fatih kısaparmak balon baskılı balon o.O.0.. İstanbul'un Fethi ..0.O.o - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : o.O.0.. İstanbul'un Fethi ..0.O.o


LüGaT
05-20-2008, 21:30
http://img156.imageshack.us/img156/9793/250pxfatihattb1.jpg


Fetih Marşı


Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatih’tir, Selim’dir, Süleyman’dır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan’dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın ?
Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

LüGaT
05-20-2008, 21:30
http://img529.imageshack.us/img529/2237/konubuyuk2yl6.jpg
"KONSTANTİNİYYE ELBETTE FETH EDİLECEKTİR,
O’NU FETH EDEN KUMANDAN NE GÜZEL KUMANDAN,
O’NUN ASKERİ NE GÜZEL ASKER" (h.ş.)



“Konstantiniyye elbette feth edilecektir, O'nu feth eden kumandan ne güzel kumandan, O'nun askeri ne güzel asker.” Hadis-i Şerif’ine mazhar olabilmek için bir çok defalar muhasara edildi fakat hiç birinde İstanbul feth edilemedi.. Bu muhasaraların başında, Hulefai Raşidin döneminde içinde ünlü sahabe Halid bin Zeyd (Radıyallahu Anh)’in de bulunduğu İslam ordusu, İstanbul surlarının önüne kadar gelmesine rağmen uzun süre de muhasaraya edildi fakat muvaffak olunamadı ve geri dönüldü. Bu muhasara esnasında Halid bin Zeyd (Radıyallahu Anh)’in hastalanarak şehit olduğu bildirilmiştir.

Müslüman Türk tarihinin, Dünyanın gidişatını değiştiren ve Dünyaya nizam veren üç önemli olayından bahsedilir. Bunlardan birincisi Dandanakan zaferidir. İkincisi Alparslan’ın Malazgirt zaferidir. Üçüncüsü ve en ehemmiyetlisi de İstanbul’un fethidir.

Feth-i Mübinden önce, gerek Bizans'ta gerekse Avrupa'da, müthiş bir kilise taassubu ve zulmü hüküm sürmekteydi.

Hatta Bizans'ta zulüm ve insan hakları ihlalleri öyle bir safhaya gelmişti ki, Bizans'ın içinde ve Avrupa'da Türklere taraftar gruplar meydana gelmeye başlamıştı. Bizans'ın önde gelenlerinden Notaras: “Konstantiniyye’nin içinde Türk sarığı görmek, Latin serpuşunu görmekten evladır. “Diyebilecek derecede ileri gidilmişti.

Fatih Sultan Mehmet babasının ölümüyle beraber taht’a oturunca ilk icraat olarak Feth-i Mübin-i düşünmeye başlamıştı. Fetih için Bizans’ın sosyal durumunun müsait olduğunu tesbit eden Fatih, ardından ordusunu ve fetih için gerekli araç ve gereçleri hazırlamaya başladı. 1452′nin kışı hazırlıklarla geçti. Büyük topların dökümü yapıldı, bu topların plan ve projeleri Fatih tarafından çizilmiştir. Ordu Edirne'den hareket edince, donanmada Konstantiniyye’ye yaklaşmak üzereydi.

6 Nisan'da büyük topun ateşlenmesiyle muhasara başladı, Fatih’in döktürdüğü topların emsalleri yoktu, bu toplar Bizans'a müthiş bir korku veriyordu, ayrıca Fatih’in müthiş dehası dört tekerlek üzerinde yürüyen dört büyük kuleli mancınık yaptırmıştı. Feth-i Mübin-i de ilkler çoktur. Bu ilklerden biri de havan topudur. Havan topu Fatih tarafından icad edilmiş olup ilk defa da İstanbul’un fethinde kullanılmıştır. Muhasara ilerledikçe havan toplarıyla Haliç de bulunan Bizans gemilerini dövmeye başlarlar. Bu arada Avrupa’dan Bizans’a yardıma gelen bir kaç gemiden oluşan donanma da Haliç’e girdi. Avrupa donanması Haliç önlerine geldiğinde Osmanlı donanmasıyla karşılatı, Osmanlı donanmasının müdahalesine rağmen Haliç’in girişine çekilmiş olan zincir kaldırılarak yardıma gelen gemiler, Osmanlı donanmasına rağmen Haliç’e girmişlerdir.

