fatih kısaparmak balon baskılı balon Durdurun Dizileri inecek Var - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Durdurun Dizileri inecek Var


Gönülden
12-14-2009, 16:31
NEFES ALMANIN, yaşamın tek şartı olduğu her yerde insanlar birbirlerine televizyonda izledikleri diziyi anlatarak güne ait yapılacak işlerine başlıyorlar. Öyle kritikler yapıyorlar ki, sanırsınız senaryonun bir ucundan onlar tutuyor.

Herkesin favorisi ayrı. Sorsanız aslında, hiç kimse çok televizyon izlemiyor, ama sadece falan diziye takılıyor. Günlerin dizilere endekslendiğini, misafirliklerin bile ona göre ayarlandığını duyunca insanın hayreti bir kat daha artıyor. Bir arkadaşımın ‘kendi gününde ve saatinde’ sloganıyla tanıtılan bir diziye yetişmek için çektiği sıkıntıyı görünce hem çok şaşırmış, hem de üzülmüştüm. Yaşadığı sınırlı zaman diliminde önem verdiği şeylerden biriydi sanal bir kahramanın yaptıkları. “Dostların yokluğu gurbettir” diyor Hz Ali. Sanırım kendisini vefasızların attığı gurbette acısını böyle dindiriyordu.

Televizyon dizilerinin yayınlandığı günlere bakıldığında, komşularımızı ya da akrabalarımızı ziyaret etmeye aslında hiç de vaktimiz yok. Çünkü her günün en değerli zamanını parsellemiş, izlenme rekorları kıran ve hayatımızın vazgeçilmezi olan bir dizi var.

Senaryodan fırlayıp, evlerimize misafir ettiğimiz sahte kahramanların çektikleri acılara üzülüp, sevinçleriyle gizliden gizliye biz de mutlu oluyoruz. Yaşadıkları hayatlarla dünyamıza o kadar rahat giriyorlar ki, bir müddet sonra aileden birileri oluyorlar. Hiç farkına varmadan onlar gibi olmaya başlıyoruz zamanla.

Belki de bir hafta boyunca dizinin final sahnesi üzerinden önümüzdeki haftanın bölümünü kurtarmaya çalışıyoruz. Artık dizileri o kadar kanıksadık ki, kendi hayatımızı da diziler gibi yaşamaya başladık.

Kurgulanmış hayatlar üzerinden kendimizi ifade ederken yaşadığımız gerçek dünya ile kendimize biçtiğimiz roller karıştığından, birbirinin kopyası sönük hayatlar yaşanıyor gözümüzün önünde.

Farklılıkların giderek azaldığı dünyamızda, insanların hal ve hareketlerini iyi incelediğimizde, kimin neyin izleyicisi olduğunu tahmin etmekte zorlanmıyoruz. Hayatımız adına dizilerin en büyük zararı, herkesin aynı konuda hep aynı şeyleri düşünmesini sağlamasıdır.

Bahardaki renk cümbüşü kadar canlı olması gereken insan zihninin, tektipleştiğini görüyoruz. Dünyayı dizilerin penceresinden izlemeye başladığımızdan beri en adi bayağılılıklar bile gözümüzde normalleşiyor ve normalleştiği ölçüde de hayatımızda yerini almaya başlıyor.

Çocuklarımızın yetişmesini de yoğun iş temposundan dolayı televizyona endekslediğimiz, çok acı bir vakıa olarak ortada. Artık aileler oturup birbirleriyle dayanışma içerisinde paylaşacakları zamanları, hangi dizinin izleneceği üzerinden didişerek geçiriyor.

Dünyaya imtihan edilmek için gönderilen bizler için yaratılış gayemize göre fıtratımızı inşa etmek zahmetine katlanmak zor geliyor. Düşünmenin vereceği sıkıntıların sonunda ulaşacağımız huzur, dünyada herşeyden tatlıdır oysa. Peygamber Efendimiz “Bir saatlik tefekkür bin yıllık ibadetten hayırlıdır” buyuruyor. Namazlarımızı modern zamanların verdiği iç huzurla Cuma namazı üzerinden eda ederken, Müslüman olmanın farklılığını ortaya koyamıyoruz.

Kur’an bize, Hz. İbrahim’in kendisini aramasını misal verirken aslında tefekkürün hikmetini anlatmakta. Tefekkür insan ruhunun gıdası, aklının dar koridorlarda yolunu kaybetmemesi için mihenk taşıdır.

