isimsiz
07-17-2008, 17:12
Orada ve her yerde’ sloganıyla yaklaşık 8 yıldır dünyanın dört bir yanına tıbbi bakım ve sağlık ihtiyaçları götüren Yeryüzü Doktorları, din, dil, ırk, etnik köken, milliyet ayırt etmeden, yeryüzünün tüm sakinlerine bir tebessüm götürmek için çalışıyor. Genel Merkezi İngiltere’de bulunan örgütün Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Haydarpaşa Numune Hastanesi Üroloji Kliniği Şefi Prof. Dr. M. İhsan Karaman ve beraberindeki heyet, bir tatlı tebessüm ve teçhizatlarıyla işgal altındaki Filistin’in yolunu tuttu ve orada başarılı operasyonlara imza attı.
Bu vesileyle görüştüğümüz Karaman, Filistin’deki insani durumu anlatırken gelişmiş ülkelerin sözde yardım adı altında insanları nasıl kobay olarak kullandıklarını ve Batılı acemi cerrahların buralarda kendilerini nasıl geliştirdiğini öğrenme fırsatını bulduk. Yeryüzü Doktorları Türkiye ekibinin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla güleceğiniz ancak mazlum milletlerin kimlerin ellerine bırakıldığını duyduğunuzda yüzünüzü ekşiteceğiniz röportajımızı dikkatlerinize sunuyoruz.
* Yeryüzü Doktorları Türkiye olarak, ‘Filistin-Gülümseyen Çocuklar’ projesinin ikincisi için geçtiğimiz günlerde yeniden Filistin’e gittiniz. Öncelikle kimler vardı ekibinizde?
Dr. Ethem Güneren (Plastik cerrahi), Dr. Yıldız Yüzbaşıoğlu (Anestezi), Dr. Ozan Arslan (Plastik cerrahi) ve Dr. Hüseyin Kanberoğlu’ndan (Üroloji) oluşan ekibimizle birlikte ‘Bir insana hayat veren, bütün insanlığa hayat vermiş gibi olur’ düsturuyla Filistinli mazlumlardan birazının daha acısını dindirebilmek için el-Halil’e gittik.
* Ajanslardan Filistin’de 60 ağır vakanın ameliyatını ve 200 çocuğun da muayenesini gerçekleştirdiğinizi öğrendik. Karşılaştığınız manzarayı anlatır mısınız?
-Batı Şeria bölgesi el-Halil kentinde bulunan Alia Devlet Hastanesi polikliniğine adım attığımızda, koca bir bekleme salonunun ebeveynli-çocuklu bir kalabalıkla dolu olduğunu gördük. Plastik Cerrahi ve Pediatrik Üroloji alanında ameliyat gereken, hem de Batı Şeria’da yapılamayan kompleks ameliyatlara ihtiyaç duyan 100’ü aşkın vaka bizim yolumuzu gözlüyordu. Hastane başhekimliği, 15 gün öncesinden ilgili hastalara duyuru yapmış, Türk doktorların yapacağı operasyonlar için başvuruları kaydedip hastaları toplamıştı. Filistinli ana-babaların, şehitlerine, fakrü zaruretlerine, acz ve çaresizliklerine ağlamaktan yorulmuş gözleri, ‘belki yavrumun derdine derman olurlar’ ümidiyle parlamaya hazır, üzerimize dikilmiş duruyordu.
“Hastaların biri gidiyor, diğeri geliyordu”
Süratle hazırlandık ve Filistinli hastane doktorlarının da katılımıyla, komşu iki masada ameliyatlara başladık. Birçoğu daha önce başarısız operasyon geçirmiş ve komplike hale gelmiş vakaların biri geliyor, biri gidiyor; zaman nasıl akıyor, bu ameliyatlar nasıl bu kadar çabuk ve kolay bitiyor, anlayamıyorduk. Bazen iki vaka arasında su içecek vakti bile zor buluyorduk. İstanbul’da, kendi hastanemizde böyle bir ameliyattan bir veya iki tane yapsak, o gün akşama kadar boynumuz-belimiz ağrır. Kendimizi evimize, yatağımıza zor atarız. Burada ise bir tılsım var, tarifi zor… Hemen hemen fasılasız ‘6 ameliyatı biz mi yaptık?’ diye sorduk kendimize.
* ‘Başarısız operasyonlar’ dediniz. Bunu biraz daha açar mısınız?
