kefenci85
02-16-2008, 15:00
Bilindiği üzere Milli Görüş hareketi söylem itibariyle Siyonizm karşıtı bir konum almıştır. Hatta Siyonizm karşıtlığını Dünyanın gizli bir Yahudi dünya devleti tarafından yönetildiğine dair komplo teorilerini sahiplenmeye kadar vardırmıştır. Muhalefette iken yılmaz bir Siyonizm düşmanı olan hareketi iktidara geçince siyonizmle olan ilişkileri zor duruma sokacaktır. Bunun en bariz örneği Refahyol iktidarı sırasındaki iktidar tecrübesidir. RP iktidara geldiğinde İsraille yapılan tüm anlaşmaların iptal edileceğini, yırtıp atılacağını vaad etmişti. İsraille yapılan anlaşmaları imzalayan ya da iptal etmeyen tüm hükümetleri de "İsrail uşağı" olarak itham etmekteydi. Türkiye'de mevcut bulunan antisiyonist yönelimi oya tahvil etme çabası olan bu söylemin samimiyeti iktidarda yaşayacağı sınavda belli olacaktı.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tararından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Ünal YAŞAR
ANAP Gaziantep Milletvekili
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının İsrail ile yaptığı, Askeri (Siyasi,eğitim),istihbarat veya ekonomik konularda yaptığı hangi anlaşmalar vardır? Bunların hangilerini iptal etmeyi düşünüyorsunuz?
Cevap:
T.C.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
Gaziantep Milletvekili Sayısı Ünal Yaşar’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği soru önergesine verilen yanıt ekte takdim kılınmaktadır.
Saygılarımla arz ederim.
Prof. Dr Tansu ÇİLLER
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
YANIT : Türkiye’nin İsrail’le yapmış olduğu anlaşmalar aşağıda sunulmuştur.
Kültür Eğitim ve Bilim Alanlarında İşbirliği Anlaşması (14 Kasım 1993)
Karşılıklı Anlayış ve İşbirliği ilkeleri Muhtırası (14 Kasım 1993)
Çevre Sorunları ve Doğa korunmasında İşbirliği Anlaşması (1l Nisan 1994)
Telekomünikasyon ve Posta Hizmetleri Alanlarında İşbirliği (3 Kasım 1994)
Uyuşturucu ve Psikotrop Madde Kaçakçılığı ve Kullanımı (4 Kasım 1994)
Sağlık ve Tıp Alanında İşbirliği Anlaşması (14 Mart 1995)
Tarım Ajanında İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı (27 Haziran 1995)
Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması (22 Şubat 1996)
Serbest Ticaret Anlaşması (14 Mart 1996)
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması (14 Mart1996)
Çifte Vergilendirmenin, önlenmesi Anlaşması (14 Mart 1996)
Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Anlaşması (14 Mart 1996)
Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması (28 Ağustos 1996)
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler Orta Doğu Barış Sürecinin başlamasıyla birlikte birçok alanda geliştirilip çeşitlendirilmiştir. Hiçbir üçüncü ülkeyi hedef almayan Türkiye- İsrail işbirliğinin bölge barısına, İstikrarına, Orta Doğu Barış Sürecinin gelişmesine ve bu sürecin tamamlanmasından sonra doğması beklenen işbirliği ortamına katkıda bulunacağına inanıyoruz. Dolayısıyla, Türkiye ile İsrail arasında akdedilmiş bulunan anlaşmaların iptali söz konusu değildir.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA ANKARA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tararından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Mustafa TAŞAR Gaziantep Milletvekili
Türkiye ile İsrail arasında Askeri Eğitim ve İşbirliği anlaşmasını iptal edecek misiniz?
Cevap:
T.C. DEVLET BAKANLIĞI
Gaziantep Milletvekili Sayın Mustafa TAŞAR’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve Sayın Başbakanımızın da kendileri adına Bakanlığım koordinatörlüğünde cevaplandırılması istenilen ilgi (b) yazı ekindeki yazılı soru önergeleri cevabı ekte sunulmuştur.
