AB Tanımlı Merkezi Yönetim kamu borç stokunun milli gelire oranı, 2002 yılında yüzde 93,9 oranında iken, 2006 sonunda yüzde 60,7 seviyesine geriledi.Böylece Türkiye Maastricht kriterini yakaladı

Türkiye’nin toplam kamu kesimi net borç stoku, 2005 ve 2006 yıllarında dolar ve YTL olarak tarihinde ilk kez bir önceki yıla göre azaldı.

Uluslararası Para Fonu’na (IMF) olan borçlarımız,
2002’deki 23,5 milyar dolar seviyesinden, 8,7 milyar dolar seviyesine kadar indi.

Yıllarca zarar eden ve hazineye yük olan ZİRAAT BANKASI, 2006 yılında 2,1 milyar YTL kar etti ve Türkiye’nin en karlı kuruluşu oldu. Banka, 2006 yılında devlet hazinesine 2,4 milyar YTL kaynak aktardı. Ziraat Bankası, 2005 yılında Avrupa’nın 1. Dünyanın 9. en karlı bankası haline geldi.

HALK BANKASI, AK PARTi iktidarında hazineye yük olmaktan çıkarak destek sağlayan bir kurum haline dönüştü. 2006 yılında bankanın Hazine’ye aktardığı miktar 1 milyar 187 milyon YTL’ ye ulaştı

Türkiye’nin gayri safi milli hasılası, AK PARTi iktidarında yüzde 120 oranında artış göstererek 181 milyar dolardan 400 milyar dolara çıktı


daha fazla bılgı ıcın; http://www.akicraatlar.com/turkce/

Ayrıca IMF'ye olan borcumuzda 3'te 1 oranında azaldı...

Çok şükür

Kayıtlar aynen doğrudur.teşekkürler paylaşım için.

ülkemizde maalesef hala bunları bilip ancak inkar edenler kesimler var.

şunu söylemeliyim ki;artık borçlu olmaktan korkmayan bir Türkiye var çünkü borcumuzu rahatlıkla öder duruma

geldik.

imf ye olan 8,7 milyar dolarlık borc stoğumuz neden bir kerede kapatamıyoruz? istesek bu parayı tek seferde ödeyebiliriz, zira yabancının sıcak parasına verdiğimiz 3-5 günlük gecelik faiz oranı kadar bir miktar. geçmiş hükümetlerce yapılan uzun vadeli imf sözleşmelerine bakılırsa öyle ben düze çıktım sen sağ ben selamet politikası yok, ortada bir gebeliğimiz var ama nedir bizi onlara muhtaç bırakan neden... açıkcası kafamı kurcalayan bazı sorula bunlr

jonathan bılıyormusun aynı seyı bende dusundum....ama cevabı bulamadım..

bu soruya yanıtı verse verse mavera verır..Ahmet abı nerdesıııın yetıs

yapılan anlaşma şartlarından kaynaklandığını düşünüyorum .dünya bankası ve ımf nin politikası böyle bence

arkadaslar bu konuya bir aciklik getireyim..evet haklisiniz borcumuzu istersek kapatiriz ama imf ile yapilan anlasmalar geregi borclar belli bir zamana yayiliyor ve ona göre ödeme yapiliyor..
yoksa simdiye kadar imf ile iliskilerimiz bitmisti ama insallah yeni yilla beraber imf ye borcumuz ödenecek su anda imf nin calistigi ülke sayisi 3-4 tane en son peru imf ye borclarini ödeyip, imf ile yollarini ayirdi..
imf den kredi alinirken bu kredi belli bir zamana yayiliyor ve belli sartlar oluyor o sartlari kabul etmeden imf den kredi alamiyrosunuz hatirlarsiniz zamaninda kemal dervisin imf ile anlasmai yüzünden iki bakan ters düsmüs ve istifa etmisti..
tütün kotasindan, memur maaslarina kadar herseyi imf belirliyrodu ancak bizim hükümetimizle beraber imf ye bagimlilim minumum seviyeye indirildi ama tam anlamiyla bagizmsizlik saglanamadi son ödemelerde yapildiktan sonra kendi ekonomik yolumuzu belirleyebilecegiz..

