fatih kısaparmak balon baskılı balon Bir Demet Unakıtan Geyiği - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bir Demet Unakıtan Geyiği


Üç mevsim
12-17-2008, 04:22
Kulis (http://www.cafesiyaset.com/page.php?p=1&cID=3)

Bir demet Unakıtan geyiği size

Kabine'nin en renkli isimlerinden biri şüphesiz Kemal Unakıtan. Bakan Unakıtan icraatları kadar esprileri ile de konuşuluyor. Eskişehir'de ise bu espriler dilden dile dolaşıyor! Bazılarını duymuş olabilirsiniz belki. Ama hiç bu kadarını birarada görmediniz

Beğen beğen oku lütfen

http://www.cafesiyaset.com/photos/927606527.jpg



YAVUZ DONAT'ın yazısı

Eskişehir geyikleri

Kemal Unakıtan bir "tesis" açmış:

"Soğan paketleme tesisi."

Ertesi gün Eskişehir medyasında eleştiri başlamış:

- Koskoca Maliye Bakanı, soğan paketleme tesisi açar mı?

Unakıtan hemen gazetecileri toplamış.

"Ölçün benim boyumu" demiş:

- Nerem koskoca?.. Yalan haber yazmayın... Ben koskoca değil, gördüğünüz gibi ufak tefek bir adamım.

http://img.sabah.com.tr/i3/yildizlar.gif

Eskişehir'deyiz.

Niyetimiz "krizi, yaklaşan yerel seçimi, partilerin durumunu" yazmaktı.

Ama o kadar çok "hikâye" dinledik ki...

Bugünü "Eskişehir muhabbetlerine" ayırmaya karar verdik.


Bakan "bakar"

Ahsen ve Kemal Unakıtan, Eskişehir'e gelmişler. Gazeteciler "aile fotoğrafı" çekmek istemişler.

Foto muhabirinin biri, Bakan'ın "kendisine doğru bakmasını" istemiş:

- Sayın Bakanım, bu tarafa bakar mısınız?

Kemal Bey "emriniz olur" demiş:

Ben Bakan'ım... İşim bakmak... Elbette bakarım... Ama Ahsen Hanım Bakan değil... Bakar mı bakmaz mı bilmem, kendisine sorun.


Zihni sinir

Bir gazetede haber çıkmış.

"Özeti" şu:

* Unakıtan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak.

* Birkaç ay başkanlık yapacak.

* Sonra görevi bir AK Partili'ye bırakıp, Maliye Bakanlığı'na dönecek.

http://img.sabah.com.tr/i3/yildizlar.gif

Gazeteciler "doğru mu" diye Unakıtan'a sormuşlar:

Maliye Bakanı'nın yanıtı:

* Bu zihni sinir bir proje.

* Kim çıkarıyorsa, Maliye Bakanlığı'nı elimden almak için çıkarıyor.


Doktor Kemal Abi

Eskişehir'de bir "özel hastane" açılmış. Kurdelesini Unakıtan kesmiş.

Törende, Maliye Bakanı'na "beyaz önlük" giydirmişler.

Kemal Bey "davetlilere" dönmüş:

- Üzerimdeki kıyafete bakıp beni doktor sanmayın, bana hasta emanet etmeye kalkmayın... Yoksa hasta ölür, söylemedi demeyin.

Davetlilerden biri laf atmış:

- Siz ekonominin doktorusunuz.

Unakıtan'ın tepkisi:

- Ağzına sağlık... Ben Maliye Bakanı oldukça, ekonominin sağlık durumundan kuşku duymayın... Ara sıra ateş yükselse de hasta kesinlikle ölmez.

http://img.sabah.com.tr/i3/sp.gif

Para, para, para

Bakan Bey "Alpu ilçesine" gitmiş. Belediye Başkanı Mustafa Gökçe
"hoş geldiniz konuşması" yapmış:

* Efendim, hangi partiye mensup olursa olsun biz misafiri güzel karşılarız.

* Ama sizi daha bir güzel, daha bir özel karşılıyoruz.

Bu sözler Ahsen Hanım'ın çok hoşuna gitmiş.

Eşine "seni burada çok seviyorlar" demiş.