Lütfü ESENGÜN
Devlet Bakanı
Kanun : 1996/695-MD 14 Ağustos 1996
KONU : Yazılı Soru Önergesi
DEVLET BAKANLIĞINA
(Sayın Lütfü ESENGÜN) İLGİ : Devlet Bakanlığı’nın 12/8/1996 tarihli ve B . 02 . 0 . 0010/00243 sayılı yazısı, Gaziantep Milletvekili Mustafa R. TAŞAR tarafından verilen ve ilgi ile alınan 7/1133-2917 ve 7/1128-2911 esas no’lu yazılı soru önergeleri incelenmiş, konuya ilişkin bilgiler aşağıda açıklanmıştır.
1. Türkiye ile İsrail arasında 23 Şubat 1996 tarihinde imzalanan “Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması”nın iptaline ilişkin alınmış herhangi bir karar bulunmamaktadır.
2.Anılan Anlaşma, iki ülke arasında askeri eğitim işbirliğini tesis etmeyi amaçlamakta olup, askeri eğitim kuruluşları arasında işbirliğinin prensiplerini kapsamaktadır. Bu tür anlaşmaların ruhunda karşılıklılık ve karşılıklı yarar esastır. Anlaşmanın ülkemiz çıkarları açısından yararlı olduğu değerlendirilmektedir.
Arz ederim
MİLLİ SAVUNMA BAKANI NAMINA
Tuncer KILINÇ
Korgeneral
Müsteşar TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Ünal YAŞAR
Gaziantep Milletvekili
İsrail uçaklarının Konya’da eğitim gördüğüne dair haberler doğru mudur? Konya da eğitim yapıp, orta doğu da katliam yapan İsrail’e yapılan bu eğitim desteği sizi rahatsız etmiyor mu?
Cevap:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ : (a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 11 Ağustos 1996 tarihli ve A.01.0.GNS.0.l0.00.02 7/1183—3017/8052 sayılı yazısı
(b) Devlet Bakanlığının 22 Ağustos 1996 tarihli ve B.02.0.00l0/00.293 sayılı yazısı.
Gaziantep Milletvekili Ünal YAŞAR tarafından Sayın Başbakana tevcih edilen ve koordinatör Devlet Bakanlığınca tarafımdan cevaplandırılması istenilen 7/1183—3017esas sayılı Yazılı Soru Önergesinin cevabı. Ekte sunulmuştur.
Arz ederim.
Turan PAYAN
Milli Savunma Bakanı
GAZİANTEP MİLLETVEKİLİ ÜNAL YAŞAR
TARAFINDAN VERİLEN 7/1183 ESAS SAYILI
YAZILI SORU ÖNERGESİNİN CEVABI
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı ile İsrail Devleti Hükümeti Savunma Bakanlığı arasında Askeri Uçaklarla Eğitim Hakkında Anlaşma Muhtırası 18 Eylül 1995 tarihinde Ankara’da imzalanmış ve müteakiben Bakanlar Kurulunca da onaylanmış bulunmaktadır.
Anılan Muhtıra bir “Savunma İşbirliği Anlaşması” olmayıp, iki ülke Hava Kuvvetleri arasında Askeri Eğitim Alanında işbirliğini öngörmektedir.
Söz konusu işbirliğine gidilmesi ve Mutabakat Muhtırasının imzalamasının
maksadı, Türk Hava Sahasını İsrail Hava Kuvvetlerine açmak değil. Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını da karşılamak amacıyla, İsrail ile Askeri Eğitim Alanında karşılıklı işbirliği yapmaktadır. Eğitimlerin devamlılığı ve mütekabiliyet esasları göz önüne alındığında, İsrail Hava Kuvvetleri uçaklarının da zaman zaman l Türkiye’ye gelmeleri tabiidir. Müşterek eğitim faaliyetleri kapsamında; sadece İsrail Hava Kuvvetleri uçakları Türkiye’ye gelmemiş, aynı zamanda Türk Hava Kuvvet1eri uçakları da İsrail’e intikal ederek eğitimler yapmışlardır. Bu tür anlaşmaların ruhunda karşılıklılık ve karşılıklı yarar mevcuttur.
