"Dergah-ı izzete iltica eden kurtuluyor.Sual eden saillerin istekleri veriliyor.En adi bir zihayatın sesi işitiliyor ve haceti kabul ediliyor. " (mesnevi-i nuriye, lasiyyemalar, 37)


VesseLam

"Nasihat istersen ölüm yeter.Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır." ( mektubat, yirmi üçüncü mektup, 263)

VesseLam

"Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı.Eğer doğru dese, zaten gıybettir.Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır. " (mektubat, yirmi ikinci mektup, 267 )

VesseLam

''Sünnet-i Seniyye, edebdir.Hiçbir mes'elesi yoktur ki,altında bir nur bir edeb bulunmasın...Edebin envaını,Cenab-ı Hak, Habibinde cem'etmiştir.Onun sünnet-i Seniyyesini terkeden edebi terkeder''

lem'alar -56-

"Nihayetsiz hacat-ı insaniyeyi ihsan edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibi olabilir.Öyle ise, mabudiyete layık yalnız odur." ( sözler. yirmi üçüncü söz, 289 )

VesseLam

"Felsefe, herşeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür.İman ise, herşeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür." ( şualar, yirmi dokuzuncu lem'adan ikinci bab, 649 )

VesseLam

"Dünyanın yüz bahçesi, fani olmak haysiyetiyle, ahiretin baki olan bir ağacına mukabil gelemez." ( emirdağ lahikası, yirmi yedinci mektubun lahikasının zeyli, 77 )

VesseLam

ALLAH RAZI OLSUN YUSUF BEY ELLERİNİZE FİKRİNİZE SAĞLIK...

''İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, o ibadet batıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar.''

İşaratü'l İcaz, s. 141

''GÖZÜ VEREN ZAT,HEM GÖZÜ GÖRÜR,HEM İNCE BİR MANA OLAN GÖZÜN GÖRDÜĞÜNÜ GÖRÜR,SONRA VERİR.''(2.ŞUA-Sf.22)

''Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder..''
(şualar | dördüncü şua )


Rabbim onun davasında yürüyebilen bir kul olmayı nasip etsin İnş. saolun +

''Müslümanın kardeşine takdim edecek olduğu en iyi hediye;Onu doğru yola iletecek,ya da kötü yoldan alıkoyacak olan hikmetli bir sözdür..''(Tefekkürnâme)

"Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir.Eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur." ( mesnevi-i nuriye, katre, 45 )

VesseLam

"Hırs mahrumiyete sebeptir.Sabır ise, müşkülatın anahtarıdır." ( mektubat, yirmi üçüncü mektup, 271 )

VesseLam

''Vücudunu, Mucidine Feda Et '' (Mesnevi-i Nuriye)

''Madem Nefsİm Emmaredİr.nefsİnİ İslah Edemeyen BaŞkasini Islah Edemez.Öyle İse Nefsİmden BaŞlarim.''
SÖzler 243.

''Dünya lezzeti zehirli bala benzer.Lezzeti nisbetinde elemi de vardır.'' (Mesnevi nuriye 106.)

Sabır üçtür:

Biri: Mâsiyetten kendini çekip sabretmektir. Şu sabır takvâdır; "Allah takvâ sahipleriyle beraberdir" (Bakara Sûresi, 2:194.) sırrına mazhar eder.

İkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki, tevekkül ve teslimdir. "Muhakkak ki Allah tevekkül edenleri sever." (Âl-i İmrân Sûresi, 3:159.) "Muhakkak ki Allah sabredenleri sever." (Âl-i İmrân Sûresi, 3:146.) şerefine mazhar ediyor. Ve sabırsızlık ise Allah’tan şikâyeti tazammun eder. Ve ef’âlini tenkit ve rahmetini itham ve hikmetini beğenmemek çıkar.

Evet, musibetin darbesine karşı şekvâ suretiyle elbette âciz ve zayıf insan ağlar. Fakat şekvâ Ona olmalı; Ondan olmamalı. Hazret-i Yakup Aleyhisselâmın "‘Ben derdimi de, üzüntümü de ancak Allah’a şikâyet ederim’ dedi." (Yusuf Sûresi, 12:86) demesi gibi olmalı. Yani, musibeti Allah’a şekvâ etmeli; yoksa Allah’ı insanlara şekvâ eder gibi "Eyvah! Of!" deyip "Ben ne ettim ki bu başıma geldi?" diyerek âciz insanların rikkatini tahrik etmek zarardır, mânâsızdır.