arkadaslar ak parti imf ile 2005 yilinin mayis ayinda 3 yillik stand by anlasmasi yapti yani önümüzdeki sene mayis ayinda bu anlasma dolacak ve istersek imf ile baglarimizi koparabilecegiz ama o zaman durumlar ne olur o yüzden kesin birseyler demek yanlis olur..

biraz amiyane tabir olacak ama bize o borçları takanlar utansınn

cemil çicek in bütçe görüşmeleri sırasında çok güzel bir sözü vardı biz şeytan taşlamaktan tavaf edemiyoruz demişti.
akpartide borç ödemekten hala belini doğrultamadı. bankalarr,nemalar,imf,iç borçlarr falan filannnn

rusya bu konuda güzel bir örnektir bana göre... önce rusya borclandırıldı ve çöküş dönemine getirildi, dış politikada kendi sözünden çok borclu olduğu ülkelerin sözü geçer olmuş ve dolaylı yönden abd rusyaya para politikalarıyla sızmayı başarmıştır.. ruslar tüm dış borcunu kapattıktan sonra yabancıların sıcak parayı çekme tehtidine boyun eğmeyen rusya ekonomik krizle yüzyüze gelip 5 yıla yakın toparlanmaya çalıştı.. günümüzde ise ekonomisinde kendi rotasını çizen, kimseye muhtaç olmayan yanınada asyanın devi çini alan ve globalleşen bir ülke konumuna geçti. aynı oyun Türkiyedede oyananıyor sıcak para tehdidi her fırsatta dolaptan çıkarılıp önümüze konuluyor, buna boyun eğip gebe kalacakmıyız yoksa ekonomide kendi rotamızı çizebilecekmiyiz.. unutmayalımki para konusunda gebeliğimiz olduğu sürece hiç bir zaman dış politikada sözü geçen devlet rolü oynayamayız

aynen öyle ömer kardesim önce mali bagimsizlik..bizler kapitalasyonlari yasayan bir ülkeyiz, yani bu konuda sütten agzimiz yanmis ama ne yazik ki ak parti hükümeti öncesi hükümetler sanki kendi parasi gibi almis imf den hortumcuya, rantciya akitmis öyle bagimsizlikta cabuk olmuyor ama yakin insallah..

Bizde boş vaadler olmadığının kanıtır bu paylaşım bilmeyenlerde öğrenir artık ;)teşekkür ederiz...

Medyanın sürekli Ak partiyi sanki IMF ye kendisi ülkemi bağlamış gibi göstermesinden gına geldi. Biz bu bilgilere böyle ulaşabiliyoruz. Ne kadar art niyetli olduklarının kanıtıdır bu bilgilere rağmen hala partimizi suçlamaları.

[i][b]Eğer ayıp olarak saymazsan Jonathan kardeşim Ahmet Abiye sorduğun soruyu bi örnekle açıklamak istiyorum izin verirsen...

Sakatlanan bir insan hastanede yattıktan sonra yeniden yürümeye başlayacağı zaman bir süreliğine değneklerle yürür çünkü ne akdar yürüsüde sendelediği anda hala düşme ve eski halinden daha kötü olma ihtimali vardır!

Tıpkı bunun gibi ekonomilerde krizlerden sonra toparlarnır ama dünyadaki piyasalarda ki dalgalanmalardan yani sendelemelerden etkilenmemesi daha doğrusu arkasında her zman bir destek olması gerekir ki buda IMF'dir...

Yani dediğin gibi istesek şimdiye öderdik hemen...

inşallah daha da inecekk...

IMF'ye bağlılık bitecekk....