Bu Osmanlı donanmasının zaafından ziyade rüzgarın azizliğindendir. Fatih bunun üzerine müthiş sinirlenir ve atını denize sürerek “Ya Konstantiniyye’yi feth edeceğim, ya da Konstantiniyye beni fetheder" der. Ardında da yine Fatih’in üstün zekasının ürünü olarak gemiler karadan, Beyoğlu sırtlarından yürütülerek Haliç’e indirildi. Sabah olunca Osmanlı gemielerini Haliç’te gören Bizans’ın morali iyice bozuldu.

29 Mayıs sabahı, ordusuyla beraber sabah namazını kılan Fatih, hocası Akşemseddin ile birlikte kesin sonuç alacak taarruz emrini verir. Akşemseddin ve müritleri de en ön saflarda askerin maneviyatını yükseltici telkinlerde bulunurlar. Öğlene doğru Topkapı burçlarına Türk bayrağı çekilmiştir, aynı anda surların muhtelif yerlerinden asker Bizans'a girmeye başlamıştır. O anda Fatih Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ in hadisine mazhar olmanın mutluluğu ve Feth-i Mübin’in gerçekleşmesinden dolayı, Bizans’a girmeden Cenab-ı Allah’a şükür secdesine kapanır. Secdeden sonra şehre girer.

LüGaT
05-20-2008, 21:31
http://img510.imageshack.us/img510/9652/gemilerkaradake8.jpg

FETİH ZAMANI

Havanın mavisinde, denizin yeşilinde
Bir türkü, Ortaasya’dan beri duymuşuz.
Anamızın sütünden bayraklara kadar
Yüce fetihle büyümüşüz.

Yakmış gecemizi yıldızlar
Burçlardan yana uyanmışız.
Bir yazı gibi tepeler alnında
Yazılmışız, silinmişiz.

Nur ile kuvvet ile aşk ile
Kaderin büyüsünü bozmuşuz.
Görmüşüz suretini güzelliğin
Koca feleklere görünmüşüz.

Cihanın yarısı gök;
Önünde şehit şehit durmuşuz,
Cihanın yarısı İstanbul
Almışız.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA



http://img502.imageshack.us/img502/567/573pxkonstantinopelshepti2.jpg

http://img517.imageshack.us/img517/6734/fatihistanbuldanr1.jpg

LüGaT
05-20-2008, 21:31
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih'in İstanbul’u fethettiği yaştasın!..

http://img512.imageshack.us/img512/5646/turkeygbbxc7.gifhttp://www.fatihemlak.com/sultanfatih/image001.jpghttp://img388.imageshack.us/img388/8378/tabancalarsuvarivd6zn4.gif

LüGaT
05-20-2008, 21:32
http://www.vgm.gov.tr/images/tn_fatif_son.jpg

..... " Ben ki İstanbul fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed bizatihi alınterimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde kain ve malumu’l-hudud olan 136 bap dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahih eylerim. Şöyleki: Bu gayr-ı menkulatımdan elde olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim... Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasb eyledim. Bunlar ki ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bila istisna her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığnı soralar; var ise şifası şifayap olalar. Değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze’ye kaldıralar, orada salah bulduralar. ... Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve şühedanın kavimleri ve medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeye veya almaya bizatihi kendüleri gelemeyenlerin yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle..."


Fatih Sultan Mehmet Han'ın Vasiyetinden...


FATİH SULTAN MEHMET (http://www.youtube.com/watch?v=qi8hEOc83w4&eurl=http://www.nersenaol.com/forum-v2/showthread.php?p=51916)


http://www.hayalgemisi.net/izbirakanlar/fatihsultan/fatih_06.jpg



Fatih Sultan Mehmed'in Fermanı

Fatih Sultan Mehmed, Bosnayı fethettiği zaman Osmanlı devlet politikasının sonucu olarak bölge halkına dini serbestiyest getirmiştir. Fatih Sultan Mehmed'in buradaki latin papazlarına verdiği 883 (1478) tarihli ferman suretinde;
"Nişanı-ı hümayun şu ki
Ben ki Sultan Mehmed Han'ım; üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından şu şekilde bilinsin ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum:
Sözkonusu rahiplere ve kiliselerine hiçkimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn ü aman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler; ne ben, ne vezirlerim ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışardan memleketimize getirecekleri kimselere yeri ve göğü yaratna Allah hakkı için, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hakkı için, yedi Mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarda belirtilen hususlara söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir."
Bu ferman suretinde de görüldüğü gibi azınlıklar tam bir hürriyet ortamı içinde hayatlarını sürdürmüşlerdir.

