fatih kısaparmak balon baskılı balon Dünyada katliam var hayvanlar uyuyor - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dünyada katliam var hayvanlar uyuyor


murataltug1985
11-29-2017, 10:42
AMAÇ KUDÜS’Ü MUTLAK BAŞKENT YAPMAK!
Talha Uğurluel KUDÜS Röportajı HEDEF ARZ-I MEV’UD TOPRAKLARI! 70 YAŞINDA TEYZEYİ GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE ÖLDÜRDÜLER!

Bundan bir buçuk ay önce bir zulme şahit olduk. Şam kapısı önünde yıllardır maydanoz satan bir teyze,maydanoz kesip diziyordu. Bıçağını Yıkadı Zalim İsrail askerleri gözlerimizin önünde yaşlı teyzeyi kurşunlara boğdu, yer kan gölüne döndü.*

Bugün Kudüsde bir kişinin elinde bıçak, çakı bulundurması öldürülmesi için sebeptir. Mahkeme kurulmaz, direk öldürürler ve hiç kimse bir şey diyemez. Teyze öldürülürken birkaç yüz Filistinli öylece bizim gibi izledi. Cesedi kaldırdılar ve herkes normal hayatına devam etti. Her hafta Kudüs’te böyle birkaç kişi sebepsiz katlediliyor.

İsrail Mescid-i Aksa’da Filistinlilerin eylemini bahane ederek ezan okunmasını ve namaz kılınmasını engelliyor.şehirde Hristiyan çanı çalıyor, Yahudi şabat borusunu öttürüyor.kimse rahatsız değil. Burası 1300 yıl Müslümanların elindeydi. Müslümanlar kimsenin sofrasına çanına* karışmadı. Mescid-i Aksa’nın 144 dönümlük arazisinde yükselen ezanlar İsrail’i rahatsız ediyor. Yahudilerin En büyük hayali Kur’an-ı kerimde Mescid-i Aksa olarak adlandırılan alandaki İslam mabetlerini tamamen yıkmak.*

Mescidi aksada Kutsal kayanın üzerinde Kubbet-üs Sahra, Mescid-i Aksa Kıble Camii, Memlüklüler, Büyük Selçuklu ve Osmanlı hakan ribatları, kervansaray ve medreseleri var. İsrail bunları yıkıp oraya meYahudi kralı Herod’un zamanında yaptığı Romalıların yıktığı 2. mabedi yapmak istiyorlar. En büyük emelleri bu.

murataltug1985
11-29-2017, 10:43
Madımak katliamı
Msxlabs mavi karanlık forum dan alıntıdır

Sivas Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 de Sivas'ta Pir Sultan Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 Alevi yazar, ozan ve aydının ve iki otel çalışanının yakılarak katledilmesidir oteli ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybetmiştir*
Pir Sultan Abdal Şenliklerinin Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü.Aziz Nesin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in davetlisiydi

camiden çıkan gruplar dikilen anıtı tahrip ettiler çıkan taşlı sopalı çatışmalar polis tarafından büyümeden, önlendi.10.000'e ulaşan grup, Madımak Otelinde slogan atmaya devam ettiler Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e ulaştı Madımak Otelindeki araçları ateşe verildi ve otel taşlandı Madımak oteli yakıldı. aydınların arasında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 37 kişi yanarak ve dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aziz Nesin'in ve 51 kişi de ağır yaralanarak kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin,darp edilip azgın kalabalığa doğru itildi Aziz Nesin'i linç edilmekten polisler kurtardı.*
Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi ve Atatürk büstü tahrip edildi.2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.

murataltug1985
11-29-2017, 10:44
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

Rus askerleri “Çeçen çocukları bizi öldürmeye yemin etmiş, bu yüzden ilk Çeçen çocuklarını katlediyoruz.” diyor. çocuğun gözleri önünde annesini ve babasını öldürüp, 14 yaşındaki kız kardeşine tecavüz ederlerse çeçen çocuk sizce ne yapmalı acıyı dindirmek için sadece bir anne öpücüğü yeterli mi çocuklardan ne istediler?
gülümseyen yüze insan nasıl böyle bir katliam yapabilir Çeçenistan’da Ruslar Çeçen ölülerini köpeklerin yemesi için sokaklarda bırakıyor.

Rusların çeçenlere yaptıkları katliamları ruslar şu şekilde itiraf ediyor"Bir keskin nişancı Çeçen kadınını iki zırhlı aracın arasına ayak bileklerinden çelik kablolarla bağlayıp araçlar arasında gerip paramparça etmiştik. Her yer kan olmuştu, bizim oğlanların buna ihtiyacı vardı." –rus asker
"Çeçenistan’da katliamlar yapmadıkça hiçbir yere varamayız.acımasız olmazsak hiçbir şey elde edemeyiz.” - Boris, rus askeri yakaladığımız mücahidleri helikopterlerden atıyorduk. Onların Ölmeden önce acı çekmesini istiyorduk. Bu size zalimce gelebilir, ama korkudan kurtulmanın ve ölenlerin acısıyla baş etmenin neredeyse tek yolu.”

Fotoğraflarda.çeçenleri işkence ile öldürüp
Vücutlarını işaretleyip damgalamışlar nazi işaretleri ile mühürlemişler cesetlerin kafası kopuk
Bir insanı öldürmek için tek kurşun yeter. Çeçenlerin Vücudunda bir çok kurşun yarası Onları sayamazsınız. Çünkü şehidimizin vücudunu yakıp vahşice katletmişler

murataltug1985
11-29-2017, 10:45
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

Rus askerleri yaptıkları çeçen katliamından sonra Sivil Çeçen’leri gömerlerken büyük bir şerefsizlikle*
yaptıklarından gurur duyup fotoğrafa çekiyorlar
Çeçen’leri yakmak rus askerleri arasında alışılmış
Ve toplu katliamlar...

Rusların Çeçenistan’a saldırmasından 2 ay önce Yahudiler Çeçenistan’dan çıkartıldı. 11 Eylül’deki İkiz kuleler olayında.Yahudilere işlerine gitmemeleri söylendi İsrail’in gizli servisi mossad yine işini yaptı.fare gibi Batan gemiyi ilk kendisi terk etti Mossad, işini gizli yapıyor

Çeçen’ler herkese karşı çok iyidirler Gelenekleri İslam bunu emretmektedir. Misafir Çeçen’ler için Allah misafiridir. Çeçen’ler arkadaşlığa önem verirler, her zaman yardıma hazırdırlar. Şu o yokluk ve sefalet içindeki insanlar evlerinde size verecek hiçbir şey bulamasalar mendilini hediye verirler. Yani bizim eski Türk gelenekleri gibi.*

Ruslar Çeçenistan’ı işgal ederken iki sebep gösteriyor.*1. 1999’daki Rusyada apartman bombalanması 2. Çeçenlerin Dağıstanlı müslümanlara yardım için Dağıstan’a girişi.*
Bu bir yalandır. yahudier olaylar olmadan önce Çeçenistan’dan alındılar ve Rusya Çeçenistan’ı işgal etmeye karar verdi. Rusya’daki apartman bombalama olayları Rus gizli servisi FSB tarafından Çeçenistan’ı işgalini gerçekleştirmek için yapıldı olayların ertesi günü Putin Çeçenistan’a bombardıman yapılmasını emretti.işgal başladı

murataltug1985
11-29-2017, 10:45
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

Yahudi ailelerinin Çeçenistan’dan alınmasının ardından rus aileleri de çıkartıldı Bazı Ruslar yıllardır kendilerine komşuluk yapan Çeçen’lerden ayrılmak istemedi Rus askerlerinin kendilerine dokunmayacağını düşündüler Ruslar onları
hain olarak cezalandırdı, Çeçen’lerle birlikte işkence kamplarına kapatıp tecavüz etti işkenceyle öldürdü.

Ben Çeçen değilim, Çeçen’ler bana bunları yazmam için para da vermedi. Sakın anlattığım hikayelerin doğru olmadığını sanmayın. Bunları yıllarca, bütün gün araştırma yaparak topladım. Ruslar Çeçen’lerin yokluğunda harika konuşmalar yaparlar. İstediklerini söylerler. Nasıl olsa karşı çıkan yok, sık sıkabildiğin kadar. Ruslar sadece yalan söylerler ve yalanlara inanırlar Çeçen’ler ise bilgisayarlara, ve internete sahip değiller Bir çoğunun bir evi bile yok. Onlar elektiriği ve suyu olmayan çadırlarda yaşıyorlar. Kafkasya’da sıcaklık -30, -40% ye düşer. Gerisini siz düşünün.

Çeçenistan’ın başkenti Grozny’nin Rus işgalinden sonra Başkentleri ikinci dünya savaşındaki Berlin’e benziyor. Ortalık yıkık toz toprak içinde Hastane yok, okul yok, ev yok. Hiçbir şey yok.onlara ne oldu Bütün o sivillere? Okul çocuklarına? Bebeklere? Onlar Rus jetleri, ve füzeleri tarafından öldürüldü 1999 senesinde tek bir rus topçusu Çeçen şehirlerine Çeçenistan’ın her metre karesine 3 tane mermi düşmesine yetecek sayıdaki top mermisini attı. Rus hava kuvvetleri Çeçen şehirlerini vurdu.

murataltug1985
11-29-2017, 10:45
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

Çeçen şehirleri ve köyleri bombalanıyor.*
Rus ordusu Çeçen şehirlerine girdi hayatta kalan olan insanları toplayıp işkence yapmak, tecavüz etmek ve öldürmek için işkence kamplarına gönderdi.*Bazı Çeçen'ler bombardıman sırasında dağlara kaçabildi...Rus kuvvetleri bu dağları NAPALM bombalarıyla yakmaya devam ediyor.
Kardeşlerimiz Çeçenistan’ın mülteci kamplarına kaçmayı başardı.bugün elektiriği, suyu olmayan çadırlarda, aç ve hasta olarak yaşıyorlar. doktorları ve ilaçları yok Kardeşlerimizin tuberkuloz oldular
bazıları Çeçenistan’da Rusların yaptığı sistematik işkence ve tecavüzlerin altında yaşıyorlar.

Rus askerleri Çeçen kızı kaçırıyorlar ruslara Bunun hesabı sorulmayacak,soruşturma açılmayacak. Ruslar bunu kendi cinslerine bile yapıyorlar.
Rusya’daki binalar KGB tarafından havaya uçuruldu.bombalamaları putin zafer kazanmak için planlandı Peki ne için? Çeçen işgalini haklı göstermek için. Çeçenistan’daki petrolü çalmak için.Rusya köleleştirdiği Orta Asya Türk cumhuriyetlerinden petrolü çok ucuza alıyordu. Ruslar aç gözlüydü petrole doymuyordu çeçenistandaki petroller için Çeçenistan’ı bombalanması emrini verdi, savaş ilan etti.

Ruslar önce çeçen sivillere saldırdılar çeçenler kolay bir hedefti Çeçen’leri onları koruyacak kimse yoktu kimse onları düşünmedi Ruslar yaptıkları soykırımı gizleyip Çeçenistan’a çıkan yolları kestiler Ruslar Aslan Mashadov’u şehit etmeseydi Çeçenistandan haberimiz olmayacaktı, Eskiden Çeçenistan haberlerini görebiliyorduk.haberler gösterilmez oldu Rusya Türkiye’ye baskı yaptı, 28 Şubat’çı kafirler haberleri yasakladı. Rusya’daki Yahudilerin yaptıklarını Türk Yahudileri destekliyordu

murataltug1985
11-29-2017, 10:46
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

Çeçen’lerle Rus ordusunun birlikte yaşayamaz Çeçen’ler sadece eski Rus komşularıyla yaşayabilirler, Ama Rus bayrağı altında asla yaşayamazlar. Gördükleri katilam ve insanlık dışı davranışlardan sonra onlardan Rus devletiyle antlaşmaları nasıl beklenebilir?

katil Rus ordusunun tecavüzcü askerleri.ve onları koruyanlar. Size kötü bir haberim var. "9 Rus askerinin infazı. Allah’ın yardımıyla Mücahid liderinin emri ile gerçekleştirilmiştir. Rus askeriyesi savaş suçlusu Albay Yuri Budanov küçük bir Çeçen kızına tecavüz edip üzerinden tankla geçerek onu alçakça öldürmüştür

Amerika’lıların yapılan zulümler umrunda değil, Bu yüzyılı alnımızın akıyla tamamlayabilmemiz için insanların uyanması gerekmektedir. Bizi yöneten kukla Yahudiler ve Yahudi medyası yüzünden yaşayan ölüler gibiyiz beynimiz yıkanıyor. gerçeklerle yüzleşsek iyi olur, yoksa gerçekler bizleri yakalayacak. Zalimlerin planları karşısında Allah’ın planı gelecektir yaşanacak olanlar bir imtihandır. Rabbim kafirleri darmadağın edecektir. Dünyanın neresinde zulüm varsa hepimizin yardım etmesi gerekir, yoksa zulüm gelip bizi bulur Yaptıklarımızın, görmezlikten, geldiklerimizin cezasını çekmedik mi? Akıllanmamız için daha ne belalar çekmemiz gerekiyor?

Başımızda amerika’nın ve rusya’nın sahip olduğu hükümetler olursa kısacası Yahudiler tarafından yönetilirsek kurban biz oluruz Rusyanın katliamlarına Amerikanın kide eklendi Her sorumluluğunu bile vatandaştan şunu istiyorum. Sizi yöneten insanların sizleri savaşa sürüklemelerine izin vermeyin. birkaç milyon yahudinin dünyanın kaderini belirlemesine izin vermeyin. Adam öldürme insanca bir davranış değildir. Bu pislik bize yakışmıyor.“İnsanlık için bir zafer kazanmadıkça kendinizden utanın.“

murataltug1985
11-29-2017, 10:46
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

BU MANZARALARDAN MUTLU MUSUN?*
ÜZERİNDEKİ BU PİSLİKLE RAHAT MISIN?*
BUNU SANA SORUYORUM ÇÜNKÜ BEN BU MANZARALARDAN HİÇ MUTLU DEĞİLİM.
Bir Avrupa Birliği parlementosu temsilcisi Çeçenistan’ı 1996’da ziyaret ederken.
Rusya şimdi Çeçenistan’a kimseyi sokmuyor. Ruslar yaptıkları soykırımın üzerini örtmeye çalışıyor.“Ölüler adalet için yakaramaz, bu, yaşayanların onlar için yapması gereken bir görevdir.”- Lois McMaster Bujold

Rusya ile yapılan ikinci savaşta Çeçenistanda insalık felaketleri yaşandı: nüfusun yüzde 25’i katledildi. İşkence, tecavüz, cinayetler, gerçekleşti*
Çeçen’ler Ruslar tarafından kaçırılıyorlar, işkence 12 yaşındaki çocuklardan başlıyor, Ruslar kadınlara ve kızlara tecavüz ediyorlar.*çeçenler Kafkasya’daki yokolma tehlikesi altında Çeçen soykırımı devam ediyor,Rus kafirler Çeçenistan’da iğrenç ve sapıkça yollara başvuruyor. dünya politikacıları görmezlikten geliyor soykırım kelimesine şaşırıyorlar. Rusya ile ittifaklar kurmaya ve Rusya ile ticaret yapmaya devam ediyorlar.*

15 dakikada bir Çeçenler Ruslar tarafından kaçırılıyor, işkence yapılıp fidye alınıyor gizlice öldürülüp saklı bir mezara gömülmek üzere bilinmeyen bir yere götürülüyor. bir milyon Çeçen bombardımanlarda katledildi, işkenceyle öldürüldü.*Ruslar diyorki Çeçenistan’daki terör azalmadı Biz bütün Çeçen’leri öldüremedik – bize daha çok zaman verinki hepsini öldürelim."

murataltug1985
11-29-2017, 10:46
Çeçen katliamı
RuslarincecenKatliami.blogspot.com dan alıntıdır
Çeçenistan'daki Rus Terörü

Savaş Çeçenlere tek çare bırakıyor: Rus ölüm mangalarına” ölümcül bir direnişe geçmek – yada yıkıntılar içinde, açlık, sefalet, adaletsizlik ve aşağılamalar içinde yaşamak. Savaş Çeçen’leri, Rusya’nın ebedi düşmanı yapmıştır.*Savaşta Rusyada kanlı ticaretleriyle savaştan servet yapan bir avuç süper zenginin, Rusyadaki sefalet ve yoksulluk içinde yaşayan nüfusuyla aralarında gelir dağılımı adeletsizliği vardır.

Savaş Çeçenistan’ı “serbest bir suç bölgesi” haline getirmiştir, Rus suç örgütleri Rusya’da çocuk mafyası, ve organ mafyası türemiştir. Çeçenistan’daki ruslar kaçırdıkları Çeçen’lerin organlarını alıp organları İsrail organ mafyasına satmaktadır Bu şebekelerin başında Rus genaraller başları kesilip, dikiş atılmış cesetler vardır*

Çeçenistan’da Ruslar tarafından oluşturulan bu “serbest suç bölgesi” Rusya’nın dört bir yanındaki suç örgütlerini beslemektedir, bu durum rusya’da işlenen suç sayısında da artışlara sebep olmuş, antidemokratik değerler artık “hoşgörülür” hale gelmiş, toplum içinde yabancı düşmanlığı, korku, ümitsizlik ve nefretin yayılmasına sebep olmuştur, bunlar faşist rejimlerde görülebilecek davranışlardır. Rusyada çeçen katliamını anlatmaya çalışanlar cinayetlerle saf dışı edilmektedir Savaş Rusya’yı Stalin rejimine geçirmiştir.ilk amaç Çeçenistan’daki savaşın devam etmesidir, dürüst Rus vatandaşları Çeçen soykırımını uzaylılar yapmıyor, bu insanlık suçlarını Bu soykımı yapanlar insanlık suçlarını işleyenler oğullarınız.*Lütfen bunları durdurmaya çalışın.
Teşekkürler....''KAHROLSUN RUSYA''

murataltug1985
11-29-2017, 10:47
MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI

Yeni şafak İslam ve ihsan İslah haber T24 den alıntıdır

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
Hamd o âlemlerin Rabbi,
O Rahmân ve Rahim,
O, din gününün maliki Allah'ın.
Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti*
ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların*
ve o sapmışların yoluna değil.


Burma, Myanmar ya da Arakan… Hangi ismiyle hitap edilirse edilsin, bu bölgede yaşayan Müslüman halk, her dönem, çeşitli gruplar tarafından işkencelere, katliamlara, soykırım çabalarına mâruz kalmış bir halktır.

50 milyon nüfusu bulunan Burma’nın*yüzde 15’ini Müslümanlar oluşturmaktadır. Geri kalan nüfusun büyük bir çoğunluğu Budist. Müslümanların büyük çoğunluğu, ülkenin Arakan adlı bölgesinde yaşıyor.

1784 yılında Müslümanların siyasi iktidarı kaybetmelerinden sonra Burmalı Budistler, Müslümanları ezmeye,imha etmeye yönelik politika uyguladılar.Müslümanlar 1938 yılında bağımsızlık elde etmiş olsalar da iktidarı ele geçiren cunta, Müslümanlara büyük eziyetlerde bulundu

*Arakan Halkı, İslam Devleti’nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli olarak din değiştirmeye zorlandı. Fakat Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa* olsun dinlerini terk etmediler.Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliama giriştiler.

28 Mart 1942 yılında Minbya şehri Çanbilli Köyünde başlayan,ve bütün Arakan’a yayılan katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor.tarihi katliam esnasında yüz binlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.

İnsan hakları kuruluşlarının vermiş oldukları raporlara göre, 1962-1984 yılları arasında 20.000 Arakan Müslümanı öldürüldü. Yüzlerce kadına tecavüz edildi ve Müslümanların tüm mal varlıklarına el konuldu. Devletin iletişim araçları, İslam dini hakkında yalan ve iftiralar yaymak için kullanıldı. 1978 yılının baharında, 200.000 Müslüman Bangladeş’e göçmek zorunda kaldı.

1990’lardan sonra arakan Müslümanları kıyıma uğramış 200.000 kişi 1992 yılında Bangladeş’e sığınmak zorunda kalmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.

Myanmar haber ajanslarına göre: Budist çetelerin zulmü, cinayet, toplu tutuklamalar, tecavüz vakaları ve işkence suretinde kendini gösteriyor. Ayrıca, Ekonomi olarak bir çok boykotu yaşayan Myanmar Müslümanları’nın, evleri ve işyerleri ateşe veriliyor. Gençler keyfi tutuklamalar yüzünden yaşadıkları yerlerden kaçıyorlar. Budist çeteler, Müslümanlara ait olan ev, cami, işyerleri ve araçlarını kundaklamaya devam ediyor.

*2012 – 2013 yılları arasında Myanmar’da, çoğu Müslüman 250 kişinin ölümüne neden olan şiddet olayları yüzünden, yaklaşık 140 bin kişi yer değiştirmek durumunda kaldı. Budist çetelerin kontrolünde yaşanan bu olaylara Türkiye dışındaki ülkelerin büyük kısmı sessiz kaldı.

Tarihi zulüm ve işkencelerle dolu Burma Müslümanları, Müslümanlardan gelecek yardıma muhtaç, çaresiz bir şekilde işkence görmeye devam etmektedir. Müslümanların yeniden refaha ve huzura kavuşması için bir an önce, Arakan’da akan kanı durdurucak somut adımlar atılmalıdır.

Myanmar'ın Arakan eyaletinde yaşayan Müslümanlar, hükümetin baskıcı ve zulüm politikalarıyla karşı karşıya.Arakanlı Müslümanların maruz kaldığı zulmün başlangıç tarihi 1948 bağımsızlığını ilan eden ülkede, Müslümanlar o günden beri baskı ve zulüm altındalar. olayların 'katliam' noktasına gelmesinin kökeni yakın bir tarihe; 2012'ye dayanıyor.

murataltug1985
11-29-2017, 10:48
MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI
Arakanlı Müslümanlar yüzyıllardır eziliyor

Arakan’da yavaş yavaş sesini duyurmaya çalışan baskıcı cunta rejimi tarafından katledilmek istenen Müslüman Rohingyalılar, ülkede vatandaş olarak bile kabul edilmiyor. Yaşadıkları dram içler acısı... Rejimin askerleri tarafından binlerce mücahit ve Müslüman acımasızca katledildi, köyler yakıldı. Burma hükümeti 233 yıldır süren Müslüman kıyımına yeni katliamlarla devam ediyor

Myanmar'ın Arakan eyaletinde son 3 günde en az 3 bin Rohinyalı Müslüman hükümet güçleri ve zalim Budistler tarafından palalarla katledildi.
Yüzlerce kişi de Bangladeş ya da Tayland'a ulaşmaya çalışırken nehirlerde boğularak can verdi. Olayın en kötü yanı ise bu kadar zulüm sürerken dünyanın Arakan'a sessiz kalması oldu.*

dünyayı yöneten "egemen" güçler sadece günümüzde değil, geçmişte de Arakan'da yaşanan zulümlere sessizdi. Bunun en basit örneği 1942 yılında 150 bin Arakanlı Müslümanı'nın katledildiği olaylardır.Bu olaylar Arakan'da kısa süreli de olsa bir uyanışı başlatacaktı. Mücahitler artık zalimlere karşı birleşecekti.

murataltug1985
11-29-2017, 10:49
MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI
MÜCAHİTLER İSYAN ETTİ

Arakanlılar'ın bilinen tarihte yaşadığı en büyük acı 28 Mart 1942 baskı ve zulüm gören Arakanlı Müslümanlar, 1942'de Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyü'nde başlayan ve bütün Arakan'a yayılan katliamlarda en az 150 bin Arakanlı Müslüman öldürüldü.Bu durum 2. Dünya Savaşı bahanesiyle hiç dikkate alınmadı Çünkü dünyayı paylaşma savaşına girişen "süper" güçler için Arakan'da öldürülen Müslümanlar önemsiz birer varlıktı.*

Burma yönetimi Arakanlı Müslümanları Hindistan'a göç etmeye zorlayıp, üstüne geri dönmesinler diye mal varlıklarına el koymuştu. Budistler, 1947 yılında yeni bir saldırıyla katliam girişiminde bulundular.katliam ve eziyetler üzerine Arakanlı Müslümanlar Cafer Kaval isimli Rohingyalı(Arakanlı Müslüman) bir mücahitin etrafında birleşti ve yönetime karşı ayaklandılar. ayaklanma bir işe yaramadı.Burma idaresi kurduğu "Burma Toprak Gücü" isimli Müslümanları öldürmeye yemin etmiş Arakanlı Budistlerden oluşan sınır kuvvetiyle binlerce Arakanlı Müslümanı makineli tüfeklerle tarayıp, öldürerek göçe zorladı.
50 binden fazla kişi Doğu Pakistan'a göç etti.

Arakanlı Müslümanların güçleneceğinden korkan Burma Devleti'nin Başbakanı U Nu, ve çok yakın dostu Siyonist İsrail'in ilk Devlet Başkanı David Ben Gurion'un Filistinlilere uyguladığı bir taktik geliştirecekti. U Nu, Budist Burma Toprak Gücü ile birlikte Müslümanlara kıyıma devam ederken, diğer yandan Rohingyalılara birtakım haklar vereceğini vadediyordu.Böylece Müslümanlar arasında ayrılık yaratmayı planlıyordu.*

Müslüman halk mücahitlere güvenmemeye başladı.myammar hükümeti 1954 yılında "Muson Operasyonu'yla" Müslümanlar arasından seçilen gönüllülerin de katıldığı ordu güçleriyle masum Rohingyalıların üzerine yürüdü. binlerce mücahit ve Müslüman acımasızca katledildi, köyler yakıldı. Kısacası Burma hükümeti Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmıştı.

sürekli olarak katliam korkusu içinde yaşayan Rohingyalılar parlamenter demokrasinin geldiği Burma meclisinden istekte bile bulunmaya çekinmişti. Hatta Burma hükümetinin "özerklik" vaadi reddedilmiş, Arakan'ın Burma'ya bağlı kalması Rohingyalılara sadece vatandaşlık verilmesi teklif edilmişti. Arakan'da bir devletin kurulması demek Müslümanlara karşı fırsat kollayan Budistler için koz olacaktı hükümet "Mayu Sınır İdaresi"altında Maungdav, Butidaung ve Ratedaung"un batısını içine alan bölgeler için özel bir birim oluşturmaya karar verdi.

Arakan eyaletindeki şehirlere verilen haklar özerklik anlamı taşımıyordu. Müslüman bölgeleri ordu mensupları tarafından yönetilecekti.kısacası Arakan cunta baskısı altında yönetilecekti.Yasa yürürlüğe girdikten sonra Arakanlı Müslümanlar askeri yönetim altında inim inim inlemeye başladı.
Fakat Arakanlılar bu askeri yönetimi bile arar hale geldi.

murataltug1985
11-29-2017, 10:51
MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI
İSLAM DEVLETİ YIKILDI, ZULÜM BAŞLADI

Yeni şafak İslam ve ihsan İslah haber T24 den alıntıdır

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
Hamd o âlemlerin Rabbi,
O Rahmân ve Rahim,
O, din gününün maliki Allah'ın.
Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti*
ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların*
ve o sapmışların yoluna değil.

Arakan Halkı, İslam Devleti'nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli din değiştirmeye zorlandı.Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa olsun dinlerini terk etmediler. Bunun üzerine Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliama giriştiler.

150 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN KATLEDİLDİ
28 Mart 1942 yılında ilk olarak Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyünde başlayan, daha sonra da bütün Arakan'a yayılan katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tarihi katliam esnasında yüz binlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.

Arakan'da zulmün tarihi!
SOSYALİST PARTİ 20 BİN MÜSLÜMAN KATLETTİ
Burma, 1948 yılında İngiliz yönetiminden sonra bağımsızlığını kazandı. 1962 yılında askeri darbeyle iktidara gelen komünist General Ne Win, devletin tüm imkânlarını Müslümanları yok etmek için seferber etti. Hazırlanan "Burma Sosyalist Parti Programı"nda, her türlü yol kullanılarak Müslümanların dinlerinden uzaklaştırılması hedefleniyordu.

1962'DEN SONRA ZULÜM ARTTI YÜZLERCE MÜSLÜMAN KADIN TECAVÜZE UĞRADI
1962-1984 yılları arasında 20.000 Arakan Müslümanı öldürüldü. Yüzlerce kadına tecavüz edildi ve Müslümanların tüm mal varlıklarına el konuldu. Devletin iletişim araçları, İslam dini hakkında yalan ve iftiralar yaymak için kullanıldı. 1978 yılının baharında, 200.000 Müslüman daha Bangladeş'e göçmek zorunda kaldı.

200 BİN ARAKANLI BANGLADEŞ'E SIĞINDI
1990'lardan sonra Müslümanlar tekrar büyük bir kıyıma uğramış ve 200.000 kişi 1992 yılında Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.

GÜNÜMÜZDEKİ BUDİST İŞKENCESİ
Myanmarda Budist çetelerin zulmü, cinayet, toplu tutuklamalar, tecavüz vakaları ve işkence suretinde kendini gösteriyor. Ay Ekonomi olarak bir çok boykotu yaşayan Myanmar Müslümanları'nın, evleri ve işyerleri ateşe veriliyor. Gençler keyfi tutuklamalar yüzünden yaşadıkları yerlerden kaçıyorlar. Budist çeteler, Müslümanlara ait olan ev, cami, işyerleri ve araçlarını kundaklamaya devam ediyor.

2013'TE 140 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN ZORUNLU GÖÇE UĞRADI
2012 – 2013 yılları arasında Myanmar'da, çoğu Müslüman 250 kişinin ölümüne neden olan şiddet olayları yüzünden, yaklaşık 140 bin kişi yer değiştirmek durumunda kaldı. Budist çetelerin kontrolünde yaşanan bu olaylara Türkiye dışındaki ülkelerin büyük kısmı sessiz kaldı.

ZULÜM 2017 YILINDA DA DEVAM EDİYOR
Arakan'da katliam bugün de devam ediyor. Budistler 2017 yılında, dünyanın gözleri önünde 3 bin Müslümanı katletti. Onbinlerce insan topraklarından sürüldü. Tarihi zulüm ve işkencelerle dolu Burma Müslümanları, Müslümanlardan gelecek yardıma muhtaç, çaresiz bir şekilde işkence görmeye devam etmekte Müslümanların yeniden refaha ve huzura kavuşması için bir an önce, Arakan'da akan kanı durdurucak somut adımlar atılmalıdır

Rohingya’da müslüman soykırımı Budist Rahiplerin 3 müslüman gence attıkları iftira ile başladı.3 kişilik Budist Rahip grubu, 26 yaşındaki Burmalı kadına tecavüz edip öldürdüler. Kadına tecavüz edenlerden birisi,erkek arkadaşıydı kadın tarafından terkedilmişti.Bu durumu kaldıramayan eski erkek arkadaş yanına 2 kişiyi alarak önce kadına tecavüz etti ve sonra da onu öldürdüler.

Katil Budistler, öldürdükleri kadın cesedini, bir müslüman köye bırakıp kaçtılar. Cesedin bulunmasının ardından Budist Rahipler kadının başına gelenlerden müslümanları sorumlu tuttu 3 masum müslüman genç tutuklandı. gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi ölüm cezasına çarptırıldı.hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu...

bir çok radikal rahip, Burmada Rohingyalılara karşı bir propoganda başlattılar.slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir. Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”...

murataltug1985
11-29-2017, 10:52
Burma hükümetinin verdiği destekle iç tehdit gerekçesi ile rahipler tarafından müslüman köyleri baskına uğramaya ve yakılmaya başlandı...
Budist rahipler Burma güvenlik güçleri ile beraber gece vakti bir müslüman köyü yakıyorlar...
Rahipler müslüman evlerini yakarken, güvenlik güçleri rahiplerin emniyetini sağlamakla görevlendirildi.

Bir Burmalı güvenlik görevlisi gündüz vakti müslüman köyü yaktıktan sonra resmedildi.
Bir güvenlik görevlisi alevlerden kaçan müslümanlara ateş ederken...güvenlik güçleri ve Rahipler Razak, Lalu ve Syed Ahmet köylerindeki evleri yaktılar. Müslümanların ticarethaneleri ve 150,000,000 Kyatlık ticari malları yakıldı. Sawmawna köyündeki cami ateşe verildi. 200 Rohingyalı evsiz kaldı.

Tarihler 9 haziranı gösterdiğinde 100’ün üzerinde Rohingyalı müslüman hayatını kaybetmiş, 500ün üzerinde müslüman evsiz kalmışdı.Müslüman halk, polis, güvenlik güçleri ve rahipler tarafından her gün katliama uğratılıyordu.

Müslümanlar kaçarak geldikleri Bangladeş ülkesinden barınak talep ederken...
Bangladeşte karaya çıkmak isteyen müslümanların kayıkları tekrar zorla denize itiliyor...
Tüm beklentiye rağmen Tağut Bangladeş hükümeti Arakanlı müslümanların ülkelerine girmelerine izin vermedi halk içinden herhangi bir kişi Arakanlılara ensarlık yapıp ev verirse, tutuklamaya ve muhacirleri de sınır dışı etmeye başladılar.
Arakanda tutuklanan bir müslümanın akibetinden, herhangi akrabasının haber alması mümkün değildir.*

8 haziran ve 19 haziran tarihleri arasında 60 müslüman kadın Hükümet güvenlik güçleri, polisler ve Budist rahipler tarafından tecavüze uğradı

murataltug1985
11-29-2017, 10:53
Budizm murat bardakçı köşe yazılarından alıntıdır

Bir zamanlar sık sık rastladığımız bu akıl kumkumaları bizde de mevcutlar!*“İç bedenimle konuşmaya başladım, kendimle hesaplaşıp huzuru buldum”*diyorlar aç kalıp nefeslerini tıkamak istemeyen tembelleri de son zamanların bir başka modası “deist”,*“meist”*oluyorlar!

Budizm 70’li seneleri yaşayanlar hatırlarlar: Bütün dünyayı bir*“Dr. Lobsgang Rampa”*modası sarmıştı. Tibetli Budist rahibi, Tibet’in Çin işgaline uğramasından sonra memleketini terketmiş ama her nedense Amerika’ya gitmiş ve Üçüncü Göz”*diye bir kitap yazıp paraya para dememişti!
Kitapta neler vardı, neler: Budist rahiplerin alnına matkapla açılan her nedense kimsenin göremediği üçüncü bir göz,*“astral seyahat”dedikleri ruhî uçuş dersleri, düşüncesini gazete okuma teknikleri vesaire...

Budizm“Üçüncü Göz”*öylesine çok satmıştı ki, okuyan herkes kuş misali havalarda uçuyorlardı Dr. Rampa’nın Amerikalı bir sahtekâr olduğunun ortaya çıkması bile kanat çırpmalara tesir etmedi!
“Üçüncü Göz”ün ardından bir de Tibet merakı ve Budistler’in ruhanî lideri*Dalay Lama*modası başlamıştı!

Budizm Dalay Lama*80lerde İstanbul’a gelmişti ve Galatasaray amigolarını bile hasetten çatlatacak şekilde sarı-kırmızılı renklere bürünmüş olan bu ruhanî liderde lider değil, usta bir politikacı lâf ebesi ve çok zeki bir Amerikan sözcüsü! havası vardı

Potalada, Dalay Lama’nın sarayında bitmek bilmeyen merdivenleri nefes nefese çıktım sadece ikinci katına kadar tahammül edebildim ve*“Potala burası mıymış?”*diye söylene söylene geri döndüm. Yorgunluktan değil, pislikten ve kokudan! Budistler’in ellerine, yüzlerine ve etrafa sürdükleri kutsal yağ kuruduktan sonra öylesine berbat kokuyordu ki, Nirvana’ya ulaşmak bu kokuya dayanmanın yanında çocuk oyuncağı sayılırdı!

böceğe, ota saygı duydukları söylenen Budistler kan döküyorlar ama İslâm Dünyası’nda bizim dışımızda kimsenin çıtı çıkmıyor ve 1989’da Nobel Barış Ödülü’nü alan*Dalay Lama’dan da, Hindistan’ın kuzeyindeki Daramsala’daki manastırının sözcülerinden de tık yok!
Budizm’in*“sevgi yolu”*olduğuna inanan ve ot yakıp ot yiyen Budist tanıdıklarıma muhabbetlerimi gönderiyorum!

murataltug1985
11-29-2017, 10:53
Arakanda katliam var hayvanlar uyuyor
Yeni şafak İslam ve ihsan İslah haber T24 den alıntıdır

Bismillahirrahmânirrahîm.
Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
Errahmânir'rahim
Mâliki yevmiddin
İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
İhdinessırâtel müstakîm
Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Burmada Ne Win'in istifasının ardından askeri ve sivil hükümetler birbirini izledi, vahşet hiç azalmadı,şiddetlenerek arttı. Ocak 1992'de Burma'da yaşayan Müslüman azınlığa mensup 700 kişinin Bangladeş sınırında boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı. 1994 de ise 1000'den fazla Müslüman yargısız infazla öldürüldü.Burma Müslümanlarının en büyük sorunu dünyayla iletişim kuramamak ve yaşadıklarını anlatamamaktır. ülkeye giriş yasaklanmış bölge yabancılara kapatılmıştır.

Burmada 1990'lardan sonra Müslümanlar kıyıma uğramış ve yine 200.000 kişi 1992 de Bangladeş'e sığınmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.*

Myanmar, 60 milyon nüfusuyla*Güney Doğu Asya’nın en büyük ikinci ülkesi Askeri rejimle yönetiliyor. Çok zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen askeri rejim nedeniyle 1962’den bu yana dünyanın en fakir ülkelerinden biri sağlık sistemi çok kötü ve dünyada 190. sırada yer alıyor.yaşam süresi ise 57. Halk turistlere alışık değil,halkın isteyeceği son şey başını belaya sokup polis ve askerlerle yüz yüze gelme.

50 yıldır askeri iktidar tarafından yönetilen*Myanmar*(Burma),Asya’nın kapalı kutusu. güvenli olduğu söylenemez. 1962de Asya’nın en zengin ikinci ülkesi iken general Ne Win’in başlattığı*Burmese Way to Socialism*programı sayesinde bölgenin en fakir ülkelerinden biri haline gelmiş.

Burma 1962 de tıkılıp kalmış, ne altyapısı ne de sosyal yapısında en ufak bir ilerleme yok.ordu sıkılınca ülkenin adını, bayrağını, başkentini ve şehir isimlerini değiştiriyor* Dış ülkelere kızarsa sınırlarını kapatıyor,ne turistler dışarı çıkabiliyor ne de dışarıdan insan girebiliyor ülkeye.

burmada uğruna savaşılan demokrasi ülkeye gelecek gibi gözükmüyor.ordu tarafından halka uygulanan yoğun bir baskı ve acımasız kurallar var. Ülkeyi anlamak istiyorsanız George Orwell’in “Burma Günleri” kitabını okumanızı tavsiye ederim. Orwell Myanmar için üç kitap yazmış derler Burma Günleri, Hayvan Çiftliği ve 1984!

İslâm âleminin mübarek Kurban bayramını karşıladığı günlerde Myanmar’daki zulüm rejimi, Müslümanların yoğun olduğu Arakanda büyük bir katliam gerçekleştirdi. Katliama gerekçe olarak bölgedeki karakollara baskınlar düzenlenmesi gösterildi.gerçekleştirilen saldırılar ve katliamlarda özellikle bu tür gerekçelerden yararlanmaları dikkat çekiyor.*

murataltug1985
11-29-2017, 10:54
Halepçe katliamının tanıkları

Katliamda sağ olarak kurtulmayı başaran Ekrem Mahmud isimli bombardımandan nasıl kurtulduklarını söyledi.*Biz dayımlara yemeğe davetliydik.bombardıman başlayınca,sığınağa koştuk. Kimyasal gaz kullanıldığından ıslak bir bez parçası ile Ağzımızı burnumuzu kapamaya çalıştık ve sığınaktan aracımıza koştuk.kuzenlerimden biri yere yığıldı. Kardeşlerim onu taşımak istedi. Ancak olmadı onla oyalansaydık biz de ölecektik. hızla uzaklaştık.

Çok acı günler geçirdik O günün acısını hala unutamadığını söyleyen Soyba Hanim isimli bayan ise, ' Olaydan Sonra kaçtık izimizi kaybettirdik. Tek başıma Tahran'da tam 3 ay yaşadım. Çocuklarımın başına ne geldiğinden haberim olmadı. Döndüğümde çocuklarımı kaybettiğimi öğrendim. en Son küçük oğlumun cesedini bulabildim. Çok ağır ve acı günlerdi, evimden dışarıya adım atamıyorum ' dedi.*

TÜM AİLEMİ KAYBETTİM*
Osman Mustafa isimli Halepçe 'li Bende gazdan etki gazın bulunduğu yerde olmadığım için 24 saat Sonra ayıkmışım. Eşimi alarak İran 'a kaçtım. döndüğümde 5 'i erkek ve 2 'si kız kardeşimi, anne ve babamı, 2 yengemi ve 1 yeğenimin hayatını kaybettiğini öğrendim.” ifadesini kullandı.*

Halepçe Katliamının üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen katliam tanıkları bu acıyı yüreklerinde taşıyorlar. Katliama tanık olan Mehdi Hama Arif, 5 bin insanın kimyasal silahlar sonucunda yaşamlarını kaybettiğini, 15 bin insanın yaralı bir şekilde İran’a kaçtığını belirterek Irak rejiminin her şeylerini yok ettiğini dile getirdi.

Mehdi Hama Arif, Halepçe katliamına tanık olan 100 binlerce insandan bir tanesi. Irak rejiminin ilk başta kimyasal bomba atmadığını dile getiren Mehdi Hama bombalı saldırılar üzerine halkın kimyasal saldırıların yerin altında daha fazla tesir gösterdiğini belirtti.*

Mehdi Arif, İran’a kaçarken para dahi alamadıklarını İranda 6 yıl kaldıklarını ve 6 sene boyunca geriye dönemediklerini dile getiren Arif, şehre döndüklerinde şehrin harap halde olduğunu söyledi.

Hama Arif, katliamın tesirlerini örtbas edilmek için şehri yeniden dizayn edildi Halepçe olduğu gibi bırakılsaydı,katliamın tesirleri görülecekti katlam izleri yok edildi. Bilerek ve isteyerek bu katliamın izleri yok edildi.*

Katliam mağdurlarına en büyük yardımının İranlılar tarafından yapıldığını söyleyen Mehdi Arif, İran helikopterleri yaralıları alıp İran’da tedavi ettirdiler
Türkiye’nin bölgeye uzak olduğu için yardımını gönderemediklerini ifade etti.*

Halepçe Katliamı Irak*savaş*uçakları, Halepçe'yi bombaladı. Ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldı ve çocuklar kokuya doğru koştu. Son sözleri, ‘Daye behna seva te’ yani 'Anne elma kokusu geliyor' oldu. Sonra da birer birer öldüler...

murataltug1985
11-29-2017, 10:54
Halepçe Katliamı*

16 Mart 1988 yılında Baas rejimiEnfal hareketi ismini verdiği operasyonda,*Irak'ın kuzeyindeki Halepçe kentini*savaş*uçakları ile 3 gün boyunca kimyasal gazlarla bombalandı. Resmi rakamlara göre 5 bin sivil kimyasal gazlardan zehirlenerek öldü, 14 bini aşkın kişi yaralandı.*Olay*nedeniyle 1 milyondan fazla kişi Türkiye ve*İran'a sığındı.
Kimyasal saldırı 'Kimyasal Ali'

Saddam Hüseyin*İran*ordusunun ilerleyişini durdurmak için*Irak*Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral*Alî Hasan Tikritî'ye (Kimyasal Ali)*zehirli gaz bombaları*kullanmayı emretti...Kimyasal bombalar ilk olarak Balisan Vadisi'nde kullanıldı.Balisan’ı, Şanexşê köyü takip etti.*Rejim*güçleri Talabani’ye bağlı güçlere ve ailelerine saldırdı. 28 kişi öldü, 300 kişi yaralandı. Kimyasal saldırıların üçüncü ve en büyüğü Halepçe’ye yapıldı.

Halepçe Katliamı*İran-Irak*Savaşı esnasında, Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı imha operasyonunun bir parçası.Irak Kürdistanı’nın İran sınırındaki kasabası Halepçe’de 76 bin kişi yaşıyordu.*

bombardıman başladığında ortaya bir koku yayıldı. Hayatta kalanların elma kokusu dediği kokuya kimse anlam veremedi.Kokuyu genizlerinde hisedenler ölmeye başladı. Hem insanlar, hem hayvanlar…ölüyordu Bombardımanda hardal, sarin gibi gaz içeren bombalar kullanılmıştı. Gazı soluyanların derisi yanmaya başladı, solunum sistemleri çöktü. Kimi evinin kapısında kimi bahçesinde,kimisi ise ‘kurtulurum’ umuduyla kaçtığı dağ yolunda ölüme yakalandı.

aralıklarla süren saldırılarda ölenlerin sayısı net değil. Bir çok kesiminin kabul ettiği ortak sonuç,en az 5 bin kişinin öldüğü, 14 bin 765 kişinin yaralandığı. yabancı gözlemciler, sayının çok daha fazla olduğu görüşünde.

Şans eseri hayatta kaldığını anlatan Ümit Reşit saldırı sonrasında "İran sağlık ekipleri beni İran’a götürdü. Sağlık durumum çok kötüydü. serumu içtim ve kanama geçirdim.beni hastaneye sevk ettiler. ölenler oluyordu.bayılmışım, öldü sanıp kefenlemişler. Mezarlığa götürülmeden kendime geldim”Bir kampa yerleştirildim 6 ay sonra babam tarafından bulunup, Halepçe’ye getirildim*


Ağustos*1988'de*Irak*ve*İran,*ateşkes*anlaşması imzaladılar.*Irak ordusu*ateşkesten 5 gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söyleniyor. Halepçe'de özürlü doğum oranı*Hiroşima*ve*Nagasaki'nin 4-5 katı Amerika*ise bu iddiayı suistimal ederek*Zayıflatılmış Uranyum*mermilerinin kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.

Cihannur
11-29-2017, 14:01
İnsanlığın başına büyük bir belanın gelmesini bekliyorum. Gelmesini beklediğim belanın nedenleri ise Arş-ı Âlâ'yı titretecek derecede büyük zulümlerin (katliamlar, işkenceler, tecavüzler vd.) yapılması, yapılan o büyük zülümlere sessiz, tepkisiz kalınması, zulümlerin önlenmesi için elden gelenin yapılmaması ve homoseksüelliğin yani cinsî sapıklığın hem dünya genelinde yaygınlaştırılması hem de cinsî sapıklık olan eşcinsel evliliklerin dünya genelinde pek çok ülkede yasallaştırılmasıyla cinsî sapıklığa meşruiyet kazandırılmaya çalışılması. İşte temelde bu nedenler yüzünden dünyanın başına büyük bir belanın geleceği kanaatindeyim.

murataltug1985
12-02-2017, 10:07
Kaynak habertürk.com
Komisyon Başkanı Miroğlu,Diyarbakır Cezaevi'ni anlatırken gözyaşlarını tutamadı orhan miroğlu diyarbakır cezaevini anlatıyor

Her katta 10 hücre vardı 4 kattan oluşuyordu. Birinci kat lağımla doldurulmuştu. herkes lağımın içerisine sokuldu. Ona banyo' diyorlardı."
Diyarbakır Cezaevi hüzünlü ve tarihi bir andı İçinden sağ çıkacağınız belli olmayan bir cezaevinden sağ kurtuluyorsunuz arkadaşınıza ait ölüm hatıralarıyla ayrılıyorsunuz. 1981 de Diyarbakır'da toplama ve işkence merkezinde" tutulduk üç aylık sürede gözlerimiz tamamen bağlıydı o göz bağlarının kesmesinden dolayı oluşan yaralar halen yüzümdedir

Diyarbakır Cezaevi'ne gitmek azaptı tutuklanıp tutuklanmamayı bekleyen insanlar vardı. insanlar, her sabah dehşeti yaşarlardı. Diyarbakır Cezaevi'ne geç gitmek bile büyük bir faydaydı Yüzbaşı Yıldıran'ın geldiğini gördük. Herkes çıplaktı Köpekler saldırımayı bekliyorlardı yüzbaşı tekmil aldı içeriye 50 kişilik gardiyanlar girdi hepsinde sopa vardı. Çıplak insanlara saldırdılar.diş macununu yedirdiler. Yüzbaşı Esat, banyo yaptırın' dedikten sonra işkence 4-5 saat sürdü. Kaçıyorduk. Bizi bulup işkence yapıyorlardı

2 kişilik hücrelere 25 kişi konulduk vücutlarımız mosmordu Hücrelerde 3 ay tutulduktan sonra koğuşlara dağıtıldık örgütle özdeşleştirildik hepimize PKK'lısınız" denildi hastanede mahkumların ölüm haberini aldık Diyarbakır Cezaevi'nde verem çok yaygındı ölüm aşamasına gelinceye kadar tedavi edilmedik genç yaşta arkadaşlarımız hayatını kaybetti 15-16 yaşlarında gençler Hastaneye kaldırıldılar gardiyan Eşyalarını istemesi öldüğünün işaretiydi."

1982 de bir kış gecesi havalandırmaya çıkarıldık
balyozla buz kırdık Kırılan buzlar cam parçasıydı yerler Bir cam tarlasıydı . soyunun' dediler. Herkes soyundu cam parçasının üzerinde süründürdüler. feryatlar yükseldi gökyüzüne. Her tarafımızı buz parçaları kesti İçeriye girdiğimizde iki büklüm olmuştuk

murataltug1985
12-02-2017, 10:07
Kaynak habertürk.com
Komisyon Başkanı Miroğlu,Diyarbakır Cezaevi'ni anlatırken gözyaşlarını tutamadı orhan miroğlu diyarbakır cezaevini anlatıyor

Babam Diyarbakır Cezaevi'nde her zaman ziyaretime gelirdi , annem yaşlı olduğu için çok gelmedi ilk gördüğünde beni tanıyamadı
"Annem Kürtçe ve Arapça bilirdi Türkçe konuşamazdı.cezaevine girmeden 26-27 yaşındaydım. gayet iyiydim Kurtoğlu'ndaki işkenceler, açlık ve Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarımız kilolarımızı alıp götürmüştü.,
40 kiloydum Annem, beni tanıyamadı.Kürtçe konuştu, gardiyan Kürtçe yasak' dedi. Sonra Arapça, dedi. Gardiyan müdahale annem görüş kabinin içinde yıkıldı."Görüş günleri eziyetti dayakla gidip geldik bedenlerimize değmedi. Banyoda kış ayı olmasına rağmen buz gibi suyu hortumla üzerimize tuttular." İşkencelerin direnişlerinin ardından işkencelerde azalma oldu Diyarbakır Cezaevi'yle yüzleşebilseydik ülkenin siyasi tarihi azda olsa farklı olurdu.

murataltug1985
12-02-2017, 10:07
Kaynak ilkehaber.com
DİYARBAKIR CEZAEVİ KADINLAR KOĞUŞU VE ‘SOYUNUN ULAN!’ SESLERİ...Diyarbakır Cezaevi’nde 8 yıl yatan Emine Turgut, yaşadığı insanlık dışı işkenceleri anlattı.

“10 yıl yattım cezaevinde.*1981 Ocak’tan 1991’e kadar. 8 yıl Diyarbakır Cezaevi’ndeydim. Cezaevinde 19 yaşındaydım.*Gözaltında her türlü işkenceyi gördük. idam da edilecek olsak cezaevine gidelim diyorduk ama bilmiyorduk cezaevinde yaşayacaklarımızı. Sadece işkenceden kurtulmayı düşünüyorduk İlk Diyarbakır’a getirildiğimizde, erkekleri dövüyorlardı. Tek kadındım Su istedim 3 hücrede gözümü açtım. Soymuşlardı beni. Karşımda köpek Co. Üzerimde İstiklal Marşı, andımız, bunlar ezberlenecekti*su istemek için döndüm beni dövdüler

Esat Oktay talimat verdi.*marşları okumamı istedi. Donmuş durumdayım, dayak yemişim,marşları söylenmem isteniyor. ‘Hatırlamıyorum’ diyemedim. Kâğıdı almıştım elime. Korkuyordum titriyordum. imansız’, ‘diazem’ yazılı coplarla giriştiler bana.*hücrede buldum kendimi yine.*
KARŞIMDA CO...uyandım. Kıpırdayamadım Köpekten korkuyorum. beni, yanına attılar, ‘13-14-15 yaşındaki kızlara sabah akşam işkence ettiler dövdüler. İşkencenin her türünü görüyorduk. Kadın olmak sertliği azaltmıyordu.*boklu suyun içine atarlardı bizi. ellerinde bayrak marş söylememizi isterlerdi.*140 marş. Bilmemek dayak yemekti. Yaşlıların önlerine atardık uyuyamazdık. kadın kimliğimiz rağmen Her türlü işkenceyi yaptılar bize.*

cezaevinden sonra, vücudumda şarapnel parçası vardı işkenceden dolayı girmişti vücuduma işkence yapılırken, eşimiz ve çocuklarımıza izletirildi*Esat Oktay. Köpeğinin ısırmadığı kimse kalmadı Cinsel organım parçalandı tedavi olamadım. onunla yaşamak istiyorum, unutmamak için.”*Bir köpek sesiyle askerler hazır ola geçti. Yüzbaşı Esat Oktay’ı, işkenceci ekibini ve Co’yu gördük. Bize ilk cümlesi; ‘Aybaşı mı oluyorsunuz, Co kokuyu aldı Burası Diyarbakır burada Allah benim. Hepiniz dediklerimi yapacaksıniz diyen oktay yıldırayım Gitmesiyle, askerlerin bizi tekme-tokat dövmesi bir oldu.

