fatih kısaparmak balon baskılı balon MÜSLÜMANLARIN PARAMPARÇA OLUŞU... - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : MÜSLÜMANLARIN PARAMPARÇA OLUŞU...


gülsima
03-02-2008, 18:02
Müslümanların cemaatlere,tarikatlara,mezheplere ayrılması hakkında ne düşünüyosunuz?Sizler eğer bi cemaate bağlıysanız bunu bizimle paylaşırsanız sevinirim.

Bu arada ben kendi görüşümüde belirtiyim;müslümanların gruplara ayrılmasına ve her grubun kendiyle övünmesine karşıyım çünkü bi zaman sonra müslümanlar bölünüyo ve şucu bucu gibi tabirlerle birbirinden ayrılıo ve buda bana şu ayeti hatırlatıyo;

"İNANÇLARININ BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZARAK PARÇALARA BÖLÜNEN VE HER GRUBUN YALNIZ KENDİ SAHİP OLDUĞU(İLKELERLE)
ÖVÜNDÜĞÜ KİMSELERDEN OLMA! (30 RUM 32)

(bu arada kimse benim cemaat,tarikat ve mezhep karşıtı olduğumu zannetmesin ben sadece müslümanların paramparça oluşuna karşıyım yoksa bütün gruplar hak yolda olduğu sürece hepimizindir)sizinde görüşlerinizi bekliyorum.

Yâren
03-02-2008, 22:42
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:07
[i][b]İnsanlar dinde herşeyden önce Kur'an-ı Kerim'e bakmalı!
Sonra Kur'an'a uygunluğu olan hadislere bakmalı!
Sonra da Kur'an'a göre hareket ettiği kesinlikle belli olmuş din alimlerine bakmalı!

Zaman geçtikçe birilerinin yanlışlardan insanları çevirmek için düzeltmeler yapması gerekebilir...

YavuzSultanSelim
03-02-2008, 23:10
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


o zaman Kur'an dan pek haberin yok arkadaşım. ama bu senin düşüncendir. saygı duyarım

fazlrahmet
03-02-2008, 23:13
İslam Tek doğru dindir ve son dindir...Fakat şunu unutmayalım arkadaşlar Mutlaka insanın bir mürşide ihtiyacı vardır asla bu yolda tek başına yürüyemez...

mavera
03-02-2008, 23:14
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


Ömer kardesim söyle sormak isterim tarikat nedir "tarik" in anlamini biliriz yol demektir, acaba bu yolun amaci nedir?
Acikcasi ben tarikatlari zararli görmüyorum ne zaman ki o tarikatlarin basina ehil olmayan biri gecer ve tarikatida kendi emelleri icin kullanirsa iste o zaman tarikatlar zararli olmaya baslar..
Örnek mi vereyim haydar bas beyin basinda buldugu tarikat su anda söylem ve eylemleriyle bence yarardan cok zararli bir konumdadir..

m_gorus
03-02-2008, 23:17
arkadaşlar tarikata karşıyım derken dikkatli olunmalı ve içi doldurulmalıdır.. İslam da tarikat vardır..

Bir 'efendi' ye tabi olmak demek, Allah ile arana kul almak demek değildir. Allah'ın yoluna ulaşmak için sana ışık tutan kişidir 'efendi'. Yani o öğreticidir, öğretmendir. Kur-an ve sünnetler elbetteki başlıca kaynaklarımızdır. Ancak buların anlaşılmasında ve yorumlanmasında, dini ince ayrıntılarıyla yaşamada; bir donanımlı öğreticiye ihtiyaç oluşur..

Bizleri sıkıntıya sokan başka bir durum aslında. Siyasete el atan tarikat olmaz... Holding gibi bütçeleri yöneten tarikat olmaz... Devlet kademelerini ele geçirmeye çalışan tarikat olmaz... Kin salgılayan nefret üreten tarikat olmaz.. Tarikat Allah yoludur...

Kafamızı karıştıran sorunun yanıtı buradadır aslında..

Bizlere tarikat olarak sunulanların ne kadar 'öz' kaldıklarına bakmamız lazım...

fazlrahmet
03-02-2008, 23:18
Hay allah razı olsun Tarık yol demektir...Sıratı Müstekım de bir yoldur Hemde sonucu Allahın zatı ile biten bir yol allahu teala Kuranı Kerimde 7 tane yol yarattığını söylüyor inşallah...Eğer Osmanlıya bakacak olursanız islamı en güzel biçimde yaşamışlardır bir yeniçerinin mürşidi yoksa o asker olamaz dı yeniçeri olamazdı...

YavuzSultanSelim
03-02-2008, 23:19
Hay allah razı olsun Tarık yol demektir...Sıratı Müstekım de bir yoldur Hemde sonucu Allahın zatı ile biten bir yol allahu teala Kuranı Kerimde 7 tane yol yarattığını söylüyor inşallah...Eğer Osmanlıya bakacak olursanız islamı en güzel biçimde yaşamışlardır bir yeniçerinin mürşidi yoksa o asker olamaz dı yeniçeri olamazdı...


;)

fazlrahmet
03-02-2008, 23:20
;) :)

mavera
03-02-2008, 23:22
arkadaşlar tarikata karşıyım derken dikkatli olunmalı ve içi doldurulmalıdır.. İslam da tarikat vardır..

Bir 'efendi' ye tabi olmak demek, Allah ile arana kul almak demek değildir. Allah'ın yoluna ulaşmak için sana ışık tutan kişidir 'efendi'. Yani o öğreticidir, öğretmendir. Kur-an ve sünnetler elbetteki başlıca kaynaklarımızdır. Ancak buların anlaşılmasında ve yorumlanmasında, dini ince ayrıntılarıyla yaşamada; bir donanımlı öğreticiye ihtiyaç oluşur..

Bizleri sıkıntıya sokan başka bir durum aslında. Siyasete el atan tarikat olmaz... Holding gibi bütçeleri yöneten tarikat olmaz... Devlet kademelerini ele geçirmeye çalışan tarikat olmaz... Kin salgılayan nefret üreten tarikat olmaz.. Tarikat Allah yoludur...

Kafamızı karıştıran sorunun yanıtı buradadır aslında..

Bizlere tarikat olarak sunulanların ne kadar 'öz' kaldıklarına bakmamız lazım...




Aslinda tartisilmasi gerekende budur simdilerde ismi tarikat olan yapilanmalarin siyaset, ticaret gibi tarikatla alakasi olmayan islerin icinde bulunmasidir.
Böyle oluncada tarikatlar ister, istenilmez taritisilmaya aciliyor yoksa yüzyillar boyu nice önemli sahsiyetler yol gösterici olmustur..
Gecmisteki tarikat önderlerini simdikielrle karsilastirdigimiz zaman tabiki arada daglar kadar fark oldugunu görebiliyoruz..

YavuzSultanSelim
03-02-2008, 23:23
tarikat eğer Allah'ın buyurduğu gibi bir takikatsa tamam ama şimdiki çoğu tarikatlara bakıyoruz. insanları sömürmekten ileri gitmiyolar. insanları Allah'a yakınlaştırcaklarına onları yanlış bilgilerle şeytana yakınlaştırıyorlar

Yâren
03-02-2008, 23:24
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


o zaman Kur'an dan pek haberin yok arkadaşım. ama bu senin düşüncendir. saygı duyarım


Allah'a iman etmek,Allah'ın sözlerine yani Kuran a inanmak o doğrultuda yaşamak demektir zaten.Kuran ı Kerim her çağa hükmeden kutsal kıtabımız. Tarikatlar radikal islamın son noktasına kadar yaşama hevesindeler.Değişen çağda Sarıklarla,çarşaflarla kendilerine göre bir islam çizgisi çizmekteler. Hiç bir Ayette ve hadiste böylesine bir ayrımcılığa yer verilmemiş.Ayrıca insanların dini duygularını ve vijdanlarını sömürme açısından kullanılan bir alet.

YavuzSultanSelim
03-02-2008, 23:26
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


o zaman Kur'an dan pek haberin yok arkadaşım. ama bu senin düşüncendir. saygı duyarım


Allah'a iman etmek,Allah'ın sözlerine yani Kuran a inanmak o doğrultuda yaşamak demektir zaten.Kuran ı Kerim her çağa hükmeden kutsal kıtabımız. Tarikatlar radikal islamın son noktasına kadar yaşama hevesindeler.Değişen çağda Sarıklarla,çarşaflarla kendilerine göre bir islam çizgisi çizmekteler. Hiç bir Ayette ve hadiste böylesine bir ayrımcılığa yer verilmemiş.Ayrıca insanların dini duygularını ve vijdanlarını sömürme açısından kullanılan bir alet.



benim demek istediğimle senin dediklerinin arasında bir bağ kuramadım

o zaman Yunus Emre'nin Mevlana'nın tarikatlarını da Allah emretmemiş öyle mi?

Beritan
03-02-2008, 23:26
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.

bende buna katılmıyorum..ilmi bilenden öğreneceksin...ben tarikatlara karşı değilim

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:26
[i][b]Birşey daha söylemem gerekir..

Allah dinimizden önce bakıldığında peygamberleri çok sık gönderdi...
Örneğin Hz. İbrahim'in oğlu da peygamber olan Hz. İsmail'dir!

Yada başka bir örnek vereyim dinimiz gelmeden önce yaklaşık 500 yıl geriye gidildiğinde Hristiyanlığın gelmiş olduğu görünür ki buda en uzun sürelerden biridir...

Allah'ın bu kadar sık peygamber göndermesi insanları sapıklığa ve yanlışlara eğilimli olmasıdır!
Kaldı ki İslamiyet'in gelişi üzerinden 1400 yıl geçti ve bu süre içinde insanların sapmaması mümkün değil!

İşte bu yüzden Allah insanları peygamberlerle olmasa bile bazı alim dediğimiz insanlarla uyarıyor yani Hz. Muhammed'in getirdiği dinin sapması engelleniyor...

Fakat bu insanların gerçekten alim olup olmadığını bilmek için tek şeye bakılır...

O da Kur'an-ı Kerim ile birebir konuşuyor olmasıdır...

fazlrahmet
03-02-2008, 23:27
Hayır kardeşim Allah sebilleri yani yolları kendisi tayin eder sana kimse senin tarikatın şudur demez Sen Allahtan istediğinde Allah seni karşılaştıracaktır...Elbette günümüzde hele bu zor gibi görünüyor fakat Allahın yaşayan mürşidleri vardır...Bir kamili mürşide varmazsan olmaz...

YavuzSultanSelim
03-02-2008, 23:27
zaten işi bilmeyenlerden öğrene öğrene millet şu anda kimse dinini en uygun şekilde yaşayamıyor

Beritan
03-02-2008, 23:28
zaten işi bilmeyenlerden öğrene öğrene millet şu anda kimse dinini en uygun şekilde yaşayamıyor

öğrendiği kişi yanlıştır...kişiyi seçmek kişinin kendisine kalmış

fazlrahmet
03-02-2008, 23:30
Hay Allah razı olsun Allah bizim için kim öğretici olacaksa onu seçiyor bize sadece onu dilemek kalıyor..İstersen dünyanın öbür ucunda ol nerde olursan ol mutlak aAllah seni mürşidine kavuşturur...

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:32
Tarikatlar radikal islamın son noktasına kadar yaşama hevesindeler.Değişen çağda Sarıklarla,çarşaflarla kendilerine göre bir islam çizgisi çizmekteler
[i][b]Bu söylediğini gerçekten sindiremedim!

