANANLAR
1999’da FP listesinden milletvekili seçilen Merve Kavakçı, yemin töreni sırasında Başbakan Bülent Ecevit'in 'bu kadına haddini bildirin sözleri üzerine yaşanan protesto ve olaylar üzerine Meclis Genel Kurulu'ndan çıkarılmıştı. Kavakçı, milletvekilliğinin düşürülmesi ve vatandaşlıktan çıkarılması üzerine Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikáyet ederek dava açmıştı.

rekorturk
06-23-2009, 21:30
Olacak olacak inancımız tam olsun bu sahne TBMM'de de olacak Allah'ın izniyle...

ishakyilmaz
06-23-2009, 21:31
ALLAH'ın müsadesi ile Türkiye Cumhuriyetin'de de bundan sonra Başörtülü Milletvekillerinin yemin törenlerini izleyeceğiz.Bununla birlikte demokrasimiz gelişecek,cumhuriyetimizde kazançlı çıkacaktır.

FERM@N
06-23-2009, 21:36
ALLAH'ın müsadesi ile Türkiye Cumhuriyetin'de de bundan sonra Başörtülü Milletvekillerinin yemin törenlerini izleyeceğiz.Bununla birlikte demokrasimiz gelişecek,cumhuriyetimizde kazançlı çıkacaktır.

İnşAllah kardeşim ; inşAllah o günleri de göreceğiz... :gül:

Ertuğrul ÖZGÜL
06-23-2009, 21:56
Merve Kavakçı, Belçika'nın ilk türbanlı vekili Özdemir'e imrendiğini söyleyerek kendi vekillerine canlı da sitem etti.

Belçika Parlamentosu’na seçilen Türk asıllı Mahinur Özdemir’in türbanlı mı, türbansız mı yemin edeceği tartışmaları, akıllara 1999’da türbanıyla Meclis’te yemin etmek isteyen Merve Kavakçı olayını getirdi. Kavakçı bakın neler söyledi;

NTV’de Mahinur Özdemir’in türbanıyla yemin törenine katılmasını değerlendiren Merve Kavakçı, “Mahinur’u izlerken gözlerim yaşardı” dedi. Kavakçı, Mahinur Özdemir’e imrendiğini ve kaderinin kendisine benzemediği için memnuniyet duyduğunu ifade etti.

1999 yılında TBMM’de yaşanan türban krizini de değerlendiren Kavakçı, ‘O günlere dönüp baktığınız zaman özeleştiri yapıyor musunuz?’ sorusu üzerine “Özeleştiriyi partim adına yapıyorum” dedi ve Fazilet Partili vekillere sitemde bulundu.

Bunun üzerine NTV sunucusu, “Kendi partinizin vekillerini, belki yöneticilerini dönüp baktığınızda eleştirdiğinizi söylüyorsunuz. Nedir sizi rahatsız eden? Yalnız bırakıldığınız mı, yoksa bir tartışmanın ortasında bırakıldığınız mıdır? Hangi tutum sizi rahatsız etti?” sorusunu yöneltti.

Bu soruya Merve Kavakçı’nın verdiği cevap şöyle:

“laikçi kesimin malum o dönemdeki DSP ve haddini bildirme kampanyasının parçası olan milletvekillerinin, o kesimin tavrı benim kıyafetimin ötesine geçememeleriydi. Ben Batı’da yetişmiş, bilgisayar mühendisi olmuş, yine Mahinur gibi Meclis’in en genç üyesiydim. Onun ötesine geçemediler. Onların yaptığı bu kampanyanın karşısında da benimle beraber siyaset yapan ve bugün de bir kısmının hükümette bulunduğu arkadaşlarımızın da son derece sessiz kaldıklarını, hatta pısırık kaldıklarını düşünüyorum. Gördük ve bunun da aslında bir miktar da kadın meselesiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Yani bir erkek milletvekili olsa onun herhangi bir dini sembolüne karşı çıkma söz konusu olsaydı, kaldı ki bu sakal olabilir mesela. Veya başka bir sadece dini değil farklı bir erkek sembolü de olabilir. Ona daha destek olacaklarını, olabileceklerini düşünüyorum. Geriye baktığımda.

Kadınlar kendilerini siyasette yalnız buluyorlar. Tabii şu da üzücü bir şeydi, o günlerde kadınlık adına. DSP Milletvekilleri de mesela bana destek olmadılar ve hatta ne üzücüdür ki, benim için çok üzücü bir gelişmedir. O yapılan kampanyanın, Merve’ye vur kampanyasının en baş elemanları da kadın milletvekilleri olmuştur.”

“BU HANIMA HADDİNİ BİLDİRİN”

1999 yılında Merve Kavakçı’nın Meclis’e türbanıyla gelerek yemin etmek istemesi üzerine kürsüye çıkan Bülent Ecevit, “Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildirin” demişti.



stratejikboyut.com

redyellow
06-24-2009, 01:46
Bravo belçikaya, bravo ordaki İNSANlara...

Yazıklar olsun, burdaki İNSAn müsveddelerine!

Yazıklar olsun burdaki başörtüsü düşmanı ahlaksızlara!

Yazıklar olsun burdaki höykürenlere!

Yazıklar olsun burdaki insanlıktan nasibini alamamış yaratıklara!

Görün...görün...görün.

Bir hristiyan ülkesinde başörtüsüne gösterilen saygıyı görün.

Sonra da kendi içinizdeki kini görün.

Ve utanın.

Tabi utanmanız varsa, utanma duygunuz varsa.

çünkü utanma duygusu ancak İNSANLARDA olur.

Başörtüsü düşmanlarında utanma duygusu yoktur!

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:52
http://www.gazeteden.com/photos/large/zaman.jpg

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:52
http://www.gazeteden.com/photos/large/sabah.jpg

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:53
http://www.gazeteden.com/photos/large/yenisafak.jpg

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:53
http://www.gazeteden.com/photos/large/star.jpg

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:54
http://www.gazeteden.com/photos/large/vakit.jpg

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:54
http://www.gazeteden.com/photos/large/turkiye.jpg

FarukARSLAN.
06-24-2009, 13:55
Laiklik ve LAİKÇİLİK'in farklı şeyler olduğunun kanıtıdır bu.
Lâiklik refah ve huzurun çıtasıdır (çatısı olmasa da), ama laikçilik bu bizim ülkedeki siyasî hokkabazların mesleği.
Her şeyi tahrif ederek kullanan cenâh..

UTANIN BE...

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:56
http://www.yazete.com/pics/news/240620091213435395117.jpg (http://www.yazete.com/ABnin-turbanli-ilk-milletvekili_16246.html)

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:57
http://www.habervaktim.com/resim/resim77200_1.jpg?t=68724098 (http://www.habervaktim.com/haber/77200/yasakcilar_bunu_gorunce_utandi_mi.html)