Soyunun ulan!’ sesini duyduk. soyunmayınca 20 asker bize tüm güçleriyle vurmaya başla. Bir arkadaşın kulağı patladı.kadınların kazaklarını. Çamaşırlarını ve sutyenlerini çıkardılar yırttılar sarkıntılık yaptılar Tam bir hayvanlık

murataltug1985
12-02-2017, 10:08
Kaynak bianet.org
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi tanıklar anlatıyor

Beş yıllık bir kabustu, amaç kimliğimizi ve kişiliğimizi ortadan kaldırmaktı, insan soyu böyle zulüm görmedi, cehenneme giden yolda bizi açlıla terbiye ediyorlardı... Diyarbekir zindanında
"Hakkarili yaşlı bir adam vardı; o kötü şartlarda namazını kılardı Kürtçe yasaktı görselerdi öldürürlerdi ben kendimi öldürmek istiyorum" dedi. çok şaşırdım Müslüman bir adam bunu nasıl der? 'Onu bu hale düşüren neydi Adnan Güllüoğlu*30 yaşındaydı. 12 Eylül işkenceleri nedeniyle kulağında yüzde 70 duyu kaybı var Şanlıurfa'da işyeri hekimliği yapıyor.

Diyarbakır 5 Nolu Askeri ceza evi.Göz görür dil anlatamaz 14 yaşındaki çocuklar soruşturmada kaldı işkencelerden nefes darlığı, böbrek rahatsızlığı ve bel ağrısı kaldı. Çocuklarımızla, eşimizle, konuşurken asabileşiyoruz,"26. Koğuştaydık. çatıda bir miyavlama sesi geldi. Koğuşta 140'a yakın insandan 50'nin üzerinde insan ağlamaya başladılar! İnsanlar bir kedi sesine bile hasrettiler hüngür hüngür ağladılar.
o ses yaşamı ve özgürlüğü bize çağrıştırmıştı."
Çocuk olduğum için daha fazla işkence yaptılar

16 yaşında çocuk yaşta .İdamla yargılandılar 24 yıl ağır hüküm giydiler. İşkencelerde kulak zarları patladı yıllar geçmesine rağmen yaşadığı işkencelerde romatizma, bel ağrıları çekenler var
TKPML-TYKO davasından Garabet Demircioğlu
Maşallah"lı sünnet elbisesi giydirerek, törenle sünnet ettirdi Esat Yıldıran gururla "Garebet'i sünnet ettirdik, ismini Ahmet olarak değiştirdik. Artık adı, Garbis değil Ahmet'tir" diyordu.
ASALA'nın eylemlerinden dolayı, gece yarısı komando baskınlarıyla hepimizi dayakla yere seriyorlardı Ermeni arkadaşlarımıza fare yediriliyor özel olarak dövüyorlardı. Masum insanları
ASALA cı ve pkk lı olmakla suçluyorlardı

murataltug1985
12-02-2017, 10:08
Kaynak bianet.org
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi tanıklar anlatıyor

Mahmut Yiğiteli Bütün İşkence aletleriyle Lice'ye getirdiler Eşinin yanında çırılçıplak soydular, askıya aldılar, elektrik verdiler, oto lastiğine koydular. Yanında eşini taciz ettiler... Yiğitel, 12 yıl ceza aldı, anlatıyor.koğuşta Hasan dayı diye bir Yezidi vardı; PKK'liler Hasan dayının evine gidip geliyorlar.ve üzerine iftira atıyorlar Hasan dayı yakalanıyor, pkk lıların attıkları iftiralarla diyarbakır cezaevine atılıyor Hasan dayıyı rahat bırakmıyorlar işkence yapıyorlar.

Hasan dayı bir kayalığın başına silah saklamışım, beni götürürseniz, gösteririm" diyor. Bir uçurumun kenarına gidiyorlar. Hasan dayı,Askerler yeri kazmayla uğraşınca, Hasan dayı uçurumdan aşağı atıyor. Uçurumdan atlıyor Bir kolu, bir bacağı kırılıyor, bir gözü kör oluyor.Hasan dayıyı bizim koğuşa atmışlardı. Ayağı, kolu sakat bir gözü kör, Türkçe bilmiyor, kimsesi yok.sessiz sedasız ranzada uzanıyor hiç sesini çıkarmıyor, bir şey istemiyor

Bir gün hücremize Diyarbakır Eski Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Ezber'i getirdiler. Ezber, arkadaşım ve dostumdur. hiç bir örgütle ilişkisi olmamıştı. Ancak iftira atarak TKP ile bağ kurmuşlardı. Öğrencilik döneminde devrimciydi Burnu 3 defa kırılmıştı. Akıllı, zeki, espriliydi Hoş geldin dayağından hücreye getirdiler.askerler geldiler.Yeni gelen ibne dışarı çıksın" dediler. Kemal Esas duruşta bekliyordu Askerin biri ulan ibne, hangi örgüttensin?" dedi.Kemal dayağın korkusuyla, Cumhuriyet Halk Partisi örgütü üyesiyim komutanım." cevabını verdi.
CHP isimli bir örgütü duyulmamıştı Cezaevine binlerce insan geliyordu. BPKK, TKSP, KUK, DDKD, RIZGARİ, KAWA, TKP, TİK-KO, KURTULUŞ, DEV YOL gibi örgütler vardı Gardiyanlardan biri bağırdı;- Vay be, yeni bir örgüt kurulmuş. Ulan ****** çocuğu, şimdi ananı s..tik. Kemal'e yüzlerce cop vurdular ve komaya soktular.

Nuri Sınır: İnsan soyu böyle bir zulüm görmedi
O 51 yaşında; cezaevinde 27 idi yaşı. Bel fıtığı, reaksiyon sağlık problemleri yaşıyor... 4 sağlam dişini çürükler yerine cezaevi diş hekimi çekmiş almış... Diyarbakır belediyesinde çalışıyor anlatıyor.
Aziz Nesin diyarbakır cezaevinde kalmış cezaevi uygulamaları için insanlarla görüşmek istiyordu anlatmaya başladım, Aziz Nesin Yahu çocuklar, ben kendi hayal dünyamı çok geniş biliyordum. Ama bakıyorum ki, Kürtlerin hayal dünyası benimkinden daha çok genişmiş."anlattıklarımıza inanmadı ve anlattıklarımızı bir hayal ürünü olarak değerlendirdi.

murataltug1985
12-02-2017, 10:08
Kaynak bianet.org
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi tanıklar anlatıyor

Haluk Yıldızhan: Diyarbakır 5 Nolu askeri cezaevi
44 yaşında; 8 yıl hapse mahkum oldu, altı yıl hapiste kaldı. Unutkanlık, stress, şiddetli baş ağrıları ve telsiz sesine dayanamam gibi sorunları yaşıyor...ticaretle uğraşan Yıldızhan diyarbakır cezaevinde gündelik yaşamı anlatıyor.
"Koğuş her sabah 5:30'da kaldırılırdı. kör jiletle susuz, sabunsuz ve aynasız, yüzleri kanata kanata yapılan tıraştan sonra sayıma kadar "eğitim" düzeninde, marşlar okunurdu

Sayım düzeninde görevli sopayla vurarak saydırırdı. koğuş cezalandırılırdı.havalandırmada, içeride daracık yerlerde soğukta saatlerce eğitim yapılırdı.Nutuk okutulur sesli bir şekilde tekrarlardık
"Diyarbakır 5 nolu Askeri Cezaevinde amacımız geçmişe takılıp kalmak değildir geçmişi unutmanın geleceği kaybetmek olduğunu çok iyi biliyoruz... anlatacaklarımız sayfalara sığmadı, yetmedi ve anlatılanların sadece yüzde birini anlatmaya çalıştım,"

murataltug1985
12-02-2017, 10:09
Kaynak mehmetsaliharvas.tr.gg.com
AHISKA KATLİAMI

Ahıska Türlerinin*sürgün edilmesi Ruslar tarafından 10-15 yıl önce planlanmıştır. 1921 den sonra komünist Sovyetler,*Ahbaz ve Acarkara Özerk Cumhuriyet kurma hakkı tanırken, Ahıska Türklerine bu hakkı tanımamıştır 1930 da binlerce ahıskalı hapse atılmış 1940 da Rus-Alman harbinde 40 bin kişi Alman cephesine gönderilmiş kadın ve ihtiyarlar demir yolu yapımı gibi ağır işlerde çalıştırılmışlardır
***********
1944 te Ahıska Türkleri SSCB üyesi Gürcistana nakletmek aslı olmayan bir şaiyalarla halkın zihni bulandırılmış ahıskalılar Gürcistan Cumhuriyetinden dışarıya çıkarılarak Orta Asya ve Kazakistan’a sürgün edilmiştir Stalin’in ülkeyi dev bir kampa, ve hapis haneye çevirdiği zamanlarda*Almanyanın Rusya’ya saldırdığı Dünya savaşında Ahıska Türkleri de Savaştan nasiplerini*aldılar. cepheye 40 bin asker veren Ahıska’da çalışabilecek*erkek kalmamıştı.**
*******
Sovyetler uğruna savaştan Ahıska Türklerinin 25 bin kadarı savaşta*öldü. Savaştan dönenlere Allah zaferden sonra*böyle bir dönüş göstermesin.********
talihsiz askerler köyde kimseyi bulamadılar. Boş evler, kimsesiz*sokaklardan başka. Onlar savaşırken, kanlarını canlarını verirken vatanları, anayurtları köylerinde bıraktıkları anneleri, babaları, çocukları sürgün edilmiştir.Savaş sonrası ödüllerini aldılar. Artık vatan yoktu, anne baba yoktu. Çoluk çocuk yoktu. Ahıskalılar Orta Asya’ya*sürülmüştü.
********
Ahıska Türkleri 1944’de Sovyetler sürgüne katılmak zorunda bırakıldılar. Türklerin Ahıska’dan*sürülmesine resmiyet kazandırıldı. diğer sürgün edilen halklara Kırım tatarları,*Almanlar, Karaçay, Balkarlar, Çeçen-İnguşlar Almanlarla işbirliğiyle suçlandılar Ahıska Almanlarla teması olmadı Fakat Stalin tarafından imzalanan 31*Temmuz 1944 tarihli yazısıyla Ahıska bölgesi Türk" diye adlandırılarak top yekûn sürgüne tabi tutuldu.

murataltug1985
12-02-2017, 10:09
Kaynak mehmetsaliharvas.tr.gg.com
AHISKA KATLİAMI

Stalinin ahıska türklerini sürgün ederken imzaladığı belge şöyledir
******
DEVLET SAVUNMA KOMİTESİ KARARI
31 TEMMUZ 1944
MOSKOVA-KREMLİN

Başkan sayın MEHMET*OĞUZ

Gürcistan SSCB sınırını korumak üzere Devlet Savunma Komitesi, aşağıdakileri kararlaştırmıştır.
Gürcistan SSC’nin sınır şeridi olan Ahıska, Adige, Aspinza, Ahılkelek ve*Bağdanovka noyanlarıyla Acaristan Özerk SSC’den Türk, Kürt ve Hemşinli olmak*üzere toplam 86.000 kişiden oluşan 16700 hanelik nüfustan, 40.000’i Kazakistan’dan*SSC’ye 30.000’i Özbekistan SSC’ye ve 16.000’i de Kırgızistan’a tahliye edilsin.Tahliye, SSCB Komiserliğince gerçekleştirilsin, tahliye 1944 Kasım ayında gerçekleştirilsin.

tahliye edilen göçmenlere bütün değerli*eşyalarını paralarını, ev eşyalarını, aile başına azami 1000 kg olmak şartıyla yiyecek olmalarına izin verilsin.
tahliye edilen göçmenlerin tarım ürünleri hayvanları, tarım araç, gereç ve aletlerinin*alınması için Yoldaş Khoştariya başkanlığında komisyon kurulsun.bırakılan tarım ürünleri, hububat, kuş, ev hayvanları karşılığında göçmenlere takas*makbuzu verilecektir. Makbuzda tahmini değerler gösterilecektir.**

Kazakistan Kırgızistan Özbekistan SSC yoldaşlar Kominist Partileri göçmenlerin kabulü, iskan ve istihdamları ile*ilgili gerekli önlemleri alacaktır.
Gelecek göçmenleri kolhozlara yerleştirilecek konutların tamiri yapılacaktır Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistana taşınmaları*iaşelerin temini iskan mahallinde sağlık hizmetleri sağlansın SSCB Ziraat Bankası Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’a göçmenlerine yerleşmek,ve ikamet için kredi versin.göçmenler çiftçiler olarak vergilerden muaf tutulsun bıraktıkları bahçe ve bağların bedelleri ödensin.
*****
toplam nüfusların azami 32 bin kişi olmak kaydıyla 7 bin hane iskan etme müsadesi verildi. iskanı, gerçekleştirilsin. .göçmen meselelerini çözmek*için Gürcistan Hükümeti tarım araçları için krediler versin uygun miktarda arsalar dağıtılsın*haneler devredilsin vergilerden muaf*tutularak ev*hayvanları verilsin
nakil ve Taşıma*masrafları Gürcistan Hükümetince karşılanacaktır.göçmen iskanı üç ay içinde tamamlanacaktır

murataltug1985
12-02-2017, 10:10
Kaynak mehmetsaliharvas.tr.gg.com
AHISKA KATLİAMI

ahıska*Sürgününün sebebi anlaşılmamıştır.* şu*düşünceler ileri sürülebilir. Ahıskalıların Türkiye’ye sınırdaş olmaları Türkiye’ye muhabbetle bakmaları ve bölgeyi Türklerden temizlemek isteyen Ermenilerin Moskova’ya baskıları sürgün sebepleri* sayılabilir. Kırım’ı Türksüz bırakmak kastıyla yapılan sürgünde Ahıska Türklerinin Alman işbirliğinden*dolayı sürülmemiştir

Ahıska Türkleri sürülürken onlara "Sizleri Alman tehlikesinden korumak*için başka yerlere naklediyoruz" gibi bir bahanenin öne sürülmüştür Ahıska Türkleri Orta Asyadaki kazakistan ve Özbekistana dağıtılmışlardır Sürgün Ahıska köylerinin boşaltılması ile başladı.Askerlerin kontrolünde*gerçekleştirilen sürgün, halkın, vagonlara*bindirilmeleriyle son buldu. vagonlardan sağ çıkılamayacaktı.

Tanıklardan Nuru Feyzullayeva şöyle diyordu; "Gece askerler köyümüzü kontrol altına aldılar 2 saat içinde toparlanmamızı emrettiler. Neden*sürüldüğümüzü anlatmadılar sadece vazifemizi yapıyoruz"*diyorlardı. "Böyle emredilmiştir" diyerek 220’ye yakın Ahıska köyü ve Türk Müslüman*nüfusu bir gecede Orta Asya’ya sürüldü. Tanık Latifşah Baratoğlu*şöyle diyor; kıyamet günü gelmişti. halk,*sokaklarda kamyonları bekliyordu

Demiryolunda yüzlerce insanın sesi duyuluyordu. Çocuklar ağlıyorlardı. kamyonlardan biri köprüden aşağı devrilmiş,*adamlar ölmüşler. Silahlı bir subay yırtık, delik deşik elbisesiyle 6 yaşındaki*kız çocuğunu vagon vagon gezdiriyor ve "Bu çocuk yetimdir,*babası cephede ölmüş. Ona sahip çıkın". Peki*ama Rus devleti için canını veren bu çocuğun suçu neydi Her vagonda 30-40 kişi vardı. Tuvaletsiz, susuz vagonlarda hayvan gibi götürülen bu adamların suçu neydi? Ölüleri defnetmek imkansızdı. Askerler ölüleri teslim alıyorlardı Nerede*cesetler, mezarları nerede? kimse bilmiyor. Bütün bu faciaya nasıl kahrolmazsın.
**************

murataltug1985
12-02-2017, 10:10
***********
Kaynak mehmetsaliharvas.tr.gg.com
AHISKA KATLİAMI

Ahıska katliamının tanıklarından Nuru Feyzullayeva eşini savaşa gönderdikten sonra dört*yavrusuna bakmak zorunda kalmıştı. Kısmet olmadı Orta Asya’ya sürgün edilirken*4 yavrudan tek bir yavrusu kalmıştı. binlerce anneye bu da nasip olmamıştı. kargo*trenlerinde götürülen Türklerin 17 bini açlık soğuk ve hastalıktan öldü.**
*
ahıska sürgününün şahidi olan bir Ahıskalnın söylediklerini hiçbir yazar hayal edemez" Beş hane ve otuzu aşkın kişi bir vagonda gidiyorduk. Kapıyı bir defa açıyorlardı. tekerlekler üzerindeki bu mezarda vagon denen tabutlarda idrar kesesi*patlayarak ölen kadınlar vardı. erkeklerin, çocukların gözleri önünde tuvalet*yapamazlardı, tuvalet yoktu. vagonun döşemesini delmek*zorundaydılar. Bu ise firar etmek demekti cezası infazdı yemiyorduk içmiyorduk ki rezil olmayalım. daire*oluşturup.etten duvar örerek su döküyorduk onlar utanıyorlardı, ama onları rezalete düşürenler neden*utanmıyorlardı
********
O vagonlardan nice facialar, vahşetler yaşandı. loğusalar vardı Loğusanın sesleri duyulmasın diye erkekler bağırıyorlar ve gözleri öfke ve kahırdan yaşla doluyormuş.kaç kişinin sürüldüğünü söylemek yasak edilmiş ise de 209*adet Müslüman köyünün sürüldüğü biliniyor*

murataltug1985
12-02-2017, 10:11
Kaynak mehmetsaliharvas.tr.gg.com
AHISKA KATLİAMI

Ahıska katliamında Laurantiy Beriyaya ait rapor şöyledir:Devlet Savunma Komitesi Yoldaş Stalin’e
SSCB Halk Komiteleri Başkanı Yoldaş Molotav’a
Kominist Merkez Komitesi Başkanı Malenkov’a

Devlet Savunma Komitesinin kararınca Türklerin, Kürtlerin ve Hemşinlilerin Gürcistan sınır bölgesinden*tahliye işlemleri tamamlamıştır.
Türkiye’nin sınırındaki akrabaları kaçakçılık yapmakta olup, muhaceret eğilimi*gösteriyor ve Türkiye istihbaratı için casusluk ve çete oluşturma kaynağı teşkil ediyordu.Tahliye için önlemler alınmıştı. tahliye edilenlerin sınırı geçmesini önlemek için Türkiye sınırımızın korunma ve gözetimi kuvvetlendirilmişti. Adigen, Aspinza, Ahıska, Ahılkelek ve Boğdan* tahliye işlemleri Acaristan Özerk Cumhuriyetinde*
gerçekleştirilmiştir.

Toplam 91,000 kişi tahliye edilmiştir.
Tahliye edilenler Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’daki iskan yerlerine yol almaktadır. Tahliye*işlemleri düzenli ve olaysız bir şekilde tamamlanmıştır.Gürcistan’ın 7 bin köylü hanesi iskan edilecektir.SSCB Gürcistan SSC ile Türkiye sınırındaki hudut güvenliğini artırmak için özel önlemler alınmaktadır

SSCB Halk İçişleri Komiseri*LAVRANTİY BERİYA

murataltug1985
12-02-2017, 10:11
Kaynak mehmetsaliharvas.tr.gg.com
AHISKA KATLİAMI

Ahıska katliamındaki stalinin raporlarını değerlendirdiğimizde şu sonuçlar çıkar

Türk nüfusunun sınır güvenliği için tehlike oluşturmasına eşkiyalık, kaçakçılık, casusluk yalan ve iftiraları sürgün için gerekçe değildir çünkü erkekler silah altında olup Almanya savaşındaydı. İhtiyar,*çocuk ve kadınların tehlike oluşturacağı düşünülemez.Ahıska Türkleri Türklerden ayrı olarak ele alınmış ve güvenilmez oldukları vurgulanmıştır. Oysa askere alınmış ve*Almanya savaşına gönderilmişlerdir.*Sürgünde Gürcü liderler Beriya ve Stalinin Şovenliği*dikkat çekmektedir.**
Sürülen Türklerin yerine Gürcülerin iskanıyla Türklerin Ahıskaya dönüşü imkansız görülmektedir.**Sürgün normal bir tahliye olmayıp "Ceza"*gibi uygulanmış, devlet suç işlemiştir. toplu cezalandırma söz konusudur.
*******
Ahıska sürgününde şu faktörler unutulmamalıdır ***
*Batı Avrupa’da Almanya’ya karşı ikinci cephe açılmıştır zaferi kazanan SSCB, Türkiye*ile ilişkilerini gözden geçirmekte saldırısında bir politika izlemektedir İran Güney Azerbaycanda yayılmacı bir politika izlemekte Gürcü ve Ermeni topraklarının" iadesi talebiyle ermeniler sovyetlere baskı kurmakta Sovyetlerin yayılmacılık işgalcilik ve sömürge politikalarında Ahıskalı Türkler*sakıncalı görülmüşlerdir.

murataltug1985
12-02-2017, 10:12
Kaynak Olaganustukanitlar.com
150 bin Yahudi’yi kurtaran II. Bayezid!

Fatih hanın oğlu, II. Bayezid, 1481 de tahta geçmiş 31 yıl ülkeyi yönetmiştir. Bayezid han
Elhamra Kararnamesi ile İspanya’yı terk etmek zorunda bırakılan Yahudilere kucak açmış, Kemal Reis komutasında Osmanlı donanmasını İspanya’ya*göndererek, 150 bin Yahudiyi Osmanlıya getirmiştir 8. yy.’da Kuzey Afrika’daki Müslümanlar, İber adasını İslam İmparatorluğuna dahil ettikten sonra, Hristiyanlar ve Yahudiler, Zımmi vergilerini verdikleri sürece, dinlerini korumuşlardır Yahudiler, ticaret, ve bilimde gelişmişler rahat ve huzurlu bir yaşama kavuşmuşlardı.

zamanla İslam zayıflamış ve*14. yy da*iber adası İspanya’nın hakimiyetine geçmiş Katolikler Yahudileri Hristiyanlaştırımıştır Hristiyanlığa geçenlere, ‘dönme’ anlamına gelen “konverso” denilir. Yahudi konversolar için kullanılan isim ise ‘domuz’ anlamında “Marrano”dur. Yahudiler için, osmanlı zamanında cazibe merkezi olan ispanya toprakları cehenneme dönmüştür. İber yarımadasında 15. yy.’a kadar, *Yahudilik varlığını sürdürmüştür

Kastilya ve Leon Kraliçesi evlenerek, İspanya’daki İslam tasfiyesi hız kazanmıştır. 1478’de İspanyol Engizisyonu binlerce Yahudi’nin infaz emrini vermiş Müslümanların son kalesi Beni Ahmer devleti yıkılınca 2 Ocak 1492 de başkent Gırnata’daki Yahudiler*için,zor günler başlamış
31 Mart 1492’de Isabel ve Ferdinand, Yahudilerin Hristiyanları inancından döndürmeye çalıştıkları’ gerekçesi ile İspanya’yı terk etmelerini emreden, Elhamra Kararnamesini imzaladılar. giderken, sahip olduklarını almaları yasaklandı. Kararnameye uymayanlar, ülkeyi terk etmeyenler ve yardım edenler ölüm cezasına çarptırılacaktı.

murataltug1985
12-02-2017, 10:12
Kaynak Olaganustukanitlar.com
150 bin Yahudi’yi kurtaran II. Bayezid!

Elhamra Kararnamesi ile Yahudilere İspanya’yı terk etmeleri için verilen süre, 31 Mart 1492’de doluyordu. Bu tarih, Yahudilerin matem günü Tişa beAv’a denk gelmişti. Tişa beAv, Kudüs Yahudi’lerin dünyanın göz bebeği gördükleri dinsel yapı Beth Amikdaş’ın, yıkılış tarihidir.Kemal Reis komutasında*Osmanlı kadırgaları İspanya’ya doğru yola çıkar 150 bin yahudi II. Bayezid’in donanması ile Osmanlı topraklarına vardılar. onlar en şanslılarıydı Kuzey Afrika’ya geçenler, çöllerde vahşi hayvanlar ve zorlu doğa ile karşılaşıtılar.

II. Bayezid, yayınladığı bildiri ile Yahudi göçmenlere yerleşme hakkı ve vatandaşlık ve Yahudilere*hoşgörüyü emretti. Yahudilere kötü muamele edenlere, sert cezalar verildi
Kemal Reis kumandasındaki kadırgalarla,*Osmanlı topraklarına ulaşan Yahudiler, malarını kaybetmişlerdi ancak kültürlerini ve bilgilerini*Osmanlıya taşımayı başardılar. Osmanlının, gelişimine katkıda bulundular yükselme döneminde, kalifiye insan ihtiyacının karşılanması, ateşli silahların yapımı, teknoloji ve tıp alanında önemli katkıları oldu.*Saray’a hizmet ettiler Onlara İbranice, İspanya anlamına gelen “Sefarad” Yahudisi denildi. 16. yy.’da en parlak dönemini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu’nda, saraya hizmet veren Safarad Yahudilerinin osmanlı devletine önemli katkıları oldu.

Seferad yahudileri İstanbul, Edirne Selanik İzmir, Manisa, Bursaya yerleştirildiler.II. Bayezid elhamra
kararnamesini şaşkınlıkla karşıladı II. Ferdinand’a bilge hükümdar denmesi ile ilgili olarak*“Bir hükümdar, kendi ülkesini fakirleştirirken, benim ülkemi zenginleştiriyorsa ona nasıl bilge hükümdar denebilir?”*dediği rivayet edilir.

murataltug1985
12-02-2017, 10:12
Kaynak Bilgiustam.com
Yahudi soykırımı

2. Dünya Savaşında Hitler Yahudi Soykırımı Holokostla 2. Dünya Savaşında 6 milyona yakın Yahudiyi öldürdü. Peki soykırımı Hitler neden yaptı?*Kavgamda Hitler, Yahudilerin Alman ekonomisine darbe vurduğunu savunuyor. savaşı Yahudiler yüzünden kaybettiğini söylüyor. Savaşta silah fabrikaları Yahudilerdeydi işçiler Yahudiydi. fabrikalar greve giderek, Almanların mühimmat sıkıntısına sebep oldu. Hitler ihaneti affedemedi annesinin ölümünden doktorları suçlu görüyordu. doktorlar Yahudi’ ydi. Sizce Yahudi Soykırımında gizli güçlerle Siyonizm temsilcileriyle anlaşıldımı.

Almanya, 1. Dünya Savaşı’ nda müttefikimizdi. Almanya yenilince, çok ağır sonuçlara katlanmak zorunda kaldık. Dünya tarihinde en yüklü savaş tazminatı ödeyen ülke Almanya olmuştur.132 milyarlık altın para tazminatı Versay Barış Antlaşması ile Almanlara dayatılmış Alman ordusu 100 bin e düşürülmüştür. Alsas-Loren ile ekonomisine darbe vurulmuştu.
İmparator Wielhelm de savaş yenilgisiyle
ülkeden kaçtı Kasım Devrimi gerçekleşti. koalisyon hükümeti oluşturuldu.

Toplum çökmüştü. Fransızlar, almanları Versay Antlaşması’ yla yerle bir etmişti. Almanların başlarına gelecek lider Alman ruhunu canlandırabilmeliydi. milliyetçilik akımı ve hitler Almanları derinden etkiledi. Ve Hitler sahneye çıktı. Hitler Nasyonal Sosyalistlerin lideri oldu. Versay Antlaşması’ nı tanımayacaklarını vurguluyordu Parti programında ise Yahudi aleyhtarlığı vardı ediliyordu. maddelerden birkaçı şöyle:
Sadece bizim milletimizden olanlar vatandaş olabilir. Sadece Alman soyundan gelenler, milletimizdendir.hiçbir Yahudi milletimizin parçası olamaz.Halkımızın geçimi ve yerleşmek için toprak istiyoruz.

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi 4 yılda çok büyük bir güç haline geldi. 1924′ te mecliste 32 milletvekili vardı. Rotchilds ünlü Yahudi aile Almanlara destek sağlamıştır. Peki Almanlara yarar sağlayan bu planlar karşılıksızmı yapıldı

murataltug1985
12-02-2017, 10:13
Kaynak Bilgiustam.com
Yahudi soykırımı

1924 te Filistin Siyonistlerin hayaliydi. Çok büyük
paralarla bölgeden toprak satın alınmış Osmanlının son bulmasıyla siyonistler güçlenmiş emellerine ulaşacak filistin topraklarına sahip olmuşlardı. toprak yetmiyordu. Hayallerindeki Yahudi Devleti için Yahudilerin topraklara yerleşmesi gerekiyordu. İngilizler siyonistleri destekliyordu. Tüm propagandalarla Yahudi sayısı 85 bine ulaşmıştı Bir şekilde Yahudiler filistine göç etmeliydi
en fazla Yahudi Alman topraklarındaydı Almanya’ da milliyetçilikle yükselişe geçen Hitler
mali kaynağa sahip değildi. siyasal söylemleri ekonomik olarak desteklemeliydi. Aksi durumda seçimi kazanamazdı

Alman sanayi devleri olan Krupp, yahudi Rotchilds ailesi General Motors, Du Pond, Ford’ Rockefeller Ailesi Hitlerin en büyük destekçileriydi Bu Hitler 1933 de Cumhurbaşkanı Hindenburg tarafından iktidara getirildi. seçim formaliteydi halkın ve büyük şirketlerin baskısına cumhurbaşkanı dayanamadı Hitler vaatlerini gerçekleştirmeliydi Alman ekonomisi için Yahudi desteğine ihtiyaç vardı. organizasyonda ise Siyonistler vardı. 2. Dünya Savaşında Almanların top üretimini Yahudi şirketi olan Jacob Wallenberg yapmıştır yahudi Standard Oil Nazi askeri araçlarının petrol ihtiyacını karşılamıştır. toplama kamplarında kullanılan gazların üretimi Yahudi kimya firması Farbenindir

Savaş öncesinde üretilen kurşunların ödemesini gerçekleştiren Brown Bros Harriman’ dır. Yahudidir. Yahudi Samuel ailesi Hitler’ e 30 milyon pound destek sağlıyordu. Shell adlı petrol firması bu aileye aitti. Hitler’ in mücadelesinde Yahudilerin çok önemli katkıları vardır

murataltug1985
12-02-2017, 10:13
Kaynak Bilgiustam.com
Yahudi soykırımı

2.dünya savaşında yahudiler hitleri desteklemiştir peki Yahudi desteği neden sağlandı Üstelik desteği, Yahudi aleyhtarlığı yapan bir lidere veriyorlardı. Siyonist Örgütler ile Hitler anlaşma yaptı Yahudi liderler hitlere destek verdi amaçları
Yahudi ailelere gözdağı vermekti. toplama kamplarına sakat, engelli, yoksul Yahudiler getiriliyordu. Romanlar ve Çingeneler vardı korkutma ve baskıyla varlıklı Yahudiler satın alınan filistin topraklarına göçe zorlanıyordu.

Hitler, Yahudileri göçe zorluyordu. Hitler Göç etmek isteyen Yahudilerin göç organizasyonunu Siyonistlerle yürütmüş ve sadece Filistin’ e göçe izin vermiştir Nazi subayı göç organizasyonunun başında yer almış ve Macaristan, Çekoslovakya ve Avusturya’ da göç büroları kurdurmuştur. 1941′ e kadar bu bürolar aracılığıyla Eichmann 250 bini aşkın Yahudi’ nin Filistin’e göçünü gerçekleştirmiştir. Hitler ilk olarak Romanya, Polonya, Avusturya ve Macaristan’ ı işgal etmiştir. Bunun sebebi Yahudi nüfusunun daha çok olmasıdır

siyonist Theodor Herlz bu konuda şöyle diyor: Hitler İmparatorluğu ile Yahudi Örgütleri arasında, Alman Yahudilerinin Filistin’ e göçlerini kolaylaştırmak amacıyla anlaşma imzalanmıştır
2. Dünya Savaşı 1945 de bitmiş 3 yıl sonra da İsrail 1948′ de kurulmuştur.

murataltug1985
12-02-2017, 10:13
İsrail'in katliam tarihi
Kaynak NTV.com.tr

Sabra ve Şatilla'dan Kibya'ya, ABD gemisi USS Liberty'den düşürülen Libya uçağına, Cenin'den Mavi Marmara'ya...

II. Dünya Savaşı'nın ABD ve müttefiklerin zaferiyle bitmesiyle BM Kasım 1947'de Filistini biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaştırdı Yahudiler kararı kabul ederken Araplar reddetti ve İsrail-Filistin Savaşı başladı. 14 Mayıs 1948 David Gurion tarafından İsrailin kuruluşu ilan edildi. 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail topraklarına girdi İsrail Türklere saldırdı israil tarihinde birçok katliam var. 1946. İsrailli Irgun 22 Temmuzda Kral Davud Oteli’ne saldırdı İngilizler, Araplar ve Yahudilerin bulunduğu 96 kişi hayatını kaybetti. İsrailin 1948 de Deir Yasin Köyü katliamında ise 254 Filistinli can verdi.

İsrail ordusu 29 Ekim 1948'de Safsaf köyüne girdiğinde bilanço 70 ölüydü. El-Halil’deki Davayima Köyü’nde ise kadın ve çocuk demeden 80 Filistinli öldürüldü.Batı Şeria’daki Kibya Köyü’ne 1953 de baskın yapıldı. 67 kişinin yaşamını yitirdi baskının lideri Şaron'du.Mısır'ı işgal eden İsrail ordusu, Kufr Kasem köyünde katliam yaptı. 1956'daki saldırıda ölen 49 kişiydi

1956. da Samu köyüne giren İsrail 18 Filistinli'yi vurdu, köy yerle bir oldu. 1968 de ise İsrail uçakları 15’ten fazla Filistin köyüne napalm bombası yağdırdı. 56 kişi can verdi. İrbid bombardımanında ölü sayısı 30'du. 12 Şubat 1970 de Mısırda bir fabrikayı İsrail vurdu, 70 işçi hayatını kaybetti.

murataltug1985
12-02-2017, 10:14
İsrail'in katliam tarihi
Kaynak NTV.com.tr

Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırının bir benzeri 1967 de yaşandı. İsrail ve Araplar arasında 6 Gün Savaşları sürerken, tarafsız ABD bölgeyi izlemek için USS Liberty gemisini Doğu Akdeniz'e gönderdi.ABD gemisinde askerler ve siviller vardı, İsrail savaş uçakları saldırıya başladı, makineli tüfek ve roket saldırısı napalm bombasıyla sürdü. Gemide askeri ve sivil mürettabat öldürüldü.
ABD askerleri yardım istedi, iki F-4 nükleer silahlarla havalandı.Pentagon Savunma Bakanı McNamara uçakların geri dönmesini emretti Liberty, uçağında Ölü sayısı 34, yaralı sayısı 177'ydi.geçen 43 yıla rağmen ABD israilden saldırının hesabını soramadı.

İsrail hava kuvvetleri, 19 Şubat 1973'te Libya uçağını düşürdü. 107 yolcu can verdi. Yine İsrail uçakları 1970 te Mısır Sha'a eyaletinde bir okulu bombaladı, 46 çocuk öldü. 1971'de Suriye bombardımanında 200 kişi yaşamını yitirdi.
1982'de İsrail, Lübnan'a girdi Şaron komutanlığındaki Hristiyan Falanjistler tarihin en büyük katliamını yaptı. Sabra ve Şatilla'da katledilen 991 kişiden yalnızca 328'inin kimliği tespit edilebildi.15-16 Eylül katliamında 300 kişi yaşamını yitirdi

murataltug1985
12-02-2017, 10:14
İsrail'in katliam tarihi
Kaynak NTV.com.tr

Sabra ve Şatilla'nın etkileri silinmemişken İsrail 1990 da Kudüs'te yeni katliamlara imza attı.
Mescid-i Aksa da Yahudiler ve Filistinliler arasındaki olaylarda İsrail Filistinlilere ateş açtı, 30 Filistinli hayatını kaybetti.Yıl 1996. Lübnan'da Kana mülteci kampına düzenlenen kanlı saldırıda kadın ve çocuk 109 kişi can verdi.Tarihin en büyük katliamını israil 2002 de Cenin'de işledi. Cenin mülteci kampına zırhlı birliklerle saldıran İsrail 1300 sivili katletti.

2006'da İsrail Lübnan'ı bombaladı. binlerce sivil öldü, Beyrut tanınmaz hale geldi.tarihler 31 Mayıs 2010'u gösterirken İsrail Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine havadan helikopterlerle saldırdı. barış gönüllüsü 9 kişi hayatını kaybetti.
Türkiye, 1949 da İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülkedir

İsrail ile türkiye ilişkilerinde Öcalan'ın Kenya'da yakalanması etkili oldu 2007'de Perez TBMM'de konuştu İsrail'in Gazze'ye girip 1300 sivili öldürmesiyle iki ülke arasında soğuk rüzgarlar esti 30 Ocak 2009'da Davos krizi patlak verdi. Başbakan Erdoğan'ın "One minute" çıkışı gerilimi arttırdı İsrail'in Anadolu Kartalı tatbikatından çıkarılması, TRT 1'deki Ayrılık dizisi, "alçak koltuk" kriziyle kopma noktasına gelen aradaki bağlantı, mavi marmara baskınıyla koptu.

murataltug1985
12-02-2017, 10:14
Yahudi soykırımı kaynak mynet.com

Soykırımda Yahudi nüfusunun 3'te 1'i katledildi.
1 milyondan fazlası çocuktu...Soykırım Amerika'nın 34. Başkanı Eisenhower'ın büyük çabası sayesinde tüm dünyada bilinir hale Ernest Leitz tarafından Leica Özgürlük Treni ile binlerce Yahudi kırımdan kurtarıldı.Hitler, Yahudiler'in yok edildiği ölüm kamplarına hiç gitmedi.Soykırım yoktur" demek Avusturya ve Almanya dahil olmak üzere 17 ülkede suç olarak kabul edilmekte.Yahudi boksör Salamo Arouch, Auschwitz kampında 2 yıl boyunca esirlerle dövüştürüldü. Kaybedenler idam edildi.

2 Polonyalı doktor dahiyane bir oyunla 8000'den fazla Yahudiyi kurtardı. Tifo olduklarını söyledikleri Yahudiler serbest bırakılmıştı.İlk toplama kampı Dachau, 2. Dünya Savaşı'ndan 6 yıl önce siyasi tutuklular için yapılmıştı.Danimarkalı Yahudilerin %99'u soykırımdan sağ kurtuldu. Hitler Amerika ve İngiltere'ye "Yahudiler'i alın olay çözülsün" dedi. Teklif kabul edilmeyince soykırım gerçekleşti.
milyonlarca Yahudi'nin ölümüne sebep olan Zyklon B" gazını üreten firma günümüzde haşere ilaçlama yapmakta.The Nokmim ve The Avengers olarak bilinen İsrail İntikam Birliği, soykırımdan kaçıp yüzlerce gestapo subayını ve Alman rütbelisini öldürdü.Yahudiler soykırıma karşı su şebekesine zehir karıştırıdılar fakat olay İngilizler tarafından engellendi.

Savaştan sonra 200 gestapo Alman İstihbarat Örgütü BND tarafından işe alındı.Helena Citronova adındaki Slovak kadın Aushwitz'de Franz Wunsch adındaki askere aşık oldu. Asker kadına iş vererek hayatını kurtardı.savaşta Japon konsolosu Chiune Sugihara 6000 Yahudi'ye vize vererek hayatlarını kurtardı.Auschwitz'de köle olarak çalıştırılan Yahudiler, Hitler'e yaklaşık 200 milyon dolarlık kaynak sağladı.soykırımın simgesi Anne Frank, müttefik askerlerinin kampa gelmesinden 1 hafta önce hayatını kaybetti.

Polonyalı asker Witold Pilecki gönüllü olarak ölüm kampı Auschwitz'e hapsedildi.Nazilerin soykırımda ilk hedefleri çocuklar oldu Ölüm meleği Mengele çocuklar üzerinde inanılmaz deneyler yaptı. Bunlardan biri 2 çocuktan siyam ikizi oluşturmaktı.
Treblinka'da 1 milyon Yahudi, sayıları 150'yi geçmeyen personel tarafından katledildi.
insanlık tarihine geçen bu utanç verici olay yüzünden 11 milyondan fazla insan hayatını kaybetti...

murataltug1985
12-02-2017, 10:15
Türkler yahudileri nasıl kurtardı
Selahattinakalay.blogcu.com

“Yahudilerin kurtarıcısı Türkler”

Türkler 600 yıl boyunca, Yahudileri en tehlikeli durumlarda, engin hoşgörüleriyle topraklarını ardına dek açıp onları sadece yok olmaktan kurtarmamışlar, Hıristiyan Batı’nın elinde yaşamdan umudu kesmişlere tüm özgürlüklerini vererek onları cennette yaşatmışlardır. Türklerin Osmanlının ve Cumhuriyet tarihinin ibret dolu sayfaları Batılılarca ve batılı Türklerce bilinmiyor.

Türkler, Yahudiler dışında, baskı altındakilere, devrimci aydınlara ve kıyım görenlere sık sık kucak açtı Bu anlayışı ve özveri başka bir ulusta yoktur. Bu islamın koşuludur.Einstein’ın “Ekselansları” hitabıyla Atatürk’e.Nazi zulmünden kaçan Yahudi bilim adamlarına kucak açmasnı istedi adı “uygara” çıkan Avrupa’da Yahudilere yapılan saldırılar ve Nazi kıyımları nedeniyle yahudilerin kaçıp kurtulacakları yer Osmanlı Türkleriyle Atatürk Türkiye’sinin insancıl kucağı oldu.

Yahudiler Orta Avrupa’da sözde veba salgını sorumlusu uğursuzluk sayılıyorlardı. “Kan iftirasında masala göre, Yahudiler “fısıh” bayramında yaptıkları ve “matzot” denen ekmeği Hıristiyan çocukları iğneli ve çivili fıçıya koyduktan sonra yuvarlayıp kanla yoğuruyorlardı. Batı denilen cehennemin herhangi bir köyünde, bir çocuk abulunamadı mı, Yahudilere saldırılırdı Veba salgını farelerden yayılmıştı, ama bunun bedelini Yahudilere ödettiler.

Katolik İspanya iberyaya egemen olmak için, Kordova’nın 1492’de düşmesiyle “Moriscos” dedikleri Endülüs Müslümanlarını ve “Marranos” Sefardik Yahudilerini öldürdüler, Hıristiyanlaştırdılar, kovdular din değiştirmiş olanları bile işkenceden geçirdiler. Yahudiler İtalya ve Avrupada benzer acımasızlıklar yaşadılar. Yaşamını sürdürebilenler kapağı Osmanlı topraklarına attılar.

Sultan Mehmet’in oğlu Beyazıt han dan başlayarak Osmanlı toplumu Yahudilerin göçebilecekleri tek yerdi. Avrupa’da Yahudi düşmanlığı yayılıyordu. İspanyada Müslüman egemenliğindekk Yahudilerin yakınması olmamıştı. Orhan Gazi’nin Bursa’ya girişinde Süleyman Paşa’nın Gelibolu’ya geçişinde Murad Hüdavendigâr’ın Edirne’yi alışında Fatih hanı Bizansı çökertirken Yahudilerin Türklere desteği olmuştu. Fatih han istanbula Yahudi kapılarından girdi. Bizans Yahudiler için bir acımasızlıktı Yahudiler Buda ve Pest’in Rodos’un Belgrat’ın Irak ve İran’ın Yemen’in Osmanlılara geçmesinden memnundular. Yahudi milleti” kendi içlerinde örgütlendiler yaşamları, dinleri, dilleri ve kazançlarında özgür oldular.

murataltug1985
12-02-2017, 10:15
Türkler yahudileri nasıl kurtardı
Selahattinakalay.blogcu.com

Osmanlı zenginleştikçe Yahudiler de paylarını, aldılar. Bosna ve Hersek’e Eşkenazi Yahudileri yerleştirildi. Edirne’deki Hahambaşı Balkan Yahudilerinin başına getirildi. Yahudilere toprak verildi, vergi kolaylığı sağlandı Osmanlı devleti, yalnız İspanya’da “Engizisyon” yahudilerine değil, Roma ve Bizans yıllarında Kutsal Topraklar’dan sürülen Yahudilere de sahip çıktı. Kutsal Topraklar Selim han zamanında Osmanlılara katılınca, Yahudiler de ilk kez aynı devlet çatısı altında bir araya geliyorlardı. Yahudi düşmanlığı yükseldikçe, kapısı çalınacak olanlar Türklerdi.

1683’deki İkinci Viyana yenilgisinden sonra Habsburglar’ın Sırbistanın işgâliyle canlarını kurtarmak isteyen Yahudiler hemen Osmanlı topraklarına çekildiler. Ukraynalı Boğdan askerlerine Yahudileri kılıçtan geçirme buyruğu verdiğinde, yahudiler Osmanlı toprağına sığındılar Napolyondan kaçan Yahudiler gene Türklere sığındı ve iyi karşılık buldular.

Balkanlar 1821 Yunan isyanıyla Türklerden ve Müslümanlardan temizlenirken, Yahudiler de Türklerle birlikte öldürüldüler.kıyım Yunanistan’dan Ege adalarına, Bulgaristan, Sırbistan ve Romanya’ya sıçradı. Ölenler Hıristiyan olmadığı için, gerçekler Batı’da bilinmiyor. Çarlık Orta Asya’ya doğru ilerledikçe, önlerindeki Tatarları ortadan kaldırıp Türkmenleri baskı altına alırken, Yahudilere de benzer siyaset uygulandı. Britanya Mısır ile Kıbrıs’a Fransa da Fas Tunus’a ve Cezayir’e el koyarken Yahudiler Osmanlı topraklarına sığındılar.

Balkan Savaşının 1912 de kaybedilmesiyle Türklere sığınanlar arasında Yahudiler de vardı. Birinci Dünya Savaşında İstanbul’u işgâl eden İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar Yahudilerin için hiçbir şey yapmadılar.
Oysaki Osmanlı yurttaşı olan Yahudiler yüzyıllarca dünyanın en özgür ve en varlıklı Yahudileriydi Selânik ve Filistinde Osmanlı kentlerinde kendi düşünürlerini çıkardılar. Osmanlının Hıristiyan yurttaşları emperyalist güçlerle ayaklandılarsa da, Yahudilerde ayaklanmalar görülmedi.

Osmanlı toplumu Avrupa’dan kaçanların sığınakları oldu. Macaristan, Polonya ve İsveç’ten kaçanlar güvenliği Türklerde buldular. kalabalık Rus toplulukları ve uzun süre burada yaşadı. 1848 Devriminden sıtkı sıyrılanlar soluğu Osmanlıda aldılar. 1880’lerde pogrom” diye anılan Yahudi kıyımından kaçanlar Rus Devrimi ve İç Savaştan kaçanların geldikleri tek toprak osmanlı toprakları oldu.

murataltug1985
12-02-2017, 10:15
Türkler yahudileri nasıl kurtardı
Selahattinakalay.blogcu.com

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Avrupa’dan faşizmden ve Almanya’dan Nazizm’den kaçanların barınağı oldu. Mussolini’nin İtalya’da iktidara ele geçirişinden sonra İtalyanlar türkiyeye geldi İçlerinde Budapeşteli, Praglı, Tirollü, Parisli ve Viyanalı olanlar vardı. Atatürk tarafından yakınlarına tanıştırıldılar Bebekteki Robert Koleje Alman göçmenler öğretmen ve personel olarak atandılar Einstein’ın Adolf Hitlerin faşist iktidarında 1933’de, ülkemize baş vurup alman bilmciler için iş istemiştir Yahudi bilimciler Türkiye’deki yerlerine en geç altı ay içinde ve çok iyi koşullarda yerleştirildi.

Nazizmden kaçan Almanlar İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde önemli yerlere atandılar. başkanlıklara geldiler. Türk bilimcileri yetişti. Bu başlangıç Atatürk’ün bilgisi ve onayıyla gerçekleşti.
sosyalist eylemci Alexander Rustow,sosyalist Belediye Başkanı Ernst Reuter,-kimyacılar Felix Haurowitz ve Fritz Arndt,bunlar arasındadır

Berlin Nazi yönetimi Türkiye’den Yahudi kökenli Almanları istedi ve Hitler Cumhurbaşkanı İnönü’ye onların yerine “daha iyilerinin gönderileceğini”söylediysede İnönü’nün yanıtı şöyle oldu: “Biz bizdeki iyilerle yetineceğiz.”
İnönü TBMM’de Yahudi düşmanlığının Türk ürünü olmadığını dış ülkelerin içimize nifak
sokmak istediğini, buna izin vermeyeceğimizi, sorumluların yargı önüne çıkacaklarını ve ağır cezalar göreceklerini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Nazi işgâlindeki Yahudileri toplama kamplarından ve ölümden kurtardı T.C. yurttaşlığı verildi Yahudilere sahte belgeler düzenlenerek ölümden kurtarıldılar Bunların içinde Marsilya Konsolos Yardımcısı Necdet Kent gibi diplomasi temsilcilerimiz de vardı. Vatikan Büyükelçisiyken Ermenilerce öldürülen Fuat Carım, Cevdet Dülger, Pertev Subaşı, Bahri Engin, Bedii Arbel, Fikret Şefik Özdoğancı örnek verilebilir

murataltug1985
12-02-2017, 10:16
Tarihiolaylar.com.dan alıntıdır
Holokost (Yahudi Soykırımı)

Nazi*Almanya'sının II. Dünya savaşı öncesi ve sırasında sistemli bir şekilde*gerçekleştirdiği*
Yahudi*katliamına verilen isimdir.*Hitler'in Nazi Almanyasında 7 milyon insan köleleştirildi ve*toplama kamplarına*yerleştirildi. Polonya’da papazlar ve entelektüeller tutuklanıp öldürüldü, okul ve kiliseler kapatıldı. Rusya’da politik yetkililer idam edildi ve savaş tutukluları ölümüne çalıştırıldılar. Almanya 5,5 milyon Rus tutsak aldı, 3.5 milyonu esirken öldü. sorumluluğun bir kısmı*Himmlere verildi. Yahudiler özgürlükten ve hürriyetten mağrur edilmişti. kültürü yoktu. Alman olarak doğsalar bile onlar halktan değillerdi. SS Çok büyük bir iş yaptıklarını Kendilerini Alman tarihinin şanlı idealistleri olarak görüyorlardı Rusya’da SS’in özel ekibi Einsatzgruppen” soykırım için eğitildi Yahudi erkeklerini, kadınlarını ve çocuklarını topluca vuruyorlardı. 2 milyon Rus Yahudi’si telef oldu. Hitler gettoları kurdu ve 3,5 milyon Yahudi buralarda yaşamaya zorlandı,

Naziler katliamı hızlandırmak için*nazi kamplarını*kullanmaya başladılar. Avrupadaki Yahudiler, toplandılar. 20. yüzyılda, insanlığa karşı gerçekleştirilecek suça inanamıyorlardı. sığır arabalarında taşındılar, susuz ve yemeksiz seyahat ettiler. Kapılar açıldığında Auschwitz’de 2.500.000 kurban idam edildi gaz verilerek ve yakılarak imha yarım milyon da açlığa ve hastalığa dayanamayarak öldü, toplam ölü sayısı 3.000.000 du yapar. Geri kalanlar seçildi ve köle işçi olarak çalıştırıldı...

murataltug1985
12-02-2017, 10:16
Tarihiolaylar.com.dan alıntıdır
Holokost (Yahudi Soykırımı)
Auschwitz komutanı anlatıyor

Yahudi sorununun çözümü için Yahudilerin imhası gerekiyordu. Haziran 1941’de Auschwitz’de idamları gerçekleştirmek için göreve getirildim. Ölüm odalarında insanları öldürmek 15 dakika alıyor. insanların öldüğünü çığlıkları dindiğinde anlıyorduk. kapıyı açıp ölü bedenleri çıkarmadan bir buçuk saat beklerdik. komandolarımız cesetlerden yüzüklerini ve altın dişlerini çıkartırdı…

Kurbanlarımızı seçerken… Çalışmaya uygun olanlar kamplara gönderildi. Diğerleri idam teçhizatlarına olgunlaşmayan çocuklar idam edilirdi, çalışabilecek durumda değillerdi… bizim niyetimizi fark ediyorlardı ve idamlarda ayaklanmalar zorluklar yaşıyorduk. kadınlar çocuklarını saklıyorlardı, onları bulduğumuzda imha ediyorduk
Auschwitz'deki ölü bedenler

Auschwitz bir ölüm merkeziydi gelişimini Yahudi köle işçilerle sağladı. Kamplar köle-işçi yığınaklarına dönüştü. kamplarda tutuklular çalıştırılıyordu.işçiler Alman sanayicilerine kiralandı ilave kamplar açıldı.*Dachau'da 168, Buchenwald'da 133 çalışma kampı oluşturuldu.