Vahyin geldiği ilk günlerde çöl ortasında yaşamını sürdürmeye çalışanların dünya adına maruz kaldıkları imtihan ile günümüz insanının maruz kaldığı imtihan gözönüne alındığında, aklın uğradığı duraklarda kaybolmaması için tefekküre zaman ayırmalıyız.

Bu konuda Bediüzzaman’dan yaptığımız alıntıya yer verelim:



“Ey gözleri sağlam ve kalbleri kör olmayan insanlar! Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır:
Birinci daire: rububiyet dairesidir.

İkinci daire: ubudiyet dairesidir.

Birinci levha: hüsn-ü san'attır.

İkinci levha: tefekkür ve istihsandır.

Bu iki daireyle iki levha arasındaki münasebete bakınız ki, ubudiyet dairesi bütün kuvvetiyle rububiyet dairesi hesabına çalışıyor. Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleriyle hüsn-ü san'at ve nimet levhasına bakıyor.

Bu hakikati gözünle gördükten sonra, rububiyet ve ubudiyet dairelerinin reisleri arasında en büyük bir münasebetin bulunmamasına aklınca imkân var mıdır? Ve Sâniin makãsıdına kemâl-i ihlâsla hizmet eden ubudiyet reisinin Sâni ile azîm bir münasebeti ve kavî bir intisabı ve o intisapla her iki daire reisleri arasında bir muârefe ve mükâleme ve alışverişin olmamasına ihtimal var mıdır? Öyleyse, bilbedâhe tahakkuk etti ki, ubudiyet reisi, rububiyetin has, mahbub ve makbulüdür. (Mesnevî-i Nuriye, 12. Reşha)



Günlerini hizmet eksenli geçirmeye çalışanların da program yorgunu olmaları ehlinin malumudur. Bu kadar yoğunlukta kâinat kitabını bile okumanın lüks sayıldığı zaman dilimlerinde yaşıyoruz. Ehl-i dünya ile ehl-i İslam arasındaki makasın da giderek kapandığı düşünüldüğünde, tefekkürün bizim için ne kadar lazım olduğu ortada.

Tefekkürden nasibimizi almadığımızda olsa gerek, Müslüman olmamıza rağmen, merhamet etmeyi bile unutmuşuz. Bizimle yola çıkanlar işimize yaradığı sürece kullanılan makine parçalarından farksız. Farklılıkları önemsemediğimizden yorulana yardım etmekten çok tasfiye etme derdindeyiz.

Gelin dünyaya neden geldiğimizi yeniden düşünmek için birkaç gün televizyonlarımıza veda edelim. Gerisi nasıl olsa gelir. Ne kadar tatlı bir aileniz ve çocuğunuz olduğunun farkına vardıktan sonra, onları size hediye edenin ne dediğine daha kolay kulak verebilirsiniz.

Ak_Urfalı
12-14-2009, 16:38
ne kadar güzel bir paylaşım canım kardeşim...
amaaa....

nedense bu öneriler hep dizelerde kalıyor...

Rafugee
12-14-2009, 16:48
Çok önemli bir konu bu gerçekten bi okadarda üzüldüğüm bir konu..bu televizyonun ve dizilerin hayatımızı bu kadar etkilemesi hayatımıza bu denli girmesi şaşılacak bir durum bence...insanlar kurguyla gerçeği ayıramıyor artık ve o kadar boşa vakit geçiriyor ki bu televizyon karşınsında üzülmemek elde değil..gün geçtikçe daha da artıyor bu bağımlılık..sonumuzu pek iyi görmüyorum bu noktada ama Allah sonumuzu haytersin diyeyim yine..bu faydalı paylaşm için teşekkrler..

