fatih kısaparmak balon baskılı balon Hayat ile imtihan !! - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hayat ile imtihan !!


Ukbâ
06-28-2010, 15:42
Dindarların hayat tarzı ile imtihanı

Tüketim toplumu denilen vaka da, hızlı teknolojik değişim ve bireyselliğin hayat tarzı üzerinden ifadesi gibi gelişmeler de sadece belli bir kesimi etkilemiyor. Nasıl ki güneş herkesi ısıtıyor, yağmur herkesi ıslatıyorsa teknolojik gelişme, kapitalist ekonominin yükselişi, küreselleşme vb. süreçler, dindarlar ya da İslami camia denilen kesim de dahil herkesin, her kesimin hayatını hızlandırıyor, etkiliyor ve yeni bir terkibe zorluyor. Bu nedenle dindarların hayat tarzında dikkat çekici değişiklikler gözlemliyoruz. Bir tarafta bu farklılaşan tezahürleri gözlemliyoruz, diğer taraftan bu tezahürler üzerinden bir kimlik çatışması ve hayat tarzı karşılaşması yaşanıyor. Cip kullanma, piyano ya da gitar çalma, bazı seçkin eğlence-dinlence mekânlarına gitme, alternatif tatil mekânları oluşturma vb. örnekler üzerinden yapılan tartışmalar sık sık gündem oluşturuyor. Bu tartışmalar, kimliksel ve sınıfsal bir çatışmanın da göstergesi olduğu için, dindarların hayat tarzı ile imtihanı zor bir süreç olarak cereyan ediyor

Kimi "Gerçekten samimi Müslüman olsalar bu kadar israfa batarlar mı?" şeklinde bir eleştiri getiriyor. Kimi dinî alana müdahale ettiğinin farkına varmadan içtihatlar ortaya koyuyor. Mesela hac yerine sadaka öneriyor. Ya da tesettürlü kadını derviş gibi bir hayata teşvik ettiğini zannederek, birkaç yüzyıl öncesinin toplumsal şartlarına geri gönderiyor. Bu eleştiriler, karşı savlarını da doğuruyor. Dindarlarla sekülerler arasındaki sınıfsal fark çok vurgulandığından "Müslümanlar her şeyin en iyisine layıktır" şeklindeki görüş, kendisine geniş bir yer buluyor. "Bir lokma bir hırka" şeklindeki ideal kod, modernleşme önünde bir engel olarak görülebiliyor. Böylece tüketimin her şekli sorgusuz sualsiz meşrulaştırılmış oluyor ve israf ve kanaat gibi kavramlar, dünyayı ahirete bağlayan süreçte terbiyevi imkânlarıyla birlikte hayatımızdan çekiliyor. Eric Fromm'un 'olmak ya da sahip olmak' şeklinde formüle ettiği modern insanın gerilimine, bütün dinler 'olmak' üzerinden cevap verirler. Böyle olunca şükreden zengin de sabreden fakir de 'olmak', yani manevi yükseliş açısından adil bir düzlemdedir. Fakat bugün zaman ve mekân algımızı değiştiren, bu nedenle de manevi derinleşmeyi zorlaştıran bir teknolojiyle muhatabız. Her şeyi çokluk ve büyüklük üzerinden değerlendiren, kişiyi bugüne ve âna kilitleyen bir tüketim sarmalının içinde yaşıyoruz. Teknoloji ve tüketim durumu yeterince karmaşıklaştırmışken,kimlikler üzerinden kurgulanan çatışma, dindarların tüketim karşısındaki sınavlarını daha da zorlaştırıyor.


Evet arkadaşlar dün bir yerde bekliyor iken fırsatımı gazetemizin yorum sayfası ile geçiştireyim dedim. Karşıma böyle bir yazı çıktı bir haylide ilgimi çekti. Sizlerinde yorumlarını merak ediyorum. Gerçekten islami değerlerimiz modern hayat karşısında asimilemi oluyor yoksa gelişen seküler şeyler ile islami anlayışlarımızda hayatın bir takım gelişmişliklerine entegre olarak gelişiminimi sağlıyor.

