bu tabir bir kez daha; 27 Eylül Preveze Deniz Muharebesi zaferi münasebetiyle Barbaros Hayrettin Paşa'nın mezarı başında yapılan törende dile getirildi. sizlerinde görüşlerini almak istediğim bir sorudur bu; acaba güçlü ordu gerçekten güçlü türkiye anlamına mı gelir, yoksa güçlü türkiyemidir orduyu güçlü kılan? en basitinden sovyet sosyalistlerin kızıl ordusu vardı, ırak ın cumhuriyet muhafızları ama ikiside gün yüzü göremedi. sosyalist rusya yıkıldı, ırak ise kan ağlıyor; ee ordu güçlüydü ya ülke. bu tabir bu yüzden bana yalnış geliyor. sormak lazım acaba ülkenin benzin alacak parası olmadığı için ordunun uçak kaldıramadığı, tank yürütemediği günlerde sebep ülkenin aczi miydi, yoksa ordunun mu? orduya bu dönemde dünyadaki 3 ülkenin yapabileceği gece operasyonu mühimmatlarını devlet mi aldı yoksa ordu kendisi mi, yeni bir savaş uçağı filosunu devlet mi kurdu yoksa ordu kendisi mi, yeni tankları, yeni arazi araçlarını... kim aldı? cevap veriyorum parası olan devlet aldı, ordu değil. bunlardan çıkacak sonuç ise şudur, güçlü ordu güçlü ülkenin bir sonucudur. güçlü ordunun aciz devletlerdeki işi darbeler, güçlü devletlerdeki işi ise ülke güvenliğidir (en azından öyle olmalıdır). ordunun ülkeden güçlü olduğu zamanlarda ülkemizdeki gibi darbeler olur ve ülke daha beter hale gelir, ülkenin ordudan güçlü olduğu zamanlarda ise ülkemizdeki gibi gündem ali ülke menfaatleri olur, ne ressamlar, ne darbecileri övme politikaları değil.

Bu konuyla ilgili okuduğum bir yazıyı hatırladım şöyle yazıyordu:

' Ordunun güçlü olanı değil kaliteli olanı makbuldür.Yani yapması gerekeni yapan, yapmaması gerekeni de yapmayan. Kalite deyince akla çok soyut kavramlar gelebilir. Basit aslında: Aletler gibi kurumlar da belli bir amaç için tasarlanır ve kullanılır. Bir maliyeti vardır ve bir de faydası. Meselâ bir buzdolabı ne kadar çok soğutur ve ne kadar az elektrik harcarsa ve az gürültü yaparsa o kadar kalitelidir. Yani buzdolabının güçlü olmasının bir anlamı yok. Soğuk, ucuz ve sessiz olması lazım. Mağazaya gittiğiniz zaman kimse size güçlü buzdolabı satmaz. Yok böyle bir güç talebi. Örnekler sonsuz: Otomobil, yazlık ev, bilgisayar…

Kurumlar da böyle. Güçlü bir sağlık bakanlığı lazım mı? İstemez, kalsın. Sağlık bakanı bütçesini arttırmadan iyi bir yönetimle daha çok hasta tedavi edebiliyor mu? Buna bakarım ben. Güçlü itfaiye? İstemez. Yangın söndürsün yeter. Fazla da su harcamasın!

Gelelim Güçlü Ordu takıntısına. Ordudan beklenen 770.000 km² vatan toprağını korumak. Kimse izinsiz girmesin içeri. Bu yani. Tabi denizleri katalım ve kara sınırlarının ötesini de uyduyla takip edelim. Erken uyarı hesabı.

Gelin görün ki bizim ordumuz yılda 10 milyar dolar civarında bir parayı harcıyor ama eski genel kurmay başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 2003′te açıkça ilân ettiği gibi 2000 terörist elini, kolunu sallayarak içeri girebiliyor. Hem de tonlarca patlayıcı ile birlikte. Yaşar Bey hiç utanmadan, sıkılmadan bunları söylerken Ankara’da bazı subaylar darbe planları yapmışlar, gazetecileri, üniversite hocalarını fişlemişler. Alın size ciddi bir kalite problemi.

Ordunun yapması gerekenler : sınırları korumak. YAPILMIYOR.

Ordunun YAPMAMASI gerekenler:

Darbe : Bir kaç kez yapılmış, ordu artık bu konuda uzmanlaşmış, darbe ve andıç ekipleri kurmuş, internet üzerinden muhtıra vermiş.

Felsefe: İlker Bey pozitivizmi seviyormuş, ulus-devletten yanaymış. Postmodernist fikirlere karşıymış.

İşkence: Diyarbakır’da askerî cezaevinde işkence yapılmış.

Siyaset: İlker Bey hâlâ seçimlere hazırlanan bir siyasetçi gibi nutuklar atıyor, basın toplantıları yapıyor. Genel Kurmay’da koskoca bir halkla ilişkiler ekibi çalışıyor. Ama PKK adam öldürüyor.