Türkiye’nin milli menfaatleri gereği yapılan karşılıklı eğitim işbirliğinin. Ülkesini düşünen hiç bir kimseyi rahatsız etmemesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Bilgilerine arz ederim.
Turhan TAYAN
Milli Savunma Bakanı
T.B.M.M.
TUTANAK DERGİSİ
78 inci Birleşim
4.4.1997 Cuma
Dönem: 20 Yasama Yılı : 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Serbest Ticaret Alanı Anlaşması ve İlgili Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/570)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG/101-1124/358
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 27.12.1996 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devletleri arasında Serbest Ticaret Alanı anlaşması ve İlgili notaların onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Genel Kurulda ve komisyonlarda öncelik ve ivedilikle görüşülmesini arz ederim.
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye ile İsrail arasında 14 Mart 1996 tarihinde Kudüs’te imzalanan Anlaşma “Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması’nın (GATT 1994) prensipleri doğrultusunda aktolunmuş ve taraflar arasında 2000 yılına kadar serbest ticaret alanı yaratılmasını öngören tercihli bir ticaret anlaşmasıdır.
Türkiye ile İsrail Serbest Ticaret alanı (STA) anlaşması, Türkiye’nin Avrupa’da ve Akdeniz bölgesinde yaşanan ekonomik bütünleşme sürecine etkin katılımının sağlanmasını hedeflemekte, ayrıca, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliğinin ilerleyişini belirleyen 1995 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının bir gereği olarak, dış ticaret politikasına yakınlaştırmasını öngörmektedir.
Türkiye, Avrupa ve Akdeniz bölgesinin ekonomik bütünleşme sürecine katılımı yönündeki ilk adımını, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile 1963 yılında imzalanan Ortaklık Anlaşması ile atmış, bunu 16 Aralık 1991 tarihinde EFTA devletleri ile Serbest Ticaret Alanı Anlaşması ve son olarak Türkiye ile İsrail arasında tamamlanan STA Anlaşması izlemiştir. Ayrıca 1/95 sayılı Ortaklık konseyi Kararının hükümleri ve Türkiye’nin ticari çıkarları çerçevesinde Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Baltık Devletleri, Tunus, Fas, Mısır, Slovenya ve Malta ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Alanı yaratacak Anlaşmalara ilişkin görüşmeler ve hazırlıklar sürdürülmektedir. Türkiye ile İsrail arasında, temel olarak, Armonize Mal Tanımlama Sisteminin 25-97 nci fasılları arasında yer alan sanayi ürünlerinde bir serbest ticaret alanı yaratılmasını ve müzakereleri devam etmek üzere, başlangıç olarak bir kısmı tarım ve işlenmiş tarım ürünlerinde sınırlı taviz değişimini öngören Anlaşma hizmet ticaretinin serbestleşmesine ilişkin geliştirici hükümlere de.
16 ocak 1997’de 54.Hükümet başbakanı Erbakan imzasıyla T.B.M.M Başkanlığı’na sunulan Kanun Tasarısı’nın tam adı şöyledir: “Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Serbest Ticaret Alanı Anlaşması Ve İlgili Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”
Söz konusu Kanun Tasarısı TBMMde 4 Nisan 1997’de RP oylarıyla kabul edilmiştir. 10 Nisan 1997 tarihli Resmi Gazetede de yayınlanmıştır. Kanunun gerekçesinde ise “Türkiye ile İsrail arasında tercihli bir ticaret anlaşması yapılmak istendiği” ibaresi yer almaktaydı. Dört sayfalık Kanunun gerekçesinin son paragrafı, “Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın, taraflar arasındaki ticaretin geliştirilmesine ilave olarak bölgesel, ticari, ekonomik ve politik ilişkiler ile işbirliğinin geliştirilmesine önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.” Şeklinde geçmektedir. Karşımızda İsraille ilişkileri kesmek bir yana geliştirmekten bahseden bir Milli görüş iktidarı bulunmaktadır.
