EpiVaTeS
04-24-2008, 22:18
Rus Devlet Terörü
3/3/2008
22:47Terör günümüzde ülkeden ülkeye anlamı değişen bir yapıya ulaşmıştır.Oysa dünya genelindeki anlamı Sivillere yönelik yıldırma,cana kıyma,malı yakıp yıkma ve korkutma olarak tanımlanmaktadır.
Peki Devlet terörü nedir? Devlet terörü bir devletin uluslar arası yasaları hiçe sayarak sivil insanları kontrol altına almak için yıldırma,cana kıyma,malı yakıp yıkma,tehdit ve korkutma hareketidir.
Devlet terörünün en büyük temsilcisi Rusyadır..!
Rusyanın günümüzde ve geçmişteki hareketlerinin benzerlikler göstermesi insanlık dışı eylemlerin kanıtı niteliğindedir.
1996'da Moskovada patlayan bombaları sebep göstererek bağımsızlığını ilan etmiş olan Çeçenistan'a savaş açan Rusya devlet terörünün en açık örneğini tüm dünyaya sunmuştur.
Birinci Rus-Çeçen savaşında bağımsızlığını kazanan Çeçenistan'da ikinci Rus-Çeçen savaşının başlamasıyla 250.000 insan ölmüş,binlercesi dünyanın çeşitli bölgelerine savrulmuş,bir çoğuda sakat kalmıştır.Sözde savaş tam bir katliam ve soykırıma dönüşmüş,Çeçen halkı tüm dünyanın gözleri önünde Devlet Terörüyle katledilmiştir.Buna karşı direnen ve bağımsızlık için savaşan birçok Çeçen asker mücadelelerini bugün bile sürdürmelerine rağmen,Rusyanın çeşitli oyunlarıyla terörist ilan edilmiş,meşru Çeçen İçkeriya Devlet yönetimi terör örgütü olarak adlandırılmıştır.Oysa Çeçenistanda yapılan seçimler tüm dünyanın gözleri önünde meşru olarak yapılmıştı.
Ülkemiz medyasında ve dünya medyasında büyük yankı uyandıran olaylardan biri,Beslan Okul baskınıdır. Hiçbir inanç hiçbir görüş bir okulun,çocukların ve masum insanların hayatlarını tehlikeye atmayı,onları kullanmayı kabul etmez. Hatırlarsanız Ülkemizde ve dünya basınında bu olay Çeçenler okul bastı olarak lanse edilmişti! Sözde güvenlik güçlerinin okula müdahelesiyle tam bir katliam yaşanmış ve yüzlerce çocuk ve sivil hayatını kaybetmişti.Bu olay Rusların sözde terörle mücadele biriminde özenle tasarlanmış ve uygulanmış bir oyundur.Oyunun başrölündeki isimde Çeçenlerin ogün klavuzu olan Asetin Kökenli Vladimir Khodov'dur.Baskının gerçekleştiği gün Çeçenler Osetya Parlemento binasına gideceklerini sanırken birden kendilerini Beslan'daki bu olayın içinde bulmuşlardır.Rusların okula çok büyük bir güçle saldırmalarının ve bu kadar çocuğun öldürülmesinin sebebide bu oyunun bir parçasıdır.Oyun oynanmış ve tüm dünyada Çeçen davası yaralanmış,Çeçenleri destekleyen bir çok insanda Çeçenlere karşı nefret uyandırılmıştır.Oysa Beslan okul baskınının bugün hala devam eden mahkemesi Çeçenlerin kimseye zarar vermediğini ve rusların okula müdahele sebebi olarak gösterdikleri patlamanın da okul içinde değil,okul dışında olduğunu,bu patlamayıda rusların yaptığını kanıtlamıştır.
Peki bu nedir? Devlet Terörü!
Birçok örnek var Çeçenistan'daki Devlet Terörüyle ilgili.
Bir örnekte Kabardey Balkar'dan...
