Orijinalini görmek için tıklayınız : Cübbeli Hoca'ya bunu da yaptılar "cübbeli için vahiy geldi"
manifesto
12-01-2012, 21:51
http://c1212.hizliresim.com/14/1/ggtsy.jpg (http://bit.ly/c25MCx)
Olay kısaca şöyle
Mahmut Efendi Cübbeli ile ilgili ZİNA ve Fuhuş iddiaları ortaya çıkınca bunun aslını öğrenmek için güvendiği ve evliyalarla irtibatı olan kişilere bunu sorar.
İstihare için görevlendirir
Onlar da bu iş için manevi keşfe başlarlar.
Ancak bu iş bütün evliyaları aşmıştır.
O andan sonra BİZZAT Allah c.c. devreye girer
Ve şöyle der ;
"Ahmet'i bana bırakın O'nun işlerini hususi olarak ben yönetiyorum ,O'na kimseyi dokundurtmayın"
Olay bu
Yani Aişe annemize atılan İFK iftirasının ayetle temizlenmesine misal olarak gösterilmiş.
Alla c.c. Cübbeli Ahmet için devreye girmiş
video da 6:10 :)
8uclTXUIWA8#!
http://haber.rotahaber.com/cubbeli-hocaya-bunu-da-yaptilar_325160.html
Ertuğrul ÖZGÜL
12-02-2012, 01:16
Böyle bir saçmalık olamaz... bunu nasıl bir kılıfa sokuyor ki kandırmak için milleti ama açık herşey...
MEÇHUL ADAM
12-02-2012, 02:56
Neden vahiy gelmesin ki?Kur'an'da Hz. Meryem'e arıya vahyediliyor da Mahmut efendiye neden vahiy gelmesin.Bu tartışılır ama burada konuyu açan zat, art niyetli olduğu aşikardır.Böyle şeylerin paylaşımların kimseye bir faydası olmaz.Sadece bu İsmail ağa cemaatini rencide etmekten öteye gitmez.Herkes işine baksın .Bağlı bulunduğu cemaatin gözünde ki önce perteyi de kaldırsın diyorum..
Tarikatta taassupluk İslam'a zarar getirir.Cahil cühela ne anlar vahiy gelmesinden?...Mahmut efendi'yi asrın müceddidi ilan eden 450 alim değişik ülkelerden ve yurdumuzdan onu ilan etmişler ve ittifakta bulunmuşlardır.Bunların listesini size getirsem şaşırırsınız.Bu alimler İsmail ağa cemaatinin alimleri de değildir.
İşte ispatı
https://ohwjuw.bay.livefilestore.com/y1piJe-Lx1D-Mg9C_JL165iLq9xlalNn_NQCz4qnz55dmPWYxOhMHVwYXgOe2D dC9i9flr8l3rUuB6A0frvQicWybbbx4LRdNRw/mahmud-efendi-odul-toren.jpg
https://pq1usa.bay.livefilestore.com/y1pnHo0wdgQ8cKmtwN92ybOjxC6d9TeIg9OujCuWCnKgUtV3Na iPkKbdiOb_YBSVGwRDB1xF1FPsP6pyAeCzCtYtULlYMiOz4Ls/mahmud-efendi-hazretleri-mahmud-efendi-hazretleri-foto-resim-mahmud-efendi-hazretleri-1.jpg?psid=1
DR. USÂME ER-RİFA’Î Yeni Akit’e verdiği röportajda Mahmud Efendi Hazretlerimizin müceddidliği hakkındaki soruya “450 alim, buna kanaat getirdi ve mutmain oldu“ şeklinde cevap verdi.
2010 yılında Marifet Derneği’nin düzenlediği ” İnsanlığa hizmet sempozyumu”‘na katıldığınız ve ödül töreninde alimler adına bir konuşma yaptınız. Bu konuşmada Mahmud Ustaosmanoğlu Hocaefendiyi asrın müceddidi ilan ettiniz. Karar nasıl alındı, kimler katıldı?
“Mahmud Efendi hazretlerinin hayatını, yaptığı işleri, dine davetini araştırdık, baktık ve burada yaptığımız bu açıklamayı kendi kanaatimize bakarak, kıyaslayarak yaptık. Sempozyumda, 450 İslam aliminin önünde Mahmud Ustaosmanoğlu, Müceddid ilan edildi. 450 alim, buna kanaat getirdi ve mutmain oldu. Daha sonra o meclisde olmayan bir takım kimselerle bir araya geldiğimizde kararımızı onlarada izah ettik. Onlarda bu karara destek verdiler. Bu kadar alimin Şehadeti ile gerçekleşti. Bu benim tekelimde olan, benim vereceğim bir paye değil, Müceddidlik, dini bir kavramdır. Bu vasfı bir insana verirken, Allah katında da sorumlu olunacağını düşündüğümüzden, bir insanın gönlünü hoş etmek için verebileceğimiz bir vasıf değil Allah katında sorumlu olduğumuz, yarın hesabını vereceğimiz bir olaydır. Vicdanımızın kanaat ettiği, bu kadar Ulema’da buna itiraz etmedi, kabul ettiği için kalbim müsterih olarak bunu ifade ediyorum.”