Auschwitzte Tutuklular silah ve kimya fabrikalarında,çalıştırıldı sentetik petrol fabrikası kuruldu doktorlar koşulları şöyle anlatıyor: "Çalışma koşullarına 3–4 gün dayanılabilirdi. Görevim doktorluk olduğu için koşullarım ağır değildi. Günde 500–600 hasta geliyordu. İş sırasında korkunç dayaklar vardı, her gün 10 ölü getiriliyordu."Auschwitz'deki Gaz Odasında

Çalışamaz tutuklular değiştiriliyor gaz odalarına götürülüyordu.30 bin tutuklu öldü. Mahkûmlar kendilerini öldürecek Cyclon-B gazını üretiyorlardı.*İşçiler toleranssız hızda çalıştılar. Almanya limitsiz işçi kaynağına sahipti, SS ler hamilelere sopayla saldırıyor köpekle kovalıyor canlı canlı fırınlara fırlatıp kadınlarla eğlendiler. esirleri çok çalıştırıp, açıklıktan öldürdüler ve dövdüler. pislik içinde yaşattılar, insanların haysiyetini yok ettiler. Bu yolla, SS ve Naziler Yahudilerin aşağılık bir ırk olduğunu gösterebilecekti.

3000 yıldan beri*Yahudiler*düşmanlık odağıydı. Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar ve Hristiyanlar Yahudilere yabancı, topluma ait olmayan kimseler olarak baktılar. Yahudi soykırımı Nazilerin saf ırk ideolojisinin bir neticesiydi. Naziler 6 milyon Yahudi’yi öldürdüler. Bunların 1,5 milyonu çocuktu toplamda 13 milyon masum insan imha edildi

murataltug1985
12-02-2017, 10:17
Müslümanlara yapılan soykırımlar
dunyavegercekler.com dan alıntıdır

Morada 1700 de başlayan müslüman kıyımı 1821’e kadar devam etti Yunan Bağımsızlık savaşında 3 bin Müslüman Türkün katledildi son Askerler mermi ve kılıçla yaralanmış, kıyafetleri çalınmış çıplak kalmıştı kadınlar bebeklerini kucaklayıp denize koştu. Bebeklerini annelerinin kollarından alıp kayalara vurdular. Üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılıp boğuldu. Hamile kadınların karınları, kafaları kesildi. kuşatma sonucu ceset yemeyi deneyenler oldu. Mora’da 30 binden fazla Müslüman papazların öncülüğü ile öldürüldü. Mora'daki soykırım öldürecek Türk kalmadığında sona erdi”

1864 te Müslüman Çerkezlere, Ruslar tarafından uygulanan soykırım için şunlar kaydedilmiş:” Deniz kenarında insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarındankadın saçlarından yuva kurarlardı. Deniz insan kafataslarını atıyordu. Benim gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem”… Rus askerleri tarafından gemilere doldurulan yüzbinlerce Çerkes karşı kıyıya ulaşamadan açlık ve hastalıktan öldü.Bazı gemiler battı. 1866 da 1 milyon Çerkes ve Kafkas Ruslar tarafından sürüldü. Yüz binlercesi öldürüldü açlık ve susuzluktan hayata tutunamadı

1876’da Sakız Adasında binden fazla Müslüman Türk katledildi. Bir kısmı hac ibadeti için gemiye binmişti, nasip olmadı 93 Harbinde yüzbinlerce Balkan köylerinin basılması ve katledilmeleri sonucu göçe zorlandı. Makedonya'daki Müslümanlara katliamlar yapıldı. Binlerce kişi hayatını kaybetti. Bölgede asılmadan önce abdest alan dedelerimizin fotoğraflarının bizlere ulaştı. Sofular, Kozluca, Kızanlık, Keçidere köylerinde yaşayan Türk Müslümanların evleri yağmalandı, Hristiyanlığa zorlandı, okul ve camileri yakılarak katledildi. 5 bine yakın Arnavut Müslüman Sırplar tarafından öldürüldü.

murataltug1985
12-02-2017, 10:22
Müslümanlara yapılan soykırımlar
dunyavegercekler.com dan alıntıdır

Temmuz 1995,* Srebrenitsa'lı 110 bin Müslüman BM ce Sırplara teslim edildi. Sırp askerleri 60 tan fazla toplu mezara işkenceyle parçaladıkları 80 binden fazla Müslümanı gömdü Çin soykırımlarıyla milyonlarca Müslüman Uygur katledildi. Camiler yıkıldı, ibadetler yasaklandı, yüzlerce çocuk hapis cezası aldı. Başörtüsünü çıkarmayı reddeden kadınlar diri diri yakıldı.

Myanmar’daki Budist rahipler Müslümanları sokak ortasında yakmakta. Günümüze kadar birçok çocuk katledilmiş, camiler yıkılmış ve yakılmış, insanlar araçlara bağlanıp sürüklenmiştir.

Hama, Felluce , Hadisa, Cibuti, Sabra ve Şatilla, Cenin, Rohingya, Gazze de binlerce Müslüman katledildi ama bende anlatacak ve yazacak mecal kaldı.Dinime küfreden islamofobikler yaptıkları soykırımlarla Müslümanlara vahşet uyguladılar islam düşmanlarına Karşı Vatansever Müslümanlar” diye bir grup kurmamız lazım. atalarım 3 kıtada hüküm sürdü, birçok milliyeti ve dini topraklarına kattı.hiçbirine avrupanın uyguladığı gibi soykırım ve vahşet uygulamadı Biz Cihat sırasında düşmanını suratına tükürdüğü için nefsine yenilmemeyi seçerek kılıcını yere fırlatan Hz. Ali’nin, dostluk, merhamet ve iyilik peygamberi Hz. Muhammed’in torunlarıyız. Keşke bir parça İslam’dan nasibimizi alabilsek

murataltug1985
12-02-2017, 10:22
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır

Katil Putin’in yönettiği Beslan operasyonu faciaydı tüm dünya Çeçenleri terörist ilan etti ve Rusya Basayev’in başına 10.000.000 $ ödül koydu.*
Beslan olaylarında Rus gazeteci Andry Babitsi, FSB tarafından gözaltına alınmış Tarafsız Rus gazeteci Anna Politkovskaya nezarete atılmış 2010 da Çeçen Kukla Kadirov tarafından öldürülmüştür beslanda Rus güvenlikleri okulu bombalıyor sivilleri öldürüyordu.Basayev terörist damgası yemekten kurtulamamıştı.

Beslandan sonra FSB, Basayev’in yanına adam sokmuş bu durum tehlikeli bir hal almıştı 8 defa yaralanan Şamil, Beslandan sonra 2 defa zehirlenmiş ve FSB efsane komutanın öldüğünü ilan etmişti 1999 da ayağını kaybeden Şamil özel silikonlarla ayağını koruyordu.Çeçen ajanlar çorapları zehirlemiş son anda mücahidler durumu farketmişti ve Basayev son anda kurtulmuştu

murataltug1985
12-02-2017, 10:22
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır
Basayev anlatıyor

Basayev beslan olaylarından sonra İslam ümmetine seslenerek ; ”Müslümanlar hangi ölçüyü benimseyerek ümmeti gözetiyorlar? Nerede Allah en büyüktür diyen mücahidler savaş meydanında Komutanında bir canı var askerinde. bir komutanın şehadeti cihadın devamına engelse onu savaşa göndermeyebiliriz. kardeşlerim yönetecek kadar yeteneklidirler Allah’ın çağrısı insanların kalplerini titretmediyse Rabbine son derece aciz olan Şamil’in bir cevap beklemesi yanlış olur.Hafifiyle ağırıyla hepiniz Allah yolunda cihada çıkın, ama görüyorum ki kimse yerinden kıpırdamadı eğer Amerika tehdit etmiş olsaydı emirlerini harfiyen yerine getirirlerdi.İslam toprağını müdafaa etmek zorunluluktur ödevdir.”

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Bizleri Müslümanlar olarak yaratan ve doğru yolu Cihad yolunu gösteren âlemlerin Rabbine Allah’a hamd olsun.Salât ve selam Peygambere (s.a.v), ailesine, ashabına ve Kıyamet Gününe doğru yolu takip edenlere olsun, Size selam olsun Yüce Allah Kur’an da şöyle buyurdu:“De ki: “Şüphesiz benim namazım da, ibadetim de, yaşamım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir. Peygamber (s.a.v) şöyle söyledi:“İslam’ı tamamıyla, bütün olarak kabul edin”.

Allah şöyle buyuruyor İnsanlardan korkmayın Benden korkun”.Peygamber (s.a.v) şöyle söyledi:
Bir kişinin insanların tehditlerinden korkmadan hakkı söylemesidir, görülen yada işitilen”.
Bu nedenle üzülmüyorum aksine tüm kardeşlerime sesleniyorum “Siz rehinesiniz kendinizi iyi hissedeceksiniz beni kötüleyin ancak yapacağım iş ve amellerimde bana engel olmayın
amelleriniz bana yapışmayacaktır, “bir yalan, denizinde bir köpük gibi gidecektir” hiç kimse benim yolumu benden alamayacaktır “Yüce Allah’ın şu sözlerini unutmayın;

“Ey iman edenler! ana ve babanız içinde olsa Allah için adaleti ayakta tutun.adaletten ayrılmayın Eğer şahitlik ederken gerçeği çarpıtırsanız veya şahitlikten çekinirseniz bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır”.

murataltug1985
12-02-2017, 10:23
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır
Basayev anlatıyor

Beslanda söyleyeceğimiz çok şey var…”
doğru sonuçlar ve doğru fikir için, bağımsızlık gerekir. Bugün beni suçlayan kardeşlerim barındıkları ülkelerde rehindirler Rusyanın tehdidi altındadırlar.yardım ümidi ve Batı koruması ümidi hatalıdır Bu yüzden bir anlayış eksikliği vardır.

Putin ve Ivanov nasılda “burunlarından akan sümüğü yaladılar.” Beslan’da Şehidlerin isteklerini dilendirdim rud Orduların geri çekilecek Putin istifa edecek Onların korktukları budur Gerçek bombadan daha dehşet vericidir bizi izole etmeye halkımızı zulümle yok etmeye çalışıyorlar. Putin danışmanları yakında patlayacak onlar sadece bir sabun köpüğüdür.

Yüce Allah Kur’an da şöyle buyurdu:
“Andolsun, mallarınız ve canlarınızla imtihana çekileceksiniz. Allah’a ortak koşanlardan üzücü sözler işiteceksiniz.sabredin ve Allah’a karşı gelmekten sakının Resulullah (s.a.v) şöyle söyledi:
“Ümmetimden bir grup, hak üzeredir galip olmaya devam ederler muhalefet edenler onlara zarar veremezler. Allah’ın emri galip gelir

murataltug1985
12-02-2017, 10:23
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır
Basayev anlatıyor

Beslanda münafıklarla oyunlar oynamakta kardeşlerimi tanımam gerekirdi. Ben,oyun oynamak yerine hayatımı yaşarım Rusizmi benimseyemem Başkasının suçunu omuzlayamam

Biz rehin alma konusunda Vladimir Hodov’u takdim eden Osetya özel servisleri tarafından dolduruşa getirildik.Mücahid kardeşimize bir seçim teklif edildi: ya çeçen mahkûma tecavüz edilecekti ya da hodov ruslara çalışacaktı.
güvenimi kazanmak için Ruslar onun bize yardım etmesi için bazı patlamalar yapmasına yardım etti. Hodov, Rusya parlamento ve hükümet binalarını ele geçirdi sahte Şehadet operasyonları yaptı Hodov’un kendisinin FSB ajanı olduğunu ve görevinin bana yakınlaşmak olduğunu itiraf etti.

Ona teşekkür edip İslam’ın için çalışmasını çifte ajan olmasını önerdim.tavsiyeme uydu çifte ajan oldu Ruslar kamyon ve tren patlatması için ona yardım etti.güvenimi kazandı” Rus özel kuvvetleri “Osetya’daki hükümet yerleşkesini ele geçirmek için hazırlık yaptık Beslan’a geldik.

murataltug1985
12-02-2017, 10:23
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır
Basayev anlatıyor

Yüce Allah Kur’an da şöyle buyurdu:
“Allah, iman edenleri dünya ve ahirette sağlamlaştırır, zalimleri saptırır. Allah dilediğini yapar”.Bir Çeçen deyişi erkek savaşabilecek olan değildir, erkek düşmanını bilendir.”
düşmanlarımızın isimlerini torunlarımıza bırakmalıyız.

düşmanlarımızdan Gutseriyev 90’larda çeçenleri talan etti Çeçen petrolü için 35 milyon dolarla Kafirov’u yani ivan Kadirovu silahlandırdı Alhanov’a 5 milyon dolar Beslan güvenlik kuvvetlerine 20 milyon dolar verdi. Beslan’da baskın olmayacağı konusunda Mücahidleri aldattı Sibirya petrol yatağını alması için kendisine fırsat verildi.
Groznide okul açtı ve “1 Rublesi olan kişinin 1 Silahı olan kişiden güçlü olduğunu” ilan etti. Onun sözüne katılmak mümkündür. Ancak Gerçek-Hakikat” rubleden daha güçlüdür ve rublesi olan İnşha’Allah cezasız kalmayacaktır.

O bizi petrolümüzü kanımızı istiyor ancak kardeşlerimizin kanını Beslan’da ki 32 şehidin kanını onun ve akrabalarının evlerine geri göndereceğiz. Onu kendi kanı ile boğacağız 32 şehidimizin acısını, ona yaşatacağız, İnşha’Allah.

Gutseriyev vakası Şeriat Mahkemesinde görüşülecek ve herkesten onunla ilgili bilgileri vermesini istiyoruz.soykırımı Çeçenler ve Kafkaslar için durdurmayı istiyorsak Gutseriyev gibi yaratıklar ile ilgili bilgileri Mücahidlere vermemiz gerekir. Savaşı sadece savaş kışkırtıcılarını cezalandırarak durdurabiliriz.

murataltug1985
12-02-2017, 10:24
BESLAN BASKINI
vadetamam.com dan alıntıdır
Basayev anlatıyor

Bugün sadece Rus halkına değil Rusizmle savaştayız.insanı sevmeyen emperyalist şizofren ideoloji, faşizm, ırkçılık, şovenizm ve birden çok -izm’in sessiz karışımıdır.İnsanları öldürmek için savaşmıyoruz, Özgürlük Bağımsızlık, Dinimiz ve hayatımız için savaşıyoruz. Zorluklar ve yokluklar bir Müslüman’ın sadece imanını ve kararlığını güçlendirir.Yüce Allah Kur’an da bize şöyle buyuruyor Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır”.

Biz, Mücahidler, kendimize yeteriz biz insanların beğenisi adına değil Yüce Allah adına savaşıyoruz. dünyamızda her şeyden önce Allah’ın ve Elçisinin hayatına göre yaşıyoruz Allah’ın lütuf ve ihsanıyla Kafkas Cephesini açtık.İnşha’Allah Moskova, Volga bölgesi ve Ural cephelerini açacağız.
Cihad yayılıyor insanlar Rus emperyalizminden kurtulmaya inanıyor İnşha’Allah yakında münafıklık ve ikiyüzlülüğü temizlememiz, sabırlı olmamız zafer için hazırlıklı olmamız gerekir.

Yüce Allah şöyle buyurdu:
Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını Allahdan alıkoymak için harcarlar ve*harcayacaklardır. Sonra malları iç acısı olacak, sonra yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir”.
Yardımcı olarak Allah bize yeter! Allahu Ekber!
Saygılarımla,

murataltug1985
12-02-2017, 10:24
Kaynak kumkale.net dr tahir kumkale
Çeçen katliamı

İYİ İNSANLARI SAYGI İLE SELAMLIYOR, SEVGİ İ,LE KUCAKLIYORUM..."DALLARIN UCUNA UZANMAKTAN ÇEKİNMEYİN. MEYVALAR, DALLARIN UCUNDADIR."

Millenyum tüm dünyada coşku ile kutlandı. Barış, güvenlik, huzur ve refah vurgulandı. Oysaki Yeni bin yıla savaş ve acımasızlık içinde kıvranarak giren milletlerde var.Ateş sadece Çeçen halkını yaktığı için dünya bu insan kıyımını, film seyreder gibi seyrediyor.20 nci yüzyılda başlayan Çeçen katliamı büyük bir hızla devam ediyor. Bu hızla devam ederse Çeçen kalmayacak savaş ve vahşet sona erecek
*
Çeçenistan; Rusya Federasyonuna bağlı ÇEÇEN-İNGUŞ ÖZERK CUMHURİYETİ olarak adı geçen, 19 300 km.kare yüzölçümlü ve 1 250 000 nüfuslu bir ülke. Halkının sadece %53 ü Çeçen 150 milyonluk Rusyaya kafa tutup mücadele veren insan sayısı 650.000 Çeçenler Kafkasya'nın en eski halklarından.kültürlerini bozmadan taşımışlar. Çeçenler dağlık bölgelerde avcılık ve hayvancılıkla geçindiğinden sert ve savaşcı bir karaktere sahipler.

Çeçenler 1732 ‘den başlayarak Rusların Kafkasyaya yayılmalarına ve anayurtlarını işgal etmelerine karşı direnmektrdirler mücadele şanlı ve şerefli oldu. daima yenilgi, ateş, kan , ölüm ve gözyaşı ile geçti.5 Aralık 1936'da kurulan İlk ÖZERK ÇEÇEN-İNGUŞ CUMHURİYETİ; 2 nci Cihan Harbinde Almanlarla işbirliği gerekçesiyle Stalin tarafından ortadan kaldırıldı. Topraklar S.S.C.B ye bağlanırken Çeçenler Sibirya'ya sürüldü. 12 yıllık sürgünden sonra Hruşçev Çeçenlerin dönmelerine izin verdi ve 1957 de ÇEÇEN - İNGUŞ Cumhuriyeti yeniden kuruldu.

S.S.C.B nin dağılması Çeçenistanda sevinçle karşılandı. 1991 de General Cohar DUDAYEV Çeçen Ulusal Kongresi Başkanlığına getirildi. Rusya seçimleri yasa dışı sayarak iptal etti. Başkan YELTSİN sıkıyönetimle Çeçenistan'ı merkez rusyaya bağladı. Çeçenler; 1992 de Kril alfabesini kaldırdılar ve Latin Alfabesi'ni kabul ettiler. Rusları tanımadılar

Rusya için çeçenistan petroldü ortadoğu petrollerine ulaşan en kısa yol çeçenistandı çeçenlerin aldığı kararlar hiçbir zaman olumlu karşılanmadı bölgede Rus hakimiyetinin sağlanması için rusya çeçenistana savaş açtı çeçenleri katletti

murataltug1985
12-02-2017, 10:24
Kaynak kumkale.net dr tahir kumkale
Çeçen katliamı

Rusyanın çeçenistandan vazgeçmesi mümkün gözükmemektedir çeçenleri baskı altına aldı Kafkasları anlaşmazlıklarını körükleyerek birbirleri ile savaştırdı, birbirini yiyen ülkeler yarattı.
Rusya Federasyonu; 11 ARALIK 1994 Çeçenistanı işgal ederek dünya kamuoyunda büyük bir darbe aldı Rus halkı savaşı desteklemedi Rus anneleri isyan ederek ölen oğullarının hesabını yönetimden sordular

Rusya; ilk saldırıda Grozny ve Çeçenistanı yakıp yıkmış soykırım uygulamıştır. Gorbaçov bile işgale karşı çıkmıştır. Çeçenistan saldırısında rusya
dünyadan kendi halkından tepki görmüştür. Rus halkının %72'sinin devlet başkanlarına güvenmemektedir

Çeçenistanda; petrol ve doğalgaz boru hatları
çok zengin maden ve petrol yatakları mevcuttur. kafkasların üzerinde Karayolu ve demiryollarının kavşağındadır. Türkmenistan doğalgazı ile Azeri petrolleri bu çeçen topraklarından geçmektedir
Yeltsin'in başlattığı çeçen işgali ve katliamında sebep terörün ortadan kaldırılması değil ana hedef dünyanın en önemli hammaddesi olan petrole Rusyanın hükmetme isteğidir
*

murataltug1985
12-02-2017, 10:25
Kaynak kumkale.net dr tahir kumkale
Çeçen katliamı

Rus yönetimine birinci Çeçen saldırısında ne Rus halkından vede hükümetten destek gelmemiştir. 228 üye işgale karşı çıkmışdır. Rusya Çeçen direnişini hesaba katmadan Çeçenistanı işgal etmiştir Savunma Bakanı Graçev;" bir alay askerle iki saatte alırım " dediği ülkenin insanları ölmüşler ve fakat teslim olmamışlardır Rusya işgal elini kızgın yağdan çıkartacaktır. Ama elinde yağın yanıkları ve yaraları daima kalacaktır.

Çeçnistan işgali Yeltsin Çeçenlerin anarşist ve terörist olduklarını yaymaya çalışımış. Moskova saldırı ve kundaklamalarında fatura Çeçenlere kesilmiştir. Rus Silahlı Kuvvetleri özel eğitimden geçirilmiştir komşu ülkelerin de desteği alınmış Çeçenistan saldırıları başlatılmıştır. Çeçenistanda taş taş üstünde bırakılmamıştır. katliam uygulanmıştır. Çeçenler çok iyi direnmişler ata topraklarını vermemek için nasıl savaşıp ölünebileceğini tüm dünyaya göstermişlerdir.

9 Şubat 2000 de B.Milletler ve tüm dünyanın gözü önünde Çeçenistan Rusyanın kontrolüne girmiştir.
Başkent ve tüm yerleşim birimleri harabeye dönmüştür.Ekonomi Eğitim İdare ve yönetimin ne olduğu belli değildir. Hukuk ve sosyal yaşam bitmiştir. Ülke resmen zaptolunmuştur.

SAVAŞLARIN KESİN HEDEFİ KARŞI TARAFIN SAVAŞMA AZİM VE İRADESİNİN KIRILMASIDIR.
Çeçenistan savaş ve direnişi bitmemiştir
az olan nüfusundan çok sayıda ölü ve yaralı vermişler halkın beyni zaptedilememiştir. ölen çeçenlerin kin nefreti ile intikam hırsı artmıştır.direniş tüm gücüyle devam etmektedir

murataltug1985
12-02-2017, 10:25
Kaynak kumkale.net dr tahir kumkale
Çeçen katliamı

Çeçen direnişçileri ruslarla gerilla taktiğiyle savaşmışlar doğrudan çatışmaya girmemişlerdir gücünü kaybetmemişlerdir. gerilla muharebesine müsait dağlara çekilmişlerdir. Savaş gerilla savaşına dönüşmüştür.çatışmalar devam edecektir Peki Çeçenlerin savaş sonunda ne kazanacaklardır Sadece ülkesi ve toprağı için şehid ve gazilik rütbesinin gururu ve şerefini kazanacaklardır.İNSANLARIN SADECE ÖLMEYE DEĞİL YAŞAMAYA DA HAKLARI VARDIR.Yaşamak her insanın en doğal hakkıdır.Çeçenistanın eski durumuna dönmesi çok zordur insan gücü kalmamıştır.

Rusya emperyalizmi kabul ettiremeyecektir Çeçenler istiklal ve özgürlük uğruna neler feda edilebileceğinin en güzel kanıtıdır bugün onlara kan, gözyaşı, ıztırap ve yokluk kalmıştır. Galip Rusyanın iç açıcı değildir. bu bataktan çıkamayacaktır Kafkaslarda barış ve huzura ihtiyaç vardır bu tüm dünyanın hakkıdır. Derhal savaşı durdurulmalıdır Çeçen halkı artık ölüm korkusu olmadan huzur ve güven içinde yaşamalıdır.Buna ihtiyaçları vardır.Haydi görev başına. İnsanlık sizden Çeçen milletine sahip çıkmanızı bekliyor.

murataltug1985
12-02-2017, 10:26
Kaynak türkçe bilgi.com
Birinci Çeçen Savaşı

Çeçenistan Savaşı, Rus Federasyonu ile İçkerya Çeçen Cumhuriyeti arasındaki, Aralık 1994'ten Ağustos 1996'ya kadar süren savaştır. 1994–1995 yıllarında, Grozni Muharebesi'nde zirveye ulaşan başlangıç harekatından sonra Rus kuvvetleri, Çeçenistanı ele geçirmeye çalıştı rusların asker sayısı, silah gücü, hava destek üstünlüklerine rağmen, Çeçenler gerilla savaşı ve baskınlarla
Ruslara ağır zayiat verdi

Boris Yeltsin 1996'da Çeçenlerle*ateşkes
ilan etti barış yapıldı Çarlık Rusya'sı 1817-1864 yıllarında çeçen direnişini kırarak 1870 de Çeçenistan'ı topraklarına kattı.Çarlık Rusya'sı
1922 de dağıldığında Çeçenler bağımsızlığını ilan ederek Bolşeviklerle Sovyetler Birliği'ni kurdular.Gürcistanlı Sovyet Stalin Çeçen - İngush Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ni 1936 da kurdu. komiser Beria bir milyondan fazla Çeçeni Sibirya'ya sürdü.

Gorbaçovun*politikaları sonucu*SSCB
çözülme sürecine girdi Çeçenler
1 Kasım 1991'de Çeçen-İnguş Cumhuriyeti adı ile bağımsızlıklarını ilan etti ve ilk başkan*
Cevher Dudayev oldu.*Rusya kendi çıkarlarıiçin
Çeçenistan Ömer Avturkhanov liderliğinde muhalefet oluşturdu muhalefeti silahla da destekledi. Muhaliflerle çeçen hükümeti çatıştı Rusya oyununu gizlemek için Çeçen iç meselesi olarak gösterdi çeçenlerin savaşmaları için asker ve silah gönderdi ultimatomlar verdi

Çeçenistan bağımsızlık mücadelesi bastırılmak için ruslar başkent*Grozniye hava saldırıları düzenledi.*Moskova Saldırıları reddetti Yeltsin
29 Kasım 1994'te bir ültimatom vererek çeçenlerin silah bırakmasını istedi. Dudayev reddetti Rusya doğrudan müdahalede bulunarak 3 Aralık 1994'te Rus uçaklarıyla Grozni'deki başkanlık sarayını bombaladı. Böylece*Birinci Çeçen-Rus Savaşı başladı

murataltug1985
12-02-2017, 10:26
Kaynak türkçe bilgi.com
Birinci Çeçen Savaşı

Yeltsin 1994 te çeçenistanı işgal etti Nattereçni
şehrini işgal etti. Bunun ardından Rusya, Dudayevin esir ettiği askerlerin serbest bırakılması için ultimatom verdi.Esirler meselesi çözülemedi Rusya*Grozniyi bombaladı. 11 Aralık 1994 te Ruslar Çeçenistana girdi.*

Ruslar Çeçenistanı alrmak için Aralık 1994’te başlattığı saldırıyı çeçen direnişinden dolayı iki sene sürdürebildi.1996'da Hasanyurt Antlaşmasıyla Çeçenistanın bağımsızlığı Moskova tarafından resmen tanındı Aslan Maşadov ile*
Rus Aleksandr Lebed arasında*Çeçenistan
statüsünün 5 yıl içinde kararlaştırılacağına dair anlaşma imzalandı.

Rus savaş uçakları*Çeçenistandan çekilirken başkent*Grozniyi bombaladı Groznide binlerce sivil hayatını kaybetti. Savaş'ta hayatlarını kaybedenlerin sayısı 200 bin göçe maruz kalanların sayısı 500 binin üzerindedir.

murataltug1985
12-02-2017, 10:26
Kaynak stratejikortak.com
Rusya-Çeçenistan Savaşı: Geçmişten Günümüze

Cengiz Han*büyük bir savaşçı ve şanlı bir kumandandır kurduğu Moğol devletininin sınırları, Çin’den Anadolu’ya ve Avrupa’ya kadar uzanmaktadır cengiz Han’ın ölümüyle çıkan taht kavgaları*Moğolları çöküşe sürüklemiş Moğol İmparatorluğunun Ardılları ortaya çıkmıştır. bu devletlerden biride,*Altın Orda Devletidir günümüz Rusya Federasyonu Sınırlarında kurulmuştur
Altın Ordanın yıkılmasıyla Moskova Knezliği*güçlenmiştir.*Korkunç İvan’ın Çar ünvanı almasıyla Moskova Knezliği*Rusya Çarlığı*olarak anılmıştır. güçlelen Ruslar, saldırgan politika sürdürmüşler çatışmaların geçmişten günümüze süregelmesine sebebiyet vermişlerdir.

1552 de Rusya Kazan Şehrini işgal etmiş kafkas işgalinin başlangıcı olmuştur Rusyanın Kafkas hakimiyeti onuncu yüzyıl’a dayanır Çeçen’lerle Rusların ilk karşılaşması Rusların 1556 da Astrahanı ele geçirmesiylen gerçekleşmiştir. İşgal süreci Petro’nun* 1654’te başa geçmesiyle hız kazanmıştır. 1762 de iktidara gelen katerina yayılmacı politikasını devam ettirmiş kırımda generalleri acımasız yöntemler kullanmıştır. sömürgeci politikalar uygulamıştır 1.Petro ingilterenin Doğu Hindistan Kumpanyasını Kafkasya da Ruslar için kurmayı Katerina ise Hristiyanlığı Kafkasyalı Müslümanlar arasında yaymayı hedeflemiştir.

murataltug1985
12-02-2017, 10:27
Kaynak stratejikortak.com
Rusya-Çeçenistan Savaşı: Geçmişten Günümüze

Ruslar*Kafkas egemenliği için Kafkas Halkları ile savaşa tutuşmuştur. 18 yy da Ruslar Güney Kafkasya’da hakimiyet sağlarken, Kuzey Kafkasya’da Çeçenler Dağlılar işgale direnmiş karşı devrim hareketi olarak müridizmin ortaya çıkmasıyla bölgede çatışmalar şiddetlenmiş Rus hakimiyeti ancak 1859 da Şeyh Şamil’in silah bırakmasıyla gerçekleşmiştir.Rus Kafkas çatışmasında Çeçen direnişi ve bölge halklarını işgale karşı ayaklandırması önemlidir.

Çarlık Kafkaslar’da hakimiyeti sağlamış tarih 1917 yi gösterdiğinde Rusya’da*Bolşevik İhtilali gerçekleşmiş ve*Çarlık devrilirken soyalizm kurulmuş savaş çıkmıştır Lenin’in ‘’ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı’’*ve ‘’halkların Kardeşliği’’ söylemlerinden umutlanan, Kuzey Kafkasyalılar 1918 de Kuzey Kafkasyayı tek bir çatı altında toplayan yeni bir oluşumu şekillendirmişlerdir. Çeçenlerinde olduğu ‘’*Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’’ 1920 de Kızıl Ordu bölgeye girerek dağıtılmış ve Kuzey Kafkasya ile Çeçenler Sovyetlere bağlanmıştır.

Kafka halklarının Ruslaştırılmayacağını farkeden Rusya, halkı sürmüş yerlerine Rusları, Ukraynalıları ve Kazakları yerleştirmiştir. Çerkesler ağır yolculuk koşullarında*Osmanlı İmparatorluğun’na ve. Kafkasyaya göç etmiştir. Göç eden 1 milyon Kafkasyalının 60.000’ini Çeçendir 1944 de Alman işgalindeki* Çeçenler Ruslara ihanet ettikleri gerekçesiyle tekrar sürülmüş, yüz binlerce Çeçen sibirya ve Orta Asyaya sürülmüştür.

SSCB de Gorbaçov’un*politikaları ve Afgan mağlubiyetiyle 1990 da sovyetler dağılmış 1991’de Sovyetlerden ayrılan birçok ülke bağımsızlığını ilan etmiştir Kuzey Kafkasya’da Rus işgaline beş asırdır büyük bir direnişe gösteren çeçenler direnişin lideri olmuştur 1991 seçimlerinde Çeçenistan bağımsızlığını ilan etmiş Rus ordusunda eski bir General olan*Cevher Dudayev*Cumhurbaşkanı olmuştur.

murataltug1985
12-02-2017, 10:27
Kaynak stratejikortak.com
Rusya-Çeçenistan Savaşı: Geçmişten Günümüze

Bağımsızlığını ilan eden*Çeçenistan İçkerya Cumhuriyetinde*İnguşetya*Şubat 1992 de Çeçenistan’dan ayrılmış ve Rusya’ya katılmıştır. 1991 den 1994 e kadar Rusya Çeçenleri görmezlikten gelmiş, bağımsızlık yanlılarını istememiştir. Yeltsin Aralık 1994 te Çeçen başkenti*Grozni’ye girmiştir. çatışmalar meydana gelmiş *modern silahlar ile donatılan Rus orduları Çeçen milislerine ve sivil halkla kanlı bir savaşa girmiş katliamlar gerçekleştirmiştir

Yeltsin 1994 te grozniye girmesiyle Çeçenler, Cumhurbaşkanı Dudayev Liderliğinde*Mashadov, Şamil gibi kıymetli kumandanlarla en ön cephede işgal güçlerine büyük bir direniş harekatı olan Grozni savunmasını başlatmışlardır. 1996 da başkanı Dudayev hayatını Kaybetmiş sonrasında Cumhurbaşkanı Zelimhan Yandarbiev Komutasında Çeçenler Ruslara büyük bir zafer kazanmışlardır ve 1996 yılında imzalanan*Hasavyurt Antlaşması*ile Ruslar Çeçenlere bağımsızlık sözü vermişlerdir.

savaştan Çeçenistan galip ayrılsada ülke yerle bir olmuş Çeçenler hayatını kaybetmiş mülteci durumuna düşmüş Grozni harap hale gelmiştir. Savaşın kaybedeni Rusya prestij kaybetmiştir. Rusya’da*Putin’in Başbakan olması ile Rusyada KGB*ajanları bombalar patlatarak Çeçenlerin üstüne iftira atmıştır Basayev ve milislerin Dağıstanı burada kurtarılmış bölge ilan etmeleriyle Çeçenistan’a düzenlenecek olan ikinci saldırının şartları oluşturulmuştur.

murataltug1985
12-02-2017, 10:27
Kaynak stratejikortak.com
Rusya-Çeçenistan Savaşı: Geçmişten Günümüze


Barış yanlısı Çeçenistan Cumhurbaşkanı Aslan Mashadov ve Kuzey Kafkasya isyanının lideri basayev geçinememiş 1999 da Rusya Çeçenistanı 2.kez işgal etmiştir, başkent Grozni düşmüş Çeçen milisleri dağlara çekilmek durumunda kalmıştır
İkinci Çeçen savaşından Rusya galibiyetle ayrılmıştır işbirlikçi ‘’Çeçenistan Cumhuriyeti’’ni kurmuştur. Rusya ile Çeçenistan Cumhuriyeti Çeçen milislerine karşı sistematik saldırılarını şiddetlendirmiş ve Rusya Çeçenistan Cumhuriyeti’nin başına*Ahmet Kadirovu*getirmiştir Ramazan Kadirov*Devlet başkanlığını sürdürmektedir.

Çeçen isyanı Kuzey Kafkasyaya* yayılmıştır mücadele önemini yitirmekte radikalleşme ve terörizm tehlikesiyle karşı karşıyadır. Rusya’nın şiddet politikası*Kafkasyayı şiddet *ve kaosa sürüklenmektedir bölgedeki teröristler
Rus ve Çeçenistan Devletine karşı, saldırılar gerçekleştirmiştir.Kafkasya 1552 Rusya’nın Kazan’ı işgali ile başlayan çatışma ve kaosdan kurtulamamış gelecekteki dengelerin nasıl şekilleneceği,çatışmaların hangi boyutlara ulaşacağı* merak konusudur.

murataltug1985
12-02-2017, 10:28
Kaynak davetçi.com Çeçen direnişi 1783 - 2014
Müslüman çeçenlerin kök söktüren mücadelesi.

1783 te Çeçenlerin Çarlık Rusyasına karşı başlattığı savaş Kuzey Kafkasya'ya yayıldı.
1780 deki cihadın liderliğini Şeyh Mansur yürütüyordu. Ruslar katliam yaptı. 1791'de tutukladıkları Şeyh Mansur'u, 1794 te Slisselarg hapishanesinde şehit ettiler savaş devam etti.*
1816 da Çar, General Yermalov'u Kafkasya'ya komutan tayin etti. Yermalov Çeçenleri ve
Kafkas halklarını katletti

1828 de Rus baskısına dayanamayan Dagıstan'da Müslümanlar İmam Gazi Muhammed, ve İmam
Hamzat önderliğinde ayaklandı savaş Kafkasya'ya yayıldı.1834 te İmam Hamzat'ın şehitliğiyle cihadın
önderliğini İmam Şamil yaptı. Taşo Hacı ve mücahidleri İmam Şamil saflarına katıldı.
1839 da Çarlık, Çeçenlere baskın düzenledi İmam Şamil ve Kafkaslar gazavat savaşına, cihada başladı Milli Azadlık cihadı 25 yıl
devam etti. Rus tarihine Kafkas Harbi olarak girdi.

Rusya savaşa 25 bin asker gönderdi" rus general
Rayevsk Bizim Kafkasya'daki hareketlerimiz Amerika'nın faciaları gibidir demekten
kendini alamadı 1859 da Ruslar, Çeçenlerin son durağı Vedeno köyünü işgal etti. Şamil esir düştü. 25 yıllık savaşta milletin yarısı vuruldu ya şehit ve gazi.oldu Çeçenler yılmadan 1864 e kadar savaştı

murataltug1985
12-02-2017, 10:28
Kaynak davetçi.com Çeçen direnişi 1783 - 2014
Müslüman çeçenlerin kök söktüren mücadelesi.

1865 te Ruslar, kafkasyada sömürgecilik uyguladılar. Çeçenler Rus ordusuna dağıtıldı. Birçokları ülke dışına çıkdı. Anadolu'ya göçler başladı.1877 de Çeçen ve İnguşlar ayaklandı Ruslar, Çeçen ve İnguşları sürgün etti ve bölgeye Rus Kazak koçaklarını yerleştirdi Çeçen ve İnguşlar gerilla savaşı ,başlattı. Zalimhan ve mücahidleri
1917 ye kadar Rus Koçaklarıyla savaştılar.

1917 Çeçen Inguşlarla Rus Kazakları arasında ölüm kalım savaşı başladı. savaş bir yıl sürdü. Çeçenler, 1918 de topraklarını aldılar. Şeyh Uzun Hacı önderliğinde Kuzey Kafkasya Emirliği islâm devletini ilan ettiler.1920 de Komünistler, Kuzey Kafkasya'yı işgal etti Sovyetler sıkıyönetim ilan etti. Olağanüstü idarenin başını KGB yürütüyordu. din adamları kurşunlandı.1922 de Komünistler, bölgeyi "Çeçen vilayeti" ilan etti.

1924-25 te Kafkas Sıkıyönetim Komutanlığı, 10 bin Çeçen İnguş aydınını hapsetti. Komünist olmayanlar idam edildi, kurşuna dizildi.
1929 rusya Çeçenistan topraklarına el koydu Çeçenler, Şit İslambulov liderliğinde
başkaldırdılar.*1930 da Kızılordu, Şit islanbulovla anlaşma yoluna gitti Sovyetler, Çeçen İnguşların*
haklarına saygı duyacakları garantisini verdi.

1931 de KGB, Şit İslambulov ve*
arkadaşlarını kurşuna dizerek şehit etti. Şit*
İslambulov'un kardeşi Hasan İslambulov*
1935 e kadar Kızılordu ile savaştı
1932 de Çeçenistan Nogayyurt halkı
ayaklandı. KGB çeçenleri hapse atarak işkenceler uyguladı.*KGB, halkı çeçenleri kızıl partizan ibrahim
Gelderan'a öldürttü.1936 da savaşı durdurmak*
isteyen Moskova, Çeçen-inguş vilayetine, Çeçen*
İnguş Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyeti adını*
verdi. "Sovyet Sosyalist" kelimelerini istemeyenler
1937 de hapse atıldı. 10 bin kişi tutuklandı ve hiçbirisi evine*dönemedi.*1940 da Hasan İslambulov çeçenleri birleştirdi. Şatoy şehrini ele*geçirdi İslambulov askerlere güç verdi ve hükümet kurdu Ruslar ne kadar*
saldırdılarsa da İslambulov taraftarlarını yok*
edemediler.

murataltug1985
12-02-2017, 10:28
Kaynak davetçi.com Çeçen direnişi 1783 - 2014
Müslüman çeçenlerin kök söktüren mücadelesi.

1944 te Çeçenler, Kırım; Karaçay, Balkar ve Ahıska*
Türkleriyle birlikte, Stalin tarafından Sibirya ve*
Türkistan steplerine sürgün edildi binlerce Çeçen açlık, salgın*hastalık ve Rus kurşunlarıyla öldü.
1957 de Sovyet lideri Kuruşçev, sürgündeki*
Çeçen ve İnguşlara, haklar tanıdı. Çeçenler
yurtlarına döndü 1960-1970 de Moskova, Çeçen*
İnguşları dağlık yerlere, şehirlerede Rus*
Kazakları yerleştirdi nüfus yapısı
değiştirildi .1982 de Sovyet Komünist lider Brejnev'in yardımcısı Süslov, çeçenler
Sovyetlere kendı arzusu ile*katılmışlardır" diyerek asimilasyonu sürdürdü.

1988 Çeçen İnguş Halk Cephesi kuruldu. Hoca*
Ahmet Bisultanov lider seçildi. Cephe, protesto gösterileri düzendi siyasi teşkilâtlar da kuruldu.*
1990 da Çeçen Kurultayı toplandı. Çeçen Milli Komitesi kuruldu Komitenin başına Cevher Dudayev getirildi.5 Eylül 1991 de Rus Hava*
Kuvvetleri'nden kendi isteğiyle emekli olan General*Dudayev, çeçenistanda milli lider ilan*
edildi.Ekim 1991 Moskova çeçen hükümetini devirmek için kampanya başlattı.*Resmi daireleri ele geçiren Dudayev Devlet Başkanı seçildi bağımsızlık ilan etti.

Kasım 1991 de Yeltsin, Çeçen başşehri
Grozni'ye asker gönderdi. Dudayev tarafından engellenerek Rusyaya geri gönderildiler
Haziran 1992 de Çeçen-İnguş Cumhuriyeti, "Çeçenistan"ve 'İnguşistan" olarak ayrıldılar. Inguşistan, Rusya Federasyonunda kalmaya karar verdi Çeçenistan'ın bağımsızlık kararı Rusya tarafından reddedildi.1994 Moskova; Çeçenistan için propaganda yapdı Cevher Dudayev'i devirmek için çağrı yapıldı 2 Ağustos 1994 Rusya'nın desteklediği muhalefet Dudayev'i*devirme çalışmalarına başladı.

25 Kasım 1994 te Moskova Grozni'ye saldırıp bir gün sonra geri çekildi 29 Kasım 1994 te Yeltsin, Dudayev ve muhalefete 48 saat*içinde silahlarını bırakma çağrısında bulundu 30 Kasım 1994 te
Ruslar 10 uçakla hava saldırısı yaptı
Dudayev, kadın ve çocuklara Grozni'yi terket-
çagrısı yapıldı 1 Aralık 1994 te Yeltsin, Çeçenlerin elindeki*Rus esirleri alabilmek için her yolu deneyeceğini açıkladı.5 Aralık 1994 te Rusya, Çeçenistan'ın terörist yatağı olduğuna dair propagandalara başladı.

murataltug1985
12-02-2017, 10:29
Kaynak davetçi.com Çeçen direnişi 1783 - 2014
Müslüman çeçenlerin kök söktüren mücadelesi.

6 Aralık 1994 te Çeçenistanın bağımsızlığını elde etmesinden*sonra ilk dafa en üst seviyede toplantı yapıldı. Rusya Savunma Bakanı Pavel Graçev ve Dudayev, güç kullanılmaması için görüş birliğine vardılar. 7 Aralık 1994 te Ruslar çeçenlerin silahsızlandırılmasını istedi.10 Aralık 1994 te
Rus Çeçen hava sahası kapatıldı
Grozni bombalandı. Dudayev Rusya'nın Çeçenistan'ı işgal etmeleri halin-
de, Rusların tabut içinde terk edeceklerini söyledi.

1994 te Rus askerleri, Çeçenistan'a girdiler.*Yeltsin, Çeçenlerin silah bırakmasını istedi.
12 aralık 1994 te Rus uçakları, Grozniyi
bombaladı. köylerde çarpışmalar meydana geldi.
Dudayev, Rusya'ya gerilla savaşı* başlatacaklarını ilan etti. Dudayev, Rusların çekilmesi halinde masaya oturacağını açıkladı.Çeçenistan'a gönderilen Rus*general, Yeltsin'in anayasaya aykırı*
Davrandığını belirterek, "Bir adım daha ileri*
gitmeyeceğini" ilan etti.

Rus uçakları Grozni'yi özellikle sivil*
yerleşim birimlerini bombalayarak 16 kişinin*
ölümüne sebep oldu. Groznide hava*
saldırıları devam etti. Petropavlovskaya köyünü Rusların*eline geçirdi. Cumhurbaşkanlığı*
Sarayına yönelik saldırılarda, sarayın isabet*
almadığı, mermilerin boş araziye düştüğü belirtildi.*1995 te Rus tankları Grozniye ilerledi
Mücahidler başşehir Grozni'yi terk etti

Avrupa Güvenlik Konferansı*
Çeçen komisyonu kurmaya karar verdi.*
Dudayev, Rusyaya saldırıda bulundu
Argun, Gudermes ve Şali'yi ele*
geçirdi Rus askerleri Kafkas dağına
ilerledi sonuç alınamadı.Rusya,*
Şatoy ve Nazhoyyurt'u da aldılar.
Çeçenistan'a 70 kilometre mesafedeki*
Budonnovski*kasabasına baskın yapan Basayev*ve
mücahidleri, hastanede*yüzlerce Rus'u rehin aldı.
Rusya, Kuzey Kafkasya'daki kuvvetlerini*
alarma geçirdi.

Rus askerleri, Çeçenlerin saldırı*
ihtimaline karşı binaları korumaya aldı. hükümetin istifasını istendi. Rus askerleri hastaneye saldırdı
başarılı olamadı.Basayev, 220 kadın, çocuk ve hastayı serbest*bıraktı. Başbakan Çernomirdin rus rehinelerin bırakılmasına karşılık Çeçenistan'la ateşkes*teklif etti.Basayev 126 rehineyiserbest bıraktı. Rus komutan, askeri*operasyonların durdurulması" talimatını verdi.Barış görüşmeleri
Grozni'de başladı. Mücahidler 764 rehineyi bıraktı
30 Temmuz 1995 de anlaşma imzalandı. Ruslar,*
Çeçenistan'daki askerlerini çekecek, Çeçenler de*
silahlarını teslim*edeceklerdi.

murataltug1985
12-02-2017, 10:30
Kaynak davetçi.com Çeçen direnişi 1783 - 2014
Müslüman çeçenlerin kök söktüren mücadelesi.

1995 te Çeçenistan'da kimyasal silah*kullanıldı
Çeçen*direnişçiler silahını teslim etti.Dudayev
Gudermese el koydu Rusya'nın Budonnovsk kentine*baskın düzenlendi Basayev, silahların teslim*edilmeyeceğini söyledi.Dudayev*
yanlıları 6 Eylül 1991'de ilan edilen, ancak*
tanınmayan bağımsızlıklarının yıldönümünü*
kutladı Çeçenistan'ın Alkhoi-mohk*
kasabasında Rus uçaklarının bombardımanı*
sonucu üç kişi öldü altı kişi Yaralandı
bildirildi.Dudayev'in danışmanı Kaytemirov,*
Rusya'nın amaçlarının Çeçenistan petrollerine
sahip olmak,ve*askeri üs kurmak istediğini söyledi.*

Çeçenistan'ın Gudermes kentini kuşatan*
Ruslar yüzlerce sivili öldürerek kenti ele*
geçirdi.Müslüman direnişçiler, Ruslara ağır kayıplar*verdirdi.Yalnız Kurt" grubunun lideri Salman*Rudayev, Kızılyar'a baskın düzenleyerek yüzlerce*kişiyi esir aldı.1996 Salman Raduyev ve mücahidler,*Kızılya da Rus kuşatmasını yardılar.
Grozni'de*Çeçenler, gösteriler başlattı.
21 Nisan 1996*da Çeçen Devlet Başkanı*Cahar Dudayev şehit edildi.31 Ağustos 1996 da
Hasavyurt Sözleşmeleri*imzalandı.
27 Ocak 1997 de Mashadov, çeçen Başkan oldu.

12 Mayıs 1997 de Yeltsin (RF) ve Mashadov anlaşma imzaladı olup, Rusya ile Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti ilişkilerine devletlerararası resmi statü kazandırdı.*1998 de Çeçenistan’da Basayev*“Çeçenistan ve Dağıstan Kongresin”ni düzenleyerek bağımsız Kafkasya için birleşmelerini istedi.Ağustos 1999 da Dağıstan İslam Devleti’nin kuruldu Asırlık Rus İşgalinden Kurtuluş İçin Cihad” ilan edildi. Şura, Basayev ve Emir Hattab’dan yardım talep etti. Avar şehri Botlih’i başkent yapmayı planlayan Şura’nın Botlihde iki bin savaşçısı vardı 1999 Ağustosunda Basayev Dağıstanı işgal etti Rusya Çeçenistanı ikinci kez işgal etti

murataltug1985
12-02-2017, 10:30
www.ahıska.net
Özbekistan Fergana Olayları

4 Haziran 1989 da Özbekistan Fergana'da Ahıska Türklerine ikinci bir sürgün ve soykırım yapıldı.
Üçyüzden fazla Ahıskalı vahşice öldürüldü
yüz binden fazla insan Özbek topraklarından sürgün edildi Yapanlar belli ancak yaptıranlar tesbit edilmeyecektir. Biz unutmadık sizlerinde unutmamanız için hatırlatmak istiyoruz.

1944 de Ahıska’dan sürülen Ahıska Türkleri Orta Asya ve Kazakistan Çölleri’ne yerleştirildiler. Mecburi göçe tabi tutulan insanlar çöle soğuğa insanlara ve suya alışmak mecburiyetindeydiler.
soğuktan ve hastalıktan 10 binden fazla insan vefat etti. Sovyetlerden sürgün edilen Ahıskalılar dışlandılar, üçüncü sınıf statüsünde yaşadılar ancak Çalışkanlıkları, dürüstlükleri ile iyi yaşamaya başladılar. baskılara, haksızlıklara rağmen Türklüklerini, örf adetlerini ve geleneklerini korudular

Gürcü, Göçmen, Kafkas, diyenlere karşı Türk olduklarını ispatladılar pasaportlarında Millet yazılan yere ” TÜRK” diye yazdırdılar. Hükümet Azeri, Özbek, yazmak isteyince Ahıskalılar; “Hayır biz Türküz ve Milletimizden vazgeçemeyiz” diye direndiler. Bu nedenle hiç sevilmediler KGB’nin takibinde yaşadılar ahıskalılar Ahıskaya ve Türkiye’ye dönme mücadelesi verdiler Gürcistan Türklerin Ahıskaya yerleşmesine karşıydı. Sovyet Rejimi’nin çökmesiyle Cumhuriyetler bağımsız olmak istiyorlardı.bunların İlki Gürcistan’dı.