Tarih 13 Ekim 2005 saat 09:00 Kabardey Balkar Cumhuriyetinin başkenti Nalçik'te 600 kadar genç kamu binalarını basıyor! Türk medyasında ilk başlarda Çeçenler okul bastı diye bir haber çıksada ilerleyen dakikalarda olayın iç yüzü ortaya çıkmaya başlıyor.Devlet tarafından baskı altına alınan birçok müslüman genç baskılara daha fazla dayanamıyor ve isyan ediyor.Olayların gelişimi ise çok ilginç,sanki Devlet Terörünün tanımını yapar nitelikte...
İlk önce Nalçik'te Camii'ler kapatılmaya başlanıyor.Çünkü yurtdışında eğitim alan birçok Kabardey Balkar'lı genç ülkelerine döndüğünde öğrendiklerini insanlara anlatmaya başlıyorlar.İslamiyeti tam manasıya bilmeyen insanlar için bir kapı açılıyor ve büyük ilgi görüyor.Bundan rahatsız olan KabardeyBalkar yönetimi baskıya başlıyor.
Bir çok müslüman genç göz altına alınıyor,sorgulanıyor ve kaçırmalar oluyor.Peki bu nedir? Devlet Terörünün tanımı.
Avukat Larisa Dorogova AjansKafkas'a verdiği röportajda şu ifadeleri kullanıyor;
“....Keza bu terörist bir saldırı değildi. Bu bir tepki hareketiydi. İnanın bu insanlar inanılmaz işkencelere maruz kaldılar. Kendileri, eşleri, aileleri aşırı baskı altındaydı. Camiler kapatılıyor, gözaltına alınanlara votka içmesi karşılığında serbest kalacağı söyleniyor ve daha kötüsü bu insanların kafalarına haçlar kazınıyordu. Gençler buna daha fazla dayanamadı ve başkaldırdılar. Bu gençler yozlaşmış düzene başkaldırdılar. Bu insanların yaşama hakkı açıkça ellerinden başkalarınca alındı. Bu bir tepki hareketiydi.Terörist bir saldırı değildi.Ve aradan iki yıl geçmesine rağmen bu konuda bir ilerleme sağlanılamadı.Onlar ne yazık ki hala terörist olarak anılıyor.”
13 Ekim 2005'ten bir buçuk ay kadar önce 400 kişi Vladimir Putin,Dimitri Kozak ve yetkili makamlara başvurarak kendilerine yapılan baskılara dayanamadıklarını göç(hicret) etmek istediklerini belirten bir mektup yazıyorlar ve mektubu 400 kişi imzalıyor.Buna karşılık Putin suçlanan KabardeyBalkar yönetimine olayı araştırması için talimat veriyor! Yani suçluyu suçluya havale ediyor! KabardeyBalkar yönetimide herşey yolunda insan hakkı ihlali yok diyerek olayı örtbas ediyor.
Ve 13 Ekim 2005'in ardından,olaylarda ölen ve terörist ilan edilen Kabardey-Balkar gençlerin cenazeleri ailelerine verilmedi! Cenazeler insanlık dışı bir uygulamayla yakıldı! Bunun adı nedir? Devlet Terörü...
Bir örnekte Karaçay Çerkes'ten...
Karaçay Çerkes Cumhuriyeti'nin başkenti Çerkesk'teki Krasni Kurgan köyündeki ilk öğretim okulunun 7/A sınıfında okuyan öğrencilerde halsizlik,uyuklama,durduk yere bayılma ve burun kanaması gibi rahatsızlıklar başlıyor.Öğrenciler kontrolden geçiriliyor,sağlık bakanı Umar Hapçayev kontrollerin ardından çocukların sağlıklı olduğunu açıklıyor. Buraya kadar herşey normal!