TÖRENE KATILAN ALİMLERİN LİSTESİ (http://www.ismailaga.info/2012/04/26/mahmud-efendi-hazretlerini-muceddid-ilan-eden-alimler-listesi/)
MEÇHUL ADAM
12-02-2012, 03:06
CÜBBELİ HOCA’NIN İCAZET RESİMLERİ
https://wuk4yq.bay.livefilestore.com/y1pXcytl-qKoLAnMihIweb160NFVA8bePmsIZTeqYUIhGmIDGdQO5iVmkvk ikKOx3v6huqTK6bRoYTgZtgiJ4Hq1_xY6QIbq9mk/CUBBEL%C4%B0-HOCA-%C4%B0CAZET%20(4).jpg?psid=1
https://wuk4yq.bay.livefilestore.com/y1p1y1YfzQWWZt7VCaAOvRS9eclbnTZ0Lx3sZpeLG-TeXEVBDwAmK--z0iZGtMk3fHrmRkcNuorxEtKPT-fFEhk_H1BH4mFUBhA/CUBBEL%C4%B0-HOCA-%C4%B0CAZET%20(5).jpg?psid=1
https://wuk4yq.bay.livefilestore.com/y1p08ZX2L-4JSsWBE6zRTikFAlQ_BPtEEV5BgcsZKB0ehlGghx1o-ns1092_gZDFmeFaws-EX6oSstwLvzmxXQq7gX39xctblz7/CUBBEL%C4%B0-HOCA-%C4%B0CAZET%20(2).jpg?psid=1
https://wuk4yq.bay.livefilestore.com/y1p1aSKq2t5rAj7udWX7z9Xan2nB_DPvgV2RixELzsJvq3ldk1 WDpRnW3cemxmiJMKOQJj0pZLMfXIkHa65Y0ofZqhzxzpR-FdX/CUBBEL%C4%B0-HOCA-%C4%B0CAZET%20(1).jpg?psid=1
MEÇHUL ADAM
12-02-2012, 03:09
İslami ilimlerde en çok tecrübeli ve derin alimler İsmail Ağa cemaatinde yetişiyor.Aksini ispat eden varsa buyursunlar görelim onları...
Necip Fazıl
12-02-2012, 03:26
İslami ilimlerde en çok tecrübeli ve derin alimler İsmail Ağa cemaatinde yetişiyor.Aksini ispat eden varsa buyursunlar görelim onları...
Bu tartışılır... Bunu biz de belirleyemeyiz muhterem...
Ertuğrul ÖZGÜL
12-02-2012, 09:43
Neden vahiy gelmesin ki?Kur'an'da Hz. Meryem'e arıya vahyediliyor da Mahmut efendiye neden vahiy gelmesin.Bu tartışılır ama burada konuyu açan zat, art niyetli olduğu aşikardır.Böyle şeylerin paylaşımların kimseye bir faydası olmaz.Sadece bu İsmail ağa cemaatini rencide etmekten öteye gitmez.Herkes işine baksın .Bağlı bulunduğu cemaatin gözünde ki önce perteyi de kaldırsın diyorum..
Tarikatta taassupluk İslam'a zarar getirir.Cahil cühela ne anlar vahiy gelmesinden?...Mahmut efendi'yi asrın müceddidi ilan eden 450 alim değişik ülkelerden ve yurdumuzdan onu ilan etmişler ve ittifakta bulunmuşlardır.Bunların listesini size getirsem şaşırırsınız.Bu alimler İsmail ağ[SIZE="4"]a cemaatinin alimleri de değildir.
Bu nasıl bi laf böyle yahu... o ikisine Rabbim Kur'an-ı Kerimde biz vahyettik diyor... bu kıyas çok mantıksız olmuş...
Orta'da İslam adına bişey konuşuluyorsa işime falan bakamam...
Cahil cühelayız doğrudur ama Vahyin ne anlama geldiğini biliyorum çok şükür... Mahmut efendi alim insan buna da bişey diyen yok... bu vahiy kelimesini o mu? kullandı işin o kısmı var tabi birde...
q.klavye
12-03-2012, 03:34
Neden vahiy gelmesin ki?
arkadaşım vahyin dini terminolojideki anlamı bir emrin ya da hakikatin Allah tarafından peygambere bildirilmesidir.Haliyle dediğin şey kusura bakma ama çok absürt.
bu meseleyi farklı şekilde izah etsen emin ol daha ikna edici olurdu ama bu yanlış oldu.
rizzelli
12-03-2012, 04:47
Ilham mi keramet mi oluyor simdi bu.
Bu tartışılır... Bunu biz de belirleyemeyiz muhterem...
Ey Ahmakül Kebir-Ül cehalet-ül Kübra dairesinden çıkmış insan! at o at gözlüklerini ve çık ininden... Dünyada neler oluyor önyargısız bir bak... Sen belirleyemezsin zaten.. Dünya belirlemiş... Lakin mağaranda kaldıkça neyi görebilirsin. :@
Necip Fazıl
12-10-2012, 17:23
Ey Ahmakül Kebir-Ül cehalet-ül Kübra dairesinden çıkmış insan! at o at gözlüklerini ve çık ininden... Dünyada neler oluyor önyargısız bir bak... Sen belirleyemezsin zaten.. Dünya belirlemiş... Lakin mağaranda kaldıkça neyi görebilirsin. :@
Ne bu şimdi laa... ???
q.klavye
12-10-2012, 17:50
Ey Ahmakül Kebir-Ül cehalet-ül Kübra dairesinden çıkmış insan! at o at gözlüklerini ve çık ininden... Dünyada neler oluyor önyargısız bir bak... Sen belirleyemezsin zaten.. Dünya belirlemiş... Lakin mağaranda kaldıkça neyi görebilirsin. :@
arkadaşta baya komikmiş ya:w:.anladığım kadarıylada ilk cümlesinde kendini tanıtmış.Meçhul sen takma kafaya kardeş.