ishakyilmaz
06-24-2009, 13:58
Ali Karahasanoğlu - Vakit
akarahasanoglu@vakit.com.tr 2009-06-24
Birazcık olsun, utandınız mı yasakçılar!? Sözüm tüm yasakçılara.. Lâikliği bir baskı aracı olarak kullanan tüm despotlara.. Bazı isimler vererek, onlara somut sorular sormuş olmam, diğer zorbaları unutturmasın.. Onların hepsine soruyorum, “Birazcık olsun utandınız mı?”
Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’de, Merve Kavakçı’yı başörtüsü yüzünden engellediniz. Milletvekilliğini elinden aldınız.
Peki Belçika’da bir bayan milletvekilinin, Meclis’te kimsenin itirazına uğramadan görevine başlamasının görüntülerini izlerken, azıcık da olsa utandınız mı?..
Siz, Sayın Necdet Sezer...
Sadece milletvekillerine değil, milletvekili eşlerine bile bu yasağı kamusal alanda yaygınlaştıran, 2000’in özgürlükçü(!) Anayasa Mahkemesi Başkanı, 2002’nin yasakçı Cumhurbaşkanı!..
Evet, hiç utandınız mı, dünkü görüntülerden?
Birazcık hicap duydunuz mu?
“Ben milletvekili eşlerine bile yasak uygularken, binbir hokkabazlıkla ‘Eşli davetiye, eşsiz davetiye’ şeklinde çeşit çeşit davetiyeler hazırlatıp, Cumhurbaşkanlığı makamının da ciddiyetini sarsarken; Belçika’da başörtülü bir bayan, milletvekili olarak göreve başladı. Ben kendi ülkemin insanına ne kadar gaddar, ne kadar acımasız bir yaklaşım sergiliyormuşum?” diyerek, birazcık olsun vicdanınızda kendinizi sorgulayıp mahkûm ettiniz mi?
Ya siz; kendine “Nurlu Süleyman” denilmesinden hoşlanan, Süleyman Demirel kimlikli zat!..
Siz utandınız mı?
Türkiye’de halkın oyları ile seçilen başörtülü milletvekili için, “ajan provokatör” iftirasında bulundunuz. Emireri gibi kulandığınız bir savcıya talimat verip, o milletvekilinin evini bastırdınız! Şimdi Belçika’daki başörtülü milletvekilini izlerken, neler hissettiniz?.. Hemen uçağa atlayıp, Belçika’ya gidip, Meclis’i basıp, orada da “Bu Mahinur isimli milletvekili, aslında ajan provokatördür” demek geldi mi içinizden?..
Annesi, ablası başörtülü bir insan olarak söyleyin; Belçika’daki başörtülü milletvekili, içinizde birazcık olsun utanma hissi uyandırdı mı?..
Ya siz Deniz Baykal?.. Siz Kemal Kılıçdaroğlu!
Siz; CHP içinde, binbir maske takarak halkı aptal yerine koyan solcu, sözde demokratlar.. Türkiye’deki öğrencilerin sorularına, “Biz iktidara gelirsek, başörtü sorunu kalmaz” diyerek, muhatabını aptal yerine koyan bir cevap ile geçiştirdiğini sanan politikacılar!..
Belçika’da, solcuların da alkışları ile göreve başlayan Mahinur’un başörtüsünden ders alarak, yasakçılığınızdan dolayı utandınız mı?..
2002’de, “Başörtü yasağını bir müddet tartışmayalım.. Bakın göreceksiniz, bir süre sonra bu yasak artık gündemden düşecek ve kalkacaktır” diyerek halkı aldatan Deniz Baykal; bu sözleri söylemenizin üzerinden tam 6 sene geçtikten sonra bile, Anayasa Mahkemesi’nde, üniversiteye giden öğrencilere başını örtme hakkı tanıyan Anayasa değişikliğini iptal ettirmek için dava açtığınızdan dolayı hiç utanç duydunuz mu?..
Siz “yasak yasak” krizlerine girerken, Belçika’da başörtülü milletvekilinin, hem de Başkanlık Divanı’na üye olacak kadar özgür bir hayat sürmesinden utandınız mı hiç?
Ya siz kartel medyası?..
Doğan Grubu’ndaki muhabirleri ile, köşe yazarları ile..Diğer medya organlarındaki, o günlerde yasakçılık yönünde haber-yazılarıyla gündem oluşturmaya çalışanlar.. Sizler utandınız mı?..
Sizler, Merve Kavakçı’nın çocuklarının gittiği ilköğretim okullarına varıncaya kadar, yaptığınız her türlü edepsizlikten dolayı bir nebzecik de olsa utandınız mı?..
Ve aslan MHP’liler!..
Merve Kavakçı’ya, “ajan provokatör”’ diyenlerin tezgâhına gelip, DSP’lilerin kürsüyü işgal ederek Merve Hanım’a çıkarttıkları engeli, oturduğunuz yerden seyredip, sonrasında da o engeli çıkartanlarla koalisyon ortağı olmanızdan dolayı, vicdanınız sızladı mı?..
Söyleyin; başörtülü milletvekili Mahinur Hanım’ın Belçika Meclisi’ne serbestçe girişini izledikten sonra, sizler kendi ülke insanlarınızdan utandınız mı?.. “Biz ne yapmışız da, DSP’lilerin o rezil soytarılıklarına, oturduğumuz yerden seyirci kalmışız. Seyirci kaldığımız yetmemiş, sonrasında da o DSP’lilerle 3.5 yıl koalisyon ortaklığı yapmışız! Affedin bizi Türk Milleti.Affedin bizi Merve Hanım!” demeyi düşündünüz mü hiç?..
Evet, tüm Türkiye’deki yasakçılar!..
Belçika’da başörtülü bir milletvekilinin göreve başlamasından dolayı utandınız mı hiç?

asdasdsfffx
06-24-2009, 13:59
iyide bu başörtüsü değil ki
Türban.
sapla samanı karıştırdığınız için bu çatışma başladı zaten

ishakyilmaz
06-24-2009, 14:02
İslami olarak tanımlaması ''Başörtüsüdür''!.Türban itihal bir kelimedir!

asdasdsfffx
06-24-2009, 14:09
İslami olarak tanımlaması ''Başörtüsüdür''!.Türban itihal bir kelimedir!
tamam baştan alıyorum.
hanımefendinin başındaki şey de "ithal" zaten.
gerek dini gerek kültürel olarak,biz başörtüsünü kullandık.
sorun şu ki sizin deyişinizle;bu bayanın kafasına monte ettirdiği şeyin de ithal olduğunu biliyoruz.
Baş örtüsünü,Kur'an ı yorumlayıp da takan kimseye laf edilemez,eden olursa da ağzını kırarım lakin böyle sapkın,trend olarak bağlanıldığını gördükçe için yanıyor.

FERM@N
06-24-2009, 14:10
iyide bu başörtüsü değil ki
Türban.
sapla samanı karıştırdığınız için bu çatışma başladı zaten

kardeşim konuyu ya iyi okumadın ve yahut pek üzerinde düşünmedin...madem biz sapla samanı karıştırıyoruz ; o zaman anlat bakalım sen şu sapla samanı bize bilgilenelim biraz ??

ishakyilmaz
06-24-2009, 14:11
Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, çalışmaları süren yeni anayasa taslağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Erdoğan, çok teşekkür ederim diyerek sözlerini tamamladı.

- Bazı baskılardan söz edecekseniz bazı değerlendirmeleri tersinden yapmanız gerekir. Başörtü takanın takmayana baskı yaptığını söylerseniz bu din ve vicdan özgürlüğüne terstir.

- Başörtüsüne siyasi simge denmesini de doğru bulmuyorum, siyasi olması için bir partiye ait olması gerekir fakat başörtü sadece Ak Parti'ye mi ait?

-Ayrıca onun adın türban değil başörtüdür.

asdasdsfffx
06-24-2009, 14:12
kardeşim konuyu ya iyi okumadın ve yahut pek üzerinde düşünmedin...madem biz sapla samanı karıştırıyoruz ; o zaman anlat bakalım sen şu sapla samanı bize bilgilenelim biraz ??
evet bu farkı en son anlattığım da forumdan uyarısız atılmıştım :)

FarukARSLAN.
06-24-2009, 14:14
"ayrıca onun adı türban değil başörtüdür"

Aynen öyledir.
Hasan Karakaya'nın dediği gibi önce lafzı kendinizce uydurdular sonra avrupadan şurdan burdan mana kılıfları eklediler.


Başörtüsü de siyasetin değil; inanç ve ahlâkın simgesidir.

FERM@N
06-24-2009, 14:14
tamam baştan alıyorum.
hanımefendinin başındaki şey de "ithal" zaten.
gerek dini gerek kültürel olarak,biz başörtüsünü kullandık.
sorun şu ki sizin deyişinizle;bu bayanın kafasına monte ettirdiği şeyin de ithal olduğunu biliyoruz.
Baş örtüsünü,Kur'an ı yorumlayıp da takan kimseye laf edilemez,eden olursa da ağzını kırarım lakin böyle sapkın,trend olarak bağlanıldığını gördükçe için yanıyor.

sözlerinizi çelişkili buldum ;hem başörtüsünü savunuyor gibi görünüyorsunuz hem de :
"sorun şu ki sizin deyişinizle;bu bayanın kafasına monte ettirdiği şeyin de ithal olduğunu biliyoruz."
bu ibareyi kullanıyorsunuz ... varın siz çelişki var mı yok mu diye düşünün ...