Üçüncü sabır: İbadet üzerine sabırdır ki, şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor, en büyük makam olan ubudiyet-i kâmile cânibine sevk ediyor.
(Mektubat, s. 271-72)

"Baki bir hakikat, fani şahsiyetler üstüne bina edilmez.Edilse, hakikate zulümdür. " (emirdağ lahikası, ikramı izhar mektubunun tetimmesi,64 )

VesseLam

"Mahlukatın en mükerremi, belki en alası olan insan, eğer bozulsa, bozuk hayvandan daha ziyade bozuk olur." ( lem'alar, on üçüncü lem'a, 85 )

VesseLam

''İnsanda büyüklüğün ölçüsü küçüklüktür, yani tevazudur.
Küçüklüğün tartısı büyüklüktür, yani tekebbürdür.''
(Mektubat)

"Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslam'ın sadası olacaktır!.." (Sünuhat, s. 36)

''Şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.''Barla -247

"Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır.Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir.Hem namaz kılanın diğer dünyevi mübah amelleri, güzel bir nyet ile ibadet hükmünü alır." ( sözler, dördüncü söz, 27 )

VesseLam

"Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.” (Sözler.196).

''İmân, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi İmân ve duâdır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder." (gençlik rehberi)

"Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur" (Mesnevi-i Nuriye)

"Hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir..."

(23'üncü Söz)

"Bizim düşmanımız cehalet, zarûret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihad edeceğiz."

(Tarihçe-i Hayat, Sf. 57)

"Sen ey mağrur nefsim! Üzüm ağacına benzersin, fahirlenme; salkımları o ağaç kendi takmamış, başkası onları ona takmış." ( MAHMURANE)

"Şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın.Baki şeylere sarf et ki, baki kalsın" ( mesnevi-i nuriye, zerre, 153 )

VesseLam

"Başla yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalalettir." ( mesnevi-i nuriye, şemme, 165 )

VesseLam

"Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim! Şu mübarek kelime İslam nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır." 1.söz

"Ölümün hakikatını gören kamil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler." (Sözler - 31)

"Kusurunu itiraf eden,istiğfar (af dileme) eder.İstiğfar eden,istiaze (Allah'a sığınır) eder.İstiaze eden şeytanın şerrinden kurtulur" (onüçüncü lema)

"Bizler uzun bir seferdeyiz. buradan kabre, kabirden haşre, haşirden ebed memleketine gitmek üzereyiz."
(mesnev-i nuriye onuncu risale 186 )

VesseLam

Nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.

(mektubat.yirmi üçüncü mektup.263)

iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.

( sözler- yirmiüçüncü söz -285)

Şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

Hastalık, sabun gibi, günahların kirlerini yıkar, temizler. Lem'alar - 209

" Bazan bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlı olur. " ( asa-yı musa, imani ve hakiki güzel mektuplar, 237 )

VesseLam

helal dairesi geniştir.Keyfe kafidir, harama girmeye hiç lüzum yoktur.( iman ve küfür)

'' Ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç görüyorum ''. (Sözler -5)

''Evet bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağacını ve ince bir sap ile koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiç bir şey ağır gelmez'' (Mesnevi - 94 )

'' Herşey kader ile takdir edilmiştir. Öyle ise kısmetine razı ol ki, kolaylık üstünde kolaylık göresin. ''(B.Mesnevi - 257)

'' Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin. ''(Mektubat - 71)

Kaderi tenkit eden başını örse vurur,kırar.Rahmete itiraz eden,rahmetten mahrum kalır.(mektubat)

''İnsan ebed için yaratılmıştır. Onun hakiki lezzetleri,ancak
marifetullah,muhabbetüllah,ilim gibi umûr-ü ebediyyededir.''(İşâratü’l-İ’caz)

''Dünyanın lezzetini,zevkini,saadetini,rahatını isterseniz,meşrû dairedeki keyfe iktifâ
ediniz. O keyfinize kâfidir.''(Sözler)

''Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder '' (şualar,dördüncü şua 76 )

''Ey nefis! boyle ebleh olmamak istersen : Allah namina ver, Allah namina al, Allah namina basla, Allah namina isle, vesselam'' ::).(sözler | birinci söz | 18 )

Bu paylaşım için hepinize teşekkür ederim Allah razı olsun.

hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur.Bir üzüm tanesini yedirir on tokat vurur, hayatın lezzetini kacırır.(ondördüncü sua s.483)

Ölmeye Geldim (Üstad Bediüzzaman Said Nursi)

en sevdiğim cümle

''O zâtı nûrâni olmasaydı,kâinat da insan da, herşey de adem hükmünde kalır;ne kıymeti olur ve ne ehemmiyeti kalırdı.'' (mesnevî-İ nuriyye S.21)

''Hazırlanınız !