Tarih: Ordu tarih yazıyor. Üstelik resmî tarihe karşı çıkanları askerî mahkemelerde yargılamış.

Eğitim: Ordu Ermenileri kötüleyen videolar hazırlatıp okullara dağıtıyor.

Neticede ortada çok büyük bir KALİTE sorunu var. Dünya kadar para harcadığı halde fetih yapamayan hatta sınırları bile koruyamayan bir ordu darbe, felsefe, işkence, siyaset, tarih ve eğitim ile ilgileniyor.

Türkiye’nin daha kaliteli bir orduya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Genel kurmay’da Kim ne yapıyor? Ne zaman bitiyor? Kaça patlıyor? Ve kim ödüyor? …'

"Gelin görün ki bizim ordumuz yılda 10 milyar dolar civarında bir parayı harcıyor ama eski genel kurmay başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 2003′te açıkça ilân ettiği gibi 2000 terörist elini, kolunu sallayarak içeri girebiliyor. Hem de tonlarca patlayıcı ile birlikte. Yaşar Bey hiç utanmadan, sıkılmadan bunları söylerken Ankara’da bazı subaylar darbe planları yapmışlar, gazetecileri, üniversite hocalarını fişlemişler. Alın size ciddi bir kalite problemi."

**
Bir terör örgütünün ülkemizde yıllardır neden bu kadar yara bıraktığını sanıyorsunuz? Bizim komutanlar siyaseti bırakırda sıra milli bütünlüğü koruma görevlerine gelirse belki bu ülke bir ilerleme kaydeder."aa olur mu ama? Ülke refah ve huzurlu olursa, Akparti nasıl yıpranacak nasıl darbe ortamı hazırlanacak? "


Herkes işini yapsın,düzelelim..Mesele zaten düzelmemizi ve huzurumuzu istemeyenler kaynaklı.yani şu "içimizdeki irlandalılar"..

Bizim önce güçlü bir ekonomiye ihtiyacımız var.

güçlü bir devlet olmadıktan sonra ordu diye bişey kalmazki zaten...

Vatan toprakları öncelikle vatandaşları ile güçlü olacak bağların oluşması gerekmektedir.Bir ülkenin vatandaşları arasında birlik,beraberlik ve kardeşlik bağları oluşmuşsa ordusunun zayıf olması düşünülemez bile.Bu yüzden önce içte refah ve huzur.

Halkı ile çelişmeyen, Halkının değerlerine düşman olmayan bir ordu ise evet güçlü ordu güçlü Türkiyedir...

Bu anlamlı konu için teşekkürler "aşk rüzgarı"..

Genelkurmay Başkanlığı'nın 29 Ekim açıklamasında da "güçlü ordu türkiye sloganı" ile yer bulan bu ifadenin tutarsızlığını anlayabilmek zor değil. Ülkeler güçlü olmadan ordularının gücü hiçbir işe yaramaz. Osmanlı ordusundan güçlü ordu yoktu ama Osmanlı Devleti zayıf düşünce o muazzam ordu bir işe yaramadı, Anadolu'ya hapsolduk...

Ayrıca, orduların ülkeleri olmaz. Ülkelerin orduları olur.

Genelkurmay inadına bu ifadeyi kullanarak kendini komik duruma düşürüyor.

***

Güçlü Türkiye Güçlü Ordu!

Doğrusu budur.

Güçlü Türkiye,Güçlü Ordu...bence doğru olan budur.güçlü bir ülke olmadıktan sonra güçlü bir orduya sahip olmak düşünülemez

Bu sorunn cevabı dünyadaki mavcut siyasi ve eğilimler dikkate alınarak cevaplanmadığı müddetçe hatalı sonuç verebilir. Halihazırda dünyadaki en büyük ekonomik güç Çin olmasına rağmen dünyayı yöneten ise en büyük Askeri Güç olan ABD dir. Umarım ki gün gelir de güçlü orduların değil adil toplumların güçlü olduğu bir dünya görebiliriz.

Ülke sadece ordu ile güçlü oluyorsa bu ülke ya dikta bir yönetime sahiptir yada monarşiye. Nitekim ordunun o kadar güçlü olmasının nedeni askeri güç ihtiyacının çok olmasıdır. Bu üstün güç gereksinimide demokrasilerde oluşmaz.

Güçlü bir ülke ise ihtiyaç halinde ordusunu hızlıca güçlü hale getirebilir. Bu ihtiyaç yokken orduyu güçlü yapmanın da bir anlamı yoktur. Tek manası daha çok maliyettir. Ordunun karnını doyurmak için harcanan paralar askeri-sivil arge çalışmalarına harcansa ciddi anlamda güçlü bir ülke haline gelebilirdik.

Asker sayımızın ne kadar çok olduğunun ve bunun ne kadar gereksiz olduğunun farkında mısınız? Sayının çok olması PKK mı bitirdi şimdiye kadar? Az ve üstün teknoloji ile donatılmış bir ordu çok ve hala g3 kullanan bir ordudan daha efektif olacaktır.