El Emin
06-28-2010, 15:52
Çok güzel ve yerinde bir yazı.
Bir gün din kültürü hocamız ile bir konu oldu ve söylediği bir söz çok dikkatimi çekti "Artık kapalı olmak moda.".Bazen düşünmüyor veya eleştirmiyor değilim.Zengin dindarların zekatımı da verim canım istedikçe de yerim gibi tezler öne sürdüklerini görebiliyoruz.Daha tutumlu dindarlar ise bunu musriflik olarak görüp yeri geldiğinde peygamber efendimizin hayatından örnek göstererek yeri geldiğinde ayetler göstererek tezlerini savunuyorlar.Benim şahsi kanaatim ise ikisi arasında bir zar kadar ince bir perde var.Ve ikisinin ortası bulunarak yaşanmalı diye düşünüyorum.

rizzelli
06-28-2010, 17:30
Gerçekten islami değerlerimiz modern hayat karşısında asimilemi oluyor yoksa gelişen seküler şeyler ile islami anlayışlarımızda hayatın bir takım gelişmişliklerine entegre olarak gelişiminimi sağlıyor.

modern hayatın nimetlerinden faydalanırken dünya ahiret dengesini sağlayabiliyor muyuz ve bunda başarılı oluyor muyuz?

insanın karşı cinse,paraya,dünya malına karşı arzulu ,fıtratında cimrilik,isyankarlık,nankörlük olduğunu Kur'an da çoğu ayette görebiliyoruz.
ancak bu olumsuz yönlere karşılık hidayet yolunda iki tercih önümüze koyuluyor:şükretmek ,nankörlük
modern hayatın kolaylıklarından faydalanmalıyız,dinin modern hayatta yeri vardır ve dindar bir insan da mordern hayatın bir parçası olabilir.
ama dünya ahiret dengesinni koruyamıyorsak,modern hayat diye entegre olduğumuz kültür bizi Rabbimizden uzaklaştırıyorsa,ibadetlerimizi unutturuyorsa,insanlara karşı adil olmamızı engelliyorsa muhasebemizi tekrar tekrar yapmalıyız,nefsimize sürekli format çekmeliyiz.bizi Allah’tan uzaklaştıracak nimet hayrımıza olmaz
her çağda, her zamanda ve her yerde din yaşanır.müslüman insanın uyması gereken kurallar, hiçbir çağın gereklerine aykırı olmayan, aksine her devirde geçerli olan genel kurallardır

bu yüzden asimile olan İslami değerlerimiz değil olsa olsa müslumanlardır.

El Emin
06-28-2010, 17:37
modern hayatın nimetlerinden faydalanırken dünya ahiret dengesini sağlayabiliyor muyuz ve bunda başarılı oluyor muyuz?

insanın karşı cinse,paraya,dünya malına karşı arzulu ,fıtratında cimrilik,isyankarlık,nankörlük olduğunu Kur'an da çoğu ayette görebiliyoruz.
ancak bu olumsuz yönlere karşılık hidayet yolunda iki tercih önümüze koyuluyor:şükretmek ,nankörlük
modern hayatın kolaylıklarından faydalanmalıyız,dinin modern hayatta yeri vardır ve dindar bir insan da mordern hayatın bir parçası olabilir.
ama dünya ahiret dengesinni koruyamıyorsak,modern hayat diye entegre olduğumuz kültür bizi Rabbimizden uzaklaştırıyorsa,ibadetlerimizi unutturuyorsa,insanlara karşı adil olmamızı engelliyorsa muhasebemizi tekrar tekrar yapmalıyız,nefsimize sürekli format çekmeliyiz.bizi Allah’tan uzaklaştıracak nimet hayrımıza olmaz
her çağda, her zamanda ve her yerde din yaşanır.müslüman insanın uyması gereken kurallar, hiçbir çağın gereklerine aykırı olmayan, aksine her devirde geçerli olan genel kurallardır

bu yüzden asimile olan İslami değerlerimiz değil olsa olsa müslumanlardır.