Başka,daimi bir memlekete gideceksiniz.Öyle bir memleket ki,bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir.'' Bediüzzaman Said Nursi}

Rabbim onun davasında yürüyebilen bir kul olmayı nasip etsin İnşAllah =)

''Ey zevk ve lezzete müptelâ insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynelyakin bildim ki, hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır.''
(Gençlik rehberinden)

Hakikat damlalarından demet için teşekkürler...

Amin Allah Razı Olsun abi..Bilmukabele :) ( avatarımı beğendiğinize (önceki ve sonrası içinde ) sevindim =) saolun )

''İmana gel, mükedder olma. (Allah) seni senden daha ziyade düşünür.'' (Mesnevi -120 )

"Nekadar güzel yapılmış" de, "Ne kadar güzeldir." Deme. (Gençlik rehberi - 143)

''Şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu davet eder, ilim onu tardeder. Tanımazsan gelir, tanısan gider.'' (Sözler - 274)

Uzun zamandır ihmal ettiğimiz oldukça mühim bir konu . Ama kardeşimiz öksüz bırakmamış konuyu sağolsun.


VesseLam

..saolun :-[ :-[

''Sizi hiçten bu derece hikmetli bir sûrette kim inşa’ etmiş ise, O’dur ki, sizi âhirette diriltecektir.'' (29. Söz - 524)

''Ben yalnız değilim, o gizli hâkim bana bakıyor: beni tecrübe ediyor, bir maksad için beni bir yere sevkedip davet ediyor.'' (8. Söz: 36)

Allah razı olsun kardeşim senden..

''Ey insan! Senin elinde bulunan nefis ve malın senin mülkün değil, belki sana emanettir. O emanetin mâliki, herşeye kadîr, herşeyi bilir bir Rahîm-i Kerim'dir. '' (17. Lem’a: 119)

''Her şeyin iyisine bak. İyi şeylerden iyi istifade et.'' (Sözler: 35)

Madem bu karışık mevcudat dar-ı faniden dar-ı bekaya akıp gidiyor;elbette nasılki hayır, lezzet, ışık, güzellik, iman gibi şeyler cennete akar; öyle de şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür gib zararlı maddeler cehenneme yağar ve bu mütemadiyen çalkanan kainatın selleri o iki havuza girer, durur.( ASA-YI MUSA S.50)

"Faniyim, fani olanı istemem." ( sözler, on yedinci söz, 196 )


VesseLam

"Faniyim, fani olanı istemem." ( sözler, on yedinci söz, 196 )


VesseLam



Acizim aciz olanı istemem
Paylaşımınız için teşekkürler

"Ruhumu Rahmana teslim eyledim gayri istemem.İsterim fakat bir yarı baki isterim.Zerreyim fakat bir şemsi sermet isterim.Hiç ender hiçim fakat bu mevcudatı umumen isterim."


EywAllah muhterem.


VesseLam

Gel, bu azim sarayın nakışlarına dikkat et. Ve bütün bu şehrin zinetlerine bak. Ve bütün bu memleketin tanzimatını gör. Ve bütün bu alemin sanatlarını tefekkür et.
(Sözler)

Ömür bir sermayedir gidiyor.Eğer meyvesi bulunmazsa zayi olur...(Lemalar)

"Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslamiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatle sarf etseniz, o gençlik manen baki kalacak ve ebedi bir gençlik kazanmasına vesile olacak."
(Sözler, s.150)

''İşlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şübhe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.''( lem'alar. ikinci lem'a .14)

''Madem iman gibi hadsiz derecede kıymetdar bir nimet bizde vardır; ihtiyarlık da hoştur, hastalık da hoştur, vefat da hoştur.'' (lem'alar.yirmi altıncı lem'a.238)

Allah Razı Olsun..

''Madem ben de bu vatanın bir evladıyım, bu vatanın saadetine hizmet etmek benim için farzdır.'' (emirdağ lahikası ,93)

''Hastalığın hafifleşmesini istersen, merak etmemeye çalış.'' (lem'alar,yirmi beşinci lem'a )

Hak o kadar parlaktır ki, körler bile görebilir.

Sözler,523

Allah hepinizden razi olsun..

Güneş bir meyvedardır. Silkinir, Ta düşmesin seyyar olan yemişleri. [i]Eğer sükunu ile sükunet eylese, [i]Cezbe kaçar, ağlar fezada muntazam meczupları.

İşaretü'l İcaz

"Amelinizde Rızâ-yı İlâhî olmalı. Eğer O râzı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse te'siri yok."

