erenon
11-05-2007, 03:52
Hoş geldin dokunmaya
Geldiğini biliyor artık bütün kent
---bomboş ve karanlık
savaş sonrası
insanın alıp başını gittiği
ölü kent
hoş geldin depremler vursa
gül örselensede
bekledim
gecede karınca yolu vardır diye
daha yazılmamış son şiirime
adını verdim
gecikmiş umut gibi
türkülerime soktum seni
mevsimler birbirini kovalıyor dediler
şaşırdım kim sayıyordu bu karanlıkta bu
mevsimleri
oturup uzun uzun ağladım
susturacak dost-katılacak insan kalmadığından
bir odada
bir masada karabasanlara kaldım
hoş geldin
kan izleri bırakmadıysan
dönüş yollarında
ölü kentten ilk sözüm sana
yanıtlar ver
düşlerde aşkı ağzından kaçırmayan
sorular hala avuçlarımda
ava çıkmadın değimli gülüm
başka kentlerde yaman avcılarla
ölü kuş tüyleride toplamadın
göğsünü gecelere sermedin değimli
başka bir kapıdan girmedin hayata
--hep bir çocuk düşmedimi bir kuş vurulsa
gecelerden geçit bulamadımı umut
beden zindanlara kapatılsada
eski şiiryerim
en eski şiirleimi el aldı
sevda yakasındayken
hoş geldin
iki gözüm iki çeşmede olsa
barışmaların korkusunu taşıyan telaş içerisinde
sulaştır karanfil gülümsemeni
bulaştır elime yüzüme
gel yanıma otur
dokundur yüreğini hiç sönmeyen bir ateşe
ve
ateşle
gül
küle dökülen göz yaşımı dinleme
bakışın söylenmemiş söz olsun
gülüşün doğumunu bekleyen çocuk
tanımı yok eskiyen şeylerin
uykusuzluğa yenildiğin her sabah
özlenmişliğini tut yüzünde
hoş geldin paylaşmaya
en buz kesmiş sabahta bile
inanılan sıcacımk şeyler kaldığını biliyorum
pas yürüdü elime
kimsesiz odalarda
gözüm ısırdı kendimi bir yerlerden
diyorsam anla beni
ellerimi yakala
hoş geldin dokunmaya
tutmanın yolunu az aramadım
bir dost elini el ki
kayıtsızca bırakamayacağım
çözmenin çaresini az aramadım
kördüğüm yalnızlığı
şunca zaman sonra
şunca yalnızlığımın üzerine
geldin ya işte
kullanılmamış bir gecenin sabahıyla
ver elini şimdi
közü uzun bir solukla üfleriz nasılsa
yüklenilim
kor sevincimizi
MÜTEFERRİKA
Geldiğini biliyor artık bütün kent
---bomboş ve karanlık
savaş sonrası
insanın alıp başını gittiği
ölü kent
hoş geldin depremler vursa
gül örselensede
bekledim
gecede karınca yolu vardır diye
daha yazılmamış son şiirime
adını verdim
gecikmiş umut gibi
türkülerime soktum seni
mevsimler birbirini kovalıyor dediler
şaşırdım kim sayıyordu bu karanlıkta bu
mevsimleri
oturup uzun uzun ağladım
susturacak dost-katılacak insan kalmadığından
bir odada
bir masada karabasanlara kaldım
hoş geldin
kan izleri bırakmadıysan
dönüş yollarında
ölü kentten ilk sözüm sana
yanıtlar ver
düşlerde aşkı ağzından kaçırmayan
sorular hala avuçlarımda
ava çıkmadın değimli gülüm
başka kentlerde yaman avcılarla
ölü kuş tüyleride toplamadın
göğsünü gecelere sermedin değimli
başka bir kapıdan girmedin hayata
--hep bir çocuk düşmedimi bir kuş vurulsa
gecelerden geçit bulamadımı umut
beden zindanlara kapatılsada
eski şiiryerim
en eski şiirleimi el aldı
sevda yakasındayken
hoş geldin
iki gözüm iki çeşmede olsa
barışmaların korkusunu taşıyan telaş içerisinde
sulaştır karanfil gülümsemeni
bulaştır elime yüzüme
gel yanıma otur
dokundur yüreğini hiç sönmeyen bir ateşe
ve
ateşle
gül
küle dökülen göz yaşımı dinleme
bakışın söylenmemiş söz olsun
gülüşün doğumunu bekleyen çocuk
tanımı yok eskiyen şeylerin
uykusuzluğa yenildiğin her sabah
özlenmişliğini tut yüzünde
hoş geldin paylaşmaya
en buz kesmiş sabahta bile
inanılan sıcacımk şeyler kaldığını biliyorum
pas yürüdü elime
kimsesiz odalarda
gözüm ısırdı kendimi bir yerlerden
diyorsam anla beni
ellerimi yakala
hoş geldin dokunmaya
tutmanın yolunu az aramadım
bir dost elini el ki
kayıtsızca bırakamayacağım
çözmenin çaresini az aramadım
kördüğüm yalnızlığı
şunca zaman sonra
şunca yalnızlığımın üzerine
geldin ya işte
kullanılmamış bir gecenin sabahıyla
ver elini şimdi
közü uzun bir solukla üfleriz nasılsa
yüklenilim
kor sevincimizi
MÜTEFERRİKA