Ertuğrul ÖZGÜL
05-20-2009, 08:46
Gectıgımız hafta sonu İstanbul son derece onemlı bır konferansa ev sahıplıgı yaptı. 2009 Uluslararası Helal Gıda Konferansı, Feshanede onaltı ulkeden konuyla ılgılı otuz kadar bılım adamını ve yuzlerce uretıcı ve tuketıcıyı bır araya getırdı. Toplantı sadece muhteva ıtıbarıyle degıl, sekıl ıtıbarıyle de cok guzeldi. Sayin Dr. Huseyin Kami Buyukozer beyin onculugunde gerceklesen konferans, teorisyen ilim adamlarını ve pratisyenleri aynı platformda topladı. Gunduzler calısmayla aksamlar degerli tarihci Suleyman Baglan beyefendinin ogretisinde bogaz ve panaroma gezisiyle suslendi.
Safak vaktiyse Sultan Ahmet Camiine dokunacak kadar yakın duran misafir edildigimiz Golden Horn Otelinin essiz manzarasında degerlendirildi. Binbirdirekteki bu otantik mekana ikinci gelısımdı. Ikı sene onceki ziyaretimde sahibi Selami Yasik bey restorasyon calısmalarından soz etmisti. Bugun hic mubalagasız gercekten essiz bir manzara burada sizleri Sultan Ahmet Camii ve Ayasofya ile bulusturuyor.
Gelelim konferansımızın muhtevasına: Kuculen koy efektının etkısıyle hızla ıc dayanısma esasını benımseyen ulus devletlerlerde yıyecekten gıyecege tuketılen, bırcok urun Islam dunyası dısında uretılıyor. Musluman ulkelerde uretılenler de dıgerlerınden gerı kalmayacak derecede İslama uygun mudur suphesını beraberlerınde getırıyor. Bunu yasıyor, goruyor, sıkıntısını cekıyoruz. Yedıklerımız ıctıklerımız vucudumuza gıren maddeler nerede ve nasıl, kımler tarafından uretılıyor? Helal Gıda Konferansı ıste bu meselelerı irdeleyip halkımızı helal kavramıyla ilgili dusundurmeyi, bilinclendirme hedefliyor.
Goruyoruz ki Turkiye dahil bir cok musluman ulkesınde bu konuda buyuk bır acık mevcut. Bu durumun gozuken iki ana sebebi var. Kulturel yozlasma ve bılgı eksıklıgı. Kulturel yozlasma tezine gore ınsanlar yedıklerı ve ıctıklerıyle veya para verıp satın alıp kullandıkları urunlerın helal olup olmadıgıyla ılgılenmıyor, bılmek de ıstemıyor. Zıra boyle bır endısesı yok, din eksenli bir tuketım anlayısı onlara gore gelmıyor. Ikıncı grupsa daha vahim bir resme tekabul ediyor. Cunku bunlar dejenerasyona karsın konuyla ilgili dogru egitımi edınememis olmanın kurbanı oluyorlar.
Helal ye helal tuket esasına sadık kalma gayreti icinde olmalarına ragmen degisen dunyaya ayak uyduramamanın bedelini icerigini bilmedikleri seyleri tuketerek odeyenler bunlar da. Beni asıl bu grup ilgilendiriyor. Bırıncısı yozlasmıssa bunu oyle veya boyle kendı secımıyle yapıyor, dıne mesafeyı tercıh halıne getırıyor, bıze de mubarek olsun demek dusuyor. Oysa digerleri tuketilenlerin muhtevası hakkında bihaber. Musluman bir ulkede yasıyor. Islamı uniter ve homojenik yapılanmaya zorlayan bir ideolojik sistem icerisinde helal konusunda sorgulama melekesini gelistiremiyor.
Suru mentalitesine esir dusuyor. Sonucta ne oluyor? TBMMde 2004de dile getirıidigıne gore onbir ılde yirmi altı tane domuz ciftligi faaliyet gosterebiliyor. Uc milyon kilo domuz eti bir sekilde tuketiliyor. Velhasıl aldıgımız tukettigimiz etin hem saglıga hem dine uygunlugu suphe uyandırıyor. Cunku domuz eti sadece ucuz degil aynı zamanda da diger etlere nazaran cok daha ucuz. Bunun sebebi de icinde parazitleri cokca bulundurması. Bunun icindir ki icindeki pislikleri oldurebilmek icin domuz etinin daha uzun muddet pisirilmesi gerekiyor. Kalite dusunce et de ucuzluyor.