Benim ailemde bir tane bile çarşaflı sarıklı yok ama insanların Hz. Muhammed ve onun etrafındaki insanlar gibi yaşamak istemesi kınanamaz!
İnsanların inançlarıysa giyinişe göre sorgulanamaz!
Bize başörtüsü yüzünden baskı yapanların aynısıdır bu yaptığın...
Evet çarşaf yada sarık dalga geçilecek konuma geldi ama bunun nedeni ülkemizin ve milletimizin Batı'nın sistemine kul edilmesidir!

Çarşaf ayda sarık sana güzel gelmese bile;

Yapmasak bile yapanlara laf etmemliyiz...
Bu sitede çarşaf giyen arkadaşlarımızda var...

mavera
03-02-2008, 23:32
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


o zaman Kur'an dan pek haberin yok arkadaşım. ama bu senin düşüncendir. saygı duyarım


Allah'a iman etmek,Allah'ın sözlerine yani Kuran a inanmak o doğrultuda yaşamak demektir zaten.Kuran ı Kerim her çağa hükmeden kutsal kıtabımız. Tarikatlar radikal islamın son noktasına kadar yaşama hevesindeler.Değişen çağda Sarıklarla,çarşaflarla kendilerine göre bir islam çizgisi çizmekteler. Hiç bir Ayette ve hadiste böylesine bir ayrımcılığa yer verilmemiş.Ayrıca insanların dini duygularını ve vijdanlarını sömürme açısından kullanılan bir alet.



Ömer kardesim kusura bakma ama bu söyleminden yola cikarsak sarik, carsaf gibi basörtüsüde degisen caga ayak uydurmalidir..
insanlarin giyim sekilleri yada onlarin yasam tarzlarinin cagdaslikla bagdastirilmasina bir anlam veremiyorum o insanlarin radikal istemleri veya söylemleride olabilir ki bence bu gayet normaldir sonucta herkes ayni görüste veya ayni derecede hassasiyet sahibi olacak degilller..
o insanlar kendilerini öyle mutlu görüyorlarki giyiniyorlar o yüzden carsaf yada sarikla kisinin radikalligini yada inancini tartmak cok yanlis olur..
bana göre bu sekilciliktir bir insan birakin nasil giyinmek isteniyorsa öyle giyinsin, insanlari tek tip bir kisveye sokmak bence gericiligin önde gidenidir..
kardesim sana söyle birsey sormak isterim neden dinimizde toplu yapilan ibadetlerin sebebi daha fazladir?

gülsima
03-02-2008, 23:33
Aslında size şole diyim Allahın dinini farklı coğrafyalarda farklı dilimlerde yani farklı toplumsalkoşullarda doğru,rahat ve gereği gibi yaşayabilmek için eli öpülesi alimlerin binbir emekle fıkh ederek ortaya koydukları mezhepler.cemaatler,tarikatler gerekçelerinden saptırılarak parçalamadılarmı ümmeti muhammadi?
bu alimlere zaten kimse bişe diyemez benim kızgınlığımbu gruplara körü körüne bağlanan ve sadece kendi alimini dinleyenedir.kelamda boşu boşunamı var taklidi imanı tahkiki imana çevirmek benim anlayamadığım nokta bu tarikatlerin öğrencileri Allahla arasında şeyhinin olucağını düşünüo ve tek başına Allaha ulaşamıyacağını soliyo peki o zaman rabbimiz niçin bize ben sizin şah damarınızdan daha yakınım dio bu insanlar hiç sorgulamıo kuranda müteaddit defalar hiç akletmezmisiniz die soruo ama bu zihniyet şeyhi başı ne derse şartsız kuralsız kabul edio şeyhine rabıta yapıo bu ne demektir ya bi zaman sonra bence bu insanları ilah edinmeye başlıolar

Yâren
03-02-2008, 23:34
Din ulemelarıyla tarikatları karıştırmamak gerekir. Günümüzde onlarca tarikat onlarca cemaat var. Halk arasında buna inanlar bu yola baş koyanlar arasında,hurafeler oluşmaktadır. Haşa şeyhlerin peygamber gücüne nail olduklarını dahi iddaa edilmekte. Herkes kendi şeyhini diğerlerinden üstün görmekte, zamanla İslamı yaşama şekilleride değişmekte..

Herkesin tarikat kendisi olsun, Allah'ın ismini zikretmek istiyorsan otur evinde zikret. Birilerini neden Allah la arana sokuyorsun.

Hüdaverdi
03-02-2008, 23:34
Mumsuz baldır şeriat,
Tuzsuz yağdır tarikat,
Dost için balı yağa
pes niçün katmayalar!!!
Yunus Emre

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:36
[i][b]"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlanna (bir ihtiyaç için dışan çıktıklannda) örtülerini üzerlerine almalarını söyle. Onlann tanınmaması ve inciltilmemesi için en elverişli olan budur." (Ahzab / 59)


Bu ayette Cilbab kelimesi geçer...
Cilbab çarşaf demektir...

mavera
03-02-2008, 23:36
Din ulemelarıyla tarikatları karıştırmamak gerekir. Günümüzde onlarca tarikat onlarca cemaat var. Halk arasında buna inanlar bu yola baş koyanlar arasında,hurafeler oluşmaktadır. Haşa şeyhlerin peygamber gücüne nail olduklarını dahi iddaa edilmekte. Herkes kendi şeyhini diğerlerinden üstün görmekte, zamanla İslamı yaşama şekilleride değişmekte..

Herkesin tarikat kendisi olsun, Allah'ın ismini zikretmek istiyorsan otur evinde zikret. Birilerini neden Allah la arana sokuyorsun.


Ömer kardesim peki bu zamanda din ulamelarini nasil bilecegiz ve onlardan faydalanacagiz..Bakiniz mezhepler niye ortaya cikmistir yorum farklarindan dolayi..
Tarikatlarinda yorum farki vardir ama hedef nokalari bellidir tabiki bazi tarikatlar saptirilmis, bazilari kötü niyetli kullanilmis, bazilari sömürülmüstür ama bunlardan yola cikarak bu güzel müesseseleri tamamen görmezden gelmek, hepsini ayni kategoriye koymak biraz haksizlik gibi geliyor...

fazlrahmet
03-02-2008, 23:37
Canım kardeşim haklısında tek kanatla uçulmaz...Kuranda bu üzerimize farz kılınmıştır...Yani mutlaka bir kamili mürşide tabi olmak gerekiyor...İşte müslümanların içinde bulunduğu boşluk bu yüzden

Beritan
03-02-2008, 23:37
Din ulemelarıyla tarikatları karıştırmamak gerekir. Günümüzde onlarca tarikat onlarca cemaat var. Halk arasında buna inanlar bu yola baş koyanlar arasında,hurafeler oluşmaktadır. Haşa şeyhlerin peygamber gücüne nail olduklarını dahi iddaa edilmekte. Herkes kendi şeyhini diğerlerinden üstün görmekte, zamanla İslamı yaşama şekilleride değişmekte..

Herkesin tarikat kendisi olsun, Allah'ın ismini zikretmek istiyorsan otur evinde zikret. Birilerini neden Allah la arana sokuyorsun.

herşeyin sapkın fikirlileri vardır...ben seçtiğim kişiyi allahla arama koymak için değil bilmediğim dini bilgiyi öğrenmek için seçerim..
ben nefsime söz geçiremediğim için çarşafı giymiyorum geçirenlerede saygım sonsuz

LüGaT
03-02-2008, 23:38
"Modern yaşama biçimi, küfür ile iman arasında çizgi çekmeyi bilen hiçbir müslümanı yozlaştıramaz.Yozlaşanlar, modern yaşama biçimiyle karşılaşmadan önce de böyle bir çizgiyi hayatlarında önemli saymamış olanlardır."

Der İsmet Özel.Laf meclisten dışarı tabii, sadece güzel bir ifade olduğu için yazdım.

Sarık takan modern sayılmaz mı? Modern "sayılmak" neden bu kadar önemli ? Modernizm yeni bir din mi hepsi ayrı ayrı tahkik edilmesi gereken konular.

Yâren
03-02-2008, 23:40
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


o zaman Kur'an dan pek haberin yok arkadaşım. ama bu senin düşüncendir. saygı duyarım


Allah'a iman etmek,Allah'ın sözlerine yani Kuran a inanmak o doğrultuda yaşamak demektir zaten.Kuran ı Kerim her çağa hükmeden kutsal kıtabımız. Tarikatlar radikal islamın son noktasına kadar yaşama hevesindeler.Değişen çağda Sarıklarla,çarşaflarla kendilerine göre bir islam çizgisi çizmekteler. Hiç bir Ayette ve hadiste böylesine bir ayrımcılığa yer verilmemiş.Ayrıca insanların dini duygularını ve vijdanlarını sömürme açısından kullanılan bir alet.



Ömer kardesim kusura bakma ama bu söyleminden yola cikarsak sarik, carsaf gibi basörtüsüde degisen caga ayak uydurmalidir..
insanlarin giyim sekilleri yada onlarin yasam tarzlarinin cagdaslikla bagdastirilmasina bir anlam veremiyorum o insanlarin radikal istemleri veya söylemleride olabilir ki bence bu gayet normaldir sonucta herkes ayni görüste veya ayni derecede hassasiyet sahibi olacak degilller..
o insanlar kendilerini öyle mutlu görüyorlarki giyiniyorlar o yüzden carsaf yada sarikla kisinin radikalligini yada inancini tartmak cok yanlis olur..
bana göre bu sekilciliktir bir insan birakin nasil giyinmek isteniyorsa öyle giyinsin, insanlari tek tip bir kisveye sokmak bence gericiligin önde gidenidir..
kardesim sana söyle birsey sormak isterim neden dinimizde toplu yapilan ibadetlerin sebebi daha fazladir?


Zaten başörtüsü değişen çağa ayak uydurmadımı?

Şimdi hepimizin aile resimleri vardır, bakın annenizin başörtüsüne nasıl bağlanmış. Başörtüsünün şuanki bağlanma şekli,bir değişimin işareti değilmi?
Zengin başörtülüler paris menşeili eşarp kullanmıyormu?
İslam olduğun yerde saymayımı emrediyor,yoksa gelişen çağa ayak uydurup islam adına ilerlemeyimi?
Herkesin giyimine saygım sonsuz,zira benim annem ve kardeşimde kapalı

fazlrahmet
03-02-2008, 23:42
33/AHZÂB-59: Yâ eyyuhen nebîyyu kul li ezvâcike ve benâtike ve nisâil mu’minîne yudnîne aleyhinne min celâbîbihinn(celâbîbihinne), zâlike ednâ en yu’refne fe lâ yu’zeyn(yu’zeyne) ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).
Ey Nebî (Peygamber)! Zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (mü’min kadınlara) söyle, cilbablarına sarınsınlar (örtünsünler). Bu, onların (cariye olmadıklarının, hür ve iffetli kadın olduklarının) bilinmesi ve onlara eziyet edilmemesi için daha uygundur. Ve Allah, Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).

Hıfz-ı lisan
03-02-2008, 23:42
Hakikate ulaşmak için,heleki bu zamanda ! İslâmı doğru yaşayanlar yolunda ilerlemek için Sapıtmış olan tarikatleri katmadan Onların yolundna gitmek parçalanma olamaz.Çünkü O'nun yolundan gidenler birbirlerini Hakk için severler..Ben gördüklerim de böyle Parçalanma gibi bir durumla karşılaşmadım :)

Birde ben parçalanma değilde tarikatın Onu doğru yolda ilerlemesine nasıl desem bir heves daha verirken sırf nefsine uyup haksızlık yapanlara şahit oldum.. =)

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:42
[i][b]Bakın bu konuda bir örnek daha vermek istiyorum...