FarukARSLAN.
06-24-2009, 14:15
tamam baştan alıyorum.
hanımefendinin başındaki şey de "ithal" zaten.
gerek dini gerek kültürel olarak,biz başörtüsünü kullandık.
sorun şu ki sizin deyişinizle;bu bayanın kafasına monte ettirdiği şeyin de ithal olduğunu biliyoruz.
Baş örtüsünü,Kur'an ı yorumlayıp da takan kimseye laf edilemez,eden olursa da ağzını kırarım lakin böyle sapkın,trend olarak bağlanıldığını gördükçe için yanıyor.

Evet.
Hâlen de kullanıyorsunuz.
Ama biz değil SİZ.

FERM@N
06-24-2009, 14:17
evet bu farkı en son anlattığım da forumdan uyarısız atılmıştım :)
demek ki bilmediğin konuya yorum yapmışsın kardeşim ...

asdasdsfffx
06-24-2009, 14:20
doğru sizin ay pardon Adalet ve Kalkına Partisi taraftarı güzel kardeşlerimiz çok kucaklıyor ya insanlarını.bir de seçim şarkısı yapılmış 70 milyon kardeşiz diye.
eh be madem öyle bu forumda "chp li biriyle evlenirmiydiniz" diye bir konu açmak nedir ha?
chp=ergenekon=terörist genelemmesi yapanlara ne demeli ?
bende derim ki o zaman
çene altı değilde,30 yıl önce icad olup ülkemize giren Türban bağlama şekilli giyinenler =fethullahçı=Ak partili
oldu mu ?
ayrıca son kez diyorum başörtüsü ithal DEĞİLDİR
ithal olan TÜRBANdır.

FERM@N
06-24-2009, 14:23
doğru sizin ay pardon Adalet ve Kalkına Partisi taraftarı güzel kardeşlerimiz çok kucaklıyor ya insanlarını.bir de seçim şarkısı yapılmış 70 milyon kardeşiz diye.
eh be madem öyle bu forumda "chp li biriyle evlenirmiydiniz" diye bir konu açmak nedir ha?
chp=ergenekon=terörist genelemmesi yapanlara ne demeli ?
bende derim ki o zaman
çene altı değilde,30 yıl önce icad olup ülkemize giren Türban bağlama şekilli giyinenler =fethullahçı=Ak partili
oldu mu ?
ayrıca son kez diyorum başörtüsü ithal DEĞİLDİR
ithal olan TÜRBANdır.

ithal ne demek ilk onu açıklarsan sevinirim ...?

cikki
06-24-2009, 14:23
tamam baştan alıyorum.
hanımefendinin başındaki şey de "ithal" zaten.
gerek dini gerek kültürel olarak,biz başörtüsünü kullandık.
sorun şu ki sizin deyişinizle;bu bayanın kafasına monte ettirdiği şeyin de ithal olduğunu biliyoruz.
Baş örtüsünü,Kur'an ı yorumlayıp da takan kimseye laf edilemez,eden olursa da ağzını kırarım lakin böyle sapkın,trend olarak bağlanıldığını gördükçe için yanıyor.


Zaten türban kerimesi Fransızca kökenlidir. Doğru. Ben asdasdsfffx'e katılıyorum. Belki monte ettirmek ağır bir laf ama baş örtüsü saçın tek telinin bile görünmemesi için takılan örtü değildir. İşte o türbandır. Ve bundan 25-30 yıl öncesine kadar Türkiye'de ya da daha öncesinde de türban yoktu.

asdasdsfffx
06-24-2009, 14:33
ithal etmek:dışardan temin etmek
yaptığım acı genelleme vardı ya,türbanlılar akpli falan diye hani sizin dilinizden konuştuğum kısım
işte acı tablo bu
3 sene önce bi araştırmada görüldüğü üzere
akp iktidarında türban takan insan sayısı 4 kat artmış
bir yandada alkol tüketimi %20(tam hatırlamıyorum oranı) olarak artmış.
ahlaki çöküntüden bahsetmiyorum bile
sizin şikayetçi olduğunuz 12 yaşına düşen alkol tüketimi varya,hep hükümetin suçu işte be anlayın.
ağzıma daha sürmemiş olmamla beraber bu zıkkıma gençleri TÜRBANCILAR,FETHULLAHÇILAR bunları gören SAHTE AYDINLAR itiyor.
yani deyişim o ki sayın baykal ve akp aynı çatı altında oldukça biz bu ahlaki çöküntüyede,ekonomik çöküntüyede bi çare bulamayız Allah hepimizi ıslah etsin.
30 sene önce icad olan bağlama şeklini savunuyorsunuz,şimdi asıl zorluğu baş örtülüler çekiyor.ailem askeriyeye giriyordu yıllarca şimdi 50 yaş üstünde olmanız gerekiyormuş.bu kısıtlama türban zihniyetinin başörtüsüne verdiği zarardır işte.

neden olduğumuz asıl kızdığım sahne de bu işte.

maicon
06-24-2009, 14:40
Aslında ben de başörtüsü olarak düşünürdüm o kelimeyi ama birkaç aydır türban olduğu kanaatindeyim. Çünkü gerçekten baş örtüsü köylümüzün ve yaşlı teyzelerimizin geleneksel olarak kullandığı ve bağlama şeklinin şimdiki türban diye kastedilen şeyden farklı olduğu bir kıyafettir. Gerçekten de yaklaşık 25-30 senedir var. Son zamanlarda da çok arttı. Ama Kur'an'a inanma niyetinde olmayıp da başını örtenlere gerçekten gram saygı göstermem. Yeter ki inansınlar. Baş örtüsü-türban kavgası, ayrımcılığı yapmayalım. Hepimiz kardeşiz.

ATmaCA53
06-24-2009, 14:41
ithal etmek:dışardan temin etmek
yaptığım acı genelleme vardı ya,türbanlılar akpli falan diye hani sizin dilinizden konuştuğum kısım
işte acı tablo bu
3 sene önce bi araştırmada görüldüğü üzere
akp iktidarında türban takan insan sayısı 4 kat artmış
bir yandada alkol tüketimi %20(tam hatırlamıyorum oranı) olarak artmış.
ahlaki çöküntüden bahsetmiyorum bile
sizin şikayetçi olduğunuz 12 yaşına düşen alkol tüketimi varya,hep hükümetin suçu işte be anlayın.
ağzıma daha sürmemiş olmamla beraber bu zıkkıma gençleri TÜRBANCILAR,FETHULLAHÇILAR bunları gören SAHTE AYDINLAR itiyor.
yani deyişim o ki sayın baykal ve akp aynı çatı altında oldukça biz bu ahlaki çöküntüyede,ekonomik çöküntüyede bi çare bulamayız Allah hepimizi ıslah etsin.
30 sene önce icad olan bağlama şeklini savunuyorsunuz,şimdi asıl zorluğu baş örtülüler çekiyor.ailem askeriyeye giriyordu yıllarca şimdi 50 yaş üstünde olmanız gerekiyormuş.bu kısıtlama türban zihniyetinin başörtüsüne verdiği zarardır işte.

neden olduğumuz asıl kızdığım sahne de bu işte.
buraya tıklayınız (http://leyli.blogcu.com/)
alkolü de hükümetin üzerine attın ya vallahi helal olsun sana vallahi gülesim yoktu, hükümet alkolü yasaklayınca eyvah şeriat geldi diye yorum yaparsınız, şimdi geçmiş karşımıza ak parti sayesinde alkol oranı çoğaldı ve alkol oranı 12 yaşa düşmüş diyorsunuz yazık :D

ATmaCA53
06-24-2009, 14:44
Aslında ben de başörtüsü olarak düşünürdüm o kelimeyi ama birkaç aydır türban olduğu kanaatindeyim. Çünkü gerçekten baş örtüsü köylümüzün ve yaşlı teyzelerimizin geleneksel olarak kullandığı ve bağlama şeklinin şimdiki türban diye kastedilen şeyden farklı olduğu bir kıyafettir. Gerçekten de yaklaşık 25-30 senedir var. Son zamanlarda da çok arttı. Ama Kur'an'a inanma niyetinde olmayıp da başını örtenlere gerçekten gram saygı göstermem. Yeter ki inansınlar. Baş örtüsü-türban kavgası, ayrımcılığı yapmayalım. Hepimiz kardeşiz.
ayrımcılık yapanlar türbana laf sokuşturanlardır, insan türban takar öyle huzurlu hiseder inanır bu hiç kimseyi ilgilendirmez, ha türban takar alttanda mini etek veya kot pantolonu giyer işte bunlar oyundur, türbanlılar şöyledir böyledir dedirtmek isteniliyor bilerek yapılıyor.

