http://www.tevhidhaber.com/images/news/19478.jpg


Dün akşam saatlerinde ölen Denktaş her ne kadar "Mucahit Denktaş" diye belli bir kitleye dayatılsa da Denktaş ulusalcı kimliğinden taviz vermeyen birisiydi.


İşte Denktaş'ın başörtüsü ile ilgili görüş ve söylemlerinden biri;

Denktaş, 'Başörtüsü Anadolu'da saf insanlara anlatıldığı için inanıyorlar. Kur'an-ı Kerim'de böyle bir şey yok. Diyanet İşleri Başkanı olmasa olmazı değildir diyor. Namuslu şekilde giyinmektir esas.' dedi.

Rauf Denktaş, Kocaeli Yükek Öğrenin Derneği tarafından düzenlenen 'Ulusal ve Uluslararası Boyutta Kıbrıs Gerçeği' konulu konferansa katıldı. Burada Kıbrıs'ın geçmişinde günümüze nasıl geldiğini anlatan Denktaş, Anan Planı'nın hata olduğunu ve Ak Parti'nin bu plana destek vermesinden dolayı eleştirdi.

Denktaş, konferansta Kıbrıs gerçeğinden daha çok başörtü yasağı üzerinde durdu. Yasağı savunan Denktaş, başörtü yasağının kaldırılmasının tehlike olduğunu söyledi. Rauf Denktaş başörtü ile ilgili görüşlerini şöyle aktardı:

'Bu olay Anadolu da saf insanlara kimler tarafından anlatılıyor. Efendim türban Allah'ın emridir anlatılıyor. ınsanlar da inanıyor. Kur'an-ı Kerim'de böyle bir şey yok. Diyanet ışleri Başkanı olmasa olmazı değildir diyor. Namuslu şekilde giyinmektir esas. Oranı buranı açıp göstermek değil. Bir gidişat var. İniforma haline getirtilmiş. Anlatıyorlar, 'Türban yasaklanmış değildi. Nasıl yasaklandı. İstediniz cuma günü tatil edilsin namaza gitmek için. Üniversitede mescit açtırmak istendi. Şeriat gelecek laiklik gidecek sözleri çıktı üniversite içinde.' Onun üzerine laiklikte sorumlu olan devlet bunu yasaklamak zorunda kaldı. O günden bugüne laikliğe karşı uniforma olmaktan çıktı mı? Çıkmadı çoğaldı.'

Denktaş, 'Her başı bağlı olan aynı görüşte değil. Geçen gün bana başı bağlı olan bir aile geldi, Atatürkçü. Benden Atatürkçü, sizden Atatürkçü. Erkeklerin kadınlar üzerine tahakkümü var. Başka lafı yoktur bunun. Eğer özgürlük ise ortaokuldan, liseden nasıl yasaklarsın, nasıl hakim olamasın dersin. O zaman özgürlük değil. Dini bir şey ise o zaman laikliğe aykırı. Olgu olarak bunu taşıyorsun. Bu nedenle bu muesseseye bu şartlarda girersin.

Düşünebilirmisiniz TBMM'ye kollar açık, kısa pantolonla girildiğini, giremezsin. Bir forması var. Üniversiteye de böyle geleceksin. Ama bunlar bu işi o kadar aldı verdi ki, geçen akşam gençlerin bir birine davranışlarını, konuşmalarını görünce ürktüm. ınşallah uyum içinde bir çare bulurlar. Atatürk'ün bu millete bahşetiklerini böyle lüzumsüz argumanlarla ortadan kaldırma fırsatı oluşturamazsınız.' şeklinde konuştu

rota haber

Bunlarin konusulma zamani simdi degildir.. durun hele bir adamin naasini kaldiralim sonra günahiyla, sevabiyla konusuruz..

Bunlarin konusulma zamani simdi degildir.. durun hele bir adamin naasini kaldiralim sonra günahiyla, sevabiyla konusuruz..
Kesinlikle

Yok yok tam zamanı şimdik..