Gönülden
12-14-2009, 17:31
Eyvallah dostlar..hayatımızda sadece tv değil elimizdeki zaman nimetini sarf ettiğimiz her nokta bizler için önemlidir...tamamiyle televizyon seyretmeyelim diyemeyiz tabi ..ancak gerçek hayatla ilişkimizin kesilmesi, suni olan hikayeler için bir sonraki haftayı bekleme adına bizlerde oluşan bağımlılık bağlamına dikkat etmeliyiz..
TV'ler göze hitabı temel olarak seçtiği için akıl hafızasını fakirleştirdiğini unutmayalım..
tv'le insan birşeyler öğretme yönünü kaymetmiştir.. aynı zamanda bizlerin olaylara bakış açısını da değiştirmiş ciddi olan konulara dahi eğlence kültürüyle bakmamıza sebep olmuştur...
Laftan çok icraat vakti yani dizlerden uzaklaştıkça her akşam 2 saat kitaba okuyacak vaktimiz olacaktır...günün diğer zamanlarını hesaba katmadan..
Güzel yorumlarınız için sonsuz minnet olsun..

tolga_09
12-15-2009, 01:41
Mükemmel bir paylaşım,yeni farkedip okuduğum için yani gecikmeli okuduğum için özür dilerim.Yazılanların tamamına katılıyorum.Etrafıma bakınca ve bunları okuyunca bir an benden bahsediyor gii hissettim.Çevremde hayatını bu dizilere adamış bir sürü insan var.Perşembe günü oldu mu birçok arkadaşımla irtibatım kesiliyor,neden kurtlar vadisi var.Bir diğeri ertesi gün aşk-ı memnu denen ahlaksız ilişkilerin geçtiği diziyi anlatıyor.Bişey diyemiyorsun ve dinlemek zorunda kalıyorsun.Tek eğlencem kitaplarım,siyaset ve spor.gerisi çok önemli değil.

Gönülden
12-15-2009, 02:42
Fark edip okumuş olmanız kazancımızdır...okuyan gönüllere minnet olsun

Hakan Özkan
12-15-2009, 10:38
İnsanları uyutma taktikleri arasında televizyonlarda yerini aldı.İnsanları futbol sevdalısı yaparak o büyük beşiklerde sallayıp uyutmayı, sakinleştirmeyi nasıl becerdi iseler şimdilerde evlerimize kadar fitnevizyon sayesinde ulaşmayı körpe beyinleri yıkamayı başarmak üzereler.Hertürlü olumsuzlukların ifşa edildiği,eğlence adı altında insanlık dışı yaşamın bir ilaç gibi vucutlara yavaş yavaş enjekte edildiği, toplumda avrupalılaşma adı altında aile kavramının körlenmeye çalışıldığı bir görsel tablo izlemekteyiz.Tabiki bir sonraki günde insanların birbirlerine anlatacağı veya yaşamlarına etki eden pek olumlu gelişmeler olmadığınıdan o kültürle beslenen o kültürü iç dinamiklerine kadar almış bir topluluk oyuncuların edep dışı halleri ile hem hal olup birbirlerine onları aksetirirler. Bizi savaşta yenemeyenlerin taktiği bu günlerde aile kavramını yavaş yavaş ortadan kaldırarak bizi oltüst etme yolunda emin adımlarla yol almaktadırlar.Biliriz ki yeşilçamda bir asır dünyaya hükmetmiş dedelerin torunlarına yapılan yayınların altında sadece evlere ayakkabı ile girebilmek için, o kültürü onlara adepte edebilmek için birçok film çevrilmiş masum anadolu halkını örf ve adetlerimizden uzaklaştırıp asıl kimliklerinden uzaklaştırmaya çalışmışlardır.Gelin şu kokuşmuş sistemde yayın yapan çocuklarımızı zehirleyen medyaya karşı ayakta duralım bu çirkef yayınlarını izlemeyelim.

Gönülden hanım gönlünüze sağlık herkesimi ilgilendiren böyle güzel paylaşımı bizlere aksettirdiğiniz için minnetler efendim.

.::ReyyaN::.
12-15-2009, 11:29
şükürler olsun ki dizi alışkalnlığım yok.... önceleri çok zorlanmış olmama rağmen şuan aramıyorum diyebilirim.... diyebilirim diyorum çünkü arkadaş ortamlarında genelde dizi mevzuları geçiyo yabancı kalıyorum ama yinede memnunum..

Ukbâ
12-15-2009, 12:19
Biz erkekler pek müptelası değiliz bu dizilerin , daha çok bayanları sömüren sektör yine bayanlarımızı zehirleyerek toplumun yapı taşlarını örslüyor , bayanlar bu noktada çok daha uyanık olması gerekir toplumun harcı onların ellerinde yoğruluyor çünkü

Hakan Özkan
12-15-2009, 12:25
Evet geleceğimize şekil verecek neslin yetişmesi noktasında büyük pay sahibi olan anneler bu zehir deryasından uzaklaştıkça aklanacak, yeni baharları karşılayıp tomurcuklaşmış olan çiçeklerimizi açmasını sağlayıp yanmasını engelleyeceklerdir.İyi bir nesil, güzel bir gelecek için manevi duygularımızı selahiyeti için dizilere gösterilen ehemmiyeti kitaplara aksettirelim derim.