Yukarıdaki belgelerde de okuduğumuz üzere Milli görüşün söylemlerindeki Siyonizm karşıtlığı iktidarda kalma çabasına yenik düşmüştür. Bu durum elbette hareketin İsrail uşağı olduğu anlamına gelmez. İktidar dönemindeyken İsrail ile olan ilişkilerinde belli bir soğuma olduğu vâkidir. Ancak bu söylendiği gibi düşmanca bir tavır ya da karşıtlık değildir. Aksine imzalanmayacak, varolanlar da yırtılıp atılacak denen anlaşmalar aynen korunmuş üzerine de yenilerinin yapılması için bizzat Erbakan tarafından kanun tasarıları hazırlanmıştır. Dönemin adalet bakanı Şevket Kazan daha sonra kaleme aldığı Refah Gerçeği kitabında bu konuda tabanını ikna etmek amacıyla ve muhalefete dönmesiyle eski söylemlerini korumak hedefiyle konuyla ilgili şu izahı yapmaktadır:
"Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır. (Şevket KAZAN, Refah Gerçeği, 2. Cilt, sh. 281-287)
Yukarıda verdiğimiz Erbakan imzalı yasa tasarısı hakkında ve Refahyol döneminde yırtılıp atılmayan aksine geliştirilen anlaşmalar hakkında tek bir söz ve açıklama yapmayan Sayın Kazan sadece bir anlaşmanın zorunlu olarak yapıldığını söyleyerek RP'nin hiçbir anlaşma imzalamadığı cevabı vermektedir. Oysa bu cevap hiç te tatmin edici bir özelliğe sahip değildir. Milli Görüş iktidar ile idealleri arasında sıkışmış ve bir tercih yapması gerektiğinde maalesef iktidarı tercih etmiştir. Askeri bir dayatma karşısında onurlu bir istifa yerine söz konusu anlaşmayı kanun tasarısı olarak sunmuştur. Açık bir iktidar zaafına düşmesinin bedelini de hükümet makamını kaybederek ödemiştir. Tüm bunlardan ders çıkart(a)mayanlara destek olmak mâkul ve İslâmî bir tavırdan uzaklaşmaktır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tararından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Ünal YAŞAR
ANAP Gaziantep Milletvekili
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının İsrail ile yaptığı, Askeri (Siyasi,eğitim),istihbarat veya ekonomik konularda yaptığı hangi anlaşmalar vardır? Bunların hangilerini iptal etmeyi düşünüyorsunuz?
Cevap:
T.C.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
Gaziantep Milletvekili Sayısı Ünal Yaşar’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği soru önergesine verilen yanıt ekte takdim kılınmaktadır.
Saygılarımla arz ederim.
Prof. Dr Tansu ÇİLLER
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
YANIT : Türkiye’nin İsrail’le yapmış olduğu anlaşmalar aşağıda sunulmuştur.
