fatih kısaparmak balon baskılı balon Özlem Albayrak - Kobani Eylemleri; Değer miydi? - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Özlem Albayrak - Kobani Eylemleri; Değer miydi?


Cihannur
10-15-2014, 19:01
Özlem Albayrak

http://s25.postimg.org/xiwy9g9sv/ozlem_albayrak.png (http://postimage.org/)

Kobani eylemleri; Değer miydi?

HDP'nin çağrısıyla sokaklara dökülenlerin estirdiği fırtına; Türkiye'ye 40 cana, onlarca yaralıya ve yüzbinlerce liraya mâl oldu. Kabaran dalgalar çekildi, sular yataklarına dönüyor. Ancak sanırım bir süre daha HDP, KCK ve PKK'nın; 'Heryer Kobane' çağrısının nasıl Kürdün Kürdü katlettiği bir vahşet tablosuna dönüştüğü, Kürt siyasi hareketinin şiddeti araçsallaştırılarak bir tür şantaj unsuruna dönüştürme geleneğinden hâlâ vazgeçmediyse, ne zaman vazçeceği tartışılacak.

Çünkü 'barış umudu' yerini trajik insan hikâyelerine; şiddet bıkkınlığına; samimiyet sorgularına, şüpheye ve hatta kimilerinde umutsuzluğa bıraktı. Meydan, 'biz demedik mi terör örgütüne bu kadar yüz vermeyin, aldınız mı ağzınızın payını' diyenlere, zahirde üzüntülü gözüken ama 'barış sürecinin yara alması Erdoğan'ın yara almasıdır' çarpık analojisiyle bir felaketi nefretine dolgu malzemesi yaparak içten içe sevinenlere kaldı.

Olanların doğal sonucu olarak artık; yakıp yıkma, kırıp dökme, vurup kaçma refleksinden vazgeçemediği ortaya çıkmış PKK ile HDP ileri gelenleri dahil, Kürt siyasi hareketinin karar vericileri vicdanlarda sorgulanıyor. Bu daha da sürecek, zira PKK 90'larda bile moral olarak bu derece zeminsiz değildi. Çünkü; bir halkın engellenmişliğe karşı yükselttiği öfkesini simgeliyor, halkına zulmettiğine inandığının direncini kırmak, gözünü korkutmak, yıldırmak için dehşet ögesini bir enstrüman gibi kullanıyordu; ve bu haklılık zemini hiçbir ahval ve şeraitte şiddeti onaylamayanların bile yer yer anlayış istihkakı içinde yer bulabiliyordu.

Oysa bugün durum biraz farklı. Ne beyaz Renaultlar var bölgede, ne hapisteki oğluyla Türkçe konuşamadığı için dipçik yiyen anneler; ne Diyarbakır hapishanesinde çırılçıplak soyulup insan pisliği içinde süründürülenler söz konusu artık, ne Kürt olmaklığından ötürü sırtından vurulan 13'lük çocuklar. Karşılıklı bağımlılık durumu, karşılıklı sözlerin de belirleyicisi olmuş, barış için adımlar atılmış durumda...

Durumdaydı...

Süreci uzun uzun anlatmayacağım. Ama gelinen nokta şu;

Türkiye'nin sınırının dışında bulunan ve Türkiye'nin herhangi bir müdahalesinin sonucunun ne olacağı asla kestirilemeyecek denli kritik bir bölgeye müdahale etmesini/ordusunun ağır silahlarını göndermesini istemek –ki Kobani eylemlerinin gerekçesi olarak bunlar gösteriliyor- Türkiye'den neredeyse imkânsızı istemekti. Sokaklar, Türkiye bölgeye kayıtsız diye yakıldı, yıkıldı. Kobane'deki Kürt halkının can güvenliği için çıkılan eylem yolunda, onlarca Kürt'ün canına kıyıldı.

Şimdi toplumun kahir ekseriyeti PKK/KCK/HDP üçlüsünün üçünün de sorumluluğu bulunan olayların gerekçesi olarak şu ihtimalleri hesaba katıyor: 1- Suriye'de otonom bir bölgede bir tür özerklik tesis eden PYD, PKK'yı de iştahlandırdı. PKK, Türkiye dışındaki bu oluşuma Türkiye topraklarındaki Kürtlerin de katılması suretiyle Rojava topraklarının Türkiye'nin Güneydoğusunu da kapsayacak şekilde büyütülmesi amacını güttü. Bu, Büyük Kürdistan rüyasının gerçekleşmesi için bir adım anlamına gelebilirdi. Dolayısıyla, barış filan unutuldu, Türkiye'de iç savaş provası yapıldı. 2-Türkiye, kimbilir hangi güç odaklarının kimbilir hangi vaatleri sayesinde PKK eliyle savaşa sokulmak istendi. Böylelikle, koalisyon güçlerinin en başta istediği gibi 'öncü-kara gücü'nü Türkiye'nin sağlaması mümkün olacaktı.

Bu senaryolara itiraz edenler çıkacaktır, 'bunlar doğru değil' diyenler de olacaktır; ancak Türk kamuoyunun Kobane eylemleriyle açığa çıkan büyük ve anlaşılmaz öfkeyi, HDP'lilerin gençleri sorumsuz bir şekilde sokağa dökme gayretindeki fütursuzluğu, PKK'nın son dönemlerde hem desibelini, hem frekansını arttırarak tekrarladığı 'süreç bitmiştir' açıklamalarını anlamaya/değerlendirmeye çalışırken bu ihtimalleri yabana attığını düşünen yanılır.

Dolayısıyla, kendine dışarıdan bakamayan, kendisi hakkındaki izlenimi yönetemeyen PKK; Kobane eylemlerinden sonra; 'hem 'Barış' deyip, hem de Türkiye'nin yapamayacağı, yapmaması da gereken işleri O'na tevdi ederek, Türkiye'yi değil aslında barışı yokuşa süren bir terör örgütü' görüntüsü uyandırdı.

Bu 'çizdim ama oynamıyorum' görüntüsü, hem Kürt siyasi hareketinin tamamını zan altında bıraktı; hem PKK'nın barış konusundaki niyetinin sorgulanmasına yol açtı; hem 'sivilleri katletmekten vazgeçmeyecekler' endişesini perçinledi; hem PKK'nın değer zeminini neredeyse bitirdi, hem de Türkiye'yi yakıp yıkmanın Kobani'ye tek bir faydası olmadı.

Diyalog kapıları açılır elbette yeniden ama yine de emin değilim; böylesi bir bedel için değer miydi?

Kaynak (http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/OzlemAlbayrak/kobani-eylemleri-deger-miydi/56414)

Yeni Şafak 15.10.2014