( İhlas Risalesinden )

"Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakda bilmelisiniz. Evet kuvvet hakdadır ve ihlâstadır.Haksızlar dahi, haksızlıkları içinde gösterdikleri ihlâs ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyorlar."

( İhlas Risalesinden )

''Kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden, bereket bulur.'' (mektubat,yirmi üçüncü mektup )

Allah Razı Olsun.. :)

"Ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! İhlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, Rabıta-i Mevttir. Evet ihlâsı zedileyen ve riyaya ve dünyaya sevkeden, tûl-i emel olduğu gibi; riyadan nefret veren ve ihlâsı kazandıran, râbıta-i mevttir."

( İhlas Risalesinden )

[i]''Kur'an kalblere kuvvet ve gıdadır, ruhlara şifadır. gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır.'' (menevi-i nuriye )

''Her vakit besmeleye, her saatte la ilahe illAllah'a ihtiyaç vardır'' (mesnev-i nuriye.on dördüncü reşha)

İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hâdisatın tazyikatından kurtulabilir. "Tevekkeltü alallah" der, sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hâdisatın dağlarvari dalgaları içinde seyran eder... (23.Söz 3.Nokta (Tevekkül Bahsi))

Hayat-ı ebediyeyi kazanmakta birinci vasıta ve saadet-i ebediyenin anahtarı imandır.

( Mektubat )

''Ehl-i dünyadan daha şiddetli bir surette meslektaşlarınızla ve dindaşlarınızla ittifak ediniz, yani, ihtilafa düşmeyiniz'' (lem'alar,yirminci lem'a )

"İşte küfür bir divâneliktir, dalâlet bir sarhoşluktur, gaflet bir sersemliktir ki, bâki metâ' yerine fâni metâ'ı alır. İşte şu sırdandır ki, ehl-i dalâletin hissiyatları şiddetlidir. İnadı, hırsı, hasedi gibi her şeyi şediddir. Bir dakika meraka değmeyen bir şeye bir sene inâd eder."

( Barla Lahikası )

paylaiım için sağolun.elinize sağlık

''Bil ki: her yeni gün, sana hem herkese, bir yeni alemin kapısıdır'' (sözler,yirmi birinci söz)

"Sultan-ı kainat birdir. Herşeyin anahtarı onun yanında, herşeyin dizgini onun elindedir."

( Mektubat )

'Ey kendini insan bilen insan! kendini oku. yoksa, hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali var.'' (sözler,otuz üçüncü söz)

Rabbim onun davasında yürüyebilen bir kul olmayı nasip etsin İnş. Allah Razı Olsun :)

"Evet, her söylediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değil. Bazan zarar verse sükût etmek... Yoksa yalana hiç fetva yok. Her söylediğin hak olmalı; fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yok. Çünkü hâlis olmazsa su-i tesir eder, hak, haksızlıkta sarf olur."

( Hutbe-i Şamiye )

[color=blue]Canab-ı Hak katılımcılardan Razı olsun ...

"Düşman meçhul olduğu zaman daha zararlı olur. Kandırıcı olursa daha habis olur. Aldatıcı olursa, fesadı daha şedit olur. Dahili olursa, zararı daha azim olur."

[b]( İşaratül-İcaz / Münafıklar Bahsi )

BİSMİLLAH her hayrın başıdır.biz dahi onla başlarız.Bil ey nefsim,şu mübarek kelime İSLAM'ın nişanı oldugu gibi bütün mevcudatın lisanı haliyle vird-i zebanıdır...

"Allah'ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdani ve akli olan imani hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hale, alem-i İslamın hal-i hazırdaki vaziyeti şahittir. "

( İşaratül-İcaz )

"Azametli bahtsız bir kıt'anın, şanlı tali'siz bir devletin, değerli sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslâmdır. "

( Vecizelerden )

''Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam ferman etmiş: 'ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli ve kıymetli sözleri, 'la ilahe illAllah' kelamıdır.'' (şualar,ikinci şua )

" Vermek istemeseydi, istemek vermezdi " ( Mektubat )


VesseLam

''Yakında gelecek şeylerin gelmiş gibi görülmesi bir derece hakikattır.'' (lem'alar,yirmi sekizinci lem'a)

''İmana gel ki, elemden emin olasın.'' (mesnev-i nuriye )

"Demek îman, bir mânevî Tûba-yi Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir Zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor. Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve îmandadır."

( 2. Söz den )

"Belâ vereni buldunsa eğer; safâ-ender, vefâ-ender, atâ-ender belâdır bil."