Kültür Eğitim ve Bilim Alanlarında İşbirliği Anlaşması (14 Kasım 1993)
Karşılıklı Anlayış ve İşbirliği ilkeleri Muhtırası (14 Kasım 1993)
Çevre Sorunları ve Doğa korunmasında İşbirliği Anlaşması (1l Nisan 1994)
Telekomünikasyon ve Posta Hizmetleri Alanlarında İşbirliği (3 Kasım 1994)
Uyuşturucu ve Psikotrop Madde Kaçakçılığı ve Kullanımı (4 Kasım 1994)
Sağlık ve Tıp Alanında İşbirliği Anlaşması (14 Mart 1995)
Tarım Ajanında İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı (27 Haziran 1995)
Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması (22 Şubat 1996)
Serbest Ticaret Anlaşması (14 Mart 1996)
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması (14 Mart1996)
Çifte Vergilendirmenin, önlenmesi Anlaşması (14 Mart 1996)
Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği Anlaşması (14 Mart 1996)
Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması (28 Ağustos 1996)
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler Orta Doğu Barış Sürecinin başlamasıyla birlikte birçok alanda geliştirilip çeşitlendirilmiştir. Hiçbir üçüncü ülkeyi hedef almayan Türkiye- İsrail işbirliğinin bölge barısına, İstikrarına, Orta Doğu Barış Sürecinin gelişmesine ve bu sürecin tamamlanmasından sonra doğması beklenen işbirliği ortamına katkıda bulunacağına inanıyoruz. Dolayısıyla, Türkiye ile İsrail arasında akdedilmiş bulunan anlaşmaların iptali söz konusu değildir.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA ANKARA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tararından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Mustafa TAŞAR Gaziantep Milletvekili
Türkiye ile İsrail arasında Askeri Eğitim ve İşbirliği anlaşmasını iptal edecek misiniz?
Cevap:
T.C. DEVLET BAKANLIĞI
Gaziantep Milletvekili Sayın Mustafa TAŞAR’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve Sayın Başbakanımızın da kendileri adına Bakanlığım koordinatörlüğünde cevaplandırılması istenilen ilgi (b) yazı ekindeki yazılı soru önergeleri cevabı ekte sunulmuştur.
Lütfü ESENGÜN
Devlet Bakanı
Kanun : 1996/695-MD 14 Ağustos 1996
KONU : Yazılı Soru Önergesi
DEVLET BAKANLIĞINA
(Sayın Lütfü ESENGÜN) İLGİ : Devlet Bakanlığı’nın 12/8/1996 tarihli ve B . 02 . 0 . 0010/00243 sayılı yazısı, Gaziantep Milletvekili Mustafa R. TAŞAR tarafından verilen ve ilgi ile alınan 7/1133-2917 ve 7/1128-2911 esas no’lu yazılı soru önergeleri incelenmiş, konuya ilişkin bilgiler aşağıda açıklanmıştır.
1. Türkiye ile İsrail arasında 23 Şubat 1996 tarihinde imzalanan “Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması”nın iptaline ilişkin alınmış herhangi bir karar bulunmamaktadır.
2.Anılan Anlaşma, iki ülke arasında askeri eğitim işbirliğini tesis etmeyi amaçlamakta olup, askeri eğitim kuruluşları arasında işbirliğinin prensiplerini kapsamaktadır. Bu tür anlaşmaların ruhunda karşılıklılık ve karşılıklı yarar esastır. Anlaşmanın ülkemiz çıkarları açısından yararlı olduğu değerlendirilmektedir.
Arz ederim
MİLLİ SAVUNMA BAKANI NAMINA
Tuncer KILINÇ
Korgeneral
Müsteşar TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Ünal YAŞAR
Gaziantep Milletvekili
İsrail uçaklarının Konya’da eğitim gördüğüne dair haberler doğru mudur? Konya da eğitim yapıp, orta doğu da katliam yapan İsrail’e yapılan bu eğitim desteği sizi rahatsız etmiyor mu?
Cevap:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ : (a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 11 Ağustos 1996 tarihli ve A.01.0.GNS.0.l0.00.02 7/1183—3017/8052 sayılı yazısı
(b) Devlet Bakanlığının 22 Ağustos 1996 tarihli ve B.02.0.00l0/00.293 sayılı yazısı.
Gaziantep Milletvekili Ünal YAŞAR tarafından Sayın Başbakana tevcih edilen ve koordinatör Devlet Bakanlığınca tarafımdan cevaplandırılması istenilen 7/1183—3017esas sayılı Yazılı Soru Önergesinin cevabı. Ekte sunulmuştur.
Arz ederim.
