Ertuğrul ÖZGÜL
06-08-2009, 20:12
Türkler dünya tarihinde önemli açılımlar yapmıştır.Bunlardan birisi Ahmet Yesevi'nin dervişlerini Orta Asya'dan Anadolu'nun içlerine doğru göndermesidir. Bu dervişler gittikleri yerlerde önce gönülleri fethettiler, ardından da bulundukları coğrafyanın, Anadolu'nun Türkler'in vatanı olmasını sağladılar. Bugün Yesevi'nin erenlerinin yolunu Türk okulları takip ediyor.
Dünyanın 100'den fazla ülkesine faaliyet gösteren Türk okulları, Anadolu insanına yönelik bir sevgi halesi oluşturuyor. Türkçe'nin dünya dillerinden birisi olmasının temellerini atıyor. 7 yıldır düzenlenen olimpiyatlar da bunun ne derece başarılı bir proje olduğunu ortaya koyuyor.
İşadamlarının gönüllü faaliyetleri ile kurulan okullar, Türkiye'nin dünyadaki yeni elçilerini de yetiştiriyor. Bu okullarda yetişen nesil çatışmaların sürdüğü dünyaya sevgi ve barış umutlarını yayıyor. Türk okullarını ve Türkçe Olimpiyatları'nı Tertip Komitesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam ile konuştuk.
Röportaj: Seda ŞİMŞEK
Türkçe Olimpiyatları'nın Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam Türk okullarını ve olimpiyatları anlattı:
TÜRKÇE, BiLiM VE SANAT DiLi OLACAK
Türk okullarının sayısının 5 kıtada 700'ü geçtiğini söyleyen Mehmet Sağlam, "115 ülkeye gidildi ama hedef tüm dünya. Bu ülkelerin en prestijli okullarını kurduk. Türkçe bilim ve sanat dili olacak" dedi...
Türkiye dışındaki ülkelerde Türk okulları açılması fikri nasıl ortaya çıktı?
Orta Asya'daki Türk devletleri bağımsızlıklarını aldıktan sonra, bu ülkelerle Türkiye'nin ilişkilerinin geliştirilmesi için buralarda Türkçe, bir yabancı dil ve kendi dillerinde eğitim veren, Türk okullarının açılması fikriyle başladı. İlk önce oradaki Türk Devletleri'nde, Azerbaycan'da, Kırgızistan'da, Kazakistan'da hatta Gürcistan'da açıldı, sonra da bütün dünyaya yayıldı. Bugün 5 kıtada 700'ün üzerinde okulda eğitim yapıyor.
Türkçe Olimpiyatları fikri nereden doğdu?
Türkçe öğrenmenin teşvik edilmesi için, insanların daha fazla Türkçe öğrenmeyi istemeleri için ne yapılabilir sorusundan Türkçe öğrenen gençler arasında bir olimpiyat, bir yarış düzenlenmesi fikri ortaya çıktı. Amaç, Türkçe öğrenen gençleri teşvik etmek.
3 dil öğreniyorlar
Aileler neden çocuklarını bu okullara gönderiyor?
Bu okulların hemen hepsinde Türkçe müşterek dil olarak öğretilmeye başlandı. Buna ek olarak örneğin İngilizce de öğretiliyor, kendi dilleri de öğretiliyor. Liseyi bitiren bir genç bir anda örneğin Rusça'yı, Türkçe'yi ve İngilizce'yi de öğrenerek mezun oluyor. Okullarda Türkçe öğrenen çocuklar giderek buralardaki Türk firmalarında ya da Doğu Avrupa'daki Türk firmalarında daha fazla iş bulmaya başladı.
Dünyanın çeşitli milletlerinden olan bu çocuklara neden Türkçe öğretiliyor?