Alia Devlet Hastanesinin konsültan ürologu Dr. Velid, yaptığımız hipospadias ameliyatlarının ardından daha önce buraya ameliyatlar yapmaya gelen Yunan ve Fransız ekiplerinde bu teknikleri hiç görmediğini ısrarla söyleyip durdu. Hâlbuki bizim yaptıklarımız, modern çocuk ürolojisinde rutin olarak yapılan evrensel tekniklerdi. Demek, daha önce gelenler bu işten tamamen bihaber bir ekipti. Bir de şunu öğrendik hayretlerle: Yunan ve Fransız ürolog ekiplerinin yaptığı 30’ar hipospadias vakasının 25’er tanesi başarısız olmuş! Bunların da bir kısmını biz onardık. Bu acı bilgi, bana Nijer’i çağrıştırdı. Amerikan yardım ekiplerinin acemi cerrahlarını vajinal fistül cerrahisini öğrenmek için grup grup gönderdiği zavallı Nijer’i. Nijerli mazlum kobaylardan sonra, Filistinliler de mi yoksa? Bundan şüphelenmek bile insanın içini burkuyor.
* Peki, Filistin denilince akla Sultan Abdülhamit geliyor. Filistinliler Sultan için ne diyor?
Her kademeden Filistinliden duyup sevindiğim bir şey de Sultan Abdülhamid’in asil tavrını yâd etmeleri oldu. Birçok kez, Sultan’ın Yahudilere Filistin arazisini satmayı reddettiğini ve onları kovduğunu dinliyoruz burada. Kadirşinaslık güzel şey... Bir de, benim ülkemin ansiklopedilerinde, Abdülhamid Han’dan ‘kızıl sultan’ diye bahsedildiğini hatırlıyorum, yüzüm kızarıyor.
Yeryüzü Doktorları kimdir?
Doctors Worldwide (Yeryüzü Doktorları), uluslararası bir grup yardım gönüllüsü doktor tarafından Nisan 2000’de İngiltere’de kuruldu. Yeryüzü Doktorları’nın ana amacı, temel tıbbi bakım ve sağlık ihtiyaçlarına yeterince ulaşamayan ihtiyaç sahiplerine tıbbi ve insani yardım götürmek. Bu faaliyetler ise Acil tıbbi ve insani yardım, Uzun vadeli-kalıcı sağlık hizmetleri ve Rehabilitasyon, yeniden yapılandırma ve tıbbi eğitim olmak üzere 3 temel başlıkta toplanıyor. Yeryüzü Doktorları, din, dil, ırk, etnik köken, milliyet ayırt etmeden, yeryüzünün tüm sakinlerine tıbbi ve insani yardım götürmeyi hedef ediniyor. Yeryüzü Doktorları’nın, gönüllü listesinde ülkemizden 400, dünyadan 1000 kadar sağlık çalışanı bulunuyor.
Bu vesileyle görüştüğümüz Karaman, Filistin’deki insani durumu anlatırken gelişmiş ülkelerin sözde yardım adı altında insanları nasıl kobay olarak kullandıklarını ve Batılı acemi cerrahların buralarda kendilerini nasıl geliştirdiğini öğrenme fırsatını bulduk. Yeryüzü Doktorları Türkiye ekibinin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla güleceğiniz ancak mazlum milletlerin kimlerin ellerine bırakıldığını duyduğunuzda yüzünüzü ekşiteceğiniz röportajımızı dikkatlerinize sunuyoruz.
* Yeryüzü Doktorları Türkiye olarak, ‘Filistin-Gülümseyen Çocuklar’ projesinin ikincisi için geçtiğimiz günlerde yeniden Filistin’e gittiniz. Öncelikle kimler vardı ekibinizde?
Dr. Ethem Güneren (Plastik cerrahi), Dr. Yıldız Yüzbaşıoğlu (Anestezi), Dr. Ozan Arslan (Plastik cerrahi) ve Dr. Hüseyin Kanberoğlu’ndan (Üroloji) oluşan ekibimizle birlikte ‘Bir insana hayat veren, bütün insanlığa hayat vermiş gibi olur’ düsturuyla Filistinli mazlumlardan birazının daha acısını dindirebilmek için el-Halil’e gittik.
* Ajanslardan Filistin’de 60 ağır vakanın ameliyatını ve 200 çocuğun da muayenesini gerçekleştirdiğinizi öğrendik. Karşılaştığınız manzarayı anlatır mısınız?