Ukbâ
12-15-2009, 12:40
Evet geleceğimize şekil verecek neslin yetişmesi noktasında büyük pay sahibi olan anneler bu zehir deryasından uzaklaştıkça aklanacak, yeni baharları karşılayıp tomurcuklaşmış olan çiçeklerimizi açmasını sağlayıp yanmasını engelleyeceklerdir.İyi bir nesil, güzel bir gelecek için manevi duygularımızı selahiyeti için dizilere gösterilen ehemmiyeti kitaplara aksettirelim derim.

Çok güzel söylüyorsunuz ama nerde hakan bey , bu dizilere musallat olmuş o kadar yüksek kitle varki bayan nazarında korkuyorum artık. :)

Hakan Özkan
12-15-2009, 12:49
Taktın bayanlara be ukba kardeş:) Bizlerde öyle diziler yapalımki bayan , erkek herkes izlesin.Zaten şu anda bizim kanallarımız diye tabir ettiğimiz kanallar nasıl insan yetiştirilir, kültür kavramlarını asimile etmeden bizlere yayıyor çok korkma her gecenin bir sabahı vardır.bekle ki aydınlığı göresin:)

Kur'ânTalebesi
12-15-2009, 12:51
Zehirlenmis anneler için pek bir çözüm göremiyorum. Ne deseniz faydasini göstermiyor; kurdugunuz cümlelerin ardindan sizlere hak veriyorlar fakat söylenilenleri hayat'a geçirme konusunda eksikler çok fazla.
Yetisen yeni nesile odaklanmak en dogru karar olur. Sağlam değerler üzerine bina edilmiş bir insan eğitmek gerekmektedir. Sünger misali iyi-kötü ayırt etmeden herşeyi benimseyen bir nesil değil, herşeyi akıl süzgecinden geçiren bir nesil yetiştirmeliyiz Allah’ın izniyle. Böylece ne tv nede baska bir illet bizlerin degerlerini kemirmeye güç yetirebilir...

Ukbâ
12-15-2009, 12:52
Taktın bayanlara be ukba kardeş:) Bizlerde öyle diziler yapalımki bayan , erkek herkes izlesin.Zaten şu anda bizim kanallarımız diye tabir ettiğimiz kanallar nasıl insan yetiştirilir, kültür kavramlarını asimile etmeden bizlere yayıyor çok korkma her gecenin bir sabahı vardır.bekle ki aydınlığı göresin:)

Nasıl takmayım hakan bey her şey ortada, sektör onların omuzunda ilerliyor.:) haklısınız sizinde vurguladığı gibi bu boşluğu muhafazakar kesimin dizileri ile doldurabiliriz zaten samayolunun bu boşluğu hakkı ile doldurduğunada inanıyorum .

Ukbâ
12-15-2009, 12:58
Zehirlenmis anneler için pek bir çözüm göremiyorum. Ne deseniz faydasini göstermiyor; kurdugunuz cümlelerin ardindan sizlere hak veriyorlar fakat söylenilenleri hayat'a geçirme konusunda eksikler çok fazla.

Kalıplaşmış modelleri asimile etmek güç haklısınız ama onların fiileri ile etrafın bozulmasınada bir şekilde engel olmak gerek
Yetisen yeni nesile odaklanmak en dogru karar olur. Sağlam değerler üzerine bina edilmiş bir insan eğitmek gerekmektedir. Sünger misali iyi-kötü ayırt etmeden herşeyi benimseyen bir nesil değil, herşeyi akıl süzgecinden geçiren bir nesil yetiştirmeliyiz Allah’ın izniyle. Böylece ne tv nede baska bir illet bizlerin degerlerini kemirmeye güç yetirebilir..