Buralar Türk okulları. O ülkelerin resmi makamlarından müsaade alınarak, açılan Türk okulları. Nasıl bizim ülkemizde ve diğer birçok ülkede İngilizler'in, Fransızlar'ın, Almanlar'ın okulları varsa ve öncellikle de kendi dillerini öğretmek suretiyle eğitim yapıyorlarsa, bu okullar da öncelikle Türkçe'yi ve bir de evrensel dili öğreterek, bir de o ülkenin dili olmak üzere çok dilli eğitim yapan okullar. Dolayısıyla orada Türkçe öğrenilmesi Türk okulu olmasının bir sonucu.
4 senede ilk 3’e girdi
Kenya'daki bir Kenyalı'nın Türkçe öğrenmesinin, Türkiye'ye, Türkçe'ye ne faydası var?
Tesadüfen Kenya'yı sordunuz, ben Kenya'daki okula gittim. Okulun mezuniyet törenine katıldık. Yanımda Kenya'nın Milli Eğitim Bakanı oturuyordu, "Benim çocuğum da bu okulda" dedi. "Burada buna benzer başka okul var mı" diye sordum, "İngilizler'in 60 - 70 sene evvel kurdukları okul var" dedi.
"Çocuğunuzu niye bu okula gönderdiniz?" diye sordum. Bakan, "Bizim yaptırdığımız araştırmalarda 4 sene sonra bu okullar ilk üç arasına girdi. 70 yıllık İngiliz okullarından daha kaliteli eğitim vermeye başladılar" dedi. Bu sene gelenlerin arasında da zaten Kenya Cumhurbaşkanı'nın torunu var.
Sevgi ve barış dili
Türkçe öğrenmelerinin Türkiye açısından önemi nedir?
Türkçe, kültürler arasında bir sevgi ve barış dili, gittikçe yaygınlaşan bir dil, ama bu okullar, Türkçe'nin bilim ve sanat dili olmasına, gelişimine de katkıda bulunuyorlar. Her yerde Türkçe'nin öğretilmesini, öğrenilmesini, konuşulmasını, yazılmasını teşvik edilmesiyle, Türkçe daha da evrensel bir dil haline geliyor. Her Türkçe öğrenen bizim için önemli. Her Türkçe öğreneni ve öğreteni teşvik etmek, yardımcı olmak bizim amacımız.
Öğretmenlerin hepsi misyon sahibi
Türkiye'de çok iyi okullardan mezun olanlar, o okullarda yeri geliyor para almadan öğretmenlik yapıyorlar. Bunu neden yapıyorlar?
İdealist ve inanmışlar
Böyle bir örneğe Moğolistan'da rastladım. Oradaki okulda bir öğretmenle konuşurken, hangi okuldan mezun olduğunu sordum. Boğaziçi Fizik bölümü mezunuymuş. Ulan Batur 25 bin nüfuslu başkent. Senenin 2-3 ayı hariç, kar kış, 4 bin metre yükseklikte bir yer. "Ne kadar süre buradasınız" diye sordum ama, "Ne kadar sürecek sizin çileniz" gibi sordum sanırım, "Hocam biz buraya geri dönmek için gelmedik" dedi.
Hayret ettim. Eşinin de Boğaziçi mezunu olduğunu söyledi. Böyle adeta mahrumiyet ülkesinde, böyle bir sözü hiç beklemiyordum. Bu öğretmenler çok idealist, inanmış insanlar.
Neye inanmışlar, idealleri ne?
Misyon sahibi insanlar. Bir ideal uğruna, insanlığa barış ve huzur götürmek için yapmadıkları fedakârlık yok. Ferdi olarak dinlediğinizde her birisinin hayatı bir destan. Kolombiya'da Hasan diye birisine rastladım. Orada tek başına oturmuş, okul kurmuş.
Hasan Katolik Üniversitesi'nin rektörü ile toplantı düzenledi, daha 30 yaşında. Ellerinde paralarla o ülkelere gitmiş, bir bina bulmuş, okul kurmuş insanlar değiller. Parayı da, binayı da, desteği de kendileri buluyorlar. Bir çok okul artık kendi kendini finanse eder hale geldi.