En iyi müslüman benim diyen adamların halinin ne olduğunu herkes biliyor.bu durumda ahmak kim oluyor(!)?? :evet:
Bu nasıl bi laf böyle yahu... o ikisine Rabbim Kur'an-ı Kerimde biz vahyettik diyor... bu kıyas çok mantıksız olmuş...
Orta'da İslam adına bişey konuşuluyorsa işime falan bakamam...
Cahil cühelayız doğrudur ama Vahyin ne anlama geldiğini biliyorum çok şükür... Mahmut efendi alim insan buna da bişey diyen yok... bu vahiy kelimesini o mu? kullandı işin o kısmı var tabi birde...
Keramet'imi inkar ediyorsun o haberin başlığı ile yorum yapma
manifesto
12-10-2012, 18:02
Neden vahiy gelmesin ki?Kur'an'da Hz. Meryem'e arıya vahyediliyor da Mahmut efendiye neden vahiy gelmesin
:)
sayın seyirciler müritlikte son nokta :hmm
Doğru ya Hz.Meryem'e vahiy geldi sana niye gelmesin ki
EpiVaTeS
12-10-2012, 18:06
Yusuf El KARDAVİ'de mi İsmailağa'dan ???
Vahiyle kerameti ayıramıcak kadar cahiliz Bu konuda Dalga geçiyorsunuz inanmadığınız nedir bu konuyu bukadar dalgaya alıcak komiğinize giden nedir? Peygamber efendimiz S.a.v bu yana nice alimlere Her zaman gizli açık kerametler gelmiştir Allah'cc Hepimize kafi değilmi bu hassas konularla yaptığımız davranışlar sadece imanımızı zedeler Askere gittim geldim Benhur Hala aynısın Tahrik konusunda üstüne yok
Bu konuyu rüyamda cok uzun uza diye düsündüm ama sonucu hatırlamıyorum..
manifesto
12-10-2012, 19:16
Vahiyle kerameti ayıramıcak kadar cahiliz Bu konuda Dalga geçiyorsunuz inanmadığınız nedir bu konuyu bukadar dalgaya alıcak komiğinize giden nedir? Peygamber efendimiz S.a.v bu yana nice alimlere Her zaman gizli açık kerametler gelmiştir Allah'cc Hepimize kafi değilmi bu hassas konularla yaptığımız davranışlar sadece imanımızı zedeler Askere gittim geldim Benhur Hala aynısın Tahrik konusunda üstüne yok
Askerden döndün demek hayırlı olsun.
Tahrik değil
Vahiy nedir?
Allah'ın peygamberleri ile olan münasebetinin bir parçası
Hani ilham geldi
Keramet gösterdi falan demek neyse de
İslam inancıda KATEDE vahiy sadece Peygamberlre gelir ve o da Cebrail vasıtası ile olur
Gerisi boş kakafoni..
Hele de Ahmet hoca gibi medyanın eline düşmüş birisi ile ilgili VAHİY gelmesi
İnsanın bilmem neresi ile gülmesine eş değer
Askerden döndün demek hayırlı olsun.
Tahrik değil
Vahiy nedir?
Allah'ın peygamberleri ile olan münasebetinin bir parçası
Hani ilham geldi
Keramet gösterdi falan demek neyse de
İslam inancıda KATEDE vahiy sadece Peygamberlre gelir ve o da Cebrail vasıtası ile olur
Gerisi boş kakafoni..
Hele de Ahmet hoca gibi medyanın eline düşmüş birisi ile ilgili VAHİY gelmesi
İnsanın bilmem neresi ile gülmesine eş değer
Kardeşim Vİdeoda Vahiy sözü geçiyormu keramet haktır ilham haktır
Rota haber okadar çarpıtmışki konuyu manşeti vahiy olarak atmış yalaan sende manşeti okuyup paylaşmıssın burdan
Videoyu tamamen izlersen bütün açıklamasını yapıyor daha dikkatli olursan sevinirim
Cübbeli Hoca'dan 'Vahiy' haberlerine cevap!
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, ile ilgili medyada yer alan 'vahiy' haberlerine ağır eleştirili bir cevap geldi.
03 Aralık 2012 Pazartesi - 00:35
Ahmet Mahmut Ünlü ile ilgili dün medyada yer alan "vahiy indi" tarzında yapılan haberle ilgili Marifet Dergisi Yayın Kurulundan cevap geldi.
"Bazı görsel medyada Mahmud Efendi hakkında yapılan yanlış ve saptırıcı yorumlar üzerine bu cevâbî yazıyı kaleme almayı uygun gördük" denilen açıklamada daha sonra şunlar dile getirildi:
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla,
Evvela konumuz olan “tecelli, ilham ve vahyin” ne olduğunu bilelim. “Tecelli”; ‘görünme, bilinme’ manalarına geldiği gibi tezahür manasına da gelmektedir. Tasavvuf terimi olarakda kullanılan tecelli; “gaybdan gelen ve kalpte zahir olan nurlar” manasınada gelir ve bunun nasıl meydana geldiğini Allah’tan başkası bilemez.
Tecelliye mazhar olan insan ise bunun Allah’tan olduğunu bilmekten başka bir açıklama yapamaz. Kimi zaman Allah’ın salih kulları bundan tat ve manevi zevk aldıklarını dile getirirler. Buda yine Rabbi ile kendisi arasındadır. İlham ise ‘Allah tarafından kalbe bir takım manaların akıtılması’ manasına gelir. Bu haktır ve sabittir. Birde herkesin malumu üzere “vahiy” vardır.
