Ertuğrul ÖZGÜL
07-21-2010, 19:27
Ne zaman Silahlı Kuvvetler’le ilgili bir iddia gündeme gelse, “kurumları yıpratmayalım” teranesi başlıyor.
“Her kurumda çürük elmalar bulunur” diye de ekleniyor.
Ortadaki tablo çürüklerin sağlamlardan fazla olduğu izlenimi veriyor.
Ayıkla ayıkla bitmiyor.
YAŞ’ta terfi ettirecek general kalmadı neredeyse, iş o boyutta.
Maşallah iddiaların ardı arkası da kesilmiyor...
Kimi kendi jetini düşürüp camisini bombalama planı yapmış, kimi öldürülecek gazeteciler listesi hazırlayıp tetikçileri bile belirlemiş, kimi “Heronları düşürelim” demiş, kimi yeraltına silah gömmüş...
Say say bitmez.
Daha kendi mayınıyla kendi askerini öldüren de var, dağdaki militanı kaçakçı sanan da var...
Bu halk Fenerbahçe seyircisi gibi olsa, İlker Başbuğ daha ilk yılın sonunda o koltuğu terk ederdi.
Ama basınımızın bir bölümü Fenerbahçe’ye gösterdiği önemi Silahlı Kuvvetlere göstermediği için skandallar pek öyle halk tarafından öğrenilemiyor.
Fenerbahçeli Kazım’ın seks skandalı iddiası manşet oluyor ama Heron olayı görmezden geliniyor.
Gelinmekle kalınsa da iyi, verilmeyen haberin yalanlanması yayınlanıyor.
Yalanlayan kim?
Çürük çetesinden cezaevinde olan bir albay.
Yani, para karşılığı kimilerine sahte sağlık raporu aldığı iddiasıyla cezaevinde olan bir rütbeli asker.
Şıracının şahidi bozacı
misali.
Bu arada Genelkurmay Başkanı Başbuğ, “misyonu belli” gazeteye bilgi aktarıyor.
“Soruşturma sürüyor” diyor.
3 yıl önce meydana gelmiş, vatana ihanet iddiası içeren bir olayı Genelkurmay 3 senedir soruşturuyor.
Bu hızla Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olduğunda da soruşturma tamamlanır herhalde.
İnsanın Genelkurmay soruşturacaksa, ağır cezalık bir suç işleyeyim diyesi geliyor.
Bir ülkenin silahlı kuvvetleri bu hale düşürülür mü?
Tel tel dökülen bir ordu olur mu?
Yaptığı yalanlamalar bir bir ya
lanlanan Genelkurmay Başkanı kameraralar önüne çıkıp açıklama yapamıyor.
“Türk kanından” bahseden yok.
“Kendi Heron’umuzu düşürelim diyen subay Türk kanı taşıyor mudur?” diye soran da yok.
Olan ne?
Kirli bir tezgah.
Bedelini kim ödüyor?
Hayatının baharında silah altına aldığınız masum gençler...
Halkı askerlikten soğutma suçu tam da bu olsa gerek.
Hey, orada kimse yok mu?
- “Bizimkiler çok zayiat veriyor”daki bizimkiler kim?
- Dağlıca’yı kim bastı?
- Niye PKK lider kadrosu bu telefon konuşmasını yalanlamak için çırpınıyor?
- Ve de Uğur Mumcu’yu kim öldürdü?
Bir ortaya çıkın da anlatın
bakalım...
Bu üzümün suyu üzümden lezzetli
Üzümün kilosu 3-5 dolar ama suyunun bir şişesi 10 bin dolar bile edebiliyor.
Türkiye’de ortalama 15-30 dolar arasında satılıyor.
50-100 doları gözden çıkaranlar dünya standardında olanını içiyor.
Zaten gazoz gibi değil, normalde iki kadeh yetiyor.
Parası ve keyfi olanların içeçeği yani.
Onun için “suyunu içme, üzümünü ye” demek çok mantıklı değil.
Bin yılı aşkındır içiyor insanlar bunu.
Ama şu var.
Bir kadeh de olsa, içip direksiyon başına geçme.
Tüm dünya ölçülü içme ve içkiliyken direksiyon başına geçmeme konusunda büyük kampanyalar var.
Türkiye’de de benzer bir politika izlemekte fayda var çünkü Pazartesi akşamı Ekrem Dumanlı bilançoyu gösterdi.