Ahıskalılar’ın Ahıskaya yerleşmesine sıcak bakmayan Moskova’nın ve KGB’nin ince hesapları Ermenilerin işine yaradı.Özbekistan Ferganada oturan Ahıska Türkleri arasında Ahıskaya dönme faaliyetleri güçlendi Ermeni savcı İvanov, binlerce Özbeği tutuklayıp ceza evlerine gönderdi Özbekistan’da Rus ve Ermenilere karşı ayaklanmalar başladı

9 Nisan 1989 da Tiflis ayaklanmasında Gürcüler Ruslara isyan etti Kızılordu, binlerce insanı öldürdü. Sovyet Gorbaçov Özbek Kerimov ve KGB bir senaryo yazdılar senaryoya göre Gürcistan Devletini zor durumda bırakmak için Ahıska Türklerini kullanmak Özbeklerin Rus düşmanlığı Ahıska Türklerine yönlendirilecek, böylelikle Türkler birbirine düşman edilecekti senaryo 1 Mayıs 1989'da uygulanmaya başlandı. KGB’nin kışkırtmalarıyla Özbekler ile Ahıska Türkleri arasında düşmanlık başladı.

murataltug1985
12-02-2017, 10:30
www.ahıska.net
Özbekistan Fergana Olayları

45 Sene dostça, akrabaca yaşayan iki kardeş toplum arasındaki olumsuzluklar Özbek ve Türkleri hayretler içinde bıraktı, Ahıskalılar tehdit edildiler işten çıkarıldılar, sevilmediler kgbnin kışkırtma tahrik ve yalanlarıyla özbeklerin
*yoğun olduğu yerlere, işkence tabloları “Türklere ölüm” pankartları asılarak ahıskalıların üstüne atıldı Böyle bir şeye Özbekler inanmadı KGB iftiralarla cahil insanları kandırıyordu

Ahıskalılara süre verilip Özbekistan’ı terk etmeleri
İsteniyordu Haziran 1989'da Ahıska Fergana Bölgesi’nde 14-20 yaşındaki gençlere uyuşturucu ve alkol verildi, Ahıskalılar’ın evlerine işaretler konuldu. evlerin yakılması karşılık verenlerin öldürülmesi istendi. Fergana olayları başladı dehşet verici olaylar Binden fazla evin yakılıp 300'den fazla günahsız insanın ölümü, binlerce kadına, çocuğa ve yaşlıya işkenceler ile Ferganada 20 bin Özbekistan’da 100 bine yakın insanın sürgünü ile sonuçlandı.

Ahıskalılar fergana olaylarını şöyle anlatıyor
45 sene Özbekistan’daki yaşamamız boşa gitti. Alın teri ile yaptırdığımız evler yakıldı, Mal, mülk, her şeyi kaybettik. Canlarını kurtaran Ahıskalılar Özbekistan’ı terk etmek zorunda kaldılar. Moskova Rus askerlerini Ahıskanın kurtarıcısı gösterdi oysaki Kızılordu olmasaydı, Ahıskalılar öldürülmeyecekti.

KGB özbek ve ahıskalıları birbirine düşürerek ahıskalıları stalinin yaptığı gibi sürgün etmiş
Rusya’nın Kursk, Tula, Smolensk vilayetlerine 70-Rus aileleri yerleştirmişti Rusların iskan yerleri önceden hazırlanmıştı Yerli halkın siz geçen sene gelecektiniz, neden geç kaldınız demeleri, senaryonun eskiden yazıldığını ortaya koydu.

murataltug1985
12-02-2017, 10:31
www.ahıska.net
Özbekistan Fergana Olayları

Olayları KGB’nin hazırlayıp başarı ile sonuçlandırmıştır Ocak 1990'da Özbek başkenti Taşkent’te Ahıska Türklerine yapılan saldırılar evlerin yakılması Özbekistanın
Biz güvence veremiyoruz, Özbekistan’ı terk edin demesi Özbeklerinde senaryo içinde olduğunu gösteriyor.koskoca Sovyetler bir avuç Ahıskanın güvencesini sağlayamadı mı? yoksa sağlamadı mı?

Fergana olaylarından sonra Özbekistan ne kazandı Fergana’da 20 bin insanın bölgeyi terk etmesiyle boşalan yerlere, Özbeklerin yerleşmesiyle Devlet Milleti ile barıştı Özbekistan’da yolsuzluklar unutuldu BİRLİK” Partisi yetkilileri tutuklandı, cezalandırıldı, “BİRLİK” Partisi dağıtıldı.
Rusya ne kazandı:Rusların Özbekler tarafından yaptırılacak göçünü durdurdu.Rusya’nın terk edilmiş köylerine insan gücü götürüldü, Ahıskalılardan üçüz iş gücü sağlandı ahıskalıların tarım ve hayvancılık yapmaları sağlanıp ucuz mahsüllerke Rus halkının geçimi sağlandı.Dillerine ve dinlerine çok düşkün olan ahıskalılar Rusların içinde asimile edildi, Türk sorunu ortadan kaldırımak istendi.

Fergana Olaylarında kaybeden Ahıska Türkleri oldu.
İster 1944 Ahıska sürgünü, ister 1989 Özbek Sürgünü, Ahıskalılara Türk oldukları için yapılmıştır. Yapılanlar insan haklarına aykırıdır. Yapılanları uluslararası platforma taşımamız gerekir.Başta Türkiye olmak üzere, milli davalarımıza sahip çıkan kurumlarla birlikte ABD ve Avrupa Ülkelerine Helsinki İnsan Hakları Komisyonuna, sorunları aktarmamız ve çözüm yollarına destek istememiz gerekir. Gürcistan’da ve Özbekistan’da terk ettiğimiz ev, toprak, mülkiyetimizin geri iadesini, sürgün ve soykırım sebepçilerinin cezalandırılmasını talep edelim.

murataltug1985
12-02-2017, 10:31
Kaynak osmanlıdevletiblogspot.com
Boraltan Katliamı inönü kardeşlerimizi teslim etti

Kızıl Orduya teslim edilen sığınmacıların hali, Türkiye tarafından tanıkların ifadesine göre şöyle cereyan etmiştir Sovyet askerleri, etraflarını sardılar. Düz bir çayırlığa götürdüler. Gümrü tarafından bir otomobil geldi. Gümrü tarafından üç tank çıktı. Gençler sıraya dizildiler. Tanklarla gençlerin başları ezilmeye başlandı Kaçmaya çalışanlar süngülenip tankların altına atıldı. Onları oracıkta katlettiler.” İsmet İnönü Azeri Kardeşlerimizi Ruslara Teslim Etti

1944 Milli Şef" döneminde Azerbaycan'dan kaçarak Türkiye'ye sığınan 146 Azerbaycan Türkünün Stalin'e geri verilmesi ve kurşunlanarak öldürülmeleri tarihe "Boraltan Köprüsü Vakası" olarak geçmiştir.1944 te Türkistan, Sovyet Rusya tarafından işgal edildi. Sovyet rejimi muhalifleri yok etti Türklerin yaşadığı ülkelerde taş üstünde taş bırakmayan Sovyetlet Azerbaycan Türklerini hedef aldı Sovyet katliamlarından kaçarak "anayurt" Türkiye'ye sığınan 146 tane Azerbaycanlı ruslar tarafından katledildi

Azerbaycan'da Sovyet birliklerinden kaçanlar Iğdır sınır kapısında Aras Nehri üzerindeki Boraltan Köprüsündeki Türk sınır karakoluna sığındılar
Milli Şef yıllarında 146 Azerbaycanlı'nın Türkiye'ye sığındığını duyan Sovyetler bu kişilerin SSCB'ye iadesini istiyor.Azerbaycan Türkleri, azılı Rus askerlerine geri verileceğine inanmıyorlardı. Azerbaycanlılar kurtulduklarını düşünüyorlardı.
Sovyetlerin isteğiyle Ankara ile temasa geçiyor Hem Türk askerleri hem de sığınmacılar, öz yurtlarının vatan sevdalısı kardeşlerimize kucak açacağından emin cevabı bekliyorlar. Ankara'dan gelen cevap herkesi ürpertiyor ESİRLERİ İADE EDİN

BİZİ ÖLDÜRÜN GERİ VERMEYİN Azerbaycanlılar, cevap karşısında "Lütfen bizi azılı düşmanlara teslim etmeyin, bizi öldürün. Kendi vatanımızda, kendi bayrağımızın altında ölmüş oluruz" deseler de, karakol komutanı kan ağlaya ağlaya 146 sığınmacıyı yeniden Sovyet Rusya'sına, teslim ediyor. Ruslar 146 Türk evladını elleri ve ayaklarını
bağlayarak oracıkta, Türk askerlerinin gözleri önünde kurşuna diziyor vahşice katlediyor

murataltug1985
12-02-2017, 10:31
Kaynak osmanlıdevletiblogspot.com
Boraltan Katliamı inönü kardeşlerimizi teslim etti

Boraltandaki Tutsak Türklerin kurşuna dizilmeden önce söyledikleri ağıt şöyle:


Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,
Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.
Karası, karası, merhamet fukarası,
Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,
Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.
Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,
Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine.

Azerbaycan’ın milli şairi Almas Yıldırım, boraltan olayını olayı şöyle dile getiriyor:
Türk denince özü, sözü mert olur,
Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,
Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,
Şimden bana bir dert olur.
Ben ne diyem bu vefasız dağlara,
Öz kardaşı dönek olan ağlara!
Türk; o Altayların dünkü eri mi?
Yolunda can koydum, verdim serimi,
Düştüğü ağlardan kurtulsun diye,
Kardaş armağanı, dökülen kanlar,
Bana mükâfat mı giden kurbanlar?


Kayıhan’dır soyumuz,
Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz,
Dilim dili, yolum yolu, emel bir,
Bir bayrakta, yıldız’ımız, ay’ımız.
Azerî, Türk, Türkmen; var mı ayrılık,
Nerden doğdu bu imansız gayrılık?
Alnımın yazısı, karadır kara,
Karadan bir mendil yolladım yara,
Yol uzun, el uzak, yetişmez eller,
Türklüğün kanayan kalbini sara.
Felek kıymış beslenen bu dileğe,
Lânet Türk’ü hançerleyen bileğe.


Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim?
Günah mı Türklüğe gönül verdiğim?
Rusların açtığı yaradan derin,
Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.
Seslenseydim, ses çıkardı her taştan,
Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.
Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan,
Ne bilem, kahpelik varmış soyunda,
Girdiğim öz yurttan döndürülürken,
Kanımın aktığı sınır boyunda
Açan lâlelerden bir çelenk örsem,
Türklük dünyasına armağan versem.

murataltug1985
12-02-2017, 10:32
Kaynak belgelerlegerçektarih.com
BORALTAN KÖPRÜSÜ

417 Azeri kardeşimiz Türkiye’ye sığındı Ruslar azerilerin teslimini talep etti hiç bir devlet, siyasi bir suçluyu iade ve teslim etmez.kaidesine uyularak, Rusyaya mültecilerin iade edilmemesi kararlaştırıldı Fakat Hariciye Vekili Esat Sümer, Inönü’yü ikna edip azerilerin Rusyaya iadesi emrini çıkarttırmıştır.Mülteci Azeriler, feryad-ı figân kopararak Bizi siz öldürün Moskofa teslim etmeyin’ diye yalvarmışlar, trenden aşağıya atarak intihar etmişlerdir. Bunların Rusyaya teslim işine nezaret eden Türk subayı manzaraya dayanamayarak hükümetten azerilerin intihar ettiklerini teslim kararının durdurulmasını istemiştir

Fakat ismet Paşa,azerilerin tesliminde ısrar etmiştir.Ruslara iade edilen 417 Azeri, Türk subayının gözü önünde Serder Abad Barajında kurşuna dizilmişlerdir.Türk Milletini temsil eden fakat milli duygudan mahrum liderlerin işlediği cinayet yüz karası olarak, tarihe geçmiştir
İnönü masum 417 Azeri Türk’ü için bütün Dünyada geçerli bulunan siyasi suçluların iadesi hukuk kaidesini neden hatırlamamış azeri dindaş ve ırkdaşlarımızı moskof cellatlarına teslim ederek katliama sebep olmuştur

murataltug1985
12-02-2017, 10:32
Kaynak belgelerlegerçektarih.com
BORALTAN KÖPRÜSÜ

Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan
Şevket Mocan’ın boraltan katliamı ile ilgili soru önergesi Başbakan inönü tarafından cevaplandırılmasını rica ederim:
memleketimizde si*yasi mültecilik haklarına dayanarak iltica et*miş 156 mülteci 1947 de, milletlerarası hukuka aykırı olarak*Sovyet Rusya’ya teslim edildikleri doğru mu*dur?
Facia kurbanlarının akıbetlerini görmesinden, teslim işinde vazifeli*Yedek Subay Posta Müfettişi Reşat’ın asabi rahatsızlığa uğradığı ve sinir hastanelerinde tedavi olduğu*doğru mu*dur

Şevket Mocan’ın sorularına cevap veren Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu tarihimize kara leke olarak geçen faciayı şu sözlerle doğrulamıştır:
Ankara’daki Sovyet Se*faleti ile mütekabiliyet esasını tesbit eden bir nota tsuretiyle 237 Sovyet azeri mültecisinden 195’i 1945 de Sovyetlere iade edilmiştir. Şevket Mocan sözlerine devam etmektedir Muhterem arkadaşım,iki azeri münevverden bahsettiler. Rus ordusunda subaylık etmişler, fakat milliyetleri*ni unutmamışlar, Almanyaya kaçmışlar, orada uzun müddet bu*lunmuşlardır. memleketimize sığınmışlardır. bunlar bir gün evden alınarak,hududa götürülmüşler, mabuda kurban sunulmuşlardır.

Bu, milletin tarihinde şe*refli hâdiseler çoktur; fakat siyasi mültecileri bir mabuda kurban sunar gibi sunmaya götüren yüz kızartıcı, gönül parçalayıcı, bir hâdise yoktur.İbnisuud mültecileri ver*medi, fakat bizdeki devrin adamları bizim tarihimize bu lekeyi yazdılar, mültecileri iade et*tiler ne kadar acı… Ne kadar yüz kızartıcı bir hâdise… Bütün bu melanetler halkımızdan gizlenmiştir. İsmet İnönü’nün emriyle Azerileri götüren memur akli dengesini yitiril ve akıl hastanesinde vefat etmiştir
Sadece Ismet Inönü mü Azerbaycanlı kardeşlerimizi Ruslara teslim etti aldanıyorsunuz, zira daha evvel ATA’sı da Azerbaycanlı kardeşlerimizi Ruslara teslim etmişti…

murataltug1985
12-02-2017, 10:33
Kaynak bilgicik.com
Boraltan Köprüsü (Tarihte Bir Yüz Karası)

Türk tarihinde Türk’ün Türk’e yaptığı büyük ihanetlerden biri,*Azerbaycanlı soydaşlarımızın*Boraltan Köprüsü’nü geçmeleri Türkiye’ye sığınma isteklerinin Türk hükümeti
Tarafından geri çevirilip Ruslara teslim edilmesidir Bu olay, tarihin ve*Türklüğün*yüz karasıdır Çanakkale’de düşman yarasını sarmayı şeref bilen, destanlar yazan, çağ açıp çağ kapatan*Türk ulusunun vicdanı, diplomasiye yenilmiştir

1944 de*Orta Asya, Sovyet Rusya’sınca işgal edilmiş ve komünist muhalefetin önüne geçilmek istenmiştir.baskıdan kaçıp anayurt Türkiye’ye sığınmak isteyen 146 Azerbaycan Türkü*Iğdır’daki Aras Nehri üzerindeki*Boraltan Köprüsü Türk*sınır karakoluna sığınmışlardır.Milli Şef”***dönemi TÜRK’üm demenin suç olduğu” bir dönemdir. 146 Azerbaycanlı soydaşımızı *Sovyetler*istemiş soydaşlarımızın verileceğine olasılık verilmemiştir Çünkü kardeşlerimiz anayurta soydaşlarının yanına gelmişler kendilerini güvende hissetmişlerdir. Milli Şef‘in Türklüğe düşmanlığı, Türk’ü soykırıma sürüklemiştir.

Sovyetler’den gelen istek üzerine Ankaradan gelen yanıt, herkesin tüylerini ürpertiyor Esirleri derhal iade edin!“korkunç yanıt korku ve şaşkınlık uyandırıyor ve Ankara’nın cevabı aynı: “Ülkelerine iade edin Azerbaycanlı*kandaşlarımız “Lütfen bizi azılı düşmanlara teslim etmeyin, bizi siz öldürün. Öleceksekte vatanımızda, bayrağımızın altında ölelim deseler de, karakol komutanı kan ağlaya ağlaya 146 esir TÜRK’ü Sovyet Rusya’sına, soysuzlara teslim etmek zorunda kalıyor. 146 Türk evladı, ayakları bağlanarak oracıkta, Türk askerlerinin gözleri önünde kurşuna dizilerek öldürülüyor!

Karakol komutanı yaşananlara dayanamayıp intihar etmiştir. Bu olay, Türk’ün Türk’e ihanetidir. bir devlet yönetiminin ne kadar soysuzlaşabildiğinin kanıtıdır. Boraltan bağımsızlık aşığı 146 bozkurtun kutlu direnişinin yankılarıdır bozkurtların sesi kulaklarımızda çınlamaktadır.Tanrı, TÜRK’ü önce kendinden; sonra nice soysuzdan korusun!

murataltug1985
12-03-2017, 08:30
Kaynak ahmetkayaefsanesi.blogspot.com
Diyarbakırlıymış, kodadı bahtiyar
Ahmet KAYA,Avrupa Resitalleri'nde Bahtiyar türküsünün hikayesini anlatır:

Çok uzun zaman önce cezaevinde kaldığımda bir arkadaş tanımıştım, Diyarbakırlı'ydı. İsminin Bahtiyar olduğunu söylemişti Günde iki sefer dörder saat arayla götürüyorlardı işkenceye, hamur gibi atıyorlardı. Tek söylediği şey, "adım Bahtiyar" diyordu. Doksan yedi gün boyunca, adını kimse öğrenemedi cezaevinde incecik, dal gibi bir çocuktu.. Bütün dileği dışarı çıktığım zaman Diyarbakır'dan gidip bağlamasını almamı ve kullanmamı istiyordu. Kuru soğan yetiştirip yeşil soğana dönüştürüyorduk, tek çiçeğimiz maalesef oydu, Sonra dışarı çıktım, onu uzun zaman göremedim. Yozgat'a gitmişti Bir gün çok büyük bir tesadüf, Diyarbakır'a giderken gazetede beni çok sarsan bir resimle karşılaştım; bir ölüm ilanındaydı Bahtiyar...hüzünle gülüyordu Diyarbakır'a gittim, müthiş bir cenaze töreniydi Bahtiyar çok güzeldi.
Bildiğim bir tek şey vardı: "Diyarbakırlıydı, Kod Adı Bahtiyar'dı

murataltug1985
12-03-2017, 08:30
Kaynak odatv.com
ŞAFAK TÜRKÜSÜ'NÜN ÖYKÜSÜ

Nevzat Çelik 1980 de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin birinci sınıfında öğrenci iken tutuklandı.Dev-Sol davasında idam istemiyle yargılandı. Metriste ve Bayrampaşa Cezaevinde tutuklu kaldı Nevzat Çelik'in ilk şiirini*burada yazdı şiirler 1982 de yayınlandı Şafak Türküsü’ Başarı Ödülü kazandı.1987 de Müebbet Türküsü’ adlı şiir kitabıyla serbest bırakıldı.Şair Nevzat Çelik; Şafak Türküsü şiirini cezaevi yıllarını anlattı.

tek tip elbise direnişinin başladığı cezaevidir.bayrampaşa tek tip elbiseler giydirdiler, saçımızı sakalımız işkenceyle kestiler. küçücük pencereler tel örgüler demir örgüler vardı. girer girmez, çıkarttık tek tip elbiseleri Tel örgüleri parçaladık çünkü, içeriye hava girmiyordu.
iki buçuk yıl hücre tipi cezaevinde,havalandırmaya çıkamadan yaşadık Şafak Türküsü, 83’te Metris’te yazıldı, yazılma sürecinde Bayrampaşa Cezaevi’ne nakledildik.kalem ve kağıttan başka hiçbir şeyimiz yoktu. Pijama terlik yaşadık açlık grevine başlamıştık. 30 günlük açlık grevine girmiştik
Ben ve yüzlerce kişi idamla yargılanıyordu. 3 kişilik bir hücrede iki kişi idamla yargılanabiliyordu. herkes için ortak ve sıradan bir duyguydu

idamlar gerçekleştiriliyordu. Tanıdığımız insanları astılar Ve sen dört duvarın içerisindesin, başka bir hayattasın ben de bir şairdim. Şafak Türküsü bir başkaldırıdır asla yılmayan, pes etmeyen gelecek güzel günleri isteyen güzel gündüzünde sömürülmeyen,aç yatılmayan bir dünya ve özgürlüğü isteyen insanların ortak dramıdır
itiraz eder. Yıkılmamasını söyler annesine. inanmışlara, halka gelecek güzel günlerin inancını direnci temsil eder.

murataltug1985
12-03-2017, 08:31
Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI

emperyalist güçlerin etkisinde bulunan Türk Topluluklarında ağır ve çıkmazlarla dolu sayısız trajediler yaşanmıştır 10 milyon km² lik bir coğrafyada yaşayan 250 milyon Kıpçak, Oğuz, Karluk, Sibir ve Avrupa Türkü çok darbe almıştır.
darbelerin etkisinde kalanlardan biri de
Orta Asyanın merkezi Kazakistandır. SSCB sınırları içerisinde milli mücadelenin ve Turanın odağı Türkistandaki Kazak Türkleri 1930 lu yıllardaki
Kızıl Kırgın Kurbanlarıdır

Emperyalist SSCB rejimi 1930 larda tüm Türk soydaşlarımızı acımasızca infaz etmiş birçok soydaşımız hayatlarını kaybetmiştir Kazaklar
1723 te Çinden gelen 70 bin atlı Jongar askeriyle savaşa girdi. Müslüman Kazak Türkleri 1 milyondan fazla Kazak Türkünü şehit vererek bozkırların sahipleri olduklarını dünyaya gösterdiler
Kayıplar kazak nüfusunu azalttı. 2. Çin istilasına dayanamayan Kazak Türkleri kendi Çarlık himayesini kabul etti.

Çarlık Orta Asyadaki göçebe Türkleri yerleşik düzene geçmeye mecbur bıraktı. Tarihte ilk kez 1897 de Kazak Türkleri ve Türk boylarının nüfus sayımı yapıldı. Sayım sonuçları Kırgızlar 250.000, Türkmenler 250.000, Tacikler 250.000, Özbekler sınırları içinde 750.000-sınırları dışında 750.000 olmak üzere 1,5 milyon iken Kazakların nüfusu 4.300.000 kişi olarak geçirildi. Kazak nüfusu Orta Asya halklarının iki katıydı.SSCB nin yaşattığı Kızıl Kırgınlarla Kazak Türklerinin nüfusun engellendi Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev geçmişte yaşananların unutulmaması için 1997 yi Milli Barış ve Siyasi Göç ve Sürgün Kurbanlarını Anma Yılı ilan etmiştir. Peki, Kazak Türkleri nasıl azaldı?

1991 de Kazakların bağımsızlıklarını ilan etmelerine kadar olan dönemde sscbnin baskısıyla SSCBde bolluk varken kazakistanda açlık,vardı Kazaklar idamlar, II.dünya savaşı, kimyasal denemeler, Kazak sürgünleri, Tselinograd olayı Kazakistan ve Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlık ayaklanması Jeltoksan Aralık ayaklanması Kazak Türklerinin nüfuslarını azalttı Kazak bozkırlarında nükleer ve atom bombası deneyleriyle ölüme mahkûm edilenlerin sayısı bilinememektedir.

murataltug1985
12-03-2017, 08:37
Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI

Sscb de Ülke çapında 1993 te 80 bin kişinin katıldığı büyük ayaklanmalar yaşandı. Bu olaylarda 5551 kişi Stalin tarafından tutuklandı ve 883 ü idam edildi. Kalanların sonu bilinmiyor 1937 de Kazak milli şahsiyetlerinin Turancılık ve Pan-Türkist düşünceleri önem kazandı.Ana dil ve Turan sscb yi etkiledi Ahmet Baytursunov, İlyas Cansugirov, Beyimbet Maylin, gibi kazak aydınlar SSCB hükümetince Türkçülük ve Turancılık hareketiyle halk düşmanı ilan edilerek kurşuna dizildiler. emperyalistlerin pençelerinde azab çekmeye mahkûm edilen Kazak Türkü kardeşlerimiz o acı günleri geride bırakmıştır. SSCB nin Kızıl Kırgını Kurbanları yerini, ABD ve AB nin Ortadoğu Kırgını Kurbanlarına bırakmıştır. milletimiz acı çekmektedir. Geçmişte milletimizin yaralarına merhem olamaması, bugünün yaralarına merhem olmayacağımız anlamına gelmemelidir.

murataltug1985
12-03-2017, 08:39
Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI
ATA BEYİT KATLİAMI

SSCB dönemi Tüm Türk Dünyasında önemli bir trajedidir. Günümüzde Stalin rejiminin Türk ve Müslüman soydaşlarımıza yapılan katliam ve haksızlıkların öğrenilmesi engellenmiştir.
ecdadımızın ve soydaşlarımızın çektiği acıları tanımalı ve yaşatmalıyız. Aksi takdir de emperyalistler yalan ve iftiralarla dolu Ermeni katliamı dayatmalarına karşı duramayız.
Drauda katledilen 7000 Müslüman Azerbaycan Hocalı katliamı, 1918 de Ermenilerin Gumada katlettikleri Azeri Türk soydaşlarımız
Türklere yapılan katliamlar elbette bunlarla sınırlı değildir. Bunlar sadece son yüzyıldaki acıların bir kısmıdır. 1937 Kırgızistanda yaşanan Stalinin Ata
Beyit Baba mezarı katliamı.ne yazık ki 1993 te ortaya çıkarıldı gündemde tutulması soykırımlar için araştırmalar yapılmıyor buda emperyalistlerin ekmeklerine yağ sürmektedir.

Stalin Türklük ve Turancılık fikrine SSCB de izin aydınları, dini ve milli liderleri 58. maddeye istinaden katletmiştir. Sovyet katliamları 1936 1945 yıllarında değişik ülkelerde uygulanmıştır. katliamın başı Stalin ve KGB dir bu katliamların en önemlilerinden biride Bişkek yakınlarındaki Ata-Beyt toplu mezarlığıdır.Ata-Beyt mezarlığında Cengiz Aytmatovun 9 yaşındayken son kez gördüğü 1937 de KGB ajanlarınca götürülen 38 yaşında öldürülen babası Törekul Aytmatovda Kırgızistan Milli alfabesinin mimarı Kasım Tınıstanov ve Orta Asya Turan savunucularından olan İsakeyev, ve niceleri vardır

1938 de 138 kişinin kurşuna dizilerek toprakla kapatılan kurbanlar Kırgız Türklerine ve 19 ayrı milliyete sahiptir Katliam Bişkek şehrinin 30 km dışında Ala Dağ tuğla ocağında gerçekleştirildi katliamın tanığı vardı. Tuğla ocağı bekçisi Hıdır Aliyev. yüzlerce askerin gerçekleştirdiği bu katliamı, inleyerek can verenlerin çığlıklarını mezara kadar götürmek istemediğinden şu sözlerle dile getirmiş zaman şartlar ve herkes bilsin. Kireç ocağında çok büyük olaylar oldu. herkes öğrenmeli ölüm öncesi bir vasiyet gibi ilan etti bu sır 1991de bağımsızlığını kazanan Kırgızistan Cumhuriyetine kızı tarafından iletildi.

murataltug1985
12-03-2017, 08:40
Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI
ATA BEYİT KATLİAMI

Kırgızistanın ilk Cumhurbaşkanı, devrik lider Askar Akayev atabeyit katliamını görev edinerek 1993 te bir kazı başlattı toplu mezarlar Kırgızistanı ve tüm Orta Asya cumhuriyetlerinin kanını dondurdu. 138 ceset binlerce mermi kovanı bulundu.mezarda Kırgız Türkü Uygur, Tatar, Kazak, İranlı, Alman ve Çinli asıllı insanlar vardı öldürülen insanlar o dönemde sovyet vatandaşıydı stalin tarafından öldürülmüştü KGB arşivlerine ulaşılamadı.
elbiselerin ceplerinden Sovyetlerin ünlü 58. maddesine istinaden Turancılık, ırkçılık, Troçkistlik ajanlık ve Pan-Türkizm suçlamalarıyla ölüm emirleri verilmişti KGB, katliamı bir gecede gerçekleştirdi ve gömdü. Mezarlığı Halkın uzak kalmasını sağlayacak tek yere Polis binasının yanına inşa etmişlerdi.devrik kırgız
lider Akayev tabutları ayrı bir anıt mezara defnetti anıtta her kurbanın adı yazıldı gayri Müslimler için çan konuldu.Anıtın adı Ata-Beyt Kurbanları Anıtı azaba maruz kalan tüm ecdadımıza Allahtan rahmet diliyoruz.

Tanrı Türkü ve Ülküsünü Korusun

murataltug1985
12-03-2017, 08:40
Kaynak totalwar.türkiye.com
KIRIM SOYKIRIMI

İkinci Dünya Savaşında Kırım Türklerinin acıları çoğaldı. Sovyet Stalin Rus olmayanları sürgün etti Kırım Türkleri Almanlarla işbirliği yaptığı iddiasıyla sürgüne gönderildi 1944 te 100 binin üzerinde soydaşımız katledildi Stalin Kırım Türklerini şehir meydanında toplar şehri hiçbir şey almadan terketmelerini emreder Direnenler, dipçikle hemen öldürülür. Sağ kalanlar hayvan vagonlarına, istif edilir çok sayıda insan öldü. Ölüm sebebi susuzluk, hastalık, açlık, havasızlık, ve pislikti. İlk göç ettirilenler çocuklar ve yaşlı insanlardı; can verenler gömülmez cesetler çürürdü, İnsanlar havasızlıktan boğuluyor, akıllarını kaybediyordu.

Kırım Türkleri Ural, Sibirya, Kazakistan, Özbekistana nakledildi. Sürgün işlemleri tamamlanınca hayatta kalanlar kötü şartlara dayanamadı Açlık, sıtma ve veremden öldüler Eğitimleri kültürleri engellendi Kırımca konuşanlar, cezalandırıldı açık hava hapishanesine mahkûm edildiler amaç Türk birliğini bozmaktı kardeşliği soydaşlığı kırıp parçalamaktı Kırımın Arabat bölgesinde 150 Türk Stalinin emriyle Bebek, ihtiyar ve genç... köy halkı, küçücük bir tekneye dolduruldu. Tekne, batırıldı. Karadeniz soydaşlarımıza mezar oldu

Kırımlılar Kalmuk, Çeçen-İnguş, Volga-Germen, Kabartay-Balkar, ve Karaçaylılar sürgüne tabi tutulmuşlardır.Sovyetler tarafından Kırım Türkleri ve diğer halkların bulundukları yerler, gizli tutulmaktadır 5 Eylül 1967 de Kırım Türklerinin itibarının iade edilmesine karar verildi. Kırım Türkleri, vatana döndüler ama bu aldatmacaydı yerleşme izinleri yoktu geri döndüler
Kırım Türklerinin millî mücadelesi, kitle hareketine dönüştü. Mitingler düzenlendi. Toplantılara katılanlar cezalandırıldı. 23 Nisan 1978 de Musa Mahmut Türk, soydaşlarına yapılan haksızlığı protesto için kendisini yaktı Kırım ın efsane lideri Abdülcemil Mustafa Kırımoğlu haps edildi. Moskova gösterilerinden sonra, SSCB Kırım Türklerinin haksız yere suçladıklarını anlamış
vatana ihanet suçlarını? kaldırmıştır.

murataltug1985
12-03-2017, 08:40
Kaynak totalwar.türkiye.com
KIRIM SOYKIRIMI

1990 da kırımlılara sovyetlerdeki vatanlarına dönüş izni çıktı. Kırım Türkleri 3 ay süren çileli yolculuktan sonra ata yurduna dönmüşlerdi 1944de kırımlılar vatandan ayrılırken vatan aşkından başka hiçbir şeyleri yoktu. Dönüşte; diplomaları arabaları, paraları vardı, meslek sahibiydiler 15 dakikada terk ettikleri evlerine Ruslar yerleştirilmişti, naylon çadırlarda yaşadılar. fakat vatanda olmanın huzuruyla yaşıyorlardı. Sürgünden 260.000 kişi döndü bir o kadarı dönüş izni bekliyor

SSCB'nin dağılmasıyla Kırım, Rusya ve Ukraynada çıbanbaşı olarak görüldü 1774 de Osmanlıdan koparılan Kırım Türklerinin Ukraynada bağımsızlık mücadelesi devam etmektedir. Kırım Türklerinin 60 bini Ukrayna ve Özbek vatandaşıdır kırımlıların amacı Efendi değiştirmek esaret zincirleri takmak değil, milli istikbale kavuşmaktı Kırım Türkleri büyük önderleri Gaspıralı İsmailin söylemi ile Dilde, fikirde ve işte birlik sağlayabilirlerse, arzuladıkları çözüme ulaşabilirlerdi.

Türklere karşı yapılan katliamlar incelendiğinde katliamlara kimlerin maruz kaldığı görülecektir. eşitlik ve halkların kardeşliğe dayandığı iddia edilen Sosyalizm malesef sadece Slavları koruyor
Kırım da, Balkanlarda, Kafkaslarda,
Azerbaycanda, Irakda, Kıbrısda yaşananlar katliamdır soykırımdır. Soykırımların baş aktörü Emperyalizmin sahnelediği oyunlar yayılmacı ve istilacı politikaları çirkin ve büyük bir insanlık suçudur. İstilacı sömürgeci anlayış, çıkarları uğruna ırkları yok etmektedir Ulus Devletlerin ve gerçeklerin ışığında ülkemize yapılan suçlamaların ve iftiraların karşısında onurlu bir politika izlememiz gerekiyor

murataltug1985
12-03-2017, 08:41
Kaynak totalwar.türkiye.com ortadoğu gazetesi
KIZIL ORDUNUN BAKÜ KATLİAMI

Azerbaycan Türklerinin bağımsızlık taleplerinden korkan SSCB, Bakü'deki Rusların ve Ermenilerin can güvenliğini bahane ederek, Azerbaycan'a askeri müdahale kararı alır. 1990 da 35 bin kişilik bir orduyla Bakü'ye giren Rus tankları, peşte'ye ve Prag'a girdiği gibi; Bakü'yü istila eder askeri baskında yüzlerce insan ölmüş ve yaralanmıştır. Hazar denizine atılanlar, öldürülenler, kurşunlananlar, vurulan çocuklar yaşlılar vahşice katledilmişlerdir.

Tank paletlerinin altında kalanlar Rus vahşeti bakımından ibret ve utanç vesikasıdır Ruslar yüz karası olarak ebediyete kadar kalacaktır. Görevden alınan Cumhurbaşkanı Vezirov'un yerine getirilen Ayaz Muttalibov Ruslarla hareket ederek sıkıyönetim ilan etti. bir yığın insan tutuklandı. Azerbaycan'ın çalışanları grev kararı aldı Ocak'ta Ebulfez Elçibey'in Azerbaycan halkına, bildirisi yayınlandı. tüm dünya Rus vahşetinden haberdar oldu. Rus askerleri, yerli işbirlikçileri yardımıyla, Halk Cephesi mensuplarını tutukladılar. bağımsızlık mücadelesinden yılmayan Elçibey ve arkadaşları Azerbaycan bayrağını, Rus askerlerinin gözü önünde El Yazmaları Enstitüsü'ne dikerek, Rus emperyalizmini dize getirdiler

Büyük bir imparatorluk, Azerbaycan Halk Cephesi önünde diz çöktü. Azerbaycan Halk Cephesinin bağımsızlık zaferi, bütün cumhuriyetlerin kurtuluş ilhamı oldu. Kızıl ordunun Bakü'de döktüğü yüzlerce Azerbaycan Türkünün kanları üzerinde yeşeren, istiklâl ağacı, sovyetleri sardı. Cumhuriyetler bağımsızlaştı. Azerbaycan Halk Cephesinin lideri, bağımsızlık mücadelesinin unutulmaz kahramanı, büyük Türk milliyetçisi, Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey'i ve tüm şehitleri rahmet ve minnetle anıyoruz. Türk dünyasının başı sağ olsun.başkanımızı rahmetle yâd ediyoruz.

murataltug1985
12-03-2017, 08:41
Kaynak totalwar.türkiye.com türk gündem
KIZIL ORDUNUN BAKÜ KATLİAMI
KANLI OCAK

20 Ocak 1990'da Azerbaycan'da ne oldu
1989'da halk cephesi Azerbaycan'da iktidarı ele geçirmiş grevler yaşanmış ve Sovyetlerin Azerbaycan'da ve Güney Kafkasya'da kontrolü zayıflamıştır. 2 Aralık'ta da Halk Cephesi Sovyetlerden ayrılacaklarını bağımsızlık mücadelesini ilan etmiştir Azerbaycan'da komünistlerle mücadele Azerbaycanlı Komünist Lider Abdurahman Vezirov'a muhalefetin Dağlık Karabağ olayları Azerbaycan'dan çıkartılan Ermeniler ülkede siyasi gerilimi arttırdı Moskova Dağlık Karabağ Bakü'de sıkı yönetim ilan etti sıkı yönetime uyulmaması, Bakü'de Ermenilere zulüm yapıldığı iddiaları AHC'nin iktidarı ele geçirmesi gerekçe gösterilerek Sovyet ordusu Bakü'ye girmiştir. Azerbaycanı ele geçirmek isteyen Sovyet Ordusu143 kişi öldürmüş, 750 kişiyi yaralamış, 400 kişiyi gözaltına almıştır.

20 Ocak 1990'da Azerbaycanda bağımsızlık ve milliyetçilik hareketleri güçlenmiştir. şehitler için yas tutulmuş ve defnedilmiştir. AHC ülke çapında güçlenmiş Sovyet heykelleri armalar kaldırılmıştır Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihi 28 Mayıs 1918 tAzerbaycan Devlet Günü olarak kutlanmıştır 19 Ağustos 1991 Gorbaçov darbesine ilk tepki gösteren AHC olmuştur. Moskova'daki başarısız darbe Sovyetlerdekj bağımsızlık süreci hızlanmış 18 Ekim 1991'de Azerbaycan Devletinin Bağımsızlığı onaylanmıştır.
20 Ocak 1990 olayları, Moskova'nın Azerbaycan'da kontrolünün sonu olmuş Budapeşte ve Prag sovyetlerin girdiği son başkent olmuştur. Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesinin kilometre taşı 20 Ocak, millî kimliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

murataltug1985
12-03-2017, 08:42
Kaynak totalwar.türkiye.com
YANVAR KATLİAMI

Sovyet ajanlar KGB gurupları Ruslara saldırdı.KGB nin yetiştirdiği Karabağ'ın intikamı adı altında Ermeniler'e karşı göstermelik hareketler düzenledi. Bakü, karışıklığa girerken, KGB'nin aradığı mevsim gelip çatmıştı.AHC kadroları ve önder Elçibey halkı sakinleştirirken Ermeniler'in zarar görmeden Bakü dışına çıkarılması için gayret sarfediyorlardı.
Biliyorlardı ki; masum Ermeni imajı gündeme gelecek ve Rus orduları Bakü'yü işgal edecekti.
1990 da rus paletleri cehennemî bir homurtuyla baküye yaklaşmaktaydı. General Yazovun Rus orduları Bakü'ye üç koldan girdiler. 20 Yanvar metro istasyonu şanlı direnişin merkezi oldu
şanlı direnişi örgütleyen kahramanlar şehit edildi. Rus tankları tıpkı Budapeşte'ye, Prag'a girdikleri gibi, 1990 da Bakü'ye de kan dökerek girdiler.

Nazlı Başkent alev almış, cayır cayır yanıyordu.
kara Yanvar günü Abşeron, ölümlerin kol gezdiği bir viraneye dönmüş ve evlerin musluklarından kan akmaya başlamıştı.T-72, 80 ve BMP-3 tankları Bakü sokaklarına girerken, böylesine kalleş bir saldırı beklemeyen Azerbaycan Türkleri Rus kuvvetlerine sopalarla baltalarla karşı koydular
Ruslar Alfa' birlikleriyle hücuma geçti. Bakü Azatlık Meydanı'nda tarihin en büyük facialarından biri yaşanıyordu. katliamı azeri soykırımını, dünya film seyreder gibi izlerken, Haydar Aliyev ise etkili bir Rus generali olmasına rağmen kılını bile kıpırdatmayarak, seyirciler kervanına katılıyordu.

dünya dilini yutmuş Rus vahşetine, 'Vahşî Batı' tarafından yeşil ışık yakılmıştı.ABD, Rusya'ya yol veriyor, Ortadoğu operasyonu için tasdik sözü alıyordu. Yaralı bir kedi için helikopter kaldıran Avrupa Bakü'de tanklar altında yüzlerce sivil Türk can verirken, karşı çıkmak, yerine Rusları destekliyordu Yanvar günü verilen canlar stiklâl bayrağının yükselmesi için altın oldular. O günden sonra Azerbaycan'da hep bir ağızdan çıkan gür ve tek bir ses vardı Vatan sağolsun

murataltug1985
12-03-2017, 08:42
Kaynak totalwar.türkiye.com
YANVAR KATLİAMI

Azerbaycan yanvarda 1 saat içerisinde yüzlerce Türk hayatını kaybetti, binlercesi ağır ve ölümcül yaralar aldı. Bakü al kanlara boyandı. Halk Cephesinden yüzlerce insan tutuklanarak Rusya'nın uzak bölgelerindeki cezaevlerine gönderildi.
Vezirov görevden alındı Ayaz Muttalibov tayin edildi. Muttalibov, Rus ordusunun gücüyle sıkıyönetim ilan etti. Azerbaycan Halk Cephesi, yanvar katliamının failleri bulununcaya kadar grev kararı aldılar.Elçibey'in Rus vahşetini bütün dehşetiyle dünyanın gözleri önüne, haykırıyordu
Rus askerleri, yerli işbirlikçilerin de yardımıyla, AHC binalarını kapattı ve Cephe üyelerini tutukladı Teşkilâtın merkezlerini tahrip ve talan ederek yağmaladı.

Elçibey önderliğindeki Azerbaycan Ülkücüleri 26 Ocak 1990 Cuma günü, Azerbaycan bayrağını Rus askerlerinin gözü önünde Enstitü çatısına diktiler. Hep bir ağızdan haykırıyorlardı Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez!..Abşeron "Kan Deniziydi Ruslar boğulup giderken, Azerbaycan "Kanlı Yanvar" hadisesinden sonra, hürriyetini ilan etti
Bedeli fazlasıyla ödenen nazlı hürriyet... "Benim sınırlarım, Azerimin hürriyet, hürriyet diye haykırdığı Hazarda başlar, Viyana'da biter" diyerek feryat edenlerin arzusu yerine gelmiş, kutlu "Turan Ülkesinde bir sınır taşı daha yerine oturmuştu.
Karanfiller ise ağlıyordu? Gözlerinden yaş yerine kan dökerek?

(Yusuf Ziya ARPACIK, Kan Fırtınası, s.51-57)

murataltug1985
12-03-2017, 08:43
Kaynak totalwar.türkiye.com
YANVAR KATLİAMI
AHISKA TÜRKLERİ SOYKIRIMI

16 Mart 1921 de Ahıska'nın Sovyetlere bağlanması ile Ahıskada kara günler başladı. 1956 daki Türk nüfusu 138.000 kadardır. Sovyetler Abhaz, Asetin ve Acarlılara, Özerk Cumhuriyet kurma hakkı tanırken, Ahıska Türkleri yok farz edilerek, göz ardı edildiler. Ahıskalılar, Arap, Latin ve Kiril alfabesi ile eğitim gördüler.Ahıska'da kolhozlar 1927 de kuruldu Ahıskalıların ileri gelenleri Sovyet hapishanelerine atıldı. 1930 'larda baskı ve şiddet döneminde binlerce aydın Kemalist ve Pantürkist" suçlaması ile cezaevlerine atıldılar. Stalin'in Gürcü şovenizmi ile Ahıska Türklerinin soyadları Gürcüceye çevirildi Ahıskalılar kayıtlara Azerbaycan milleti, dilleri ise; Azerice olarak geçti. Stalin 1940'da Ahıskalıların dilini Gürcücüye çevirdi ve Ahıskalılar, Türk kimliğinden tamamen koparılmak istendi

2.Dünya harbinin patlak vermesiyle Rusya 1940 a kadar askere alınmayan Ahıskalılardan 40 bin kişiyi Alman cephesine sevk etto kız, gelin ve çocuklar demiryolu inşaatında çalıştırdılar. demiryolunda binlerce Ahıska Türkü hayatını kaybetti.Ahıska sürgünü planı 15 yıl önce planlandı Özerklik Ahıskaya tanınmadı aydın ve din adamları hapse atıldı Ahıskalılar askere alınmayıp, Rus-Alman Harbinde 40 bin civarında kişinin Alman cephesine gönderildi ve kadın ve ihtiyarlara demiryolu yaptırıldı 1944 Ahıska Türklerinin S.S.C.B. üyesi Gürcistana nakletmek kararı alınmış. Ahıskalılar Gürcistandan dışarıya çıkarmak, Orta Asya ve Kazakistan'a sürmek planı uygulamıştır acımasız Stalin sınır güvenliği gerekçesiyle 110 bin Türkü, Ahıska'nın 209 köyünden alarak kargo trenleriyle Orta Asya'ya sürmüştür.

13 Kasım 1944 te yollar, köprüler ahıskalılara tamir ettirildi. 14 Kasım gecesi binlerce Rus askeri, silahlarıyla Türklerin evlerine girdiler. kamyonlara doldurulan mazlum ve çaresiz Türk insanı demir yoluna getirildiler. yüzlerce Ahıskalı aile ise Rus askerleriyle çarpışarak, şehit verme pahasına Türkiye'ye geçti Ağrı, Muş, Kırıkhan, İnegöl, Bursa, Ankara, İstanbul ve diğer yerleşim birimlerinde yaşamaktadırlar.120 bin Ahıska Türkü, kara kış gününde yük vagonlarına koyunlar gibi dolduruldu kapılar kilitlendi Yer gök Allah-Allah haykırışlarıyla inliyor, ağlama, ve hıçkırık sesleri kulakları sağır ediyordu. yakarışları işitecek vicdan yoktu. Azerbaycan'ın yöneticileri, Ahıskalıları Azerbaycan'da iskan etmek istediler. Stalin'in Azerbaycanı kurşunla tehdit etti. vagonlar tekrar Urallara hareket etti Ural Dağları
bir çok insana kefen oldu. İnsanlara mezar bile nasip olmadı. Kefenleri Sibirya'nın bembeyaz karıydı. Bir buçuk ay süren ölümcül
yolculuk sonunda ahıskanın talihsiz insanları Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'a dağıtıldılar.

murataltug1985
12-04-2017, 07:33
Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize
bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil

murataltug1985
12-04-2017, 07:34
Kaynak ahaber.com
Bir utanç: İstiklal Mahkemeleri

Cumhuriyet öncesinde kurulan İstiklal Mahkemeleri bu toprakların gördüğü en kanlı kararlara imza attı Hukukçu olmayanlardan kurulu bu gezici mahkeme birçok masumun idamına hükmetti.Resmi tarih İstiklal Mahkemeleriyle ilgilenmedi... Adını anmak günah sayıldı
İstiklal Mahkemeleri'nin nasıl kuruldu kimleri idam sehpasına gönderdi mahkemeler gerçekti birileri zorunluluktandı" dese de dünya hukuk tarihinin yüzkarasıydı...Yıl 1920... Aylardan Nisan'ın 23'ü...
Türkiye'nin 4 bir yanından Ankara'ya gelen vekillerin kişisel çıkarı yoktu herkesin memlekete vatana minnet borcu vardı amaç halk iradesiydi başarı mutlaktı mesele memleketti....son sığınak, tek memleket, elden gitti gidecekti 23 Nisanda Mecliste Çok iş ve çok dert vardı...en büyük dert asker kaçaklarıydı..

100 yıldır aralıksız süren savaşta Köyler erkeksiz - çocuklar babasız kalmıştı...Millet savaşa sıcak bakmıyordu..Meclis'in ilk işi Hıyaneti Vataniyye vatana ihanet kanununu çıkarmak oldu...
29 Nisan 1920 günü yani ilk Meclis açıldı Mustafa Kemal Atatürk başkomutanlık rütbesine getirildi...
Olağanüstü zamanlardı Olağanüstü mahkemeler kurulacak kaçaklar yargılanacaktı...Mahkemeler 18 Nisan 1920 de kuruldu... Gezici mahkemeler... 3 üyeden oluşacak, karar için oy çokluğu yeterli olacaktı. başkomutan mahkemeye müdahale edebilecekti..

Muhalefetin başını çeken isimlerden Elazığ mebusu Hüseyin Avni Bey meclis kürsüsüne çıktı İstiklal Mahkemelerini sert sözlerle eleştirdi..
"Olağanüstü mahkemeler olağanüstü dönemde kurulmuştur. Ancak İstiklal Mahkemelerinin el uzatmadığı hiçbir şey kalmamıştır. Efendiler memleketi yaşatmak istiyorsanız 350 mahkemenin kudretini artırın. Çünkü 5 mahkeme memleketi kurtaramaz. adalete sığmaz. Mesele asker kaçağıysa mahkemelerin yetkilerini sınırlayalım. Mahkemelere yüklenen her şeye hüküm verme yetkisini kaldırmak bizlere farzdır."
İstiklal Mahkemeleri her geçen gün kuruluş misyonunun dışına çıktı.

murataltug1985
12-04-2017, 07:34
Kaynak ahaber.com
Bir utanç: İstiklal Mahkemeleri şeyh sait isyanı

İstiklâl mahkemelerin hukuku alt üst ettiği gelişmeler 1921'in aralık ayına rastladı..
Halk hilafetin kaldırılmasına tepkiliydi...
İstiklal Mahkemeleri işte o gün devreye girdi...
Meclis'te Konya'nın tümüne irticacı deniyor... tüm Konya'nın tutuklanması emrediliyordu...
İstiklal Mahkemesi, harekete geçti...
Konya merkezde 2 bin 300 kişi tutuklanmış, 805 kişi 3 gün içinde idam edilmiştir. Bin 495 kişi de kürek, ve ömür boyu cezalara çarptırılmışlardır..."
Resmi tarih gerçekleri yazmadı gerçekler, muhalif kanadın ve koca bir milletin hafızasından silinmedi...

mecliste saltanat ve hilafet tartışmaları devam ediyordu muhalif vekil Sinop mebusu Hakkı Hami Bey söz aldı istiklal Mahkemelerini savunanlara seslendi...Efendiler İstiklal Mahkemeleri'nde adam asmakla gayemize ulaşacaksak, hiç ulaşmayalım. masumlar canından oluyor. İdam tavuk öldürmek değildir, öldürülenler tavuk değildir. Suçlu ya da masum fark etmiyor Anadolu halkı akın akın darağaçlarına götürülüyordu...

İstiklal Mahkemesinin halk arasındaki adı "3 Aliler" divanıydı...İsmi mahkemenin 3 üyesi Kılıç Necip ve Kel Ali'den geliyordu.Ali'ler hukukçu değildi...
muhalefeti susturuyor, saltanatı savunanlardan, muhafazakarlara kadar herkese korku salıyorlardı...
Halk, hilâfet için ayaklanıyor her ayaklanmanın sonu İstiklal Mahkemesinde ve dar ağacında bitiyordu...cumhuriyet sancılı günler yaşıyordu...
11 Ağustos 1923 günü Mecliste muhalefete yer verilmedi... Eskiler tasfiye edildi "inkılaplar" için gerekli olduğu söylendi...İnkılabı Kel Ali anlattı...inkılaplar; suçlular, hainler zararlı olanlar öldürüldükleri zaman oluyor" dedi....

Meclis muhalefetsizdi Cumhuriyet Halk Fırkası ve
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu
Terakkiperverler dine ve inançlara saygılıydı din ve inanç cumhuriyet için tehdit sayıldı...terakkiperverlerin ömrü uzun olmadı
3 Mart 1924 te Hilafet kaldırıldı Anadolu'da kazan taştı..Hilafetin kaldırılmasından sonra Elazığ Ergani Piranda bir isyan başladı.İsyanın başında Nakşibendi Şeyhi Said vardı..

murataltug1985
12-04-2017, 07:35
Kaynak ahaber.com
Bir utanç: İstiklal Mahkemeleri
şeyh sait isyanı ve iskilipli atıf hoca

Şeyh Said genç ilçesini ele geçirdi... Elâzığ'a girdi... Diyarbakıra dayandı... İsyan Ankara'da tam bir depremdi Hükümet devrildi...Fethi Okyar başbakanlık görevini İsmet İnönü'ye bıraktı.. İsmet İnönü İstiklal Mahkemelerinin kapısını çaldı..
İsyana katılan destek veren ve masum insanlar kim varsa asıldı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı...Takriri Sükun yasası çıkarıldı...
Yeni bir İstiklal Mahkemesi kurulacaktı...
mahkemelerde Savunma makamı vetanık yoktu...
Verilecek kararlar belliydi...duruşmalar genelde "sanıkların idamına cümlesiyle bitiyordu...
28 Kasım 1925 muhalefetsiz Mecliste...
herkes şapka takmak zorundaydı... fes - sarık takke yasaklanıyordu...