Bir arkadaşım var üniversitede ve çocuk gerçekten Kur'an-ı Kerim'i okumuş ancak arapçayı tam yorumlayamadığı için bazı ayetleri yanlış anlamış...

Kaç kere tartıştık bana sürekl namaz 3 vakittir dedi!
Çocuğa cevap veremeyince hemen gittim ve güvendiğim bir hocama sordum...
Anında bana Bakara suresinde ki bir ayetle açıklayıverdi ve ben o arkadaşıma bu şekilde namazın 5 vakit olduğunu kanıtladım!
Eskiden 3 vakit kılıyordu şimdi 5 vakit...

Peki bu işi gerçekten bilenler olmasa nasıl doğru olabilir..
Belki onu bu şekilde uyaramasaydım ondan başkalarına namazın 3 vakit olacağı yayılacaktı!

İşte bu yüzden özel olaraks eçilen bazı insanlar ve onların oluşturduğu gruplar gereklidir...

mavera
03-02-2008, 23:42
kardes baglama sekli, renkler, markalar tabiki degisecek degismeyen onun amaci olmalidir benim varmak istedigim modernlesecegiz diyerek bazi seyleri gerici unsur görmek cok yanlis kaldiki modernlesmek bir gereksinimde modernlesmemede bir haktir..
bir insanin ne giydigi yada ne giymedigine takili kalmak bu zamanda cok sacmadir..

Beritan
03-02-2008, 23:43
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


o zaman Kur'an dan pek haberin yok arkadaşım. ama bu senin düşüncendir. saygı duyarım


Allah'a iman etmek,Allah'ın sözlerine yani Kuran a inanmak o doğrultuda yaşamak demektir zaten.Kuran ı Kerim her çağa hükmeden kutsal kıtabımız. Tarikatlar radikal islamın son noktasına kadar yaşama hevesindeler.Değişen çağda Sarıklarla,çarşaflarla kendilerine göre bir islam çizgisi çizmekteler. Hiç bir Ayette ve hadiste böylesine bir ayrımcılığa yer verilmemiş.Ayrıca insanların dini duygularını ve vijdanlarını sömürme açısından kullanılan bir alet.



Ömer kardesim kusura bakma ama bu söyleminden yola cikarsak sarik, carsaf gibi basörtüsüde degisen caga ayak uydurmalidir..
insanlarin giyim sekilleri yada onlarin yasam tarzlarinin cagdaslikla bagdastirilmasina bir anlam veremiyorum o insanlarin radikal istemleri veya söylemleride olabilir ki bence bu gayet normaldir sonucta herkes ayni görüste veya ayni derecede hassasiyet sahibi olacak degilller..
o insanlar kendilerini öyle mutlu görüyorlarki giyiniyorlar o yüzden carsaf yada sarikla kisinin radikalligini yada inancini tartmak cok yanlis olur..
bana göre bu sekilciliktir bir insan birakin nasil giyinmek isteniyorsa öyle giyinsin, insanlari tek tip bir kisveye sokmak bence gericiligin önde gidenidir..
kardesim sana söyle birsey sormak isterim neden dinimizde toplu yapilan ibadetlerin sebebi daha fazladir?


Zaten başörtüsü değişen çağa ayak uydurmadımı?

Şimdi hepimizin aile resimleri vardır, bakın annenizin başörtüsüne nasıl bağlanmış. Başörtüsünün şuanki bağlanma şekli,bir değişimin işareti değilmi?
Zengin başörtülüler paris menşeili eşarp kullanmıyormu?
İslam olduğun yerde saymayımı emrediyor,yoksa gelişen çağa ayak uydurup islam adına ilerlemeyimi?
Herkesin giyimine saygım sonsuz,zira benim annem ve kardeşimde kapalı

kapalı bi ailenin evladı olup...imamhatip mezunu olup...çarşafa ve sarığa düşmen olmanız enteresan geldi

Yâren
03-02-2008, 23:44
[i][b]"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlanna (bir ihtiyaç için dışan çıktıklannda) örtülerini üzerlerine almalarını söyle. Onlann tanınmaması ve inciltilmemesi için en elverişli olan budur." (Ahzab / 59)


Bu ayette Cilbab kelimesi geçer...
Cilbab çarşaf demektir...


Bu konu hakkında kendi düşüncelerimi söyleyemem, Çünkü Ayet yorumlayacak kadar arapça bilgim yok, yanlış bir telaffuzda kullanmak istemem. Ama bu ayeti kelimenin kimilerine göre yorumu farklıdır,bunuda belirtmek isterim

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:45
Yukarıda verdiğim örnekte sanki özel seçilmiş insan olarak kendimi göstermişim gibi durmuş özür dilerim öyle bişe olamaz!
Ben din alimlerinden bahsediyodum...

gülsima
03-02-2008, 23:46
İnançlarını bütünlüğünü bozarak gruplara,fırkalara ayrılanlara gelince;onlar için yapabileceğin birşey yoktur.Unutma onların işi Allaha kalmıştır ve zaman geldiğinde Allah onlara vaktiyle yaptıklarını gösterecektir (en'am 159)

en güzel cevap

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:47
Bu konu hakkında kendi düşüncelerimi söyleyemem, Çünkü Ayet yorumlayacak kadar arapça bilgim yok, yanlış bir telaffuzda kullanmak istemem. Ama bu ayeti kelimenin kimilerine göre yorumu farklıdır,bunuda belirtmek isterim
[i][b]Benimde ayet yorumlayacak kadar arapça bilgim yok...
[Hatta ben İmam-Hatip'li filan da değilim ki dine yönelişim bile ancak 1 yıl olmuştur ancak bu yüzden zaten alim olan insanlar gereklidir ve onların grupları olmalı ve doğru görüşler yayılmalıdır...

Yani sen bilmezsen ben bilmezsem ne olacak o zaman kim düzenleyecek bu işi?

fazlrahmet
03-02-2008, 23:47
Elbette fakat ilimde derinleşmiş yani manevi ilimde derinleşmiş olan Allahın Ulül elbab kulları vardır onlar kalp gözleri ve kulakları açık olduğundan ayetleri heran Allahtan sorma yetkisine sahiptirler...Bizler bu kişileri bulmalıyız inşallah...

mavera
03-02-2008, 23:48
arkadaslar bu tartismanin sonunu hayirli görmüyorum..cünkü dini konularin sencesi, bencesi olmaz önümüzde kaynaklar vardir dini konularin böyle sanki herkes farkli anliyormus gibi tartisilmasi beni cok rahatsiz ediyor..
Bu nedenle bu tartismanin ayetleri yorumlama kismina hic katilmiyor, konunun üstadlarina birakiyorum..
saygilarimla..

TÜRK EVLADI
03-02-2008, 23:49
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

Beritan
03-02-2008, 23:50
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem

tua68
03-02-2008, 23:51
Tarikat deyince aklınıza müslüm güzdüz gibi dini saptırmış insanlar gelmesin.Büyük Allah dostları vardır.Peygamber Efendimiizin soyundan gelen Mürşidler. Onların sohbetlerini dinlemek, ekmeklerini yemekte herkese nasip olmaz.

Hıfz-ı lisan
03-02-2008, 23:51
Allah insanlara en önemli özellik olarak Düşünme yi bahşetmiş.Eğer ki böyle bir durumla karşılaşıyorsa inanmamamkta özgür ancak bunu bütün olarak ele alamayalım.Çünkü Hakk için Alah Rızasıyla birçok kişiyle irtibatta bulunup doğru yola gitmelerine vesile olan Önemli tarikatlerimiz bulunmaktadır =) ama saygı duyarım size benim düşüncem böyle ;)

Hıfz-ı lisan
03-02-2008, 23:51
arkadaslar bu tartismanin sonunu hayirli görmüyorum..cünkü dini konularin sencesi, bencesi olmaz önümüzde kaynaklar vardir dini konularin böyle sanki herkes farkli anliyormus gibi tartisilmasi beni cok rahatsiz ediyor..
Bu nedenle bu tartismanin ayetleri yorumlama kismina hic katilmiyor, konunun üstadlarina birakiyorum..
saygilarimla..
Özür dilerim haklısınız..düzelttim :-[ :-[

mavera
03-02-2008, 23:52
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

kardes ben sana söylemedim olay o boyuta varacak dedim..simdi burada deniz baykal gibi ayetleri yorumlamaya kalkisacagiz ve hos sonuclar ortaya cikmayacak..
herkes özgür iradesiyle hareket edebilir isteyen bir tarikata mensub olur, istemeyen kendi basina Yaradana ulasmaya calisir..
ne diyelim görelim Rabbim neyler, neylerse güzel eyler..

gülsima
03-02-2008, 23:52
Elbette fakat ilimde derinleşmiş yani manevi ilimde derinleşmiş olan Allahın Ulül elbab kulları vardır onlar kalp gözleri ve kulakları açık olduğundan ayetleri heran Allahtan sorma yetkisine sahiptirler...Bizler bu kişileri bulmalıyız inşallah...


işte ben buna karşıyım insanlar şeyhlerine hep olağanüstü bişeler yapıştırmak istiolar onlarda bizim gibi insanlardır tek farkı kuranı okuyup anlamalarıdır

Beritan
03-02-2008, 23:52
Tarikat deyince aklınıza müslüm güzdüz gibi dini saptırmış insanlar gelmesin.Büyük Allah dostları vardır.Peygamber Efendimiizin soyundan gelen Mürşidler. Onların sohbetlerini dinlemek, ekmeklerini yemekte herkese nasip olmaz.


işte budur

mavera
03-02-2008, 23:53
arkadaslar bu tartismanin sonunu hayirli görmüyorum..cünkü dini konularin sencesi, bencesi olmaz önümüzde kaynaklar vardir dini konularin böyle sanki herkes farkli anliyormus gibi tartisilmasi beni cok rahatsiz ediyor..
Bu nedenle bu tartismanin ayetleri yorumlama kismina hic katilmiyor, konunun üstadlarina birakiyorum..
saygilarimla..
Özür dilerim :-[ :-[


Kübra kardesim özürlük bir durum yok ben kimseyi kastetmedim sadece daha sonraki süreci dile getirmeye calistim, yanlis olduysa affola..

tua68
03-02-2008, 23:53
Tarikat deyince aklınıza müslüm güzdüz gibi dini saptırmış insanlar gelmesin.Büyük Allah dostları vardır.Peygamber Efendimiizin soyundan gelen Mürşidler. Onların sohbetlerini dinlemek, ekmeklerini yemekte herkese nasip olmaz.


işte budur


teşekkürler.

LüGaT
03-02-2008, 23:54
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem


Müslümanların paramparça oluşu...

gülsima
03-02-2008, 23:55
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem


mustafa islamoğluna niçin inanmaması gerektiğini sorabilirmiyim???

Yâren
03-02-2008, 23:55
Bu konu hakkında kendi düşüncelerimi söyleyemem, Çünkü Ayet yorumlayacak kadar arapça bilgim yok, yanlış bir telaffuzda kullanmak istemem. Ama bu ayeti kelimenin kimilerine göre yorumu farklıdır,bunuda belirtmek isterim
[i]Benimde ayet yorumlayacak kadar arapça bilgim yok...
[Hatta ben İmam-Hatip'li filan da değilim ki dine yönelişim bile ancak 1 yıl olmuştur ancak bu yüzden zaten alim olan insanlar gereklidir ve onların grupları olmalı ve doğru görüşler yayılmalıdır...

Yani sen bilmezsen ben bilmezsem ne olacak o zaman kim düzenleyecek bu işi?