:saygılar::saygılar::saygılar:.Katılıyorum.

hipermuhafazakar
06-28-2010, 18:18
Dindar insan bilirki, diğer insanlarda Allah'ı daha iyi bilmeli, ona kulluk yapmalı, islam davasına omuz vermeli, günahlardan uzak durmalı vs vs Buda irşad ile olur.. İrşadında 10'da 9'u temsil 10'da 1'i tebliğdir ! Hayata neler eklenirse eklensin HER ZAMAN EN GÜZEL ŞEKİLDE TEMSİL EDİLMELİDİR DİN, DİNDARLIK ! Şu zamanda daha çok güzel temsile ihtiyaç var. İnsanlar insanlıklarını harcıyor yitiriyorlar bu zamanda.. Dindarlar güzel temsil etseler her zaman diğer insanlarıda çekerler.. Helal dairesinde gene yapılabilecekler yapılır ama yeterki yakışıksızlıklar yapılmasın.

Ukbâ
06-29-2010, 09:49
Denge insanı olmak hayatiyet arz ediyor. Dengenin muhafaza edilmeside herhalde sürekli cemaat halinde olmak ve her daim dini öğretiler ile haşır neşir olmak ile olur.

Hayatta önceliklerimizi dini teslimiyetlerimiz ile süslersek hayatın bütün getirilerine karşı duruşlarımızda eğrilme olmaz dediğiniz gibi . Sosyal hayatın depdebeli hali bir aralık ruhumuzu ele geçirdiğinde ameller yönünden bizleri zaafiyete uğratmaya çalışsada direncli olmak ısrarla direnmek kazanma ve kaybetme kuşağında çok önemli.

Bir sinemaya gittiğinizde veya bir gezi halinde en basitinden o anı yaşamayı farz olan ibadetlerin önüne koyabiliyorsak bu hayatı tüketirken uhrevi hayatımıza ihanet etmiş oluruz. Bunun gibi bir çok örnekler verilebilir hayat içindeki aktividelerimiz arttıkca hayatımıza türlü türlü aygıtlar girdikce teslimiyetlerimizde ibre kayması yaşanıyorsa bunun sonrasın da bir çok eksikliklere referans olmuşuz demektir. Modern olan her şey hayatımızı kolaylaştırdığı kadar manevi dünyamıza zarar verme ihtimallarıni göz ardı etmeyelim.

Lüks yaşam her şeyin mükemmeline sahip olma belki güdüsel olarak bir ihtiyactır ama bu hayatın içinde olan insanların dini yaşamlarında bir çok tavizler veridliğini görebiliyoruz. Lüksv e israf hayatların içinde kültürlerin islami anlayışların hayatın dışına cıktığını müşahade edebiliyoruz. Tavizler sonrası doğan her taviz hayatı ve dini yaşam alanlarını kamusal alana dönüştürebiliyor tersinden mahalle baskısı denilen şeyler modern hayat ile üstümüzde etki sağlayabiliyor. Toplumun genelinin hissine uymak islama uymaktan çok daha cazip gelebiliyor eminim bu kadar hassas konulara ileride müslümanlar olarak çok dikkat ederiz.

El Emin
06-29-2010, 13:47
Denge insanı olmak hayatiyet arz ediyor. Dengenin muhafaza edilmeside herhalde sürekli cemaat halinde olmak ve her daim dini öğretiler ile haşır neşir olmak ile olur.

Lüks yaşam her şeyin mükemmeline sahip olma belki güdüsel olarak bir ihtiyactır ama bu hayatın içinde olan insanların dini yaşamlarında bir çok tavizler veridliğini görebiliyoruz. Lüksv e israf hayatların içinde kültürlerin islami anlayışların hayatın dışına cıktığını müşahade edebiliyoruz. Tavizler sonrası doğan her taviz hayatı ve dini yaşam alanlarını kamusal alana dönüştürebiliyor tersinden mahalle baskısı denilen şeyler modern hayat ile üstümüzde etki sağlayabiliyor. Toplumun genelinin hissine uymak islama uymaktan çok daha cazip gelebiliyor eminim bu kadar hassas konulara ileride müslümanlar olarak çok dikkat ederiz.


Cemaat ahlakı ve cemaat edebine sahip olmak tahminimce kelimelerle anlatılacak bir durum değil.Şahsen o konuyu anlatmak veya önemini belirtmek istesem ve ona dair bir yazı yazsam ve o yazı istediği kadar uzun veya bilgi içerikli olsun yinede onu anlatmakta yazdığımı çok aciz ve yetersiz görürüm.Bence çok önemli olan bir husus ve günümüzde insanın kurtuluş yolunu açmaktaki en temel direk diyebilirim.