(Mektubat' tan )

Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri madut ve her şeyin fanidir. Öyle ise şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarfetme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarfet ki, baki kalsın.

Mesnevi-i Nuriye

"İnsan bir yolcudur. sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder."

"İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır."

(sözler / 23. söz )

"İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır."

(sözler / 23. söz )


bunu yazmak için bu konuyu açmıştım :o :o
bana + vermek düşer :)

"İman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır."

(sözler / 23. söz )


bunu yazmak için bu konuyu açmıştım :o :o
bana + vermek düşer :)


Yazdırtana Hamd olsun, size de minnet ...

"Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır."

( Mektubat )

"Ey nefis! böyle ebleh olmamak istersen : Allah namina ver, Allah namina al, Allah namina basla, Allah namina isle, vesselam."

( 1. Söz )

"Madde rikkat peyda ettikçe,hayat şiddet peyda eder."

( Emirdağ Lahikası )

"Bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyor ki, bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat, bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle, O güzelin cemalini tavsif ve tarif eder."

( 4. Şua )

"Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükür ederim ki; beni bana beğendirmemiş, dehşetli kusurlarımı bana göstermiş."

( Emirdağ Lahikası )

"[i]Bu zamanda insanlar, ihsanını, muhtaçlara çok pahalı satarlar."

(Emirdağ Lahikası )

[i]"Dehşet aldığın zaman, ibrahim hakkı gibi 'mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler' de, pencerelerden seyret, içlerine girme."

( Mektubat )[i]

"İnsaniyetin cihazatı, hayvan gibi hayat-ı dünyeviyeyi kazanmak için verilmemiş."

( 11. Söz )

Semavi tokat olan zelzele, niçin yabancılara değil de Müslümanların başına geliyor?


On Dördüncü Sözün Zeyli


Şu sûre katiyen ifade ediyor ki, küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor, bâzan da titriyor.
Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibden, şimdiki zelzele münâsebetiyle altı yedi cüz’î suâle karşı, yine mânevî ihtar yardımıyla cevapları kalbe geldi. Tafsîlen yazmak kaç defa niyet ettimse de, izin verilmedi. Yalnız icmâlen, kısacık yazılacak.
Birinci suâl: Bu zelzelenin maddî musîbetinden daha elîm, mânevî bir musîbeti olarak, şu zelzelenin devamından gelen korku ve me’yusiyet, ekser halkın ekser memlekette gece istirahatini selb ederek, dehşetli bir azab vermesi nedendir?
Yine mânevî cevap: Şöyle denildi ki: Ramazân-ı Şerîfin terâvih vaktinde, kemâl-i neş’e ve sürur ile, sarhoşçasına, gayet heveskârâne şarkıları ve bâzan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübârek merkez-i İslâmiyetin her köşesinde câzibedarâne işittirilmesi, bu korku azabını netice verdi.
İkinci suâl: Niçin gâvurların memleketlerinde, bu semâvî tokat, başlarına gelmiyor; bu bîçare Müslümanlara iniyor?
Elcevap: Büyük hatâlar ve cinâyetler, tehir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinâyetler, tâcil ile küçük merkezlerde verildiği gibi; mühim bir hikmete binâen, ehl-i küfrün cinâyetlerinin kısm-ı âzamı, mahkeme-i kübrâ-i haşre tehir edilerek, ehl-i imânın hatâları, kısmen bu dünyada cezası verilir. Hâşiye
Üçüncü suâl: Bâzı eşhâsın hatâsından gelen bu musîbet, bir derece memlekette umumi şekle girmesinin sebebi nedir?
Elcevap: Umumi musîbet, ekseriyetin hatâsından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zâlim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizâmen veya iltihâken taraftar olmasıyla, mânen iştirak eder, musîbet-i âmmeye sebebiyet verir.
Hâşiye:
Hem, Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiş bir dini terk etmekle, hak ve ebedî ve kàbil-i nesh olmayan bir dine ihânet etmek derecesinde gayretullaha dokunmadığından, zemin şimdilik onları bırakıp, bunlara hiddet ediyor.

"Tabiat ancak bir san'at olabilir, sani olamaz. Bir nakıştır, nakkaş olamaz."


( 23. lema )

"Rahat zahmette, zahmet rahattadır"

( 17. Lema )

" Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisanı-ı mahsusuyla mütamadiyen Allah' tan bahsedip Halık' ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz. "

( Asa-yı Musa )

"Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. Eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur."