[b]O zaman dini kaynak oluşturmuş her profosorü şeyh mi yapalım? veya her şeyhi profosor?

Konuyu çarpıtmanın manası yok, açın araştırın amip gibi bölüne bölüne sapıtmış tarikat örnekleri çoktur. Her bölünen tarikat kendine göre yeni bir yol yeni bir islami yaşam tarzı seçmiç.

İslamı yaşamak için illa benim dini duygularımın birileri tarafından sömürülmesine ihtiyacım yok. Allah akıl vermiş,bunu geliştirme kabiliyeti vermiş
İslamı yaşamak adına onlarca ilmihal onlarca kaynak kitap vardır. İslamı öğrenmek adına seçilmiş insanlara ve onların yaşam tarzlarına ayak uydurmamız şart değil.

Beritan
03-02-2008, 23:55
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem


Müslümanların paramparça oluşu...

evet dini saptıranları onaylamamak parçalanmaksa ben çoktan parçalanmışım demektir

fazlrahmet
03-02-2008, 23:55
Canım kardeşim Allahu Telal bunu Kuranı kerimde söylüyor Normal bir insan ne kadar arapçada bilse dünyayı yalasa yutsa Kuranı manevi ilmi yoksa açamaz tam anlamı ile ozaman dinimizi Bu manevi makamlara ulaşan insanlardan öğreneceğiz inşallah...Nasılki Fatih Sultan ehmedin hocası Akşemseddin idi nasılki Yunus emrenin Taptuk Emre Hzleri idi öyle yani...

Beritan
03-02-2008, 23:57
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem


mustafa islamoğluna niçin inanmaması gerektiğini sorabilirmiyim???

mustafa islamoğlunu ne kadar tanıyosun...ona bağlı cevap verim

LüGaT
03-02-2008, 23:58
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem


Müslümanların paramparça oluşu...

evet dini saptıranları onaylamamak parçalanmaksa ben çoktan parçalanmışım demektir


Sevgili kardeşim konuyu dağıttık belki ama bence başlığa daha uygun oldu.

Senin iyiniyetine inanıyorum ama böyle sert ifadeler kullanmak biraz fazla cesaretli ve parçalayıcı değil mi?

Dayanakların varsa ayrı tabii, neye göre sapkın ?

LüGaT
03-02-2008, 23:59
[i][b]Ahmet Abi ben o ayette ki yorumu Mustafa İslamoğlu ve bi kaç ünlü İslam bilgininden daha duydum...
Bunlar İslamiyet'e hayatlarını adamış insanlar ve arapçayı adeta kendi dilleri gibi biliyorlar..
Onlara güvenmeyelim de kime güvenelim...

Ama neyse ben bu konudan gidiyorum çünkü gerçekten sonu hayırlı değil...

mustafa islam oğluna inanmanı tavsiye etmem


mustafa islamoğluna niçin inanmaması gerektiğini sorabilirmiyim???

mustafa islamoğlunu ne kadar tanıyosun...ona bağlı cevap verim


Ben iyi tanıdığımı iddaa edebilirim.

TÜRK EVLADI
03-03-2008, 00:00
O zaman dini kaynak oluşturmuş her profosorü şeyh mi yapalım? veya her şeyhi profosor?

Konuyu çarpıtmanın manası yok, açın araştırın amip gibi bölüne bölüne sapıtmış tarikat örnekleri çoktur. Her bölünen tarikat kendine göre yeni bir yol yeni bir islami yaşam tarzı seçmiç.

İslamı yaşamak için illa benim dini duygularımın birileri tarafından sömürülmesine ihtiyacım yok. Allah akıl vermiş,bunu geliştirme kabiliyeti vermiş
İslamı yaşamak adına onlarca ilmihal onlarca kaynak kitap vardır. İslamı öğrenmek adına seçilmiş insanlara ve onların yaşam tarzlarına ayak uydurmamız şart değil.
[i][b]Dini kaynak oluşturmuş her profesöe ayrı ayrı inanılmaz!
Gerçekten Kuran'dan örnekler vererek ve mantığımıza uygun gelerek konuşan alimler vardır ve bu insanlar zate Kuran'a göre yorum yaptığı için eğer doğruysalar aynı şeyleri söyleyeceklerdir...

Yani ortak bir payda olacaktır bu insanlarda...
Zaten verdiğim ayetin tercümesinide böyle insanlardan dinledim..

Duygularımı kimse sömüremez şahsen fakat arapça bilmeyen biri olarak yada Kuran'ı yorumlara konusunda eksik biri olarak tabi ki bu konuda yardım edecek birine ihtiyacım vardır...
Buna sadece benim değil senin ve diğerlerinin de ihtiyacı vardır...

Şekil olarak çarşaf ve sarıklı oldukları için sapmış yada geride kalmış olarak gördüğün insanlarıysa şekil olarak yargılamak yerine düşüncelerine göre yargılaman gerekir...

Değişmek demek geçmişte kalmamak demek değil doğru olanı yapman demektir...
Doğru olan ise Kur'an- Kerim'dir..

gülsima
03-03-2008, 00:00
özür dilerim biraz önce yanlış yazmışım tekrarlıyorum ümmü seleme senin sorunu kitablarınıı okudum bi kaç kere tefsir derslerine katıldım ve internet sitesini sürekli ziyeret ederim yeterli bi cvpmı senin için

Hıfz-ı lisan
03-03-2008, 00:00
arkadaslar bu tartismanin sonunu hayirli görmüyorum..cünkü dini konularin sencesi, bencesi olmaz önümüzde kaynaklar vardir dini konularin böyle sanki herkes farkli anliyormus gibi tartisilmasi beni cok rahatsiz ediyor..
Bu nedenle bu tartismanin ayetleri yorumlama kismina hic katilmiyor, konunun üstadlarina birakiyorum..
saygilarimla..
Özür dilerim :-[ :-[


Kübra kardesim özürlük bir durum yok ben kimseyi kastetmedim sadece daha sonraki süreci dile getirmeye calistim, yanlis olduysa affola..
Estağfrullah ben anladım sizi,Haklısınız..saolun ;) bu arada ben kübra değilim =)

mavera
03-03-2008, 00:01
arkadaslar bu tartismanin sonunu hayirli görmüyorum..cünkü dini konularin sencesi, bencesi olmaz önümüzde kaynaklar vardir dini konularin böyle sanki herkes farkli anliyormus gibi tartisilmasi beni cok rahatsiz ediyor..
Bu nedenle bu tartismanin ayetleri yorumlama kismina hic katilmiyor, konunun üstadlarina birakiyorum..
saygilarimla..
Özür dilerim :-[ :-[


Kübra kardesim özürlük bir durum yok ben kimseyi kastetmedim sadece daha sonraki süreci dile getirmeye calistim, yanlis olduysa affola..
Estağfrullah ben anladım sizi,Haklısınız..saolun ;) bu arada ben kübra değilim =)


özür dilerim o zaman demek ki gözüme öyle carpmis..
bu arada bütün arkadaslara hayirli geceler, yarin güzel yazilarinizi okumak nasip olur artik..

Beritan
03-03-2008, 00:02
onalrın cematlerini tanıyan biri olarak konuşuyorum...
onların vakıfları o kadar düzgünse neden hep ayrı isimle çalışıyolar ve bir isim olduklarını hep inkar ediyolar...
ben çok yakın şahid olan ve bu konu yüzünden mağdur olan bi ailenin ferdi olarak konuşuyorum...
çok açık konuşmak gerekirse mesepleri inkar eden ve vehabiliği savunan bir cemaat islami diyemeyiz

TÜRK EVLADI
03-03-2008, 00:03
[i][b]Ayrıca Allah akıl ve düşünme yeteneği vermiş ancak hepimiz İslam alanına hayatımızı adayamayabiliriz ve tamamıyle bilgim sahibi olamayabiliriz...
Bu yüzden de hayatını bu alana adayan insanlardan öğrenmelidir dini...

LüGaT
03-03-2008, 00:03
Böyle bir başlıkta İslamoğlucular ve diğerleri / ehl i tarikler ve diğerleri / bir cemaate mensup olanlar ve diğerleri tarzında ayrıştırıcı ve yaralayıcı söylemlerde bulunursak çok "trajakomik" olacaktır sevgili arkadaşlar.

Olduğu için söylemedim ama nefsimle birlikte herkese hatırlatmak istedim.

TÜRK EVLADI
03-03-2008, 00:05
[i][b]İslamoğlucu değilim hocam ben...

Sadece o insanların yorumlarına güveniyorum...

Fakat kendi karakterime Müslüman ve Türk keliemelerindne başka hiçbişey yerleşemez...

İslamoğlu sadece kendi alanında iyi olduğuna inandığım ve güvendiğim biridir...

Beritan
03-03-2008, 00:07
[i][b]İslamoğlucu değilim hocam ben...

Sadece o insanların yorumlarına güveniyorum...

Fakat kendi karakterime Müslüman ve Türk keliemelerindne başka hiçbişey yerleşemez...

İslamoğlu sadece kendi alanında iyi olduğuna inandığım ve güvendiğim biridir...

ama güvenme benden sana kardeş tavsiyesi ...asla güvenme

gülsima
03-03-2008, 00:08
onalrın cematlerini tanıyan biri olarak konuşuyorum...
onların vakıfları o kadar düzgünse neden hep ayrı isimle çalışıyolar ve bir isim olduklarını hep inkar ediyolar...
ben çok yakın şahid olan ve bu konu yüzünden mağdur olan bi ailenin ferdi olarak konuşuyorum...
çok açık konuşmak gerekirse mesepleri inkar eden ve vehabiliği savunan bir cemaat islami diyemeyiz


nerden biliyosunuz vahabi olduğunu ve ayrıca insanlar bi meshebe katılmak zorunda deildir insanlar ne hanefi ne şafi ne hanbeli nede başka bişe olmak zorunda deil Allah bole bişe emretmioki bize allah müslümanlığı emredio o yüzden bu konuda kimseyi yargılayamassınız

LüGaT
03-03-2008, 00:08
[i][b]İslamoğlucu değilim hocam ben...

Sadece o insanların yorumlarına güveniyorum...

Fakat kendi karakterime Müslüman ve Türk keliemelerindne başka hiçbişey yerleşemez...

İslamoğlu sadece kendi alanında iyi olduğuna inandığım ve güvendiğim biridir...


Senin için söylemedim Türk Evladı mirim, öyle anlaşıldıysam affonula.

İslamoğluna ben de güvenirim zaten ve güvenilir bulmayan arkadaşları ikna etmeye çalışacağım az sonra.

TÜRK EVLADI
03-03-2008, 00:08
[i][b]Allah'a şükür zekam gayet iyidir ve kimin hangi konuda ne kadar doğru olduğunu bilecek kadar da bilincim yerindedir...

Dolayısıyla başkasının söylemesiyle bir başkasını kötü ilan edemem...

Ben güveniyorumdur ama güvenmemekte senin tercihindir...(Ümmü_seleme)

Beritan
03-03-2008, 00:09
[i][b]Allah'a şükür zekam gayet iyidir ve kimin hangi konuda ne kadar doğru olduğunu bilecek kadar da bilincim yerindedir...

Dolayısıyla başkasının söylemesiyle bir başkasını kötü ilan edemem...

Ben güveniyorumdur ama güvenmemekte senin tercihindir...(Ümmü_seleme)

yorum yok ::)

TÜRK EVLADI
03-03-2008, 00:10
Senin için söylemedim Türk Evladı mirim, öyle anlaşıldıysam affonula.