Unakıtan sağ başparmağı ile işaret parmağını birbirine sürterek "para işareti" yapmış:

- Parayı kim sevmez?


Hakem

Havaalanının pisti uzatılacak. Eskişehir "ikiye bölünmüş."

AK Partililer:

- Pist, Batı yönüne doğru uzatılsın.

Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen:

Hayır, Doğu yönüne doğru uzatılsın.

"Tartışma" büyümüş.

Hakemlik "Kemal Abi'ye" düşmüş.

Unakıtan:

- Pist, eşit mesafede hem Batı, hem Doğu'ya doğru uzatılsın.

Ve karar alınmış.

"Kemal Abi'nin formülü" uygulanıyor.


Anan güzel mi?

Unakıtan Eskişehir'de gezerken sağ elini pantolon cebinden çıkarmıyormuş.

"Neden" demişler. Kemal Abi gülmüş:

* Kasanın anahtarı burada.

* Bu kasa öyle bir kasa ki, tozu bile Eskişehir'i ihya eder.

Bir gün, bir yerde Kemal Abi'nin "herkesin elini sıkması gerekmiş."

Unakıtan "bir dakika" demiş:

- Anahtarı sol cebime koyayım.

Anahtar "sol cebe" gitmiş.

Sol el de "sol cepte."

Ve Bakan Bey "sağ eliyle başlamış el sıkmaya."

Bu arada birisi sormuş:

- Efendim anahtarı görebilir miyim?

Unakıtan:

Anan güzel mi?.. Alan da kaçan mı?

Sabah - cafesiyaset
16 / 12 / 2008

FarukARSLAN.
12-17-2008, 04:46
:D:D

Yahu, ilk günden beri Başbakanımızı tarihten hep Sultan Hamid'e benzetmişimdir..
Zekası, olaya bakış açısı, konuşabilme yeteneği, huyu ve siyasi dehalığı açısından..

Beraberinde Maliye Bakanımız Unakıtan'ı da hep Keçecizade Fuad Paşa'ya benzetmişimdir.. Tarihte bu kadar nükteli bir devlet adamı neredeyse yoktur.

Vallahi, Tarih AK Parti ile tekerrür ediyor..

Demedi demeyin.. :)

FarukARSLAN.
12-17-2008, 04:57
Keçecizade örneğini verdim, havada kalmasın.
Bi buket nükte de ben, tarihteki Unakıtan'dan vereyim;

Keçecizade Fuat Paşa; ileri görüşlü ve yenilikçi birisiydi. Onun yaptığı bazı işler kimilerince
beğenilmezdi. Bu yüzden hasımları onu sık sık eleştiri yağmuruna tutarlar, hakkında ileri geri
konuşurlardı. İstanbul sokaklarını bir ara yer yer kaldırımlarla süslemesi de ayrıca hakkında
dedikoduların çıkmasına neden oldu. Bir gün devletin ileri gelenlerinden biri ona:
"Paşa Bey bu kaldırımlar neyle yapıldı?" diye sorduğunda Fuat Paşa gecikmez :

"Bize atılan taşlarla..."

***
Sultan Abdülaziz döneminde, Fransızlar olmadık talep ve dayatmalarla gemilerini Çanakkale Boğazına yığmış, krizi giderek tırmandırmışlardı. Şimdi de boğazı geçip İstanbul'a gelmelerinden korkuluyordu.

Devlet-i Âliye'nin ileri gelenleri, yeşil çuhalı masa üstüne haritaları açmışlar, sorunu görüşüyorlardı. Toplantıda bulunan Dârüssaade Ağası haritayı gösterip,
-- Bu nedür, nasıl şeydür, neye yarardür? diye sormuş.

Anlatmışlar. Fransızların geçebileceği Boğaz'ı göstermişler. Arap, birden gözleri parlayarak, okumuş üflemiş, sonra başparmağını haritadaki Çanakkale Boğazı üstüne bastırarak:
-- Kapadiii! diye bağırmış.

Toplantıda hazır bulunan, ondokuzuncu yüzyılda ender yetişmiş devlet adamlarımızdan Keçecizade Fuad Paşa oracıkta ellerini yukarı kaldırıp Allah'a yakarır:

Yarabbi! Ne olurdu, şu Arabın aklını 24 saat bana versen de, rahat bir uyku uyusam!