Domuz sadece et olarak da tuketilmıyor elbette. Cogu kez domuzdan elde edılen jelatın yogurdundan sac jolesıne el sabunundan kremıne kadar bır dızı urunu esır alıverıyor. Domuzdan saglanan et ve yan maddelerın uretımındekı maddı kulfetın dıgerlerıne nazaran az olması bu hayvanı daha da rovasta kılıyor.
Bu ve benzerı konularda kendını bılgılendırmemıs vatandasımız da degıl bunlara kafa yormak gundemine bile almıyor. Hal boyle olunca da ulke dısında, Musluman olmayan ulkelerde yasayan Muslumanlar, Turkıye gibi bir ulkede yasayanlardan daha bilincli bir profil cizebiliyorlar. Mesela ABDde veya diger batı ulkelerinde yemeyıp uzak durdugumuz mamuller burada goruyoruz ki lop lop yutuluyor. Sorgusuz sualsız. Orada kullanılmayan dis macunu burada en populer marka olarak tuketiliverıyor. Ilaclar, vıtamınlar keza.
Durum sadece burada mı boyle? Hayır. Pek dındar, kimi pek goz onunde bulunan bazı ve dahi bır cok vatandasımızın ulke topraklarını terkedince de farklı bir tavır sergilemediklerini uzuntuyle gorebiliyoruz. Bakıyorsunuz etler, tavuklar gırla gidiyor. Ama bu? dıyecek olsanız cevap hazır, bize yeniyor bunlar dendi.
Bazılarına birileri namazlar da mukım iken birlestirilebilir demis olmalı ki kırk yıldır tanıdıklarımızı tanıyamaz oluyoruz, pek reformist oluveriyor, namazlarını uce indiriveriyorlar. Bu konuyu baska bir gune bırakmak gerekiyor biliyorum.- Uzak durulması gerekenin sadece domuz eti oldugu sanılıyor. Kimi de et yemiyor ama tavuga balık muamelesı yapıyor, tavuk yemekte de beis gormuyor. Butun bunlar Islami bilgi eksikligi degil de nedir ki? Alkolun istisnasiz butun gazlı iceceklerde cozucu ozellikli ayrıstırıcı olarak kullanılması da cabası…
Safak vaktiyse Sultan Ahmet Camiine dokunacak kadar yakın duran misafir edildigimiz Golden Horn Otelinin essiz manzarasında degerlendirildi. Binbirdirekteki bu otantik mekana ikinci gelısımdı. Ikı sene onceki ziyaretimde sahibi Selami Yasik bey restorasyon calısmalarından soz etmisti. Bugun hic mubalagasız gercekten essiz bir manzara burada sizleri Sultan Ahmet Camii ve Ayasofya ile bulusturuyor.
Gelelim konferansımızın muhtevasına: Kuculen koy efektının etkısıyle hızla ıc dayanısma esasını benımseyen ulus devletlerlerde yıyecekten gıyecege tuketılen, bırcok urun Islam dunyası dısında uretılıyor. Musluman ulkelerde uretılenler de dıgerlerınden gerı kalmayacak derecede İslama uygun mudur suphesını beraberlerınde getırıyor. Bunu yasıyor, goruyor, sıkıntısını cekıyoruz. Yedıklerımız ıctıklerımız vucudumuza gıren maddeler nerede ve nasıl, kımler tarafından uretılıyor? Helal Gıda Konferansı ıste bu meselelerı irdeleyip halkımızı helal kavramıyla ilgili dusundurmeyi, bilinclendirme hedefliyor.