İslamoğluna ben de güvenirim zaten ve güvenilir bulmayan arkadaşları ikna etmeye çalışacağım az sonra.
[i][b]Yok özür dilemene gerek yok abi gerçekten...
Ben sadece hani öyle anladın sandım ve düzelteyim dedim...
Ben özür dilerim senden...

LüGaT
03-03-2008, 00:13
onalrın cematlerini tanıyan biri olarak konuşuyorum...
onların vakıfları o kadar düzgünse neden hep ayrı isimle çalışıyolar ve bir isim olduklarını hep inkar ediyolar...
ben çok yakın şahid olan ve bu konu yüzünden mağdur olan bi ailenin ferdi olarak konuşuyorum...
çok açık konuşmak gerekirse mesepleri inkar eden ve vehabiliği savunan bir cemaat islami diyemeyiz


Ümmü Seleme kardeşim, bence biraz sakin olalım. "Güvenilmez" ya da "sapkın" gibi ifadeler belki incitici olabilir.

İslamoğlunun mezheplerle ilgili görüşlerini içeren bir sürü makalesini okudum.Bu forumda başka bir arkadaşla da bu konuda tartıştım.Tavsiyem siz de bir makalesini okuyun, Hoca mezheplilere birşey demez (zaten öyle birinin karşısına ilk biz dikiliriz, imam ı azam ı şafii yi onların alimliğini kim inkar edebilir) Hoca "mezhepçi"lere çatar. Az sonra bir makalesini yazacağım inşallah.

Konuşmalarımızı ilmi boyuta taşımaya çalışırsak daha hoş olur.

TÜRK EVLADI
03-03-2008, 00:14
[i][b]Benim yarın okulum var ve çalışmam gerekiyor...
Kalbini kırdığım varsa özür dilerim...
Hayırlı akşamlar dilerim herkese..
Allaha emanetsiniz...

LüGaT
03-03-2008, 00:16
Senin için söylemedim Türk Evladı mirim, öyle anlaşıldıysam affonula.

İslamoğluna ben de güvenirim zaten ve güvenilir bulmayan arkadaşları ikna etmeye çalışacağım az sonra.
[i]Yok özür dilemene gerek yok abi gerçekten...
Ben sadece hani öyle anladın sandım ve düzelteyim dedim...
Ben özür dilerim senden...


[b]Estağfurullah kardeş ;)

Yâren
03-03-2008, 00:17
[i][b]Benim yarın okulum var ve çalışmam gerekiyor...
Kalbini kırdığım varsa özür dilerim...
Hayırlı akşamlar dilerim herkese..
Allaha emanetsiniz...


Hayırlı akşamlar

gülsima
03-03-2008, 00:19
zaten kimsenin mezheplere tarikatlere solediği bişe yok hele alimlerimize asla hepsinin dinimize kattığı çok şeler vardır ama bu asıl amacından saptırılmamalı şeyhleri peygamber derecesine yükseltmemek gerekir ve benim en çok dikkatimi çeken ve canını sıkan ve esas kızdığım şey olan insanların sadece kendi gruplarının kitaplarını okumaları sadece kendi önderlerini dinlemesidir.ve şu bi gerçekki genellemek istemiorum ama bi çok insan kuranı bir kere bile okumadan alimlerinin kitaplarını çok defa hatim ediolar ve mezheplerini tarikatlerini din ediniolar

LüGaT
03-03-2008, 00:21
Mezhebin içinden mi, dışından mı konuşmalı?

Bu haftaki yazılarımı, bir ilim talibesinin bir süre beklettiğim usul sorusuna ayıracağım. Usul sorularını önemsiyorum. Usulü konuşmak, bir bakıma “asılı” konuşmaktır. “Ne asıl”dan türetilen “nasıl” sorusu, aynı etimolojiden neşet ettiği için hem asla hem usule mütealliktir. Hepsinden önemlisi “vusulsüzlük, usulsüzlüktendir”.

“Hocam, Size, Ürdün'den yazan yüksek lisans öğrencisinin mektubundan cesaret alarak görüş ve önerilerinizi almak adına ben de bir mektup yazmak istedim. … İlahiyat Fakültesi'nde fıkıh'tan yüksek lisans yapıyorum, tez dönemindeyim ve aynı zamanda … İl Müftülüğü vaizesiyim.

Tez olarak "Yusuf el-Kardavî'nin çağdaş fıkıh meselelerinde izlediği yöntem" i inceliyorum ve bu şahsın usulüyle ilgili kitapları başta olmak üzere fetva ve görüşlerinde nasıl bir yöntem izlediğini anlamaya çalışıyorum. Konuyu çalışırken bu şahısla ilgilenen ilim adamları ve hocalarımızdan bazılarının Kardavî ile ilgili olarak "mutlak müctehid" tanımı yapmaları, konu üzerinde farklı bir açıdan düşünmemi sağladı ve açıkçası kafam karıştı, içinden çıkamadım.

Fıkıh mirasının ancak mezhep ekolleri içinde neşv-ü nema bulacağını düşünen Erciyes Üniversitesinden lisans tezi danışmanım …, "bir mezhebin içinden konuşmamanın, bir yerden konuşmak olmadığını" söylerdi. bir yerden konuşmayan kimseyi ise "neye göre" doğrulayabilir yahut yalanlayabiliriz derdi.

Kardavî bir mezhebin içinden konuşmayan ve kendini bir başka mezhebi taklit merciinde görmeyen bir âlim. Bu, modern zamanlarda "yeni hayat"ı anlamak için yeni mezheplerin teşekkül etmesi midir? Yoksa geleneksel mirasımızın yeniden düşünülmesinden ibaret bir "tecdit" anlamı mı taşır?

Bu sorular ilmî olduğu kadar meslekî anlamda da zihnimi meşgul etmekte. Diyanet İşleri Başkanlığı sadece tek bir mezhebi esas alarak fetva vermiyor. Birden fazla mezhep arasında tercihlerde bulunuyor. Kimi meseleler hakkında ise bir fikir beyan etmiyor. Bizler vaiz ve vaizeler olarak hayatın ve müslümanların direk içindeyiz ve cemaatle muhatabız ve gelen fetvalara cevap vermekle mükellefiz. Taklit merciinde olan bu kimselere çoğunlukla Hanefi mezhebi içinden cevaplar veriyoruz ancak bazı modern problemlere nasıl ve ne şekilde cevap verileceği usul olarak bir sorun.

Bu usul problemine çözüm olabilir diye fetva usulüyle ilgili tez yapayım derken kafam daha da bir karıştı. Sorunu ne kadar anlatabildim bilemiyorum ama bu konularla ilgili genel bir bakış açısına şiddetle ihtiyaç duymaktayız. Yardımcı olursanız minnet duyacağız ve zaten size bize öğrettikleriniz sebebiyle minnettarız. Rab, ilmiyle amil, ameliyle kâmil eylesin bizleri. Hürmetlerimle.”

Peşinen söyleyeyim ki, sual sahibi ilim talibesi hayatın içinden konuşan bir vaize olmamış olsaydı, şu meseleyi dert edinmezdi, edinemezdi. Modern eğitimin ürünü olan akademik kariyer süreçlerinin bir azizliğidir bu. Bilgi hayattan koptuğu anda, ahlaktan da kopar. Kim bilir, belki de kartezyen ve pozitivist köklere dayalı “modern üniversite”nin amacı budur. Ancak bu efsunun mayıştıramadığı uyanık şuurlar bozabilir bu ahir zaman büyüsünü.

Fıkıh başlangıçta “ilm-i hal” idi. Yani, “halin ilmi” idi. Sonraları “ilm-i kîlukâl” oldu. Fıkhın ilm-i hal olmasının “tefakkuha” dayalı olmasıyla mümkün olduğunu bu köşede dile getirmiştim. Tefakkuh, Allah’ın insana verdiği tefekkür nimetinin “hâle” tekabül eden boyutuydu. Bunun “Mazi”ye tekabül edenini tezekkür, “istikbale” tekabül edenini ise tedebbür idi. Bu üç hal arasında bağ kurma melekesine ise “taakkul” diyorduk.

Okurumuz, Mısır asıllı alim ve müctehid Yusuf Karadavi’nin çağdaş meselelere dair fetvalarında uyguladığı usul üzerinden geldiği noktanın “kafa karışıklığı” olduğunu söylüyor. Aslında bu hiç garip değil. Karışmayan kafa konforunu bozmuyor demektir. Kafa konforunu bozmadan bir bilginin elde edilme, üretilme ve iletilme süreçlerine katılmaya kalkışmak, elini makasa vurmadan berberlik, hamura vurmadan ekmek yapmaya, ıslanmadan yüzmeye benzer.

Elbette bu bir sual değil, meseledir. Şimdilerde “problematik” yerine uydurulan “sorunsal” (Arapların dilinde “işkaliyye”) diyorlar ya, işte o türden. Bu meselenin nirengi noktasını belirlemek için, bizim de sorular sormamız şart.

Mesela şu okurumuzun lisans tezi hocasının “Bir mezhebin içinden konuşmamak, bir yerden konuşmamaktır” iddiası. Bu aforizma, ilk bakışta sorunu çözüyormuş gibi duruyor. Fakat hayatın pertavsızına tutunca, ilk bakıştaki o iddialı duruş yerini bir güvercin ürkekliğine bırakıyor. Sorular sormaya başlayınca, lambada titreyen alev resmen üşüyor.

İyi de, bu durumda mezhep imamlarını bir “yerden” konuşmamakla, yani “yersiz” olmakla suçlamış olmuyor muyuz? İctihad önceki âlimlerin sorumluluğu ise, sonrakilerin de sorumluluğu. Öncekilerin sorumluluklarını yerine getirmiş olmaları, sonrakilerin üzerinden sorumluluğu kaldırır mı? Karadavi Hoca’nın, bütün bir fıkıh geleneğini dışladığını söylemek hakkaniyetli olur mu? Bunu demeye sebep eğer onun dün hiç konuşulmamış, konuşulması da beklenmeyen yeni meseleler hakkında hüküm vermesi ise, bu durumda cevap verilmesi gereken soru şu: Karadavi veya bir başka fakih ne yapmalıydı? Şıklar: a) Ya konuşacaksa mutlaka her hususta tek bir mezhebin içinden konuşmalı, b) Bir mezhebin içinden konuşmuyorsa susmalı, c) Mezhep imamlarının bastığı yerin kontenjanı doldu, oraya ayak basmamalı, d) O yerden onlar konuşursa “yerli”, fakat Karadavi konuşursa “yersiz” sayılmalı.

Görüyorsunuz, bazen bir meseleye cevap sandığınız bir söz, bin soruya ebelik eder.

----

Bir önceki yazımda köşeme taşıdığım ilim talibesinin mesajında yer alan usul sorusu/sorunu/sorunsalı, tez hocasından aktardığı şu pasajda dile geliyordu:

“Fıkıh mirasının ancak mezhep ekolleri içinde neşv-ü nema bulacağını düşünen Erciyes Üniversitesinden lisans tezi danışmanım …, "bir mezhebin içinden konuşmamanın, bir yerden konuşmak olmadığını" söylerdi. bir yerden konuşmayan kimseyi ise "neye göre" doğrulayabilir yahut yalanlayabiliriz derdi.”

Bu naçiz Kur’an talebesi de, önceki yazımda bu tesbitin açıklarmış gibi yaptığı meseleleri açıklamaktan uzak olduğunu, sorunu çözmediğini, hatta daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğini, yazımın sonunda sorduğum sorularla ortaya koymaya çalışmıştım.