Şimdi bunları kısaca açıklayalım ve tecelli ve ilham ile vahyin arasını ayırmakta bir nebze olsun yardımcı olmuş olalım İnşaallah…
Bunların arasını ayırmak ve doğru bilgilere ulaşmak isteyenler her zaman ehl-i sünnet alimlerden ve yazdığı eserlerden istifade etmek suretiyle doğru yolu bulacaklardır.
Lakin bilmediği halde sormadan ve iş olsun diye hem yanlışa düşüp hemde insanları bu hususta dalalete sürükleyenlere ise Allah’tan hidayet temenni ederiz. İsteğimiz odur ki, Allah dostlarına yalan yanlış iftira atmak suretiyle helak olmadan doğru yolu öğrenip tevbe etsinler…
TECELLİ
Kur'ân'da Allah'ın dağa tecellisinden bahsedilmektedir. Musa Aleyhisselam Allah-u Teâlâ’yı görmek istemiş Mevla ise dağa tecelli etmiş bu tecelli esnasında dağ parçalanmış, Musa (Aleyhisselam) bayılmıştır. (A'râf 142) (Bundan da anlaşılmaktadır ki, dünya gözüyle Allah'ın görülmesi de mümkün değildir.)
Mevzu-u bahis olan tecelli ise tasavvuf ehlinin kullandığı “kalbe akıtılan manalar” dır. Yoksa ille de Allah’ı görmek ve ondan bu surette vahiy almak demek değildir.
Tecelli hakkında daha birçok teferruat vardır, fakat bunlara girmeye şu anlık lüzum görmemekteyiz. Meselenin anlaşılması bizim için kâfi olacaktır.
İLHAM
Birde “İlham” vardır. İlham da Kur’ân-ı Kerim’de şöylece zikrolunmuştur; “Nefse ve onu en güzel bir biçimde şekillendirip fücur(günahlar) ve takvasını ilham edene yemin ederim ki, nefsini arındıran muhakkak kurtulmuştur. Onu kirleten de, hüsrana uğramıştır.” (Şems 8-10)
Kul, günahlardan sakınmak suretiyle kalbini ve gönlünü temizleyerek doğrudan Allah’a yönelince Allah ona doğru yolu gösterir. Kişi böylece doğruyu bulur. Zira ayet-i kerimede Allah-u Teâlâ “Bizim uğrumuzda mücadele edenlere biz (hidayet)yollarımızı gösteririz.” buyurmaktadır. (Ankebut 49) Allah’a yönelerek Allah’tan yardım isteyenlere Allah yardım eder ve ona doğru olanı ilham eder.
Şunu da belirtmek isteriz ki İlham, herkes için bağlayıcı değildir, kişiye has bir durumdur. Şöyle ki; İlhama mazhariyetle elde edilen bilgi, çoğu kere o şahsı ilgilendiren cüzî şeyler içindir. Yani, ya sıkıntılı halinde gelen bir teselli veya içinden çıkamadığı bir müşkilin halli veya kendisi ve çevresiyle ilgili geleceğe yönelik bir müjde şeklinde olabilir.
Büyük Akaid alimi İmam-ı Taftazanî “Akaid” metninde geçen “İlham, ehl-i hak nezdinde bir şeyin sıhhatini bilme yollarından değildir” cümlesini şöyle açıklar: “Müellif bununla “İlham, bütün insanların kendisiyle ilim elde ettiği ve başkasını bağlayıcı bir sebep değildir” manasını murad etmiştir. Yoksa şüphesiz ilham yoluyla her hâl-ü karda bir ilim elde edilmektedir.” (Taftazanî S:13-14)
Kalbine ilham gelen kişi, bunun kitaba ve sünnete arz ederek doğruluğuna kanaat getirirse, kendisi onunla amel eder. Nitekim Hazreti Musa’nın annesi kalbine gelen ilhama göre hareket etmiş, henüz kundakta olan Musa Aleyhisselam’ı sandık içinde Nil’in sularına bırakmıştır.(Kasas 7)
VAHİY
"Vahiy" kelimesi (وحي) fiilinin mastarı olup lügatte, gizli konuşmak, emretmek, îma ve işaret etmek, acele etmek, seslenmek, fısıldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir.
Vahiyle ilham arasındaki farkları bilmek, ilhamın keyfiyetini anlamamıza yardım edecektir. Şöyle ki:
İlham, mutasavvıflarca ve bazı kişilerce bir delil sayılabilir.
Ancak o, çoğunluğu bağlayan bir hüccet değildir. Nitekim İmam-ı Rabbani 272. Mektubunda bu hususta şöyle buyurmuştur:”
“Kıyas ve içtihat, dinin dört temelinden birisidir. Buna uymaya emrolunduk. Evliyanın keşif ve ilhamları böyle değildir. Bunlara uymaya emrolunmadık. İlham, yalnız sahibi için delildir, başkaları için senet değildir.”
Vahyin kaynağı kesin olarak ilâhî olmakla birlikte, ilhamın kaynağı her zaman ilâhî olmayabilir. Onun için, vahiy katî(kesin) olup, ilham zannîdir. Çünkü vahiy melek vasıtasıyla gelir. Melekte hata ihtimali yoktur. Fakat kalbin akıl ve nefisle alakası olduğundan, bunlardan etkilenir. Bundan dolayı, o meyanda yanılmalar olabilir.
Vahiydeki ahkam-ı şeri’yye bütün beşeriyete aittir. Halbuki ilham, yalnızca buna mazhar olan şahsa mahsustur.
Vahye mazhar olan peygamber, aldığı vahyi insanlara tebliğle mükelleftir. Hâlbuki bir veli, kalbine gelen ilhamı tebliğe memur değildir. Hatta çoğu kere gizlemesi daha efdal olmaktadır.