Toplumun bir kesiminde dini değerler tamamen gelenek ve görenek gibi görülmeye başlamış.Başımı kapatırım mini eteğimi de giyerim havasında olanlar var.Veya Dindeki en temel konulardan birini yaparken tamamen diğerini es geçenler yok sayanlar var.Bunda en temel etken olarak da kendini kanıtlama veya insanlara gösterme çabası veya bir nevi insanlardan geri kalmadığını gösterme çabası.O yapıyorsa bende yaparım benim ondan ne eksiğim var bakış açısına benzer bakış açıları var.Burada temel olarak gördüğüm zaaf ise maddiyatı maneviyattan ağır bulmak.

Ukbâ
10-13-2010, 16:42
Burada temel olarak gördüğüm zaaf ise maddiyatı maneviyattan ağır bulmak.

Teşekkürler kardeşim..

Hayatımızın yaşama külfetine değip değmemesi büyük oranda varlıklarımızın gayesinin yeteri kadar bilinmesi ile alakalıdır.Bu duygu hissedilerek yaşanarak aheste aheste içselleştirilmesi gerekir. Ölçülerin kıymetini besleyen bu değerde en ufak kayma varsa ruhun dünya adına çalışması ile bedenin o maddeye yaslanması kaçınılmaz oluyor. Hangi yönümüzü beslersek o yönün gelişmesi kaçınılmaz oluyor. Verilen değer maddeye kaydığı anda ruh ve manevi dünya acı ceker bütün ekseniniz dünya adına olur. Öncelikleriniz her daim nefsi ve dünyalık ile şekillenir.

En güçlü rehbere teslim olunursa karakterimiz, iman şuurumuz vasıtası ile amele amel süreci ilede sağlam engin murakabeye kayar, zamanla gaflet anlarımızın manası keşfetilerek varlığın manasının temaşaya zorlanarak her anımız onun rızasına dönebilir.

Akl-ı Selim
10-13-2010, 16:56
Ukba maddi olanakları orta direğin üstünde olan bir çoğunluk mesuliyet noktasında daha zor bir imtihan geçiriyor değil mi.

Yeni modalar yeni tüketim felsefesi, farklılık düşkünü bedenler, menşei kuran ve sünnetten ilham almayan hayata olmazsa olmazlar katma, ve daha zoru özendirme........

Ukbâ
10-13-2010, 17:08
Ukba maddi olanakları orta direğin üstünde olan bir çoğunluk mesuliyet noktasında daha zor bir imtihan geçiriyor değil mi.

Yeni modalar yeni tüketim felsefesi, farklılık düşkünü bedenler, menşei kuran ve sünnetten ilham almayan hayata olmazsa olmazlar katma, ve daha zoru özendirme........


Hocam onu bilemem siz daha iyi analize edebilirisiniz. :)

Akşam ki musabaka daki fark yeterli olmadı sanırım :)

Yalnız vurgulamak istediğiniz şey çok önemli renkli hayatlar maddeye boğulmuş onun ilhamı ile nefes alamayan bedenler dış beden itibari ile neşeli olsada içten ruhun yıkılması ile başlayan cürüme hissediliyor. Mevlam kontrolü elden bırakmayanlardan eylesin..

Akl-ı Selim
10-13-2010, 17:21
Ameeeeeeeeeeeennnnnnnnnnnnnnnn...............

Yalnız mesajda düzetltme mi olmuş bana mı öyle geldi nam-ı diğer kısmı uçmuş sanki.............Başkanım..............

Gönülden
10-13-2010, 17:41
Denge insanı olabilmek..tüketim toplumu olabilmekten kurtulmak..
Öncelikle dünyevileşme hastalığından kendimizi soyutlayıp değersizleşme hastalığımızı yenmesini bilmeliyiz.. yaratılış amacımızı unutmadan, yaradılışa uygun tevhidi bilinci yakalayıp gerçek İslamla yüzleşebildiğimiz ölçüde ancak bunun değerlendirmesini yapabiliriz...ve bu sorunu cemaat olarak ruhu ile birleştirmek..ve şunu da unutmamak..

İslam "bir köşeye çekileyim, ibadet edeyim” anlayışına müsaade etmiyor. hepimizin toplumsal sorumluluklarının olduğunu bildiriyor..yani İslamı yaşamak değil toplumsallaştırmadaki görevimiz..
Bu güzel paylaşım için Mevlam razı olsun..

