temhaydogan
10-13-2020, 12:04
MİT'in Karabağ Operasyonun perde arkası.
"Fransa, Suriye Haseke’de,sözde Batı Ermenistan’dan 1915 yılında techir edilen Ermeni ailelerin akrabalarından gönüllü askeri tabur kurmuştu."
videoyu izlemek için linke tıklayarabilirsiniz https://youtu.be/ThjNbr-SEbg
Milli istihbarat teşkilatımız, MİT, bu saldırıya destek olan Fransa'nın tüm adımlarını, aylar öncesinden saniye saniye izlemeye başlamış, devletin gerekli birimlerine bildirmişti.
Geçmiş yıllarda hep aynı senaryo yaşandı. Ermenistan Azerbaycan'a saldırır, Türkiye ve Azerbaycan uluslararası toplumu devreye sokar, ateşkes yapılırdı.
Yine aynı şekilde Ermenistan Azerbaycan'a saldırdı. Yine Türkiye ve Azerbaycan'ın uluslararası toplumu devreye sokarak ateşkes yapılacağını hesapladılar.
Ama bu defa kazın ayağı öyle olmadı. Yaş tahtaya bastılar. Ateşkes diye yalvarmaya başladılar. Rusya başlarda "biz Ermenistan'ı korumakla mükellefiz, ama savaş Ermenistan sınırlarında değil'" dese de, baktı gördü Azerbaycan'ın duracağı yok, devreye girerek,10 saat süren görüşmeler sonucu ateşkes ilan edilmesini sağlamak zorunda kaldı.
Milli istihbarat teşkilatımız, bu saldırıya destek olan Fransa'nın tüm adımlarını, aylar öncesinden saniye saniye izlemeye başlamış, devletin gerekli birimlerine bildirmişti.
Peki, Milli İstihbarat Teşkilatını harekete geçiren olaylar neydi? Milli istihbarat teşkilatı'nın dikkatini çeken hareketlilikler nelerdi?
Bu Ermeni tabur ilk başta 45 kişiyle kurulmuş, kalaşnikof tüfek ve 4 adet tankla donatılmıştı. Ermeni taburunun eğitimleri de PKK milislerine ait kamplarda verilmekteydi.
Fransa bu tugayı, Suriye Haseke’nin kuzeyinde Tel Tamir bölgesinde ÖSO ve TSK ile kurulan sıcak temas hattında konumlandırıyordu.
Fransa'nın, Ermenistan'ın dağlık Karabağ'a saldırmasından hemen önce, Suriye'deki ermeni tugayını süleymaniye-iran üzerinden Karabağ'a gönderdiği tespit edildi.
Yine, Lübnan'daki bazı grupların da karabağ'a gönderildiği de Türkiye tarafından adım adım izlendi.
Irak ve Suriye'de bulunan Bazı PKK ve daeş gruplarının da, Fransa'nın kontrolünde Karabağ'a gönderilmesi milli istihbarat teşkilatı'miz tarafından adım adım izlendi.
Suriye'deki ermeni tugayı'nın Karabağ'a gönderilmesi, PKK ve daeş'lilerin hareketliliği, Lübnan'daki grupların sevkini iyi takip eden Türkiye, Azerbaycan'la bilgi paylaşımı yaparak tüm hazırlıklarını önceden yaptı. Hatta Azerbaycan sosyal medya kullanıcıları 20 gün öncesinden Azerbaycan'da yedek ve emekli subayların göreve çağrıldığını bile yazdı.
Ve beklenen oldu. Ermenistan Dağlık Karabağ'a saldırdı. Azerbaycan ordusu şimdiye kadar görülmemiş bir hızla saldırıya geçerek yıldırım hızıyla stratejik noktaları ele geçirdi. Ermeniler'in üzerine kabus gibi çöktü.
İran'dan Ermenistan'a gönderilmek istenen silah ve cephane yüklü kamyonlar, İran'da yaşayan Güney Azerbaycan'lı Türkler tarafından engellendi. Ermenistan'a geçmelerine izin verilmedi.
İran, Karabağ meselesinde taraf olur, Ermenilere destek olursa başına gelecekleri biliyor. İran'da yaşayan 40 milyon Güney Azerbaycan Türk'ü ayaklanır.
Fransa istemeyerek de olsa, Türkiye ve Azerbaycan'ın ekmeğine yağ sürdü. Midyad'a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu.
Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı saldırıları 1991-1992 yıllarında daha da genişlemeye başladı. 1992 yılı şubat ayının 25’ini 26’sına bağlayan gece, Ermeni birlikleri halkının tamamı Azerbaycan Türklerinden oluşan Hocalı şehrine saldırdı. Şehir tanklarla darmadağın edildi. Silahsız halk feci bir şekilde soykırıma maruz kaldı. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hastalar akıl almaz şekilde vahşice katledildi. Bu soykırımın sonucunda: 613 kişi öldürüldü, 487 kişi yaralandı, 1275 kişi esir edildi, 150 kişi kayboldu.
Hocalı’da yapılan soykırımına dünya toplumu tarafından hiçbir
sert tepki gösterilmedi. Bunun üzerine Ermeniler saldırılarını devam ettirdi-
ler. Azerbaycan’da oluşan hâkimiyet boşluğundan istifade eden Ermeniler 8
Mayıs 1992 de Şuşa, 18 Mayıs’ta ise Laçin bölgelerini işgal ettiler.
1992 yılın sonlarında Ermenilerin saldırılarının yeni bir aşaması başla-
dı. Ermenistan’ın işgal birlikleri Aralık ayının 10. günü Zengilan
bölgesinin 12 köyünü işgal etti.
Ermeni birlikleri 27 Mart 1993 tarihinde Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesi tamamen işgal edildi.
1993 Temmuz ayının sonlarında Azerbaycan’ın Ağdam şehri, 23 Ağustosta Füzuli, 24 Ağustosta Cebrayıl, 31 Ağustosta Kubatlı ve 29 Eylül de ise Zengilan Ermeniler tarafından işgal edildi.
Böylece “Karadeniz’den Akdeniz’e” büyük Ermenistan devleti kurmak hayalini gerçekleştirmek amacı güden Ermeniler, Dağlık Karabağ’ın ayrılıkçı kuvvetleri ile birlikte 1992-1993 yılları arasında Azerbaycan arazisinin % 20 sini, Dağlık Karabağ’ı ve ona bağlı 7 bölgeyi işgal ettiler.
Ermeni savaşçıları, Türk'leri öldürdükten sonra,başlarının derisini soymuş, gözlerini
çıkartmış insanlığa karşı en büyük cinayeti işlemiştir. https://youtu.be/ThjNbr-SEbg
https://uploads.tapatalk-cdn.com/20201013/b2b582e500537f1f974b1242b6ef3f2d.jpg
CPH2067 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
"Fransa, Suriye Haseke’de,sözde Batı Ermenistan’dan 1915 yılında techir edilen Ermeni ailelerin akrabalarından gönüllü askeri tabur kurmuştu."
videoyu izlemek için linke tıklayarabilirsiniz https://youtu.be/ThjNbr-SEbg
Milli istihbarat teşkilatımız, MİT, bu saldırıya destek olan Fransa'nın tüm adımlarını, aylar öncesinden saniye saniye izlemeye başlamış, devletin gerekli birimlerine bildirmişti.
Geçmiş yıllarda hep aynı senaryo yaşandı. Ermenistan Azerbaycan'a saldırır, Türkiye ve Azerbaycan uluslararası toplumu devreye sokar, ateşkes yapılırdı.
Yine aynı şekilde Ermenistan Azerbaycan'a saldırdı. Yine Türkiye ve Azerbaycan'ın uluslararası toplumu devreye sokarak ateşkes yapılacağını hesapladılar.
Ama bu defa kazın ayağı öyle olmadı. Yaş tahtaya bastılar. Ateşkes diye yalvarmaya başladılar. Rusya başlarda "biz Ermenistan'ı korumakla mükellefiz, ama savaş Ermenistan sınırlarında değil'" dese de, baktı gördü Azerbaycan'ın duracağı yok, devreye girerek,10 saat süren görüşmeler sonucu ateşkes ilan edilmesini sağlamak zorunda kaldı.
Milli istihbarat teşkilatımız, bu saldırıya destek olan Fransa'nın tüm adımlarını, aylar öncesinden saniye saniye izlemeye başlamış, devletin gerekli birimlerine bildirmişti.
Peki, Milli İstihbarat Teşkilatını harekete geçiren olaylar neydi? Milli istihbarat teşkilatı'nın dikkatini çeken hareketlilikler nelerdi?
Bu Ermeni tabur ilk başta 45 kişiyle kurulmuş, kalaşnikof tüfek ve 4 adet tankla donatılmıştı. Ermeni taburunun eğitimleri de PKK milislerine ait kamplarda verilmekteydi.
Fransa bu tugayı, Suriye Haseke’nin kuzeyinde Tel Tamir bölgesinde ÖSO ve TSK ile kurulan sıcak temas hattında konumlandırıyordu.