( Mesnevi-i Nuriye )

" Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisanı-ı mahsusuyla mütamadiyen Allah' tan bahsedip Halık' ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz. "

( Asa-yı Musa )


:)

" Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisanı-ı mahsusuyla mütamadiyen Allah' tan bahsedip Halık' ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz. "

( Asa-yı Musa )


:)


Nasılda bize hitap ediyor değil mi ? :)

" Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisanı-ı mahsusuyla mütamadiyen Allah' tan bahsedip Halık' ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz. "

( Asa-yı Musa )


:)


Nasılda bize hitap ediyor değil mi ? :)


Öyle, Rahman bir kafir elinden bile nurunu yaymaya muktedir ;)

" Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisanı-ı mahsusuyla mütamadiyen Allah' tan bahsedip Halık' ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz. "

( Asa-yı Musa )


:)


Nasılda bize hitap ediyor değil mi ? :)


Öyle, Rahman bir kafir elinden bile nurunu yaymaya muktedir ;)



Demek herkes memur olabiliyor, memuriyete gönüllülük ise ecir ile ödüllendiriliyor. ;)

Demek herkes memur olabiliyor, memuriyete gönüllülük ise ecir ile ödüllendiriliyor. ;)[/i][/color]


Savaştan kaçana ganimet verilir mi? İşe gitmeyene son gün maaş verilir mi? Eyvallah Abi ;)

"Hasenatı seyyiatına, sevabı hatasına tereccüh edenler, mağfiret ve affa müstehaktırlar."

( Münazarat )

" Cehennemin vücudu ve şiddetli azabı,hadsiz rahmete ve hakiki adalete ve israfsız, mizanlı hikmete zıddiyeti yoktur. "


( Asay-ı Musa )

''işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şübhe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.''(lem'alar ,ikinci lem'a)

Allah Razı Olsun..Sayenizde boş kalmadı (biliyordum) :) ++

" Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır. "

( Asa-yı Musa )

Bismillah her hayrın başıdır

Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeye ittibaından hissesi ziyade ola. Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeyi takdir etmeyip, bid'alara giriyor.
(11. Lema)

" Bu kainat o kadar manidar ve muntazamdır ki; mücessem bir kitab-ı sübhani.. ve cismani bir Kur' an-ı Rabbani.. ve müzeyyen bir saray-ı semadani.. ve muntazam bir şehr-i rahmani suretinde görünüyor. "

( Asa-yı Musa )

Devekuşuna demişler, "Kanatların var, uç." O da kanatlarını kısıp "Ben deveyim" demiş, uçmamış. Fakat avcının tuzağına düşmüş. Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş. Halbuki koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef etmiş. Sonra ona demişler, "Madem deveyim diyorsun, yük götür." O zaman kanatlarını açıvermiş, "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş. Fakat hâmisiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş.

(onüçüncü Lema)

günümüzdeki bazı insanları ne de güzel tanımlıyor :-*

"Lezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz."

( Lem'alar )

Dindar bir adam, din muhabbeti için, “Hak böyledir, hakikat budur, Allah’ın emri böyledir.” der. Yoksa, Allah’ı kendi keyfine konuşturmaz. Hadsiz derece haddinden tecavüz edip, Allah’ın taklidini yapıp, Onun yerinde konuşmaz.

15. Söz

"Ebedi ömrün önündedir. O ömr-ü bakide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fani ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır."

( mesnevi-i nuriye )

"Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir."

( tarihçe-i hayat )

"Ecnebilerden alınan maddi bilgiler, san'at ve terakkiyata ait ise, lazımdır. Sefahete dair ise muzırdır."

( Mesnev-i nuriye )

''Güneş varken mumların ışığı altına girmeye ihtiyaç yok.''(mektubat,28)

''İnsanda en tehlikeli damar enaniyettir. ve en zaif damarı da odur '' (mektubat,yirmi dokuz)

''Kadere teslim ol ki, selamette kalasın''(mesnevi-i nuriye,96)

''Amelinizde rıza-yı ilahi olmalı. eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.'' ( yirmi birinci lem'a )

''Şöhretin gitti, ancak bir an kaldı. zamanın geçti; kabirden başka mekanın var mı? biçare! aczine ve fakrına bir had var mı?'' (mesnev-i nuriye,hubab)

Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek.Eğer o fani ve geçici gençliği iffetle hayrata istikamat dairesinde sarf etse,onunla ebedî,bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavi fermanlar müjde veriyorlar.

"Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın ve keza, bu fani dünyadan da çıkacaksın. Öyleyse, aziz olarak çıkmaya çalış. Vücudunu mucidine feda et. mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın."


( mesnev-i nuriye )

"Bir saatin san'atkarı nasıl saatini çevirir, açar, gösterir, tarif eder. Kur'an dahi, elinde kainatı tutmuş, öyle yapıyor."