Öğretmenler ile gönlü zenginlerin destanı
Mehmet Sağlam, dünyadan Türkiye’ye gönül köprüsü kuran projenin kahramanlarını şöyle özetliyor: "Birincisi idealist öğretmenler, ikincisi Türkiye'nin gönülleri zengin işadamları..."
Bu kadar büyük organizasyonun bütçesi nasıl karşılanıyor?
"Bu değirmenin suyu nereden geliyor" diyorlar, çok ilginç bir sistem kurulmuş. Mesela, Moğolistan'da ben bunu sorduğumda, okulun gelişim döneminde, "Bizim masraflarımızı şu ildeki kuyumcu esnafı karşılıyor" dediler. Okul kendisini finanse etmeye başlayınca, katkıda bulunan insanları oraya davet ediyorlar, okulları gezdiriyorlar. Bu değirmenin suyu Türk işadamlarından geliyor. Hangi okulun, kim tarafından, ne kadar desteklendiği orada var.
Aslında bu okulların kurulması ve gelişmesi Türkiye'de yaşayanların katkısı ile sağlanıyor.
Bu işin iki kahramanı var, birincisi idealist öğretmenler, ikincisi Türkiye'nin en zengin adamları olmayabilirler, ama gönülleri zengin işadamları.
Kırgız öğrenciye bayıldım
Türkçe Olimpiyatları'nın düzenlenmesinde devlet desteği var mı?
Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, TİKA ve Telekom'un desteği var. Ben 3 yıldır Tertip Komitesi Başkanlığı yapıyorum. Bu dönem içinde bu devlet kuruluşlarının, Odalar Birliği gibi sivil toplum örgütlerinin desteği var, sponsorlar var. Altın sponsorlar, platin sponsorlar seçiliyor. Bu olimpiyatların geliştirilmesinde ve yürütülmesinde devletin ve sivil toplum örgütlerinin önemli desteği var. Bütçenin harcanması, oluşturulması tamamen Dil Derneği'nin sorumluluğunda.
Bu okulların kurulmasının ilham kaynağı Fethullah Gülen mi?
Ben okulları ve okulların faaliyetini biliyorum. Kurulmuş okulların kimler tarafından finanse edildiğini söyledim. Okulların kurulması konusunda, ilham kaynağı olduğunu herkes biliyor.
Güney Afrikalı bir çocuk çıkıyor, Türkçe şarkı söylüyor, şiir okuyor, bu nasıl bir duygu?
İnanılmaz bir duygu. Geçen sene bir Azeri kızımız vardı. Azerbaycan'a elemelerde gittiğimde görmüştüm. Yanımdaki arkadaşlara "Bu çocuk birinci olacak, göreceksiniz" dedim, birinci oldu. O kadar Karadenizli, o kadar otantikti ki, o kadar yerli ve sadeydi ki birinci oldu. Bu sene de bir öğrenci gördüm, Kırgız sanıyorum, şalvar, kasket giydirmişler, elinde tespihi, çıkıyor bir Kırşehir şiiri okuyor. Tam bir Kırşehir şivesiyle, "Arı sokardı, çamır sürerdik" diyor, "çamur" demiyor. Bayıldım.
Turizme büyük katkı oluyor
Olimpiyatlarda başarılı olmak ülkeler açısından önemli bir hedef olarak görülüyor mu?
Mesela geçmiş senelerde Romanya'da birinci olan öğrenci "bize altın madalya getirdi" diye, havaalanında bando, mızıka ile karşılandı. O öğrenci "Memleketim" şarkısıyla birinci olmuştu.
"Memleketim" şarkısı kendi ülkesinde aylarca popüler bir şarkı olarak söylendi. Derece alanlar memleketlerine gittikleri zaman, büyük bir sosyal, kültürel olay oluyor. Onları karşılıyorlar, televizyonlarında, radyolarında derece aldıkları Türkçe şarkılar, şiirler günlerce yayınlanıyor. Türkiye'nin tanıtımına, turizmine, kültürüne müthiş katkısı olan bir olay.