Kıbrıs Türkleri'nin genelinin seküler yaşantıları CHP'lilerin seküler yaşantılarından da sekülerdir. İngiliz Kültürü mahvetti Kıbrıs Türkleri'ni. Yazık.

Bu adamı pek bilmem etmem ama şu yanını çok iyi biliyorum oda birleşmeye karşı durması.Helali var bu konuda.Birleşmeye karşı durmak erdemliktir zaten.Birleşme yandaşı olmakta rum tecavüzlerini içe sindirmekten ibaret.

Bu adamı pek bilmem etmem ama şu yanını çok iyi biliyorum oda birleşmeye karşı durması.Helali var bu konuda.Birleşmeye karşı durmak erdemliktir zaten.Birleşme yandaşı olmakta rum tecavüzlerini içe sindirmekten ibaret.

Avrupa Birliği ülkeleri bundan 60-70 yıl önce 2. Dünya Savaşı'nda birbirleriyle ölümüne savaştılar. Eğer olabilseydi Kıbrıs'ın tek devlette birleşmesi iyi olurdu; ama görünen o ki özellikle Rum tarafının katı tutumu yüzünden birleşme olmayacak. Mevcut tabloda iki devletli çözüm en mantıklısı.

Kıbrıs için manevi anlamda olmasada toprak bütünlüğünü koruma alanında büyük direniş göstermiştir. Kendisini bu noktada değerlendirmek, takdir ve tenkitlerimizi bu noktada yapmak gereklidir.

Ölüm de insanın doğasından gelen öylesine bir olaydır. Garibim denktaşıma denk geldi. Orada allahın işine karışmak neymiş gösterirler adama. Anadolunun derinliklerinden gelmişmiş.. Yorumu da güzel ha saf insanlar diyor. Yetmezmiş gibi sanki 40 yıl koca denktaş kurana kafa yormuşta o kitapta öyle birşey yok diyor.:)

Kur'an-ı Kerim'de başörtüsü vardır. Allahü Teâlâ, Nur Suresi'nin 31. ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır:

"Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini tâ yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zînetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vâkıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zînetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!"

Nur Suresi 31. Ayet-i Kerime Meali

Tövbe estağfurullah. Lütfen terbiyesizlik olarak algılamayın ama, bu ayeti gerçekten anlamıyorum. Burdan başörtüsü emri nasıl çıkartılır. Anlatın şu gafil kafama:)

Tövbe estağfurullah. Lütfen terbiyesizlik olarak algılamayın ama, bu ayeti gerçekten anlamıyorum. Burdan başörtüsü emri nasıl çıkartılır. Anlatın şu gafil kafama:)

Başörtülerini tâ yakalarının üzerine kadar salsınlar. Mümin kadınlara söyle diyor ayet. Yani inanmayanları bağlamıyor. Dayatma yetkiniz yoktur. Ama takanın başından ne olursa olsun laik sistemmiş şu anayasa maddesiymiş buymuş gibi zıvanalarla alma yetkiniz çıkartma dayatmanız yoktur.

Denktaş, 'Başörtüsü Anadolu'da saf insanlara anlatıldığı için inanıyorlar. Kur'an-ı Kerim'de böyle bir şey yok. Diyanet İşleri Başkanı olmasa olmazı değildir diyor. Namuslu şekilde giyinmektir esas.' dedi.


Başörtüsü Müslüman kadının simgesidir. Nerede bir başörtülü kadın görülürse -başları örtülü rahibelerin dışında- o kadının Müslüman olduğu anlaşılır. Rauf Denktaş, "Başörtüsü Anadolu'da saf insanlara anlatıldığı için inanıyorlar." demiş. Sormak lazım, madem başörtüsü Anadolu'da saf insanlara anlatıldığı için inanıyorlar, peki Arabistan'daki, İran'daki, dünyanın hemen her tarafındaki Müslümanlar niye başörtüsüne inanıyorlar? Bu soruya, başörtüsü Arabistan'da, İran'da, dünyanın her tarafında saf Müslümanlara anlatıldığı için mi inanıyorlar diye cevap verilecek. Zırva tevil götürmez!