Bakın işte bu husus perçinlenmesi gerek , daha çok yönümüzü arkadan gelen dimağları taptaze iken yetiştirmek , doğru ve yalnışı ayırt edebilecek donanıma onları ulaştırmak . Teşekkürler yorum için

Kur'ânTalebesi
12-15-2009, 13:08
Kalıplaşmış modelleri asimile etmek güç haklısınız ama onların fiileri ile etrafın bozulmasınada bir şekilde engel olmak gerek

Tabi ki. Sahsen bu konuda ailede en akl-i selim ebeveynin çocugun egitimini üstlenmesi gerektigini düsünüyorum. En azindan çocugu yönlendirmede baskin bir rol sahibi olmali. Bunun yani sira psikolog ve egitimcilerden destek almak en dogru karar olur (ne hikmetse kadin programlarinda psikolog veya egitimci olarak tanimlanan insanlar ne psikolog nede egitimci gibi tavirlar sergiliyorlar...). Ayrica okullarda rehberlik ve psikolojik danismanlik yardimlari mevcut, sinif ögretmenleri de yönlendirici olabiliyor. Yeter ki yardim almak istensin...

NûN
12-15-2009, 14:29
Biz erkekler pek müptelası değiliz bu dizilerin , daha çok bayanları sömüren sektör yine bayanlarımızı zehirleyerek toplumun yapı taşlarını örslüyor , bayanlar bu noktada çok daha uyanık olması gerekir toplumun harcı onların ellerinde yoğruluyor çünkü

Hocam, bu sömürünün(!) bayanı erkeği kalmadı bence...
Artık aile boyu müptelâ olmuş milletimiz...

Ukbâ
12-15-2009, 15:50
, bu sömürünün(!) bayanı erkeği kalmadı bence...
Artık aile boyu müptelâ olmuş milletimiz...

:) Kesinlikle biz magazinsel boyutundayız işin bakmayın siz bize

Bir yere oturmaya gittiğimizde teyzelerin ellerinde tesbih, gelinlerin ellerinde bebesi, amcalar da televizyon odasında oturuyorlar bu arada, öteki odaya geçmiyorlar, çoluk çocuk hep birlikte "kutudan ne çıkacak"ı izliyorlar...:şaşkın:

ya evet çok acı gerçekten , taklit denilen şeyin nasılda hayatlarımızı esir almış,verilen her şeyi süzmeden ona teslim olmanın adıdır bu



Bize geliyorlar, televizyonu açmadığımız için, bunalıyorlar, onları sohbet kesmiyor, ülke meseleleri ise boğuyor, ama aç KV sinden bir mevzu herkes ateşli ateşli diziyi yorumluyor :şaşkın:

Aslında eve gelen misafirlerin tv karşısında yorum yapmalaı çok tuhaf ,kaybettiğimiz bir çok unsuru tamamlamak için birbirimizi yakalamış iken yine tv karşısında ezilmek kötü, güncel meselelerde fakir olan ama dizi gibi boş kavramlar karşısında epey nefes tüketen nesil olmak fena

Ben bu iplitâyı bayanlarda görmedim sadece, üstüne sabah kuşağı da artık bayanlar için değil, erkekler de oturup izliyor, ağlıyor, gülüyor, sövüyor :şaşkın:

Yok yok bu noktada haksızsınız, bayanların eline su dökemeyiz.:)



Not:
- Ya falanca abla, izletme çocuğa şu rezaleti!
- Olsun canım, öğrensin bu şeyleri, çok içine kapanık az açılsın!
- Ya falanca abi eşin ne diyor böyle?
- Doğru diyor!

Öğrensin tabii virüs gibi sirayet etsin bedene ki şuursuz hissiz birtplumun temelini atmış oluruz.

ishakyilmaz
12-15-2009, 16:24
Öncelikle TV ekranlarının adetta şamar oğlanına döndüğünü üzülerek belirtmek istiyorum!Buna şamar oğlanıda denilmez aslında.Daha açıklayıcı söylersek,'gayri meşru eylem ve söylemlerin meşrulaştırıldığı ekranlar'Kesinlikle bu tanım en uygunu!

Bazı arkadaşlarımızın 'bayanların daha çok dizilerin etkisinde'kaldığı tezine yüzde yüz katılıyorum.

Bayan kardeşlerimizin duygusal yönlerinin zayıf ve sömürüye açık olması bunun en belirgin sebebi.

Fakat asıl mesele bu değildir.Bunlar kişiye göre yorumlardan ibarettir.

Mesele gerçekten çok ciddi,çok vahim vaziyette!

Artık en muhafazakar geçinen TV ekranları ile ilke ve ahlaklarından ödün vermek zorunda bırakılmaktadır!
Çünkü kapitalist sistem bir örümcek ağı gibi her alanda..