( mektubat )

"Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır."

( Mektubat )

"Şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarf et ki, baki kalsın ..."


( mesnev-i nuriye )

"Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi İman-ı Billahtır. "


( Asa-yı Musa )

"Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. Eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur."


( mesnev-i nuriye )

Eğer kainattan Risaleti Muhammediyenin (A.S.M) nuru çıksa gitse kainat vefat edecek.Eğer Kur'an gitse kainat divane olacak ve küre-i arz kafasını,aklını akybedecek. Belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.

Sözler

''(Allah'ın) emir ve iradesi olmazsa hiçbir şey hatta hiçbir zerre hareket edemez.''( on beşinci şua )

''Kabir ise, zulümatlı bir kuyu ağzı değil; nuraniyetli alemlerin kapısıdır.'' (on yedinci-söz)

"Bu zaman, cemaat zamanıdır. Ferdî şahısların dehası ne kadar harika da olsalar, cemaatin şahs-ı manevîsinden gelen dehasına karşı mağlûp düşebilir. Alem-i İslamı bir cihette tenvir edecek ve kudsî bir dehanın nurları olan bir vazife-i îmâniye, bîçare, zayıf, mağlûp, hadsiz düşmanları ve onu ihanetle, hakaretle çürütmeye çalışan muannid hasımlan bulunan bir şahsa yüklenmez. Yüklense, o kusurlu şahıs ihanet darbeleriyle düşmanları tarafından sarsılsa, o yük düşer, dağılır."


( Emirdağ Lâhikası )

''Büyük işlerde yalnız kusurları gören, cerbezelik ile aldanır veya aldatır'' (münazarat- 73)

Biliyor musun vesvesen neye benzer? musibete benzer. ehemmiyet verdikçe şişer. ehemmiyet vermezsen söner. (yirmi birinci söz)

''Allah'ın sizlere ihsan ettiği ezeli lütfuna karşı secde-i şükrandan başınızı kaldırmayınız.''(emirdağ hayatı)

''Şükür içinde safi bir iman var; halis bir tevhid bulunur.(''yirmi sekizinci mektubat )

Eğer O razı olsa,bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.Eğer O kabul etse bütün halk reddetse tesiri yok.
Yirmibirinci Lem'a

''Hizmet ve muhabbete en ziyade layık ve müstehak bulunan akrabalar; ve akrabaların içinde dahi en hakiki dost ve en sadık muhib olan peder ve validedir.''(mektubat)

''Ecnebilerden alınan maddi bilgiler, san'at ve terakkiyata ait ise, lazımdır. sefahete dair ise muzırdır.'' (mesnev-i nuriye )

Eğer nefsine tâlib isen, çürüktür hem temelsiz de.
Eğer âfâkı ister isen, fena damgası üstünde.
Sözler

''Hakiki bir müslüman, samimi bir mü'min hiçbir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz. dinin şiddetle menettiği şey, fitne ve anarşidir''(tarihçe-i hayat )

''Uyanmış, insaniyeti tatmış, müstakbele ve ebede namzet olmuş adam dinsiz yaşayamaz.''(tarihçe-i hayat )

«Madem ki meşrutiyette hâkimiyet millettedir. Mevcudiyet-i milleti göstermek lâzımdır. Milletimiz de yalnız İslâmiyet'tir. Zira Arab, Türk, Kürd, Arnavut, Çerkez ve Lazların en kuvvetli ve hakikatlı revabıt ve milliyetleri, İslâmiyet'ten başka bir şey değildir.»


(Hutbe-i Şamiye sh: 93)

"İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim te*vekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder."


( Sözler )

"Kimin için Allah var, ona herşey var. Ve kimin için yoksa, herşey ona yoktur, hiçtir. "

( Sözler )

''Hakiki ve elemsiz lezzet yalnız imanda ve iman ile olabilir''(onbirinci şua)

''Gururu bırak, aczini anla. malikini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.''(yirmi beşinci lem'a )

"Bu dünya fanidir. En büyük dava, baki olan alemi kazanmaktır. İnsanın i'tikadı sağlam olmazsa, davayı kaybeder."


( Emirdağ Lahikası )

''Bahar dahi bir çiçektir ve cennet dahi görülmedik bir çiçektir''(dördüncü şua )

''Dünyanın akibeti ne olursa olsun lezaizi terk etmek evladır''(mesnev-i nuriye )

"Eğer aklın varsa, kanaata alış ve rızaya çalış..."