Kaldığımız yerden devam edelim ve ilk olarak “fıkıh mirasımız” kavramsallaştırmasını ele alalım. Fıkıh mirasımız, bizim mirasımızdır. Zerresini feda etmeyiz. Yunan Felsefe medeniyetiyde, Roma savaş medeniyeti, İslam ise “fıkıh medeniyeti”. Bürhan ve İrfan bilgi sisteminden farklı olarak Beyan Bilgi Sistemi, İslam’ın ürettiği özgün bilgi sistemidir. Bu sistemin kökü vahiy, gövdesi ameli sünnet, meyvesi fıkıhtır.

Bu ağacı kökünden sökmek, insanlığın değişmez değerlerinin ölür adı olan İslam’ın insanlığın son çevrimindeki tezahürü olan vahyin köküne kibrit suyu dökmekle eş anlamlıdır. Fakat tohumunu el-Vedud olanın ektiği bu “tuba” ağacını daha cins meyveler elde etmek için budamak ve aşılamak işin tabiatı gereğidir. Yoksa ağaç bakımsızlıktan yaşlanır ve meyve vermez olur. Bu durumun sorumlusu da ona bakmakla sorumlu olanlardır.

Bu “tuba” ağacına karşı üç tür yaklaşım vardır:

1. Ağacı kökünden sökmek, o becerilemezse kökünden kesmek. Bunların niyeti bellidir. “Tuba” ağacını söküp yerine “şecere-i melune” ve “şecere-i zakkum”u dikmek. Onlar insanın değil şeytanın dostlarıdır.

2. Ağacı “dokunulmaz” ilan edip tek dalına dahi elletmemek. İçtihad kapısını “cehennem kapısı” olarak lanse edip kendilerini de o kapının zebanisi zannedenler takımı bu kısma girer. İyi niyet ve samimiyetlerinden kimsenin şüphesi yoktur. Kimisi cehaletinden, kimisi hamakatinden, kimisi taassubundan böyle yapar. Elinde makas gördükleri herkese “aman tuba ağacımızı kökünden kesecek diye” hücum edenler bu kesimden çıkar. Bu kesimin iyiliği vardır: Ağacımıza musallat olabilecek dağ keçilerinden ve yabani eşeklerden ağacımızı korumak. Bunun yanında zararı da vardır. Ağacı budamak ve meyvelerini daha da cins hale getirmek isteyen bahçıvanlara da dağ keçisi muamelesi yapmak. Ağacın günümüzdeki hal-i pür melalinin müsebbibi biraz da bu tavrın sahipleridir. Ağaç budanıp gençleştirilerek şimdi ve buradamızda meyve vermeyince, millete ağacın dalında geçmiş mevsimden kalmış ve kuruyup kemikleşmiş kalıntıları işaret edip “Bunu yesenize” demeleri, yemeyeni suçlamaları da cabası. Sonuçta avamın fıkıhsızlaşmasında bu kesim büyük pay sahibidir.

3. Ağacın kökünü ve gövdesini koruyup, her yıl ince budama, her nesil gençleştirme budaması, her asır ise en gelişmiş yöntemlerle aşılamak için sa’y u gayret göstermek. Bu kesimin işi zordur. Risklidir de. Zira bazen bu kesime ehliyetsizler ve kifayetsiz muhterisler de katılır. Ben biliyorum deyip ağaca zarar da verebilir. Ama bu bir risktir ve ağacın sahibi Allah’tır. Nihayetinde o ektiği ağacı korumasını bilir. Bu risk alınmalıdır. Ağacı kocatmak ve meyvesiz bırakmak daha büyük bir risktir. Sonuçları itibarıyla daha vahim ve tehlikelidir. Zira hayata ilahi bir müdahale olan din, hayatın dışına itilmiş olmaktadır. Dinin düşmanlarının dine veremediği zararı, onun ahmak dostlarının vermesi anlamına gelir.

Geleneğe sadakat, o geleneği üreten köklere sadakatle mümkündür. Bir ırmak kaynağına sadakat göstermek istiyorsa denize ulaşmayı hedeflemelidir, geri dönmeyi değil. Zira bu hem imkansızdır, hem de enerji kaybıdır. Ataların ocağına sadakat, o ocaktaki küle sadakat değil, köze sadakattir. Kül, ataların ocağında diye kutsallaşmaz. İşte bizim karıştırdığımız budur.

Madem bu mesele Karadavi örneği üzerinden ele alınıp soruldu, şimdi bunu söyleyen hocamız Karadavi’yi geleneğe sırt dönmekle mi itham etmiş oluyor. Zahiren evet. Peki bu hakkaniyetli mi? Gerçekten durum bu mu? Karadavi, geleneğe sırt dönmekle itham edilebilir mi? Bu iftira olmaz mı? Adil ve mutedil olur mu? Ölmüş alimlerimizi savunacağız diye, kaç yaşayan alimimizi daha diri diri mezara gömmemiz gerekiyor, bilmiyorum.

Ben Karadavi ile bir kez görüştüm ve konuştum. Bu benim “tanışma” tanımıma göre yeterli değil. Onu eserlerinden tanıyorum. Bazı fetvalarını –gayet tabii olarak- isabetsiz buluyorum. Bazı siyasi fetvalarına şiddetle itiraz ediyorum. Kişisel olarak çok da sempatik bulmuyorum. Kısa tanışmamız ardından bende kalan duygusal izlenimim de pek olumlu olmadı. Fakaaaaat…

O bir İslam âlimi. Bu ümmetin yetiştirdiği bir değer. Şunun şurasında kaç tane Karadavi’miz var? Burada asıl sormamız gereken soru şu: İyi güzel de, ne diyor Karadavi?

Sahi, ne diyor Karadavi? Onu, içtihatlarına bakarak “fıkıh mirasını” red eden bir redd-i mirasçı gibi görebilir miyiz? Böyle görürsek, hem ona, hem savunduğumuz fıkıh mirasına, hem de kendimize yazık etmiş olmaz mıyız? Onun ümmetin çağdaş meselelerine getirdiği yorum ve izahlarla bir yerden konuşmadığını –zımnen de olsa- söylemek, büyük bir iddiadır. İsbat ister. Ve bu iddiayı yapan kendine güveniyor ki böyle iddialı konuşyuyor. O zamnan ona “Buyurun, siz bulunduğunuz yerden konuşun da çözün ümmetin çözüm bekleyen meselelerini” diyenler haklı sayılmazlar mı?

“Karadavi ne diyor?” sorusunun cevabı bir sonraki yazıya kaldı.

-----

Eserlerinden, fetvalarından, içtihadlarından ve usule ilişkin konuşma ve TV programlarından aklımda kaldığı ve muttali olduğum kadarıyla Üstad Yusuf el-Karadavi içtihad usulünün koordinatlarını da ele veren şu hususları dile getiriyor:

“Dinin sabiteleri vardır, değişkenleri vardır”…

Bu temel bir meseledir. Zaten hangi zaman ve zeminde, kim tarafından yapılmış olursa olsun içtihad diye bir kategorinin varlığını kabul ediyorsanız, bu ilkeyi de kabul ediyorsunuz demektir. Siz klasik usulde dört asli delilden ikisi olan “icma”yı kolektif ictihad, kıyas’ı da bireysel içtihad olarak düşünebilirsiniz. Alimimiz bu ilkeyi sebepsiz dile getirmiyor. “İslam her an değişen ve gelişen hayatın dışında kalmıştır” diyen garazkârlara cevap sadedinde dile getiriyor bunu. Şer’î hükümlerin yüzde doksanının içtihadi, içtihadi olanın da değişkenler sınıfına girdiğini söylüyor.

Şimdi neresini beğenmiyoruz bu sözlerin? Bunlar geçmiş fıkıh imamlarımızdan bazılarının da esasa ve usule ilişkin kurallarından bazıları değil mi?

Daha ne diyor?

Bir söyleşide “Yeni bir fıkha ihtiyacımız var” diyor. Yeni meselelerin hallinde Makasıdu’ş-Şeria’nın gözetilmesinde ısrar ediyor. Mesela, “Maksatları fıkhetmeliyiz” diyor. Dahası, “Kur’ani kavramlar üzerinde tefakkuh etmeliyiz” diyor. “Maslahat ve mefsedet fıkhını bilmeliyiz” diyor.

Allahu alem, Şatıbi’den bu noktada çok istifade etmiş ve ediyor. İyi de ediyor Hocamız. Medine ehlinin ameli, mesalih-i mursele, istihsan, ıstıslah gibi unsurları “edille-i şer’iyye” içine katan imamlarımız bütün bu yeni yöntemlere hangi saik ve sebeplerle mecbur kalmışlar acaba? Aslında günümüzde yaşayan bir müctehid “istihsan” ve/veya “ıstıslah” delili üzerinden yeni meselelere çözümler ürettiğini söylese, ona “senin bastığın bir yer yok” mu diyeceğiz?

Karadavi şunları da söylüyor:

“Önceliklerimizi iyi tesbit edip içinde yaşadığımız dünyayı çok iyi kavramalıyız”. “Bunu yapamazsak günümüz problemlerini çözemeyiz”.

Yanlış mı? Kendisine hipodromdaki at yarışları sorulduğunda “Sünnettir efendim, sevaptır” diyen gerçekten değerli ama çağından bi haber hocalar çıkmadı mı? “Altılı ganyan”ı bilmeden at yarışları hakkında hüküm verilirse, olacağı budur.

Bir eserinin önsözünde herhangi bir mezhebe taassup derecesinde bağlanmadığını, zorluğu terk edip kolaylığı tercih ettiğini, taassup ve taklide yer vermediğini, insanlara konuştukları dil ile cevap verdiğini söylüyor. Gerekçe sadedinde diyor ki: “Çünkü, Kur’an ve sünnetin yolu bu”. Ve ekliyor “İnsanlara fayda vermeyen şeylerden uzak durdum, dengeli yolu tercih ettim”.

Bunları söyleyen bir alimi “fıkıh geleneğini” yok saymakla itham edebilir miyiz? O alime “sen hiçbir yerden konuşmuyorsun” dersek, insaflı davranmış olur muyuz? O zaman birileri de çıkıp “Ey bir yerde durduğunu söyleyen! Buyur, organ nakli, sigorta, hisse senedi, borsa, çekiliş, İsrail’le barış, istişhad eylemleri, rahim kiralama, klonlama, genom projesi, gen transferi vb. gibi konularda sen konuş!” derse haksız mı?

Peki, yeni bir fıkıh usulünün olmazsa olmazları ne olabilir?

1. İslam fıkıh usulü ve fıkhı, Kur’an temelinde yeniden yapılandırılmalı ve geleneksel fıkıh müktesebatı vahye arz edilmelidir. Beyan Bilgi sistemi’ni oluşturan başta fıkıh olmak üzere tüm diğer İslami disiplinler için de geçerlidir aynı şey. Ulum-i diniyyeye vahiy kapısından geçmek şarttır. İslam’ın ana kapısı vahiy kapısıdır. Bu dine vahiy kapısından değil de sonradan açılmış kapılardan girmek, “evlere arkalarından girmek” anlamına gelir.

Hadiste metin tenkidinde nasıl ki metni Kur’an’a arz etmek şartsa, aynı şeyi fıkhi hükümler için de geçerlidir. Şimdiye kadar verilmiş tüm cevaplar Kur’an’a arz edilmelidir. Zira kaynak odur. Ve o kaynak bozulmadan bize kadar gelmiştir. Diğer İslami disiplinleri o kaynak doğurmuştur.

Bu fıkıh mirasımızı göz ardı etmek olarak adlandırılamaz. Nedeni açıktır. Zira fıkıh mirasımızı göz ardı ettiğimizde Kur’an’a arz edeceğiniz bir hüküm kalmaz ortada. Demek ki Kur’an’a arz edeceğimiz hükümler aslında “fıkıh mirasımız” dediğimiz geleneksel müktesebatın ta kendisidir.