LüGaT
05-20-2008, 21:32
http://img530.imageshack.us/img530/9021/sehuu6.jpg

Ulubatlı Hasan, İstanbul surları üzerinde ilk Türk sancağını dikerken şehit düşen yiğit askerdir. 1428 yılında Bursa'nın Ulubat köyünde doğdu. Fatih Sultan Mehmet'in kumandasında Ordu-yı Hümayun'a asker olarak İstanbul kuşatmasına katıldı. 1453 yılındaki büyük taarruz sırasında İstanbul surları üzerine ilk Türk sancağını dikerken şehit düştü. Fethin bayraklaşmış bir kahramanı olarak adı beş yüz yıldan beri gönüllerde yaşar. Ulubat'ta adına dikilmiş bir anıt vardır.

İstanbul tam 53 günden beri muhasara altındaydı. 21 yaşındaki genç padişah ve dâhi kumandan II. Mehmet Han, bu süre içinde gösterdiği akıl almaz askerlik mucizeleriyle Bizanslıları şaşkına çevirmişti. Koca Bizans İmparatorluğu çatırdıyordu. Son günlerini yaşıyordu. Artık belliydi bu.

28 Mayısı 29 Mayısa bağlayan gecenin sabahına doğru, mehter “gülbanklar” vurmaya koyulmuş ve Bizans surlarının karşısındaki ordugâhta hummalı bir faaliyet başlamıştı. Ulu Hâkan, hücum emrini vermişti. O akşamki tarihî nutku bütün askerin kulaklarında çınlıyordu:


– Ey benim paşalarım, ağalarım, beylerim! Bu şehr-i Konstantiniye cenginde silâh arkadaşlarım, yiğitlerim! Sizleri buraya, kararlaştırdığım umumî taarruzda şimdiye kadar gösterdiğinizden daha büyük fedakârlık ve cesaret istemek için topladım. Cihanda ün salmış bir şehri zaptedeceksiniz. Şehr-i Konstantiniye'de mahalle mahalle, bu şehri zapteden kahramanlar olarak adınız şan ve şerefle anılacaktır...


Asker, Peygamberimizin, şüheda için en büyük cennet makamını müjdelediği zafere ve bu zaferin uğrunda şehitlik şerbeti içmeye susamıştı.

Beyaz atının üzerindeki genç kumandan, kılıcını çekmiş, davudî sesiyle âdeta gürlüyordu:


– Evlâtlarım, yiğitlerim, şahbazlarım, yürüyün... Zafer sizindir ...


Asker, saflar halinde atılıyordu. 53 günden beri o mucize topların döve döve hamurlaştırdığı surların üzerine doğru yüklenen bir insan seli vardı. “Allah Allah” sesleri bir uğultu halinde semâyı kaplıyordu. On binlerce meşalenin sarı aydınlığı üstüne, henüz güneş doğmamıştı. Serdengeçtiler, surların, kalelerin üzerine yalın kılıç atılıyorlardı. Kalelerden, surlardan taş yağıyordu. Ok yağıyordu. Kızgın yağ ve alev alev yanan katran yağıyordu.


Sultan Mehmet Han, kahraman ordusuyla ve olanca ağırlığıyla yükleniyordu Bizans surlarının üzerine... Serdengeçtileri fedaîler, fedaîleri de başıbozuk askerler takip etmişti...


Tanyeri ağarırken sıra üçüncü safa gelmişti. Üçüncü hücum kolunu, ordunun en seçkin askerleri teşkil etmekteydi.


Bursa'nın Ulubat köyünden Hasan da vardı bu safın arasında. Ordunun bayraktarıydı. Bir elinde kılıcı, bir elinde sancağı şahlanmıştı... Ve kulaklarında Sultan Mehmet Han'ın bir akşam evvel irad ettiği büyük nutkun sözleri tane tane uğulduyordu:


– Surlar vakıa bir harabe haline gelmiştir amma, surlar üzerine atılacak yiğitler büyük bir tehlike ile karşılaşacaklardır. Maharetimiz ve cesaretimiz her şeyin üstündedir. Zafer rüzgârı bizden yana esecektir. Konstantiniye bizim olacaktır...


Bursa'nın Ulubat köyünden bayraktar Hasan da yaklaşmıştı surların üzerine. İri parmaklarıyla gönderini sımsıkı kavradığı şanlı bayrağı, elindeki o kutsal emaneti mutlaka surların üzerine dikmeyi aklına koymuştu Hasan. Hilâlli sancağın surların üzerinde dalgalandığı anda düşman için her şeyin bitmiş olacağına inanıyordu.


Bir fırsatını buldu Ulubatlı Hasan. Elindeki kılıcını savurarak sur harabeleri üzerine doğru atıldı. Birkaç yiğit de kendisini takip etmişlerdi. Hasan en önde idi. Bir yandan kılıcını sallıyor, bir yandan da hilâlli sancağı gözlerini diktiği burca doğru ulaştırmaya çalışıyordu.


Bu cehennem ateşinin ortasında, koç yiğitler yiğidi Hasan, Eğrikapı tarafındaki burcun üzerine çıkmayı başardı. Sancağı dikti o burcun üzerine. Fakat aynı anda mancınıkla atılan büyük bir taşın ağırlığı altında dizleri üstüne düşüverdi. Doğrulmaya çalıştı. Fakat aynı anda üstüne belki otuz, belki kırk ok birden yağdı. Oracıkta yere yığılıverdi.


Peçevî'nin ünlü tarihinde “Adem ejderhası” olarak vasıflandırdığı dev cüsseli yiğit Ulubatlı Hasan'ın diktiği sancak, o anda Bizans'ın tüm ümidini yitirivermişti. Türkün bayrağı ve yeniçerinin serpuşu artık surların üzerinde idi. Elli üç günlük direnişi kökünden tüketen an gelmişti. Öte yandan sancağın Bizans surları üzerinde dalgalandığını gören Türk askeri coşmuş ve bir ok gibi atılmıştı ileri.

Nihayet Hazret-i Peygamberimizin müjdelediği tarihî ve kutsal an gelip çatmıştı. 21 yaşındaki Sultan Mehmet Han secdeye gelerek Ulu Tanrıya şükretti. O andan itibaren genç hükümdar ve kumandan “Fâtih” unvanını da almış oluyordu...

LüGaT
05-20-2008, 21:32
Canım İstanbul


Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

http://img519.imageshack.us/img519/1909/ortakoycami5hl4.jpg

Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

LüGaT
05-20-2008, 21:33
http://img521.imageshack.us/img521/4485/galatays5.jpg

http://img521.imageshack.us/img521/1935/kubbelersy7.jpg

http://img522.imageshack.us/img522/8229/kizkulesi2yu7.jpg

http://img519.imageshack.us/img519/2287/uskudarkizkulesiwj9.jpg

http://img529.imageshack.us/img529/2231/gunbatimikn0.jpg

http://img529.imageshack.us/img529/6147/martilarkoprufw1.jpg

http://img521.imageshack.us/img521/7051/ortakoycamiijh9.jpg

tayyipleyiz
05-20-2008, 21:40
Eyvallah Eyüp, tüylerimi diken diken ettin ... Minnet olsun ...+1 :)

Feyza
05-20-2008, 21:41
Muhteşem bir çalışma Allah razı olsun. 3 gün boyunca her gördüğümde artı vericem :)

dildade
05-20-2008, 21:47
"KONSTANTİNİYYE ELBETTE FETH EDİLECEKTİR,
O’NU FETH EDEN KUMANDAN NE GÜZEL KUMANDAN,
O’NUN ASKERİ NE GÜZEL ASKER" (h.ş.)

Bu övgüye mazhar olabilmek ne güzel paylaşım için teşekkürler.

RDönmezs
05-21-2008, 14:27
Teşekkürler kardeşim ellerine sağlık çok güzel hazırlamışsın +1 :-*

taya
05-21-2008, 22:57
ellerinize sağlık muhteşem bi çalışma olmuş... +++

_Yeniden_
05-21-2008, 22:59
Elinize sağlık...Çok güzel bir çalışma olmuş..+1

sümeyye_60
05-22-2008, 18:35
Allah razı olsun. Allah nasip ederse Sakarya'da büyük bir coşkuyla fetihi kutluyacağız