Orijinalini görmek için tıklayınız : Laik ve Kemalist ordu inançlarıma aykırı diyerek askere gitmiyor!
Vicdani değil İmani retçi
Türkiye'de bir ilk: "Laik, Kemalist değerlere dayanan ordu, dini inançlarıma aykırı" diyerek askere gitmiyor!
ENVER Aydemir adlı vicdani retçi, 24 Aralık 2009 günü Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılacak “vicdani ret” konulu bir panele konuşmacı olarak
katılmak üzere geldiği İstanbul’da asker kaçağı olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
Ali KEMAL ERDEM/AHT
Aydemir, zorunlu askerliği reddettiği için ilk olarak 31 Temmuz 2007 tarihinde
tutuklanmıştı. Yaklaşık iki ay cezaevinde kalan Aydemir yapılan ikinci duruşmada iki gün içinde birliğine teslim olması istenerek tahliye edilmişti. Ancak Aydemir, birliğine teslim olmayınca asker kaçağı olduğu gerekçesiyle yine tutuklandı.
Türkiye’de daha çok savaş, karşıtlığı veya politik nedenlerle askerlik reddedilirken ilk defa Aydemir, İslami inançlarını ileri sürerek askere gitmeyi
reddetti. Aydemir, laik, Kemalist değerlere dayanan ordunun dini inançlarına aykırı olduğunu belirterek, görev yapmak istemediğini belirtti.
‘SAYGI DUYULMALI’
İslamcı çevreler, Aydemir’in kararının daha çok imani nedenlerden olduğunu
söyleyerek, onun için vicdani retçiden çok “imani” ya da “İslami ret” kavramının
kullanılmasının daha doğru olduğunu söylüyor. Mazlum Der, Aydemir’in dini nedenlerden dolayı askerlik görevini reddeden ilk kişi olduğunu söylerken,
İlim ve Kültürel Araştırmalar Vakfı iman gerekçesiyle askerlik yapmayı reddedenlerin bu kararına saygı duyulmasını istedi.
Kaynak: haber türk
Özgür Çağrı
01-03-2010, 02:14
Bende hep düşünmüşümdür şu ordu içinde kazayla ölsek şehid olurmuyuz diye ?
Çünkü devlet dinsiz
Orduda Allah rızası aranmıyor
Kemalistler değerler uğruna
bağımsız bir hoca bulduğum vakit bunu soracağım .
Saygı duyuyorum ama boşa çaba...
Eğer İmanlı ise,Dininin gereklerine bağlıysa askerken öldürülen şehit olur çünkü vatanı bekliyor...
Devlet veya Ordu Dinsiz olabilir bu bizim İmanımıza yahut Şehitlik makamına ermemize engel teşkil etmiyor...
Dinsiz bir devlette ölen nasıl kafir olmuyorsa onun gibi yani...
Seni çakal seni. Bu şimdi şehitlerimize de şehit demez. Asker, ülkenin sistemini ve toprağı korur. Laik olan Türkiye. Asker ise bu sistemi ve toprağı korumakla yükümlü. Eğer rahatsız oluyorsan, ülkeden rahatsız olman lazım. Restini askeriyeye değil, Türkiye'ye çek ve git başka ülkeye.
Ee, sen hem bu ülkede yaşa, hem bu ülkenin askeri polisi tarafından eşkiyalardan, teröristlerden, yılanlardan, çayanlardan korun, başın sıkışınca "asker polis" de, bedelini ödemeye gelince de ben gitmem de. Oh ne ala.
Beğensek de beğenmesek de bu ülkeyi ve bizim canımızı malımızı, hatta namusumuzu asker ve polis koruyor. Her kurumda çürükler olduğu gibi askerin ve polisin içinde de çürükler muhakkak olacaktır. İnşAllah onlarıda hükümetimiz bir bir ayıklayacaktır.
Bizim askerimiz, peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş, şerefli bir birimdir. Askerden kaçmak için çakallık yapmanın anlamı yok. Yoksa ne vatan, ne millet ne de ilahi adalet affeder.