Fransa'nın, Ermenistan'ın dağlık Karabağ'a saldırmasından hemen önce, Suriye'deki ermeni tugayını süleymaniye-iran üzerinden Karabağ'a gönderdiği tespit edildi.
Yine, Lübnan'daki bazı grupların da karabağ'a gönderildiği de Türkiye tarafından adım adım izlendi.
Irak ve Suriye'de bulunan Bazı PKK ve daeş gruplarının da, Fransa'nın kontrolünde Karabağ'a gönderilmesi milli istihbarat teşkilatı'miz tarafından adım adım izlendi.
Suriye'deki ermeni tugayı'nın Karabağ'a gönderilmesi, PKK ve daeş'lilerin hareketliliği, Lübnan'daki grupların sevkini iyi takip eden Türkiye, Azerbaycan'la bilgi paylaşımı yaparak tüm hazırlıklarını önceden yaptı. Hatta Azerbaycan sosyal medya kullanıcıları 20 gün öncesinden Azerbaycan'da yedek ve emekli subayların göreve çağrıldığını bile yazdı.
Ve beklenen oldu. Ermenistan Dağlık Karabağ'a saldırdı. Azerbaycan ordusu şimdiye kadar görülmemiş bir hızla saldırıya geçerek yıldırım hızıyla stratejik noktaları ele geçirdi. Ermeniler'in üzerine kabus gibi çöktü.
İran'dan Ermenistan'a gönderilmek istenen silah ve cephane yüklü kamyonlar, İran'da yaşayan Güney Azerbaycan'lı Türkler tarafından engellendi. Ermenistan'a geçmelerine izin verilmedi.
İran, Karabağ meselesinde taraf olur, Ermenilere destek olursa başına gelecekleri biliyor. İran'da yaşayan 40 milyon Güney Azerbaycan Türk'ü ayaklanır.
Fransa istemeyerek de olsa, Türkiye ve Azerbaycan'ın ekmeğine yağ sürdü. Midyad'a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu.
Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı saldırıları 1991-1992 yıllarında daha da genişlemeye başladı. 1992 yılı şubat ayının 25’ini 26’sına bağlayan gece, Ermeni birlikleri halkının tamamı Azerbaycan Türklerinden oluşan Hocalı şehrine saldırdı. Şehir tanklarla darmadağın edildi. Silahsız halk feci bir şekilde soykırıma maruz kaldı. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hastalar akıl almaz şekilde vahşice katledildi. Bu soykırımın sonucunda: 613 kişi öldürüldü, 487 kişi yaralandı, 1275 kişi esir edildi, 150 kişi kayboldu.
Hocalı’da yapılan soykırımına dünya toplumu tarafından hiçbir
sert tepki gösterilmedi. Bunun üzerine Ermeniler saldırılarını devam ettirdi-
ler. Azerbaycan’da oluşan hâkimiyet boşluğundan istifade eden Ermeniler 8
Mayıs 1992 de Şuşa, 18 Mayıs’ta ise Laçin bölgelerini işgal ettiler.
1992 yılın sonlarında Ermenilerin saldırılarının yeni bir aşaması başla-
dı. Ermenistan’ın işgal birlikleri Aralık ayının 10. günü Zengilan
bölgesinin 12 köyünü işgal etti.
Ermeni birlikleri 27 Mart 1993 tarihinde Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesi tamamen işgal edildi.
1993 Temmuz ayının sonlarında Azerbaycan’ın Ağdam şehri, 23 Ağustosta Füzuli, 24 Ağustosta Cebrayıl, 31 Ağustosta Kubatlı ve 29 Eylül de ise Zengilan Ermeniler tarafından işgal edildi.
Böylece “Karadeniz’den Akdeniz’e” büyük Ermenistan devleti kurmak hayalini gerçekleştirmek amacı güden Ermeniler, Dağlık Karabağ’ın ayrılıkçı kuvvetleri ile birlikte 1992-1993 yılları arasında Azerbaycan arazisinin % 20 sini, Dağlık Karabağ’ı ve ona bağlı 7 bölgeyi işgal ettiler.
Ermeni savaşçıları, Türk'leri öldürdükten sonra,başlarının derisini soymuş, gözlerini
çıkartmış insanlığa karşı en büyük cinayeti işlemiştir. https://youtu.be/ThjNbr-SEbg
https://uploads.tapatalk-cdn.com/20201013/b2b582e500537f1f974b1242b6ef3f2d.jpg
CPH2067 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi