fatih kısaparmak balon baskılı balon Kürt meselesinde iki yanlış mülahaza / Mehmet METİNER - Star - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kürt meselesinde iki yanlış mülahaza / Mehmet METİNER - Star


Necip Fazıl
05-22-2009, 03:37
Görünen o ki ‘Kürt meselesi’ni daha uzun süre tartışacağız. Tartışmalıyız.

‘Kürt meselesi’ni tartışırken PKK ve DTP’nin gündeme gelmesi kaçınılmaz.

Bundan korkmamalıyız.

Bazıları bu konuyu çok tartıştığımızı ve hep aynı fasit dairenin içinde dönüp durduğumuzu söyleyebilir.

Doğrudur: Ortada bir kısır döngü var. Ama bu kısır döngüden kurtulmak için de tartışmamız gerekmez mi?

Her şeyi yeniden ve yeni baştan tartışabilmeliyiz.

Aksi taktirde sonuç alamayız.

Her birimiz önyargılarımızı ve ezberlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz diyorum.

Hep başkalarının yanlış yolda olduğuna inanan bir bakış açısı, fanatizmi çoğaltmaktan öte bir işe yaramaz çünkü.

* * *

Burada can alıcı soru şu:

Anlaşmak için mi tartışacağız, yoksa ezberlerimizi dayatmak için mi?

Maksadımız anlaşmak ise, o zaman dışımızdakilerin veya karşımızdakilerin de doğru düşünebileceklerini peşinen kabul etmemiz gerekiyor.

Aksi takdirde tartışmayı bir kakafoniye dönüştürürüz. Anlaşmanın yollarını tıkamış oluruz.

Ezberlerine tapınanlardan olmamalıyız.

Ezberlerine yöneltilmiş her eleştiriyi ‘ihanet’ sözcüğüyle geri püskürtenlerden olmamalıyız diyorum.

* * *

‘Kürt meselesi’ bahsinde tarafların ezberi haline dönüşmüş iki yanlış mülahazaya dair sunacağım saptamalar dilerim bu tartışma adabı çerçevesinde okunur.

1. ‘Nasıl ki Türk siyasal partileri Genelkurmaya rağmen hareket edemiyorlarsa DTP de PKK’nın silahlı gücüne rağmen hareket edemiyor.’

Burada zahiren doğru gibi görünen, ama gerçekte yanlış olan bir denklem var.

Türk silahlı kuvvetlerinin sistem içindeki belirleyici rolü ve ağırlığı biliniyor. Bu ayrı bir tartışma konusu. Ama bu gerçeklik, Türk siyasal partilerinin veya Hükümeti oluşturan siyasi iradenin Genelkurmayın iradesine rağmen hareket etmedikleri/edemedikleri anlamına gelmiyor.

DTP gerçekliğiyle örtüşmüyor bu yaklaşım.

DTP, bizzat PKK tarafından kurdurulan bir parti. Tıpkı öncülleri olan diğer partiler gibi. Bir tek Halkın Emek Partisi (HEP), PKK’dan bağımsız olarak kuruldu. Ancak çok geçmeden HEP örgütün kontrolüne girdi.

DTP’nin PKK’ya rağmen hareket etmek istediği, ancak PKK’nın silahlı gücü karşısında buna cesaret edemediği iddiası doğru değil.

İşin gerçeği şu: DTP, PKK’ya rağmen hareket etmek isteyen bir parti değildir.

DTP’nin PKK’nın şiddet siyasetine niçin açıkça karşı çıkmadığını soranlara, ‘ Türk siyasal partileri de kalkıp Genelkurmayı açıkça eleştirebiliyorlar mı?’ biçiminde yanıt vermek, gerçeklerle uyuşmayan bir yaklaşım tarzıdır.

Bunu söylerken siyasallaşmanın kendisini tehdit olarak gördüğüm sanılmasın sakın. Tam tersine siyasallaşmanın kendisini fırsat olarak görenlerdenim ben.

Ama burada sorun olarak gördüğüm şey, siyasallaşmanın silahların gölgesinde sürdürülmek istenmesidir. Silah, siyasetin yaratacağı çözümlerin önünü kesiyor. DTP’yi de ‘kriz’le anılan bir partiye dönüştürüyor.

* * *

2. ‘Kürtçe Tv açıldı. Kürt dili ve edebiyatı bölümleri de açılacak. Diğer kültürel hakların tümü de verilse PKK sorunu gene bitmez.’

Bu mülahazanın bir doğru, bir de yanlış tarafı var.

Doğru: ‘Kürt meselesi’ hal edilse bile, ‘PKK sorunu’ bitmiş olmayacak.

Yanlış: Madem ‘PKK sorunu’ bitmeyecek, o halde demokratik-kültürel reformlar niye?

Yanlışın ötesinde tehlikeli bir yaklaşım bu...

‘Kürt sorunu’nu çözecek demokratik-kültürel adımları zamanında atmış olsaydık, hiç kimse cesaret edip de dağa çıkamazdı. Dağa çıkan maceraperestler de kendilerini besleyecek ortam bulamadıkları için bir başlarına kalırlardı.

Evvela, ‘Kürt meselesi’, demokratik-kültürel haklar çerçevesinde çözülürse PKK’nın beslendiği vasat da ortadan kalkmış olur.

Unutmayalım ki bu vasat, sadece dağı besleyen bir vasat değil, aynı zamanda milyonlarca Kürdü PKK’lılaştıran, DTP’yi siyasal bir parti olarak meclise taşıyan ve yerel yönetimlerde söz sahibi kılan bir vasattır...

Dün ‘Kürt meselesi’ halledilmiş olsaydı ‘PKK sorunu’ olmayacaktı. Bugün PKK, ‘Kürt meselesi’nden ayrı bir ‘soruna’ dönüşmüş bulunmaktadır. Bu yüzden her iki meseleyi de çözecek yeni bir ‘siyasal akla’ ihtiyaç var.