Özgür Çağrı
01-03-2010, 02:34
Haklısınız kaçmak yanlış
Kaçarsak vatanımızı çakallara bırakmış olacağız
Kaçmayalım çürük elmaları ayıklayalım
Şehidlik mevzusu ise dinen karışık bir mevzu. Mevzuya hakim olan kişilerin açıklamalarını dinlemek gerek
bir dünya şehidi vardır
birde ahiret şehidi vardır
Allah cc. bizi ahiret şehidleri kervanına katar inşAllah ...
Çünkü devlet dinsiz
Değerli kardeşim, senin bilgisayar klavyen müslüman mı? Senin cep telefonun müslüman mı? Sesnin kol saatin müslüman mı?
Diyeceksin ki onlar cansız. Doğru. Ama devlette cansız. Devlet denen olgu, canlı birşey değil. Sadece bir sistem. Toplumsal düzeni sağlamak için kurulmuş bir sistem. Bu sistemin iki şeyle çakışmaması gerekir;
1- İnsanların inançlarıyla
2- Toplumun değer yargılarıyla
Türkiye'deki sistemde insanların inançlarına bir müdahale söz konusu. Bunu ortadan kaldırmak gerekir. Ama devleti müslüman ya da islami bir devlet yapamayız. Hem islami bir devlet olunca ne olacak? Devlet namaz kılın mı diyecek? Devlet oruç tutun m diyecek? Devlet baş örtüsü takın mı diyecek?
Devlet tüm inançlara eşit mesafade olmalı ve inanç özgürlüğüne önem vermelidir. Bundaki aksaklıkları askeriyeye kesmek büyük hata olur.
Cihan_ŞümuL
01-03-2010, 02:40
yönetim şeklimiz öyle olabilir fakat halkımız fakat halkımız müslüman ve bu müslüman halkın can güvenligini korumak için canını veren kişi şehittir.
yönetim şeklimiz öyle olabilir fakat halkımız fakat halkımız müslüman ve bu müslüman halkın can güvenligini korumak için canını veren kişi şehittir.
Kesinlikle çok doğru. Mükemmel yorumlamışsınız.
.:Ay_Yıldız:.
01-03-2010, 03:25
Değerli kardeşim, senin bilgisayar klavyen müslüman mı? Senin cep telefonun müslüman mı? Sesnin kol saatin müslüman mı?
Diyeceksin ki onlar cansız. Doğru. Ama devlette cansız. Devlet denen olgu, canlı birşey değil. Sadece bir sistem. Toplumsal düzeni sağlamak için kurulmuş bir sistem. Bu sistemin iki şeyle çakışmaması gerekir;
1- İnsanların inançlarıyla
2- Toplumun değer yargılarıyla
Türkiye'deki sistemde insanların inançlarına bir müdahale söz konusu. Bunu ortadan kaldırmak gerekir. Ama devleti müslüman ya da islami bir devlet yapamayız. Hem islami bir devlet olunca ne olacak? Devlet namaz kılın mı diyecek? Devlet oruç tutun m diyecek? Devlet baş örtüsü takın mı diyecek?
Devlet tüm inançlara eşit mesafade olmalı ve inanç özgürlüğüne önem vermelidir. Bundaki aksaklıkları askeriyeye kesmek büyük hata olur.
"Ilımlı laikler" sizi:)
"Ilımlı laikler" sizi:)
Acaba senin tabirinle "ılımlı laikçi" denen şeye neden ihtiyaç duyuyoruz. Önce bunu bir düşünmek lazım.
Laiklik, avrupa için gereklidir. Çünkü ellerindeki kitap, bozulmuş bir kitap. Bozuk bir kitaba itibar ederlerse geri orta çağa dönerler. Onlar, bozuk kitabın şerrinden korunmak için laikliğe ihtiyaç duyuyor.
Peki bizde durum nedir? Çok şükür dinimiz, kitabımız sapasağlam. Onda sorun yok. Ama bizdeki sıkıntı sahte din adamlarında. Sahte şeyhler, sahte imamlarda. Çok güzel bir atasözümüz var; "yarım doktor candan, yarım imam dinden eder" diye. Bizdeki laiklik, işte bizi bu yarımlardan koruyor.
Yoksa bu iş, Kur'an'a göre hakkıyla yapılsa, İran, Afganistan ve diğer islami devletler böyle mi olurdu? Arap'ı cahiliyeden çıkartan bu ilahi güç, günümüzde onları geri cahiliye dönemine sokar mı? Hadi bizde laiklik var. Onlar güya dine göre yönetiliyor. Sonuç?
Sadece Türkiye'nin değil, tüm islam dünyasının bir hastalığıdır din simsarları. Laiklikten vazgeçmek için avrupanın nasıl bozuk kitabı bırakıp hak dinine geçmesi gerekiyorsa, bizim de bu simsarları temizlememiz gerekiyor. Peki bu nasıl olacak?
Recep İvedik ile gülen vaktini magazin, evlilik programları izlemekle geçiren, okumayan bu toplum, ne zaman Allah'ın emrettiği gibi okuyup dinimizi hakkıyla anlayacak kapasiteye gelirse, o zaman simsarlar ortadan kalkar, bizlerde laikliğe mecbur olmaktan kurtuluruz.
Sadece Türkiye'nin değil, tüm islam dünyasının bir hastalığıdır din simsarları. Laiklikten vazgeçmek için avrupanın nasıl bozuk kitabı bırakıp hak dinine geçmesi gerekiyorsa, bizim de bu simsarları temizlememiz gerekiyor. Peki bu nasıl olacak?
Hic bir ideoloji mutlak manada huzuru tahsis edemez edemiyorda. En modern ve medeni hatta ultra laik devletlerde bile güçlünün duygusu sistemi eziyet unsuru haline dönüştürüyorsa bizim devletimizin laik sistemide düşman üretmeye müsait diyebiliriz. Ama bu durum asla bireylerin kutsal görevlerinden kaçması anlamını taşımaz bu durum büyük terbiyesizliktir. Gelelim islami nüanslar ile yönetildiğini düşünen ülkelere hepsi bir şekilde emperyalist pencenin girdabında acı ceker durumda halkın hissiyatı ile kendilerinin yönetenlerin hissiyatı örtüşmüyor. Şeriat ile yönetildiğini düşünen ülkelerdeki acı durum batıdaki yönetimleri daha huzurlu hissettiriyorsa bu noktada islam dünyası kendine ceki düzen vermesi gerekir. Şeriaat denildiği vakit irkilen ve bu atmosfer altına girmek istemeyen yüklü miktarda insan varsa biz nerde yalnış yaptık diye düşünmesi lazım.
milletinadami
01-03-2010, 13:24
ameller niyete göredir....kişinin niyeti halis ise devletin veya ordunun ne olduğunun önemi yoktur...ama niyet kötü ise fatih sultan mehmed hanın ordusunda olsan gene seni kurtarmaz bu...
Bu askerden kaçan şahıs ise iyi iş yapmıyor sadece kendine zarar verir...
Hic bir ideoloji mutlak manada huzuru tahsis edemez edemiyorda. En modern ve medeni hatta ultra laik devletlerde bile güçlünün duygusu sistemi eziyet unsuru haline dönüştürüyorsa bizim devletimizin laik sistemide düşman üretmeye müsait diyebiliriz.
Farmakoloji kitaplarının başında bir söz vardır; "Bütün ilaçlar bir zehirdir ama her zehir bir ilaç değildir" diye.
İdeolojiler, toplumun hastalıklı kısmını düzeltmek için kullanılan ilaçlar gibidir. Muhakkak içince yan etkileri olur. Ama insanoğlu hastalıklardan kurtulabilmek için, iyileşinceye kadar da o ilaca ihtiyaç duyuyor.
Farmakoloji kitaplarının başında bir söz vardır; "Bütün ilaçlar bir zehirdir ama her zehir bir ilaç değildir" diye.
İdeolojiler, toplumun hastalıklı kısmını düzeltmek için kullanılan ilaçlar gibidir. Muhakkak içince yan etkileri olur. Ama insanoğlu hastalıklardan kurtulabilmek için, iyileşinceye kadar da o ilaca ihtiyaç duyuyor.
:) Örnek çok hoş Kara eşref . İdeoloji vicdan ve ruh hali ile desteklerirse şifa niyetine görev icra edebilir diyebiliriz o halde. Zaten yeryüzünde islami ritüellere sadık kalınamadığı için verilen kutsal noktaları hakkı ile insanlığa aşılayamadığımız yorumlayamadığımız için insan aklı ile bezenmiş ideolojilere tutsak kaldık. Haliyle insanoğlu karşılaştırma yaptığ vakit bir kenarda ideoloji ile yönetilen çok daha refah içinde olan toplumlar var diğer tarafta islami kıstaslar ile yönetildiğini düşünen ülkelerdeki acı ve fitneyi görünce ideolojilere sempati duyması doğal oluyor. Biz bütün ideolojik kavramları bugün insanlık adına çok daha evrensel yorumlayabilirsek ideolojilerin kara yüzü bir nebze aydınlanmış olur.
Akl-ı Selim
01-03-2010, 15:01
Acaba gerçekten de ideolojiler toplumun hastalıklı kısmını düzeltmekte mi kullanılır. yoksa hastalıklı beyinlerin toplumlar üzerinde denediği bir zehir midir.
Kanatımca hiçbir 'izm' hiçbir loji toplumun kullanması gereken ilaç olamamış aksine toplumlara kullandırılmıştır.
Acaba bu gün askere gitmek istemeyen o kardeşimiz kaçmanın -adına siz ne ret derseniz deyin daha zararlı olacaktır.- vebalini acaba vicdanında nasıl eritecektir.
Bugün ölen hakiki şehit olurmu sorunun cevabını tabiki ehline bırakmak lazım ancak
Ben bir uhut bir hendek bir sümeyye bir yasir ve osmanlıda kaybettiklerimiz ile bu gün kaybettiğiğmiz askerlerin ortak noktası öldürülmüş olmalarıdır,
Ama hangi uğurda ve öldürülenlerin ne niyette olduğu sorusu sanırım vicdanlarda öncelikle cevaplkanması gerekir ve aynı payenin verilmesinde bir geçer sebep aranması gerekir.
Acaba gerçekten de ideolojiler toplumun hastalıklı kısmını düzeltmekte mi kullanılır. yoksa hastalıklı beyinlerin toplumlar üzerinde denediği bir zehir midir.
Kanatımca hiçbir 'izm' hiçbir loji toplumun kullanması gereken ilaç olamamış aksine toplumlara kullandırılmıştır.
Bu nokta önemli üstat, insan kendi kendini yönetme reflekslerine kendi aklı ile tamı tamına ulaşamasada mevcut konjöktürde bu ideolojiler ile yönetilme kolaylığı çok daha makul değilmi. Farklı yönetimlere karşı büyük dirençin olduğu kesin ken bizlerin ideolojiler dışında bir yöntemi şimdilik şiar edinmemiz ne kadar huzurlu olur. Aslında şöyle diyebilirmiyiz ideolojik sistem evet yeterli değildir bir kutsalın verdiği ilham kadar huzur tesis edemez ama bulunduğumuz coğrafya şimdilik bize ideoloji ile yönetilmeye izin veriyorsa en azından bu ideolojileri yorumlayan insanların çok daha makul yorumlayanlar tarafından devlet sistemi haline dönüştürülmesi çok daha iiyi olurdu.
Akl-ı Selim
01-03-2010, 15:34
Aslında şöyle diyebilirmiyiz ideolojik sistem evet yeterli değildir bir kutsalın verdiği ilham kadar huzur tesis edemez ama bulunduğumuz coğrafya şimdilik bize ideoloji ile yönetilmeye izin veriyorsa en azından bu ideolojileri yorumlayan insanların çok daha makul yorumlayanlar tarafından devlet sistemi haline dönüştürülmesi çok daha iiyi olurdu.