Turan PAYAN
Milli Savunma Bakanı
GAZİANTEP MİLLETVEKİLİ ÜNAL YAŞAR
TARAFINDAN VERİLEN 7/1183 ESAS SAYILI
YAZILI SORU ÖNERGESİNİN CEVABI
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı ile İsrail Devleti Hükümeti Savunma Bakanlığı arasında Askeri Uçaklarla Eğitim Hakkında Anlaşma Muhtırası 18 Eylül 1995 tarihinde Ankara’da imzalanmış ve müteakiben Bakanlar Kurulunca da onaylanmış bulunmaktadır.
Anılan Muhtıra bir “Savunma İşbirliği Anlaşması” olmayıp, iki ülke Hava Kuvvetleri arasında Askeri Eğitim Alanında işbirliğini öngörmektedir.
Söz konusu işbirliğine gidilmesi ve Mutabakat Muhtırasının imzalamasının
maksadı, Türk Hava Sahasını İsrail Hava Kuvvetlerine açmak değil. Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını da karşılamak amacıyla, İsrail ile Askeri Eğitim Alanında karşılıklı işbirliği yapmaktadır. Eğitimlerin devamlılığı ve mütekabiliyet esasları göz önüne alındığında, İsrail Hava Kuvvetleri uçaklarının da zaman zaman l Türkiye’ye gelmeleri tabiidir. Müşterek eğitim faaliyetleri kapsamında; sadece İsrail Hava Kuvvetleri uçakları Türkiye’ye gelmemiş, aynı zamanda Türk Hava Kuvvet1eri uçakları da İsrail’e intikal ederek eğitimler yapmışlardır. Bu tür anlaşmaların ruhunda karşılıklılık ve karşılıklı yarar mevcuttur.
Türkiye’nin milli menfaatleri gereği yapılan karşılıklı eğitim işbirliğinin. Ülkesini düşünen hiç bir kimseyi rahatsız etmemesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Bilgilerine arz ederim.
Turhan TAYAN
Milli Savunma Bakanı
T.B.M.M.
TUTANAK DERGİSİ
78 inci Birleşim
4.4.1997 Cuma
Dönem: 20 Yasama Yılı : 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Serbest Ticaret Alanı Anlaşması ve İlgili Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/570)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG/101-1124/358
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 27.12.1996 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devletleri arasında Serbest Ticaret Alanı anlaşması ve İlgili notaların onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Genel Kurulda ve komisyonlarda öncelik ve ivedilikle görüşülmesini arz ederim.
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye ile İsrail arasında 14 Mart 1996 tarihinde Kudüs’te imzalanan Anlaşma “Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması’nın (GATT 1994) prensipleri doğrultusunda aktolunmuş ve taraflar arasında 2000 yılına kadar serbest ticaret alanı yaratılmasını öngören tercihli bir ticaret anlaşmasıdır.
Türkiye ile İsrail Serbest Ticaret alanı (STA) anlaşması, Türkiye’nin Avrupa’da ve Akdeniz bölgesinde yaşanan ekonomik bütünleşme sürecine etkin katılımının sağlanmasını hedeflemekte, ayrıca, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliğinin ilerleyişini belirleyen 1995 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının bir gereği olarak, dış ticaret politikasına yakınlaştırmasını öngörmektedir.