(Muhterem Mahmud Efendi Hazretleri’nin de bu olayı Hoca Efendiye anlatması onu teselli kabilindendir. Yoksa bilindiği üzere Mahmud Efendi Hazretleri hayatı boyunca gerek keramet gerekse ilham türü olayları ne kendisi anlatmış nede cemaatinin zikretmesini uygun görmüştür. Çok sıkıntılı zamanlarda ise dediğimiz gibi teselli kabilinden cemaati ile paylaştıkları olmuştur.) Allah kendilerine hayırlı uzun ömürler versin.
Bu kısa ve özlü açıklamadan sonra hala kalbinde şüphe olanlar veya anlamayanlara Ziya Paşa’nın şu beytini ithaf ediyor, tüm okurlarımızı Yüce Yaradana emanet ediyoruz.
İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez.
Zira bu terâzi o kadar sıkleti çekmez.
manifesto
12-10-2012, 20:53
:)
Allah c.c. Cübbeli Ahmet'in işleri ile bizzat ilgileniyormuş,onun işlerini Haşa Allah'a bırakacakmışız
Tamam bıraktık
Cübbeli ne yapıyor
Yani Allah'ın devreye girerek kayırdığı hoca ne yapıyor
Dün çıktığı hapishaneden bugün TELEGOL programına konuk olarak KALE arkasına idrar dökmek büyüyü bozar mı ? gibi sözlerle millete eğlence oluyor
Toplumda ki HOCA imajını erezyona uğratmak için böyle profesyonel çalışsan bu kadar başarılı olunamaz sanırım.
Ertuğrul ÖZGÜL
12-10-2012, 21:11
Keramet'imi inkar ediyorsun o haberin başlığı ile yorum yapma
kerameti inkar eden yok... yorumuda sana soracak değilim... bu ne böyle emir verir gibi...
kerameti inkar eden yok... yorumuda sana soracak değilim... bu ne böyle emir verir gibi...
Emir felan veren yok sadece saygılı ol yazdığın yorumları tekrar oku.
Bu nasıl bi laf böyle yahu... o ikisine Rabbim Kur'an-ı Kerimde biz vahyettik diyor... bu kıyas çok mantıksız olmuş...
Orta'da İslam adına bişey konuşuluyorsa işime falan bakamam...
Cahil cühelayız doğrudur ama Vahyin ne anlama geldiğini biliyorum çok şükür... Mahmut efendi alim insan buna da bişey diyen yok... bu vahiy kelimesini o mu? kullandı işin o kısmı var tabi birde...
Ortada Vahiy felan yok kardeşim Videoyu izlemeden neden yorum yaparsın haber başlığı ile sadece carpıtma ve yalan haber
Ertuğrul ÖZGÜL
12-10-2012, 22:03
Emir felan veren yok sadece saygılı ol yazdığın yorumları tekrar oku.
saygısılık yaptığım yok... sana soracak değilim... ben düşündüklerimi yazıdım...
Ertuğrul ÖZGÜL
12-10-2012, 22:04
Ortada Vahiy felan yok kardeşim Videoyu izlemeden neden yorum yaparsın haber başlığı ile sadece carpıtma ve yalan haber
videoyu 3 sefer izledim... bu konularda öyle haybeden laf olsun diye yorum yapmam... söylediğim her noktanın arkasındayım...
Necip Fazıl
12-10-2012, 22:06
videoyu 3 sefer izledim... bu konularda öyle haybeden laf olsun diye yorum yapmam... söylediğim her noktanın arkasındayım...
:saygılar: :saygılar: :saygılar:
videoyu 3 sefer izledim... bu konularda öyle haybeden laf olsun diye yorum yapmam... söylediğim her noktanın arkasındayım...
Bana vahyin gectigi bir konuyu sole banaa dk ve saniye ver
Ertuğrul ÖZGÜL
12-10-2012, 22:32
Bana vahyin gectigi bir konuyu sole banaa dk ve saniye ver
ben videoda vahiy geçiyor dedim mi ???
Bu nasıl bi laf böyle yahu... o ikisine Rabbim Kur'an-ı Kerimde biz vahyettik diyor... bu kıyas çok mantıksız olmuş...
Orta'da İslam adına bişey konuşuluyorsa işime falan bakamam...
Cahil cühelayız doğrudur ama Vahyin ne anlama geldiğini biliyorum çok şükür... Mahmut efendi alim insan buna da bişey diyen yok... bu vahiy kelimesini o mu? kullandı işin o kısmı var tabi birde...
Yazdiklarinin farkina varabilcenmi oku
Ertuğrul ÖZGÜL
12-10-2012, 22:42
Yazdiklarinin farkina varabilcenmi oku
sen önce bi okuda ben farkına varırım... bi kere bu üsttekine cevap olarak yazılmış... o vahiy neden olmasın ki demiş bende ona cevaben yazmışım... sen okuduklarının farkına var bence...
Muhammed Esed
12-10-2012, 23:16
tarikatçı kafa Allah akıl fikir versin. ibretlik diyerek size iki video sunuyorum varın gerisini siz düşünün
16zua6D41qs
IdyEK4pdYXU
Tarikat şeyhlerini aşırı derecede yücelten anlayışları nasıl karşılıyorsunuz?