Gayri ahlaki programların insanların gözünün içine sokulduğu ayan beyan ortada.
Bunun tek suçlusu Devlettir.Devlettin bu konuda ki yürütme işini yürütemeyen! RTÜK'tür!

RTÜK programları irdeleme,insanların hassasiyetleri noktasında ne yazık ki asli görevini yerine getirememektedir!

Alenen yayınlanan uygunsuz ve zararlı programların yayına müsade etmektedir.

Özelikle Doğan Medyasının TVleri değim yerinde ise,milletin örf-gelenek ve göreneklerini sırtından hançerleyecek yapımları yayında!

Hangileri olduğunu açıklamaya gerek yok!

Velhasıl kirlenmiş,büyük bir erozyona uğramış bazı Tv ekranlarını bertaraf edecek gerçek ve doğru TV ekranlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

***

Bu noktada SAMANYOLU (STV) yapımlarını izlemek elzem olandır.Gerçekten öyle hakkaniyetli yapımlar yapılıyor ki,sabahtan akşama kadar STV izlemek baygınlık vermez.
Fakat STV ninde olur olmaz her reklamı alıp yayınlaması yanlış!Bu hussusa dikkat ederlerse yarınlar daha güzel olacak..Vesselam.

Ukbâ
12-15-2009, 17:45
Yorum bütünü ile güzel yalnız şu husus olmadı ishak bey (Gayri ahlaki programların insanların gözünün içine sokulduğu ayan beyan ortada.
Bunun tek suçlusu Devlettir.Devlettin bu konuda ki yürütme işini yürütemeyen! RTÜK'tür! ) nasıl bir ülkede yaşıyoruz en ufak bir şeye karşı marazalık gösteren ultra laik cevremiz var hemde bu kitleye rağbet eden insanlar var. Biz tepeden yasaklama yerine sivil hareketlerimiz ile insanlarımıza gençlerimize bu tür yayınların sakatlığı hakkında bilgi vermekten başka caremiz yok. Demokrasi hukuk diyorsanız bu gibi kavramlar devletlerin dinini ahlakını koruyamaz, dediğiniz şey şeriat hükümlerinde olur o da bizde yok şeriaat dediğinizde bile korkan millet varken siz nasıl yaparsınız bunu:)

Kur'ânTalebesi
12-15-2009, 18:02
Laik bir devlette olmamiz bazi ahlâk kurallarina riâyet etmememizi mesru kilamaz. RTÜK'ün çok fazla laksist davrandigi kanisindayim. Yurtdisinda yasayan biri olarak Türkiye tv kanallarinin Avrupa tv kanallarina nazaran daha seviyesiz oldugunu düsünüyorum. Ahlâksiz, seviyesiz programlarin muhattabi ise genellikle toplumun en alt tabakasi... "Ne seyredirseniz o'sunuz" gibi bir cümle ortaya çikiyor. Fakat kadin programlari ve ne idügü belirsiz dizileri izlemekten türk halki kendini sorgulamaktan âciz bir hâle gelmistir.. Ve bütün bunlar "modern"lik adina yapiliyor.. Simdi hâlimize gülelim mi, aglayalim mi?!

Ukbâ
12-15-2009, 18:12
Laik bir devlette olmamiz bazi ahlâk kurallarina riâyet etmememizi mesru kilamaz.
Tabiiki efendim ,laik liğin ülkemizde nasıl algılandığı malum , sistemi elinde bulunduran zevat maalesef laik liği din düşmanlığı olarak algılaması ortada , geçmişteki bir çok tecrübe ile bu tür meselelerde ayaklanması şeriaat geliyor laik sistem elden gidiyor diye kurumları nasıl tahrik ettiğini biliyoruz . Bu yüzden dini ve ahlaki meselelere bakışları bu zevatın pek makul olmaz.
RTÜK'ün çok fazla laksist davrandigi kanisindayim. Yurtdisinda yasayan biri olarak Türkiye tv kanallarinin Avrupa tv kanallarina nazaran daha seviyesiz oldugunu düsünüyorum. Ahlâksiz, seviyesiz programlarin muhattabi ise genellikle toplumun en alt tabakasi... "Ne seyredirseniz o'sunuz" gibi bir cümle ortaya çikiyor. Fakat kadin programlari ve ne idügü belirsiz dizileri izlemekten türk halki kendini sorgulamaktan âciz bir hâle gelmistir.. Ve bütün bunlar "modern"lik adina yapiliyor.. Simdi hâlimize gülelim mi, aglayalim mi?