Korkunç.
Bir ayda trafiğe kurban verdiğimiz insan sayısı tam 261.
“Her kurumda çürük elmalar bulunur” diye de ekleniyor.
Ortadaki tablo çürüklerin sağlamlardan fazla olduğu izlenimi veriyor.
Ayıkla ayıkla bitmiyor.
YAŞ’ta terfi ettirecek general kalmadı neredeyse, iş o boyutta.
Maşallah iddiaların ardı arkası da kesilmiyor...
Kimi kendi jetini düşürüp camisini bombalama planı yapmış, kimi öldürülecek gazeteciler listesi hazırlayıp tetikçileri bile belirlemiş, kimi “Heronları düşürelim” demiş, kimi yeraltına silah gömmüş...
Say say bitmez.
Daha kendi mayınıyla kendi askerini öldüren de var, dağdaki militanı kaçakçı sanan da var...
Bu halk Fenerbahçe seyircisi gibi olsa, İlker Başbuğ daha ilk yılın sonunda o koltuğu terk ederdi.
Ama basınımızın bir bölümü Fenerbahçe’ye gösterdiği önemi Silahlı Kuvvetlere göstermediği için skandallar pek öyle halk tarafından öğrenilemiyor.
Fenerbahçeli Kazım’ın seks skandalı iddiası manşet oluyor ama Heron olayı görmezden geliniyor.
Gelinmekle kalınsa da iyi, verilmeyen haberin yalanlanması yayınlanıyor.
Yalanlayan kim?
Çürük çetesinden cezaevinde olan bir albay.
Yani, para karşılığı kimilerine sahte sağlık raporu aldığı iddiasıyla cezaevinde olan bir rütbeli asker.
Şıracının şahidi bozacı
misali.
Bu arada Genelkurmay Başkanı Başbuğ, “misyonu belli” gazeteye bilgi aktarıyor.
“Soruşturma sürüyor” diyor.
3 yıl önce meydana gelmiş, vatana ihanet iddiası içeren bir olayı Genelkurmay 3 senedir soruşturuyor.
Bu hızla Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olduğunda da soruşturma tamamlanır herhalde.
İnsanın Genelkurmay soruşturacaksa, ağır cezalık bir suç işleyeyim diyesi geliyor.
Bir ülkenin silahlı kuvvetleri bu hale düşürülür mü?
Tel tel dökülen bir ordu olur mu?
Yaptığı yalanlamalar bir bir ya
lanlanan Genelkurmay Başkanı kameraralar önüne çıkıp açıklama yapamıyor.
“Türk kanından” bahseden yok.
“Kendi Heron’umuzu düşürelim diyen subay Türk kanı taşıyor mudur?” diye soran da yok.
Olan ne?
Kirli bir tezgah.
Bedelini kim ödüyor?
Hayatının baharında silah altına aldığınız masum gençler...
Halkı askerlikten soğutma suçu tam da bu olsa gerek.
Hey, orada kimse yok mu?
- “Bizimkiler çok zayiat veriyor”daki bizimkiler kim?
- Dağlıca’yı kim bastı?
- Niye PKK lider kadrosu bu telefon konuşmasını yalanlamak için çırpınıyor?
- Ve de Uğur Mumcu’yu kim öldürdü?
Bir ortaya çıkın da anlatın
bakalım...
Bu üzümün suyu üzümden lezzetli
Üzümün kilosu 3-5 dolar ama suyunun bir şişesi 10 bin dolar bile edebiliyor.
Türkiye’de ortalama 15-30 dolar arasında satılıyor.
50-100 doları gözden çıkaranlar dünya standardında olanını içiyor.
Zaten gazoz gibi değil, normalde iki kadeh yetiyor.
Parası ve keyfi olanların içeçeği yani.
Onun için “suyunu içme, üzümünü ye” demek çok mantıklı değil.
Bin yılı aşkındır içiyor insanlar bunu.
Ama şu var.
Bir kadeh de olsa, içip direksiyon başına geçme.
Tüm dünya ölçülü içme ve içkiliyken direksiyon başına geçmeme konusunda büyük kampanyalar var.
Türkiye’de de benzer bir politika izlemekte fayda var çünkü Pazartesi akşamı Ekrem Dumanlı bilançoyu gösterdi.
Korkunç.
Bir ayda trafiğe kurban verdiğimiz insan sayısı tam 261.