FarukARSLAN.
06-24-2009, 14:44
Aslında ben de başörtüsü olarak düşünürdüm o kelimeyi ama birkaç aydır türban olduğu kanaatindeyim. Çünkü gerçekten baş örtüsü köylümüzün ve yaşlı teyzelerimizin geleneksel olarak kullandığı ve bağlama şeklinin şimdiki türban diye kastedilen şeyden farklı olduğu bir kıyafettir. Gerçekten de yaklaşık 25-30 senedir var. Son zamanlarda da çok arttı. Ama Kur'an'a inanma niyetinde olmayıp da başını örtenlere gerçekten gram saygı göstermem. Yeter ki inansınlar. Baş örtüsü-türban kavgası, ayrımcılığı yapmayalım. Hepimiz kardeşiz.

Zaten türban kerimesi Fransızca kökenlidir. Doğru. Ben asdasdsfffx'e katılıyorum. Belki monte ettirmek ağır bir laf ama baş örtüsü saçın tek telinin bile görünmemesi için takılan örtü değildir. İşte o türbandır. Ve bundan 25-30 yıl öncesine kadar Türkiye'de ya da daha öncesinde de türban yoktu.


maicon ve cikki..
Arkadaşlar hayırdır, IP'leriniz aynı, yani aynı kişilersiniz.
Fikirdaş bulamadınız diye kendi kendinizi klonlayıp farklı kişilermiş gibi yorumlar getirmeye ne gerek var?

Hım?

FERM@N
06-24-2009, 14:46
30 sene önce icad olan bağlama şeklini savunuyorsunuz,şimdi asıl zorluğu baş örtülüler çekiyor.ailem askeriyeye giriyordu yıllarca şimdi 50 yaş üstünde olmanız gerekiyormuş.bu kısıtlama türban zihniyetinin başörtüsüne verdiği zarardır işte.


Ben asla ve katyen ne sizin başörtüsü dediğinizi ne de bazı çok bilmiş kesimlerin türbanını savunuyorum ... !
Ben sadece islam'a göre yaşamaya çalışanlardan olmak istiyorum ; ve önümüze hangi engel konulursa konulsun Rahmanın sadece bizlerin yanımızda olduğunu düşünerek hareket ediyorum ...
Burada durup ta sizinle başörtüsü_türban (!) ikilemini tartışacak değilim ...
ve şunu da belirtmek isterim bu konuda sadece siz acı çekmediniz ...

FERM@N
06-24-2009, 14:48
maicon ve cikki..
Arkadaşlar hayırdır, IP'leriniz aynı, yani aynı kişilersiniz.
Fikirdaş bulamadınız diye kendi kendinizi klonlayıp farklı kişilermiş gibi yorumlar getirmeye ne gerek var?

Hım?

Bu insanlardan herşey beklenir ; neden olmasın :güzel::güzel:

asdasdsfffx
06-24-2009, 14:49
alkolü de hükümetin üzerine attın ya vallahi helal olsun sana vallahi gülesim yoktu, hükümet alkolü yasaklayınca eyvah şeriat geldi diye yorum yaparsınız, şimdi geçmiş karşımıza ak parti sayesinde alkol oranı çoğaldı ve alkol oranı 12 yaşa düşmüş diyorsunuz yazık :D
güzel kardeşim.bide senin üstünde yazan güzel kardeşim.
şeriat gelmiş demem,dediğim gibi tek lokma haram geçmedi boğazımdan ama bu dediğim dolaylı bişey.
dediğim insanlar gibi genelleme yapmak çok zarar veriyor bu ülkeye ama açıklama içinde yapmak zorundayım şu an.
Benim ailemdede başörtülü ve türbanlı insanlar var ve hepsi Allah razı olsun dinlerini en iyi şekilde yaşıyorlar.
ama dekolteli türban ve az önce linkini verdiğim kapanma şekilleri (türban+1 kilo makyaj,türban+kilolarca altın-takı vs) artık midemi bulandırmaya başladı.zaten bağlama şekillerine karşı çıkılmasına karşıyım ama bunu moda olarak gören ve böyle yayan zihniyeti asmak istiyorum açıkçası.Ak partiye neden mi kızıyorum ?
dediğim gibi türban sayısı 4 kat arttık bu hükümette ve üniversite öğrencisi olarak tanıdığım 5 türbanlıdan 4ü ne oruç tutuyor,ne ahlaklı ne de dininden haber,Hazreti Muhammed'in ahlakınnın milyonda 1ine erememiş!
ha o 5 kişiden 1i,türbanlı olup da samimi şekilde kapanan,dini düşünceleri dışında bi düşünceyle kapananlar.Allah onlardanda razı olsun,onları da genellemeye kesinlikle katmıyorum.

FarukARSLAN.
06-24-2009, 14:56
güzel kardeşim.bide senin üstünde yazan güzel kardeşim.
şeriat gelmiş demem,dediğim gibi tek lokma haram geçmedi boğazımdan ama bu dediğim dolaylı bişey.
dediğim insanlar gibi genelleme yapmak çok zarar veriyor bu ülkeye ama açıklama içinde yapmak zorundayım şu an.
Benim ailemdede başörtülü ve türbanlı insanlar var ve hepsi Allah razı olsun dinlerini en iyi şekilde yaşıyorlar.
ama dekolteli türban ve az önce linkini verdiğim kapanma şekilleri (türban+1 kilo makyaj,türban+kilolarca altın-takı vs) artık midemi bulandırmaya başladı.zaten bağlama şekillerine karşı çıkılmasına karşıyım ama bunu moda olarak gören ve böyle yayan zihniyeti asmak istiyorum açıkçası.Ak partiye neden mi kızıyorum ?
dediğim gibi türban sayısı 4 kat arttık bu hükümette ve üniversite öğrencisi olarak tanıdığım 5 türbanlıdan 4ü ne oruç tutuyor,ne ahlaklı ne de dininden haber,Hazreti Muhammed'in ahlakınnın milyonda 1ine erememiş!
ha o 5 kişiden 1i,türbanlı olup da samimi şekilde kapanan,dini düşünceleri dışında bi düşünceyle kapananlar.Allah onlardanda razı olsun,onları da genellemeye kesinlikle katmıyorum.

Allah Allaah..
Şimdi türbanlı-başörtülü diye ayırıp türbanlıyı makyajlı şöyledir böyledir diye ayırmanın manası ne?
Alakası ne?

Bunun konuyla bağdaşan yanı ne?

Türban değil başörtüsüdür.
Başını örten birisini de makyajlı, ojeli incikli boncuklu diye ayıramazsınız.
Sizene-bizene?

Başı açıkları ayıyor muyuz öyle?
Nimet Çubukçu mesela MEB'in başına geçtiğinde böyle konulara girip başı açıklar şöyle şöyledir, makyajlıları mide bulandırıyor vs vs mi dedik?
Öyle mi dediniz?
Yada kim dedi, kimin aklından geçti?