Ukba kardeşim bu bahsettiğin meselenin zaten açık şekli yine ilhamdan ve vahiyden alınan değerlere sahip insanların bu sistemi yuğurması ise zaten bahsettiğimiz insan kaynaklı olup bir getirisi olmayan izm lere lojilere reddiye zaten dinin değerleriyle verilmiş oluyor, bu gün onları yorumlayanlar zaten dini değerlerin doğrultusunda bunu yapıyor. mevcut konjuktürün değil
Aslında şöyle diyebilirmiyiz ideolojik sistem evet yeterli değildir bir kutsalın verdiği ilham kadar huzur tesis edemez ama bulunduğumuz coğrafya şimdilik bize ideoloji ile yönetilmeye izin veriyorsa en azından bu ideolojileri yorumlayan insanların çok daha makul yorumlayanlar tarafından devlet sistemi haline dönüştürülmesi çok daha iiyi olurdu.
Ukba kardeşim bu bahsettiğin meselenin zaten açık şekli yine ilhamdan ve vahiyden alınan değerlere sahip insanların bu sistemi yuğurması ise zaten bahsettiğimiz insan kaynaklı olup bir getirisi olmayan izm lere lojilere reddiye zaten dinin değerleriyle verilmiş oluyor, bu gün onları yorumlayanlar zaten dini değerlerin doğrultusunda bunu yapıyor. mevcut konjuktürün değil
Üstat ben kendimi ifade edemiyorum anlaşılan. Bizdeki batılı değerler değilmi , hukuk normları demokrasi kavramları vs ve bunları yorumlayan şahışlarda bugün ağırlıklı olarak kemalist ruh olduğu için manevi değerlere bireysel haklara baskı aracına dönüştürebiliyorlar kavramları , aslında bu kavramlar zedeleyeci değilken onu araç haline dönüştüren kişilerin kirli emelleri hastalığa sebep oluyor. Bu gün yine demokrasi ve hukuk gibi ideolojik veriler üzerinde iyileşme sağlanacaksa bunları temsil eden tesis edenlerin çok daha hoşgörülü olması bizi rahatlacak olan şey diye düşünüyorum.
Akl-ı Selim
01-03-2010, 15:57
Aynı şeyi söylemek güzel siz şuana kadar kimin elinde olduğunu bense bundan sonra kimin ne ile yorumlayacağını söylemekteyim.eyvallah güzel insan...........
Devlet canlı değil'de Dinde canlı varlık değil Dinsiz Devlet demek Dini kurallara aykırı yönetilen devlet demek yoksa cansız bir varlık olan Devletin Dini gayet tabi olamaz...
Başında Aydın Doğan var diye cansız varlık olan Medya kuruluşlarının suçu ne bunun gibi yani :)
Osmanlı'da Medrese talebeleri askere gitmezdi çünkü ilimle meşgullerdi bugün ilimle meşgul olup askere gitmeyenler için kimse vatan haini,devlet düşmanı vesaire diyemez...
Bunun dışındakiler öne sürdükleri mazeretlerle herkezin fikirlerine göre değişir ben saygı duyarım bir başkası vatan haini der..
Terennüm
01-03-2010, 20:23
aslında burada farklı bir mesaj vardır.enver aydemir burada bir olaya dikkat çekmek istemektedir.silahlı kuvvetlerinde dini inançlarımı yaşamak adına yapılan bir çıkış olarak görüyorum..asla bu milletin göz bebeiği orduya veya hepimizi için kutsal addettiğimiz askerlikten kaçmak için değilidr..gerçekten kaçmak istese bir yolunu bulurdu veya paşa paşa askere giderdi. bu kadar ses ve dikkat çekmeden hallolurdu.ben burada anlatmak istediğini çok iyi anlıyorum.ama enver kardeşim bizler sivilde bile dinimizi rahatça yaşayamıyorken sen askerliğe takmışsın...askeriye gibi hepimizin bildiği bir kuruma resmen don kişotluğa soyunmuşun.ya gerçekten çok cesursun yada....