Soru: Bazı topluluklarda ve cemaatlerde göze çarpan bir takım inanışlar ve anlayışlar var. Mesela, benim şeyhim Peygamber Efendimizden tayin edilmiştir, deniliyor... Şeyhin veya liderin resmine rabıta kurma gibi uygulamalar görülüyor... Şeyh efendi tartışılmaz, şeyh efendi hata yapmaz, diyenler bulunuyor... “Sadece Allah’tan dilekte bulunmak ve yardım istemek” gerekirken yatırlarda ve türbelerde medfun kişilerden dilek dilemekten tutun da, şeyhlerden kurtuluş ve yardım istemeye kadar davranışlar müşahede ediliyor. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz... Böylesi anlayışları ve inanışları genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu görüşler neden ileri geliyor ve nereden kaynaklanıyor?
Cevap:
Bir kimsenin Peygamber Efendimiz tarafından tayin edilmesi söz konusu olamaz. İlk halifeyi dahi tayin etmemiş olan Hz. Peygamber tutup da herhangi bir kimseyi şeyh olarak tayin etmez. Hz. Peygamber bu dünyadan ayrılmış, bize Kur’an-ı Kerim’i ve kendi sünnetini bırakmıştır. Bunlara uyanlar hak yolda, uymayanlar da sapıklıktadır.
Şeyhin resmine rabıta kurmak gibi uygulamalar Şeriatın en ağır yasağı kapsamına girer. Putperestlik böyle başlamıştır. Çünkü rabıtayı bir gönül bağı, bir sevgi bağı şeklinde değil, şu şekilde tarif etmektedirler. “Rabıta; bir müridin, mürşid-i kâmilinin ruhâniyetiyle beraber, suretini kalp gözünün önüne getirerek hayal etmesi ve kalbiyle ondan yardım istemesinden ibarettir.” Allah ile kulun arasında şeyhin ruhaniyeti ne arıyor? Neden şeyh, müritlerinin Allah’ın ayetlerini düşünmelerini değil de kendini düşünmelerini istiyor. Yoksa Allah’ın dinini alet edinerek insanları kendine mi davet ediyor?
“Şeyh efendi tartışılmaz, şeyh efendi hata yapmaz” deniyor. Hz. Peygamber’in dahi hata yaptığı Kur’an ayetleriyle sabitken, şeyhin hata yapmayacağını söylemenin Kur’an’a açıkça aykırı olacağı şüphesizdir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin bizim gibi bir insan olduğunu açıkça vurgulamıştır:
“De ki, «Ben başka değil, sizin gibi bir beşerim. Sizin ilahınızın yalnızca bir tek ilah olduğu bana vahyedilmektedir»” (Kehf 18/110)
“Peygamberleri onlara demiştir ki; «Biz sizin gibi bir beşerden başkası değiliz ki.” (İbrahim, 14/11)
“Ölülerden dilek dilemek veya şeyhlerin manevi yardımını istemek”
Ölülerden dilek dilemek ancak müşriklerin yapabileceği bir iştir. Bizim ölülere bir hayrımız dokunabilir ama onların bizim için yapabilecekleri bir şey yoktur.
Şeyhlerin manevi yardımı, bize öğretmenlik yaparak öğretecekleri doğru bilgiler ve verebilecekleri nasihatler dışında olmaz. Darda kalmış kişiler, “ Ya falan!” “Ya filan!” diye bazı şeyhleri, bazı din büyüklerini yardıma çağırıyorlar ki bu da Kur’an-ı kerimin çok sayıda ayetine açıkça aykırıdır:
“Darda kalmış kişi çağırdığı zaman onun yardımına kim yetişiyor da sıkıntıyı gideriyor ve sizi yeryüzünün hakimleri yapıyor? Allah ile beraber başka bir tanrı mı var? Ne kadar az düşünüyorsunuz.” (Neml 27/62)
Allah’ın her şeye gücü yeter, ama biz aciziz. Dolayısıyla bütün isteklerimizi Allah’tan istememiz gerekir. Çünkü Allah’ın onaylamadığı bir istek, bir başkası tarafından da yerine getirilemez. Zaten Allah’tan başka tanrı edinme, bazı konularda manevi yardım görme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim böyle davranışları şirk sayar. Bir ayet-i kerimede şöyle buyurulmuştur:
“Belki kendilerine yardımları dokunur diye Allah’tan başka tanrılar edindiler. Ama onların yardıma güçleri yetmez. Oysaki kendileri onlar için hazır askerdirler.” (Yasin 36/74-75)
Muhammed Esed
12-10-2012, 23:18
Soru: Keramet hak mıdır, değil midir? Sizin buna inancınız var mı?
Cevap:
Kerâmet sözlükte kerîm olmak, değerli ol*mak anlamına gelir[1.] Allah Teâlâ insanı değerli (kerametli) yarattığını ve birçok şeyi on*un em*rine verdiğini açıklamıştır.
“Âdemoğullarına gerçek*ten çok değer verdik (çok kerametli kıldık). Onları ka*rada ve denizde taşıdık ve güzel şeylerle rızık*landırdık. Ya*rattık*larımızın birçoğundan da üstün kıldık.” (İsra 17/70)
İnsanoğlunun dışında, gideceği yere başka*ları tarafından taşınan bir mahlûk yoktur. Bir in*sanın denizde ba*lık gibi yüzerek gitmesi mi kerâmettir, yoksa bir gemide oturarak ve yata*rak gitmesi mi?
Havada kuşlar uçar. İnsanın kuş gibi uçarak is*tediği yere git*mesi mi, yoksa bir uçağın içinde git*mesi mi kerâmettir? Bun*lara bakarak Allah’ın in*sana ne kadar değer verdiğini anlamak gere*kir.
Allah’ın insanoğluna en büyük ikrâmı, şüp*hesiz ki, şirkten uzak bir imandır.