ÇOK ÜNLÜ OLDULAR
Okullar paralı okullar mı?
Büyük bölümü paralı. Her ülkeye göre bu ücretler değişiyor, 3 bin dolar, 5 bin dolar. Okullar kendilerini finanse eden kuruluşlar haline dönüştü. Bu okullar hem her öğrenciyi almıyor, seçme yapıp, çalışkan, yetenekli öğrencileri seçiyorlar hem de birçoğu ücretli. Bursları da var ama, büyük çoğunluğu Türkiye'deki özel kolejler gibi. Veliler parasını ödeyip, getirip çocuğunu kaydettiriyor.
Bu okullar bulundukları ülkelerde nasıl prestij kazanıyorlar?
Aileler bu okullara çocuğunu rastgele göndermiyor. Bir kere çok dilli okullar oldukları için, herkes en azından bir evrensel dili, Türkçe'yi ve kendi dilini öğrenen bir gencin yetişmesini tabii ki büyük bir kalite olarak kabul ediyor. Bu çocuklar uluslararası matematik, bilgi olimpiyatlarına katılıyorlar, oralarda madalya alıyorlar. Eğitimin kaliteli olmasına çok büyük itina gösteriliyor.
Bu okullarda görev yapan öğretmenler çok idealist insanlar, öğrencilerine çok büyük ilgi gösteriyorlar. Dünyadaki bütün bilimsel yarışmalara, kendi ülkelerindeki yarışmalara öğrencilerini sokuyorlar. Bu okullar, bulundukları ülkelerde çok önemli, çok ünlü okullar haline geldiler.
DiNi RiTÜEL VERiLMiYOR
Bu okullara giden çocukların hepsi Müslüman mı?
Hayır. Bu okullar, kendi ülkelerinde, belli standartlardaki çocukları din, dil gibi bir ayırım yapmaksızın alıyorlar. Çocukların yetenekleri, başarısı esas alınıyor. Okullarda eğitim gören çocukların büyük bölümü o ülkelerde yaşayan, Türk olmayan, o milletten ailelerin çocukları.
Türk okullarına giden çocukların zaman içinde Müslüman mı olmaları sağlanıyor?
Kesinlikle böyle bir şey yok. O okullarda laik bir eğitim veriliyor. Müslüman olanlar çocuklar da başka dinlerden olan çocuklar da o okullarda eğitim alıyor. Dini hiçbir ritüel çocuklara verilmiyor, müfredat programında olmayan bu tip şeyler yok.
HER ÜLKEYE AÇILACAK
Gidilmeyen kaç ülke var?
BM'de 180 civarında ülke var, 115 ülkeye gidildi, yani üçte ikisine gidildi, gidilmeyen ülkelerde de Türk okulları açılacaktır.
Türkiye'nin dış politika açısından sorunlu olduğu ülkelerde bulunan okullara bu sorunlar yansıyor mu?
Elbette bazen problemler oluyor, bazı ülkelerde Türkiye'deki menfi yayınlardan etkilenerek, bu okulların kapatılması yönünde girişimler olmuş olabilir, kapatılanlar olmuştur, yeniden açılmıştır. Ama, sonunda bu mücadeleyi kazanıyorlar, çünkü herkes anlıyor ki orada kaliteli eğitim veriliyor. Diyalog, barış, sevgi yanlısı insanlar olarak o toplumda benimseniyorlar. Devletler arasında bazı problemler olsa bile bu o okullara ciddi manada yansımıyor.
MEHMET SAĞLAM KİMDİR?
Mehmet Sağlam 15 Mart 1938'de Kahramanmaraş'ın Göksun İlçesi'nde doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yüksek lisans ve doktorasını "kamu yönetimi" alanında ABD'de New York Üniversitesi'nde tamamladı. Hacettepe Üniversitesi'nde doçent ve profesör olarak, öğretim üyeliği görevinde bulundu.
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Dekanlığı, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Başkanlığı, YÖK Başkanlığı görevlerini yürüttü. 20., 21. dönemde Kahramanmaraş Milletvekili olarak parlamentoya girdi. 54. Hükümet'te Milli Eğitim Bakanı oldu.
Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanlığı yaptı. 23. Dönem'de AK Parti'den yeniden Kahramanmaraş Milletvekilli seçildi. Halen TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı.
bugün.com
Dünyanın 100'den fazla ülkesine faaliyet gösteren Türk okulları, Anadolu insanına yönelik bir sevgi halesi oluşturuyor. Türkçe'nin dünya dillerinden birisi olmasının temellerini atıyor. 7 yıldır düzenlenen olimpiyatlar da bunun ne derece başarılı bir proje olduğunu ortaya koyuyor.
İşadamlarının gönüllü faaliyetleri ile kurulan okullar, Türkiye'nin dünyadaki yeni elçilerini de yetiştiriyor. Bu okullarda yetişen nesil çatışmaların sürdüğü dünyaya sevgi ve barış umutlarını yayıyor. Türk okullarını ve Türkçe Olimpiyatları'nı Tertip Komitesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam ile konuştuk.
Röportaj: Seda ŞİMŞEK
Türkçe Olimpiyatları'nın Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam Türk okullarını ve olimpiyatları anlattı:
TÜRKÇE, BiLiM VE SANAT DiLi OLACAK
Türk okullarının sayısının 5 kıtada 700'ü geçtiğini söyleyen Mehmet Sağlam, "115 ülkeye gidildi ama hedef tüm dünya. Bu ülkelerin en prestijli okullarını kurduk. Türkçe bilim ve sanat dili olacak" dedi...
Türkiye dışındaki ülkelerde Türk okulları açılması fikri nasıl ortaya çıktı?
Orta Asya'daki Türk devletleri bağımsızlıklarını aldıktan sonra, bu ülkelerle Türkiye'nin ilişkilerinin geliştirilmesi için buralarda Türkçe, bir yabancı dil ve kendi dillerinde eğitim veren, Türk okullarının açılması fikriyle başladı. İlk önce oradaki Türk Devletleri'nde, Azerbaycan'da, Kırgızistan'da, Kazakistan'da hatta Gürcistan'da açıldı, sonra da bütün dünyaya yayıldı. Bugün 5 kıtada 700'ün üzerinde okulda eğitim yapıyor.
Türkçe Olimpiyatları fikri nereden doğdu?
Türkçe öğrenmenin teşvik edilmesi için, insanların daha fazla Türkçe öğrenmeyi istemeleri için ne yapılabilir sorusundan Türkçe öğrenen gençler arasında bir olimpiyat, bir yarış düzenlenmesi fikri ortaya çıktı. Amaç, Türkçe öğrenen gençleri teşvik etmek.
3 dil öğreniyorlar
Aileler neden çocuklarını bu okullara gönderiyor?
Bu okulların hemen hepsinde Türkçe müşterek dil olarak öğretilmeye başlandı. Buna ek olarak örneğin İngilizce de öğretiliyor, kendi dilleri de öğretiliyor. Liseyi bitiren bir genç bir anda örneğin Rusça'yı, Türkçe'yi ve İngilizce'yi de öğrenerek mezun oluyor. Okullarda Türkçe öğrenen çocuklar giderek buralardaki Türk firmalarında ya da Doğu Avrupa'daki Türk firmalarında daha fazla iş bulmaya başladı.
Dünyanın çeşitli milletlerinden olan bu çocuklara neden Türkçe öğretiliyor?
Buralar Türk okulları. O ülkelerin resmi makamlarından müsaade alınarak, açılan Türk okulları. Nasıl bizim ülkemizde ve diğer birçok ülkede İngilizler'in, Fransızlar'ın, Almanlar'ın okulları varsa ve öncellikle de kendi dillerini öğretmek suretiyle eğitim yapıyorlarsa, bu okullar da öncelikle Türkçe'yi ve bir de evrensel dili öğreterek, bir de o ülkenin dili olmak üzere çok dilli eğitim yapan okullar. Dolayısıyla orada Türkçe öğrenilmesi Türk okulu olmasının bir sonucu.