Diyarbakırda... Köylüler, yırtık çarıkları, yamalı hırkalarıyla kameraya poz veriyor... Ama tümünün başında gıcır gıcır şapkalar dikkat çekiyor...
Şapka takmak zorunluluktu...Takmamak suçtu... Cezası idamdı...Çorum İskilipde Atıf Hoca şapka kanunun ilk kurbanıydı İskilipli Atıf Hoca... Karar belliydi... istiklal mahkemelerinde hukuk ve adalet yerle bir edildi...Mahkeme başkanı Kel Ali; savcınınhapis istediği İskilipli Atıf Hoca'nın idamına hükmetti..Atıf Hoca idam edildikten sonra ibreti alem için başına şapka geçirildi demokrasinin yüz karasıydı İstiklal Mahkemeleri ...
Biri hakkında bir söylenti çıkması İftira atılması yeterliydi 3 Aliler Divanı devreye girer zararlı bulduklarını asardı...

Karabekir Paşa bile istiklal mahkemesinde yargılandı...Resmi tarih yazmıyor Kimse konuşmuyor...Konuşmak günah görülüyor...
resmi olmayan tarih tüm doğruları anlatıyor...
İstiklal mahkemesinin celladı Kel Ali "Sadece ben 5 bin 216 kişiyi idam ettim" demişti Tam sayı bilinmiyor...hiç bilinemeyecek...olağanüstü günlerin
Olağanüstü mahkemelerinde işlenen cinayetler hiç bir zaman unutulmayacak...

murataltug1985
12-04-2017, 07:35
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri

İlk Meclisin açıldığı tarihlerde Anadoluda iç ayaklanmaların etkisiyle olağanüstü durumlar yaşanıyordu Asayişsizlik, eşkıyalar ve sefalet Anadolu'yu sarsıyordu. Asker kaçakları tehlikeli boyutlara ulaşmıştı.*İstiklal Mahkemeleri*ilk başta 1920 yılında*Kurtuluş Savaşında ayaklanma çıkaran yağmacıları bozguncuları, casus ve köstebekleri, asker kaçaklarını,*cezalandırmak için kuruldu Kurtuluş savaşında görev yapan mahkemelere birinci dönem olarak adlandırılır. Sonradan kurulan mahkemeler Devrim mahkemesidir Uğur Mumcu'ya göre Devrim Mahkemeleri, savaş ve ihtilal gibi özel durumlarda isyancı, bozguncu ve karşı devrimcilerin yargılandığı infaz kurullarıdır. Mahkemeler Türk Devriminin bir parçası olup devrim için çalıştımışlar ancak amaç ve gayelerinden uzaklaşmışlardır

İlk Meclis açıldığında Silah altına çağrılanlar,*
İstanbul ve Padişahın askerliğin kaldırıldığını ve meclisi gayrı meşru ilan eden Ferman'ın etkisiyle askere gelmiyor kaçıyorlardı. iç ayaklanmalar oluyordu savaşacak ordu bulunamıyordu. İstanbul Hükümeti*ile işbirliği yapanlar, düzenli ordu kurulmasını engelliyordu tüm sorunları çözmek,*
Ankara'nın*otoritesini kılmak ve Yunan ordusunu durdurmak için ulusun inanç birliği içinde otorite altında bütünleşmesi gerekiyordu.*Mustafa Kemal ulusal güçlerin örgütlenmesini bildirmişti.

17 Mart 1920 de Mustafa kemal paşa
Vatanın çıkarlarına aykırı, huzur ve asayişini bozanların şiddetle cezalandırılması emredildi suçlular asıldı askerden kaçanların mallarına el konulup ve evleri yıkılıyordu. Ferit Paşa ve Padişah aleyhine davrananlar vatan hainliğiyle suçlanıyordu iç güvenliği sağlamak, ulusal amaç çevresinde birleşmek ve T.B.M.M.otoritesini egemen kılmak, için T.B.M.M.'nin otoritesine tüm"Osmanlının" uyması için, Ulusal Meclis'in kararlarına itirazda bulunanlar vatan haini ve ihanetle suçlandırılmaları gerekçesiyle 29 Nisan 1920 de hıyaneti Vataniye Kanunu"nu kabul edildi

murataltug1985
12-04-2017, 07:35
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri ve hıyaneti vataniye kanunu

Madde 1.Millet Meclisi'nin meşruiyetine muhalefette bulunanlar kesan, hain-i vatan ilan edilecek . Madde 2- hiyanet-i vataniyye'de bulunanlar idam olunacaktı... anlamı şuydu: Yüce hilafet ve saltanat makamını ve Padişah'ın topraklarını düşmandan kurtarmak için kurulan meclise karşı koyanlar vatan hainidirler. cezası idamdır. Bu kanunlan Meclis'in otoritesi sağlanacaktı uygulama sonucunda istenilen başarı elde edilemedi. idamlar Mecliste tepkiye yol açtı Af dileyip, Ulusal Mücadele'ye katılmak isteyenlere fırsat verilmiyor idam ediliyordu

asker kaçaklarına hapis cezası verilmesiyle kaçaklar cephede çarpışmaktansa, hapis yatmayı göze alıyorlardı Hiyanet-i Vataniye mahkemeleri Osmanlı yöntemleriyle çalışıyorlardı. Ulusal otoritenin sağlanabilmesi için devrim yöntemlerine başvurulması gerekiyordu Tevfik Rüştü ve Mustafa Necati Beyler in "Telkin ve Tedhiş Kanunu" önerisinde Seferberlik emrine icabet etmeyenlerin hanesi yakılır ailesi tehcir edilir karşı koyanlar idam olunur." Gibi çok ağır hükümlerden dolayı red edildi. olağanüstü, devrim yöntemleri aranıyordu.Tevfik Rüştü Bey, çeteler ve kaçakların yarattığı tehlike karşısında, M. Kemal'e, "İhtilal Mahkemeleri" kurulması için öneri verdi. isim "İstiklal Mahkemeleri" olarak değiştirildi.*

18 Eylül 1920 de kaçak erat ve casusların yargılanmasıyla İstiklal Mahkemeleri kurulur Mahkeme üyeleri, Milletvekillerinden oluşmuştur. Savaş şartlarında bozgun, yağma ve casusluk vatana ihanet suçları önleyebilmek ve acil hükümler verebilmek için Millet Meclisi tarafından özel kanunla kurulmuştur

murataltug1985
12-04-2017, 07:36
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemelerinde Birinci dönem

18 Eylül 1920 ve 17 Şubat 1921 de görev yapan istiklal mahkemeleri için Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa 14 İstiklal Mahkemesi istedi
7 mahkeme bölgesi saptandı. Istiklal mahkemeleri Ankara, Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu, Pozantı, Diyarbakırda kuruldu
İkinci dönem 30 Temmuz 1921 ile 1923 Ekim ayı arasında çalışmıştır.*Kastamonu Konya Samsun, Yozgat'da kuruldu. İkinci İstiklal Mahkemelerinde asker kaçakları, Kurtuluş Savaşında düşmana yardım edenler ve isyan çıkaranlar yargılandı.*
Diyarbakır'da*Şeyh Sait İsyanı

sonrası Şark İstiklal Mahhkemesi, hilafet ve saltanat yanlılarını Cumhuriyete muhalefet edenleri yargılamak için İstanbul ve Ankara İstiklal Mahkemeleri Kuruldu. İstiklâl mahkemesinin kanunları mecliste tartışıldı Meclis'te iki düşünce doğdu. Birincisi, "Kanunun bir zaruret olduğunu ikincisi, "Memleketi ve halkı korkuya düşürüp Ulusal Mücadeleyi arkadan vuracağını düşünüyordu m.kemale göre Muhaliflerin itiraz edip bireysel haklardan söz etmeleri ilginçti. vatanın varlığı için seferberlik edilmesi gerekiyordu casusluk, ve eşkıya tehlikesine karşı özgürlük düşünülemezdi.

Ulusal Mücadele'nin kazanılması ve iç güvenliğin sağlanması, için kurulan İstiklal Mahkemeleri olağanüstü inkılap ve ihtilal mahkemeleriydiler. verecekleri kararlar, kesindi kararlar idam dahi olsa uygulanacaktı uygulanacaktı. Karar verirlerken vicdan kanaatları yeterliydi. Kararlara itiraz ve temyiz yoktu. mahkemeler sınırsız bir güce sahiptiler.*Mahkeme üyeleri Meclis'tendi Meclis İstiklal Mahkemeleri aracılığıyla olağanüstü bir yargıya sahip oldu. Fransız Devrimi Mahkemeleri örnek alındı mahkeme üyeleri mebuslardan seçilip, Meclis'in üstünlüğü sağlandı. mahkeme emirleri uygulanmak zorundaydı

murataltug1985
12-04-2017, 07:37
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri ve fransız devrim mahkemesi

İstiklâl mahkemeleri düşüncesi fransız
devrim yöntemine dayanıyor ve Fransız Devriminde Mart 1793 te olağanüstü yetkilerle kurulan "Devrim Mahkemeleri"ni örnek alıyordu. 29 Ekim 1793'te kurulan Fransız Devrim Mahkemelerini, Danton Mart 1792'de kurmuştu krallığı tekrar kurmak hedefi güden ulus egemenliğine karşı koyan bütün komploları yargılamak ve cezalandırmak yetkisi ile kurulmuşlardı Convention, mahkeme üyelerini kendisi tayin ediyordu. mahkeme kararları kesindi temyiz hakkı yoktu. vatanın ve devrimin olağanüstü tehlike karşısında savunulmasını yapmak suçlara bakmak üzere, olağanüstü yetkilere sahip olarak kurulmuşlardır. istiklal mahkemelerinin kaynağıdır

Kanunun kabulünden sonra Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa 14 İstiklal Mahkemesi kurulması için öneride bulundu. Fakat sayı çok görüldüğü için 7 mahkeme bölgesi saptandı, bir ay sonra Diyarbakır'a da bir mahkeme kurulması kabul edilince sayı 8'e yükseldi. Üyelerin ve bölgelerin seçimi 26 Eylül'de gerçekleşti.*İstiklâl mahkemelerine infaz yetkisi verilmiş
yetkileri, vatan hainliği, ülkenin casusluk, bozgunculuk suçlarını içine alarak çok genişledi.*
Ankara İstiklal Mahkemesi, ilk iş olarak, Sadrazam Ferit Paşa'yı vatana ihanet suçuyla yargıladı. Ferit Paşa ve Rıza Tevfik, İstiklal Mahkemesi'nde Sevr Anlaşması'nı imzaladıkları, gerekçisiyle vatana ihanet suçuyla idama mahkum oldular.istiklal mahkemelerinde Hiyanet-i Vataniye Kanunun amacı Halife-Padişahı kurtarmak olarak belirtilmişti.

İstiklal Mahkemeleri Casus, bozguncu, eşkıya, hain, asker ailelerine tecavüz edenler en ağır şekilde cezalandırıldı Firariler ise, dayak cezası verilerek kıtasına gönderiliyordu. İnsanlara değnek vurularak cezalandırılıyor idam cezası veriliyordu .*
Mahkemelerin amacı insana kıymak değil, güvenliği sağlamaktı En sert çalışan mahkeme Kastamonu İstiklal Mahkemesi oldu. Askerler kaçakları önlemek için başvurduğu yöntem çok sert idi. teslim olmayan asker kaçağının yerine babası, biraderleri, akrabaları alınacaktı. teslim olursa, yakını bırakılacaktı. köyünden 200 lira ceza alınacak, kaçakların evi yakılacaktı.

murataltug1985
12-04-2017, 07:37
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri

Düzenli ordunun kurulduğu, I. İnönü Zaferi'nin kazanıldığı ve çerkez ethem isyanının olduğu bir sırada çalışan İstiklal Mahkemelerinde suçlarda büyük azalmalar görüldü. Meclis otoritesi oluşturuldu Kemal Paşa, 1921'de mahkeme sayısının 10'a çıkarıldı Karabekir Paşa'nın güvenliği sağladığı Doğu Anadolu'da İstiklal Mahkemesi kurulmadı. Misak-ı Milli sınırları oluştu
İstiklal Mahkemeleri'nin baskıları ile: T.B.M.M. içte ve dışta tanındı. Ayaklanma olayları şiddet ve zor kullanılarak bastırıldı Devlet organı işledi, Ulusun orduya inancı arttı, ordu kuruldu İstiklal Mahkemeleri 17 Şubat 1921 de Ankara İstiklal Mahkemesi dışında kapatıldı

Cezalardaki amaç asker kaçaklarının cepheye döndürmekti. suçun ağırlığına göre cezalar veriliyordu 100 değnek cezası idam edilme en ağır cezaydı. Kaçağın evinin yakılması, ailesinden birisinin kendisi yerine asker alınması gibi ağır cezalar vardı firariyi koruyan devlet görevlilerine 25 sene ağır hapis cezası veriliyordu. Rum asıllılar serbest bırakılıyir Osmanlı vatandaşları ise asker kaçağı vatan haini olarak yargılanıyor idam ediliyordu. 59 yerli Rum idam edildi.*Masum insanlar asker kaçağı diye ihbar ediliyor
Vatana ihanet, ayaklanma Casusluk Bozgunculuk
Cinayet gibi suçlarla yargılanıyor idam cezası sürgün veya beraat kararı veriliyordu.

murataltug1985
12-04-2017, 07:38
Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları

Batı tarihinde, vahşet, yamyamlık, katliam, soykırım, işkence, tecavüz, sıradan eylemlerdir. * Târihte İslâm’ın şefkat ve adâletini gösteren misâller olduğu gibi küfür ehlinin gaddarlık, zulüm ve vahşetini sergileyen pek çok örnekler mevcuttur. haçlı barbarlığı yahudi ve hıristiyanların müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar bunun en açık delilidir. * Amerikan kızılderililerinin imhâ edilmesi Esir ticareti Hiroşima’yı mı? Auschwitz işte hıristiyan batı budur!.. dünyadaki zenginliklerin yüzde 80’i, nüfusun yüzde 20’si tarafından kontrol edilmekte Yılda 40 milyon kişi ölmektedir bu da het gün 1 hiroşima demektir batı önce ateşi alevlendiriyor, sonra da itfaiyecilik oynuyor Hâlâ haçlı seferlerindeyiz Asırlarca müslümanlara her türlü vahşet ve barbarlığı uygulayan, küffar devletleri; yalan ve iftirâlarını sürdürmekte; cehâlet, zulüm ve vahşetle dolu karanlık geçmişleriyle İslâm’ı terör dini, müslümanları da terörist göstermeye cür’et etmektedirler. * * *

Haçlı seferleri’nde barbar katliâmları Papa Urban’ın ve kiliseyi kışkırtma ve tahriklerinden ileri geliyordu.kilisede her türlü mel’aneti işleyen râhip ve papazlar, halkı; müslümanları öldürdükleri taktirde Kutsal ruh’u ve İsâ’yı hoşnut kılacaklarını ve asılsız safsataları telkin ederek halkı azdırmaya, kin ve nefretle müslümanları ortadan kaldırmaya teşvik ediyorlardı. * Allah-u Teâlâ küffârın kin ve nefretinin büyüklüğüne dikkat çekerek Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmuştur: * “Onlar fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar, Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür Âyet-i kerime küfre ve kâfirlere meyledenler için bir ihtardır. Papa Urban, haçlı seferlerinde siyasi menfaatler uğruna Kutsal savaş” nidâlarıyla hıristiyan halkı müslümanların üzerine salarken, her türlü yalan ve hîleye başvuruyor, Lânetlenmiş bir millet, hıristiyan beldelerini kasıp kavurdu, ateş ve zulüm yağdırdı. Vazifelerin en önemlisi mukaddes Kudüs’ü kurtarmak, diyerek halkı tahrik etmektedir Haçlı seferlerinde

hıristiyan çapulcu sürüsü önderlerinden Saint Bernard ise, şöyle diyordu: * Hemen silâha sarılın; savaşta hepinizi mukaddes bir hınç canlandırsın ve hıristiyanlık âlemi, elçinin ‘Kılıcını kana batırmayana yazıklar olsun!’ sözleriyle çınlasın...” gibi sözlerle, etraflarındaki câhilleri topluyordu
bölge halkına her türlü vahşeti, katli ve işkenceyi revâ gören, insanlıktan nasip alamamış barbar haçlı sürüsünün katliamlarından tiksinen Anquetil adlı râhip,“Sâdece dinî hislerle hareket eden pek az haçlı vardı” derken; İngiliz târihçi Thomas Fuller’de; “Şeytanın aşağılık hizmetkârlarının Allah’ın askeri hâline geldiklerini görmek çok hazin bir şeydi!..” diyerek, haçlı katliamlarından duyduğu utanç ve nefreti dile getirmişti.

7ndırıcı gaddarlığını şöyle anlatır * “Antakya’da Bohémond, Türk esirleri boğazlattı; herkesin gözü önünde kızarttı. Kana susamış olan azgın haçlılar Halep Maarrayı ele geçirdikten sonra binlerce müslümanın çürümüş cesedlerini parçalamış, sonra da oturup tuzlayarak yutmuşlardı. *

Haçlılar 1099 da karınlarını öldürdükleri müslümanların etlerini yiyerek doyurdular Fransız târihçi Rudolf of Caen iğrenç fiilleri için şöyle diyordu: “Askerlerimiz Maarra’da dinsiz müslümanların yemek kazanlarında kaynar suyla haşladılar; çocukları şişlere geçirdiler ızgarada pişirip yediler.” Birinci Haçlı seferinde Frank kumandanı Raymond Nu’man şehrini işgâl etmiş binden fazla müslümanı acımasızca katletmişti. barbar sürüsü, açlıklarında müslüman etini yemişlerdi

murataltug1985
12-04-2017, 07:38
Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları

Haçlıların barbarlık ve azgınlıkları, sınır tanımıyordu hayvan sürüsünden farksız olan medeniyetsiz haçlılar, hayvanların bile yapamayacağı çirkinlikler yapmıştır haçlılar at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. lâğımlardaki suyu emerlerdi. Kimi arkadaşının idrarını içerdi.” Kudüs’ü istilâ eden vahşî haçlı sürüleri 1096 da yetmiş bin müslümanı kılıçtan geçirmişler, Hazret-i Ömer Câmii’ne sığınan on bin müslüman’ı boğazlayarak şehid etmişlerdi. Müslümanların huzur ve güven içinde yaşadıkları topraklar, haçlı işgâliylen mezbahaya dönmüştü. *

Birinci Haçlı seferi’nde müslümanların katleden Bouillon, Kudüs topraklarını müslümanların kanlarıyla sulamaktan kendince “İsâ’nın rûhunu hoşnut etmekten duyduğu vahşî sevinci, şöyle bildiriyordu: * “Kudüs’teki Müslümanları katlettik, Süleyman mâbedinde atlarımızın diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yüzüyoruz!.” Kudüsü kana boyayan, bütün Kudüs’ü müslüman cesedleriyle dolduran, Haçlılar şehri istilâ ederken, Kudüs’teki Müslüman kanının ayak bileğine çıktığı söyleniyordu. ÖLDÜRÜLENLERİN ÇOĞU KADIN VE ÇOCUKTU!.. *

Gaddarlık ve vahşette benzerine rastlamayan Kudüs katliâmı korkunçtu!.. Öldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor, gezenlerin üzerine sıçrıyordu. Böyle bir katliâmı o güne kadar görülmemişti Ölüler piramitler şeklinde yığınlar hâlinde yakıldı. el-Bara şehrinde, büyük-küçük, kadın-erkek şehir ahâlisi kılıçtan geçirilmiş; Hayfa’da şehri savunan müslüman askerler dikili bir haç etrafında toplanmış merhametsizce doğranmıştır. Trablus’taki katliâmda ise, haçlılar müslümanları dağıttı ve öldürüldü. içilecek sular kan ile kirlenmişti.Haçlılar, Kudüs’te işlerini bitirdiklerinde şehir tamamen insan cesetleriyle dolmuştu.

Ortaçağ tarihçileri müslüman katliâmından şöyle söz ediyordu: “Şövalyelerimiz, insanların midelerini deşip, bağırsaklarını boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. evlerde kimsenin sağ kalmasına izin vermediler. bebekler öldürüldü Öldürülenler Müslümanların lideri âbid ve zâhidleriydi.” Kan ve ete doymayan insan kasapları haçlı katliâmı, bitmek bilmiyordu. Üçüncü Haçlı seferinde Aslan Yürekli Richard üç bin müslümanı katletti kana susamış canavar silâhsız ve savunmasız müslümamanları boğazlayarak denize attı Oysa Selâhaddin Eyyûbi Hazretleri hıristiyan ordusundan tek bir esiri bile öldürmeye insâfı ve vicdânı elvermemiş. fidye ödemeden salıvermişti. *

murataltug1985
12-04-2017, 07:39
Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları

Bizans imparatoru Alexis Komnen’in kızı Barbarlar diye târif ettiği haçlı vahşetini anlatırken En büyük eğlenceleri Müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemekti.” diyor; yalvarmasını bile bilmeyen, konuşmaya başlamamış çocuklar, katlediliyor kadınlar boğazlanıyordu diyor Alman Tarihçiler insanlık târihinde haçlıların katliâmlarının benzerine rastlanmadığını ifâde ederek haçlıların Moğollar ve dinsiz kavimlerden daha da barbar oldukları belirtiliyordu Haçlılar Kudüste tüm müslümanları katlettiler her taraf kan gölüne döndü parçalanmış kafalar ve cesetler vardı

Haçlılar kudüsü yakmışlar katliam yapmışlardı. “Katledilen insan manzarasına, nefret duymaksızın bakmak imkansızdı; her yerde cesed parçaları kol geziyordu. Zemin kanlarla doluydu. kafası gövdesinden ayrılmış ve kötürüm edilen organlar bakanların tiksintisini uyandırıyordu cesedler manzarası haçlı katillerine bile korkunç geliyordu. Kafadan ayaklara damlayan kanlar, insanları dehşete boğuyordu. on bin müslüman yok edildi müslümanlar halkın gözü önünde sürüklenerek koyun gibi boğazlandılar. Haçlılar evlere girerek eşlere, çocuklara ve aile fertlerine her türlü işkenceyi revâ görmüşlerdir. Haçlılar müslüman kurbanları, sefil bir şekilde ölmeleri için kılıçtan geçiriyor yüksek bir yerden kafa üstü yere atıyordu. Her yağmacı yağmaladığı eve sahib oluyordu. Kudüsü zapteden haçlılar, şehri güç kullanarak ele geçirdi haçlılar şehri ve insanları pervâsızca katlettiler.

murataltug1985
12-04-2017, 07:39
Kaynak akasyam.com
ENDÜLÜS KATLİAMI

Müslümanların Endülüs hakimiyetini hazmedemeyen ispanyollar Endülüs müslümanlarına hıristiyan olmaları bölgeyi terketmeleri yönünde baskı yapmış Engizisyon mahkemelerinde, baskı, işkence ve şiddet uygulamışlar İspanya’daki hıristiyanların müslümanlara yaptıkları barbarlık ve zulm vahşet ve soykırım seviyesine ulaşmıştır Zafer kazanan hıristiyanlar Müslümanlar’a yaptıkları zulüm ve katliamları titremeden okumak mümkün değildir! Müslümanları zorla vaftiz ettirdiler. Engizisyona teslim ederek diri diri yakılmalarını sağladılar. hıristiyanlığı kabul etmeyen bütün Arapları kılıçtan geçirdiler. Dominiken tarikatı müslümanların kafalarının uçurulması emrini verdi. üç milyon Arap öldürüldü, ya da yarımadadan dışarı atıldı. Bu Katliamlar haçlıların, küfürlerinden kalplerinin kaskatı oluşundan, gönüllerinde merhametten eser dahî bulunmayışından ileri geliyordu. * * *

murataltug1985
12-04-2017, 07:39
Kaynak akasyam.com
KAZIKLI VOYVODA KATLİAMI

Macarlar’ın ‘Drakul’, şeytan, Ulahlar’ın ‘Çpelpuç’, cellâd, Türkler’in de “Kazıklı Voyvoda” diye isimlendirdiği, Vlad Tepeş, Fâtih Han döneminde Eflâk voyvodalığına tâyin edilen, uyguladığı işkenceler ve pâdişâha karşı isyanıyla alaşağı edilen zâlim biriydi. târihçi Tursun Bey onu “Keferenin Haccac’ı” diye isimlendirmişti. Kazıklı Voyvoda’nın en sevdiği cezâ kazık işkencesiydi. Yemek yerken, kazıklara oturtulmuş insanların çığlıklarını seyrederdi. Hayvanları kazığa oturtur, öldüttüğü annelerin kızartılmış etlerini çocuklarına yedirirdi. annelerin göğüslerini kestirip yerine çocukların başlarını diktirir; insanları doğrayarak pişirtirdi. Kimilerini arabanın tekerlekleriyle kemiklerini kırdırarak öldürttü, kimilerinin bağırsaklarını derilerini yüzdürttü; kimilerini kazıklara geçirtti, kor hâlindeki kömürlerin üzerine yatırttı, kimilerinin başlarını, göbeklerini, göğüslerini deldirtti; kazıklara otutarak, kazığın ağızlarından çıkmasını sağladı. Annelerin göğüslerine kazıklar saplayıp, bebeklerini bu kazıkların üzerine attırdı.”

Draculanın en büyük düşmanı, Türkler’di. kazıklara vurulmuş ve işkenceler içinde can veren Türkler’in karşısında yemek yedi. Türk esirlerin derilerinin yüzülmesini ve etlerin tuz ile oğuşturulmasını, elem ve azabın arttırılması için keçilere yalattırdı Sultan Mehmed in elçileri, sarıklarını çıkarıp önünde eğilmeyi kabul etmeyince, sarıklarını çivi ile başlarına çiviletmişti. Bir gün Türk elçileri geldi. Voyvadayı kendi gelenekleriyle selâmladılar. Sarıklarını çıkarmayınca. Drakula sordu: ‘Büyük bir prensin huzurunda niçin böyle davranıyorsunuz?’ Osmanlı elçileri dediler ki: ‘Bizim ülkemizde gelenek budur diyince Drakula, geleneğinizi pekiştireceğim!’ diyerek, elçilerin sarıklarını kafalarına çıkarılamayacak şekilde çivilerle
çakılmasını emretti. Ve Şimdi pâdişahınıza söyleyin, size boyun eğmem!’ dedi. Ancak kafalarına sarıkları çivilenmiş elçiler, hayatlarını kaybettiklerinden mesajı ulaştıramadılar.”

Drakula’nın korkunç işkenceleri Müslümanlarla sınırlı değildi halkını kazığa geçirtti, Evli bir kadın evlilik dışı bir ilişki kurarsa, uzvunu kestirir, derisini yüzdürür; şehirlerde teşhir ettirirdi. Aynı cezâ bekâretini koruyamayan namuslarına sahip çıkmayan dullara da geçerliydi Târihin en zâlim ve gaddar hükümdarlardan biri olan Kazıklı Voyvoda’nın zulümleri haddi aşmış, Sefilliğine bakmadan Osmanlıya başkaldıran draculanın defteri, cihan hükümdârı Fâtih Hân tarafından dürüldü ve yaktığı fitne ve katliam ateşi söndü. * Kazıklı’nın başı gövdesinden ayrıldı. *

murataltug1985
12-04-2017, 07:40
Kaynak akasyam.com
YAHUDİLERİN FİLİSTİN KATLİAMI

Osmanlı Devleti’nin yıkılışından sonra Arap yarımadası kan gölüne çevirildi haçlı Seferleri Osmanlı hâkimiyetinin sona ermesiyle filistin kanlı barbarlık ve soykırım dalgasıyla karşılaşacaktı: “Siyonist Vahşet”... Siyonistler, İngiliz desteğiyle Filistin’de Yahudi Devleti kurabilmek için katliamlar yaptı Yahudilerin Filistin’e yerleşmelerini, toprakları ele geçirmelerini önemsiyorlardı. Yahudilere yer açabilmek için Filistinlileri katletti Siyonistler, Kudüs ve Filistin’i kana buladılar Peygamberleri dahi katleden, bozguncu ve lânetlik kavim Yahudiler, Filistinlileri yok ettiler
Avrupa’da soykırıma mâruz kalan yahudiler, intikamlarını masum filistin halkından çıkartacaklardı

1900’lerde Filistin’deki yahudi nüfus yüzde 10 ken 1920’lerde 100 bine, 1930’larda 232 bine, 1947’de de 630 bine çıktı* faaliyetler mâsumâne başladı 1930’lu lardan îtibaren İngiliz mandasının teşvikiyle filistin katledilecekti Haganah, Irgun ve Stern gibi Siyonist terör örgütleri, İsrail’in kuruluş sürecinde her türlü insanlık dışı yola müracaat edecekdi. Filistin köyleri boşaltılıyor, Yahudilere yerleşim alanları açılıyirdu Misâlen, 1948 de 500’den fazla kent, ve köye kanlı baskınlarla haritadan silindi 950 bin Filistinli sayısını 138 bine düşürüldü Terörün amacı yok etmek, kaçırtmak ve köleleştirmekti Tel Aviv Belediye Başkanı General Shlomo Siyonist taktiğini şöyle sloganlaştırmıştı: ‘Filistinliler köle olarak yaşamayı kabul edinceye kadar katliamı sürdürmeliyiz!..’ *

1948’de Filistin’de 600 bin Yahudi, 1200 Arap yaşarken; 1950’de Arap sayısı soykırım ve tehcirle 150 bine düştü. İsrail’in kuruluşundan Arap-İsrail Savaşı’na değin Filistinli mültecilerin sayısı 5 milyona ulaşacaktı. Filistin, şirret Siyonistlerin eliyle, koca bir kan gölüne, kabristana ve talihsiz bir diyar haline getirilecekti. Ve Filistin’i Müslüman’dan arındırma faaliyetleri kanlı katliamlarla Kral Davut Deir Yasin Saf Saf Köyü Kibya Köyü k *ve 1982’deki ‘Sabra ve Şatila Katliamı’, Haçlı Seferlerini aratmayacak türde, dünyayı utandıracak ve kanını donduracak çaptaydı ve emri veren Savunma Bakanı Beyrut Kasabı’, ‘Buldozer’ nâmıyla azılı Ariel Şarondu

msabri
12-04-2017, 11:32
Zulmün bitmediği yer Filisin. Kahrolsun israil

murataltug1985
05-31-2018, 09:41
Kaynak çokbilgi.com

Bütün Türkler Kardeştir Azerbaycan Tarihi

*30 Martta Bakü’de ilk ateş açıldı. Mart soy kırımı başladı Ermeni Milli Şurası ve Ermeni Kilisesi Bakü Sovyetini savundular. Ermeni askerleri ve Bakü’deki Ermeniler çatışmaya katıldı. Azerbaycanlılar katliamları önlemek için 31 Mart’ta ateşkes ilan etti. Azerbaycanlılara ait binalar, Milli remzler, medeniyet ocakları ve gazeteler yakıldı. 2 Nisan’a kadar devam eden soykırımda 12.000’den fazla Türk ve Müslüman öldürüldü.Şamahı, Kuba, Haçmaz, Lenkeran, Hacıgabul ve Salyan’da katliamlar yapıldı. talanlardan en çok Şamahı kazası zarar gördü. 1914-1920 yıllarında Türk ve Müslümanlar Anadolu, Güney Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Kuzey Azerbaycan ve Borçalıda katledildildi*Yapılan katliamın asıl sebebi bağımsız Azerbaycan Devleti’ni önlemek ve milli kuvvetleri yok etmekti. zulm ve katliamlar milli kuvvetleri zayıflatmadı Azerbaycan Devleti’ni kurmak idealinin önünü kesmedi Bağımsızlık mücadelesi güçlendi Türk ve Müslüman dünyası Türklük ve halifeliğin merkezi Osmanlı Devleti harekete geçti ve Tiflis’te Trans Kafkasya toplantısı yapıldı. Azerbaycan temsilcileri Azerbaycan’ın yönetimini üstlenerek Azerbaycan’ın geçici Milli Şurasını ilan etti, Resulzade şuranın başkanı Seyidov başkan yardımcılıklarına seçildi Tiflis’deki ‘Orient’ otelinde Azerbaycan Milli Şurası, Hasan Ağayev’in başkanlığı ve Mahmudov’un katipliği ile Azerbaycan’ı bağımsız devlet ilan etti ve Fethali Han Hoyskiy’e sekiz bakandan oluşan bir hükümet kurma görevi verildi.

murataltug1985
07-06-2018, 21:36
Kaynak internethaber.com

Başbağlar Katliamı tanığı Orada bizi öldürseler bundan iyiydi

Erzincan'ın Başbağlar köyünde yaklaşık çeyrek asır önce teröristlerce kurşuna dizilerek ve yakılarak öldürülen 33 sivilin yakınları, Başbağlar Katliamı"nı unutamıyor.Başbağlar köyünde, 24 yıl önce teröristlerce gerçekleştirilen ve Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamı "Başbağlar Katliamı"nda 33 sivilin köy meydanında toplanıp kurşuna dizilerekbateşe verilerek katledilmesinin acısı, çeyrek asır geçmesine rağmen ilk günkü gibi hissediliyor Katliamın tanığı,*"Bizi evden çıkarıp derenin içerisine topladılar. Orada bizi öldürseler iyiydi. Benim 24 senedir ne acı çektiğimi bir Allah biliyor"*dedi. Erzincan kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlarda 5 Temmuz 1993 akşamı terör örgütü mensupları, kadınları köy girişindeki Kuru Dere'de topladıktan sonra*evleri yağmalayıp tüm evleri ateşe verdi.

zulme karşı çıkan 5 kişiyi yakılan evlerde ateşe vererek öldüren teröristler daha*akşam namazında camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında topladı. örgüt propagandası yapan teröristler, daha sonra kişileri kurşuna dizdi. YÜZLERCE BOŞ KOVAN BULUNDU Katliam aradan geçen süreye rağmen ilk günkü gibi taze köyde*yaşayanlar, yaklaşık çeyrek asır önce yaşadıkları ve dinmeyen acılarını hafızadan silemedi.EN BÜYÜK SİVİL KATLİAMLARDAN BİRİSİ Cumhuriyetin o güne kadarki en büyük sivil katliamı Başbağlar köyündeki saldırının ardından şehitlere anıt yapıldı ve olayda katledilenlerin eşyasının sergilendiği müze oluşturuldu.Katliamın acısının ilk günkü gibi taze köyde, şehit edilenler her yıl törenle anılıyor.

Katliamdan sonra yaşayan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, "33 vatandaşımızı katlettiler. 200’e yakın konut, köyün çeşmeleri, kültür evi, cami, ilkokulu kundaklayarak yakıldı. acıları tazeliğini korumakta Olaydan ağır yaralı kurtuldum. Olayın ardından iki aylık tedavi sonrası köyüme döndüğümde köyümün enkazını gördüm. yangın devam ediyordu.yangını gördükten sonra tekrar rahatsızlandım."Saldırı sonrası köy onarıldı onarıma desteği olanlara minnet duyduk süreç içlerimizi yaktı davalar Erzincanda devam ederken güvenlik bahanesiyle İzmire alındı. maalesef sonuç çıkmadı. Sivas Katliamı'ndan 3 gün sonra Başbağlar Katliamı yapılmıştı Hiçbir terör örgütü hazırlık yapmadan, 3 gün içinde Sivas neresi Başbağlar neresi yani onun intikamını alacak kadar katliam yapılacağını düşünmüyorum. bu önceden hazırlanmış senaryonun birbirini takip eden zinciridir."

Muhtar Akarpınar, Başbağlar Katliamı'nda terör örgütü PKK nın yanı sıra Fetullahçı Terör Örgütü
Paralel Yapılanmanın (FETÖ/PDY) parmağı olabileceğini dile getirerek, "Elbette FETÖ/PDY'nin katliamda fonksiyonu vardı. Çünkü bir kısmı Kandil'e kaçtı. FETÖ’cülerin bir kısmının Kandilde olduklarını öğreniyoruz." Adaletin herkese lazım Bizim derdimiz Türkiye’de faili meçhul olaylar olmasın olaylar çözümlensin." dedi. ÇOCUKLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE YAKILD Katliamın yapıldığı yıl*12 yaşında olan Muharrem Baltacı bugün 36 yaşında olay günü köyüne yengesi ve yeğenleriyle geldiklerini hatırlatarak, akşam namazında teröristlerin köye baskın yaptıklarını ve insanların kadın ve çocukların gözleri önünde yakıldığını söyledi.

Köyün girişinde terör örgütü mensuplarının bulunduğunu, bir tarafta kadınların diğer tarafta erkeklerin toplandığını söyleyen Baltacı,*"Yengem, yeğenim ilk kez köye gelmişdi. Korktukları için evden çıkamayarak yatağın altına saklanmışdı Daha sonra yengemi iki çocuğunu kucaklamış şekilde bir oğlu ile şehit edilmiş olarak bulduk. Köy meydanına geldiğimizde tüm erkeklerin şehadet şerbetini içtiğine şahit olduk. Katliamda eşi oğlu ve yakınlarını kaybeden Elif Akpınar ise katliamın acısını unutamadık"Bizi evden çıkarıp dere içerisinde topladılar bizi öldürseler bundan iyiydi. 24 senedir ne acı çektiğimi bir Allah biliyor."
OĞLUMU, KOCAMI, YEĞENİMİ, KARDEŞİMİ, BÜTÜN KOMŞULARIMI öldürdüler.Olay günü evimden ayakkabılarımı giymeden çıkardılar. evlerimizi arabalarımızı ateşe verdiler. Altınlarımızı, bileziklerimizi aldılar. Erkeklerimizi öldürdüler. her şeyimi kaybettim. Oğlumu, kocamı, yeğenimi, kardeşimi neyim varsa, bütün komşularımı kaybettim." ifadesini kullandı.


Kaynak türkiyegazetesi.com

Başbağlar katliamı

Sivas'ta yaşanan Madımak katliamından 3 gün sonra gerçekleşen ve 33 kişinin öldürüldüğü Başbağlar baskınında yaralanan muhtar konuştu.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993 te yaşanan Madımak katliamından 3 gün sonra gerçekleşen ve 33 kişinin öldürüldüğü Başbağlar baskını*hâlâ aydınlatılamadı. Katliamı yapanlar, cesetlerin yanına*'Sivas'ın intikamı alınmıştır'*notunu bırakmıştı. Her iki saldırı da, Alevi-Sünni çatışmasının hedeflendiğinin göstergesi Katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar Muhtarı Ali Akarpınar, yıllarca birlikte yaşadıkları Alevi köylerinin hedef gösterildiğini belirtiyor. Tanıklardan Necati Aydınoğlu Olaydan sonra jandarma bazı isimlere silah verdi, tanımadığım kişiler gelip*Alevi köylerini basmayı teklif etti." diyor.

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyü 20 sene önce terörist kıyafetli ve silahlı bir grup tarafından basılmıştı. Akşam namazı saldırganlar, tüm köylüleri camide topladı, sonra meydana götürdü. köydeki tüm evleri ateşe verdiler. Teröristler, Dersim ve Çorum'daki olaylar ile daha birkaç gün önceki Sivas katliamının propagandasını yaptı. Grup köylülere ateş açtı. 33 köylü, hunharca katledildi. baskından yaralı kurtulan Muhtar Ali Akarpınar, birlikte yaşadığımız Alevi köyleri hedef gösterildi." diyor. Katliamdan 10 gün sonra Tunceli'nin Ovacık ve Hozat ilçelerindeki 7 köyden 17 kişi, Başbağlar katliamından tutuklandı. Ağır yaralı olarak uzun süre hastanede tedavi gören Mehmet Ali Dikkaya, "Tunceli'de tutuklanan köylülerin birçoğunu tanıyorduk. Fakat sanıkların hiçbirini olay günü görmedik." Diyor.

Dikkaya, soruşturma esnasında ve mahkemede hiçbir zaman yüzleştirme yapılmadı ve Katliam sonrasında bir 'Ali Cengiz' olayı döndü Uzun yıllar birlikte yaşadığımız Aleviler hedef gösterildi oyuna gelmedik." Başbağlar katliamı tanıklarından Necati Aydınoğlu akşam teröristlerin elinden saklanarak kurtulduk Köylülere kurşun yağdıran teröristler düzgün şiveliydi provokasyon ortamı oluşturulmak istendi Katliamdan 15 gün sonra Alevi-Sünni çatışması oluşturulmak istendi 15 gün sonra Kemaliye Jandarma Komutanlığı'nda bana 6 adet Kalaşnikof silah verdiler. silahlarla ne yapacağımı sorduğumda lazım olur kullanırsınız, dediler. teslimattan, dönemin Kemaliye Kaymakamı Atilla Şahin, ilçe Jandarma Komutanı İzzet Ağdere ve Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canboz'un da; bilgisi var.

30 adet Kalaşnikof gönderildi. Fakat ben bu kadar silahı nasıl muhafaza edeceğimi bilmediğim ve şüphelendiğim için kabul etmedim. Silahları teslim aldıktan sonra tanımadığım kişiler, köy telefonunu arayarak katliamdan tutuklanan Alevi köylerini basmayı teklif etti. Teslim aldığım 6 silahı mühimmatlarıyla birlikte 1993'ün Kasımında iade ettim." Necati Aydınoğlu, Başbağlarda sadece terör örgütünün olmadığına inanıyor ve "Bugün Ergenekonvari derin bir yapı var. Anlattıklarımın hepsini askeri yetkililer biliyor." Başbağlar Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, yaşananları şu sözlerle özetliyor: "Katliama karıştığı iddiasıyla tutuklanan sanıkların hepsi, evlerimizde misafir ettiğimiz insanlardı. Jandarmanın neye dayanarak bu insanları tutukladığını bilmiyoruz.

Bu köylüler, işkence altında ifade verdiklerini söyleyerek berat etti. Çıkan bilgilere bakıldığında Alevi köylülerin, yem olarak kullanıldığı ortada. Alevi-Sünni çatışması çıkartmak istediler .Bize, Alevi köylülerine saldırmaya, zarar vermeye ne kadar teklif gelmişse de oyuna gelmedik." Erzincan'ın Başbağlar köyünde 28 kişinin kurşuna dizilip öldürülmesi, 5 kişinin ise ateşe verilen evlerde yakılmasından 20 yıl geçti. Kemaliye Kaymakamlığı ve Başbağlar köylüleri, katliamı unutturmamak ve şehit 33 vatandaş köy meydanında anma programları düzenledi. AK Parti adına konuşan Sebahattin Karakelle, 33 insanın katledilmesi olayının basit bir terör olayı olmadığını, insanları kutuplaştırmayı hedefleyen bir organizasyon olduğunu vurguladı.

murataltug1985
07-06-2018, 21:39
Kaynak yeniakit.com.tr

Kızıl orduyu dize getiren komutan:
ŞAMİL BASAYEV

Çeçen cihadının efsanevi komutanı, Rus kuklası Çeçenistan lideri Kadirov’un unutturmaya çalıştığı komutanlardan Şamil Basayev şehadeti dualarla anılıyor. Çeçen cihadını, 150 yıl önceki atası Şeyh Şamil gibi yüklenip götüren Basayev, 10 Temmuz 2006 tarihinde şehadete ulaştı.Büyük Çeçen cihadı ve efsanevi komutanı Basayevin şehadeti hayırla yad ediliyor. Rus işgalinde Çeçenistan’ın bağımsızlığı için mücadele veren Kafkas Mücahidleri Genel Komutanı Basayev, 10 Temmuz 2006 da şehid edildii. Çeçen cihadının efsanevi ismi Basayev’in Nihai hedef Kudüs’tür” cümleleri dalga dalga tüm İslam coğrafyasına yayıldı
DUDAYEV’İN EN ÖNEMLİ KOMUTANLARI ARASINDAYDI

1965 doğumlu büyük mücahid Basayev, Moskova Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuydu ve öğrenciliğinde komünist sisteminin etkisiyle aşırı solcuydu.* 1991de SSCB Başkanı Gorbaçov'u desteklemek için tanka çıkan Yeltsin'in yanı başında duran gençlerden biri de Basayev'di. 1992 yılındaki Gürcü-Abhaz savaşında Kuzey Kafkasya'nın akraba halklarından Abhazların safında gönüllü savaştı. Karabağda Azerilerle birlikte Ermeni zulmüne karşı savaştı. Çeçenistanı dünyaya duyurmak için Rus uçağını kaçırarak, Ankara’ya indirdi. Afganistan cihadına katıldı eğitilmiş gençlerden silahlı güç kurdu. Çeçenistan’ın ilk devlet başkanı şehit Cevher Dudayev'in en önemli komutanlarındandı

BİR GECEDE AİLESİNDEN 11 KİŞİYİ KATLETTİLER
Basayev, Dudayev'in şehadetinden sonra Budennovsk baskını ve Grozni savunmasında Rusları yıldırarak masaya oturttu. 1999 un 9 Ağustos'unda Dağıstan'ın Çeçen sınırında operasyon yapan ve halka zulmeden Rus ordusunun işkencelerinden yılan halkın feryatları üzerine 17 Ağustos'ta Dağıstan'a giren Şamil'in hareketi ikinci Rus-Çeçen savaşının başlangıcıydı Rus ordusunun Dağıstan’a girişinden 8 gün sonra Basayev direniş için girdi. Bağımsızlık savaşçısı Şamili durdurmak isteyen Ruslar, bir gecede ailesinden 11 kişiyi çoluk çocuk katlettiler. Basayev, davasından vazgeçmedi. Rusları dehşete düşürdü

Şamil Basayev efsane çeçen komutandır Rusların Çeçen katliamını dünyaya duyurmak için 1995’te,150 savaşçısıyla Budennovsk kentinde yüzlerce kişiyi rehin alır tek bir rehineye dahi zarar vermez Basayevin teklifleri, İşgalci Ruslar tarafından reddedilir Şamil Ruslara ağır kayıplar verdirir mücahidleri yenemeyen Ruslar Basayev’in şartlarını kabul eder Basayev, Çeçen sınırını geçer geçmez rus rehineleri serbest bırakır ancak rus esirler Müslüman olur Rusya’ya dönmeyi reddeder Çeçenistan’da kalıp Çeçen cihadında ruslara karşı savaşarak şehit düşerler RUHUNA FATİHA

HEDEF KUDÜS’ÜN SİYONİST İŞGALİNDEN KURTULMASIDIR Şamil Basayev, 1996 yılında Çeçen Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi. Rus güçlerini Çeçenistan’dan çekilmeye mecbur eden Caharkale operasyonunu komuta etti. 1998’de Çeçen-Dağıstan Halkları Kongresi’nde başkan seçildi. 1 Ağustos 1999’da İslam Şûrası’nın başkanlığına getirildi. 31 Ağustos 1999 da Caharkale basın toplantısında savaş, tüm Müslümanlar kurtarılıncaya kadar sürecek. Dünyadaki tüm Müslümanlar uyanıyor. Nihai hedef ise Kudüs’ün Siyonist işgalden kurtarılması” dedi. Rusların Dağıstan köylerini bombalamasına sessiz kalamayan Şamil ve Ömer Hattab, Ağustos ayında İslam Şûrası kararı ile Dağıstan’da bulunan Rus karargâhına 2 bin mücahidle baskın düzenledi. yüzlerce Rus askeri öldürüldü onlarca helikopter ve zırhlı araç imha edildi.

Caharkale savunmasında 11 bin mücahidin komutanlığını yapan Basayev, 100 binden fazla askeri olan Rus ordusuna kahramanca direndi. Kuşatmayı yarmayı başaran Şamil ve askerleri Rus askerlerine ağır kayıplar verdirerek dağlık bölgelere çekildiler. Şamil Basayev mayın tarlasına en önde girerek kendisini mücahidlere siper etti mayına basmasıyla sağ bacağını kaybetti. Kopan bacağının yerine protez takılan Şamil tam 7 yıl tek bacağı ile Kafkasya dağlarında cihadını sürdürdü. Özgürlük mücadelesinden geri kalmadı. Aslan Mashadov’un önderliğinde yürütülen İkinci Çeçen cihadında, Genelkurmay Başkanlığına getirilen Basayev, etkili operasyonlara imza attı.

Aslan Mashadov’un şehadetinin ardından, Devlet Başkanlığına gelen Abdulhalim Sadullayev ve onun da şehadetinden sonra görevi devralan Umarov’un yardımcılığını yürüttü.Çeçen cihadının başladığından beri hayatını İslama adayan Şamil , kendisini geliştirdi Sürekli cihat ve zikir ile meşguldü. Halkın sıkıntıları ile ilgilendi dünya Müslümanlarına cihad çağrısında bulundu hayatı, mücadelesi ve şehadeti ile ümmetie örnek oldu yiğit komutan Şamil, 2006 yılının 10 Temmuz bağlayan gecesinde İnguşetya’da bir köyde bindiği bomba yüklü aracın infilak ettirilmesi sonucu, Rabb’ine kavuştu.

Kaynak dünyabülteni.net

Nakba 64 yıldır süren dram...

İsrail'in kurulması Filistinliler için katliam ve sürgün hayatının başlaması anlamına geliyor İsrail İkinci Dünya Savaşı sonunda İngiltere'nin mandası altındaki Filistin topraklarının bölünmesiyle oluştu İsrail devletinin kuruluşu, dünyanın dört bir yanında Yahudiler için yurt oluşturmayı amaçlayan Siyonist hareketin uzun çabalarının meyvesi olduğu kadar, Nazilerin zulmüne uğrayan Yahudilere, Batılıların bir kıyağı ve petrol bölgesinde güvenecekleri bir uzantısı 1948: İsrail’in kuruluşu:*Nazi dönemindeki Yahudi Soykırımında, uluslararası toplumda Yahudi devletinin tanınması yolundaki baskılar yoğunlaştı. 1948'de İsrail kuruldu yüz binlerce Filistinli, Yahudilerin katliamlarıyla, bölgeden sürüldü.

İsrail ilan edildikten bir gün sonra, Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları ile savaştı ama bu ordular püskürtüldü. İsrail ordusu, direnişleri katliamlarla bastırdı.1946: Der Yasin Katliamı*İsrail katliamlarının en bilineni, israilin kurulmasından iki sene önce Der Yasin'de gerçekleştirildi. 1946 senesinde, Filistin köyü Der Yasin'e giren Moşe Dayan'ın çetesi, uyumakta olan 576 Filistinliyi, bomba ve otomatik silahlarla tarayarak öldürdü. Moşe Dayan, İsrail Savunma Bakanı, çetenin en acımasızı bayan Golde Meir ise İsrail Başbakanı oldu.Bu katliamdan sadece bir ay önce başbakan olacak Menahem Begin'in başında olduğu çete, Kudüs'te İngiliz yönetiminin yerleşmiş olduğu ve dörtte üçü sivil halka açık olan yedi katlı lüks Kral Davud Oteli'ni 350 kilo TNT ile havaya uçurmuş, 91 kişinin ölmüştü

1953 Şaron katliamı:*İsrail'in başına gelen Ariel Şaron silahlı ilk eylemini, 1953 yılında bir Filistin köyünü basıp 60 kişiyi katlederek gerçekleştirdi.
1982 Sabra ve Şatilla katliamı: Katliamlar üzerine kurulan İsrail'in en önemli katliamlarındandır 1982 yılında gerçekleşti. Şaron'un emriyle, Hristiyan Falanjistler, Lübnan'daki Filistinlilerin yerleştiği Sabra ve Şatilla kamplarını bastı, 600 kişiyi doğradı. bin 800 kişi kayboldu. 2002 Cenin Katliamı:*İsrail'in hafızalarda en fazla iz bırakan katliamıdır 2002 de Cenin'de gerçekleşti. Cenin kasabasının dışındaki mülteci kampına girmek isteyen İsrail askerlerine, kamp sakinleri ve direnişçiler karşı koydu. altı gün süren direnişte, İsrail 30 askerini kaybetti.

Yiyeceğin ve cephanenin bitmesiyle direniş kırıldı. Kampa giren İsrail askerleri,* silahsız ve savunmasız halkı bir meydanda topladı Halkın reddetmesi üzerine, İsrail uçakları ve helikopterleri, füzelerle, bütün kampı imha etti, buldozerlerle ezdi. Halk hava saldırısında füze isabeti sonucu ölürken, sağ kalanların genç olanları kurşuna dizildi. katliamda ölü sayısı en az bin olarak ifade edildi. İsrail, katliamı gizlemek için, ölenleri toplu mezarlara defnetti.2009 Gazze Saldırısı: İsrail Savunma Kuvvetleri'nin, Işık Bayramı'nın devam ettiği 27 Aralık 2008 tarihinde yerel saatle 09:30 sıralarında Hamas'ın İsrailli sivillere ve askeri birimlere karşı kassam roketli saldırıları yaptığı gerekçesi ile başlattığı savaş. İsrail'in saldırıları nedeniyle 1000'den fazla insan hayatını kaybetmiştir.