Ülke sadece ordu ile güçlü oluyorsa bu ülke ya dikta bir yönetime sahiptir yada monarşiye. Nitekim ordunun o kadar güçlü olmasının nedeni askeri güç ihtiyacının çok olmasıdır. Bu üstün güç gereksinimide demokrasilerde oluşmaz.


Güçlü bir ülke ise ihtiyaç halinde ordusunu hızlıca güçlü hale getirebilir. Bu ihtiyaç yokken orduyu güçlü yapmanın da bir anlamı yoktur. Tek manası daha çok maliyettir. Ordunun karnını doyurmak için harcanan paralar askeri-sivil arge çalışmalarına harcansa ciddi anlamda güçlü bir ülke haline gelebilirdik.

Asker sayımızın ne kadar çok olduğunun ve bunun ne kadar gereksiz olduğunun farkında mısınız? Sayının çok olması PKK mı bitirdi şimdiye kadar? Az ve üstün teknoloji ile donatılmış bir ordu çok ve hala g3 kullanan bir ordudan daha efektif olacaktır.

Pek fazla söylecek bir şey bırakmadınız. Aslında yorumunuzda sanki asker düşmanı gibi algılamaya calışan arkadaşlarımız cıkabilir ama bahsettiğiniz hususlarda buna dair bir izlenim yok. Ordu yeri geldi içindeki asalakları ayıklayamayarak hem kendine hem de milletine zarar verdi. Demokrasiyi ve hukuk normlarını oturtabilen halkına refahı taşıyabilen bir ülke haline dönmüş olsaydık , ordumuz iç tehdit var diye birilerinin oyununa gelerek kendi halkı ile savaş halinde olmayabilirdi. Ordumuzun güçlü olması şarttır ama güçlü oluşu dış düşmanlara karşı olmalıdır. Hiç bir kurumun kendisini tahrik ederek kendi sınırları içindeki farklılıklara karşı savaş acmasını gerektirmez. Bence ordumuz enerjisini bu şekildeki mücadeleler ile toplayamıyor. Siyaseti siyaset adamları yapması gerekirken yeri geliyor siyaset yapıyor üstüne vazife olmayan işlere bulaşıyor haliyle bu bir zaafa olanak sağlıyor.

Pek fazla söylecek bir şey bırakmadınız. Aslında yorumunuzda sanki asker düşmanı gibi algılamaya calışan arkadaşlarımız cıkabilir ama bahsettiğiniz hususlarda buna dair bir izlenim yok. Ordu yeri geldi içindeki asalakları ayıklayamayarak hem kendine hem de milletine zarar verdi. Demokrasiyi ve hukuk normlarını oturtabilen halkına refahı taşıyabilen bir ülke haline dönmüş olsaydık , ordumuz iç tehdit var diye birilerinin oyununa gelerek kendi halkı ile savaş halinde olmayabilirdi. Ordumuzun güçlü olması şarttır ama güçlü oluşu dış düşmanlara karşı olmalıdır. Hiç bir kurumun kendisini tahrik ederek kendi sınırları içindeki farklılıklara karşı savaş acmasını gerektirmez. Bence ordumuz enerjisini bu şekildeki mücadeleler ile toplayamıyor. Siyaseti siyaset adamları yapması gerekirken yeri geliyor siyaset yapıyor üstüne vazife olmayan işlere bulaşıyor haliyle bu bir zaafa olanak sağlıyor.

Yaşadığımız sessiz dikta yönetimidir. Anayasa ile sabitlenmiştir. Bu diktanın ayakta kalması için ordu güçlü olmak zorunda. Yoksa aman ha halk yönetimi ele geçirir. Göbeğini kaşıyan adam yönetime girer, dağdaki çoban başbakan olur!

Ha şimdi oluyo da sonra dikta sopayı alıp başlıyo dövmeye. Kendine benzetene kadar, benzetemezse üstünü çiziyor.

bir ordunun güçlü olabilmesi için halktan özellikler taşıması gerekir çünkü askerler halktandır bu untulmamalıdır bizim halkımız dindar bir halktır askeri yöneticilerde ona göre olmalıdır yoksa dini duyguları zayıf bir komutanın altına dindar bir askeri koyamazsınız

Tarihe baktığımızda herzaman önemli olan ekonomidir hitler savaşa başladığında küzey afrikada tank yürütürken tankların arkasın yüzlerce araç yürütüyodu burda önemli olan tank değil onları yürütecek ekonomiye sahip olmak savaşı başlatmak değil devamlılığını sağlayacak güce sahip olmak önemli

bir ordu ne kadar guçlu olursa olsun, o ulke guçlu olmadiktan sonra o ordu hiç bir i$e yaramaz, devletin yapisal anlamada bir kuvveti olacak ki ordusuna sahip çiksin onun için guçlu Turkiye guçlu ordu daha dogrudur