Türkiye, Avrupa ve Akdeniz bölgesinin ekonomik bütünleşme sürecine katılımı yönündeki ilk adımını, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile 1963 yılında imzalanan Ortaklık Anlaşması ile atmış, bunu 16 Aralık 1991 tarihinde EFTA devletleri ile Serbest Ticaret Alanı Anlaşması ve son olarak Türkiye ile İsrail arasında tamamlanan STA Anlaşması izlemiştir. Ayrıca 1/95 sayılı Ortaklık konseyi Kararının hükümleri ve Türkiye’nin ticari çıkarları çerçevesinde Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Baltık Devletleri, Tunus, Fas, Mısır, Slovenya ve Malta ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Alanı yaratacak Anlaşmalara ilişkin görüşmeler ve hazırlıklar sürdürülmektedir. Türkiye ile İsrail arasında, temel olarak, Armonize Mal Tanımlama Sisteminin 25-97 nci fasılları arasında yer alan sanayi ürünlerinde bir serbest ticaret alanı yaratılmasını ve müzakereleri devam etmek üzere, başlangıç olarak bir kısmı tarım ve işlenmiş tarım ürünlerinde sınırlı taviz değişimini öngören Anlaşma hizmet ticaretinin serbestleşmesine ilişkin geliştirici hükümlere de.
16 ocak 1997’de 54.Hükümet başbakanı Erbakan imzasıyla T.B.M.M Başkanlığı’na sunulan Kanun Tasarısı’nın tam adı şöyledir: “Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Serbest Ticaret Alanı Anlaşması Ve İlgili Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”
Söz konusu Kanun Tasarısı TBMMde 4 Nisan 1997’de RP oylarıyla kabul edilmiştir. 10 Nisan 1997 tarihli Resmi Gazetede de yayınlanmıştır. Kanunun gerekçesinde ise “Türkiye ile İsrail arasında tercihli bir ticaret anlaşması yapılmak istendiği” ibaresi yer almaktaydı. Dört sayfalık Kanunun gerekçesinin son paragrafı, “Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın, taraflar arasındaki ticaretin geliştirilmesine ilave olarak bölgesel, ticari, ekonomik ve politik ilişkiler ile işbirliğinin geliştirilmesine önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.” Şeklinde geçmektedir. Karşımızda İsraille ilişkileri kesmek bir yana geliştirmekten bahseden bir Milli görüş iktidarı bulunmaktadır.
Yukarıdaki belgelerde de okuduğumuz üzere Milli görüşün söylemlerindeki Siyonizm karşıtlığı iktidarda kalma çabasına yenik düşmüştür. Bu durum elbette hareketin İsrail uşağı olduğu anlamına gelmez. İktidar dönemindeyken İsrail ile olan ilişkilerinde belli bir soğuma olduğu vâkidir. Ancak bu söylendiği gibi düşmanca bir tavır ya da karşıtlık değildir. Aksine imzalanmayacak, varolanlar da yırtılıp atılacak denen anlaşmalar aynen korunmuş üzerine de yenilerinin yapılması için bizzat Erbakan tarafından kanun tasarıları hazırlanmıştır. Dönemin adalet bakanı Şevket Kazan daha sonra kaleme aldığı Refah Gerçeği kitabında bu konuda tabanını ikna etmek amacıyla ve muhalefete dönmesiyle eski söylemlerini korumak hedefiyle konuyla ilgili şu izahı yapmaktadır:
"Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır. (Şevket KAZAN, Refah Gerçeği, 2. Cilt, sh. 281-287)
Yukarıda verdiğimiz Erbakan imzalı yasa tasarısı hakkında ve Refahyol döneminde yırtılıp atılmayan aksine geliştirilen anlaşmalar hakkında tek bir söz ve açıklama yapmayan Sayın Kazan sadece bir anlaşmanın zorunlu olarak yapıldığını söyleyerek RP'nin hiçbir anlaşma imzalamadığı cevabı vermektedir. Oysa bu cevap hiç te tatmin edici bir özelliğe sahip değildir. Milli Görüş iktidar ile idealleri arasında sıkışmış ve bir tercih yapması gerektiğinde maalesef iktidarı tercih etmiştir. Askeri bir dayatma karşısında onurlu bir istifa yerine söz konusu anlaşmayı kanun tasarısı olarak sunmuştur. Açık bir iktidar zaafına düşmesinin bedelini de hükümet makamını kaybederek ödemiştir. Tüm bunlardan ders çıkart(a)mayanlara destek olmak mâkul ve İslâmî bir tavırdan uzaklaşmaktır.