Evet topluca ağlayalım ve haklısınız . Ama RTürk ün bu mevzuda yapabilecek bir şeyi olduğunu düşünmüyorum heleki dine karşı ön yargılı olan yargı ve hkukukk sistemimiz varken, daha gecenlerde bile içki reklamları hakkında aksi karar veren bir kurumun ne kadar ahlaklı davranır ki bu konularda ben yine yeniliyorum milletimizin zihni değişmeden bu sistem den bize rahat yüzü yok

Kur'ânTalebesi
12-15-2009, 18:14
Allah (c.c.) yardimcimiz olsun!

Gönülden
12-15-2009, 18:53
Malesef esas amac hayatı sorgulamayan ve tüketici bir toplum oluşturmaktır..anlatılmak istenen konular,içerikler verilen imajların arkasında kalıyor....zihinsel kapasiteyi düşüren bu TV Kültürü üzerinde yapılan araştırmaya göre televizyondan önce bir okurun uzun tartışmaları zevkle takip ederken şimdilerde bir öğrencinin bir dersin ilk onbeşinci dakikasında sıkıldığı gözlenmiştir...
Televizyonları bir eğlence aracı olarak gördüğümüz takdirde bilgilendirme yönünü unutur verileride iyi değerlendiremeyiz...
Madem RÜTÜK bu işten sorumlu herşeyi RÜTÜK düzenlesin demek yanlış olur....toplum olarakta duyarlı olmak lazımdır...TV'de hoş olmayan bir yayın gördüğümde bir çok kişiye mesaj atarım arayın diye...daha sonra sorarım aradınız mı diye...aldığım cevabı tahmin edersiniz...aman boşver biz mi değiştireceğiz...aslında bizlere bu lafı söyletende TV kültürünün kendisidir...toplum olarak uyanık olmak,duyarlı olmak şart...
Yorum yaparak katkıda bulunan tüm arkadaşlara sonsuz minnet olsun...

*neVzenin*
12-15-2009, 19:01
ßen yanlızca ezeli izliyorum ama oda çok güzel gerçekten... :)

Ukbâ
12-16-2009, 10:45
ßen yanlızca ezeli izliyorum ama oda çok güzel gerçekten... :)

Ezel'den başlar bu işler zaten , sonra ardı arkası kesilmez. Başlamayıver adım adım his dünyamızı duygularımızı felc eder. Yukarıda minikkelebek gönülden ve bir çok arkadaşımız zararları hususunda ortak görüş bildirmişler dikkate almamız lazım onları :)

Hakan Özkan
12-16-2009, 10:54
ßen yanlızca ezeli izliyorum ama oda çok güzel gerçekten... :)

Bence bahsedilen konunun özünü yakalamışsınız.Yok birbirlerinden farkı.Hepsinin amacı yıkım zarar vermek.İlk etapta kendinizle sorguladığınız vakit hiçbir şey yokmuş gibi gelir lakin bu zehir yavaş yavaş etkisini gösterir.

Kur'ânTalebesi
12-16-2009, 10:55
Peki IV.Osman hakkinda düsünceleriniz nelerdir? :hmm

Ukbâ
12-16-2009, 10:58
Peki IV.Osman hakkinda düsünceleriniz nelerdir? :hmm

Yanındaki cırak haric her şey çok güzel , bildik cinayet kurguları olsa bile yinede heyecan uyandırıyor ya içimizde bunu anlamıyorum. Birde cırak bir an önce evlensede işine çok daha iyi sarılsa :) Osman abininde calan telofonuna eşine benzeyen doktora laf yok , ara ara osmanlıca ve kıssaları anlatması harika. :)

Kur'ânTalebesi
12-16-2009, 11:00
Yanındaki cırak haric her şey çok güzel , bildik cinayet kurguları olsa bile yinede heyecan uyandırıyor ya içimizde bunu anlamıyorum. Birde cırak bir an önce evlensede işine çok daha iyi sarılsa :) Osman abininde calan telofonuna eşine benzeyen doktora laf yok , ara ara osmanlıca ve kıssaları anlatması harika. :)

Osman abinin konusmalari ise âlâ :)

Ukbâ
12-16-2009, 11:00
ßen yanlızca ezeli izliyorum ama oda çok güzel gerçekten... :)

Bence bahsedilen konunun özünü yakalamışsınız.Yok birbirlerinden farkı.Hepsinin amacı yıkım zarar vermek.İlk etapta kendinizle sorguladığınız vakit hiçbir şey yokmuş gibi gelir lakin bu zehir yavaş yavaş etkisini gösterir.