“İnananlar ve imanlarını şirkle[2] bulandırma*yan*lar var ya işte güven onların hakkıdır; doğru yolu tutturan*lar da onlar*dır.” (En’am 6/82)
İnsanların en kerîminin, yani en kerâmetli ola*nının kim oldu*ğunu da Allah Teâlâ açıkla*mıştır:
“Ey insanlar, biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanı*şasınız diye sizi milletlere ve kabile*lere ayırdık. Allah katında en ke*rîm ola*nınız takvâsı en iyi olanınızdır.” (Hucurât 49/13)
Kerâmet deyince yu*karıda anlatılanlar değil, olağanüstü şeyler* kastedilir. Bunlar bir el*çide görü*lürse adına mucize, velide görülürse kerâmet denir. Veli, Allah’a karşı gelmekten sa*kınan her müslümandır.
“İyi bilin ki Allah’ın velilerine korku yoktur. Onlar üzüle*cek de de*ğil*lerdir.
Bunlar inanmış olan ve takvâ ehli bulunan kim*selerdir.
Onlara bu dünya hayatında da ahirette de müjde vardır.” (Yunus 10/62-64)
O müjde en sıkıntılı anda bile müminleri ra*hat*latır. Allah bu dostlarını yalnız bırakmaz.
“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu gös*terir.
Onu, hiç ummadığı yerden rızık*landırır. Her kim Allah’a dayanırsa o ona yeter. Çünkü Allah işini tastamam yapar. Al*lah her şeye, muhak*kak bir ölçü koymuştur. “ (Talâk, 65/2-3)
Yardım eden Allah olduğuna göre yardımı ola*ğan yol*larla da yapar olağan dışı yollarla da. İşte Allah’ın olağan dışı yollarla yaptığı yardıma kerâ*met denir.
Kerâmet Allah’ın bir ni*metidir; bütün ni*metler gibi ona da şükretmek gerekir. Mal, mülk, mevki ve ma*kam gibi kerâmet de insanı saptırabilir. İn*san ke*râmeti değil, Allah’ın rıza*sını aramalıdır.
Allah Teâlâ sıkışık zaman*larda mü*‘min kul*la*rına, şu veya bu şekilde mutlaka ikramda bulu*nur. Yukarıdaki ayet bunu göstermektedir. İnsan bu ik*ramı ken*dinden değil, Allah’tan bilmelidir. Mal ve mülkle övünmek nasıl çirkinse kerâmetle övünmek de çirkindir.
Bedir Savaşı’nda sıkışan Müslü*manların yar*dımına Allah Teâlâ melekleri göndermiş ama zaferin me*leklerin yardımıyla değil Allah katından verildiğini de vurgulamıştır. Onu açıklayan âyet zihin*le*rimizde hep yankılan*malıdır.
“Hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da; “İşte ben size birbiri ardınca gelen bin melekle yardım gönderi*yorum” diyerek isteğinizi ka*bul et*mişti.
Allah bunu, sadece size müjde olsun ve gönlünüz bununla rahat*la*sın diye yapmıştı. Yoksa zafer (meleklerden değil) yalnız Allah ka*tındandır. Allah güçlüdür ve her şeyi yerli ye*rinde ya*par.“ (Enfal 8/9-10)
Kendisinde kerâmetler görülen kimse kurtuluşa erdiğini zannetmemelidir. Dünya hayatı en*ge*beli bir ko*şu*dur. Her an bir şeye takılıp düşebiliriz.
Ölünceye kadar kulluğa devam etmek gerekir. “Ölünceye kadar Rab*bine ibadet et.” (Hicr 15/99)
(Abdulaziz Bayındır, Kur’an Işığında Tarikatçılığa Bakış, Süleymaniye Vakfı Yayınları, 6. Baskı, İstanbul, 2010, s: 116-119)
Muhammed Esed
12-10-2012, 23:19
Vahiy ile ilham arasında fark var mıdır? Herkese vahiy gelebilir mi?
Soru: Hocam vahiy ile ilham arasındaki fark nedir? Bir ayette Allah Teâlâ Meryem validemize vahyettiğini söylüyor. O zaman vahyedilen kim olursa olsun peygamber mi kabul edilir? Durumun mahiyeti nedir?
Cevap:
Vahiy ile ilham aynı anlamda kullanılır. Kendisine vahyedilen herkesin Peygamber olması gerekmez. Allah Teâlâ bal arısına da vahyettiğini söylemektedir.
“Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: «Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü meyveden ye de Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!» Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki onda insanlara şifa vardır. Elbette düşünen kimseler için bunda alacak ibret vardır.” (Nahl, 16/68-69)
Allah Teâlâ şeytanların da dostlarına vahiyde bulunduklarını, yani içlerine bir şeyler fısıldadıklarını bildirmektedir. (Bkz: En’am, 6/112, 121)
Allah’ın Elçilerine vahyin gelişi, onların gelen vahiyden şüphe etmelerine imkân vermeyen bir yöntemle olur. İlgili âyetler şöyledir:
“Allah bütün gaybı bilir, gaybını kimseye açıklamaz.
Dile*diği elçi bunun dışın*dadır. Onun da önüne ve arkasına gözcüler diker.
Böylece o (elçi) bilsin ki, onlar Allah’ın gönderdiklerini tastamam ulaştırmış, (kendisi de) onların yanında olanı anlamış ve her şeyi bir bir kavramıştır.” (Cin 72/26-28)
Bazı tefsirlerde En’âm suresinin inişi ile ilgili Enes b. Malik’ten gelen şöyle bir rivayetten söz edilir:
“Allah’ın Elçisi şöyle dedi: Kur’ân’dan En’âm suresinin dışında bir sure bana toptan in*medi. Şeytanlar bu sure için toplandıkları ka*dar hiçbir sure için toplanmamışlardı. Bu sure bana, Cebrail ile birlikte elli bin melekle gön*derildi. Bunu kuşat*mışlar, bir düğün debdebesiyle getirdiler.” (Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur’an Dili, İst. 1936, c: 2, s. 1861-1862.)