( Mektubat )

''İbadette gençlik kuvvetini sarf etmenin neticesi, dar-ı saadette ebedi bir gençliktir''(otuz ikinci söz )

''Dünyamızı, dinimiz uğrunda ve ahiretimize her vakit feda etmeye hazırız.'' (mektubat-29)

Arkadaş! Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfâkî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin. Aksini yaptığın takdirde, kesret fikrini dağıtır. Evham ise havalandırır, enâniyetin kalınlaşır. Gafletin kuvvet bulur, tabiata kalb eder. İşte dalâlete isâl eden kesret yolu budur...

( Mesnevi i Nuriye )

''Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. zira, hakkın hatırı alidir; hiçbir hatıra feda edilmemek gerektir.''(münazarat)

''Bir mesele hakkında ispat edenin sözü, nefyedenin sözüne müreccahtır''(mesnev-i nuriye )

"Her dertlinini ahını,her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semi ve Mucib perde arkasında var,bakar ki;en küçük bir zihayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir ahını işitir,şefkat eder,fiilen cevap verir,memnun eder."

( Asa-yı Musa )

''Oruç çok cihetlerle hakiki vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.'' (mektubat )

''Küfür bir fenalıktır, bir tahriptir, bir adem-i tasdiktir.''(sözler)

''Tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen, ne kadar cahil, ne derece hasir, ne kadar zararlı olduğunu bilahare anlar, ama iş işten geçer.'' (işaratül-icaz)

Amin abi...Allah Razı Olsun :)

''İbadette gençlik kuvvetini sarf etmenin neticesi, dar-ı saadette ebedi bir gençliktir.'' (sözler)

Allah Teâlâ (c.c.)'nın imtihan için beyan buyurduğu emir ve nehiylerin tamamına teklif denilir ve fıkhın konusu, insanın bu tekliflere muhatap olarak (mükellef) ortaya çıkan fiilidir. İnsanın lehindeki ve aleyhindeki bütün haklarını delillere dayanarak çıkarmak fukahanın görevidir. Din hususunda Resulullah (s.a.s.)'dan başka kimseye ilmi bir delile dayanmadan dinde söz söyleme hakkı tanınmamıştır. İlmi bir delile dayanmadan kasıt edille-i şer'iyye, yani dört delildir. Bunlar, Kitap, Sünnet, icma ve kıyastır

Bilmukabele inşALLAH.

risale _i nur okudukça okumak ve anladıkça anlatmak istenilen çok kıymetli bilgi hazinesi anlamayı ve anlatmayı nasip etsin inş...slmlar...

Yeryüzü bir mescit
Mekke bir minber
Medine bir mihrap
O Bürhan-ı Babir
Peygamber Aleyhisselatü vesselam
Bütün ehli imana imam
Bana, 'sen, şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var. O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler... Ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası ne Cehennem korkusu var. Cemiyetin yirmi beş milyon (Türkiye'nin o günkü nüfusu) Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil bin Said feda olsun. Kur'an'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem. Orası bana zindan olur. Milletimin imanını selâmette görürsem Cehennem'in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur."
(Tarihçe-yi Hayat, "İsparta Hayatı")

Yeryüzü bir mescit
Mekke bir minber
Medine bir mihrap
O Bürhan-ı Babir
Peygamber Aleyhisselatü vesselam
Bütün ehli imana imam
Bana, 'sen, şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var. O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler... Ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası ne Cehennem korkusu var. Cemiyetin yirmi beş milyon (Türkiye'nin o günkü nüfusu) Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil bin Said feda olsun. Kur'an'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet'i de istemem. Orası bana zindan olur. Milletimin imanını selâmette görürsem Cehennem'in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur."
(Tarihçe-yi Hayat, "İsparta Hayatı")

Eyvallah Mevlam razı olsun .

'' Böyle bir zamanda en lüzumlu, en ehemmiyetli, en birinci vazife imanı kurtarmaktır..'' (kastamonu lahikası)

sayfamız biraz ihmal edilmiş ama olsun.Devam edelim inşaallah (:

'' Madde rikkat peyda ettikçe,hayat şiddet peyda eder.'' (sözler )

'' Namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır..'' (sözler )

Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fâni mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimî bir azab ve elemde bırakır veyahut o mecazî mahbub, o şiddetli muhabbetin fiatına değmediği için bâkî bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılab eder. (mektubat)

Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele malik olmayan kimse, kainatta dava-yı halk ve iddiayı icad edemez. Zira herşey herşeyle bağlıdır. (mektubat )

Hilkat-i kainatın bir netice-i azamı, ubudiyet-i insaniyedir ve rububiyet-i ilahiyeye karşı iman ve itaatle mukabeledir.(lem'alar)