İsrail, katliamlar üzerine kurulu kuruluş yıldönümünü kutluyor Filistinliler Nakba Günü dedikleri bugüne felaket günü diyor.Filistinlilerin Nakba Büyük Felaket dediği, İsrail'in kuruluş yıldönümü* Filistinlilerin 1948 yılında kurulduğu tarihe felaket olarak niteledikleri olay. Nakba 700 binden fazla Filistinlinin 1948'de topraklarından sürülmesinin adı. Sözcük ilk Arap aydını Konstantin Zureyk tarafından Ağustos 1948'de ortaya atıldı.
Zureyk, Nakba sözcüğünü 'sürmekte olan' olarak kullandı. 500'den fazla Filistin köyünün yıkımı 1948'* işgali ve takip eden yıllarda gerçekleşti.

murataltug1985
07-06-2018, 21:40
Kaynak 1950.az

31 Mart 1918`de Azerbaycan`da ne oldu?

31 Mart 1918`de Azerbaycan topraklarında soykırım yaşandı. Ermeniler`in Ruslar`la birleşerek bağımsızlığını kazanamamış Azerbaycan`da Türk-Müslüman halka, Yahudi azınlığa karşı yaptığı soykırımı anma günüdür 31 Mart. 1918 de Ermeniler Bakü merkezli Azerbaycan topraklarında kadın, yaşlı, çocuk yıkıp yakmışlardı 30 Mart – 3 Nisan 1918 günleri Ermeni silahlı çeteleri Azerbaycan`ın Bakü, Şamahı, Guba, Haçmaz, Lenkeran, Hacıgabul, Salyan, Zengezur Karabağ Nahçıvan ve başka bölgelerinde bir soykırım gerçekleştirmişlerdi 5 gün içinde soykırıma uğrayanların sayısı 25 binden fazladır.

Olaylara tanık olmuş Kulner adlı bir Alman şöyle anlatmış: “Ermeniler Müslüman mahallelerine sokularak herkesi öldürüyor, kılıçla parçalıyor, süngüyle delik deşik ediyordu. Katliamdan birkaç gün sonra bir çukurdan çıkartılan 87 Türk cesedinin kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmış, organları doğranmıştı. Ermeniler çocuklara acımadıkları gibi yaşlılara da aman vermemişlerdi”.1918`lerde türk köylerini Ermeni çeteleri basıyormuş. binlerce köylüyü öldürüp yakıyormuş dedeler delikanlılar köylerden gençleri toplayarak yardıma gidiyormuş. Sovyet çocuklarına, Ermeniler kardeş olarak tanıtılırdı. saf çocuklar Sovyetler`in, propagandasına uyardı totaliter rejimde, dünyadan habersiz “yeryüzünün en iyi ülkesinde” büyümekte olan çocukların devlete inanmaması imkansızdı.

2007 de inşaat zamanı Guba`da toplu mezarlar bulundu Yüzlerce insanın – çoğunluğu kadın, küçücük çocuklar, yaşlı insanlar merhumlar 1918 Guba soykırımında Ermeniler tarafından katledildiği Guba mezalimi bir gerçek
28 Mayıs 1918`de kurularak 1920 yılının 28 Nisan günü Rus isgaliyle düşürülmüş Azerbaycan Halk Cumhuriyeti döneminde gerçekleştirilmiş araştırmalar da Ermenilerin Türk-Müslüman halka yaptığı soykırımı gözler önüne sermekte

Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Olağanüstü Araştırma Komisyonunun belgelerinden:
“1918 yılının Mart-Nisan aylarında Şamahı’da ermeniler 8 bin kadar sivil halkı katledmiştir. Şamahı Camisi ve bir çok medeniyet abidesi yakılmış ve dağıtılmıştır. Cavanşir kazasının 28 köyü, Cebrayil kazasının 17 köyü yakılmış, insanları mahvedilmiştir. 1918 in 29 Nisan günü Gümrüde çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan 3 bin kadar Türk göçmen pusuya düşürülerek son ferdine kadar mahvedilmiştir. Ermeni silahlı çeteleri Zengezur kazasında 115 Azerbaycan köyünü mahvetmiş, 3257 erkek, 2276 kadın ve 2196 çocuğu öldürmüştür. toplam 10068 Türk öldürülmüş yaralanmıştır. 50 bin Türk yurtlarını bırakıp kaçmak zorunda kalmıştır.Erivan eyaletinin 199 köyünde yaşayan 135 bin Türk mahvedilmiş, köyler büsbütün yok edilmiştir. Ermeni çeteleri daha sonra Karabağ`a hareket etmiş, 1918-1920 yıllarında Karabağ`ın dağlık kesiminde 150 köy dağıtılmış, insanları mahvedilmiştir”.31 Mart 1918 Azerbaycanlılar`ın soykırım günüdür, evet…

murataltug1985
07-06-2018, 21:42
Kaynak aa.com

Doğu Guta'da katliam sürüyor

Suriye'deki Esed rejiminin Doğu Guta'ya düzenlediği saldırılarda 15 sivil hayatını kaybetti.
İnsanlığın öldüğü yer Doğu Guta Suriye'deki Esed rejiminin ablukada tuttuğu*Guta'ya düzenlediği hava saldırılarında 15 sivil daha yaşamını yitirdi.
sivil yerleşimlerden Duma'da 8, Şifoniy'de 3, Ayn Terma'da 2, Sakba'da 1, Zemelka'da 1, toplam 15 sivil can verdi.Şiddetli saldırılar devam ederken, ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.Guta'daki Sivil Savunma merkezinden gelen bilgiye göre, rejimin şiddetli saldırılarında son 4 günde ölenlerin sayısı 334'ü buldu.Rejim, son 4 günde 22 sağlık merkezini, bir camiyi ve bir yetimhaneyi hedef aldı.
Muhaliflerin kontrolündeki Guta'da 400 bin sivil yaşıyor.

Doğu Guta, Astana anlaşmalarında gerginliği azaltma bölgesi ilan edilmişti ancak Rusya'nın garantörlüğünü üstlendiği Esed rejimi, geçen yıl nisan ayından itibaren bölgeye ablukasını sıkılaştırdı ve son aylarda saldırılarını şiddetlendirdi. İnsani krizin derinleştiği bölgede, binlerce hasta sivil tahliye bekliyor. Bunların birçoğu çocuk ve kanser hastası. Gutalı çok sayıda bebek ve çocuk, açlık ve ilaçsızlık yüzünden yaşamını yitirdi.


Kaynak suriyedevrimi.com

Dera’da Olaylar Nasıl Başladı?

Arap Baharı olarak isimlendirilen süreçte 30 yıllık Hüsnü Mübarek iktidarının devrilmesi sadece Mısır’ı değil bölge halklarını da etkiledi
tarihi devrim Bahreyn’i, Libya’yı, Fas’ı etkilemiş Kaddafi’nin ölümüne neden olmuşdu.
Halk hareketlerinin büyük devrimlere yol açtığı dönemde Suriye’de Dera şehrinde iki bayan doktor telefonla konuşurken; “Hüsnü Mübarek düşmüş, darısı bizim başımıza…” şeklinde niyetlerini dile getiriyorlardı Telefonları istihbaratça dinlenen iki kadın doktor tutuklanır. Aracıların sayesinde bayan doktor ertesi günü serbest bırakılırken arkadaşı birkaç saat sonra salıverilir Telefonda arkadaşına “Darısı başımıza” diyen bayan ertesi gün serbest bırakılır fakat bu süre işkence görür.*Siyasi Şube’de saçları sıfıra kesilir. hakaretlere maruz kalır

bu kadınlardan birinin akrabası 12-13 çocuk, duvarlara “Halk, düzenin yıkılmasını istiyor.” sloganını yazar. Okulun müdürü çocukları istihbarata şikâyet eder. Çocukları içeri alırlar çocuklar ağır işkencelere maruz bırakılır
İlk başta kimse çocukları sormaz Bir süre sonra çocuklar serbest bırakılır çocukların serbest bırakılmadığını ve gözaltının uzadığını gören kent heyeti Deraa Siyasi Şube Müdürü Atıf Necib’e çocukları sorar Atıf Necib heyete çocukları unutun. kadınlarınız başka çocuklar doğursun.” gibi hakaretler eder Bu kez, Deraa Valisi Faysal Kelsüm’e çıkarlar.*Faysal Kelsüm de Deraa’nın heyetini aşağılar ve makamından kovar

Hakarete uğrayan halk valiyi Cuma namazında darp eder*valinin korumaları halka ateş açar iki kişi hayatını kaybeder halk El-Ömeri Camii’ne sığınır
Camiyi basan esed güçleri katliam yapar
Göstericilerin protesto yeri olan ve yaralı göstericilerin tedavi edildiği geçici hastane gibi kullanılan El Ömer Camii’ne yapılan saldırı ve ardından 23-25 Martda otuzdan fazla gösterici öldürüldü 8 Nisan’da 25 kişi ;22 ve 23 Nisan’da İzra’daki gösteri ve cenaze töreninde en az 34 kişi öldü;25 Nisan’da Dera ve komşu köylerin kuşatmasında ve komşu köylerin kuşatmayı kırmaya çalıştığı 29 Nisan’da yaklaşık 200 kişi öldü.

Dera şehrinde insanlar öldükçe isyan bütün şehre yayıldı. İlk başlarda birkaç bin kişi gösterilere çıkarken, kısa zamanda on binlerce Deralı sokakları doldurdu. Peygamber torunları seyyidlere, Baas rejimi büyük baskı uyguladı Dera isyanı diğer şehirlerde de etkisini gösterdi. İsyan Şam, Lazkiye, Humus,, Hama, ve Halep’e doğru genişledi. Cuma günleri Dera halkına destek için sokağa çıkan diğer şehirlerdeki halka yönelik şiddet kullanılınca, Suriye’deki isyan Esad’ın gitmesini isteyen halk ayaklanmasına dönüştü.

murataltug1985
07-06-2018, 21:44
Kaynak ihh.org.tr

Arap Baharının Başlangıcı

İlk olarak 18 Aralık 2010 da Tunus’ta başlayan protestolar, tüm Arap dünyasına yayılmıştır.
17 Aralık 2010 da 26 yaşındaki Tunuslu Muhammed Buazizi, bir pazarda kendini yakmış, 18 Aralık ta Tunus’ta halkın sokaklara dökülmesiyle Arap Baharı” olarak adlandırılan muhalif hareketlerin kıvılcımı yakılmıştır 26 yaşındaki Muhammed Buazizi, iş bulamadığından pazarda meyve satarak ailesini geçindiriyordu 17 Aralık 2010 da tezgahının ruhsatsız olduğu gerekçesiyle tartı aletine ve tezgahına el koymak isteyen zabıtalara direndi Buazizi, maruz kaldığı şiddet, hakeret ve aşağılanma nedeniyle kendini ateşe vermişti. Vücudunun yüzde doksanı yanmış 4 Ocak 2011’de hayatını kaybetti.

sokaklara dökülen Tunus işşizlik, gıda enflasyonu, yolsuzluk, ifade özgürlüğü, kötü yaşam gibi birçok sorunu protesto etdi Hükümet güçleriyle protestocu halk arasında yoğun çatışmalar yaşandı Yasemin Devrimi”yle 23 yıldır iktidar olan Zeynel Abidin 14 Ocak 2011’de iktidarı bırakarak yurt dışına kaçtı Nahda Partisi’ni yönetime geldi.
İlk olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan protestolar, Arap dünyasına yayıldı Ortadoğu ve Kuzey Afrikaya yayılan Arap hareketleri, Mısır’da 30 yıllık diktatör Hüsnü Mübarek’in, Libya’da 42 yıllık diktatör Kaddafi’nin devrilmesiyle sonuçlandı Mısır’da ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi’nin 3 Temmuz 2013’te Savunma Bakanı ve Genelkurmay Sisi’nin yaptığı darbeyle görevinden alınarak tutuklanması sonucu Mısır’ın baharı kışa döndü.

meydanlarda darbeyi protesto eden Mısır halkına ateş açıldı ve yüzlerce insan hayatını kaybetti. İhvan’ın önemli isimleri tutuklandı, İhvanı Müslimin teşkilatı Mısır’da yasaklandı. Mısır, giderek Mübarek dönemine geri dönüyor. Suriye’de rejime karşı başlayan gösterilere Esad yönetiminin şiddetli karşılık vermesi üzerine protestolar savaşa dönüştü. Suriye’de üç yıldır devam eden iç savaşta 120 bin kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 900 bini Türkiye’de olmak üzere 2 milyondan fazla Suriyeli ülkelerini terk ederek sığınmacı durumuna düştü. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Yakın Doğu’daki birçok ülkede, 18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nın etkileri hâlâ görülüyor. Halklar, hükümetleri protesto ediyor kendi geleceklerini belirleme yolunda kararlılıkla ilerliyorlar.

Kaynak islamveihsan.com

HASAN EL BENNÂ KİMDİR?

“Kendi dilinizi düzgün konuşmaya çalışın. Çünkü bu Müslüman olmanın belirtisidir. Arapçayı öğrenin, çünkü Kur’an en güzel şekilde Arapçayla anlaşılır.” Hasan el Benna *(1906 – 1949)

1906’da Mısır’da doğdu. İlk öğrenimini babasından aldı. Klasik medrese ve idadilerde okudu. Kur’an hıfzına çalıştı, edebiyat dersleri aldı. İdadi yıllarında cemiyetlerde görev üstlendi. şeyh Abdülvehhab el-Hassâfi’ye intisap ederek, tasavvufa meyletti.
1927’de Süveyş Kanalına yakınlığı nedeniyle İngilizler için stratejik öneme sahip İsmailiye’de Arapça öğretmenliğine başladı. Cami ve kahvelerde konuşmalar yaptı. Mart 1928’de evinde toplanan bir gurup insanla İslam’ı ihya etmeyi hedefleyen “İhvan-ı Müslimin” Müslüman Kardeşler teşkilatını kurdu. 2. Dünya savaşında çok sayıda öğrenci, devlet memuru ve işçi Müslüman Kardeşler’e üyeydi ve Teşkilat Mısırı temsil eden önemli bir siyâsî güçtü

İhvan-ı Müslimîn, tefsir ve hadis olmak üzere İslâmî ilimler veren pek çok eğitim kurumu ile dürüst ve adil işletmeler açılmasına liderlik etti.
2. Dünya Savaşı sırasında İngilizler’in isteğiyle Hasan el-Bennâ ve arkadaşları birçok defa tutuklandı. 1945’te ömür boyu teşkilat başkanlığına seçilen Hasan el-Bennâ Mısır’daki sömürgeye son vermek için İngiltere’ye savaş ilan etdi hükümet İhvan üzerindeki baskıyı artırdı.İhvan gerilemedi; Yahudi göçü ve İsrail’in kurulmasını protesto etti cihad çağrısı yaptı. teşkilat, hükümetçe yasadışı ilan edildi 1949’da kapatıldı. Teşkilat üyeleri komşu ülkelerde hareketi canlandırmaya çalıştı. Hasan el-Benna, Şubat 1949’da hükümetin göz yumduğu bir suikastte Kahire’de şehit edildi.Müslüman milletleri İslam ekseninde birleşmeleri, İslamî değer ve hukuk sisteminin esas alınması, toplumun ahlakî zaaflarının giderilmesi, Batı taklitçiliği iç bölünme ve kavgaların bırakılması davasını kendinden sonraki nesillere emânet bıraktı.

murataltug1985
07-06-2018, 21:45
Kaynak tarihiolaylar.com

Kıbrıs Barış Harekatı (20 Temmuz 1974)

Kıbrıs, Akdeniz’de 9282 kilometre kare yüzölçümü ile askeri üs olarak büyük önem taşır Süveyş Kanalı ve İstanbul Boğazlarına olan yakınlığıyla düşman devletlerin Osmanlı veCumhuriyetin gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. M.Ö 1450 yıllarından itibaren Mısırlılar, Fenikeliler, Hititler, Asurlular, Persler, Büyük İskender Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Haçlılar ve Venediklilerin ardından ada Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Osmanlı Devletinin en güçlü dönemlerinde 300 yıl hakimiyet altında kalan ada 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinden sonra devletin ayakta kalması adına İngiltere’ye devredilmiştir. I. Dünya Savaşından yenik ayrılan Osmanlı Devleti*Lozanla (1923)*Kıbrıs adasını tamamen İngiltere’ye bırakmıştır.

İngiltere, adayı ele geçirse de ada sakinleri Rum ve Türk taraflar arasında sağlıklı bir iletişim kurulamamıştır.*1931 de Rumlar Türklerden ayrılmak istemiş. bu tarihten sonra Rumlar Yunanistan ile birleşme ENOSİS planını devreye sokdu. Dünya,*II. Dünya Savaşıyla*yerle bir olurken Yunanistan adayla birleşme gayelerini arttırdı
EOKA sokakta önüne gelen sivili öldürüyordu
15 Ocak 1950 de Rum Kilisesi ve Rumların %96’sı Enosis’i kabul etti. İngiltere birleşmeyi reddetti Yunanistan birleşme isteğini 1954 de BM taşıdı.ve Yunanistan bu kararın ardından Türklere şiddet başlatdı. Yunanistan Türklere karşı adaya Albay Grivas 1955 de “EOKA” yı kurdu.ele geçirme planlarının ardından İngiltere, Rum halkı kadar Türk halkının da kendi geleceğini tayin etme hakkının olduğunu açıkladı.

1955-1958 de EOKA Türklere karşı şiddete devam eddi 33 Türk köyü boşaltıldı. huzur ve selametten eser kalmadı Türkler de “taksimden yana tavır aldı. Türk-Yunan tarafları arasında müzakereler başladı
11 Şubat 1959 da Zurih ve Londra Antlaşmaları imzalandı. Antlaşmaya göre taraflar ortak bölge, iki toplumun ortaklığı ve bağımsızlık konularında kararlar aldı hükümler, Yunanistan ve İngiltere tarafından garantiye alındı İngiltere tarafından sağlanan antlaşmada 1960 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti resmen kuruldu. antlaşma ile adada iki taraflı hükümet ve uluslararası hukuk kuralları teminat altına alındı. Bütün çabalara rağmen Rumlar huzur ortamı ve 1960 Cumhuriyetine yaşama şansı vermiyordu.

Cumhurbaşkanı olan Makarios 1960 Anayasasının Türk tarafına tavizde bulunduğunu iddia ederek 13 maddelik değişikliği kıbrıs Cumhurbaşkanı Dr. Küçük’e iletti. Türk Devleti ve Kıbrıs Türk yönetimi 16 Aralık 1963 tarihli 13 maddelik öneriyi reddetti. Rum tarafı Türklere şiddet uyguladı.Akritas Planı” adayı ele geçirmek adayı Türklerden temizleme ve etnik soykırımdı. Plan adım adım uygulandı 300.000 ada Türkü adanın %3’üne sıkıştırıldı Türklere yapılan zulüm artarak devam ediyordu. 1963’te devam eden etnik temizlik Kanlı Noelle devam etti 27 Aralık 1963 de üç devletin ortak askerlerinden oluşturulan “Barışı Koruma Kuvveti” oluşturulmuştu. 30 Aralık 1963 de adaya müdahale edildi*ingilizler adayı Lefkoşa’dan ikiye ayıran “Yeşil Hattı” belirledi.

BM Güvenlik Konseyi (4 Mart 1964) adaya Barış Gücü konuşlandırılması kararı aldı. Yunanistan adadaki askerini 200.000’e çıkardı. Rum ve Türk halklarının arasındaki uçurum derinleşti 1967 de Yunanistan hükümeti el değiştirince hükümet ENOSİS’e ulaşmak için harekete geçti. Türk Devleti ile mutabakat sağlanamayınca Kıbrıs’ta Boğaziçi ve Geçitkale köylerine saldırıldı Türkiye adaya müdahale edeceğini açıkladıktan sonra Yunanistan askeri güçlerini çekti. Makarisos adanın Türklerden ancak ekonomik yıpratma ile alınabileceğini savunurken karşı grup ise EOKA lideri Sampson etrafında toplanarak Makarios’u devirdiler. 1974 de adada sular tekrar ısındı Türkiye 1960 Anayasasına dayanarak İngiltere’ye ortak teklifde bulundu. Fakat Türkler ölmeye devam ettikçe ülkenin vicdanı buna seyirci kalamazdı.

Tarihler 20 Temmuz 1974 ü gösterdiğinde “Kıbrıs Barış Harekatı”* başladı harekat Yunanistan’daki Sampson darbe hükümetinin sonunu getirecekti. Yunanistan yüzyıllardır devam eden “Megalo İdea”nın peşinden gitmek için Kıbrıs adasının peşindeydi Megalo İdea nedir? Büyük Yunanistan planıdır bu planda Yunanistan bağımsızlığını ilan edecek Batı Trakya ve Selanik Türklerden alınacak
Ege Adaları 12 ada Batı Anadolu Yunanistan’a verilecek Pontus Rum Devleti kurulacak
Kıbrıs Rumlara bırakılacak Girit, İmroz ve Bozcaada Yunanistan’a verilecek İstanbul Türklerden alınarak*Bizans İmparatorluğu* kurulacak ve “Megalo İdea” gerçekleşecektir.



Kaynak tarihiolaylar.com

Kıbrıs Barış Harekatı (20 Temmuz 1974)


Türk Devletinin kıbrısta nefesi tükenmiş ve kıbrısa askeri müdahale şart olmuştu. Tarihler 20 Temmuz 1974 ü gösterdiğinde Türk uçakları Kıbrıs semalarını süsledi. Yunan birlikleri bombalanırken adaya havadan ve denizden indirme yapılıyordu. Komandolar sevk edilirken 33 donanma gemisi yola çıkmıştı. Bir yandan Gönyeli ve Kırnı bölgelerine komando indirilirken Girne plajına sevkiyatl sürüyordu. Girne plajına çıkan ilk birlik SAT Komandoları güvenliği sağladıktan sonra Geçitköy Boğazına ilerleyerek ana yola ulaştı
Gönyeli’ye indirilen komandolardan bir kısmı Kıbrıs Türk taburunu korurken bir kısmı Dikmen Bölgesini ve Rum Bozdağını ele geçirmek için harekete geçti

Kırnı bölgesine indirilen komandolar dik yamaçlardan tırmanarak Hilarion ve Beyaz Ev bölgesine ilerlediler. Donanma yerini aldıktan sonra sahil güvenliği donanmaya geçmiş ve II. Taktik Hava Kuvvetleri ada genelindeki Yunan stratejik hedeflerini yok etmişti akşam karanlığı çökünce askerlerimiz yalnız kaldı gece çökmüştü. Çatışmalar tüm hızıyla sürüyordu gece olduğu için hava kuvvetleri ve donanmadan destek alınamıyordu. Korkulan bir faciaydı, donanma veya hava kuvvetleri gece karanlığında Türk askerlerini*vurabilirdi. Türk askeri sabaha kadar gözünü kırpmadan çarpıştı sabahın ilk saatlerinde hava kuvvetleri askerin imdadına yetişti.

Gece Rumlar Gönyeli ve Boğaz bölgelerini ele geçirmek için* çarpıştılar. 21 Temmuzun ardından Türk birlikleri Rumlara üstünlük kurarak ilerlemelerini sürdürdü 22 Temmuzda Girne-Lefkoşa yolu ele geçirildi. 22 Temmuz 1974 tarihinde BM tarafından Rumlara karşı verilen ateş kararı Türk Devleti tarafından uygulandı Ateş kararının alındığı günün ertesi 29 araçlık Rum konvoyu Türk Hava Kuvvetlerince imha edildi. Rumlar yenilgiye giderken Yunanistan’da cunta ve Kıbrıs da EOKA Lideri Sampson istifa etti. İstifaların ardından BM 1974 20 Temmuzda aldığı kararla adanın üç garantör devleti İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında mutabakat sağlanmaya çalışıldı. 25 Temmuzda Cenevre’de başlayan görüşmeler 30 Temmuz tarihine kadar sürdü.

8 Ağustos da Rum-Türk taraflarının devamlılığı ve adanın federal devlet statüsüne karar verildi Ateşkesin ardından adada bulunan 40.000 Türk askeri beklemeye geçti. Fakat Rumlar Türk köylerinde genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden insanları katletti

*II. Kıbrıs Barış Harekatı (14 Ağustos 1974)
Kıbrıs'ta Türk Bayrağı Dalgalanıyor

Birinci Cenevre Konferansında zaman kazanmak için anlaşmaya uyan Rum tarafı II. Cenevre Konferansında itiraza başladı. Cenevre Konferansında başarı alınmayınca TSK II. Harekata başladı. 14 Ağustos sabah saatlerinde 28. ve 29’uncu Tümenler Magosa ve Boğaz Deniz üssünü ele geçirmek için doğuya doğru taarruza etti 39. Tümen Rumlar için hayati önem taşıyan İngiliz Tepe ve Kara Tepe’ye saldırıyordu 39. Tümen saldırının ilk gününde 11:30 sularında İngiliz Tepe ve Kara Tepe’yi ele geçirdi. 28. Tümen Mia Milia’yı 28. Tümen Timbu Havaalanını 39. Tümen Değirmenlik’i ele geçirdi Rumlar Türk ordusundan kaçarken Taşkent, Terazi, Atlılar, Muratağa köyündeki çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden katliam yaptılar.

14 Ağustos tarihinde Türk ordusu rus mezalimine karşı koyarak Paşaköy ve Serdarlı’da vatandaşlarıyla kucaklaştı. Ordu harekete devam ederken 14 ve 15 Ağustos tarihlerinde Doğu ve Batı hattında Magosa, Lefkoşa ve Lefke hattının kuzeyindeki bölgenin hepsini ele geçirildi.
Kıbrıs Harekatı ile adada yaşayan Türklerin katledilmesinin önüne geçildi. İkinci harekatda Yunanistan’ın “Enosis” hayali Akdeniz’in soğuk sularına gömülmüştür. 415 Kara, 65 Deniz, 5 Havacı ve 13 Jandarma olmak üzere toplam 498 Türk askeri şehit olmuş 1200 askerimiz yaralanmıştır. askerlerin dışında 70 ada vatandaşı mücahit ve 270 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetmiştir. Rumlarla girişilen savaşda BM Barış Gücü askeri olan 3 Avusturyalı asker hayatını kaybederken 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 İngiliz ve 3 Amerikalı asker yaralanmıştır.

Harekat Türk milletinin kendi vatandaşının canı için savaşacağını bütün dünyaya göstermiştir.*Harekat devam ederken askerlerin ulaşamadığı Atlılar, Muratağa Sandallar, Aleminyo, Terazi ve Taşkent köylerinde katliamlar yaşanmıştı. Muratağa ve Sandallar köyünde 89 ve Atlılar köyünde 57 vatandaşımız katledilmişti. Rum askerler erkekleri ve çocukları kurşunlarken kadınların ırzına geçmişlerdir. Öldürülen Türkler toplu mezarlara gömülmüştür. Mağusa’nın 12 mil uzağında Muratağa köyündeki toplu mezarı açtıran BM’den İsveçli Başmüfettiş Lars Harkansan tarafından 72 adet kafatası sayılmıştır. Ölenlerin bedenleri çürüdüğü için toprakta daha çok cesedin olduğu da belirtilmiştir. Taşkent köyü katliama maruz kalmıştır.

14 Ağustosta BM tarafından köydeki silahlar toplanmış Taşkent köyünden kamyonlara toplanan 90 erkek Terazi ve Mari köyleri açılan toplu mezarların başında kurşunlanarak öldürülmüştür. saldırıdan ağır yaralı kurtulan Suat Hüseyin adlı vatandaş Rumların vahşetini tüm dünyaya anlatmıştır. Rumların katliamına karşı dünya ayağa kalkarken büyük devletler Türkiye’nin elini kolunu bağlamak için tepkisiz kaldılar. Camiler, evler ateşe verildi, evlere girildi insanlar boğazlandı sorgu bahanesiyle silah tutan erkekler köylerden toplandı. Türkiye müdahale kararı almasaydı son Türk’e kadar bütün insanlar öldürülecek ve toplu halde gömüleceklerdi.*


KKTC'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş (1924 - 2012)

1974 de Cenevre Deklarasyonu Kıbrıs’ı Türk ve Rum olarak iki kısma ayırmıştır. 1974 de Denktaş ve Klerides görüşmelerinde Makarios adaya döndüğü için sonuç alınamadı ve 13 Şubat 1975 de Türk tarafı Kıbrıs Türk Federe Devletini (
2 Ağustos 1975 de Viyana’da BM nezaretinde Denktaş ve Klerides görüşerek mübadele konusunda anlaşmışlar ve mübadelenin BM Barış Gücü nezaretinde yapılmasında karar kılınmıştır.
12 Şubat 1977 tarihinde bu sefer Denktaş ve Makarios görüşmüş ve Zirve Antlaşması ile ikili federal devlet sisteminde karar kılınmıştır.
15 Kasım 1983 de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuş ve ikili yapıya duyulan saygı ve barış Rum tarafına bildirilmiştir.

1984’ün Ağustosunda Bm Sekreteri tarafları Viyana’ya çağrırarak ortaya çıkan olumsuzlukların ve anlaşmazlıkların “Kıbrıs Sorunu” olarak çözülmesini önermişlerdir.1985 te Rum ve Türk tarafları seçime gitmiş BM taraflara “Taslak Çerçeve Anayasası” sunmuştur. taslağa göre tarafların diplomatik ilişkilerinde Rum Cumhurbaşkanı ve Türk Cumhurbaşkanı Yardımcıları veto yetkisine sahip olacaktır.
1990 larda Kıbrıs Sorunu devam etti. Haziran ve Kasımda New York‘ta yapılan görüşmelerde tarafların anlaşması için yapılan öneriler “fikirler dizisi” olarak nitelendirildi.Rumlar 1993 Şubatında seçime gitmiş ve Klerides’i seçince müzakerelerden uzaklaşarak Yunanistan yardımıyla Avrupa Birliğine girme çabalarına başlamışlardır.

Rum kesimi güçlü bir destekle adayı tamamen kontrole alma çabasındadır 1993 Mayısında BM gayretleriyle Lefkoşa Uluslararası Havaalanı ve Maraş arasında uçuş sağlandı.Temmuz 1994’te Rumlar BM Adalet Divanına başvurarak KKTC’nin AB’ye ihracat yapmasını engelledi Türk tarafını Güven Arttırıcı Önlemlerden mahrum bıraktı
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş Rum lideri Klerides arasında 1994’ün Ekiminde BM gözetiminde müzakere yapılır. Türk tarafı GAÖ konusunda destek beklerken Rum yönetimi AB’ye yaptıkları müracaatının desteklenmesini istemiş
görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Rum tarafı müzakerelerin belirsizliğinden Türk tarafı ile iletişimi kesmiştir. Mart 1995 de Rum tarafının AB girişiminin görüşmeleri için Klerides’in geri durması nedeniyle 3 yılı aşkın bir süre yapılamamıştır.

AB. Rumların tek başına müzakereye başlamasını engellemiştir. 31 Ağustos 1998 de KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş Rum kesimiyle ortak Konfederasyon için müzakereye açık olduklarını belirtti. 20 Temmuz 1997-23 Nisan 1998 de yapılan Ortak Açıklamalarla taraflar her alanda bütünleşme için görüşmelere başlamışdır.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan 14 Kasım 1999 da yaptığı açıklamada tarafların bütün konularda ortak bir paydada buluşması için 3 Aralık tarihinde New York’ta bir görüşme tertiplemiştir.

zazenovski943
07-07-2018, 14:49
liderimiz hepsini cezalndıracak.

murataltug1985
11-09-2018, 20:40
Kaynak onedio.com

veysel kal
Onedio Üyesi

Şu Anda Bile Bir Çoğumuzun Bilmediği İnsanlık Ayıbımız: Ruanda Soykırımı


Bugün dünyanın ve tüm Avrupa ülkelerinin konuştuğu ortak konu, çatışmalar sonucu Batı'ya sığınan mülteci sorunudur. Mülteciler insanlardır. insanlar, insanlık dramında en acı*olay*Ruanda Katliamıdır. Ruanda Katliamı, emperyalizm için insanları,*siyah-beyaz*ayrımını, siyahların kendi aralarında burun ve vücüt göre ayrımını ve ayrımın sonuçlarını yüzümüze en sert *biçimde tokat gibi vuran bir olaydır bu olay 1800'lerde değil daha dün 1994'de gerçekleşiyor. Ve bu katliamdan kimsenin haberi yok.

Ruanda Afrika*kıtasının doğusunda yer alan ve denize kıyısı bulunmayan bir ülkedir sınır komşuları Uganda, Tanzanya, Burundi ve Demokratik Kongo Cumhuriyetidir Başkent Kigali'dir.
Ruanda nüfusunun*%90'ı Hutu*
%9'u Tutsi*%1'i Prigme idi. Prigmeler yaşam alanı ve kültür olarak farklı olsa da, o kara güne kadar bir arada yaşayan Tutsi ve Hutular arasında fark yokdur
Bu kanlı Katliamın aktörleri Hutu ve Tutsilerin birbirleri ile olan ilişkileridir

Afrikada yönetenler ile yöneticilerin birbirinden ayrılmasını isteyen Belçikalılar, insanlık dışı kriterlerle insanları Tutsi ve Hutu diye ayırmıştır. Tutsiler ince yapılı ve narindir halk uzun ve güzel kişileri Tutsi olarak sınıflandırmış. Belçikalılar ilk başda Tutsiler'i el üstünde tutup ayrıcalıklar tanımıştır. Tutusiler'i maşa kullanarak Hutuları ezmiştir.Azların çokları ezmesi anlayışı ile Hutuları ezdikten sonra 1950'lerde Hutuları desteklemiştir.ve 1890'dan 1950'ye kadar ezilen Hutuların kendilerine yapılan haksızlıklardan öç alma düşüncesi ortaya çıkmışdır güç Hutular'dadır ve 60 yıllık zulmün doğurduğu düşman %9'luk Tutsiler'dir. Hutu-Tutsi diye bir şey yoktur bu Belçikalıların çıkarları için bir halkı birbirine zulüm ettirerek birbirine düşman etmesidir.

1950'den sonra Hutular desteklenince ilk 'öç alma' 1959'da başlar.* Belçika desteği ile ayaklanan Hutular yirmi bin Tutsi'yi katletmiştir bu sayı sadece başlangıçtır. Olaylardan kaçan iki yüz bin kişi çevre ülkelerin kamplarına kaçmıştır. 1962 de Ruanda bağımsızlığına kavuşuyor. İktidara gelen Hutular ilk işi Tutsilerin haklarını budar. Tutsiler dışlanır, hakları kısıtlanır hükumet kendi vatandaşını 'Karafatma' olarak adlandırır.Tutsiler göç eder Çevre ülkelere sığınır.*İyi eğitimli Tutsiler; Uganda,Tanzanya gibi sığındığı ülkelerde yüksek makamlara gelir Sürgündeki Tutsiler ülkelerine dönmek için 'Ruanda Yurtseverler Birliğini kurarlar. devlet tarafından ezilen halk, devlete karşı gerilla savaşı başlatır. RYB silahlanıp 1990'da hükumet ile silahlı mücadeleye girer. 1992'ye kadar iç*savaş*sürer. 1992 de silahlı mücadele sona erer. Artık bu sorun siyasetle çözülecektir. Tabi ki koca bir yalan...

Devlete karşı silahlanan Tutsilerin silahlı kanadı RYB silahlarını bırakınca herkes bu işin kansız biteceğinin sanır Ama bunu istemeyen birileri vardır. sorunun kökten çözülmesini düşünen aşırı milliyetçi Hutular,*İnterahamwe adlı askeri bir örgüt kurarlar. örgütlenip Tutsileri ve*savaş*karşıtı Hutuları fişlerler. Tutsiler kayıt altına alınır
İnterahamwe, artık hazırdır Hutu subayları milisleri eğitir Ülkenin ekonomisi kötüdür ateşli silah temini kolay değildir. Çin'den yüz binlerce satır ve pala siparişi verilir İnterahamwe milislerine, ve satır yetmeyenlere ucu sivri sopa verilir ve. yangını başlatacak bir kıvılcım beklenir

Katliam için her şey hazırdır. Katiller satırlarını biler katliamın bahanesi için 6 Nisan 1994 de bir Hutu olan Ruanda devlet başkanının uçağı başkent Kigala'da düşürülür ülke de kaos oluşur peki kaos kimin işine yarayacaktır * * * * * İnterahamwe'nini beklediği olur
Dehşet Günü: 6 Nisan 1994 te başlar
dünya tarihinin en kanlı günü yaşanır Ülkenin resmi radyosundan yapılan katliam çağrısı ile Irkçı Hutular eğitimli Tutsiler olmak üzerebelirlediği tüm Tutsileri doğramaya başlar Paralı Tutsiler ücretle ateşli silahlarla öldürülüyordu Parasızlar pala, bıçak, taş ile acı çektirilerek öldürüyordu Hutular dinlenmek için yakaladıkları Tutsilerin kaçmamaları için aşil tendonlarını kesiyorlardı. Katliamların ilk günü böyleydi. Ama umut vardı Tutsiler için, çünkü ülkede barışı için BM vardı. Tek umuttu. Tabi bilmiyorlardı güvendikleri insanlar onların bu durma getirenlerdi
Herkesin aklındaki soru şuydu Nerdesin hükumet, Nerdesin BM?

Hükumet kanlı olaylara müdahale etmiyor. göz yumuyor. saldırganlara silah temin ediyordu. Tutsiler hükumetin faydasızlığını anlayınca tek umudu*BM*oldu. İşte demokratik ve hümanist Avrupa'nın yüzünü tüm dünya görecekti. Ruanda da görevli BM katliam uyarısında bulundu ve önlemin gerekli olduğu iletildi. Genel Sekreterlik olaylara müdahale yerine gözlem yaptı Katliamda Ruanda da 2.500 civarı BM askeri vardı. Ama olayda 10*Belçika askeri öldüğü bahanesi ile BM asker sayısını 240'a düşürdü BM insanları cellatlarına teslim ediyordu.

BM çekilince meydan İnterahamweye kalır İnterahamwe'nin çekindiği tek güç BM*barış gücü gidince katliamın şiddeti insan aklının hayal edemeyeceği yerlere geldi. Ülkede ceset koyacak yer kalmadı. Kagere Nehrinden bir günde altmış bin insanın cesedi kıyıya vurdu. Bu sadece kıyıya vuranların sayısıdır Düşünün düne kadar yemek yediğiniz, sohbet ettiğiniz komşunuz sabah kalktığınızda elinde balta ile sizi parçalamaya geliyor. cesetleri yemek için aç hayvanlar şehre indi. Hutuların gözü kararmıştı ki cesetleri yiyen köpeklere sinirlendiler köpekleri katlettiler Radyolar sürekli 'Böcekleri ezin! anonsu yapıyordu 1948 de bir antlaşmayla ABD*ve*Fransa*soykırım bölgelerine müdahale sözü vermiştir ama katliamda sorumluluktan kaçtılar. BM ve Avrupalı devletler müdahale etmemek için yaşanan katliama, soykırım tanımlaması yapmadı Ölü sayısı 600 bine çıktı Ve RYB Tutsileri kurtarmak için tekrar silahlandı Tutisiler için tek kurtuluş RYB gerillalarıdır. *
kurtuluş yolunu Fransa kapattı

Tutsileri kurtarmak için ilerleyen RYB önüne kattığı katliamcı Hutularla katliamın kalbi başkent Kigali'ye ilerliyordu. katliama bulaşmamış Hutulara dokunulmadı Ülkede Tutsiler için işlerin iyiye gittiği anda*Fransa* karar aldı. ölenler için kılını kıpırdatmayan Fransa 'Ruanda'da katliam, soykırım var biz durduracağız' diyerek ülkenin meşru hükumeti Hutu gücüne soykırımı durdurması için silah yardımında bulundu Yanlış tarafa, yanlış amaçlara yardım yağdırdı ülkenin batısına asker indirip kontrolüne aldı bölgeye TURKUVAZ adını verdi RYB nin girmesine izin vermedi ama içeride katliamın devamını sağladı Katliamcılar Fransa korumasında katliama devam eddi Fransa Tutsilere son darbeyi vurdu

Dünya yeni yeni uyanıyordu RYB* kasabaları ve insanlarını kurtarıyordu. Hutu milisleri öldürecek Tutsi bulamıyordu ölü Tutsi kadınlarına tecavüz*ediyorlardı.*BM katliamın başladığı 6 Nisandan 2 ay sonra Ruanda'da katliamını kabul etti ve Ruanda için toplandı. barış gücü askerlerinin masrafları tartışıldı. Fransa soykırım olmadığını, hükumeti destekleyerek sorunun çözüleceğini savunuyordu. bölgeye barış gücü askerleri ve soykırımı araştırmak için BM gönderildi. barış gücü güvenli bir bölge kurarak, insanları topladı RYB ilerlerliyordu ve RYB gerillalarında otomatik silahlar olduğu için palalı ve satırlı İnterahamwe üyeleri çekiliyordu RYB'nin intikamından korkan Hutu yöneticileri, İnterahamwe ve Hutu halkı yaklaşık 3 milyon kişi yerlerini terk edip çevre ülkelere sığındı. Olaylar temmuzda duruluyor. Ancak Olaylardan 100 gün gibi bir süre geçmişti. Ve 100 günün sonuçları felaketti.

RYB'nin ilerleyişi ile Hutular çekildi Ülkede devlete ait resmi organ ve hiçbir resmi yetkili yoktu. Başkentte yağmalanmamış, yıkılmamış bina yoktu şehirlerdeki insanlar arkadaşlarına komşularına akrabalarına güvenmiyordu. Ülke 1999 yılındaki seçimlere kadar hükumetsiz gidecekti. korkunç 100 günün bilançosu ağırdı:
100 gün içinde Tutsi’ler ve ılımlı Hutu’lardan yaklaşık 800,000 ila 1 milyon arası sivil katledidi.*

Soykırımdan sadece 300,000 ile 400,000 kişi kurtulabildi. Soykırımın 100 gününde*250 – 500,000 kadına* tecavüz*edilmiş kadınlar*20,000 kadar çocuk doğurmuşlardı Hayatta kalanların 75,000’i soykırım sonucu öksüz kaldı.*
Hayatta kalanların 100,000 kadarı 14 ile 21 yaş arasında, 60,000 kadarı kendine bakamıyor. Hayatta kalanların 10 da 7’sinin aylık geliri 5000 Ruanda Frankından ( $8 USD) daha az.

katliamın ardından, sorumluların tespit ve yargılanması için çalışmalar yapılmıştır. sorumlu sayısının fazlalığı ve olayların yıkıcılığı yüzünden, sorunlar yaşanmıştır. Katliamda yok olan devlet kurumlarının olmaması sebebiyle, katliam sanıkları kendi köylerinde yaşamaya devam etmiştir. Katliamın acısının halkta yarattığı etkinin dindirilmesi amacıyla, halkın kuracağı mahkemelerde kararların tanınacağının bildirilmesiyle "halk mahkemeleri"*3'ten fazla insan öldürenleri yargılamış ve halk kendi cezasını kendisi vermiştir. 3'ten az öldürenler mahkemeye çıkmadı. Elle tutabilecek tek ceza Ruanda Silahlı Kuvvetleri generali Augustin Bizimungu Tanzanya'da BM*Savaş*Suçları Mahkemesine götürüldü. soykırım yaptığı için 17 Mayıs 2011 de otuz yıl hapise çarptırıldı. 1 milyona yakın insan katledmişdi ve en büyük ceza 30 yıldı. Bu kadar insanı katledenler şu anda Ruandada yemek yeyip yürüyorlar.

Ruanda katliamı sinemada anlatıldı
soykırımın 10.yılında çekilen Hotel Rwanda katliamın acı yüzünü çarpıcı bir şekilde göz önüne seriyor. katliamın Avrupalıların çıkarları için yapılmıştır ırk ayrımıdır Avrupa sadece Ruanda için değil dünyadaki tüm geri kalmış ülkelerde, insanları birbirine kırdırıp yok etmek istemektedir. en iyi örnek ülkemizdir. Bizde Tutsi-Hutu benzeri Türk-Kürt,*Alevi-Sünni, Sağ-Sol gibi tehlikeli fay hatları mevcuttur. fay hatlarını harekete geçirmek isteyenlerin tek amacı büyük deprem yaratmaktır. deprem*olursa hepimiz altında kalırız. Hepimizin kardeşçe yaşaması dileğiyle...


Kaynak yeni söz.com

FRANSA'NIN KATLİAM TARİHİ

13 Kasım 2015 Cuma günü 129 kişinin hayatını kaybettiği, 99'u ağır 352 kişinin yaralı olduğu Paris’i kana bulayan saldırıda hedefe İslamiyeti koyan Batı dünyasının ve Fransa’nın katliamları hafızalarda canlılığını koruyor.

İnsan hak ve özgürlüklerini anlatan Fransa, bugün açlıkla mücadele eden Afrika ülkelerinden Fildişi Senegal ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nin aralarında olduğu 14 Afrika ülkesini sömürüyor Fransa sömürdüğü Afrika ülkelerinden yıllık 500 milyar dolar gelir elde ediyor
Yerini haritada bulamadığımız birçok ülkede kan bırakan Fransa tarihi soykırım, sömürü ve katliamlardan oluşuyor. Fransa Orta Afrika, Cezayir, Fas, Tunus, Kaledonya, Madagaskar, Haiti, Komor, Senegal, Mali, Fil Dişi Sahili, Gabon, Kamerun, Gana, Gine, Benin, Ruanda, Laos gibi ülkelerde halka, Fransa'nın yaşaddığı kanlı olayların kat kat fazlasını yaşattı Mali'de sivillere bombalar yağdırdı, Cezayir'de 1,5 milyon insanı öldürdü askerler binlerce Cezayirli kadına tecavüz etti.
Fransızlar sömürgelerinde yaptıkları katliamlarla bilinir Cezayirde 1.5 milyon insanı katlettiler. Ruanda'da 90'lı yıllarda Hutu ve Tutsi kabilelerinin birbirlerini katletmelerine yardımcı oldu İşte, Fransa'nın kanlı tarihi...8 Mayıs 1945*Cezayir de soykırım günü
Yıl 1945.. Günlerden 8 Mayıs.. Fransa için kurtuluş, Cezayir için soykırım Fransız sömürgesi Cezayir, Nazi Almanyası tarafından işgal edilen Fransa'nın kurtuluşu için gençlerini savaşa gönderdi. Karşılığında sadece bağımsızlık istedi. Fransa teklifi kabul etti. Almanya'yı, Cezayir desteğiyle yendi. Ancak sözünde durmadı
Günlerce cezayirli müslümanları katletti
Fransa'nın 2. Dünya savaşı zaferini, Cezayirbbayram coşkusuyla kutladı. Sokaklara döküldüler halk, bağımsızlığını kazanacağını düşünüyirdu. Ancak Fransa sözünü tutmadı. Cezayir müslümanlarına ateş açtı işgalci Fransızların Katliamı günlerce sürdü. Masum insanlar, evlerinden alınarak kurşuna dizildi. Köyler ve kasabalar bombalandı yerle bir edildi. Fransız askerleri, tek suçları bağımsızlık istemek olan yaklaşık 45 bin Cezayirliyi katletti. Kadın, çocuk, yaşlı, genç demedi onbinlerce Cezayirli, Fransız askerlerinin kurşunlarıyla can verdi. Öldürmek yetmedi tecavüz ettiler
Cezayirliler rastgele öldürdü. Öldürmekle yetinmeyen Fransızlar Cezayirli Müslüman kadınlara tecavüz etti. Fransa'nın savaşı kazanması için ölümü göze alan Cezayirliler ülkelerine dönüyordu. Bağımsızlık hayaliyle yola çıkanlar büyük hayal kırıklığına uğradı. Onları, ölümün ve korkunun kol gezdiği sokaklar karşıladı. Cesetler, ölüm fırınlarında yakıldı Katledilen onbinlerce Cezayirli şehit düştü dev çukurlara gömüldü. kamyonlara doldurularak kireç fırınlarında yakıldı Cezayirli cesetleri, Nazi benzeri ölüm fırınlarında yakıldı. 1945 tarihe, Fransa'nın utanç yılı olarak kazındı. utanç veri bu katliam, Fransa tarafından görmezden gelindi Cezayir hükümeti, Fransadan katliam konusunda özür talebinde bulunmasına rağmen, Fransa bu ayıbı kabullenmedi.*

Fransa'nın Ruanda katliamı belgelendi
Ruanda Araştırma Komisyonu, 500 sayfalık raporunda, “AB Başkanı” Fransa'nın ülkede, 1994'te ki soykırıma faal katıldığına yönelik ithamlarına resmiyet kazandırdı. BM e göre 1994 ün haziran-ağustos döneminde Ruanda'da 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu'nun ölümüyle sonuçlanan soykırım hakkında komisyon oluşturuldu Rapor, Fransa ve Avrupa'da bomba etkisi yarattı. Türkiye'yi her fırsatta sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan Fransa'nın Ruanda soykırımından haberdar olduğu, hazırlıklara katıldığı, cinayetlerde rol oynadığı belirtiliyor. Bölgedeki “insani yardım operasyonlarına” katılan Fransız birimleri, soykırıma destekle suçlanıyor.
Ölüm listesi hazırlamış Fransa soykırımcılara istihbarat, strateji, askeri eğitim sağlamakla, “öldürülecek kişilerin listesinin belirlenmesine katkıda bulunmakla”, “silah temin etmekle” suçlanıyor. Fransa, Ruanda hükümetine baskı yaparak soykırım suçlamalarına resmiyet kazandırmaması için çaba harcıyor.
Fransa'nın Afrikada gerçekleştirdiği tek katliam Cezayir katliamı değildir. Fransa tüm Afrikada katliamlar gerçekleştirdi bu katliamlar Ortaçağa değil 20. yüzyılın modern çağın modern felsefenin insan hakları uluslararası hukuk gibi kavramların dünya kamuoyuna girdiği bir dönemde gerçekleştirildi
Sömürgecilerin Afrika'ya yayıldığı dönemde Benin kıyılarında köle merkezleri kuruldu. Fransızlar köle ticaretinde kendilerine sağlanan kolaylıklarla yetinmeyerek Benin topraklarında hüküm süren Dahomey krallarıyla 1861 ve 1868 de anlaşarak Benine yerleşti İngilizlerle çatıştılar 1882'de Porto Novo ve Kotonu'da himaye kuran Fransız sömürgeciler ülkeyi işgale kalkıştılar. Dahomey kralı ve halkı karşı çıkarak silahlı mücadele başlattı. modern imkânlara sahip olan Fransız sömürgeciler kuzeye ilerleyerek 1904'te Dahomey'i işgal ettiler. İşgalden sonra topraklar Fransa'ya bağlı genel vali tarafından yönetildi Fransız sömürgesine karşı ayaklanmalar oldu. işgalci Fransızlar ayaklanmaları kanla bastırdılar. Dahomey'in bağımsızlığını ilan etmesi 1 Ağustos 1960'ta gerçekleşti.

Burkina-Faso Sömürgecilerin bugünkü Burkina-Fasoya girdiği sırada bölgede Mossiler vardı bölünmelerden sonra ortaya çıkan Mossi krallıkları arasında savaşlar oldu. Fransız sömürgeciler 1897'de güneydeki Gwiriko ve Wahabuyu yıkarak bugünkü Burkina Faso topraklarının tamamını ele geçirdi. Fransızlar bölgeyi 1904 te Yukarı Senegal - Nijer Birliği'ne bağladı 1919'da Yukarı Volta adıyla sömürge haline getirdi Fransız Milletler Birliği'ne bağlandı. 1932'de Sudan, Nijer ve Fildişi Sahili arasında paylaştırılan Yukarı Volta 1947'de tek bir ülke haline getirildi. Fransa'nın bütün hakimiyeti güç kullanımıyla devam etmiştir.