Tabi bu bireysel uygulama. Birde bunun toplumsal uygulanması var. 100 kişilik bir inananlar gubu yada kasaba düşünelim. Bunlar dindar insanlar orda da öyle takmamazlık edemem diyemezsiniz derseniz o toplumun kimyasını bozarsınız. Sanırım ayetin genelleyici uygulaması da burdan geliyor. İran gibi. Hani nerdeyse kadınların yarısı baskının kalmasından yana ama genel yapı bunu istemiyor. Haklılar da el tutmaktan saç görmekten dekoltelere, baldır, mini etkilere bakmaktan maneviyat sıfırlandı. Gerçek anlamda müslüman insan kalmadı yeryüzünde hepsinin kimliğinde islam ama hepsiz duyarsız şurursuz kitleler oldu çıktı. Gayri müslimlerden bir farkımız yok bu zamanda.

Rauf Denktas'i bugünün penceresinden degerlendirirsek hata etmis oluruz.
Denktasin siyasi kimligi, kisisel tercihleri bellidir.
Fakat 1960,70 lerin Kibris sartlarina göre bir rauf denktasin varligi Kibrislilar icin bir kazanimdi.
Yigiti öldür hakkini ver babinda,
bugün KKTC nin kurulusunda ve bagimsizliga giden yolda Denktasin payi coktur.
Bu perspektiften degerlendiriyoruz.
Yaptigi hatalari Cenabi Allah'a havale ediyoruz.

Değerlendirme diyorsunuz güzel hoş ama değerlendirmede artılar ve eksiler de söylenmelidir.. Siz artılardan girdiniz biz de eksilerden dem vuralım. Ya ikisi yada hiçbiri.. Vala şahsi fikrim şeriata allahın kurallarına burun kıvırtan adama yorum yazmak bile israf sayarım..

Kibrisin bagimsizligindan önceki sartlara göre degerlendiriyorum.
Osmanlidan koparilmis ingiliz hakimiyetinde iki toplumun atesle barut misali ic ice yasamaya mahkum edilmis bir kibristan. Makaryosun rum irkciligi yaptigi ve EOK'nin katliamlari karsisinda müdafaa hareketinin dogusundan bahsediyorum.
Denktas o zamanda ulusalciydi simdide ulusalci biriydi.
O zamanin sartlarinda baska bir alternatif yoktu...müdafanin tek önderleri dr. fazil ile denktasti. Ada türklerinin bugün evlerinde huzur icinde uyuyor olabilmelerinde payi vardir.

Ilk 11 dakikayi izlemeniz yeter.
Denktasi bizim nasil degerlendirdigimize dair cevabi Üstad münasib bir lisan ile anlatmis.

http://www.kadirmisiroglu.com/index.php?option=com_content&view=article&id=134:14-01-2012&catid=6:cumartes-sohbetler&Itemid=14

Bunları bilmeyen yoktu zaten.

Vurun abalıya....

Denktaş büyük adamdı...

Arabistan'a yaptığı ziyaret Türk'lük bilincini Arap'lara aşılamak değildi...

Kaldı ki bu vatana , o bayrağa hizmet eden birisinin bana göre dini inancı önemli değildir sonuçta bu topraklar üzerinde bizi birleştiren o bayraktır...

Elbette İslamiyet bizim yapı taşımızdır fakat bir insan Müslüman değil ise o adam vatanını sevemez yok arkasından tek kelime etmem yok cenazesini kılmam gibi yorumlar yapılması çok saçma....

Ruhu şad olsun...

