fatih kısaparmak balon baskılı balon CHP 24 saat halkı düşünüyormuş / Aziz Üstel - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : CHP 24 saat halkı düşünüyormuş / Aziz Üstel


LâHuTî
04-06-2011, 10:34
Gözleri kan çanağına dönmüş CHP’lilerin. Uyku yok, çünkü sabaha kadar oturup halkı düşünmekteler.

Aferin.

Ancak düşünmekten öte ne yapıyor CHP? Örneğin başı örtülü hanımlara “rahibeler” afişini yapan Avcılar Belediye Başkanı’na “kınama” cezası veriyor vere vere! Düşünce özgürlüğünü savunuyor her fırsatta, Ahmet Şık’ın yazdığı öne sürülen kitabın daha basılmadan toplatılması için “şeytanın bile aklına gelmez!” diyor ama “Çarkçı Kemal” adlı kitabın yazarı Süleyman Yeşilyurtçu’ya 1.5 milyon liralık tazminat davası açıp, kitapların toplatılmasını istiyor; ardından da savcılığa başvurup suç duyurusunda bulunuyor. Ama suç duyurusunda Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki için kamu davası açılmasını istiyor. Hoppala! Özhaseki’nin kitapla ilgisi yok. Adı bile geçmiyor kitapta. Dahası Yeşilyurtçu, Özhaseki’yi tanımadığını, yüzünü bile görmediğini söylüyor. İşin asıl düşündürücü yanı, savcının dilekçeyi koyup dava açması!

Bunlar oladursun, Kılıçdaroğlu, tiyatrocuları ve kimi gazetecileri bir araya toplayıp “isyan edin!” diyor. Yaptığı konuşmada “Biz 19. yüzyılda kalabiliriz ama onlar (sanatçılar) 20 ya da 21. yüzyıldadır!” gibisinden de bir laf ediyor. Bakın bu doğru. Üstat gerçekten de seçim öncesi sunduğu projelerle 19. yüzyılda kaldığını kanıtlıyor. Somut iki projesi var: Aile sigortası ve paralı askerlik! Bunların da içi boş, altı doldurulmamış!

Ben size, Eser Karakaş’ın 30 Mart tarihli yazısını okumanızı öneririm. CHP gerçeğini ve Kılıçdaroğlu’nun söylem ve eylemlerinin altında yatan gerçekleri çok daha iyi anlayacaksınız. CHP ve CHP düzenini savunan adam, örneğin, darbe girişimlerini hiç yadırgamıyor. Çünkü halkın seçtiği bir hükümeti zorbalıkla alaşağı etmeyi suç olarak nitelendirmiyor! Eski deyimiyle ahvali adiyeden, yani olası işlerden sayıyor darbeyi. O zaman da iktidara sandık yoluyla gelmek gibi bir kaygı ortadan kalkıyor; aklı başında, dört dörtlük proje üretmek de tabi!

Hüdaverdi
04-06-2011, 11:23
Eser Karakaş’ın 30 Mart tarihli yazısı



CHP’nin adayları ve acı gerçek


CHP’de yaşananların yanlış yorumlandığı kanısındayım.

Açmaya gayret edeceğim.

12 Haziran Genel Seçimleri’ne yaklaşık iki ay kala siyasi partiler aday listelerini belirliyorlar.

CHP de bu süreçte hem yeni üyeler kazanıyor hem de adaylarını belirliyor.

Basından öğrendiğimiz kadarıyla Gaziantep eski belediye başkanı Sayın Celal Doğan’ın, Kültür eski bakanı Sayın Fikri Sağlar’ın CHP üyelikleri reddedilir ya da bekletilir iken, Ergenekon sanığı Sayın Mehmet Haberal’a CHP üyeliği veriliyor ve muhtemelen 12 Haziran’da da TBMM’ye üye yapılacak.

Çok yakın geçmişte, Sayın Mustafa Balbay ve Sayın Tuncay Özkan için de benzer şeyler duymuş idik.

Bu aday profilini tercih etmek CHP’nin iç işidir, kimseyi ilgilendirmez.

Ancak, bir noktanın da altını çizmek isterim doğrusu.

CHP dışı, CHP’ye sıcak bakmayan kimi çevreler, CHP’nin bu aday profil tercihini eleştirir iken, darbecilikten yargılanan kişilerin aklanmadan TBMM’ye taşınmasını yadırgıyorlar, CHP yönetiminin bu kişilerin suçsuzluklarına bu ölçüde inanmalarını kınıyorlar.
Ve kanımca büyük bir yanlışın içine düşüyorlar.

CHP diye adlandırdığımız siyasi hareket iç içe geçmiş çok sayıda halkadan oluşuyor.

CHP yönetimi var, CHP TBMM grubu var, CHP parti teşkilatı var, CHP’nin tarihsel destek bloğu var (başta yargı ve asker olmak üzere bürokrasi), CHP çizgisindeki basın var, Cumhuriyet mitingleri katılımcıları var, genel CHP seçmen kitlesi var, vs.

Bu halkalardan hiçbirinden Sayın Mehmet Haberal’ın (sembol olarak bu adı veriyorum) CHP adaylığına yoğun bir tepki gelmedi ve gelmeyecek.

Ama bu tepkisizliğin nedeni bu iç içe halkaların Sayın Haberal’ın suçsuzluğuna inanmamaları değil.

Bu halkaların mensuplarının kahir ekseriyeti Sayın Mehmet Haberal’a yönelik suçlamaların doğru olmadığını değil, bu isnatların suç olmadığını düşünüyor.

İşin vahim, çok vahim tarafı da bu.

Bu iç içe halkalarıın büyük bölümü, 2003, 2004 yıllarında sağır sultanın bile duyduğu darbe girişimlerinden biri gerçekleşse idi, bu sonucu çok meşru görecek idi.

Bu ülkede yaşıyorsanız, bu iç içe halkalardan yakından tanıdıklarınız, arkadaşlarınız, dostlarınız varsa bu acı gerçeği çok yakından görüyor olmanız gerekiyor.

Bu halkaların 28 Şubat 1997 kepazeliğine, 27 Nisan 2007 ilkelliğine nasıl tepki verdiklerini hatırlarsak ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır.

CHP, küçük istisnaları dışarıda bırakır isek, AK Parti’ye yönelik darbe girişimlerini inandırıcı bulmuyor değil, bu süreçlerin suç olmadığını düşünüyor.

Herkes elini vicdanına koyarak şu soruya cevap vermeli: eşi türbanlı bir AK Parti adayı Çankaya çıktığı gün asker darbe yapsa idi, geçen gün İzmir’de “yarın sıra kimde?” diye miting düzenleyenlerden kaç kişi bu durumu bir felaket, bir utanç, karşısında direnilmesi gereken bir haydutluk olarak değerlendirecek idi?

CHP’nin çekirdek kadro ve seçmeni, Özden Örnek’in günlüklerinin sonradan birileri tarafından yazıldığına inanıyor falan değil; bu kesim bu günlüklerin bize gösterdiklerinin o konjonktürde normal olduğu kanısında.

Bunu açık açık dile getiremeseler bile.

Kaç CHP’li acaba askerin Genelkurmay binasında siyasal, hatta hükümete karşı raporlar, belgeler düzenlemesini bir anormallik, bir suç olarak değerlendiriyor?

Herkesin bu acı durumla yüzleşmesi

ve bu gerçeğe göre siyaset üretmesi gerekiyor.