Gabon 1839'da, bugünkü Gabon topraklarını Fransızlar, Portekizlilerden satın alarak sömürge merkezi kurdular. Fransızlar, Atlas Okyanusuna köle ticareti merkezi kurarak insanları zincirlere vurup sattılar Gabon'u Fransız Batı Afrikası'nın bir parçası haline getiren Fransızlar 1886'da burayı Fransız Kongo'suna bağladılar. Fransız sömürgesinde Gabon'da geniş çaplı bir Hıristiyanlaştırma çalışması başlatıldı. Fransız sömürgeciler İslâmî çalışmaları engelleyip ve Müslümanları kıskaca aldılar buna rağmen Gabon'da Müslümanların sayısı hızla artmıştır. bunda Fransız ordusunda göreve zorlanan Afrikalı Müslüman askerlerin etkisi olmuşdur. Müslüman askerler Fransız baskılarına rağmen ordudaki görevlerinde dinlerini yaşamaya devam ettiler insanlara iyi muamelede bulunarak İslâm'a ısınmalarını sağladılar.

Gine 1885 Berlin Konferansı'nda Avrupalı sömürgeciler Batı Afrikanın paylaşılması konusunda anlaşma imzaladılar. Gine, Fransızlara verildi. Fransız sömürgeciler Batı Afrikaya yaptıklarını Gine'de de yaptılar İslâm'ın izlerini silmek için İslâmî eğitimi, medreseleri ve eğitimi kapattılar, ilim adamlarını öldürdüler vatanlarını terke zorladılar. Onların yerine ülkeye Hıristiyan misyonerleri yayarak Hıristiyanlaştırma çalışması başlattılar. Ancak halk işgali benimsemedi Hıristiyan misyonerlerin propagandalarına rağbet etmedi. Bağımsızlık arzusu ve islam Ginelilerin gönüllerinden hiç silinmedi.

1916'da Fransızlar ve İngilizler Kamerun'u işgal etti ve paylaştılar. ülkenin dörtte üçünden fazlası Fransızlara düştü. Fransız ve İngilizlerin Kamerun hâkimiyetleri 20 Temmuz 1922'de Milletler Cemiyetinde onaylandı. Fransız ve İngilizler ülkeyi onlardan önce işgalde tutan Almanların yaptığı gibi Müslümanlara baskı ve misyonerlik yaptılar Müslümanların sayısında hiçbir azalma olmadı artış oldu. Fransız Kamerunu denilen kısım, 1 Ocak 1960'ta BM referandumunda bağımsızlığını elde etti.

Sömürgeciler Senegal ve Moritanya için kavga etmişlerdir. kavga 1814 Vaterlo savaşından sonra Napolyon'un sömürgecileri yenilgiye uğratmasının ardından imzalanan anlaşmayla Senegal topraklarının, Fransa'ya bırakılmasıyla sona erdi. Fransız sömürgeciler Moritanya'yı ele geçirmek için 19. yüzyılda birçok kez saldırıp başarılı olamadılar. bu işi fitneyle başardılar Fransız sömürgeciler kabile başkanlarıyla ilişki içine girdiler ve Araplarla Berberiler arasına düşmanlık sokdular. Arap - Berberi kavgasından yararlanan Fransız sömürgeciler 1903 Moritanya'nın Trarza bölgesini ele geçirdiler. Fransızlar Moritanya'yı işgalden sonra ülkeye yaydıkları misyonerlerle Hıristiyanlaştırma başlattılar. Ancak dinlerine son derece bağlı olan Moritanya Müslümanları arasında Fransızların saldığı Hıristiyan misyonerler hiçbir başarı elde edemedi

Nijer toprakları 19. yüzyılın sonlarında Fransız sömürgecilerce işgal edildi 3 Ağustos 1960 a kadar Fransız işgalinde kaldı. işgalciler baskı ve Hıristiyanlaştırma uyguladı
Bugünkü Senegalde sömürgecilerin bölgeye girmelerine kadar Murabıtlar devleti hüküm sürüyordu devletin hakimiyeti, sömürgecilerin 1885 Berlin anlaşmasıyla Batı Afrikayı paylaşmasına kadar sürdü. Fransız sömürgeciler işgal ettikleri Senegal'de Hıristiyanlaştırma faaliyetleri başlattı hiçbir başarı elde edemedi Ülkede kurulan İslâmî eğitim kurumları ve Müslüman ilim adamlarının gayretlerin, Hıristiyanlaştırma çalışmalarının sonuçsuz kalmasında etkin olmuştur.
Tunus, 12 Mayıs 1881'de Fransız sömürgecilerce işgal edildi. Fransızlar ülkeyi "yüksek komiser" dedikleri genel vali tayin ederek yönettiler Fransızlar işgal ettikleri ülkelerde zulüm uyguladılar. zulme karşı bağımsızlık örgütleri ve ayaklanmalar oldu. Ancak ayaklanmalar insafsızca ve kanlı bir şekilde bastırıldı. Çad'da 400 âlimi katlettile

1881'de Tunus'u işgal eden Fransa, Mali, Çad, Nijer ve Orta Afrika topraklarını da ele geçirerek sömürü kurdu. 1917'de Çad'da islami hayat için düzenlenen sempozyuma 400 bilim adamı katıldı. Ancak Fransızlar salonu basarak bilim adamlarını katletti. Mali 1959'da, Çad, Nijer ve Orta Afrika Cumhuriyeti ise 1960'da bağımsızlığını ilan ettiler ancak bugün Fransa'ya haraç ödüyorlar. İşte Orta Afrika'da Fransız zulmü Müslüman dünyasının tarihten bu yana kan ağladı trajik olaylara Orta Afrika'daki Müslümanların acısı eklendi. 2015 Aralıkdan bu yana Orta Çağı aratmayan vahşet görüntüleriyle gündeme gelen Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Müslümanlara uygulanan katliamlar sürüyor. Arakanlı Müslümanlara uygulanan Müslüman katliamıyla yaşadığı bölgeden kaçan Müslümanlar milyonla ifade ediliyor. Afrika'nın en yoksul ülkesi olan Orta Afrika Cumhuriyeti 2003 te gerçekleştirilen son nüfus sayımına göre, ülke nüfusunun yarısını Hristiyanlar oluşturuyor.
Müslümanların oranı yüzde 10 ila 15 arasında. Yerli çetelerin Müslümanlara karşı başlattığı soykırım girişimi Fransa gözetiminde yapılıyor. Ocakda BM Güvenlik konseyi Fransız ve Afrikalı askerlerin ülkeye müdahalesine onay vermişti. Fransa'nın, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde ki bin 600 askeri şiddeti engellemek adına bir varlık göstermedi. Orta Afrika'da, Fransa'nın desteklediği, finanse ettiği, silahlandırdığı Anti Balaka örgütü, binlerce masum Müslüman'ı diri diri yaktı, pala ile bedenlerini doğradı, insan eti yiyenlerin yaşadığı yörelere götürüp parçalanmış etleri pazarda sattı.
Fransa gözetiminde Müslümanları yaktılar Fransa*ve*Almanya'nın ortak işgali planladığı Orta Afrika Cumhuriyetinin başkenti Bangui'deki olaylarda, Fransa'nın silahlandırdığı ve cesaret verdiği Hristiyan çetelerin saldırısına uğrayan Müslümanlar vahşice diri diri yakılarak öldürüldü. Sokaklarda sürüklendi başkentin en işlek meydanında Müslümanlar üzerlerine benzin dökülerek araba lastikleriyle yakıldı. 1900'lerden beri Fransa, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin sömürdü, binlerce insanın bedenlerini diri diri yaktı, palalarla parçaladı pazarda sattı Ve buna terör demeyip ustalıkla işin içinden sıyrıldılar

Batı ile ‘terör' kelimesi yan yanadır Myanmar'da, Arakan'da Batılı ülkelerin domine ettiği gayri Müslimler binlerce Müslüman'ı diri diri yaktı, vahşice katletti. ‘Terör' kelimesini kullanmadılar İsrail, Gazze'de okulları, hastaneleri, ambulansları, halka gıda ve ilaç taşınan tünelleri elektrik ve su santrallerini, sivil merkezleri vurdu. BM denetimindeki okulları ve sivillerin sığınma mekânlarını bombaladı. İsrail, yıllarca Filistin'de insan öldürdü ama İsraile terörist diyemiyorlar Bosna'da binlerce kadına tecavüz eden, yüz binlercesini vahşice katleden Sırp ve Hırvat'ların vahşetini Avrupa ve ABD seyretti. Ve ne tuhaftır terör' kelimesini kullanmadılar 132 yıl Fransa işgalinde kalan Cezayir'de Fransız askerleri kadınlara tecavüz etti. Fransız işgalciler 1,5 milyon Cezayirliyi haince katletti. Orta Afrika'da Müslüman zulmünü ve katliamını yapan Fransa'ya neden terörist' denmiyor.

Kaynak beyaztarih.com Arda DENİZ

Haçlıların Yaptığı Vahşet ve Katliamlar

Hristiyanlar için kutsal yerlerin elden çıkmaması yapılan dini sefermiş gibi gösterilen Haçlı Seferleri, dünyayı talan ve kırıma dönüştürdü sömürgeciliğin ön adımıdır. Haçlılar, Kudüs’e uzanan yolculuklarında Anadolu ve Ortadoğu’da pek çok insanı, ihtiyar, kadın, çocuk bebek ayrımı yapmaksızın acımadan öldürmüş, insanlık dışı bir vahşet uygulamışlardır. Müslümanlardan başka Musevilerin ve Hristiyanların da zarar gördüğü süreçte vahşetin izleri hafızalardan silinememiştir. Haçlı Seferleri, maddi, beklentileriyle adım atan Haçlıların yaptıkları vahşet ve katliamdır bu gerçeğin rahatsız edici yönleriyle ortaya konması zorunludur.

Haçlı Seferleri İngilizce crusade Latince*“haç”*anlamında crux kelimesinden türemiştir İncil’deki Hristiyanlar haçlarını taşıyorlar ifadesini referans almıştır. Haçlı Seferleri'nin sebepleri karışıktır. Haçlı Seferleri,
1096 dan 1291-96’da Haçlıların, Doğu’dan çıkartılıp atılmalarına kadar yaklaşık iki yüz yıllık bir dönemi kapsar. Bu süreden en çok Müslümanlar etkilenmişdir. İslam âlemi ile Hristiyan âlemi arasındaki husumeti temsil eden Haçlı Seferleri'nde ilk Haçlıların sayısı yola çıkış itibariyle 100.000 Antakya’ya varış itibariyle 30.000 civarındadır.
Papa’nın çağrısı ve papazların gayretleriyle “savaşçılık kazanan Hristiyanlar, kutsal şehirlerini elde etme sevdasına kapılmışdır.* Din adamlarının insanları etkilemeleriyle, Doğu ile Batı birbirine girmiştir Haçlı Seferlerinde Anadolu, Kuzey Suriye ve Kudüs’te kurulan Haçlı*hâkimiyeti ile ortaya çıkan Batı zihniyeti bölgenin yerli halkı Rumlara, Müslümanlara ve Hristiyanlara Bizans*a büyük zararlar vermiş haçli Avrupasına ise faydalar sağlamış ve geliştirmiştir Haçlılar Anadoluyu Katletmiştir

Bizans İmparatoru I. Aleksios (1081-1118), Papa II.Urbanus (1088-1099) ve Aminesli Pierre den yardım talebinde bulunmuş çağrısına her taraftan katılım gösterilmiştir Macaristan ve Balkanlardan yola çıkan farklı amaç ve gayedeki binlerce disiplinsiz topluluk yağma ve vahşilikle ilerlemesi karşısında dayanamayan I. Aleksios bunlara karşı koymaya çalışmıştır Fransız Akademisinden Funck Bretano’nun ifâdesine göre; vahşî hayvan sürülerinden farksız olan Haçlılar 1096 da Anadoluya saldırdıklarında, İznikte yakaladıkları Müslüman çocukları parçalamışlar, etlerini şişlere geçirip ateşte kızartmış ve yemişlerdir. Antakya’ya ulaştıklarında papaz Pierre I’Ermit’in ısrarıyla, yerlerde yatan şehit Türklerin cesetlerini toplamışlar, etlerini kemiklerinden ayırmışlar ve pişirip yemişlerdir. Haçlılar vahşi ruhlarını tatmin ederken, ölenlerin zincire vurulmuş yakınları surlardan büyük bir acı ve çaresizlikle gözyaşları dökerek olup biteni seyretmek zorunda kalmışdır. Brentano eserinde devamla, Fransızların millî destan kabul ettikleri*Antakya Destanında şu tüyler ürpertici satırları nakleder:*“Antakyada açlıktan şikâyet eden Haçlılara, Hristiyan din adamı Ermit şu tavsiyede bulunur: “Açlığınızın sebebi korkaklığınızdır. Türk cesetlerini toplayın Tuzlayarak pişirilirse lezzetli olur Bunun üzerine Haçlılar onun dediğini yaptılar

Bizans kaynağı Khoniates, Haçlı Seferlerinde Fransa Kralı VII. Louis’in övgü ve heyecan verici konuşma yaptığını zikreder şu ifade önemlidir savaşta ölürsek İsa Tanrımızın yanına gideceğiz. Tanrım bana Türk okuyla ölmeyi nasip etsin. Ya da ben Türkleri keserek öldürüp büyük sevap işleyeyim. Türklerin kanını akıtın, akan her kan bize cennetten yerimizi garantileyecektir
Gözlerini kan ve vahşet bürüyen Haçlılar bu kadarla kalmamışlardır, Antakyada 10 bin Türk’ü öldürerek, camileri yakmışlardır. hâdiseyi gözleriyle gören papaz Lemoine yağma ve katliamdan şöyle bahseder Bizimkiler sokakları dolaşıyor, çocuklarla ihtiyarları paramparça ediyorlardı. o gün herkes boğazlanamadı. Ertesi gün bizimkiler geri kalanları kestiler” demiştir Tarihçi Charles Mills Fransa kralı I. Philippe’nin torunu olan Bohémond’un mide bulandırıcı gaddarlığından şöyle söz eder “Antakya’da Bohémond Türkleri boğazlattı; herkesin gözü önünde kızarttı. seyredenlere seslenerek, iştahını tatmin ettiğini söylemiştir.
Haçlılar, Halep’in Mâarra kasabasını ele geçirdikten sonra baş gösteren açlıkta on beş gün boyunca bataklıkta kalmış binlerce Müslümanın çürümüş ve kokmuş cesetlerini parçalamış, sonra tuzlayarak büyük bir iştahla yemişdir. Haçlı liderleri 1099 da papaya gönderdikleri mektupta, Maarra’daki kıtlıkta, karınlarını öldürdükleri Müslümanların etlerini yiyerek doyurduklarını söylemişdir. Fransız tarihçilerinden Rudolf Caen onların iğrençlikleri için şöyle demiştir Askerlerimiz Maarra’da dinsiz Müslümanları yemek için kazanlarda kaynar suyla haşladılar; çocukları şişleyerek öldürdüler ve sonra ızgarada pişirip yediler.

1. Haçlı Seferi’nin meydana geldiği 1099 da, Frank kumandan Raymond Suriye’nin kuzeybatısı’ndaki Nu’man şehrini işgâl etmiş ve 100 bin Müslümanı acımasızca katletmiştir. Haçlılar arasında kıtlık ve salgın baş gösterdiğinde Frank ordusunda yaşananlara şâhid olan bir Hristiyanın ifâdesine göre; insanlıkla hiçbir alâkaları bulunmayan barbar sürüsü, açlıklarını yerde yatan kokmuş Müslümanların etini yiyerek bastırdı Öylesine kıtlık vardı ki, adamlarımız öldürdükleri kimselerin butlarından parçalar kopartıp ateşte kızartıyor ve pişmeden vahşi ağızlarıyla silip süpürüyorlardı. Bizans’ın olumsuz durumlarından ötürü İmparator I. Aleksios Komnenos’un, Papa II. Urbanus’dan 1091’de istediği yardımın kendisine nasıl bir silah olarak döndüğünü anlatan Gordlevski, Haçlı Seferleri'nin en büyük olumsuz etkisinin Bizansta olduğunu ifade etmiştir Avrupa’daki istenilen yardımın hedeflden saparak yağmacı, başıbozuk bir terör hâline gelip büyük bir sıkıntıya dönüştüğünü aktarmıştır.

Haçlıların barbarlık ve azgınlıkları, tiksindirici iş ve icraatları için Funck Brentano’nun şu ifadeleri dikkat çekicidir: “Bizimkiler susuzluklarını gidermek için at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. lâğımlara kuşaklarını ve paçavralarını daldırıp toplanan suyu emerlerdi. Kimi arkadaşının idrarını içerdi Disiplinsiz Haçlıların ilkini oluşturan başıbos eğitimsiz, bir işsiz hastalıklı, isyankâr, günahkâr, insanlardan oluşurdu Haçlı Seferlerinde hastalıklı insanlar Avrupa’dan uzaklaştırılarak şehirlerin temizlenmek istenilmiştir Adı kudüs’ü kurtarmak olsa da Haçlı Seferleri'nde topluluklar farklı bir amaçla ülkelerinden gönderilmişdir. İnsani vasıflardan uzak Haçlıların hasetleriyle Anadoluda her türlü kötü davranışı sergilemiştir

Anna Komnena’da şöyle anlatmıştır Bohemound ile Bizans İmparatoru I. Komnenos arasındaki mektuplaşmada Antakya’yı ele geçirmek için cefâ ve zorluklar çektiği, bitkin oldukları ve yiyecek bulmak için törenin yenmez kabul ettiği kedi, köpek, eşek, at gibi hayvanları yemişlerdir Haçlılar arasında yaşananlar kaynaklarda yazılmıştır. Seferlerin ilk anından itibaren orduda etnik ayrım yaşanmıştır. Atlılar Franklar, yaya olan Almanlar tartışmış kavga birbirlerini öldürmüşlerdir.Anna Komnena bir başka olayı anlatırken şu ifadeleri kaydetmiştir:*“Haçlılardan Normanlar, Anadoluda sadece Türkleri değil, Ermeni Rum ve Hristiyanları acımasız büyük bir kıyımdan geçirdiler. Hristiyanlığa büyük hizmetleri olan ve af dileyen Papazlar da vardı. Onlar vahşete Kızılırmak’tan başlayarak Amasya’ya dek devam etmiştir. ana kucağındaki bebekleri öldürüp şişe geçirerek ateşte kızartıp yediler Haçlıların Kudüsü Katlettiler Kudüs’ü istilâ eden Haçlılar 1096 da 70 bin Müslümanı kılıçtan geçirdi büyük katliamlar yaptılar Hazreti Ömer Câmii’ne sığınan 10 bin Müslümanı da şehid etdiler Müslümanların huzur ve güvenle yaşadıkları topraklar, Haçlıların işgaliyle mezbahaneye dönmüştü. 1.Haçlı Seferi’nde Müslümanları katleden Bouillon, etrâfındaki cânîlere Müslümanların etini pişirmelerini tavsiye eden Papa II. Urban’a yazdığı mektupta, Kudüs topraklarını Müslümanların kanlarıyla sulamaktan ve İsâ’nın rûhunu hoşnut etme”yi başarmaktan duyduğu sevinci, akılları donduran bir üslûpla şöyle bildirmişti:*“Kudüs’te bulunan bütün Müslümanları katlettik, malûmunuz olsun ki, Süleyman mâbedinde atlarımızın diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yüzüyoruz!.Üç gün boyunca Kudüsü kana boyayan, bütün Kudüs’ü Müslüman cesetleriyle dolduran, en kanlı cânîlere parmak ısırtan bu eşsiz örülmemiş vahşet, bir kaynakta şöyle tarif edilmişti:*“Kudüs şehri istilâ edilirken, öldürülen Müslüman kanının Haçlıların ayak bileği hizasına çıktığı söyleniyordu.”

Gaddarlığın ve vahşetin zirve yaptığı; insanlık tarihinin bir benzerine rastlamadığı, barbarlık numunesi Haçlıların Kudüs katliamı şu sözlerle anlatılmıştı:*“Katliam korkunçtu! Öldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor, atıyla gezenlerin üzerine sıçrıyordu. Akşam Haçlılar, sevinçten haykırarak kiliseye geldiler ve kana bulanmış ellerini âyin için uzattılar. 1119 te kendilerinden yardım istenilen Venediklilerin dinî bağlılık yerine Doğu’dan geleecek avantaj beklentisiyle Papa II Calixtus’un yardımına desteği Haçlı Seferleri'nin maddîyatının özüdür. maddî beklentilerle güç gösterilerinde bulunmuşlar bedellerini masum halktan almışlardır. Dımaşk, Gazze ve Kudüs, Haçlıların maddî beklentilerinin bedellerini kanla ödemiş ve büyük zayiâtlar vermişlerdir.Haçlıların Masum Kadın ve Çocukları Katletmiştir
Georges Duby Haçlı Seferlerine katılanları, aileden mahrum, sapık ve sapkın kişiler olarak tanımlamıştır onların vahşidir acıma duygusu yoktur
İlk Haçlı Seferi’ne iştirak etmiş bir şövalyenin, hâtıralarında görgü şâhidi olduğu malumat tüyler ürperticidir “Böyle bir katliamı o güne kadar hiç kimse ne duymuş, ne de görmüştür Ölüler piramitler şeklinde yığınlar hâline getirilerek yakıldı. Sayılarının ne olduğunu yalnız Tanrı bilir.
Haçlı birlikleri Anadolu’dan Antakya’ya ulaşırken yaptıkları vahşeti Anna Komnena şu sözlerle aktarır:*“Haçlılar, yol da Türklerle karşılaştılar. Birçok Türk öldürdüler çoğu bayan ve çocuktu. herkes canını kurtarma derdine düşmüş ve dağılmıştı.Bu olayı nakledenlerden biri de Müneccimbaşı’dır. *Müneccim Ahmed b. Lütfullah eserinde olayı aynen nakletmiştir, vahşetin boyutunun çok fazla olduğu bilgisini vermiştir.*İslâm kaynaklarından Azîmî Haçlı reisi Bohemoundun Antakyayı ele geçirmek için her türlü işkence ve vahşeti serbest kıldığını”*zikretmiştir. el-Bara şehrinde, büyük-küçük, kadın-erkek bütün şehir kılıçtan geçirilmiş; Hayfa’da şehri savunan Müslüman askerler ve ahâlinin bir haç etrafında toplanmaları sağlanmış ve hepsi vahşice öldürülmüştür. Trablus’taki katliamı ise, bir şövalye şöyle anlatır“Adamlarımız onları dağıttı ve birçoğunu öldürdü. Şehirde içeceğimiz suların tankları bile kan ile kirlenmişti”*Haçlılar, Kudüs’ü işgal ettikten sonra şehir insan cesetleriyle dolmuştu. Orta Çağ tarihçilerinden Carnotensis, gerçekleşen katliamdan şöyle söz ediyordu:*“Şövalye ve askerlerimiz, öldürdükleri insanların midelerini deşip, bağırsaklarının içlerini boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. evlere giren askerlerimiz, bir kişinin bile sağ kalmasına izin vermediler. bebeklerin ve yalvaran kadınların bile!*İslam kaynağı Ebu’l-Fidâ ise*Öldürülenlet Müslüman ileri gelenleri, âlimle ve mukaddes zâhidleriydi bilgisini vermiştir. Kan ve ete doymayan insan kasaplarının katliamı, aradan ne kadar geçerse geçsin tükenmemiştir. Bunun en büyük örneği Üçüncü Haçlı Seferi’ni başlatan İngiliz kralı Aslan Yürekli Richard’ın, bağışlayacağına söz verdiği üç bin Müslüman esiri zalimce katletmesidir Charles Mills, milletinin başındaki bu kana susamış canavarın, insanlığa sığmayacak kadar çirkin tavrını:*“Kanlı Richard, silâhsız ve savunmasız düşmanlarının boğazlanarak denize atılmalarını emretmiş, aşağılık hırsıyla büyük fidyeyle kendilerini kurtarma imkânına sahip kimseleri bu âkıbetten uzak tutmuştur”*diyerek kınamıştır.
Üçüncü Haçlı Seferi’nden sonra Selâhaddin Eyyûbî büyük bozguna uğrattığı Hristiyan ordusundan tek bir esiri bile öldürmemiştir onun insâfı ve vicdânı eşsizdir. O katletmek şöyle dursun, hepsini tek kuruş fidye almadan salıvermiştir
Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos’un kızı Anna Komnena,* “Barbarlar” diye târif ettiği Haçlıların vahşetinden söz ederken:*“En büyük eğlencelerinden rastladıkları Müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemekti ifadelerini kaydetmiştir.
Thomas Fuller çocukların çok küçük yaşlarda olduklarına dikkat çekerek; Boğazlanmamaları için yalvarmasını bile bilmeyen, henüz konuşmaya başlamamış çocuklardı, zayıflıkları, kahraman bir savaşçının karşısında bağışlanma sebebi olan kadınlar bile boğazlandı”*demiştir. Alman Tarihçi Heeren kendisi Hristiyan olmasına rağmen, insanlık tarihi boyunca Haçlıların yaptığı katliamların bir benzerine rastlanmadığını ifade ederek:*“Bunlar Moğollar veya dinsiz kavimlerin taşkınlıklarıyla meydana gelmiyor, onlardan daha da barbar olan Hristiyanlarca yapılıyordu!”diyerek ifade etmiştir. Haçlıların Kudüste yaptıkları katliam ve zulmü, Başpiskopos William ayrıntılarıyla tasvir ederek şöyle demiştir:*“Karşılaştıkları düşmanı, hiçbir ayrıma tâbi tutmaksızın yere serdiler. Her taraf kan gölüne döndü, her yerde parçalanmış kafalar vardı. Katledilenlerin cesetlerini çiğnemeden yürümek imkânsızdı. Komutanlar, şehre yaklaşmışlar ve tarifin âciz kaldığı bir katliam yapmışlardır Arkalarında, düşman kanına susamış ve kendilerini yıkıma adamış insan topluluğu Katledilen insan manzarasına, nefret duymaksızın bakmak imkânsızdı; her yerde ceset kol geziyordu.
Zemin kanla doluydu. kafası gövdesinden ayrılmış ve kötürüm edilen organlar bunlara bakan herkesin tiksintisini uyandıracak şekilde, her tarafa dağılmış cesetler manzarasıydı Bunlara bakmak, galiplere, katillerin kendisine bile korkunç geliyordu. Kafadan ayaklara damlayan kanlar, karşılaşan herkesi dehşete boğuyordu.

Mâbed’in duvarlarında yaklaşık on bin Müslüman yok edildi şehrin her köşesinde, caddelerde mahallelerdeki cesetlerin sayısı bundan az değildi Askerlerin geri kalanları, ölümden kurtulmak için dar girişlere ve ara yollara saklandı sefilleri aramak için aramadık yer bırakmadılar. halkın gözü önünde sürüklenerek koyun gibi boğazlandılar. çeteler evlere girerek aile reislerine, eşlerine, çocuklarına ve aileye her türlü işkenceyi revâ görmüşlerdir. kurbanlar, sefilce ölmeleri için ya kılıçtan geçiriliyor ya yüksek yerden kafa üstü yere atılıyordu. Her yağmacı yağmaladığı evin, sahibi oluyordu. şehrin zaptedilmesinden önce Haçlılar, şehri güç kullanarak ele geçirdi kim tecavüzle bir şey kazanırsa, onun mülkiyetine sahip olacağı konusunda anlaşmışlardı. Haçlılar şehri didik didik aradılar insanları pervâsızca katlettiler.

Dünya tarihinde farklı dinlere mensup milletler, ve ordular birçok kez savaştı Birçok olumsuzluk yaşandı ancak tarihde Hristiyan Haçlıların Müslümana yapdığı zulüm ve katliam kadar kötü ve insaniyetten uzak davranış görülmedi
İlk Dünya Savaşı denilecek kadar büyük ve etkili olan bu olaylar Avrupa ve Ortadoğuyu etkisine almış ve birçok devletin yıkılmasına yol açmıştır
Geçmişin istilâ ve kanlı savaşları günümüzde hukukî olarak sorgulanabilir olması mümkün görünmese de hafızalarda tazeliğini koruyacak ve vicdanlarda sorgulanacaktır.
tarih milletlere ışık tutar ve milletlere dâir en önemli yargıları teşkil eder.
Orta Çağın en önemli olgusu ve dünya tarihinin kırılma noktası olan Haçlı Seferleri iki farklı medeniyetin doğal bir çatışmasıydı ve Hristiyanların kutsal Kudüs’e ulaşarak burada İsa’nın kabrini Müslümanlardan kurtarma girişimi olarak gösterilsede esas amaç Anadolu’yu feth ederek boğazlara ilerlemiş olan Türk akınları durdurmaktı
Haçlı birlikleri Roma sınırlarını aşar aşmaz, kendi dinlerine ters gelen Ortodoks Hristiyanlarına saldırmışdır. Çevrelerini yakıp yıkarak ilerleyen Haçlılar, hayvan sürülerini gasp etmiş; kiliseleri kundaklamış, İstanbul surları dışında konakladıkları zaman başkentin varoşlarına saldırmış, yol güzergâhları olan İzmit Körfezi’ni dolaşarak Yalova köylerini basarak savunmasız halka işkence ve katliamda bulunmuşlardır.
Türklerin ile Avrupa ile zayıf ve güçsüz Bizans için tehlike olduğunun farkında olan Papalık, bu tehlikeyi önlemeye çalışıp.işgalci” ve vahşi Haçlıları toplamıştır katliamcı ve katil ordusunu zalim ve kâfir Batılılar bize kahraman”*olarak tanıtmıştır


Kaynak ilhami pektaş.com


ABD’NİN DÜNYADA YAPTIĞI KATLİAM VE SOYKIRIMLAR- Dr. İlhami Pektaş


250 yıllık tarihiyle yüzkarası olan ABD’nin zulüm ve soykırımları saymakla bitmez. Birleşik Devletler, bağımsızlığın ilanıyla topraklarını genişletmek amacıyla 1830 da çıkarılan “Kızılderili Tehcir Yasası” ile bölgedeki yerlileri kendi topraklarından çıkardılar.
ABD’nin devlet politikası olan Kızılderili soykırımı, Nazilerin Yahudilere karşı uyguladığı soykırımdan çok büyük bir soykırımdır. ABD Kızılderili başına 5 dolar ödemiştir. Ve o güzel insanları vahşi hayvanlar olarak tanıtıp Kızılderililerin imha edilmesi gerekiyor”, demişti Abd ye göre En iyi ölü yerlidir politikasıyla kıtayı binlerce yıldır yaşayan yerli halkın elinden zorla almıştır. ilk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulanmışdır. Sürgündeki Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırılarak yerlinin öldürülmesi sağlanmışdır. Kızılderili soykırımıyla Amerika’nın temelleri atılmışdır Dünyadaki en büyük soykırım suçlusu Amerika Birleşik Devletleri’dir. Tam yetmiş milyon Kızılderiliyi kendi vatanlarında katlettiler.

Abd demek; uygarlıkların ve kültürlerin yıkımı demektir. Mazlumların kanlarını emerek sömüren devlet, “demokrasi, insan hakları ve özgürlük” vaatleriyle kendi zihniyetini, sömürüsünü sürdürmeye devam ediyor. Amerika tarihi demek; işgallerin, savaşların, soykırımların, işkencelerin, haksızlıkların, kan ve gözyaşının tarihi demektir. Amerika yaptıklarını meşru göstermek için çizgi romanları, Hollywood ve yalancı tarih kitapları ile tüm dünyayı aldatmaktadır. Amerikan çizgi romanların, filim ve tarih kitaplarında Kızılderililer, kafatası avcısı, barbar, vahşi, saldırgan ve psikopat olarak dünyaya empoze edilmiştir. Halbuki vahşi, barbar, psikopat ve saldırgan olanlar bizzat kendileridir.

Kızılderililerden sonra ikinci sırayı afrikalı köleler alır. Köle ticaretinde 19. yüzyıla kadar toplam 34 milyon 500 bin Afrikalı ve Orta Doğulu köle ölmüştür Tarihin en büyük soykırımı Amerikanın keşfidir Amerikalılar en az 70 milyon Kızılderili’yi öldürdüler, 35 milyon insanı vatanlarından koparıp köle olarak kullandılar İngiliz raporlarına göre 1768′de Afrika’dan Amerika’ya İngilizler 60.000, Fransızlar 23.000, Hollandalılar 11.000, Portekizler 1.700 köle götürmüş, o yıl satılan köle sayısı 97.500’ü bulmuştur. 1787 de bu sayı 100.000 zenci köleye ulaşmıştır.

Amerika’da 1681 de 2 bin Zenci köle varken 1790 da 700,000, 1860 da ise 4 milyona yükselmiştir.* 16. yüzyılla 19. yüzyıla kadar toplam 15 milyon zenci köleleştirilerek Amerikaya Kölelerin can kayıpları düşünüldüğünde Afrika’dan koparılan ve gemilere yüklenerek getirilen zenci sayısı 35 milyondur
1977 de yazar Roger Garaudy “Batılılar 100 milyonu aşkın Amerika Yerlisini öldürerek dünyada benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından üç yüz yıl süren köle ticaretinde en az yüz milyon Afrikalıyı öldürerek bir başka akıl almaz soykırımı gerçekleştirmiştir.* demiştir. Tüm soykırımlarda Amerikaya yerleşen ve ABD’nin temelini atan batılılar vardır. baskıcı yönetim ve sömürü düzeni, ABD ekonomisinin büyümesine ve 1870 de dünyanın en büyük ekonomisi olmasına neden olmuştur.

I.ve II. Dünya Savaşında ABD büyük bir askeri güç haline geldi Nazilerin II. Dünya Savaşında yenilmesinin ardından, dünya ABD ve SSCB’den birisini seçmek zorunda kaldı.
Kızılderili ve afrikalıların 19. yüzyıla kadar soykırıma tutulmasından bugüne, kan ve vahşet imparatorluğu hiç değişmedi abd kanlı politikalarında ustalaştı ABD, hakimiyetini ve dış politikasını yalan ve aldatıcı politika arkasına sakladı Amerikan demokrasisi adıyla “İnsan hakları”, “Özgürlük” ve “Adalet” gibi kavramlarla kendilerini dünyaya şirin göstermeye çalıştılar
Dünyadaki tüm darbelerin arkasında ABD vardır. Latin Amerikalılar şöyle der : “Amerika kıtasında sadece ABD‘de darbe olmaz; çünkü sadece orada ABD büyükelçiliği yoktur.”

Amerika gerçekleştirdiği işgaller saldırı ve savaşlarla Tarihin yüz karasıdır kan, zulüm ve katliam imparatorluğudur ABD, başta Vietnam, Japonya ve Kore olmak üzere, Küba, Panama, Guetemela, Nikaragua, Meksika, Filipinler, Afganistan, Irak, İran ve Suriye’de yüz binlerce sivili öldürüp, dünya tarihinin en büyük vahşet ve katliamlarına imza atmıştır. 1898*de Meksika’yı işgal etti, aynı yıl Küba’ya girdi. 1921*de Nikaragua’yi işgal etti, Sandino ve 300 kişiyi katletti. 1945 HİROŞİMA VE NAGASAKİYE ATOM BOMBASI ATTI
ABD, 1945 te Japonya’ya iki atom bombası atarak yüz binlerce masum sivili öldürdü dünya tarihinin en büyük vahşetini ABD Başkanı Harry Truman Tarihin en büyük olayı” olayı diye yorumladı ancak bu katliamdır ABD’nin 6 Ağustos 1945 de Hiroşima’ya attığı atom bombası ile 140 binden fazla kişiyi öldürdü ABD, Hiroşima’dan üç gün sonra 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye 2.ci atom bombasını atarak 80 bin kişiyi yani toplamda 350 bin kişinin ölmesine ve binlerce insanın sakat kalmasına neden olmuştur.

DRESTEN KATLİAMI II.ci Dünya savaşından sonra Amerika ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmeleriyle Dresdene sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Saldırılarda çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü.
1950-1953 KORE SAVAŞI 1950 yılında,*3500*Güney Koreli siyasi mahkumun, ‘Kuzey saflarına katılabilirler şüphesiyle’, topluca öldürüldü bunu;*Amerika kışkırttı ve göz yumdu 1950-1953 te Amerikan savaş uçaklarınca üç yıl boyunca havadan bombalanan Kuzey Kore’de Solcular ve Sovyet müttefiki iktidarın birleşmesini engellemek için 4*milyon insan öldürülmüştür.

1950 GUATEMELA İŞGALİ Milliyetçilik programı izleyen Guatemala Başkanı Amerikan Dışişleri Bakanı John Dulles ve kardeşi CIA Başkanı Allen Dulles’ın büyük yatırım yaptığı United Fruit Company şirketini millileştirmişti. CIA, Nikaragua diktatörü Somoza’nın desteği ile Arbenz’i devirtti. Yerine Guatemala Silahlı Kuvvetler Başkanı Castillo Armas’ı geçirdi. darbede 200 bin sivil Guatemalalı öldürüldü.1953 İRAN DARBESİ ABD, 1953 te Moskova yanlısı İran Başbakanı Musaddık’ı darbeyle devirdi. Yerine Şah Rıza Pehlevi’yi getirdi. Şah, ABD’yi arkasına alarak, İran’ın tek yetkilisi oldu. 1 yıl sonra İran petrolleri için İngiliz, Fransız ve Amerikayla anlaşma yaparak ABD’ye borcunu ödedi. İran diktatörü*Şah Pehlevi*tarafından, ABD’nin ekonomik, siyasi ve askeri desteğiyle on binlerce İranlı infaz edildi.

1955 ENDONEZYA, LAOS, KAMBOÇYA
çok sayıda CIA operasyonu düzenlendi.
1950-59 da KÜBA KATLİAMI yapıldı
60.000 kişi ABD destekli Batista birliklerince katledildi. 1960 ta KONGO KATLİAMI yapıldı 1960 da CIA, Kongo’nun ilk bağımsız devlet başkanı olan, solcu ve sömürge karşıtı Lumumba’yı*öldürdü. Ve ABD yüz binlerce kişiyi öldüren gaddar Kongo diktatörü*Joseph Mobuto’yu*destekledi. ABD kaynak zengini bu ülkede meydana gelen 3 milyon ölümden sorumludur. Kendi ülkesinde ve Kongo’da öldürdüğü insan sayısı on binlere varan Ruanda diktatörü*Paul Kagame’yi* desteklemekte ve korumaktadır.
Soğuk Savaş ta Güney Afrika’daki ABD destekli apartheid rejiminin ellerinde on binlerce Siyah Afrikalı can verdi.

1961-1962 de KÜBA DARBESİ yapıldı
CIA’in Küba’da Castro’yu devirmek için planladığı Domuzlar Körfezi Operasyonunda 294 kişi öldü
1965-1966 ENDONEZYA KATLİAMI'nda
Abd Endonezya’daki demokratik yoldan seçilmiş solcu hükümetin devrilmesini tertip için Britanya ve Avustralya’yla çalıştı ve darbeyi 500 bin ila 1 milyon arası Endonezyalı köylü, işçi, aydın ve aktivistin ölümü izledi. Darbeci*General Suharto,*nun otuz yıllık otoriter yönetimi boyunca ABD’den büyük çaplı askeri ve ekonomik yardım aldı. 1975’te Suharto, Washington’daki destekçilerinden, Doğu Timor’u işgal için onay aldı. Endonezya ordusu, Abd ve köpeği İsrail’den gelişkin silah sistemler edinerek yoksul ada ülkesini ilhak etti ve en az 180 bin kişiyi öldürdü.

1970-75 KAMBOÇYA VE LAOS KATLİAMI nda Kamboçya ve Laos’ta 1 milyon kişiyi katletti. 1962-1975 VİETNAM SAVAŞI ve katliamında ABD ve müttefikleri tarafından 1962-1975 yıllarında gerçekleşti. 1963 te Güney Vietnam Başkanı Diem öldürüldü. ABD’nin, Vietnam Savaşında 3 milyon Vietnamlı hayatını kaybetti savaşda* Amerika’nın sivil halk üzerinde kullandığı zehirli portakal gazıyla soykırım yapmıştır 1973 te* Şili’de Amerika CIA destekli bir darbe ile Cumhurbaşkanı Salvador Allende yi devirdi. Şili darbesi ile ABD destekli cunta tüm Latin Amerika’yı sardı ve Küba devriminin etkilerini silmek için kirli bir savaş başladı. 1990 a kadar ülkeyi 17 yıl demir yumrukla yöneten Pinochet döneminde 80 bin insan hapse atıldı, 30 bin insan işkence gördü, 5 bin Şili’li sivil hayatını kaybetti.

1974-1983 te ARJANTİN KATLİAMI yapıldı Arjantin’de ABD tarafından desteklenip silahlandırılan rejim ve müttefiki ölüm mangaları, 1974-1983 yıllarında ülkede 30 bin insanı öldürdü.
1977 EL SALVADOR DARBESİ nde askeri yönetime destek verildi. 70 bin Salvadorlu öldürüldü. 1980 de CIA, Afganistan’ı işgal eden Sovyetlerle savaşmaları için Ladin ve örgütünü eğitti. 3 milyar dolar yardım etti.
1980-1988* İRAN– IRAK SAVAŞI nda
700 bin ölmüştür.*ABD, Fransa, İngiltere ve SSCB’nin kışkırttığı ve silah sattığı savaşta *ABD, Saddam Hüseyin’i destekledi. Irak’a, milyarlarca silah desteği verdi. 1985 – 1989 da ABD, lisanslı biyolojik ve kimyasal silahlarını Irak’a gönderdi silahlar Saddam tarafından İran’a ve Kürtlere karşı kullanıldı.

Nikaragua bir Orta Amerika ülkesidir. Ülke 1909 da ABD tarafından işgal edildi ve 1933 e kadar da ABD’nin toprak ağaları tarafından yönetildi. ABD o yıl ordusunu Nikaragua’dan çekti ve iktidarı Anastasio Somoza isimli işbirlikçisine bıraktı. 1981 de Başkan Reagan yönetimi, Nikaragua “kontra”larını eğitti. Nikaragua Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen ve finanse edilen devrim karşıtı Kontralar’ın başlattığı iç savaş ile 50 bin sivil hayatını kaybetti. Dört buçuk milyon nüfuslu ülkede 50 bin kişi öldü iç savaşta Sandinista hükümetinin kaynakları da tüketti. 1983 LÜBNAN KATLİAMI yapıldı Lübnan iç savaşında sırasında1983 Eylülünde Lübnan’da 14.000 deniz piyadesi binlerce kişiyi katletti.

1983 GRENADA İŞGAL edildi
Ekim 1983’te dönemin ABD Başkanı Reagan, ‘ulusal güvenliği, özgürlüğü koruma ve barışı sağlama’ söylemiyle Grenada’ya askeri müdahale yaptı yüzlerce kişiyi katletti. Orta Amerika’daki ABD destekli otoriter rejimler, Reagan’ın görevde olduğu iki dönem boyunca 300 binden fazla insanı öldürdü. 1989 da PANAMA İŞGAL edildi
CIA ajanı ve Panama Başkanı Noriega, Amerika’nın emirlerine karşı çıkınca ülkesi ABD tarafından işgal edildi. Noriega tutuklandı. 3 bin Panamalı sivil öldürüldü. 1991 de IRAK İŞGAL edildi
Sovyetlerin çökmesiyle, ABD kendisini yeryüzünün en büyük gücü olarak gördü. Sovyetler yıkıldığından bu yana kendisini süper güç gören ABD, müttefikleri ile bütün dünyaya terörün ne olduğunu gösterdi. İslam ülkelerini ve yöneticilerini kendisine bağladı.
1991 de ABD, Kuveyt’in işgaliyle Irak’a girdi. 6 haftada 85 bin ton bomba atdı. Ürdün Kızılay’ına göre savaşta 113 bin sivil Iraklı öldü. 1991’den 1998’e kadar kötü beslenme ve hastalık nedeniyle yarısından fazlası çocuk olmak üzere 1 milyonun üzerinde Iraklı hayatını kaybetti. ABD, Saddam paniği yaşayan Arap yarımadasına, milyonlarca dolarlık silah ve uçak sattı. 1991 de Birinci Körfez Savaşı olarak adlandırılan savaşta Irak’ı işgal edip çok sayıda katliama imza attı. binlerce sivili katleddi tarihe “ölüm otoyolu katliamı” olarak geçen saldırı oldu. ABD ordusu tarafından ağır bir bombardımana tutulan oto yoldaki binlerce araç içindeki insanlarla yanarak kül oldu.

1992-1995 BOSNA HERSEK KATLİAMI
Yapıldı Amerikan askerleri NATO operasyonuyla Balkanlar’a müdahale etti ve Yugoslavya’nın bölünmesiyle ortaya çıkan etnik çatışmaların parçası oldu. 1992’den 1995’e kadar süren “Bosna*Savaşında tarihte eşine az rastlanan katliamlar yapıldı 250.000 in üzerinde Müslüman Boşnak, Sırplarca BM ve tüm dünyanın gözleri önünde öldürüldü.1998 SUDAN SALDIRISI yapıldı 1998 de ABD, Sudan’da bir silah fabrikasını bombaladı Ancak fabrikanın sadece aspirin ürettiği ortaya çıktı.
2001 AFGANİSTAN* İŞGAL edildi
CIA ce eğitilen, örgütlenen ve beslenen Ladin’in, 11 Eylül 2001 de Dünya Ticaret Merkezi, Pentagon ve Beyaz Saray’ı hedef alan saldırılarından sonra Amerika Afganistan’ı işgal etti. 2001 de El Kaide’nin saldırısına karşılık Amerika, işgal sırasında Afganistan’da 150 bin sivilin ölmesine neden oldu.
*
2001’den günümüze “modern zamanların en büyük suçlusu ve teröristi Abd Afganistan, Pakistan, Somali ve Yemen’de 3,734 drone saldırısı düzenlendi ve 1,427 sivil dahil en az 10 bin kişiyi öldürdü. 2003 IRAK İŞGALİ nde ABD yanına Birleşik Krallığı alarak Irak’ın ve bir çok ülkeyi tehdit eden kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle Ortadoğu petrolünü gasp etmek, ve İslam dünyasının kalbinde müttefik ve askeri üs edinmek amacıyla* Irak’a savaş ilan etti. Bir milyondan fazla Iraklıyı katleddi ve 4.7 milyon Iraklı evini terk etmek zorunda kaldı*ikinci Körfez Savaşı’na ABD “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” adını verdi. Savaşa gerekçe gösterilen kitle imha silahlarından hiçbir eser bulunamadı.
2003* DARFUR DARBESİ yapıldı Darfur, Irak, Suriye ve Somali gibi güney, batı ve doğudaki farklı inanç ve etnik gruplarca işgal edilebilir özelikte bir bölge idi.* Buradaki serveti yağmalamak üzere bölgeye müdahale eden ABD ve müttefikleri katliamlar başlatdı. Sudanın*Darfur bölgesinde bugüne kadar 200-300 bin insan hayatını kaybetti.*2003’te başlayan silahlı ayaklanma nedeniyle, 2008 e kadar yaklaşık 30 bin kişi katliamdan geçirilmiş; 200 bin insan açlık ve sefalet nedeniyle ölmüştür. Yakılıp yıkılan yurtları nedeniyle 2 milyon 700 bin insan tehcir edilip mülteci kamplarında toplanmıştır. (BM) raporlarına göre savaş suçu nedeniyle toplam 300 bin insan ölmüştür.

2010- 2018 ARAP BAHARI 17 Aralık 2010 Tunus’ta bir gencin kendini yakmasıyla başladı ardından tüm Tunus halkının giriştiği eylemle Arap dünyasına bunalıma girdi Tunus Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Ürdün ve Yemen Arap baharından en çok etkilenen ülkelerdir. Tunus’ta ki olaylarda yüzlerce sivil öldü. 25 Ocak 2011’de Mısır’ın en büyük meydanı Tahrir meydanında Arap baharının yayıldı.*Ülkede büyüyen isyan nedeniyle Hüsnü Mübarek’in 1981’de ki yönetimi 11 Şubat 2011 de istifa etmesiyle son buldu. Ülkedeki protestoların artmasıyla 1 Temmuz 2013’te Mısır Ordusu yönetime el koydu. 30 Haziran 2013 ve 31 Aralık 2014 te 2.600 kişi darbe sonucu yaşamını yitirdi. Mısır’dan sonra Libya’da özgürlük sesleri yükseldi Libya’da ağır protestolar gerçekleşti. Günler geçtikçe ölenlerin sayısı arttı dünya kamuoyu tepki gösterdi NATO olaylara müdahale etti. Libya’da binlerce kişi öldü. Bugün Libya’da*iki ayrı hükümet, iki ayrı meclis*var. Karışıklık devam ediyor. ABD güdümlü İŞİD çetesi Libyayı katlediyor 2011’de Bahreyn’de özelleştirilen kaynaklar, gelirdeki eşitsizlik ve artan işsizlik oranı protestolarda en büyük etkendir Hükümet başlatılan eylemlere çok sert karşılık verdi. Hükümetin sert tepkisi protestonun büyümesine sebep oldu. Ülkede karışıklıklar devam ediyor.

akakdeniz
11-10-2018, 13:56
Teşekkürler paylaşımlar için.

murataltug1985
11-11-2018, 21:49
Kaynak ilhami pektaş.com

ABD’NİN KATLİAM VE SOYKIRIMLARI

2011’de yolsuzluk, yoksulluk,* işsizlik gibi sebeplerle Yemen’in başkenti Sana’da isyan başladı Şiilerin yemene karşı uygulamalarından Mansur Hadi’nin duyurusuyla Körfez ülkeleri ve 10 ülke olaya el koydu. Amerika, Suud ve Mısır gibi ülkeler İran yanlısı gruplara operasyonlar için destek verildi Arap ülkelerinden Cezayir*ve Ürdün’ün iktidarları Arap baharına karşılık halkın isteklerine olumlu cevap verdi. Fakat iki ülke her an kendini Arap Baharının içinde bulabilir. ABD ve Batının özgürlük vaatleri zulüm, kan ve ölüm getirmiştir. Arap Baharı’nın bilançosunu vermek mümkün değildir tüm bölge kaos ve kargaşaya teslim olmuş yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiş yaralanmış ve evinden olmusdur

2011-2013 MISIRDA* ARAP BAHARI VE ASKERİ DARBE yapıldı 25 Ocak 2011’de 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimi devrildi ve tüm dünya ile Mısır halkı bunu ayakta alkışladı. Arap uyanışı Tunus’ta başladı Mısır’da rejimin uyguladığı şiddete karşı sivil direniş, Tahrir Meydanı’nı ‘Arap Baharı’nın simgesi yaptı. Seçimlerde Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi sandıktan zaferle çıktı Demokrasiyle başa gelen ilk Mısır Cumhurbaşkanı’ydı. * Mısır’da Arap Baharı başlıyordu ama 1 yıl sonra darbe yapıldı. ABD, İsrail, batı ve arap müttefiklerinin desteklediği darbede binlerce kişi öldü. 2011-2018 SURİYE ARAP BAHARI Suriye’de iyi şartlar altında yaşamak isteyen halk, Esadı protesto etti Esad’ın cevabı çok acımasızdı.*Suriye’'deki iç Savaş
2011’den buyana dinmedi. Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Ülkede yaşam zorlaştı birçok Suriyeli kaçarak, başka ülkelere sığındı. 5 milyon Suriyeli dünyanın çeşitli yerlerine sığınmacıdır Bunun 3 milyondan fazlası Türkiye’yededir

2014 te El Kaide’den ayrılan İŞİD Suriye ve Irak’ta örgütlendi Şimdilik İŞİD’in Suriye’den çıkarıld ABD, Suriyenin kuzeyinde PKK-PYD’yi silahlandırıp kendi güdümünde devlet kurmaya çalıştı muhalifler, Amerikan desteğindeki PKK-PYD ve Sovyet desteğindeki Esat rejimi olarak Suriye’nin 3 e ayrılması gündeme geldi. ABD, Suriye ve Irak için kiralık askerler ve silahlandırdığı çetelerle Orta Doğuyu yönetiyor. ABD DESTEĞİNDE İSRAİL FİLİSTİNDE ZULM VE KATLİAM YAPIYOR Filistin halkı yıllardır İsrail zulmü altında eziliyor. Filistin’de İsrail birçok savaş suçu işledi batı buna ses çıkarmıyor ve ABD tarafından destekleniyor.*ABD’nin yardım edip İsrail hükümeti, yüz binlerce Filistinliyi öldürdü. İsrail ABD yardımının önde gelen alıcısı olup, demir yumrukla Filistinlilerin üzerine korkunç bir ırk ayrımı ve yerleşim rejimi dayatıyor
Amerika dünyada barış ve güvenliğin en büyük tehditi

ABD savaş ve kaosda Türkiye ye kirli stratejiler uygulamıştır. Bunlar teröre silah yardımı, askeri eğitim, darbelerdir PKK-PYD, YPG, İŞİD, DAEŞ El Kaide, Peşmergeler, gibi örgütleri. Türkiye ye karşı kullanmış ülkemizin gelişmesini istemeyen ABD ve Müttefikleri 1960, 1980 darbeleri, 28 Şubat teknolojik engeller, ambargolar ve PKK terörünün desteklenmesi gibi faaliyetlerle Türkiye’ye zarar vermişlerdir. Libya’dan başlayarak Çad, Nijerya ve Kongo’ya uzanan enerji havzalarının ABD’nin 2015 te enerji ihtiyacının dörtte birini temin edeceğini gösteriyor.*Somali, Çad, Kenya, Sudan ve Nijerya’da ki krizler, ve jeolojik araştırmalar Batı Afrika’daki petrol rezervinin 60 milyar varil olarak belirliyor Afrika petrolünü elde etme amaçlı Amerikan-Çin-Fransız rekabeti kızışdı. ABD’nin ithalata bağımlı petrol talebinin bugün yüzde 16’sı Afrika’dan karşılanıyor. 2015’te bu oranın yüzde 25’e çıkarılması hedefleniyor. ABD’nin yakın zamanda Afrika iç çatışmalarıyla Orta Doğu’da olduğu gibi bölgeyi ele geçirme planları var. 15. yüzyıldan itibaren sömürgeciliğin, köleliğin ve madenlerin coğrafyası, bolluk içinde kıtlığın kara kıtası Afrika; emperyallerin gündeminde ön sırada yer alıyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 10’unu, hidro enerji kaynaklarını, altın, elmas, kobalt, gibi değerli madenleri barındıran Afrika; dünyada emperyalist kamplaşmanın netleşmesiyle önemini arttırıyor. Amerika 1999 dan günümüze kadar Afrika’daki faaliyetlerini yoğunlaştırdı.