4 senede ilk 3’e girdi
Kenya'daki bir Kenyalı'nın Türkçe öğrenmesinin, Türkiye'ye, Türkçe'ye ne faydası var?
Tesadüfen Kenya'yı sordunuz, ben Kenya'daki okula gittim. Okulun mezuniyet törenine katıldık. Yanımda Kenya'nın Milli Eğitim Bakanı oturuyordu, "Benim çocuğum da bu okulda" dedi. "Burada buna benzer başka okul var mı" diye sordum, "İngilizler'in 60 - 70 sene evvel kurdukları okul var" dedi.
"Çocuğunuzu niye bu okula gönderdiniz?" diye sordum. Bakan, "Bizim yaptırdığımız araştırmalarda 4 sene sonra bu okullar ilk üç arasına girdi. 70 yıllık İngiliz okullarından daha kaliteli eğitim vermeye başladılar" dedi. Bu sene gelenlerin arasında da zaten Kenya Cumhurbaşkanı'nın torunu var.
Sevgi ve barış dili
Türkçe öğrenmelerinin Türkiye açısından önemi nedir?
Türkçe, kültürler arasında bir sevgi ve barış dili, gittikçe yaygınlaşan bir dil, ama bu okullar, Türkçe'nin bilim ve sanat dili olmasına, gelişimine de katkıda bulunuyorlar. Her yerde Türkçe'nin öğretilmesini, öğrenilmesini, konuşulmasını, yazılmasını teşvik edilmesiyle, Türkçe daha da evrensel bir dil haline geliyor. Her Türkçe öğrenen bizim için önemli. Her Türkçe öğreneni ve öğreteni teşvik etmek, yardımcı olmak bizim amacımız.
Öğretmenlerin hepsi misyon sahibi
Türkiye'de çok iyi okullardan mezun olanlar, o okullarda yeri geliyor para almadan öğretmenlik yapıyorlar. Bunu neden yapıyorlar?
İdealist ve inanmışlar
Böyle bir örneğe Moğolistan'da rastladım. Oradaki okulda bir öğretmenle konuşurken, hangi okuldan mezun olduğunu sordum. Boğaziçi Fizik bölümü mezunuymuş. Ulan Batur 25 bin nüfuslu başkent. Senenin 2-3 ayı hariç, kar kış, 4 bin metre yükseklikte bir yer. "Ne kadar süre buradasınız" diye sordum ama, "Ne kadar sürecek sizin çileniz" gibi sordum sanırım, "Hocam biz buraya geri dönmek için gelmedik" dedi.
Hayret ettim. Eşinin de Boğaziçi mezunu olduğunu söyledi. Böyle adeta mahrumiyet ülkesinde, böyle bir sözü hiç beklemiyordum. Bu öğretmenler çok idealist, inanmış insanlar.
Neye inanmışlar, idealleri ne?
Misyon sahibi insanlar. Bir ideal uğruna, insanlığa barış ve huzur götürmek için yapmadıkları fedakârlık yok. Ferdi olarak dinlediğinizde her birisinin hayatı bir destan. Kolombiya'da Hasan diye birisine rastladım. Orada tek başına oturmuş, okul kurmuş.
Hasan Katolik Üniversitesi'nin rektörü ile toplantı düzenledi, daha 30 yaşında. Ellerinde paralarla o ülkelere gitmiş, bir bina bulmuş, okul kurmuş insanlar değiller. Parayı da, binayı da, desteği de kendileri buluyorlar. Bir çok okul artık kendi kendini finanse eder hale geldi.
Öğretmenler ile gönlü zenginlerin destanı
Mehmet Sağlam, dünyadan Türkiye’ye gönül köprüsü kuran projenin kahramanlarını şöyle özetliyor: "Birincisi idealist öğretmenler, ikincisi Türkiye'nin gönülleri zengin işadamları..."
Bu kadar büyük organizasyonun bütçesi nasıl karşılanıyor?