-Batı Şeria bölgesi el-Halil kentinde bulunan Alia Devlet Hastanesi polikliniğine adım attığımızda, koca bir bekleme salonunun ebeveynli-çocuklu bir kalabalıkla dolu olduğunu gördük. Plastik Cerrahi ve Pediatrik Üroloji alanında ameliyat gereken, hem de Batı Şeria’da yapılamayan kompleks ameliyatlara ihtiyaç duyan 100’ü aşkın vaka bizim yolumuzu gözlüyordu. Hastane başhekimliği, 15 gün öncesinden ilgili hastalara duyuru yapmış, Türk doktorların yapacağı operasyonlar için başvuruları kaydedip hastaları toplamıştı. Filistinli ana-babaların, şehitlerine, fakrü zaruretlerine, acz ve çaresizliklerine ağlamaktan yorulmuş gözleri, ‘belki yavrumun derdine derman olurlar’ ümidiyle parlamaya hazır, üzerimize dikilmiş duruyordu.
“Hastaların biri gidiyor, diğeri geliyordu”
Süratle hazırlandık ve Filistinli hastane doktorlarının da katılımıyla, komşu iki masada ameliyatlara başladık. Birçoğu daha önce başarısız operasyon geçirmiş ve komplike hale gelmiş vakaların biri geliyor, biri gidiyor; zaman nasıl akıyor, bu ameliyatlar nasıl bu kadar çabuk ve kolay bitiyor, anlayamıyorduk. Bazen iki vaka arasında su içecek vakti bile zor buluyorduk. İstanbul’da, kendi hastanemizde böyle bir ameliyattan bir veya iki tane yapsak, o gün akşama kadar boynumuz-belimiz ağrır. Kendimizi evimize, yatağımıza zor atarız. Burada ise bir tılsım var, tarifi zor… Hemen hemen fasılasız ‘6 ameliyatı biz mi yaptık?’ diye sorduk kendimize.
* ‘Başarısız operasyonlar’ dediniz. Bunu biraz daha açar mısınız?
Alia Devlet Hastanesinin konsültan ürologu Dr. Velid, yaptığımız hipospadias ameliyatlarının ardından daha önce buraya ameliyatlar yapmaya gelen Yunan ve Fransız ekiplerinde bu teknikleri hiç görmediğini ısrarla söyleyip durdu. Hâlbuki bizim yaptıklarımız, modern çocuk ürolojisinde rutin olarak yapılan evrensel tekniklerdi. Demek, daha önce gelenler bu işten tamamen bihaber bir ekipti. Bir de şunu öğrendik hayretlerle: Yunan ve Fransız ürolog ekiplerinin yaptığı 30’ar hipospadias vakasının 25’er tanesi başarısız olmuş! Bunların da bir kısmını biz onardık. Bu acı bilgi, bana Nijer’i çağrıştırdı. Amerikan yardım ekiplerinin acemi cerrahlarını vajinal fistül cerrahisini öğrenmek için grup grup gönderdiği zavallı Nijer’i. Nijerli mazlum kobaylardan sonra, Filistinliler de mi yoksa? Bundan şüphelenmek bile insanın içini burkuyor.
* Peki, Filistin denilince akla Sultan Abdülhamit geliyor. Filistinliler Sultan için ne diyor?
Her kademeden Filistinliden duyup sevindiğim bir şey de Sultan Abdülhamid’in asil tavrını yâd etmeleri oldu. Birçok kez, Sultan’ın Yahudilere Filistin arazisini satmayı reddettiğini ve onları kovduğunu dinliyoruz burada. Kadirşinaslık güzel şey... Bir de, benim ülkemin ansiklopedilerinde, Abdülhamid Han’dan ‘kızıl sultan’ diye bahsedildiğini hatırlıyorum, yüzüm kızarıyor.
Yeryüzü Doktorları kimdir?
Doctors Worldwide (Yeryüzü Doktorları), uluslararası bir grup yardım gönüllüsü doktor tarafından Nisan 2000’de İngiltere’de kuruldu. Yeryüzü Doktorları’nın ana amacı, temel tıbbi bakım ve sağlık ihtiyaçlarına yeterince ulaşamayan ihtiyaç sahiplerine tıbbi ve insani yardım götürmek. Bu faaliyetler ise Acil tıbbi ve insani yardım, Uzun vadeli-kalıcı sağlık hizmetleri ve Rehabilitasyon, yeniden yapılandırma ve tıbbi eğitim olmak üzere 3 temel başlıkta toplanıyor. Yeryüzü Doktorları, din, dil, ırk, etnik köken, milliyet ayırt etmeden, yeryüzünün tüm sakinlerine tıbbi ve insani yardım götürmeyi hedef ediniyor. Yeryüzü Doktorları’nın, gönüllü listesinde ülkemizden 400, dünyadan 1000 kadar sağlık çalışanı bulunuyor.