Hakan bey aşama aşama bu zehri aldığınızı hissettiniz anlaşılan , olan dayatılan her figürü zamanla insan bünyesi öyle bir sıradanlaştırıyor ki artık hayal felsefeniz oluyor , sonra manevi algılarınız ile sizin karakteriniz olduğu şeyler carpıştımıda aman ya ne olacak herkes artık bu şekilde düşünüyor yaşıyor diye maneviyatınızı ikinci plana atabiliyorsunuz.

Hakan Özkan
12-16-2009, 11:02
Vay be ukba kardeş dizi işi bayanların sanırdım ama maşallah hızlısın:)Tabiki bu tür müstehcenlik içermeyen dizi ve filmleri tasvip ediyoruz.Ama benim dizi kültürüm ve seyretme merakım olmadığından yorum yok.

Ukbâ
12-16-2009, 11:03
Osman abinin konusmalari ise âlâ :)

Ya evet harika , yürüyüşü ara sıra koşusu beni deli eden tarafları , bu arada kırık kalpler var bunu birde gündeme dair etö yü iyi analiz etmemize yarayabilecek kollamayı , birde terör sorunu için bilgi alabileceğimz tek türkiye yi izlemeyide unutmayın.:)

Hakan Özkan
12-16-2009, 11:03
Yok Yok yanlış anlaşılmasın benim ezeli falan izlediğim yok ukba kardeş ben alıntı yaptım nevzen kardeşin yazısından.İşin tonga ama yemezler:)

Ukbâ
12-16-2009, 11:05
Vay be ukba kardeş dizi işi bayanların sanırdım ama maşallah hızlısın:)Tabiki bu tür müstehcenlik içermeyen dizi ve filmleri tasvip ediyoruz.Ama benim dizi kültürüm ve seyretme merakım olmadığından yorum yok.

Bayanlar romantik dizileri izler daha çok duygusallıktan başka bir şey ortaya sermezler. Saydığım dizilerin hepsinin perde arkasında büyük öğretiler var umarım en kısa zamanda sizde musallat olursunuz. Bazen hayatın hızlı akışında bir çok şeyleri kaçırabiliyoruz ama samanyolunun dizileri bu boşluğu doldurabiliyor.

Ukbâ
12-16-2009, 11:06
Yok Yok yanlış anlaşılmasın benim ezeli falan izlediğim yok ukba kardeş ben alıntı yaptım nevzen kardeşin yazısından.İşin tonga ama yemezler:)

Hakan bey dizilere çok yorum yaptık , birde siyasi alanlarda yorumlarınızı bekleriz.:hihi2:

Hakan Özkan
12-16-2009, 11:09
Ben görsel olarak ottur başına vakit geçir uslubuna karşıyım.Ama gerçek ki öğretiler noktasında olması gereken bir şey.Herkesin hali işte ben seyrederek öğreneceğime, kendimi geliştireceğime inanmıyorum.Ama ruh dinginliği,yorgunluk atma adına karşısına geçip keyf-i endam olabilir tabiki.(Ukba bekle 3 saate yanındayım yola çıkıyorum )

Kur'ânTalebesi
12-16-2009, 14:52
Ya evet harika , yürüyüşü ara sıra koşusu beni deli eden tarafları , bu arada kırık kalpler var bunu birde gündeme dair etö yü iyi analiz etmemize yarayabilecek kollamayı , birde terör sorunu için bilgi alabileceğimz tek türkiye yi izlemeyide unutmayın.:)

IV. Osman'la yetinmeyi tercih ediyorum, aksi taktirde diger programlara vakit kalmiyor; "Namazla dirilis", "Vahyin penceresinden" ve su an aklima gelmeyen birkaç program gibi :)

"Kirik kalpler" dizisine gelince vakit israfina yol açitigini düsünüyorum. Izleme imkânim oldu, bendeniz'e fazla birsey kattigini sanmiyorum :)

BlueMoon
12-16-2009, 16:16
güzel bir yazı olmuş