Ali Bulaç'ın bu mevzularda fikirleri çok daha kapsayıcı gibi , sadece salt ideolojiler insanlığa hakikaten barış tesis edemez gbi , yanında manevi bir şeylerin olması gerçek mi ne . :)
Bu durum gayrimüslimler için de geçerlidir. Her cumhuriyetin eşitleyerek tektipleştirmek istediği toplumsal gruplar farklıdır. Türkiye'de tektipleştirilme işlemine tabi tutulanlar dindar Sünniler, Kürtler ve gayrimüslim azınlıklardır. Aslında Aleviler de aynı işlemin nesneleridir, fakat birileri 'ayrıcalıklı' oldukları fikrini telkin edip onları yanıltıyor. Dindarlar, Kürtler ve gayrimüslimler, tektipleşmeyi kabul edinceye kadar "öteki"dirler.
Dindara "inancını vicdanından, dinî vecibelerini özel hayattan dışarı çıkarma", Kürt'e "etnik kimliğini resmi Türk kimliği içinde erit", gayrimüslime de "sen Türk olamazsın, azınlıksın, bu yüzden çok hak talep etmen yekpare ulus projeye aykırı düşer, sesini kes" deniyor. Dindar, Kürt ve azınlık, kendine özgü toplumsal ve kamusal taleplerden vazgeçmeyi kabul ederlerse "eşit yurttaş" olur ve elbette memur, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanlığına kadar yükselebilirler. Ama kendileri olamazlar.
Geldiğimiz noktada toplum çözülüyor, herkes kendine yakıştırdığı bir kimliğe dönüyor. Sorumuz şu: Bir arada ve barış içinde nasıl yaşayacağız? Modern dünya bu konuda bize umut vaat etmiyor. Sistem özel ve medeni hukuki düzenlemeleri, eğitimi, kültürü ve ana hatlarıyla ekonomiyi doğrudan veya dolaylı devletin temellüküne geçirmiştir. Bunun sonucunda demokrasisi sadece "siyasi" olarak çoğulcudur, "kültürel ve toplumsal" olarak çoğulcu değildir. Bu haliyle dahi çokkültürlülüğü gündeminden çıkarmış bulunuyor. O zaman hukuku, eğitimi ve ekonomiyi devletin uhdesine veren ve sosyo-kültürel çoğulculuğa geçit vermeyen, üstelik temel hak ve özgürlükleri "bireysel ve kişisel tercihler"e indirgeyen liberal teori nasıl hakiki ve asli farklılıkları birbiriyle çatıştırmadan bir arada yaşatacaktır?
Ya askerliğini yapmış arkadaşlarım çok iyi bileceklerdir ki, TSK dindiz bir kurum değildir. TAmam dışardan bakınca üst kademenin ideolojileri sebebi ile öyle bir izlenim eriyor olabilir. Açıkçası bende askere gitmeden önce bu şekil düşünüyordum. Hatta forumda bu konuda uzun bir tartışmamız olmuştu.
Ama askere gidince anladım ki dışarıdan görülfüğü gibi değil hiç birşey. Kimse kimsenin dini imanına karışmaz. İSteyen istediği zaman namazını kılabilir. İSteyen orucunu tutabilir ki zaten Ramazan Aylarında sahur vakitleride yemek çıkar. Çok değerli, din-i bütün subay pek bulunmasa da astsubay ve uzman çavuşlar bulunmaktadır. Her taburda mutlaka bir mescid ve o mescitlerde Kuran-ı Kerim ve dini kitaplar mevcuttur. Dinini yaşamak isteyene karışan yok ama dini kullanarak askerliğini yerine getirrme konusunda aksaklık yalşanmadığı sürece. Ki böyle durumlarda genelde Ramazan aylarında olur. MAlum askerlik vücut direnci gerektiren bir zanaat ve oruçluyum diye misal spordan kaçmaya çalışmadığın sürece kimse sana karışmaz...
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.