SAÇMALAMA ARKADAŞIM!...

siyah gül 07
06-24-2009, 14:59
Siz bir noktaya sabitlenmiş devam etmektesiniz buna yapılabilecek birşey yok malesef

Ancak çamur atmayı bilirsiniz Fethullah Gülen hoca efendiyi karşı bu çirkeflik neden meyve veren ağaç taşlanır sizlerde bunu yapıyorsunuz

Başörtüsü Rabbimizin emridir kimse kimse için örtünemez sandığınız kadar basit değil yaz sıcağında vede birçok zorluğa rağmen başımızı örtüyorsak Tek amacımız Rabbimizin rızasını kazanmak

Ertuğrul ÖZGÜL
06-24-2009, 14:59
güzel kardeşim.bide senin üstünde yazan güzel kardeşim.
şeriat gelmiş demem,dediğim gibi tek lokma haram geçmedi boğazımdan ama bu dediğim dolaylı bişey.
dediğim insanlar gibi genelleme yapmak çok zarar veriyor bu ülkeye ama açıklama içinde yapmak zorundayım şu an.
Benim ailemdede başörtülü ve türbanlı insanlar var ve hepsi Allah razı olsun dinlerini en iyi şekilde yaşıyorlar.
ama dekolteli türban ve az önce linkini verdiğim kapanma şekilleri (türban+1 kilo makyaj,türban+kilolarca altın-takı vs) artık midemi bulandırmaya başladı.zaten bağlama şekillerine karşı çıkılmasına karşıyım ama bunu moda olarak gören ve böyle yayan zihniyeti asmak istiyorum açıkçası.Ak partiye neden mi kızıyorum ?
dediğim gibi türban sayısı 4 kat arttık bu hükümette ve üniversite öğrencisi olarak tanıdığım 5 türbanlıdan 4ü ne oruç tutuyor,ne ahlaklı ne de dininden haber,Hazreti Muhammed'in ahlakınnın milyonda 1ine erememiş!
ha o 5 kişiden 1i,türbanlı olup da samimi şekilde kapanan,dini düşünceleri dışında bi düşünceyle kapananlar.Allah onlardanda razı olsun,onları da genellemeye kesinlikle katmıyorum.

Hiç Kimseyi dış görünüşünden dolayı yargılayamazsınız....
Belki islamla yeni tanışmıştır yada yeni keşfetmeye başlıyordur o yüzden bazı özelliklerinde vazgeçemiyordur çünkü bazı alışkanlıklardan bi anda geçilemez...

öyle bıçakla keser gibi şu şunu takıyor makyaj yapmıyor ozaman iydir düzgündür yanılış bir bakış açısı olur...

Ertuğrul ÖZGÜL
06-24-2009, 15:00
Siz bir noktaya sabitlenmiş devam etmektesiniz buna yapılabilecek birşey yok malesef

Ancak çamur atmayı bilirsiniz Fethullah Gülen hoca efendiyi karşı bu çirkeflik neden meyve veren ağaç taşlanır sizlerde bunu yapıyorsunuz

Başörtüsü Rabbimizin emridir kimse kimse için örtünemez sandığınız kadar basit değil yaz sıcağında vede birçok zorluğa rağmen başımızı örtüyorsak Tek amacımız Rabbimizin rızasını kazanmak

Allah razı olsun kardeşim....:güzel:

siyah gül 07
06-24-2009, 15:03
Ayrıca o söylemiş olduğunuz makyajlarından midem bulanıyor dediğiniz insanlar manken ve reklam için çekilmiş resimler onlar o resimleri tüm başörtülülere mal edemezsiniz açın gözünüzü artık

ATmaCA53
06-24-2009, 15:04
güzel kardeşim.bide senin üstünde yazan güzel kardeşim.
şeriat gelmiş demem,dediğim gibi tek lokma haram geçmedi boğazımdan ama bu dediğim dolaylı bişey.
dediğim insanlar gibi genelleme yapmak çok zarar veriyor bu ülkeye ama açıklama içinde yapmak zorundayım şu an.
Benim ailemdede başörtülü ve türbanlı insanlar var ve hepsi Allah razı olsun dinlerini en iyi şekilde yaşıyorlar.
ama dekolteli türban ve az önce linkini verdiğim kapanma şekilleri (türban+1 kilo makyaj,türban+kilolarca altın-takı vs) artık midemi bulandırmaya başladı.zaten bağlama şekillerine karşı çıkılmasına karşıyım ama bunu moda olarak gören ve böyle yayan zihniyeti asmak istiyorum açıkçası.Ak partiye neden mi kızıyorum ?
dediğim gibi türban sayısı 4 kat arttık bu hükümette ve üniversite öğrencisi olarak tanıdığım 5 türbanlıdan 4ü ne oruç tutuyor,ne ahlaklı ne de dininden haber,Hazreti Muhammed'in ahlakınnın milyonda 1ine erememiş!
ha o 5 kişiden 1i,türbanlı olup da samimi şekilde kapanan,dini düşünceleri dışında bi düşünceyle kapananlar.Allah onlardanda razı olsun,onları da genellemeye kesinlikle katmıyorum.
arkadaşların da dediği gibi kimsenin dış görünüşü olsun, din görüşü olsun yargılamıyoruz, alevi bakanımız var, solcu bakanımz var ak parti her kesimi kucaklıyor din üzerinden siyaset yapmıyor, alkolden rahatsız iseniz bu soruyu asıl alkolü savunan chp zihniyetine soracaksınız bu soruyu, hatta bakkal amcalar mahlesef küçücük çocuğun eline bira şişesi verebiliyor rhatlıkça suç onlardadır hükümete bu suçu atmak doğru değildir, hükümetin bazı yanlışları hataları olabilir burda şikayetini dile getirir genelde herkes saygı duyulur hakaret etmeden şikayetini dile getirmelidir bence. ;)

ishakyilmaz
06-24-2009, 15:09
Belçika basınında gündem Mahinur


http://yenisafak.com.tr/resim/site/belcika001cb0c80019588eby.jpg
Mahinur Özdemir'in başörtülü olarak yemin etmesi Belçika basınında geniş yer buldu. "Le Soir" gazetesi, birinci sayfasında Özdemir'in başörtüsüyle yemin ettiği an çekilmiş yarım sayfa boyutlu fotoğrafına yer verdi ve "Dünyanın en medyatik yemin töreni" başlığını kullandı.

Gazete, Brüksel parlamentosunun tarihinde böyle bir ilgi görülmediğini, Özdemir'in yoğun alkış topladığını ve oturumların olaysız geçtiğini anlattı ve "Özdemir'in başörtüsü sadece basının ilgi odağı oldu" dedi.
"Le Soir", Özdemir'in, çok kültürlü Brüksel'de, "engel değil, köprü oluşturması" umut ve beklentisinin ön plana çıktığını belirtti.
Gazetede yer verilen yorumlardan birinde, başörtüsüne karşı mücadelenin "siyaseti komik duruma düşüreceği" görüşü savunuldu.
Bir başka yorumda da, kamu sektöründe dini sembollerin yasak olduğu, parlamentonun da bu çerçevede yer aldığı, başörtüsüne izin verilmesinin baskılara boyun eğmek ve kadın özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açmak anlamına geldiği, başörtüsünün aşırı dincilerin bir sembolü olduğu ileri sürüldü.
"La Derniere Heure" gazetesi, birinci sayfasından ve fotoğraflı olarak verdiği haberde, "Parlamentodaki ilk başörtülü kadın" başlığını kullanırken, parlamentonun en yaşlı kadın üyesi Antoinette Spaak'ın, "Başörtüsü sorun olacak" görüşünü yansıttı.
Gazete, Liberal Parti'nin, dini sembollerin yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını gündeme getirmekte olduğunu hatırlattı.
Mahinur Özdemir, bu gazeteye verdiği demeçte, her değişikliğin tepkilere neden olabildiğini, kıyafetinin değil çalışmalarının değerlendirilmesi gerektiğini, zihniyetlerin gelişmesine ve korkuların giderilmesine yardımcı olacağını anlattı.
Muhafazakar "La Libre Belgique" gazetesi de Özdemir'in yemin töreninden ve parlamentoya başörtüsünün sokulmasından sonra tartışmaların ve siyasi girişimlerin devam edeceğini, bu konunun gündemde kalacağını yazdı.
24.06.2009