2. Fıkıh geleneğimizin ürettiği tüm müktesebata bütüncül olarak bakılmalı ve ümmetin ortak mirası sayılmalıdır. Bunun anlamı, mezhep eksenli bakmamaktır. İster fıkhi ister kelami olsun, mezhep eksenli bir bakış, ister istemez “vahdeti” esas alan değil “tefrikayı” esas alan bir bakıştır ve benzer bir sonuç üretecektir.

3. Yeni fetvaların/ictihadların bastığı yer şu veya bu fıkıh okulu değil, tüm fıkıh okullarını üreten ana kaynaklar ve onlardan çıkarılmış usul kuralları olmalıdır. İslam fıkıh müktesebatının tali kollarından birine dalmak, öbürlerinden mahrum kalmak anlamına gelmemelidir. Bunun için de, yeni meselelere fıkhi çözümler üretilirken “mukayeseli İslam fıkhı” diyeceğimiz bir yönteme başvurulmalıdır.

Allah en doğrusunu bilir.

Mustafa İslamoğlu

LüGaT
03-03-2008, 00:30
Biliyorum çokça uzun oldu ama...

Kardeşimiz okuyunca en azından mezheplerin "yok sayılmadığını" "dışlanmadığını" "kötü gözle bakılmadığını" görecektir umuyorum.

Fıkıh literatüründe müçtehid ve mukallid vardır.Taklid eden ve taklit edilen.Avam alimi taklid etmek durumundadır çünkü herkesten hadisleri ayetleri anlamak, araştırmak, doğru yorumlamak beklenemez.Bunu yapanlardan birine güvenmek gerekir.

İlk alimler mezheplerini/ ekollerini oluşturmuş insanlarda istedikleri imama uymuştur. Bu islamın esnekliğinin eseridir ve birçok hayrı vardır. Resulun dediği gibi "ümmetimin ayrılmasında hayır vardır" (tabii bu fıkıhi manada ;) )

Mustafa İslamoğlu da engin fıkıh kaynaklarımızı bugüne yorumlamaya çalışan, modern sorunlara kendince çare bulmaya çalışan bana göre birikimli, iyiniyetli gayretli bir insan.

Beğenilmemesi çok normal, zaten kendisi de bunu söyler bana güvenmeyen beni dinlemeyebilir.

Ama sapkın , kafir, mezhepsiz suçlamaları bence gayet isabetsiz ve heyecanla söylenmiş sözlerdir diye düşünüyorum.

Sürç ü lisanımız affonula.

gülsima
03-03-2008, 00:31
teşekkür ederiz çok sağol ve ayrıca bu konuyu açmaktaki amacım kimseyi kızdırmak değildi sadece sizlerinde bu konudaki görüşlerinizi öğrenmekti eğer sizin sinirlenmenize neden olduysam çok özür dilerim hakkınızı helal edin...

gülsima
03-03-2008, 00:45
aslında bu makale ümmü seleme içindi ama o gitti galiba

kabardey_06
03-03-2008, 01:05
inanç konusu şahsın kendi duygu dünyasıyla alakalı olup,bir başkasının müdahaleleri karşısında sarsılabilir ya da sağlam temellere oturabilir,,bu tamamen kişinin ruhi yapısına bağlı bir şeydir,,,kimisi vardır,cemaatsiz yapamaz,,tarikatsiz edemez,,yine kimisi vardır,,kendisi bir köşede tesbih çeker,namazını kılar,bol bol ALLAHA dua da bulunur,,var olan tarikatlar hakkında bilgi sahibi olmadığım için onlar hakkında herhangi bir söz yada kelamda bulunmak istemiyorum,,,lakin sanki şöyle bir şey var,,,her fert fıtratına en müsait olan grubun içerisinde kendisine bir yer ediniyor ve o gruba tabi oluyor,,işin tabiatı gereği her tarikat kendisine en uygun olan müslümanı bağrına basıyor,kabulleniyor ve onun ruh dünyasına bir yerde hükmediyor,,,eğer ki gidilen yol islama çıkıyorsa,ALLAH O YOL GÜZERGAHINDAN RAZIYSA MESELE YOK DEMEKTİR,,bir cemaatin bir diğerini kötülemesi ,yada bir tarikatın diğer bir tarikatı eleştirmesi,,,üslubuna göre önem arzeder yada önemsizleşir,,felancalar şu konuda yanlış düşünüyor demek sakıncalı değildir,,fakat,,şu şu şu kişiler yada gruplar şundan bundan dolayı dinden çıkmışlardır,,onların müslümanlıkları ALLAH katında geçersizdir gibi suçlamalarda bulunmak,,suçlayan gruplara kuşku ile bakılmasına yol açar,,buda çok normal olsa gerek,,başta dediğim gibi bu konularda yani bilmediğim tarikatler ve cemaatler konusunda ahkam keser bir üslupta görüş belirterek komik durumlara düşmek istemiyorum ve burada yazdıklarıma nokta koyuyorum,,

acizane44
06-18-2008, 12:35
Tarikat deyince aklınıza müslüm güzdüz gibi dini saptırmış insanlar gelmesin.Büyük Allah dostları vardır.Peygamber Efendimiizin soyundan gelen Mürşidler. Onların sohbetlerini dinlemek, ekmeklerini yemekte herkese nasip olmaz.

+1 :)

Beylerbeyi
06-18-2008, 12:56
Müslüman Allah ile arasına kimseyi sokmamalı.Ben tarikatlara alenen karşıyım.Bir müslüman Allah'a iman ediyor,peygamberini seviyorsa gerisi teferruattır.


bu sözünü İslam'ı değiştirmeye çabalayan kesimler söylüyor!!! bir insan birileri vasıtasıyla olmazsa Allah'a nasıl ulaşabilir? sadece kişi ve Allah yeterli mi? Kur'an da okunmasın öyle mi? ülkemizde çok güzel işler yapan tarikatlar var. bazıları yararlı olayım derken zararlı olabiliyorlar ama bu, tüm tarikatları kötülemek için yeterli bir örnek değildir.

mesela ben kıbrıs'ta okudum. oradaki insanların dünya görüşünün tam tersinde olan Kıbrısi tarikatı var. kıbrıs gibi bir yerde dergah görünce çok şaşırdım. şeyh nazım kıbrısi yi ziyarete gittik. dergaha girince hemen girişte bir banka oturdum yanımda ispanya'nın alaves bölgesinden gelen bir ispanyol vardı. kardeşi müslüman olmuş o da merak edip gelmiş yanına müslüman olmayı düşünüyorum ama henüz kesin bir şey söyliyemem dedi şeyhle görüşeyim de ne olur bilmem dedi. şeyh 5-10 dakika içerisinde muazzam hitabetiyle karşındakini etkileyen müslüman olmalarına vesile olduklarının sayısı binlerce olan muazzam biriydi. 6 dil biliyordu. kitapları onlarca dili çevrilmiş. güncel konuları çok yakından takip eden çok bilgili biri. ispanyol da müslüman oldu. dergahın bahçesinde çok tatlı sarı saçlı 4-5 yaşlarında Alman çocuklar Fatiha süresini sırayla ayet ayet okuyarak güreşiyordu. İngilizler, Fransızlar, İspanyollar, Almanlar aynı çatı altında tahmin edemeyeceginiz kadar kardeşçe yaşıyorlar.

Şimdi, böyle kişileri görünce "tarikatlar çok gereksiz şeyler" demek yanlış olmaz mı? elin ispanyol'u ingilizi nerden bilecek islam'ı. Allah'la arasına kimse girmesin mi? veya müslüman olduktan sonra bi başına mı bırakılmalı? aman biz araya girmeyelim mi denmeli? aynı şey bizler için de geçerli. malum medrese eğitimi almıyoruz. çoğumuz namaz kılıp Kur'an okusakta dini bilgimiz yetersiz. bu bilgisizliğimizi samimiyetine güvendiğimiz, veya yaptığı olumlu işler sebebiyle tercih edilen, beğenilen tarikat üyelerinden giderebiliriz. merak etmeyin kendimizle Allah arasına bir başkasını koyduğumuz için Allah bize gücenmeyecektir. aksine İslam'ı daha iyi öğrenmek için yaptığımız çabalamanın hakkını verecektir.

Bostancı
06-21-2008, 12:57
Mezheplere ayrılmak Müslümanları nasıl parçalıyormuş..?? yoksa mezheplere inanmıyormu bu yazıyı yazan...
Mezhepler hiç bir zaman Müslümanları bölmemiş birbirlerine düşman etmemiştir..yani sizin fenerbahçe,galatasaray maçında ki bölünmeniz birbirinize satırla bıçakla tabancayla girmenizin binde biri bile Mezhepler arasında görülmemiştir bilakis Peygamberimizin "Müslümanlar ancak kardeştir" hadisi şerifine tam bir bağlılık gösterilmiş farklı mezheplerden olan kişiler dahada yakınlaşmıştır..Mezhep imamlarına Kuranı Kerimde bile işaret ediliyor durum böyleyken Mezhepler Müslümanları nasıl bölsün parçalasın..??
Mezhepler bölmedikten sonra Cemaatlerin bölmesinden hiç bahsedemeyiz yanlız sapık fırkalar var onlar doğru yoldan ayrılmış kendi kafalarına bir Din kurmaya çalışmışlardır..fırka diyorum çünkü peygamberimizde onlardan bahsederken fırka olarak bahsediyor..
Kimse bu Dini kendi kafasına göre yaşayamaz dişin ağrıdığı zaman niye kendin çekmiyorsun da dişçiye gidiyorsun..??
yada ameliyat olman gerektiğinde neden doktora gidiyon..??
Ama bir cemaat gördüğün zaman hemen Din bölünmüş,parçalanmış oluyor öylemi..?? herkez kafasına göre takılsın tabi ya :)

maviinsan
06-21-2008, 13:00
siyasete karışmadığı müddetçe,kavgacı-bölücü olmadığı müddetçe her türlü dini hareket hoş görülmeli :-*

isimsiz
06-21-2008, 14:13
siyasete karışmadığı müddetçe,kavgacı-bölücü olmadığı müddetçe her türlü dini hareket hoş görülmeli :-*


kavgacı ve bölücü olmadığı sürece demişsiniz sözüm yok ama siyasete karışmadığı sürece demişsiniz ama unutmayın cemaat üyeleride oy kullanıyorlar ve bir siyasi görüşleri var islam dini bir yaşam tarzıdır. eğer müslümanım diyorsan hayatının her alanında senin için islam kuralları geçerlidir aman dini siyasete alet etmeyin sözü en haz almadığım sözlerdendir. bu benim düşüncem. sizin düşüncenizede sonuna kadar saygılıyım. SAYGILARIMLA... :-*

maviinsan
06-21-2008, 14:22
siyasete karışmadığı müddetçe,kavgacı-bölücü olmadığı müddetçe her türlü dini hareket hoş görülmeli :-*


kavgacı ve bölücü olmadığı sürece demişsiniz sözüm yok ama siyasete karışmadığı sürece demişsiniz ama unutmayın cemaat üyeleride oy kullanıyorlar ve bir siyasi görüşleri var islam dini bir yaşam tarzıdır. eğer müslümanım diyorsan hayatının her alanında senin için islam kuralları geçerlidir aman dini siyasete alet etmeyin sözü en haz almadığım sözlerdendir. bu benim düşüncem. sizin düşüncenizede sonuna kadar saygılıyım. SAYGILARIMLA... :-*