"Bu değirmenin suyu nereden geliyor" diyorlar, çok ilginç bir sistem kurulmuş. Mesela, Moğolistan'da ben bunu sorduğumda, okulun gelişim döneminde, "Bizim masraflarımızı şu ildeki kuyumcu esnafı karşılıyor" dediler. Okul kendisini finanse etmeye başlayınca, katkıda bulunan insanları oraya davet ediyorlar, okulları gezdiriyorlar. Bu değirmenin suyu Türk işadamlarından geliyor. Hangi okulun, kim tarafından, ne kadar desteklendiği orada var.
Aslında bu okulların kurulması ve gelişmesi Türkiye'de yaşayanların katkısı ile sağlanıyor.
Bu işin iki kahramanı var, birincisi idealist öğretmenler, ikincisi Türkiye'nin en zengin adamları olmayabilirler, ama gönülleri zengin işadamları.
Kırgız öğrenciye bayıldım
Türkçe Olimpiyatları'nın düzenlenmesinde devlet desteği var mı?
Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, TİKA ve Telekom'un desteği var. Ben 3 yıldır Tertip Komitesi Başkanlığı yapıyorum. Bu dönem içinde bu devlet kuruluşlarının, Odalar Birliği gibi sivil toplum örgütlerinin desteği var, sponsorlar var. Altın sponsorlar, platin sponsorlar seçiliyor. Bu olimpiyatların geliştirilmesinde ve yürütülmesinde devletin ve sivil toplum örgütlerinin önemli desteği var. Bütçenin harcanması, oluşturulması tamamen Dil Derneği'nin sorumluluğunda.
Bu okulların kurulmasının ilham kaynağı Fethullah Gülen mi?
Ben okulları ve okulların faaliyetini biliyorum. Kurulmuş okulların kimler tarafından finanse edildiğini söyledim. Okulların kurulması konusunda, ilham kaynağı olduğunu herkes biliyor.
Güney Afrikalı bir çocuk çıkıyor, Türkçe şarkı söylüyor, şiir okuyor, bu nasıl bir duygu?
İnanılmaz bir duygu. Geçen sene bir Azeri kızımız vardı. Azerbaycan'a elemelerde gittiğimde görmüştüm. Yanımdaki arkadaşlara "Bu çocuk birinci olacak, göreceksiniz" dedim, birinci oldu. O kadar Karadenizli, o kadar otantikti ki, o kadar yerli ve sadeydi ki birinci oldu. Bu sene de bir öğrenci gördüm, Kırgız sanıyorum, şalvar, kasket giydirmişler, elinde tespihi, çıkıyor bir Kırşehir şiiri okuyor. Tam bir Kırşehir şivesiyle, "Arı sokardı, çamır sürerdik" diyor, "çamur" demiyor. Bayıldım.
Turizme büyük katkı oluyor
Olimpiyatlarda başarılı olmak ülkeler açısından önemli bir hedef olarak görülüyor mu?
Mesela geçmiş senelerde Romanya'da birinci olan öğrenci "bize altın madalya getirdi" diye, havaalanında bando, mızıka ile karşılandı. O öğrenci "Memleketim" şarkısıyla birinci olmuştu.
"Memleketim" şarkısı kendi ülkesinde aylarca popüler bir şarkı olarak söylendi. Derece alanlar memleketlerine gittikleri zaman, büyük bir sosyal, kültürel olay oluyor. Onları karşılıyorlar, televizyonlarında, radyolarında derece aldıkları Türkçe şarkılar, şiirler günlerce yayınlanıyor. Türkiye'nin tanıtımına, turizmine, kültürüne müthiş katkısı olan bir olay.
ÇOK ÜNLÜ OLDULAR
Okullar paralı okullar mı?