ishakyilmaz
06-25-2009, 13:00
Dün, bu yazıyı yazmaya başlamadan önce, niyetim Brüksel Parlamentosu’nda “başörtülü” olarak yemin edip, “Avrupa’da ilk ve tek başörtülü” milletvekili olarak tarihe geçen Mahinur Özdemir hakkında yazmaktı... Mahinur’un, “yemin ederkenki fotoğrafı”ndan hareketle “2 Mayıs 1999 gününün Türkiye’si”ne gidecek ve bir başka “fotoğraf”la ilgili düşüncelerimi açıklayacaktım... Hani, “içinin karası yüzüne vuran” Bülent Ecevit’in; Merve Kavakçı’ya hitaben “Bu hanıma haddini bildirin” derken, “kapkara” olan yüzünü hatırlatacaktım... Biliyorsunuz; Ecevit’in “haddini bildirin” şeklindeki “hedef gösterme”sine, DSP’lilerin “Dışarı!.. Dışarı!..” diye alkışla tempo tutarak karşılık vermeleri sonucu, Merve Kavakçı, “yemin edemeden Meclis’i terketmek” mecburiyetinde kalmıştı... İşte o günkü “Meclis manzarası”nı hatırlatacak ve “nüfusunun yüzde 99’u Müslüman” denilen Türkiye’de, “başörtülü” Merve Kavakçı yemin edemezken, “nüfusunun yüzde 99’u Hıristiyan” Belçika’nın parlamentosunda “başörtülü Mahinur Özdemir”in ne kadar rahat ve alkışlar arasında yemin ettiğini anlatacaktım.
BİR AÇIKLAMA, YAZIMI DEĞİŞTİRTTİ!
http://www.habervaktim.com/resim/resim77278_1.jpg?t=18289641 (http://www.habervaktim.com/haber/77278/umarim_ulkem_de_basarir.html)
http://www.habervaktim.com/resim/resim77306_1.jpg?t=18289641 (http://www.habervaktim.com/haber/77306/kavakci_mahinur_ile_gurur_duydum.html)

redyellow
06-25-2009, 14:48
Belçikalılar ülkelerinde BU HANIMA HADDİNİ BİLDİRİN diye höykürecek bir MÜSVETTE olmadığı için ne kadar gurur duysalar azdır.

belçikalılara tebrik ediyorum.

Mahinur hanımın sözünü tekrar ediyorum:

UMARIM ÜLKEM DE BAŞARIR!

ishakyilmaz
06-25-2009, 15:09
D.Mehmet Doğan - Vakit
2009-06-25
Türkiye’de yuh, Avrupa’da alkış! Elbette aklıma Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki meşhur iç karartıcı sahne geldi: Bülent Ecevit “Bu kadına haddini bildirin!” diye bas bas bağırıyor. Bayan Ecevit ve partisinin vekilleri de “dışarı! dışarı!” diye tempo tutuyor. Ecevit, “burası devlete kafa tutulacak yer değildir!” diyor, Meclis’i kastederek...
Vekillerin “dışarı, dışarı” çığlıkları Meclis’in çatısını aşıyor, koridorlara, sokaklara, caddelere kadar yayılıyor... Milletin hafızasına kazınıyor.
Dışarı dışarı! Haddini bildirin! Haddini bildirin!
Seçilmiş, hakkıyla milletvekili olmuş bir kadına, hakkı teslim edilmiyor da haddi bildiriliyor! Hadise devletin utanç vesikası olarak kayıtlara geçiyor.
Merve Kavakçı hadisesi, cumhuriyet tarihinin kadın hakları efsanesini yerle bir ediyor!
1930’larda, Türkiye Büyük Millet Meclisi kadın vekillerle tanıştı. Millî Şef, bu defa kadınların da Meclis’e girmesini uygun bulmuştu. Listeler yapıldı. Bir köylü kadının milletvekili olması için Şef bilhassa uğraştı. Bu Ankara’ya yakın bir köyde yaşıyan Satı kadındı. Meclis’te köylü kadın da olacaktı! Satı kadın köyünden alındı, kılığı kıyafeti değiştirildi; hatta adı bile değiştirildi, Satı “Hatı” oldu!
Kadın veya erkek, sizin formatınıza uyuyorsa, yanaşık düzen gösteriyorsa, fark etmiyor. Seçiyorsunuz, Meclis’e sokuyorsunuz. Kararlar oybirliği ile alınmaya devam ediyor. Bu da nasılsa kadın haklarında devrim oluyor! Ama kadın kendi kimliği ile geliyorsa, kıyamet kopuyor. O zaman anlaşılıyor ki, maksat kadın hakları değildir.
Türkiye’de bir kadın kendi seçtiği kıyafetle seçime girdi, halkın tasvibini aldı, Meclis’in kapısından girdi. Genelkurul salonuna kadar geldi. Fakat, bu salondan geri çevrildi! Bu işi tezgâhlayanlar, yapanlar unutulacak. O gün Meclis tarihinin utanç günü olarak asla unutulmayacak.
O gece kürsünün arkasındaki “Hâkimiyet Milletindir” yazısı sapır sapır döküldü. Türkiye’de bütün kadınların değil, bazı kadınların seçme ve seçilme hakkı olduğu tescil edildi. Örtülü kadınların ise sadece seçme hakkı vardı!
Dışarı! Dışarı! Dışarı!
Yıl 2009. İçeride hakkını alamayan Türk kadını, dışarıda aldı!
Bu sahneyi Bülent Ecevit göremedi! Görseydi, daha önce yaptığı şaklabanlıklardan ötürü pişman olur muydu dersiniz?
Belçika'da en genç milletvekili olarak Meclis’e giren 26 yaşındaki Mahinur Özdemir Meclis’in kâtiplik makamına oturdu, yemin töreni için vekillerin ismini okudu. Son olarak da kendi adını okudu ve yemin etti! Kıyamet kopmadı, alkış koptu!
TBMM’de tek yuhalanan örtülü kadın milletvekili idi.
Belçika parlamentosunda tek alkışlanan örtülü kadın milletvekili oldu. Batıcıların kıblesi çöktü! Bizimkiler, Belçika ergenekonunun hiç olmazsa cılız bir protestosunu beklediler durdular! Heyhat!
Belçika Meclisi’nde dün Ecevit yoktu! Bu sebeple örtülü bir kadının haddi bildirilemedi! Böyle işler Türkiye Ergenekon Cumhuriyeti’nde olurdu!
Acaba, Türkiye’nin Meclis başkanı, bir zamanlar Meclis çatısı altında cereyan eden bu hicab verici hadise ile ilgili bir açıklama yapar mı? “O zaman yapılan bir hataydı, milletin reyleriyle seçilmiş bir temsilcinin Meclis’ten atılması kabul edilebilir bir şey değildir!” der mi?
Hatta bir gün Merve Kavakçı hanımı dâvet edip, kapıda karşılayıp makamında ağırlar ve bu hatadan ötürü özür diler mi?
Elbette bu, ileriyi gören ve bugünden, bugünün hâkim güçlerinden korkmayan gerçek büyük bir başkanın işi!

ishakyilmaz
06-25-2009, 15:14
İrfan Sönmez
haber@habervaktim.com 2009-06-25
Brüksel'deki irtica ile mücadele eylem planı Türk asıllı türbanlı milletvekili Mahinur Özdemir Brüksel parlamentosunda yemin ederek görevine başladı. Kaç gündür darbeci medya’nın –Türbanını-çıkaracağına dair yaptığı propaganda da böylece tuzla buz oldu.