Mehmet Ufuk
10-13-2010, 19:50
Bir görüş vardır, 'İslam coğrafyasının geri kalmasının sebebi, hiçbir zaman bir rönesans hareketine ihtiyaç duyamayacak kadar modern ve özgürdü... Fakat batı, taasub altında olduğundan, yırtmak için bu harekete ihtiyaç duydu ve yaptı...' Modernizasyon bakımından ileri seviyede olması burdan geliyor olması lazım... O zaman, bizim de şuanda yeni bir rönesans hareketine ihtiyacımız var. Zira, biz İslami akılcılık ve içtimai yapısından çok uzaktayız... Onu yeniden yakalamk durumundayız...

İnsanların, fakirlik veya cehaletten dolayı isyan etmeye hiç hakları yok bence... Çünkü, kapitalizmi, sınıfsal farklılıkları ve daha ileri sömürü mefkuresini adem oğlu buldu...

Ukbâ
10-14-2010, 12:56
İslam "bir köşeye çekileyim, ibadet edeyim” anlayışına müsaade etmiyor. hepimizin toplumsal sorumluluklarının olduğunu bildiriyor..yani İslamı yaşamak değil toplumsallaştırmadaki görevimiz..

Hepimiz derken bayanlarda bu kısma dahil değilmi sevgili Canan :)

Ukbâ
10-14-2010, 12:58
O zaman, bizim de şuanda yeni bir rönesans hareketine ihtiyacımız var. Zira, biz İslami akılcılık ve içtimai yapısından çok uzaktayız... Onu yeniden yakalamk durumundayız...


Sevgili Mehmet bey bu dönüşüm den kasıt nedir. İslami anlayışlarımızın zamanın idrakine göre dizayn edilmesimidir ki .

Mehmet Ufuk
10-14-2010, 16:41
Sevgili Mehmet bey bu dönüşüm den kasıt nedir. İslami anlayışlarımızın zamanın idrakine göre dizayn edilmesimidir ki .


Hayır kesinlikle böyle bir şey değildir... Ben dinde reforma olmaması gerektiğini düşünüyor ve zaten yeterince modern olduğuna kanaat getiriyorum. Dönüşüm, tarihimize bakıp da nirengisi İslam olan toplumların ve toplumlarımızın, devlet yapısında, kültür de ve sanat yeterince ileri seviyelerdeydi... Ne zaman ki merkez kaçtı işte o zaman bugünkü hâl zuhur etti... Dönüşümden kasıt, zaten olması gerekene yönelmektir. İslam dinin, bir toplumu sadece manene değil madden de ne kadar yüceltebildiğini göre bilmek adına sizlere Ömre Öztürkmen'in Gözyaşı Medeniyeti isimli kitabını tavsiye edebilirm;);)

Ukbâ
10-14-2010, 16:48
Hayır kesinlikle böyle bir şey değildir... Ben dinde reforma olmaması gerektiğini düşünüyor ve zaten yeterince modern olduğuna kanaat getiriyorum. Dönüşüm, tarihimize bakıp da nirengisi İslam olan toplumların ve toplumlarımızın, devlet yapısında, kültür de ve sanat yeterince ileri seviyelerdeydi... Ne zaman ki merkez kaçtı işte o zaman bugünkü hâl zuhur etti... Dönüşümden kasıt, zaten olması gerekene yönelmektir. İslam dinin, bir toplumu sadece manene değil madden de ne kadar yüceltebildiğini göre bilmek adına sizlere Ömre Öztürkmen'in Gözyaşı Medeniyeti isimli kitabını tavsiye edebilirm;);)

Peki teşekkür ederim..

Öze dönüş diyorsunuz. İlim ile barışık olmanın yanında ameli yönde sabit kalan bir din yorumu yerine hayatın her alanında etkili geniş persfektifli bir yorum ile desteklenmiş anlayış.

Mehmet Ufuk
10-14-2010, 16:51
Peki teşekkür ederim..

Öze dönüş diyorsunuz. İlim ile barışık olmanın yanında ameli yönde sabit kalan bir din yorumu yerine hayatın her alanında etkili geniş persfektifli bir yorum ile desteklenmiş anlayış.


Ben teşekkür ederim...