Büyük bölümü paralı. Her ülkeye göre bu ücretler değişiyor, 3 bin dolar, 5 bin dolar. Okullar kendilerini finanse eden kuruluşlar haline dönüştü. Bu okullar hem her öğrenciyi almıyor, seçme yapıp, çalışkan, yetenekli öğrencileri seçiyorlar hem de birçoğu ücretli. Bursları da var ama, büyük çoğunluğu Türkiye'deki özel kolejler gibi. Veliler parasını ödeyip, getirip çocuğunu kaydettiriyor.
Bu okullar bulundukları ülkelerde nasıl prestij kazanıyorlar?
Aileler bu okullara çocuğunu rastgele göndermiyor. Bir kere çok dilli okullar oldukları için, herkes en azından bir evrensel dili, Türkçe'yi ve kendi dilini öğrenen bir gencin yetişmesini tabii ki büyük bir kalite olarak kabul ediyor. Bu çocuklar uluslararası matematik, bilgi olimpiyatlarına katılıyorlar, oralarda madalya alıyorlar. Eğitimin kaliteli olmasına çok büyük itina gösteriliyor.
Bu okullarda görev yapan öğretmenler çok idealist insanlar, öğrencilerine çok büyük ilgi gösteriyorlar. Dünyadaki bütün bilimsel yarışmalara, kendi ülkelerindeki yarışmalara öğrencilerini sokuyorlar. Bu okullar, bulundukları ülkelerde çok önemli, çok ünlü okullar haline geldiler.
DiNi RiTÜEL VERiLMiYOR
Bu okullara giden çocukların hepsi Müslüman mı?
Hayır. Bu okullar, kendi ülkelerinde, belli standartlardaki çocukları din, dil gibi bir ayırım yapmaksızın alıyorlar. Çocukların yetenekleri, başarısı esas alınıyor. Okullarda eğitim gören çocukların büyük bölümü o ülkelerde yaşayan, Türk olmayan, o milletten ailelerin çocukları.
Türk okullarına giden çocukların zaman içinde Müslüman mı olmaları sağlanıyor?
Kesinlikle böyle bir şey yok. O okullarda laik bir eğitim veriliyor. Müslüman olanlar çocuklar da başka dinlerden olan çocuklar da o okullarda eğitim alıyor. Dini hiçbir ritüel çocuklara verilmiyor, müfredat programında olmayan bu tip şeyler yok.
HER ÜLKEYE AÇILACAK
Gidilmeyen kaç ülke var?
BM'de 180 civarında ülke var, 115 ülkeye gidildi, yani üçte ikisine gidildi, gidilmeyen ülkelerde de Türk okulları açılacaktır.
Türkiye'nin dış politika açısından sorunlu olduğu ülkelerde bulunan okullara bu sorunlar yansıyor mu?
Elbette bazen problemler oluyor, bazı ülkelerde Türkiye'deki menfi yayınlardan etkilenerek, bu okulların kapatılması yönünde girişimler olmuş olabilir, kapatılanlar olmuştur, yeniden açılmıştır. Ama, sonunda bu mücadeleyi kazanıyorlar, çünkü herkes anlıyor ki orada kaliteli eğitim veriliyor. Diyalog, barış, sevgi yanlısı insanlar olarak o toplumda benimseniyorlar. Devletler arasında bazı problemler olsa bile bu o okullara ciddi manada yansımıyor.
MEHMET SAĞLAM KİMDİR?
Mehmet Sağlam 15 Mart 1938'de Kahramanmaraş'ın Göksun İlçesi'nde doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yüksek lisans ve doktorasını "kamu yönetimi" alanında ABD'de New York Üniversitesi'nde tamamladı. Hacettepe Üniversitesi'nde doçent ve profesör olarak, öğretim üyeliği görevinde bulundu.
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Dekanlığı, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Başkanlığı, YÖK Başkanlığı görevlerini yürüttü. 20., 21. dönemde Kahramanmaraş Milletvekili olarak parlamentoya girdi. 54. Hükümet'te Milli Eğitim Bakanı oldu.
Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanlığı yaptı. 23. Dönem'de AK Parti'den yeniden Kahramanmaraş Milletvekilli seçildi. Halen TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı.
bugün.com