Tövbe estağfurullah. Lütfen terbiyesizlik olarak algılamayın ama, bu ayeti gerçekten anlamıyorum. Burdan başörtüsü emri nasıl çıkartılır. Anlatın şu gafil kafama:)

İslam Tarihi Başörtüsü emrini Kur'an-ı Kerim'in indiği günden Secularizm icad edilene kadar tefsirlerde, ilmihallerde asla tartışılmamış bir kavramdır ! Lakin Secularizm sisteme ve hayat tarzına yönelik stratejilerde Yahudilerin Peygamberimizle yaşadığı bir olaydan kinlerine binaen Müslümanların kanunlarını muhakeme ederek kendince müslümanlardan intikam almaktadır Olay'ın aslı şudur :

BENİ KAYNUKA SAVAŞI

Tesettür ve başörtüsü İslam kadınının bir sembolü Allah’ın emrettiği ve Hz. Muhammed (sav)in ailelerine uygulattığı Müslüman kadının kıyafetidir.
Hz. Muhammed (sav) devrinde Kaynuka Yahudileri Medine’nin bir mahallesinde kuyumculuk yapıyorlardı.İbn-i Hişam’ın Abdullah Bin Cafer’den , onunda Ebu Avane’den rivayetine göre;
Bir Müslüman kadın bazı şeyler satmak üzere Kaynuka oğulları pazarına gidip satacağını sattıktan sonra . ziynet eşyası almak için bir kuyumcunun dükkanına girdi ve oturdu. Yahudi kuyumcu ve arkadaşları Müslüman kadının başını açıp yüzünü görmek istediler .Kadın buna izin vermeyince onlardan bir tanesi gelip kadının elbisesinin arka eteğini habersiz sırtına iliştirdi. Kadının bundan haberi yoktu. Ayağa kalktığında avret yerleri görüldü. Yahudilerde gülmeye başladı. Kadın feryad ederek yardım istedi. O sırada orada bulunan Müslümanlardan birisi Yahudi kuyumcunun üzerine atılıp onu öldürdü. Yahudilerde toplanıp Müslümanı şehit ettiler . Hadise hemen Medine’ye yayıldı. Hz. Muhammed (sav) Yahudilerin bu ihanetini öğrenince derhal Kaynuka Yahudilerine savaş açtı ve kalelerini kuşattı. Kuşatma 15 gün sürdü.Daha fazla dayanamayacaklarını anlayan Yahudiler teslim oldular. Ve Medine’den sürüldüler.
Hicretin ikinci yılında yapılan bu savaş Hz. Muhammed (sav) in resmen ilan ettiği ilk savaştı, ve sebebide Müslüman bir kadının başının açılmak istenmesidir…
Hz. Muhammed (sav) in devrinden beri Müslüman bir kadının örtüsüne tahammül edemeyerk saldıran Yahudiler ve uşaklarının kadınımızı soyma gayretleri karşısında Müslüman kadınımız ve kızımız örtüsüne sahip çıkmalıdır.Yahudi’nin örtü düşmanlığı kadar Müslüman kadında örtünmenin şuurunda olmalıdır.

Başörtüsü için bir yaptırım uygulamış mı? Ne düşündüğü değil ne yaptığı önemlidir bu konuda.

Tövbe estağfurullah. Lütfen terbiyesizlik olarak algılamayın ama, bu ayeti gerçekten anlamıyorum. Burdan başörtüsü emri nasıl çıkartılır. Anlatın şu gafil kafama:)

ayette hımar diyor...
bu basortusu demektir...
nasilki ayak ortusu olan coraba ayak corabi demiyorsak nasil bereye sapkaya tulbente bas beresi bas sapkasi bas tulbenti demiyorsak ayette bas himari degil himar demistir...
arapcaya hakim insanlarin ittifak ettikleri gibi ayet basortusunden bahsediyor ve bas ortulerini gogsunuze kadar salin diyor...