Elçinin, ken*dine gelenin me*lek olduğuna ve söylediği söze şeytan vesvesesi karış*madı*ğına güvenmesi gerekir. Cenab-ı Hakk’ın va*hiy esna*sında elçisinin etrafına melekler dizmesi bundandır.
Bir de Allah’ın insanlarla konuşması meselesi vardır. Allah’ın insanla konuşması kalbine gelen ilhamla olabilir. Ya da ona bazı şeyleri rüyada gösterebilir. Ancak bunlar, yalnızca o kişiyi ilgilendiren şeylerdir. Bunlara pek güven de olmaz. İnsan, şeytan vesvesesini ilham sayabilir. Şeytani rüyayı rahmani rüya sayabilir. Bizim emin olabileceğimiz tek yol, Peygamberlere gelen vahiylerdir. Onların dışındakiler zaten görev doğurmazlar.
Muhammed Esed
12-10-2012, 23:22
Tayy-i mekân var mı? Şeyhler insanın içinden geçenleri bilirler mi?
Soru: Özellikle tarikat çevresinde çokça konuşulan, velinin kerameti olarak lanse ettirilmeye çalışılan tayy-i mekân konusunu sormak istiyorum. Şeyh efendi hem hacda hem de memleketindeki bir kişinin cenazesinde bulunabiliyor! Bulunduğum yerde yemin ederek bunu anlatıyorlar ve görenleri şahit gösteriyorlar. Bir başka konu da bu şeyhlerin insanların içinden geçenleri bilmesi… Arkadaşım, “şeyh benim içimden geçeni bildi” diye iddia ediyor. Ben bunun şeytanın bir oyunu olduğunu anlatsam da inandıramadım. Gerçekten şeytan bunları yapabilir mi? Onların kılığına girip saptırabilir mi?
Cevap:
“İçinde bulunulan mekânla birlikte aynı anda başka yerlerde de görünmek” manasına gelen tayy-i mekân diye bir şey olamaz. Şahit dedikleri adamlarla görüşmek istediğinizi söyleyin, hiç biri bunu gördüğünü ifade etmeyecektir. Eden olursa yemin teklif edin. Çünkü bu tür şeyler organize yalanlardır. Bir şeyin olmadığı değil, olduğu ispat edilir. Bu sebeple ispat bize değil, iddia sahiplerine düşer. Siz onlardan bunu ayet ve hadislerle ispat etmelerini isteyin.
Şeyhlerin insanların içinden geçen şeyleri bilmesine gelince: Allah Teâlâ üzerimizde görevlendirdiği meleklerle ilgili olarak şöyle buyuruyor:
“Üzerinizde koruma görevlileri vardır; onlar değerli yazıcılardır. Ne yapsanız bilirler.” (İnfitâr, 82/10–12)
“Şurası bir gerçek ki, insanı yaratan biziz. Ona şahdamarından da yakın olduğumuzdan biz, içinin ona ne fısıldadığını biliriz.
Sağında ve solunda oturmuş iki kayıt memuru bulunur.
Bu sebeple ağzından çıkan her sözü kayıt için hazır bekleyen bir gözcü mutlaka vardır”. (Kaf 50/16–18)
Dikkat ederseniz bu melekler sadece “yaptıklarımızı” bilirler; içimizde olanları değil. Demek ki, Allah kişinin içini bildiği halde melekler ancak ağızdan çıkan sözü bilebilirler.
İnsanların içinden geçenler gaybtır ve gaybı ne insan, ne melek, ne cin, ne de Allah’ın Elçileri bilebilirler.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “De ki, göklerde ve yerde, hiç kimse gaybı bilmez, onu sadece Allah bilir.” (Neml 27/65)
Birçok ayette “insanların kalplerinde/içlerinde olanı sadece Allah’ın bildiği” özellikle vurgulanmaktadır. Diğerleri ise sadece tahmin edebilirler; tahminleri bazen tutar, bazen tutmaz. Zaten böyleleri öyle genel şeyler söylerler ki, biri tutmazsa diğeri tutar ve bağlılarını kandırmayı başarırlar.
BlueMoon
01-20-2013, 17:48
behnurmusun benhurmusun nesin
işin gücün yokmu senin ?
Özgür Suriye
01-20-2013, 19:43
Eğer Said Nursi'ye ''vahiy'' geldiyse; Cübbeli Ahmet'e neden gelmesin?!
Cübbeli AHmet'in Said'den neyi eksik?! :)
manifesto
01-21-2013, 23:38
Cübbeli Hocanın itibarı mı :) PpP
Suhutlu03
03-11-2013, 05:23
Ali Efendi veli Efendi Hacı Hz.leri Bucu Hzlerini bırakalım Vahiy Peygambere iner, Mahmut Efendi değerli bir hocadır alimdir neyse ama ona vahiy inmez, Biz Cübbeli şöyle dedi böyle yapalım Mahmut efendi böyle dedi böyle yapalım diyebilecek kişiler değiliz. biz eğer müslümansak, Kitap buradadır diridir, sünnet buradadır diridir, bunları kendimize örnek alarak yolumuza bakalım. İskender Evrenesoğlunada vahiy inmişti zamanında.. bunlar hakikaten yanlış işlerdir. İnsanlara tapma derecesinde değer verirseniz şirke girersiniz benden söylemesi.
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.