Siz de haklısınız aslında.YAni dindar bir adam tutup ta komunist parti'ye oy vermez değil mi? ;)

Ama siyasete doğrudan karışmasına karşıyım.Bir dini hareketin öncüsü ''FAlanca partiye oy verin'' derse sorun yaşanır.Veya başka bir zat-ı muhterem 'falanca partiye oy veren cehenneme biletini kesmiştir'' derse orada sorun var demektir :-*

isimsiz
06-21-2008, 15:56
siyasete karışmadığı müddetçe,kavgacı-bölücü olmadığı müddetçe her türlü dini hareket hoş görülmeli :-*


kavgacı ve bölücü olmadığı sürece demişsiniz sözüm yok ama siyasete karışmadığı sürece demişsiniz ama unutmayın cemaat üyeleride oy kullanıyorlar ve bir siyasi görüşleri var islam dini bir yaşam tarzıdır. eğer müslümanım diyorsan hayatının her alanında senin için islam kuralları geçerlidir aman dini siyasete alet etmeyin sözü en haz almadığım sözlerdendir. bu benim düşüncem. sizin düşüncenizede sonuna kadar saygılıyım. SAYGILARIMLA... :-*


Siz de haklısınız aslında.YAni dindar bir adam tutup ta komunist parti'ye oy vermez değil mi? ;)

Ama siyasete doğrudan karışmasına karşıyım.Bir dini hareketin öncüsü ''FAlanca partiye oy verin'' derse sorun yaşanır.Veya başka bir zat-ı muhterem 'falanca partiye oy veren cehenneme biletini kesmiştir'' derse orada sorun var demektir :-*


sizin kasdettiğiniz o zat-ı muhterem bir dini lider değil bir siyasi liderdir. ;) ikincisi ise cehennemden kasıt öbür taraftaki cehennem değil turkiyenin içine düşeceği şu an orta doğunun içinde bulunduğu siyonizm zebanili cehennemdir. saygınızdan ötürü size teşekkür ediyorum. SAYGILARIMLA... :-*

maviinsan
06-21-2008, 18:51
cehennemden kasıt öbür taraftaki cehennem değil turkiyenin içine düşeceği şu an orta doğunun içinde bulunduğu siyonizm zebanili cehennemdir

Türkçe lastik gibi bir dil. bir söz her yöne çekilebiliyor.Belki Erbakan hoca DÜnya cehennemi'ni kastetti ama yanlış anlaşılmaya müsait bir söz söyledi yine de... :-*

isimsiz
06-21-2008, 18:53
cehennemden kasıt öbür taraftaki cehennem değil turkiyenin içine düşeceği şu an orta doğunun içinde bulunduğu siyonizm zebanili cehennemdir

Türkçe lastik gibi bir dil. bir söz her yöne çekilebiliyor.Belki Erbakan hoca DÜnya cehennemi'ni kastetti ama yanlış anlaşılmaya müsait bir söz söyledi yine de... :-*


evet hocam üstü kapalı çok konuşur. ama birtek hocam değil sayın Erdoğanında böyle yanlış öne çekilecek sözler söylediği olmuştur. neyse siyaset işte böye sözler olmazsa kartel medyaya nasıl mazeme çıkacak değil mi? :-*

maviinsan
06-21-2008, 19:00
Ama erbakan hoca 28 şubat sürecinde işi iyice abarttı.KAnlı mı kansız mı? ,falanca liseler arka bahçem,şeyhleri başbakanlığa davet etmeler vs...Asker+kartel gaza gelmek için sebep arıyordu zaten.HOca da sebep yarattı .Böyle olunca 28 şubat geliverdi...Ayrıca gaza gelen bu guruha karş duramadı.28 şubat kararlarının altına imzasını atarkenki halini hiç unutamıyorum.Alnından şakır şakır terler damlıyordu ;)
Her ne kadar öğrencisinin de dili sert olsa da Erbakan gibi yapmıyor en azından.Ve gaza gelen azgın azınlığın karşısında dimdik durabiliyor.Alnından şakır şakır terler dökülmüyor BKZ:27 Nİsan :-*

isimsiz
06-21-2008, 19:17
Ama erbakan hoca 28 şubat sürecinde işi iyice abarttı.KAnlı mı kansız mı? ,falanca liseler arka bahçem,şeyhleri başbakanlığa davet etmeler vs...Asker+kartel gaza gelmek için sebep arıyordu zaten.HOca da sebep yarattı .Böyle olunca 28 şubat geliverdi...Ayrıca gaza gelen bu guruha karş duramadı.28 şubat kararlarının altına imzasını atarkenki halini hiç unutamıyorum.Alnından şakır şakır terler damlıyordu ;)
Her ne kadar öğrencisinin de dili sert olsa da Erbakan gibi yapmıyor en azından.Ve gaza gelen azgın azınlığın karşısında dimdik durabiliyor.Alnından şakır şakır terler dökülmüyor BKZ:27 Nİsan :-*


birincisi yaratmak ALLAH (c.c) a mahsus bir eylemdir. ikincisi Erbakan imamhatipler arka bahçemdir diye bir söz etmemiştir. üçüncüsü "Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir" (maide suresi 44. ayet) işte bu ayettin ışığında bu ülkeyi yönetmek istedi ve takiye yapmadı Hocam. Saygılarımla... :-*

maviinsan
06-21-2008, 19:23
"Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir
takiye yapmadı Hocam

ben pek çok icraatini severim.Ama söylemleri çok yanlıştı.BAşbakanlık koltuğundaki birisi kullandığı kelimelere dikkat etmeli.Yanlış anlamda anlaşılabilecek ifadelerden kaçınmalı.BUNA takiyye denmez ''yol yordam'' denir :-*

isimsiz
06-21-2008, 19:26
"Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir
takiye yapmadı Hocam

ben pek çok icraatini severim.Ama söylemleri çok yanlıştı.BAşbakanlık koltuğundaki birisi kullandığı kelimelere dikkat etmeli.Yanlış anlamda anlaşılabilecek ifadelerden kaçınmalı.BUNA takiyye denmez ''yol yordam'' denir :-*


siz rahat olun Hocam nasıl konuşacağını nerde konuşacağını sizdende bendende iyi bilir :). ikimizinde dedesi yaşında çok zeki bir insandır kendisi. bu güzel fikir alışverişi için teşekkür ederim. SAYGILARIMLA.... :-*

Müntesip
06-21-2008, 19:36
birincisi yaratmak ALLAH (c.c) a mahsus bir eylemdir. ikincisi Erbakan imamhatipler arka bahçemdir diye bir söz etmemiştir. üçüncüsü "Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir" (maide suresi 44. ayet) işte bu ayettin ışığında bu ülkeyi yönetmek istedi ve takiye yapmadı Hocam. Saygılarımla... :-*


Takiyye çok orjinal bir tabir,ancak bir söz vardır hani ;
"Dogruyu söylemek farzdır ancak her dogruyu her yerde söylemek yanlıştır."
Evet Sn Erbakan'ın samimiyetinden şüphe duymak abes'le iştigal'dir ancak toplumu iyi analiz etmek gerekir ve adımları temkinli atmak gerekir.Uç noktalar herzaman için tehlikelidir ya insanı bir anda en üste cıkarır yada gayyalara götürür.Burada asıl örnegimiz PEYGAMBER EFENDİMİZ (sav) dir.O(sav)'in hayatları tüm insanlık alemine örnek olacak mahiyettedir.
Hristiyan ruhanilerle diyalogları,onlara gönderdiği mektupları,onlara gösterdiği hoşgörüyü biz neden şimdiki müslüman kardeşlerimize göstermeyelim.Diyoruz ki ülkenin %95 i müslüman ama sayalım şeriat'ın ne oldugunu bilen ve o hükümlere göre hayatlarını ikame eden kaç tane insan vardır.Kur'an-ı Kerim 600 sayfa ve hepsi bir anda inmemiş haşa ALLAH(c.c) hepsini bir anda indiremezmiydi , tabi ki indirirdi ancak o zaman kaç insan müslümanlıga yaklaşabilirdi hele bir de zaman cahiliye devri olunca.Aslında devrimizin o zmandan geri kalır yanı yok ahlak adına.İşte burada asıl iş herşeyi bir anda yürürlüğe sokmak olursa tepki dogurur.Siz namazdan bihaber birisine teheccüd namazını anlatırsanız ne kadar sonuç alabilirsiniz ki ?
Toplum sırat köprüsü gibi bir ince çizgi üzerinde ilerliyor din adına hafif bir rüzgar dahi olmadık sonuçlar dogurur,tek bir kıvılcım beklemekte körükçüler çok temkinli olmak gerekir.
Son olarak şuan yapılan işleri belki kavramakta zorluk çekiyoruz ancak durum sanıldıgı kadarda basit değil.Bazı güruhlar dine saldırmak için fırsat gözlüyör.Daha geçen kutlu doğum haftasında Hakan Şükür'ün güzel temennisinde bile fırtınalar kopardı bu insanlar.

maviinsan
06-21-2008, 20:07
birincisi yaratmak ALLAH (c.c) a mahsus bir eylemdir. ikincisi Erbakan imamhatipler arka bahçemdir diye bir söz etmemiştir. üçüncüsü "Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir" (maide suresi 44. ayet) işte bu ayettin ışığında bu ülkeyi yönetmek istedi ve takiye yapmadı Hocam. Saygılarımla... :-*


Takiyye çok orjinal bir tabir,ancak bir söz vardır hani ;
"Dogruyu söylemek farzdır ancak her dogruyu her yerde söylemek yanlıştır."
Evet Sn Erbakan'ın samimiyetinden şüphe duymak abes'le iştigal'dir ancak toplumu iyi analiz etmek gerekir ve adımları temkinli atmak gerekir.Uç noktalar herzaman için tehlikelidir ya insanı bir anda en üste cıkarır yada gayyalara götürür.Burada asıl örnegimiz PEYGAMBER EFENDİMİZ (sav) dir.O(sav)'in hayatları tüm insanlık alemine örnek olacak mahiyettedir.
Hristiyan ruhanilerle diyalogları,onlara gönderdiği mektupları,onlara gösterdiği hoşgörüyü biz neden şimdiki müslüman kardeşlerimize göstermeyelim.Diyoruz ki ülkenin %95 i müslüman ama sayalım şeriat'ın ne oldugunu bilen ve o hükümlere göre hayatlarını ikame eden kaç tane insan vardır.Kur'an-ı Kerim 600 sayfa ve hepsi bir anda inmemiş haşa ALLAH(c.c) hepsini bir anda indiremezmiydi , tabi ki indirirdi ancak o zaman kaç insan müslümanlıga yaklaşabilirdi hele bir de zaman cahiliye devri olunca.Aslında devrimizin o zmandan geri kalır yanı yok ahlak adına.İşte burada asıl iş herşeyi bir anda yürürlüğe sokmak olursa tepki dogurur.Siz namazdan bihaber birisine teheccüd namazını anlatırsanız ne kadar sonuç alabilirsiniz ki ?
Toplum sırat köprüsü gibi bir ince çizgi üzerinde ilerliyor din adına hafif bir rüzgar dahi olmadık sonuçlar dogurur,tek bir kıvılcım beklemekte körükçüler çok temkinli olmak gerekir.
Son olarak şuan yapılan işleri belki kavramakta zorluk çekiyoruz ancak durum sanıldıgı kadarda basit değil.Bazı güruhlar dine saldırmak için fırsat gözlüyör.Daha geçen kutlu doğum haftasında Hakan Şükür'ün güzel temennisinde bile fırtınalar kopardı bu insanlar.



+