Demek ki, baş örtüsüyle meclise girmek bazılarının empoze ettikleri gibi AB müktesebatına ve AİHM kararlarına aykırı değilmiş. Türban yasağına uluslar arası meşruiyet kazanmak için iki de bir AİHM kararlarına atıfta bulunanların – Leyla Şahin-kararını çarpıttıkları böylece anlaşılmış bulunuyor.

O zaman da yazmıştık, AİHM’nin Leyla şahin davasında verdiği karar Türbanın yasaklanmasına dair bir karar değildi. AİHM iç hukuka bakarak böyle bir yasak getirilebileceğini, bunu bilerek yüksek öğrenime baş vuranların bunu kabullenmiş sayılacağına karar vermişti. Yani olması gerekeni değil olabilir olanı söylemişti. Yarın baş örtüsünün serbest olduğuna dair verilen bir mahkeme kararı AİHM’e gitsin mahkeme buna da –olabilir-kararı verecektir. AİHM kararını, baş örtüsü yasaklansın bu insan haklarına aykırıdır şeklinde yorumlayanlar bizdeki Kemalist Molla’lardır. Halbuki AİHM her ülke kendi iç hukukuna bağlı kalarak bu tip kararlar alabilir demiştir. Yani iç hukukun muhtariyeti yönünde bir karardır bu. Buna dayanarak anti demokratik bir karara AİHM kisvesi giydirmek, Leyla Şahin davasını yasakçılığın bir gerekçesi haline getirmek mümkün değildir. Mahinur Özdemir’in türbanıyla AB’nin merkezinde alkışlar arasında yemin etmesi bunun en açık delilidir.

Özdemir’in Brüksel meclisinde türbanla yaptığı yemin AİHM’nin Türban kararından daha önemli bir özgürlük gerekçesidir. Türban bazılarının iddia ettiği gibi AB müktesebatına veya AİHM içtihatlarına aykırı olsa Brüksel parlamentosunun buna onay vermesi mümkün değildi. Bu onay Leyla Şahin kararının da yasakçılığı meşrulaştıran bir karar değil, ülkelerin iç hukuklarında hem yasakçı hem özgürlükçü düzenlemeleri yapabileceklerine dair bir karar olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Aslında kendimize ait bir meselede dışarıda gerekçe aramaya da gerek yok. Demokrasilerde esas olan yasaklar değil, özgürlüklerdir. Bu ülke kadınlarının çoğu baş örtüsü giymekte ve bunu inançlarının bir gereği olarak görmektedir. Laik devlet inanç dayatamayacağına göre insanların bu tip tercihlerine saygı duyması gerekir. Yasaklarla devlet tahkim edilmez. İnsanların onuruna, kişiliğine, inançlarına dokunan her karar, daha büyük maliyetlerle geri döner. Nitekim Kürtçe yasağı Kürtçülük ve bölücülük olarak daha ağır faturalar ödeterek geri dönmüştür.

Dindar insanlar bu ülkenin çimentosudur. Onca haksızlığa, onca aşağılamaya, onca hukuksuzluğa rağmen reaksiyonlarını hukuk içinde tutmuş, ülkeyi hırpalayacak eylemlerden kaçınmışlardır. Belçika’nın Mahinur Özdemir’e gösterdiği saygının milyonda birini bu ülkenin sigortası olan insanlara gösteremeyenler aslında koruyup kolladıklarını sandıkları devleti tahrip etmekten başka bir şey yapmamışlardır. Şeyh Edebalı, Osman Gazi’ye insanı yaşat ki devlet yaşasın demiştir. Batı, her renkten, her ırktan, her dinden insanını yaşatırken biz önümüze geleni boğmaya çalışıyoruz. Fethullah’çılar, dinciler, Ülkücüler, aleviler, solcular, Kürt’ler, Merve Kavakçılar şunlar bunlar iç düşman ilan edilmeyen kesim kaldı mı? Bu kafayla ne devlet tahkim edilir, ne de Cumhuriyet korunur. Bu kafayla ancak insanlara zulüm, milli bütünlüğümüze ihanet edilir. Yakında Brükseldeki irtica ile mücadele eylem planı diye yeni bir darbe planı ortaya çıkarsa şaşmayın.

ishakyilmaz
06-26-2009, 16:12
Merve Kavakçı - Vakit
2009-06-26
Bir yemin töreninin anatomisi Haftaya damgasını vuran gelişme; Belçika vatandaşı Mahinur Özdemir’in, Brüksel yerel meclisine seçilmesinin ardından katıldığı yemin töreni oldu. Haliyle Türkiye’de herkes, on yıl öncesine geri döndü, bu satırların yazarı üzerinden yürütülen “başörtüsüne ölüm” kampanyasını böylece hatırlamış oldu.
Telefonum Washington saatiyle gece yarısından itibaren çalmaya başladı, gün boyu ve ertesi güne uzanan saatlere kadar farklı yayın organlarına demeçler sebebiyle de meşgul kaldı. On sene önce bana hiç söz hakkı vermeyen ve fakat benimle ilgili haberleri fabrike etmekte de bir an tereddüt etmeyen televizyon kanalları, bu sefer merakla ne düşündüğümü soruyorlardı. Eh, ne de olsa bana karşı, birileri adına yüklendikleri görev artık sona ermiş, sağcısıyla-solcusuyla, medyasıyla, siyasetçisiyle başörtülü milletvekilini Meclis dışında bırakmayı başarmışlar, ondan negatif bir örnekleme çıkarmak adına çoluğuma çocuğuma varana kadar linç kampanyasını geniş bir yelpazede tutmaya da özen göstermişlerdi. Parmaklarını dakikalarca çekmeden bastıkları zilimiz, gecenin sessizliğini delen bir bıçak, yüreğimize saplanan bir hançer gibiydi; o uzun, bitmez gecelerde. Güneşin hiç doğmayacağını sandığımız o kâbus gecelerinde.
Kimin umrundaydı ki doksan küsur yaşında bir anneanne vardı bu evde veya zille yataklarından sıçrayan yedi ve sekiz yaşında iki ürkek yavru. Okullarında olanıysa hiç hatırlamasak daha iyi...
Şimdi hepsi geride kalmıştı, onlar için de bizim için de. Bugün, on sene sonra belki de ilk defa ne düşündüğümü tarafsız, imasız soruyor, Mahinur’un yemin törenindeki hislerimi öğrenmek istiyorlardı.
Ne düşünebilirdim ki? Déjà vu’nun getirdiği duygu selinin, nemli gözler eşliğinde, sevinçle hüznü gerginlikle huzuru bir arada yaşatan hisler karmaşasının kolay da bir izahı yoktu. Meclis’in en genç üyesi olan Mahinur, Meclis başkanının yanındaki yerini tören öncesinde almış, bir sorun yaşamamıştı. Ben de onun gibi TBMM’nin en genç üyesiydim ama, değil Meclis başkanının yanında bulunmak, tören başladığında genel kurulda bile değildim. Diğer 549 milletvekili gibi ben de seçilmiştim. Ben de onlar gibi mazbatamı alıp “milletvekili” ilan edilmiştim. Amma... diğer milletvekilleri gibi yemin törenine başından itibaren katılmam partim tarafından dahi uygun görülmemişti. Mahinur’la kaderimiz ilk burada ayrışmıştı...
Şimdi onun önünde uzun parlak bir yol var. Yolunun açık olmasını diliyorum. Ona dua ediyorum. Demeçlerini dinledim: “Medyaya beş sene sonraya randevu verdim, bekleyin görün, beni yaptıklarımla ve yapmadıklarımla değerlendirin” diyor. O basın da, evet o Belçika basını da bunu kabul ediyor. Söylediklerini bırakıp, giydiğiyle ilgilenmiyor, sözlerinde art niyet aramıyor. Ona köstek değil, destek oluyor. İşte Belçika’yla aramızdaki fark!
Bu arada bizimkiler Mahinur elini kaldırıp yemin edene kadar “ha bir gayret” diyerek kriz “umuyorlardı.” Madem Belçika basını yapmadı, biz yapalım krizi havasındaydılar. Kavgadan beslenen, onunla üreyen, hayat bulan “malum” medyamız tören öncesi “Belçika’da türban krizi” manşetleriyle verdiler haberi. Ah bir çıksa da sevinsek dercesine bıyık altından sinsi sinsi sırıtan bu felaket tellalları umduklarını bulamadılar ama. Böyle olunca da ağız birliği etmişcesine hepsi “Türban krizi aşıldı” haberini girdiler. Fesubhanallah! Türban krizi aşılmış! Hangi kriz? Onların kafalarının içindeki “kriz.” Ah keşke olsa diye el ovuşturdukları kriz. “Neden başı örtülü birinin yemin etmesine müsaade ettiniz?” diye sormak yerine veya “Başörtüye izin vermeyin!” demek, asıl niyetlerini açık açık ifşa etmek yerine münafıkça, tilki kurnazlığıyla krizin aşıldığını söylüyorlar... ağıt yakarcasına. Taa Türkiye’den ithal ettikleri türban krizi maya tutmayınca bari “aşıldı” diyelim diyorlar. Ahlak yoksunu adamlar!