Goruyoruz ki Turkiye dahil bir cok musluman ulkesınde bu konuda buyuk bır acık mevcut. Bu durumun gozuken iki ana sebebi var. Kulturel yozlasma ve bılgı eksıklıgı. Kulturel yozlasma tezine gore ınsanlar yedıklerı ve ıctıklerıyle veya para verıp satın alıp kullandıkları urunlerın helal olup olmadıgıyla ılgılenmıyor, bılmek de ıstemıyor. Zıra boyle bır endısesı yok, din eksenli bir tuketım anlayısı onlara gore gelmıyor. Ikıncı grupsa daha vahim bir resme tekabul ediyor. Cunku bunlar dejenerasyona karsın konuyla ilgili dogru egitımi edınememis olmanın kurbanı oluyorlar.
Helal ye helal tuket esasına sadık kalma gayreti icinde olmalarına ragmen degisen dunyaya ayak uyduramamanın bedelini icerigini bilmedikleri seyleri tuketerek odeyenler bunlar da. Beni asıl bu grup ilgilendiriyor. Bırıncısı yozlasmıssa bunu oyle veya boyle kendı secımıyle yapıyor, dıne mesafeyı tercıh halıne getırıyor, bıze de mubarek olsun demek dusuyor. Oysa digerleri tuketilenlerin muhtevası hakkında bihaber. Musluman bir ulkede yasıyor. Islamı uniter ve homojenik yapılanmaya zorlayan bir ideolojik sistem icerisinde helal konusunda sorgulama melekesini gelistiremiyor.
Suru mentalitesine esir dusuyor. Sonucta ne oluyor? TBMMde 2004de dile getirıidigıne gore onbir ılde yirmi altı tane domuz ciftligi faaliyet gosterebiliyor. Uc milyon kilo domuz eti bir sekilde tuketiliyor. Velhasıl aldıgımız tukettigimiz etin hem saglıga hem dine uygunlugu suphe uyandırıyor. Cunku domuz eti sadece ucuz degil aynı zamanda da diger etlere nazaran cok daha ucuz. Bunun sebebi de icinde parazitleri cokca bulundurması. Bunun icindir ki icindeki pislikleri oldurebilmek icin domuz etinin daha uzun muddet pisirilmesi gerekiyor. Kalite dusunce et de ucuzluyor.
Domuz sadece et olarak da tuketilmıyor elbette. Cogu kez domuzdan elde edılen jelatın yogurdundan sac jolesıne el sabunundan kremıne kadar bır dızı urunu esır alıverıyor. Domuzdan saglanan et ve yan maddelerın uretımındekı maddı kulfetın dıgerlerıne nazaran az olması bu hayvanı daha da rovasta kılıyor.
Bu ve benzerı konularda kendını bılgılendırmemıs vatandasımız da degıl bunlara kafa yormak gundemine bile almıyor. Hal boyle olunca da ulke dısında, Musluman olmayan ulkelerde yasayan Muslumanlar, Turkıye gibi bir ulkede yasayanlardan daha bilincli bir profil cizebiliyorlar. Mesela ABDde veya diger batı ulkelerinde yemeyıp uzak durdugumuz mamuller burada goruyoruz ki lop lop yutuluyor. Sorgusuz sualsız. Orada kullanılmayan dis macunu burada en populer marka olarak tuketiliverıyor. Ilaclar, vıtamınlar keza.
Durum sadece burada mı boyle? Hayır. Pek dındar, kimi pek goz onunde bulunan bazı ve dahi bır cok vatandasımızın ulke topraklarını terkedince de farklı bir tavır sergilemediklerini uzuntuyle gorebiliyoruz. Bakıyorsunuz etler, tavuklar gırla gidiyor. Ama bu? dıyecek olsanız cevap hazır, bize yeniyor bunlar dendi.
Bazılarına birileri namazlar da mukım iken birlestirilebilir demis olmalı ki kırk yıldır tanıdıklarımızı tanıyamaz oluyoruz, pek reformist oluveriyor, namazlarını uce indiriveriyorlar. Bu konuyu baska bir gune bırakmak gerekiyor biliyorum.- Uzak durulması gerekenin sadece domuz eti oldugu sanılıyor. Kimi de et yemiyor ama tavuga balık muamelesı yapıyor, tavuk yemekte de beis gormuyor. Butun bunlar Islami bilgi eksikligi degil de nedir ki? Alkolun istisnasiz butun gazlı iceceklerde cozucu ozellikli ayrıstırıcı olarak kullanılması da cabası…