ABD, Fransa ve İngiltere gibi emperyaller, bölgede mücadelesine devam ediyor. ABD’nin Afrika’ya yönelik müdahale planları, 2008 de kurulan AFRICOM’la yeni bir boyut kazandı. Merkezi Almanya’nın Stuttgartda bulunan AFRICOM da 4 bin asker, hedefinde ise 54 Afrika ülkesi bulunuyor.ABD, *tüm dünyaya barış ve özgürlük vaadiyle kan, gözyaşı, acı ve ölüm getirerek ülkeleri kaosa sürükleyip bölünmelerine yol açarak bölgeyi kontrole alıyor ve tüm zengin doğal kaynak yatakları ele geçiriyor.
yaptığı tüm işgal ve soykırımlarından anlaşıldığı üzere ABD, dış politikasını kendi çıkarları ve yalana dayalı “İnsan Hakları, Özgürlük ve Adalet “sloganlarıyla kan, gözyaşı, acı ve soykırımlarla gerçekleştirmiştir.
Menfaatleri için Kızılderileri yok eden, Afrikalıları köle olarak kullanan, atom bombası ve kimyasal silahlarla katliamlar yapan ülkelerdeki etnik gruplardan faydalanarak birbirine düşürmeyi, kardeş kavgalarını, ülkeleri bölmeyi ve dünyaya şirin görünerek Bm ve NATO, İnsan hakları , IMF ve Dünya Merkez bankasını yöneterek kullanmıştır. müttefik dediği İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeleri yanına alarak tüm dünyaya meydan okumakta eşkiyalık yapmaktadır. Kendisine kafa tutan ülkeleri müttefikleri ile beraber ekonomik krizlerle çetelerle dize getiren ABD bir gün mutlaka yaptıklarının cezasını çekecektir. Gün gelecek işgale uğrayan ülkeler birleşerek bunlara hak ettikleri en güzel cevabı verecektir. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak.
*
Kaynak ntv.com

ABD tarihinin en büyük katliamları


ABD’nin Las Vegas kentindeki konsere silahlı saldırı düzenlendi.50 kişi hayatını kaybederken, 200 kişi yaralandı. Saldırının şokunu yaşayan ABD'de silahlı saldırılar son yıllarda arttı.
ABD’de 2007’den bu yana çok kişinin hayatını kaybettiği en az yedi silahlı saldırı yaşandı.Connecticut eyaletinde bir ilkokulu basan saldırgan 20'si çocuk, 27 kişiyi katledip sonra intihar etti.
18 Mayıs 1927 de “Tarihe Bath School faciası” olarak geçen katliamda, 7-14 yaş arası öğrencilerin eğitim gördüğü okulun mali müdürü Kehoe, kendisi ve karısı dahil 45 kişiyi öldürdü, 58 kişiyi yaraladı. Okulun inşası için alınan emlak vergisinin, sahip olduğu çiftliğin ipotek edilmesine neden olması üzerine çıldıran Kehoe, aylar boyunca okul binasını dinamitle doldurarak patlayıcı düzeneği kurdu. 18 Mayıs 1927 sabahı, evde karısını döverek öldürdü, ardından çiftlik evini dinamitle havaya uçurdu. okula giderek kurduğu düzeneği ateşledi ve 38’i çocuk, ikisi öğretmen, 45 kişiyi öldürdü. Bath School faciası, ABD tarihinin en büyük okul katliamıdır l

5 Eylül 1949 New Jersey’in Camden kentinde, İkinci Dünya Savaşı’na katılmış bir asker olan Howard Unruh, 13 komşusunu vurarak öldürdü. Akli dengesi olmadığı anlaşıldı akıl hastanesine kaldırıldı. 1 Ağustos 1966
25 yaşındaki Charles Whitman, Austin kenti Texas Üniversitesi’ndeki saat kulesine çıkarak 16 kişiyi vurarak öldürdü. 30 kişiyi de yaraladı polis tarafından ateş açtığı kulede vuruldu. , katliam öncesinde annesini ve eşini öldürdü 25 Eylül 1982 Pennsylvaniada 40 yaşındaki gardiyan George Banks, beşi kendi öz çocuğu olan 13 kişiyi öldürdü. Banks’in ölüm cezası, 2010 da iptal edildi. 18 Temmuz 1984 California da 41 yaşındaki James Huberty, McDonalds restoranını basarak 21 çocuk ve yetişkini öldürdü. Bir keskin nişancı, Huberty’yi vurarak öldürdü.

16 Ekim 1991 Texas ta Killeen kentinde, 35 yaşındaki George Hannard kamyonetini bir restoranın duvarından içeri soktu. kalabalığa ateş açan Hennard, intihar etmeden 23 kişiyi öldürdü. 20 Nisan 1999 ABD nin en çok akılda kalan okul katliamlarından biri 1999 da, Coloradoda Columbine Lisesi’nin iki öğrencisi Dylan Klebold (17) ve Eric Harris (18), silahlar ve bombalarla okulu bastı 12 öğrenci ile bir öğretmeni öldürdü. 23 kişiyi yaralayan iki öğrenci, intihar etti.
16 Nisan 2007

ABD’nin yaşadığı en büyük katliamlardan birini, Kore asıllı 23 yaşındaki Seung Hui adlı öğrenci gerçekleştirdi. Cho, Virginia Üniversitesine iki ayrı baskın düzenleyerek 32 kişiyi öldürdü, çok kişiyi yaraladı. Düzenlediği eylem beş saat süren Cho intihar etti. 10 Mart 2009 Alabama eyaletinde, 28 yaşındaki Michael McLendon 10 kişiyi öldürdükten sonra intihar etti. Öldürdüğü kişilerde annesi, büyükannesi ve büyükbabası ile halası ve amcası da bulunuyordu. 3 Nisan 2009 New York eyaletinin Binghamton kasabasında, 41 yaşındaki Jiverly Wong göçmen bürosunu basarak 13 kişiyi öldürdü ve intihar etti.

5 Kasım 2009 Binbaşı Nidal Malik Hasan, Texasta Fort Hood üssünde 13 kişiyi öldürdü, 32 kişiyi yaraladı.9 Ocak 2011 Arizona eski Kongre üyesi Demokrat Partili Gabrielle Giffords, kamu etkinliğinde silahlı saldırıya uğradı. 22 yaşındaki saldırgan Jared Loughner, altı kişiyi öldürdü, Giffords’ın da aralarında olduğu 13 kişiyi yaraladı. Demokrat olmasına rağmen kamu alanlarında silahı savunan bir vekil olan Giffords, başından vurulmasına rağmen hayatta kaldı ve sağlığına kavuştu.
8 Temmuz 2011 Michiganda “eski sevgilileri ve akrabalarının” peşine düşen Rodrick Dantzler, yedi kişiyi öldürdük üç kişiyi rehin aldı. intihar etti.

13 Ekim 2011 Californiada cinnet geçiren Scott Dekraai, eski eşinin kuaförünü bastı. Sekiz kişiyi öldürüp bir kişiyi yaraladı, katliam sonrası polise teslim oldu. Saldırganın eski eşi izinli olduğu için kurtulurken, iki kuaför çalışanı hayatta kaldı. 20 Temmuz 2012
Denver kentinde 24 yaşındaki James Holmes, “Batman: The Dark Knight l filminin galasını bastı. Filmin 20’inci dakikasında salona gaz bombası attı ilk seyircilere ateş açtı. 12 kişiyi öldüren Holmes yakalandı.14 Aralık 2012
ABD Connecticut'ta okul baskınında 20 yaşındaki Adam Lanza, 27 kişiyi öldürüp intihar etti. silahlanmanın yaygın olduğu ülkede benzer olaylar sık sık meydana geliyor. ABD son 15 yılda 13 kanlı okul baskınında 85 öğrenci, öğretmen ve okul çalışanı yaşamını yitirdi.

12 HAZİRAN 2016 Florida gece* kulübü saldırısında 49 kişi öldü, 53 kişi yaralandı. Afgan asıllı 29 yaşındaki zanlı çıkan çatışmada öldürüldü, saldırıyı IŞİD üstlendi. 2 EKİM 2017 ABD Las Vegasta bir konsere silahlı saldırı düzenlendi. 50 kişi hayatını kaybederken, 200’den fazla kişi yaralandı. Saldırgan ölü ele geçirildi.*Las*Vegas'taki*saldırı, ABD'de en fazla ölüme sebep olan silahlı saldırı


Kaynak düşünce mektebi.com


ABD'nin 'yanlışlıkla' yaptığı katliamlar

Amerikan uçakları Halep'in Cina köyü yakınlarında bir camiyi vurdu. 200 kişi namaz kılıyordu ABD, 60'dan fazla sivili öldürdü. Pentagon Sözcüsü Jeff Davis, ABD savaş uçaklarının camiyi hedef almadığını, El Kaide üyelerinin buluşma yerini vurduğunu söyledi. ABD' son yıllarda Ortadoğuyu katlediyor ve buna 'yanlışlık diyor ABD Afganistan, Pakistan, Yemen ve Suriye'deki sivilleri katleddi: AFGANİSTAN'DA 2007 de 136 SİVİL katledildi ABD Taliban'ı hedef alıp yaptığı hava saldırılarında 90 sivili öldürdü ABD'nin Afganistan'daki saldırıları, NATO ülkelerinin tepkisini çekiyor.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta 2007 de sivil binayı hedef alan ABD hava saldırısında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 10 kişi hayatını kaybetti. ABD 4 Mayıs 2009'da B-1 bombalarıyla Afganistan saldırısında 140 kişiyi öldürdü Afganlar saldırıda sivillerin katledildiğini açıkladı ABD operasyonda Taliban savaşçılarını öldürdüğünü iddia etti. Ancak ABD askeri yetkilileri sivil katliamı kabul etmek zorunda kalarak, saldırıda kurallara uyulmadı ve bu da sivil kayıplara yol açmış olabilir" şeklinde skandal bir açıklama yapdı. ABD BİLE BİLE HASTANE VURMUŞTUR Afganistan'ın Kunduz eyaletinde Taliban'la güvenlik arasındaki çatışmalara havadan katılan ABD uçakları, Ekim 2015'te Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne ait hastaneyi yarım saat bombaladı. katliamda, aralarında doktorların da olduğu 9 sağlık görevlisi ile 3'ü çocuk 7 hasta hayatını kaybetti. ölü sayısı 20 ye çıkdı. (BM), Afganistan'ın Kunduz kentinde Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütünün (MSF) faaliyet gösterdiği hastanenin vurulmasının "affedilemez" olduğunu ve "savaş suçu" sayılabileceğini bildirdi.

KUNDUZ'DA YİNE YANLIŞLIKLA KATLİAM...yapan abd 4 Ekim 2015'te "Taliban ile mücadele" gerekçesiyle Afganistan'ın Kunduzda sivil katliamı yaptı. Afganistan Kunduz vilayetinde Taliban'a karşı gerçekleştirilen operasyonda, ABD sivilleri bombaladı. 30 sivil hayatını kaybetti ölenler kadın ve çocuktu RAKKA'DA SİVİLLERİ BOMBALADI Suriye İnsan Hakları Gözlemll Örgütü'nün (SOHR) haberine göre, Rakka ya ABD nin gerçekleştirdiği hava saldırısında 20 sivil öldü, 30'dan fazla sivil yaralandı. ABD: EL KAİDE ZANNETTİK dedi ABD Askeri Komuta Merkezi, Yemen'de 'El-Kaide operasyon'unda sivilleri öldürdü ABD yapıtığı açıklamada, "Yemen'de ABD komandolarınca yapılan saldırıda siviller ve çocukları öldürmüş olabiliriz" ifadelerini kullanıldı. Yemenli yetkililer daha önce, Beyda'ya yapılan saldırılarda 8 kadın 8 çocuk 16 sivilin öldüğünü açıklamıştı.

Kaynak ayrıntılı haber.com

Fatih Oruç - Amerika’nın kızılderili katliamı

Sömürgecilik, güçlü bir ülkenin kendisini daha güçlü kılmak ve zenginleştirmek için daha zayıf ülkenin kaynaklarını kullanması. (TDK) İnsanlık tarihinde derin ve karanlık izler bırakan sömürgecilik, Batı uygarlığınındır
Dünyada en büyük sömürgeci, katliamcı ve soykırım suçlusu Amerikadır
kendisine ait olmayan devletlerde etnik, mezhepsel fitneler çatışma ve savaşlar çıkartmışdır.

ABD milyonlarca Kızılderiliyi katletmiş bu soykırım için gözlerini kırpmamıştır İspanyol tarihçi ve papaz Bartolome de Las Casas, “Kızılderililer nasıl yok edildi eserinde diyor ki;*Amerika yerli halkının, Kolomb’a ve Avrupalılara karşı gösterdiği misafirperver ve cömertlik onları büyülemişti. “bu misafirperverliğe karşı Kolomb, ve Avrupalılar düşmanlıkla, ihanetle ve alçaklıkla cevap verdi Kızılderilileri öldürüyor, köle olarak ağır işlerde çalıştırıyor satılmak üzere Avrupa’ya gönderiyorlardı.
Kızılderililer, kendi vatanlarında ezildiler, köle oldular, öldürüldüler ve soykırıma uğradılar.*ülkelerini talan ettiler ocaklarına ateş düşdü, insanlarını kan ve gözyaşına boğdular. O tarihten 1886 ya kadar süren katliamda, milyonlarca Kızılderili ortadan kaldırıldı. 20 ile 70 milyon arasında Kızılderili soykırıma uğradı katliam ABD’nin resmi politikası idi. ABD Kızılderili kellesi getiren vatandaşına her kelleye 5 dolar veriyordu. insanlar kafatası avcılığını meslek haline getirdi Devletin resmi binaları Kızılderili kafataslarıyla dolmuştu. İlk biyolojik silahı Kızılderililer üzerinde denediler. Sürgündeki Kızılderililere yardım battaniyelerine çiçek mikrobu bulaştırıp birçok insanı öldürdüler.Kızılderililer yemesin, açlıktan ölsün diye başlıca yiyecekleri olan bizonları toptan öldürdüler Bartolome de Las Casastarafından yazılan Amerika kıtasının nasıl ele geçirildiğini anlatan Kızılderili Katliamı’ adlı eserde zulm şöyle anlatılıyor: *“Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardılar Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar...” Kızılderili cesetleri köpeklere yem olarak atılıyor.Kadınları sıra halinde direk ve ağaçlara, çocukları da onların ayaklarına asılıyordu... ABD’li bir komutan olan John J. Pershing, “En iyi Kızılderili, ölü Kızılderilidir” demiştir. Bu söz, Amerikan vecizesi haline gelmiştir.

ABD’liler Kızılderili katliamlarını meşru göstermek için çalışıp Kendilerini aklamaya çalışan Hollywooddan tutun da yalancı tarih kitaplarına kadar. Kızılderililer, kafatası avcısı, barbar, vahşi, saldırgan psikopat şeklinde resimlendirilmiş ve dünyaya böyle empoze edilmişti ABD’yi vahşi Kızılderililerle savaşan kahraman kovboyların ülkesi olarak sunuyorlardı.
Amerika tarihi işgallerin, savaşların, soykırımların, işkencelerin, kan ve gözyaşının tarihidir

Amerika demek; uygarlıkların talanı ve kültürlerin yıkımı demektir. Mazlumların kanlarını emerek sömüren devlet, “demokrasi, insan hakları ve özgürlükle zihniyet sömürüsünü, politikasını sürdürmeye devam ediyor. ABD de cephesinde değişen yeni bir şey yok. Yeni Dünya Düzeni” ni okumak için, geçmişi hatırlamak ve bugünlere nasıl gelindiğini anlamak, yol haritasını çizmek için elzemdur Kızılderili atasözü derki “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

ABD TAM 70 MİLYON KIZILDERİLİYİ KATLETTİ Dünyada en büyük soykırımcı Amerikadır. yetmiş milyon kızıl deriliyi katl ettiler 70 milyon insanı gözü kırpmadan, 65 milyon bizonuda sırf kızılderililer yiyor, yemesin aç kalsın diye ÖLDÜREN Bir inanç Tüm Dünyaya kendini demokrasi diye tanıtırken, kendisine karşı olan Her İNANCI terörist olarak yaftalıyor....Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalarda sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD, kanlı tarihini ve soykırımlarını unuttu Ama tarih unutmuyor. Amerikanın kanlı tarihini açtığımızda, karşımıza ilk olarak Kızılderili katliamı çıkıyor. Kolomb’un 1492 de keşfinden sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın soykırımıdır. O tarihten 1886 ya kadar süren katliamda, 70 milyon Kızılderili katledildi İlk biyolojik silah kızılderililere kullanıldı ABD’nin resmi politikası olan Kızılderili soykırımı, Nazilerin Yahudilere uyguladığı soykırımdan çok daha büyüktür ABD’nin Kızılderili kellesine 5 dolar ödemişti. binalar Kızılderili kafataslarıyla dolmuştu. İlk biyolojik silah, Kızılderililerde uygulandı Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım battaniyelerine çiçek mikrobu bulaştırılarıldı çok sayıda insanın öldürülmesi sağlandı. Kızılderililerin açlıktan ölmesi için baş yiyecekleri olan bizonların ölmesi sağlandı Ancak ABD soykırım için ilginç bir savunma yapıyor: “Sonuna kadar öldürmedikçe soykırım sayılmaz!” Sığır gibi vurdular ’Yaralı Diz Katliamı’, Lakota Siuları ile Amerikan askerleri arasındaki son büyük çatışma 29 Kasım 1890’da Birleşik Devletlerin beş yüz kişilik 7. Süvari alayı Lakota yerlilerinin kamp yerlerini çevirmiş ve çatışmada, Kızılderili şefi Koca Ayak’ın da 62’si kadın ve çocuk toplam 153 Siu öldürülmüştü.

1890’da Wounded Knee’deki Siu katliamı Kızılderili özgürlüğünün sonu oldu. Katliamı yaşayanlardan biri olan Gelincik Louise in şu sözleri vahşeti anlatmak için yeterli: “Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. “SİU KABİLE ŞEFİ KOCA AYAK
ABD askerleri katletikleri Kızılderelileri bir çukura gömüp Organlarını kopardılar
Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardılar Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda yarıştılar...”
Kızılderililer Silahları ilk kez abd ile gördüler

Amerikayı keşfeden Kolomb’un günlüğüne göre Kızılderililer, ”Keskin silahları ilk kez gören, kötülüğü tanımayan ve silahı olmayan“ bir ulustu. dünya nüfusunun 5’te biri Kızılderiliydi. Ancak bugün, soykırımlarla yok edildiler abd tarafından imha edildiler
ABD...kovboyları. Amerikan filmlerinde hep “kötü” Kızılderililere karşı savaşan “kahraman” kovboyların ülkesi. Olarak lanse etti Avrupa’dan gelen “beyaz adam” Amerika’da boy gösterdiğinde, ABD’nin topraklarında Kızılderililer kabileler ve aşiretler vardı sömürgeciler, onların vatanlarını işgal etti, topraklarından sürdü. Beyaz adam Amerika’yı binlerce yıldır yaşayan yerli halktan zorla almıştı. Kızılderili soykırımıyla Amerika’nın temelleri atıldı. Kıtanın sahibi olan yerliler, kıtayı atalarından devralmış, fakat toprakları çocuklarına miras bırakamamıştı.

Kızılderililere tahammül edemeyen zorbalar; onları “halk” olarak görmüyordu. ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı Washington’un sözleri bunu doğruluyordu. Washington, yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, “Bu vahşi hayvanların tamamen imha edilmesi gerekiyor” diyordu. ABD’nin bir başka Başkanı Roosevelt de “Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10’da 9’u öyledir” dedi
Son savaşçı Geronimo işkence ile öldürüldü En ünlü Kızılderili şefi Geronimo, halkının zarar görmemesi için kendini feda etti Kendi öz dilinde ’Gokhlayeh’ olarak bilinen ünlü Kızılderili lideri Geronimo, Yeni Meksikada 1829 da doğmuştu. Şef Mahko’nun torunu Geronimo, Apacheler in en çok saygı duyulan kesimi Chiricahua ve aynı zamanda şefi olan Juh isimli kayınbiraderiyle bağlantılıydı. Geronomi, Apachelerin son savaşçıydı. Beyazlara karşı mücadele veren bir kahramandı Amerikalı ve İspanyollar da bölgeye akın etmişti. Geronimo’nun hayatındaki en kötü anı bu dönemde gerçekleşti.
En ünlü Apache şefi 1858 de eve döndüğünde, eşi, annesi ve 3 çocuğunu İspanyollar öldürmüştü. Geronimo, beyazlara nefret duymuştu intikam ateşi Apacheler arasında yayıldı . Arizona ve New Mexico’da ki beyazlaea Apache kanı korku saldı. Geronimo, bir şamandı. Apacheler , ona saygı duyuyordu. 1870’de yakalanıp San Carlos’a götürüldü. Defalarca kaçmasına rağmen yakalandı. özgür ruhlu Geronimo, tutsak yaşayamazdı. kaçmayı başardı. 1885’teki kaçışından 1894’ e kadar Geronimo bulunamadı. 24 adamı ile 5 bin Amerikan süvarisinden kaçan Geronimo Dumanlı Dağlar’a sığındı Dağları didik didik arayan süvariler Geronimoya rastlayamamıştı. Hırsını alamayan askerler, köylere kadın ve çocukları saldırdı. Geronimo dayanamadı halkına zarar gelmemesi için teslim oldu. 1909 da savaş mahkumu olarak Oklahoma’da işkence edilerek öldürüldü. Geronimo’nun sembolik mezarı Fort Sill-Oklahoma bölgesindedir. Apachelere göre Geronimo kutsal topraklar olan Dumanlı Dağlar’dadır.


Kaynak ilhami pektaş.com


İNGİLİZLERİN KATLİAMLARI

dünya ülkelerinin yaklaşık %80’i İngiltere tarafından işgal edilmiştir.** İngiltere’ye “güneşin batmadığı yer” denmesinin sebebi İngiltere’de güneş battığında, İngiliz sömürgesi olan başka bir ülkede doğuyor olmasındandır. İngilizlerin bu zamana kadar hiç işgal etmediği 22 şanslı ülke vardır. bu ülkeleri de abd işgal etti.İngilizler’e göre insanlar üçe ayrılır İngilizler, Tanrı’nın yarattığı en mükemmel insanlardır. Beyaz derili Amerikalı ve Avrupalılar İngilizden sonra gelir. Bunların dışında kalan grup ise III. sınıf köledir. Bunlara saygı duyulmaz, İngilizlere hizmet etmek ve vatanlarıyla birlikte sömürülmek için yaratılmış kölelerdir.

imparatorluk döneminde 20’den fazla soykırım yapılmış ama tarihte yer almamıştır. Dünyanın % 80’nine giren, o işgal eden ve sömüren bir ülkenin katliamları çok kabarıktır buna rağmen İngiliz katliamları tarihten silinmiştir.
İngiltere yaptığı işgallerle dünyada büyük soykırımlara imza atmıştır. İngilizlerin yaptığı soykırımlar sadece Afrika ile sınırlı kalmayıp, Hindistan ve Avustralyaya da yayılmıştır. tüm dünyanın gözleri önünde 1800 ile 1960 yıllarındaki katliamlarıyla 2 ile 5 milyon arasında insan ölmüştür 1675 te Kral Philip Savaşında Norrogonsettler ve Wonpanoaqlar gibi kabileler acımasızca yok edildiler. bu katliamda* İngiliz askerler yaralı, erkek, kadın ve çocuk demeden öldürdüler, kampları ateşe verip yaktılar 17. yüzyıl vahşeti ve Kızılderili avı İngilizler için popüler bir spordu.* onlara göre öldürme ve kıyımlar Tanrı’nın iradesinde yapılıyor ve “Efendimiz İsa, onları önünde diz çöktürüp kahretti.” deniyordu.

17. ve 18. yüzyılda sömürgeciler, servet ve macera peşinde koşan Avrupalılarca Amerikaya büyük göçler oldu. Kıta’nın yerlilerini katlederek topraklarına el koyan sömürgecilerin çoğu İngiliz, Fransız, İspanyol, Portekiz ve İtalyan’lardı. hakim güç ise İngilizlerdi. Sömürgeciler bölgeleri paylaşarak koloniler oluşturdular. ABD nin temeli sömürgeci katliamcılar tarafından atıldı. ABD’nin temeli emperyalizm kan, vahşet ve katliamdır. ABD ve İngiltere inşa ettiği ve ruhuna işleyen kanlı yapıyı dünyanın her yerinde sürdürmektedir.
1876 da, acımasız İngilizlerin başlattığı açlıkta, 12 ile 29 milyon Hintli öldü. Ölülere acımayan İngiltere’nin Hindistan Valisi Lord Lytton, İngiltere’ye tahıl sevkiyatını sürdürdü. Afganistan savaşını finanse için, açlık içindeki fakir halktan zorla vergi topladı.
*
Aborjin’in sayısı 750 bin iken, 15 yıl süren İngiliz soykırımında 31 bine düştü. *İngilizlerin tarihteki ilk soykırımı Aborjin katliamı 1804-1890 da 720 bin kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır. Bu ilk modern soykırımdır Avustralya ve Tasmanyadaki *çatışmalar yerleşimci asker memur haydut ve Yerliler arasında geçmiştir. Yüzyıl süren çatışmalarda yerliler tüfeklerle vurulmuş, kadınlara tecavüz edilmiş, işkence ve zehirli unla öldürülmüş, çocuklar çalıştırılmak üzere kaçırılmıştır. insanlar üzerinde biyolojik savaş uygulanarak katliamlar yapılmıştır. 1910 ile 1970 te çocukların 3’te 1’i ailelerinden zorla alınmıştır. 1997 Avustralya İnsan Hakları Komisyonunca Aborjin’lere karşı soykırım uygulandığı resmen açıklandı.

İngiltere I.dünya savaşında Avustralya ve Yeni Zelanda’dan getirdiği askerleri ve Anzakları Türklerle savaştırdı Türk esirleri Seydibeşir esir kampına yolladı. savaşda İngilizlere 150 bin askerimiz esir düşmüş,*bir kısmı İskenderiyede bulunan Seydibeşir kampına hapsedilmiştir. Burda 1918’ de Filistin cephesinde esir düşen 16’ncı tümenin 48 inci alayına bağlı Osmanlı askerleri vardı. Askerler, 12 haziran 1920 ye kadar iki yıl işkence, eziyet , ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldı Savaş bitti ancak, kamptaki ağır koşullarla ölenler dışında binlerce Osmanlı askerini teslim etmek İngiliz’in işine gelmiyordu. savaşta karşılarına çıkabileceklerini düşünüyorlardı. toplu katliam yapan İngilizler, askerlerimizi mikrop bahanesi ile süngü zoruyla dezenfekte havuzuna soktular. suya normalin üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik ayağını soktuğunda havuza aşırı krizol maddesi nedeniyle yanıyordu. girmek istemiyor ve çıkmak isteyen askerlere İngiliz askerleri dipçikliyordu suya başlarını sokmak istemeyen mehmetçik İngilizler havaya ateş edince ölmemek için çömelerek başlarına suya soktular. başını sudan kaldıran artık göremiyordu gözleri yanmış ve kör olmuştu Dışarı çıkanları görenlerin direnişi fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.
*
1919 yılında İngilizlerin, sömürgesi Hintlere karşı yürüttükleri katliamda, Pencapta 13 Nisan tarihinde 5 ingiliz vatandaşı Hintlilerce öldürüldükten sonra 14 Nisan’da 10.000’den fazla Hintli yasayı protesto eder. Pencaplılara ateş açılarak 3.000 den fazla Hintli öldürülür Tekstilde İngiltere ile rekabet ettikleri gerekçesiyle, 40 bin Hint çıkrık ustasının elleri kesilir Bengaldeki kıtlığın Hintlileride etkilemesi ile 1876 da, acımasız İngilizlilerce başlatılan açlıkta, 12 ile 29 milyon Hintli öldü. İnsanlar bilerek, istenerek açlığa ve ölüme terkedilmiş, milyonlarca insan soykırıma uğramıştı. ölümlerden kendilerini asil, ve insanları köle olarak gören İngiliz yöneticiler sorumludur Pirinç tarlalarındaki kıtlık sonucu elde kalan hasatların sömürgeci kuvvetlere ait Doğu Hindistan tarafından uluslararası piyasa da pirinç piyasasında kullanması kıtlığı katliama dönüştürmüştür. Kıtlık öncesi 60 milyon insanın yaşadığı Bengal de kıtlık sonrası 55 milyon nüfus vardır Doğu Hindistan şirketinin değeri ise 2.5 kat artmıştır. kıtlıkta Bengaldeki köle çiftçiler ürettiklerinin %50’sini Britanya Krallığına verdiler.


Katliamlardan Afrika kıtası da İngilizlerden nasibini aldı. Kenya halkı işgalci İngilizlerin gaspettikleri çiftliklerde yıllarca köle olarak çalışdı. Kenyalılar 1952-1960 da topraklarına gelen Britanyalı işgalcilere karşı ayaklandı. İngilizler 1950’ de Kenya’da Mau Mau ayaklanmasını bastırırken, 310 bin insanı toplama kamplarına kapattı, 1 milyondan fazla insanı işgalde tuttu. Olaylarda 100 bin insan canavarca öldürüldü açlıktan öldü, binlerce insan idam edildi. Tutuklulara, hadım etmekten göz ve kulak oymaya kadar her türlü vahşi işkence yapıldı.
DRESDEN KATLİAMI Almanların II.Dünya savaşını kaybetmesiyle Amerikal ve İngilizler,* “Dresdene sığınan Alman göçmenlerine havadan bomba yağdırdı. İntikam amacı ile atılan bombalarda 200 bin Alman katledildi.
*

Kaynak yeni şafak.com

Mustafa Armağan : Avrupa’nın unutulan soykırımları

Yıllardan 1883, aylardan Mayıs'tır… 12 Mayıs 1883…. Almanya bayrağı Namibyada dalgalanır Herero ve Nama adlı yerli halklar direnişe geçince Almanya bir imha savaşı başlatır. Sonuç korkunçtur. İnşa edilen toplama kamplarındaki zavallı yerliler zorla çalıştırılmış ve aç bırakılmak suretiyle ölüme mahkûm edilmiştir. korkunç toplama kamplarını yöneten asker ve bürokratlar ve ırk teorileri yarım asır sonra Naziliğin oluşumunda rol oynayacaktır. şok edici arşiv belgeleri Nazizm ile Afrika'daki mezalim arasında olağanüstü bağlantı kuruyor. Bu belgeler bir asırdır inkâr ediliyor ve Almanya, soykırımla yüzleşmeye yanaşmıyordu. Hitler'in Yahudi Soykırımı'nın hunhar zihniyeti kanlı bataklıktan çıkamaz.

çok rica ediyoruz, ders kitaplarımız dut yemiş bülbül kesilmesinler Avrupa'nın katliamları için Cumhurbaşkanı Erdoğan 29 Nisan tarihli Kut'ul Amare konuşmasında tarihimizi İngilizler düzenlemiştir” demişti. Yalnız 'bizim', değil, Arap ve diğer İslam ülkelerinin, sömürgeleştirdikleri diğer ülkelerin tarihlerini de İngilizler-Fransızlar çalıp yerine kendilerini aklayan, kendilerinden öncekileri karalayan sömürgeci tarih kitapları yazdılar. tarih hırsızlığı' yaptılar.
çarpık anlayış tarih kitaplarımızda yaşamamalı? Rönesans'tan itibaren Avrupa'yı çamaşır sularıyla gıcır gıcır temizleyen ama kendi tarihinde minnacık hata bulsa üzerine çullanan sakat anlayıs 'Türk' veya yerli olamaz Ders kitaplarımızda Avrupa'nın keşifleri sömürgecilik marifetlerinin anlatılmaması olacak şey değildir.


Cemil Meriç'in o sözü tam da bunun için söylenmiştir “Tarih kitaplarımız Haçlıların en büyük zaferidir.”Cezayir katliamı unutulmaz İngiltere'nin Hindistan'da, İspanya'nın Güney Amerika'da, Belçika'nın Kongo'da, Fransa'nın Vietnam, Suriye, Tunus ve Cezayir'de, Rusların Polonya'dan Kırım'a kadar gerçekleştirdikleri katliamlara Amerika, Avustralya ve Kanada'nın yerlilerden temizlenmesi harekâtına onlarca yazı kaleme almak gerekir.
Fransa Cezayiri katletmiştir tıp kurumları sömürgecilerle kol kola yerli halkı sindirmek için seferber edilmişlerdir ve Pasteur'ün Paris'teki ünlü Enstitüsü yerlileri ilaçlarıyla büyülemek ve sömürene itaat ettirmekle yükümlüydü. Tıp bilimi ve kurumları, emperyalizmin hizmetindeydi


Cezayir'de 'doktor katliamları yaşandı Avrupalı doktorlar sömürgeci güçlerle en korkunç ve en aşağılayıcı işlerde işbirliği yaptı“Hakikat serumu” diye alay ettikleri serumu verip şuuru bulandırmalar, işkence seansları perişan insanları ilaçlarla yeni işkencelere tıbben hazırlamalar, ameliyatda sırlarını söyleyen hastayı polise ihbar ettiler Cezayir katliamında hakikati söyleme cesaretini gösteren ender Fransız aydınlarından Jean Paul Sartre isyanı şöyle diye getirmişti:
“Yapabilirsek kendimize bakalım ve bize ne olduğunu görelim. o beklemediğimiz manzarayı, insanlığımızın çıplak halini seyredelim. Görüyorsunuz, çıplak ve gözü okşamıyor. Neydi ki zaten? Yalanlardan kurulu bir ideoloji. Talanı haklı göstermek için başvurulmuş mükemmel araç. Yağlı ballı kelimeler o saldırılarımızı hoş gösterici mazeretlerden başka bir şey değildi.”

Bir milyondan fazla Cezayirlinin hayatına mal olan sekiz yıllık savaş işkenceleri, kömürleşmiş cesetleri, elleri bağlanmış esirlerin diri diri karınlarının deşilip bağırsaklarının ortaya döküldüğü insanlık dışı sahneleri unutmayacağız. Bir de Cezayirlilerin kafalarını kesip poz verme ahlaksızlıklarını… Yüreğiniz dayanıyorsa kanlı fotoğrafları internetten açıp bakın ve DAEŞ'in kökeni nereye dayanıyor, görün.

Sartre medeni Fransa halkı ve askerlerin Cezayirlilere işkencesini eleştirirken bu geleneği Gestapo'nun Paris işkencelerine benzetir Gestapo Namibya'da Hindistan İngilizler Paris'teki mezhep savaşları İspanyolların Güney Amerika'daki yerli kasaplığı vahşet ve katliamdır vahşet bulaşıcıdır ve Avrupa vahşeti Ortadoğu'ya taşımıştır Dünya, İngiliz emperyalizminin tarlası olmuştur

Kaynak vikipedi.com


Müslüman-Türk katliamları


1912'de*Birinci Balkan Savaşında* Balkanlardan*göçen*muhacirler* 1918'de Erzurum'da Ermeni çetelerin tarafından Türkleride içine doldurarak bir konakta yakmışlardır Müslüman-Türk katliamları Türk Kırımı,*Osmanlının dağılma döneminde*Müslüman olmayan etnik gruplar tarafından başta*Türkler*olmak üzere*Müslümanlara yönelik etnik temizliktir Justin McCarthy, olaylardan etkilenenlerin çoğunun Türkçe konuştuğunu belirtmiştir. McCarthy, 1821-1922 yıllarında beş buçuk milyon Müslümanın Avrupa'dan sürüldüğünü ve beş milyondan fazlasının öldürüldüğünü kaçarken hastalık veya açlık sonucu öldüğünü söyler soykırım 1820 1830' da yıllarda Sırp ve Yunanların bağımsızlığı kazanmalarının, 1877 - 1878 de 93 Harbi'nin, 1912-1913 te*Balkan Savaşları'nın,*I. Dünya Savaşında Ermeni isyanları ve çeteleri ile*Türk Kurtuluş Savaşında Anadolu'nun Yunanistan tarafından işgalinde meydana geldi. bu eylemler Avrupa'da daha önce görülmemiş muazzam ölçüde cani bir soykırımdı 20. yüzyıla girerken Balkanların Osmanlı kontrolündeki bölgelerde 4.4 milyon Müslümanın yaşardı 19. yüzyılın son 30 yılında bir milyondan fazla Müslüman Balkanlar'ı terketti.1912 - 1926 yıllarında 2,9 milyona yakın Müslüman öldürüldü Türkiye'ye göçe zorlandı.*I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşında Anadolu'da 2.5 milyon Müslüman öldü
19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında*Ermeni çetelerin*Kafkasyada katliamlar yaptı

93 Harbinde 260 bin kişinin kayboldu Kemal Karpat*300 bin kişinin öldürüldüğünü savunur. 20. yüzyılın başı ve I. Dünya Savaşında Müslüman-Türk düşmanı Ermeniler köylere saldırmıştır .
Yunan bağımsızlık hareketlerinde
Tripoliçe'nin duvarına Yunan bayrağı dikilmiş türkler öldürülüp minareler yıkılmıştır Yunan Bağımsızlık Savaşında Yunan askerler Türk*ve* Arnavutlara* karşı katliamlar yapımıştır Yunanistan'ın ilan edildiği bölgede Türkler katledildi.

Yunanlar denizlerdeki Türk gemilerine saldırıp katletti, Ağustos 1821 itibarı ile 3000 kişi öldürüldü Mora'da oturan*Türk*ve*Arnavutlar Yunanlılarca katledildi Mora'daki Türk ve Arnavutlar yok oldu. papazların tavsiyesiyle 20 binden fazla Müslüman öldürüldü sadece Tripoliçe Katliamı'nda 35 bin kişi
öldürüldü Rus askerleri ve Yunanlar, 1770'de*Mistras*kentinde 400 Türk'ü öldürmüştür. Türk çocuklar minareden aşağıya atılmışlardır.Patras*kentinin Türk halkı küçük bir azınlık dışında tamamen öldürüldü. Ağustos 1821'de*Monemvasia*kasabasının Türk sakinleri uzun süren kuşatmada aç kaldı Yunanlar kasabanın dışında denizde ele geçirilmiş altmış erkek ve kadını öldürdü. Yunanlar Türkleri Anadolu'ya götüreceklerini söyledi ve fakat kasabayı yağmaladı ve pek çok Türkü öldürdü.beş yüz kadar Türkü gemiye bindirip Anadolu da ıssız bir adaya bıraktı burada açlıkla karşılaşan Türkler bir Fransız tüccar tarafından kurtarıldı.[2
Mora'daki soykırım ancak öldürecek Türk kalmadığında sona erdi".

Navarin Katliamı Yunanlar tarafından kuşatılan*Navarinde Türk halkı açlık çekiyordu. Türklerin güvenlice Mısır'a gönderilmelerine karar verildi. 19 Ağustos 1821 de Yunanlar Türklere hücum etti ve kaçabilen 160 kişi dışında, 3000 nüfuslu kentin tüm halkı öldürüldü.Tripoliçe katliamı Mora İsyanında Türklere karşı yapılan katliamların en büyüğüydü.Şehir Yunanların eline geçince 8000 kişi öldürüldü Katliamdan sadece köle olarak alınan bazı kadınlar ve fidye için tutulan tanınmış Türkler kurtulabildi. Justin McCarthy katliamda ölenlerin sayısının 35,000 olduğunu belirtir.
Cuma gününden pazara kadar Yunan askerleri kadın, çocuk ve erkekleri katletti. Tripoliçede 32 bin kişi öldürüldü.

Atina'da sadece 190'ı askerlik yapmaya uygun olan 1190 Türk güven sözü alarak teslim oldu. korkunç savaşta korkunç sahneler birbirini izledi.Agrinio kasabasında 500 Müslüman aile ve 200 Yahudi yaşamaktaydı Yahudi, ve Müslümanlar katledildi. Yunanistan'ın bağımsızlığını kazandığı dönemde*Ege Adaları'nda da Türkler öldürüldü.1821 martında, Yunanlar*Sakız Adası'na saldırdı Türkler katledildi.*Egede Osmanlı'ya isyan eden Yunanlar, bölgedeki ve*Hac'dan gelen ve Haca giden gemilere saldırıp yolcuları öldürdü.Hydra adasında*doksandan fazla Müslüman öldürüldü belirtmektedir.Hydra' adasında Müslümanlar katledildi

Bulgarların yaptığı katliamlar

Nisan 1876'da patlak veren Bulgar İsyanında yüzlerce Türk öldürüldü. bin kişiydiler Bulgaristan'da 4000 Hristiyan sivil öldü Müslüman ve Hristiyan köylerinde katliamlar oldu Lord Kinross'a göre vahşice Müslüman Türklerine saldırıldı ve katledildi başladılar."[44]*Dennis P. Hupchick'e "Kötü silahlandırılan dağınık isyancılar, n barışçı olan Müslüman komşularını kestiler İsyanlar yayıldı, yüzlerce Müslümana yönelik katliam başladı Balkan limanlarındaki Osmanlı'
kaleleri ele geçiridi Osmanlı arşivlerine göre 1908 de Bulgar çeteleri,*93 Harbinde*Balkanlar'daki köyleri basıp bölgedeki Müslümanları katlediyordu.*Kasım 1912'de Makedonya'da Ustrumca*kentinde Bulgarlar otuz Müslümanı öldürdü. 1912 sonlarında Bulgarlar Makedonya'da Müslümanlara karşı bir ay katliam yaptı ve üç ila dört bin kişiyi öldürdü.

93 Harbinde 150.000 kişilik toplu göç yaşandı Berlin Kongresi*ile geri dönüldü Dennis Hupchik ve*Justin McCarthy*260.000 kişinin kaybolduğu ve 500.000 kişinin mülteci olduğuna işaret eder. Kemal Karpat*ise 300.000 kişinin öldürüldüğü ve 1.5 milyon kişinin göçe zorlandığını ileri sürer.ABD kaynağı, savaşta 400,000 Türkün katledildiği ve bir milyon Türkün göçe zorlandığını belirtir Fransız komutan Romieu, Fransa Savaş Bakanlığı'na gönderdiği raporda, 1878 ve ilerleyen yıllarda, Ermeni çetelerinin Türklere karşı terörist faaliyetlerde bulunduklarını ve nefret beslediklerini belirtmiştir.


Ocak 1878'de Ruslar Bulgar gönüllüleri güneye indikçe, oradaki halka zulüm yapdılar. Britanya raporlarına göre*Yukarı İssova köyündeki 170 evden 96'sı ve okul yakılmıştır.Yukarı Sofular köyü katledildiği, köydeki 120 evden 13'ünün, okulu ve camisi yakıldı Kozluca köyünde on sekiz Türk öldürülmüş ve cesetleri yakılmıştır. Kızanlık kasabasında Müslümanlar öldürülmüştür.*İngiliz raporlarına göre Kızanlık yakınlarındaki*Muflis köyünde, Rus ve Bulgarlar bir 127 kişi öldürdü ve kaçırdı. 20'den fazla kişi kaçsa da kalanlar öldürüldü.Osmanlı kaynakları ise öldürülenlerin sayısını yaklaşık 400 olarak vermektedir. Şip ka yakınlarındaki*Keçidere*köyünde 11 kişi öldürüldü. 1878-1881 de Osmanlıların Kafkaslarda kaybettiği topraklardan Rus kaynaklarına göre toplam 82 bin Müslüman*Karsa göç etti.

*Balkan savaşları


Balkanlar'da Sırplar Müslüman ve Arnavutları katletti 1913'te*I. Balkan Savaşında Türk sığınmacılar. Bulgarlardan kaçtı Türkler Hristiyanlardan, Bulgarlar Yunanlardan Arnavutlar Sırplardan kaçıyordu Balkan savaşlarında*Bulgarlar,*Yunan*ve
Ermeniler Türk*ve*Müslümanları katletti Balkan savaşlarının sonucu yaklaşık 1.5 milyon Müslüman öldü ve 400 bini mülteci oldu Balkan savaşlarında Sırbistan*ve*Karadağ*Ordusu Arnavutları katletti Birinci Balkan Savaşında 1912 - 13 yıllarında Sırbistan ve Karadağ, Osmanlı kuvvetlerinin Arnavutluk*ve* Kosova'dan çıkmasından sonra Arnavutta savaş suçu işlediler. 1913 te Sırp kontrollü*Kosovada kurban sayısının ilk birkaç ayda 25.000 kişiydi Balkan Savaşları nda*Makedonyada *300 binden fazla Türk öldürüldü. Türkler zorla Hristiyanlaştırılmaya çalışıldı. Poroy da 200 bin,*Serez'de 10 bin ve*Edirne'de 5000 Türk öldürüldü. Serez'in Bulgarlarca ele geçirilmesiyle Türkler öldürüldü.Drama'ya Bulgarların girmesiyle yüzlerce Müslüman öldürüldü.]Dedeağaç*Bulgarların "Makedon Gönüllüleri" tarafından 12 Kasım 1912'de alındı Müslüman semtleri yağmalandı, yüzden fazla Müslüman öldürüldü. Üsküpde 3000 Arnavut Sırplar tarafından öldürüldü Arnavut köyleri yakılıp insanlar evlerinden kovalandı Sırp askerleri bundan gurur duydular

Sırp ordusu intikamamacıyla halka saldırdı ve Müslüman nüfusu avladı Şehirde Sırp hakimiyetinin ilk günlerinde öldürülen Arnavut sayısı 5000 dir Arnavutların direnişine karşın Sırplar şehri ele geçirdi. Sırp komutan halktan evlerine dönmeleri ve silahların teslimi istendi. Direnişten sonra hayatta kalanlar geri döndüğünde 400 kişi katledildi. Feriz ovikde Müslüman köyleri yakıldı I. Dünya Savaşında Ekim 1914'te Doksat daki Yunanlar Türkleri katletti, mallarını yağmaladı ve arazileri Yunanlara bıraktıklarına dair belgeler imzalattı.Vodina*ve bölgesinde demir sopalarla 300 Türk öldürüldü.*Yunan hakimiyetine giren*Dedeağaç'ta Osmanlı kaynaklarına göre Rumlar "mezalim ve katliâm" yapmışlardır.
1912 ile 1922 de katliamlar devam etti. Türkler bölgedeki*Hristiyanlar, Sırplar,*Yunanlar*ve*Bulgarlar*tarafındanArnavutla r*ise*Sırplar*tarafından öldürüldü. Kosova'da Müslümanlara Sırplaştırma hareketleri uyguladılar Arnavutlara uygulanan katliamlar, 1941'e kadar devam etti.

1905-1920 yıllarında Ermeni çeteleri tarafından katliamlar yapıldı Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler içim Anıt ve Müzeler kuruldu Hasankale'deki çatışmada yaralanan Türk mülteciler vardı *I. Dünya Savaşında Osmanlı Kafkasya Cephesinde savaşırken Ermeni İsyanları çıktı Kafkasya'da Ermeni çeteleri Türkler*ve*Kürtleri katletti. Ermenilerin bir Ermenistan devleti kurup kendi nüfusunu arttırıp Müslüman sayısını azaltmak istiyordu
1905 ve 1906 da Müslümanlar ile Ermeniler arasında kanlı olaylar yaşandı 1914 te Ermeniler Türklere karşı faaliyet başlattı 1915 te*Van'ın Ermeni valisi olan Aram'a Rus komutan bölgedeki*Kürtlerin öldürülmesini emreddi; fakat Aram emrin uygulanmayacağını belirtti.
Erzurum'un*Alaca*köyünde Mart 1918'de Ermeniler tarafından katledilen Şehit Türkler oldu

Osmanlı arşivleri 1910-1922 de 523.000 Türkün Ermeniler tarafından öldürüldüğünü belirtir.Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan Rusya'nın* Paris büyükelçiliğine gönderilen 14 Mayıs 1915 tarihli yazıda,*Van İsyanında bölgede yaklaşık 6000 Müslümanın öldürüldüğü belirtilir.Rus bir general, Ermenilerce Müslümanlara tecavüzlerin gerçekleştirildiğini söylemiştir. 19 Ağustos 1915'te dönemin Avusturya büyükelçisi "Ermeniler tarafından Türklere karşı yapılan büyük ölçekte katliamlarından bahsedip Türkleride suçlamıştır olayların kim tarafından başlatılığının belli olmadığını belirtmiştir.
1916 da bölgeye işgal eden Rus orduları, 16 Şubat günü*Erzurum ve 11 Temmuzda*Erzincan'ı*ele geçirdi. Türkler ise Erzincan'ı 13 Şubat 1918, Erzurum'u 12 Mart 1918 de geri aldı.
Rus Yarbay Tverdohlebof, 1917 de Ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir.Rus ordusu çekildikçe katliamlar arttı

1918'de*Erzincan'da Ermeniler 800 Türk sivili öldürdü.*Ermeniler*Erzurum'a çekilirken Türk köylerini öldürdüler.[Ilıca'da Ermenilerden kaçamayan Türkler öldürüldü.Tepeköy'ün tüm Müslümanları 17 Şubat 1918 de öldürüldü.*Tepeköy'de öldürülen Türklerin cesetleri 2010'da*Atatürk Üniversitesi'nin kazılarında bulundu 150 kişi tespit edildi.26 Şubat 1918 de Teke deresi'nden çekilen Ermeniler Müslümanları öldürdü, köyün hayvanlarını çaldı.27 Şubat 1918 de Ermeniler Erzurum'un*Alaca*köyünde Türkleri öldürdü.Erzurum'da Türk çarşıları Ermenilerce yakıldı 26-27 Şubat 1918 gecesi Ermeniler Erzurum'da 3000*ila 8000
Müslümanı öldürdü.Rus Yarbay Tverdohlebof, Şubat 1918 de Erzurum'a köylerinde türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir. Aralık 1918'de*Uluhanlı,*Kamerli*ve*Dereleyez*halkı Ermeni çetelerinin zulmüne uğradı.*Mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren Osmanlı Ermenilerin 250 Müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi.


Birinci Dünya Savaşı'nda; toplam nüfuslarının yüzde 17'sinin Ermenilerden, yüzde 78'inin Müslümanlardan oluşan 6 vilayetin Sivas,*el Aziz,* Diyarbakır,* Bitlis,* Van*ve*Erzurum kendilerinin olduğu iddiası ile Ermenilerce işgal edildi bölgedeki Müslümanların bölgeden çıkarılmalarına yönelik olarak, Ermeni ihtilalciler tarafından Ermeni devleti kurma maksadıyla öldürüldüğünü, Amerikan tarihçi*Justin McCarthy ifade etmektedir. 1919 yılının Temmuzunda , İngiliz Yarbay Albert Rawlinson, *İstanbul'daki İngiliz Genel Karargahı'na gönderdiği telgrafta, Ermenilerin* Oltu'dan Bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir.16 Temmuz 1919 tarihli Osmanlı belgesi, Ermenilerin*Şarur*ve*Nahçıvanda Müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, Şarur halkını*Aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirir.*Bu katliamlara karşılık 11. Kafkas Tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan Ermeni çeteleri Osmanlılarca mağlup edilmiştir.Ermeni Yarbay Melik Şahnazarov'un bir Ermeni raporunda, 30 kadar Türk köyünü ele geçirip öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer Türk köyüne saldırmak için izin istediğini belirtmektedir.