ishakyilmaz
06-26-2009, 18:06
Arzu Erdoğral
2009-06-26
Mahinur Özdemir, Türkiye’de yaşasaydı… Federal bir devlet yapısına sahip, Avrupa Birliği ve NATO üyesi bir ülke olan Belçika’da bir ilk gerçekleşti.

Bölgesel seçimlerin ardından oluşan yeni Brüksel Parlamentosunda, Hıristiyan Demokrat Parti’den milletvekili seçilen Mahinur Özdemir başörtüsü ile yemin etti.

Tartışma çıkacak heveslerine karşın, Özdemir yeminini alkışlar arasında yaptı.

SEÇİM ÖNCESİ VE SONRASI YAŞANANLAR

Seçim öncesi, ilk tartışma Mahinur Özdemir’in resmi ile ilgiliydi. Hıristiyan Demokrat Parti’nin bastırdığı el ilanlarında, resmin büyütülmesiyle başörtüsünün görünmesi engellenmeye çalışılıyor iddiaları gündeme geldi. Parti bu duruma karşı çıktı ve basım yerinin bu konu da suçlu olduğunu söyledi. (Bundan üç yıl önce ki yerel seçimlerde de aynı hadise yaşanmıştı).

Özdemir henüz seçilmeden gündeme gelen bu konu, seçilmesinin ardından da yemin töreni sürecinde de tartışıldı.

İkinci tartışma ise, yemin etme sürecinde, Özdemir’in nasıl yemin edeceği ile ilgiliydi. Bu süreçte işin el ilginç yanı ise bu ülkede siyaset ile uğraşan bazı Türklerin, sayıları az da olsa bu durumu hazmedemeyenlerin yanında yer almasıydı. Brüksel de bulunan Atatürk Düşünce Derneği ise yine bu kesimin içerisinde kendini gösterdi.

Bu gelişmeler, beraberinde laiklik tartışmalarını da gündeme taşıdı.

Neyse ki, Belçika’da ki laiklik anlayışı, ne bizdekine ne de Fransa’dakine benziyor. Hoş Fransa bile bizim kadar olamaz ya, şimdilik boş verelim, konumuz şuan Belçika…

Yemin töreni sürecinde yaşanan tartışmalarda, Belçika'da Adalet Bakanlığı'na sunulan “kamusal alanda dini simgelerle çalışma” konulu rapor iyi yönde önemli bir etki oluşmasına vesile oldu.

Özdemir, sorunsuz bir şekilde yemin etti.

Ancak yine de, birilerinin boş durmayacağı kesin. Konu Federal parlamentonun da gündemine gelebilir.

Bu durumda, Flemenk partiler, meseleye Fransız partileri gibi bakar mı?

İşte, işin bu kısmı biraz karışık…

Sözde Ermeni Soykırımı meselesi de ayrı bir tartışma. Belçika, soykırımı tanıyan ülkeler arasında yer aldığı için, Özdemir’i buradan köşeye sıkıştırmayı deneyebilirler.

TÜRKİYE’YE YANSIMALAR

MAHİNUR Özdemir’in, Belçika’da milletvekili seçilip başörtüsü ile Brüksel Parlamentosu’nda yemin etmesine ülkemizde tepkiler değişikti. Olumlu tepkilerin yanı sıra, malum çevreler bu önemli gelişmeyi görmezden geldi. Şayet bir karışıklık çıksaydı öylesine eminim ki, gelişmeler bu kesimler tarafından manşete taşınırdı.

Biz şimdi, Belçika’da ki bu gelişme ile ilgili yapılan ve Türk medyasına yansıyan

bazı yorumlara göz atalım..

-- Bu durum, AB ruhunun gerçek bir göstergesidir.

-- Avrupa'da hiç değilse bir ülkede başörtülü bir milletvekili var...

-- Avrupa parlamentolarında Türkiye’nin AB üyeliğini savunacak güçlü bir ses daha eklenmiştir artık.

-- Bir kadının 'başörtülü' olduğu için, içinden çıktığı kesimi temsil edemeyeceği safsatası sadece bizde. Avrupa’da başörtülü siyasetçi sayısı ileride daha da artacak…

-- Merve Kavakçı'ya başörtüsüyle girdiği TBMM'de yemin etme imkânı verilseydi, demokratikleşmede bir adım daha atılması hadisesi bizde gerçekleşecekti. Tren kaçtı…

-- Çağdaş demokrasi ise al sana Belçika…

-- Belçika, inanç özgürlüğünün pazarlığı olamayacağını göstererek, demokrasi dersi verdi.

--- Zorla demokratikleşmeden umduğunu bulamayan Avrupa’da, ABD öncülüğünde yeni bir strateji deneniyor. Bu durum da onun bir parçası. Fazla umutlanmaya gerek yok…

Evet, bizim medyaya yansıyan yorumlar bu şekildeydi.


Bu yorumlar bir yana; Bizde, 1999 yılında dünyaya ne kadar laik ve demokrat olduğumuzu, o dönem FP listesinden milletvekili seçilen Merve Kavakçı’nın, Meclis Genel Kurulu'ndan çıkartılması ile göstermiştik…

Kavakçı şu an ABD’de ve George Washington Üniversitesi Öğretim Üyesi. Başörtüsü ile derslere giriyor…

ABD’de irtica falan hortlamadı…

Devlet düzeninde de bir değişiklik olmadı.

Belçika’da da her şey yerinde duruyor…

Türkiye’de de her şey aynı…

Özgürlükler konusunda, kimine göre çok değişsek de, bana göre bir arpa boyu yol kat edemedik…

Başörtülüler, bu vatan için en büyük tehlike…

Şimdi, bunları düşününce, içim kan ağlasa da, Sayın Özdemir’in ailesi iyi ki Belçika’ya göç etmiş diyorum…


Nasıl demeyeyim…

Beyni boşaltılmış bir insan gibi, sırf birileri istiyor diye, ya hedeflerinden ya da istemese de inancının gereklerinden mi vazgeçseydi?

Bu durumu yaşamak, hiç kolay değil, emin olun…

Dahası, bu başarıya çok yazık olurdu, Kavakçı döneminde hırsını alamayanlar, o seçilerek mecliste yemin etmek istese, doğru Anayasa Mahkemesi’ne gider, birileri de AKP’ye yeni bir kapatma davası için kolları sıvardı…

Kim ne derse desin, Müslüman bir ülke olan Türkiye’de gerçekleşemeyen bir ilk, Belçika’da gerçekleşti. Bundan böyle ne olacağını zaman gösterecek.

Var mı ötesi?

elif zeynep
06-26-2009, 18:59
Özgürlükler konusunda, kimine göre çok değişsek de, bana göre bir arpa boyu yol kat edemedik…


Malesef, başörtüsü noktasında bir arpa boyu yol katemedik...!!!