***

Abdülaziz Paris'te iken, bir gün aniden saray odasına habersizce girildiğinde III. Napolyon arkası dönük vaziyette, Sultan Abdülaziz hakkında aşağılayıcı ve hakarete varan kelimeleri mırıldanırken Fuad paşa öksürerek Napolyon'u uyarı hamlesini gönderir.

Fuad Paşa'nın sözlerini anladığını ve padişaha nakletmemesi için:

- ''Sakın bunları padişah hazretlerine söylemeyin! Bir anlık içimden sesli düşünmüştüm!'' der. Paşa da lafı gediğine koyar:

-'' Bu pek tabiidir haşmetmeap.Ben padişahımızın hakkınızda her söylediğini size söylüyor muyum?!.. ''

Üç mevsim
12-21-2008, 05:43
"Paşa Bey bu kaldırımlar neyle yapıldı?" diye sorduğunda Fuat Paşa gecikmez :

"Bize atılan taşlarla..."

:w: :D

***

Sultan Abdülaziz döneminde, Fransızlar olmadık talep ve dayatmalarla gemilerini Çanakkale Boğazına yığmış, krizi giderek tırmandırmışlardı. Şimdi de boğazı geçip İstanbul'a gelmelerinden korkuluyordu.

Devlet-i Âliye'nin ileri gelenleri, yeşil çuhalı masa üstüne haritaları açmışlar, sorunu görüşüyorlardı. Toplantıda bulunan Dârüssaade Ağası haritayı gösterip,
-- Bu nedür, nasıl şeydür, neye yarardür? diye sormuş.

Anlatmışlar. Fransızların geçebileceği Boğaz'ı göstermişler. Arap, birden gözleri parlayarak, okumuş üflemiş, sonra başparmağını haritadaki Çanakkale Boğazı üstüne bastırarak:

-- Kapadiii! diye bağırmış.

Toplantıda hazır bulunan, ondokuzuncu yüzyılda ender yetişmiş devlet adamlarımızdan Keçecizade Fuad Paşa oracıkta ellerini yukarı kaldırıp Allah'a yakarır:

Yarabbi! Ne olurdu, şu Arabın aklını 24 saat bana versen de, rahat bir uyku uyusam!

:D

Müthiş nüktedan biriymiş bu Keçecizade, Faruk..

FarukARSLAN.
12-21-2008, 16:07
Evet, İsmail Hami Danişmend bile ''Tarihi Hakikatler'' kitabında, "Keçecizâde'nin nükteleri bir arada toplansa çok zarif bi kitap ortaya çıkarılır" der.. Yani böyle bir çok kelâm oyunu vardır. Bu gibi kitaplarda da pek rastlarım nüktelerine ancak hakkında yazılmış yahut nüktelerinden oluşan bir kitaba hiç rastlamadım ..:(

Ama hakkında okuduğum ve en çok hoşuma giden nüktesini koymamışım yah..

'' İngiliz büyükelçisi ve Fuad paşa, bir gün Osmanlı İstanbul'unun sokaklarında bir geziye çıkalar. Uzun ve zevkli gezinin ortasında elçinin dikkatini çeken bir şey vardır. Eski Osmanlı evlerinin
dış duvarlarına asılan ''Yâ Hâfız(muhafaza eden Allah)levhaları..

Her evin girişinde bu levhaların olduğunun nedenini biraz da şaşkınlıkla Fuad Paşa'ya "bunların ne olduğu?" şeklinde sorması üzerine, Keçecizâde tam İngiliz'in anlayacağı şekilde cevabını verir:

''Onlarda Osmanlı sigorta şirketinin levhalarıdır haşmetmeab..''

ak_cag
01-27-2009, 15:54
nasrettin hoca hazretleri gibi masallah

muhammed.ikb
01-27-2009, 20:51
:w::w::w:ALLAH razı olsun çok güzel bir paylaşım olmuş..akşam akşam güldüm işte..

Necip Fazıl
01-27-2009, 21:00
Kemal sunal mübarek :w: ;D

Ruh-i zar
01-27-2009, 22:25
:w: Çok güzeller :w:(+)