Rahatsızlanan öğrencilerden Marat'ın annesi Fatima Bayçorova oğlunun Stavropol kliniğinde muayene edildiğini kan tahlilinde 110-120 olması gereken hemoglobinin 167 çıktığını hatırlatarak yapılan açıklamaya güvenmediğini söyledi.(AjansKafkas)
Regnum Ajans'ın edindiği bir bilgiye göre, öğrencilerin eğitim gördüğü eski Gubkin Petrol ve Gaz Enstitüsü binasında 1985’de zehirli madde sızıntısı olduğuna dair bir belge var.(RE/AK)
Fatima Tlisova bir gazeteci,şuan ABD'de yaşıyor.Rusya'da iki defa zehirlendi. ABD'ye giderken Türkiye'ye uğrayan Tlisova E.Karayel ve H.B.Bolat ile bir röportaj gerçekleştirdi.Tlisova Krasni Kurgan köyüne çağrılmış ve gerçekleri ortaya çıkarması istenmiş bir gazeteci.
İkinci kez zehirlendiğinde hastenede telefonu çalıyor ve Krasni Kurgan'a gelmesi siteniyor,olayın ne olduğunu soran Tlisova'ya söylemem cevabı geliyor ve Tlisova ''Peki iyileşince gelirim diyor''.
Hastaneden çıkar çıkmaz Krasni Kurgan'ın yolunu tutuyor.Ailelerle görüşüyor.Köy doktoru çocuklarda ciddi bir durum var bu bir facia diyor! Çerkesk'ten doktorlar geliyor kan tahlili yapılıyor ve çocukların hepsinin kan kanseri olduğu görülüyor!
Tlisova şuan okul olan binayı terk eden enstitünün Moskova'daki direktörüne yazı yazarak bina hakkında bilgi istiyor,aldığı cevap korkunç;
“Orası insan sağlığını tehdit eder nitelikte olduğu için 14 yıl önce kapattık” .
Tlisova bunu haber yapıyor ve ortalık karışıyor. Röportajın sonunda Fatima Tlisova'nın söylediği söz Devlet Terörünü tanımlar nitelikte;
''Bakın ne Karaçaylar umurunda onların, ne de Çerkesler… Onların istediği tek şey bizim topraklarımız. Bunun ne olduğunun adını da siz koyun.''
3/3/2008
22:47Terör günümüzde ülkeden ülkeye anlamı değişen bir yapıya ulaşmıştır.Oysa dünya genelindeki anlamı Sivillere yönelik yıldırma,cana kıyma,malı yakıp yıkma ve korkutma olarak tanımlanmaktadır.
Peki Devlet terörü nedir? Devlet terörü bir devletin uluslar arası yasaları hiçe sayarak sivil insanları kontrol altına almak için yıldırma,cana kıyma,malı yakıp yıkma,tehdit ve korkutma hareketidir.
Devlet terörünün en büyük temsilcisi Rusyadır..!
Rusyanın günümüzde ve geçmişteki hareketlerinin benzerlikler göstermesi insanlık dışı eylemlerin kanıtı niteliğindedir.
1996'da Moskovada patlayan bombaları sebep göstererek bağımsızlığını ilan etmiş olan Çeçenistan'a savaş açan Rusya devlet terörünün en açık örneğini tüm dünyaya sunmuştur.
Birinci Rus-Çeçen savaşında bağımsızlığını kazanan Çeçenistan'da ikinci Rus-Çeçen savaşının başlamasıyla 250.000 insan ölmüş,binlercesi dünyanın çeşitli bölgelerine savrulmuş,bir çoğuda sakat kalmıştır.Sözde savaş tam bir katliam ve soykırıma dönüşmüş,Çeçen halkı tüm dünyanın gözleri önünde Devlet Terörüyle katledilmiştir.Buna karşı direnen ve bağımsızlık için savaşan birçok Çeçen asker mücadelelerini bugün bile sürdürmelerine rağmen,Rusyanın çeşitli oyunlarıyla terörist ilan edilmiş,meşru Çeçen İçkeriya Devlet yönetimi terör örgütü olarak adlandırılmıştır.Oysa Çeçenistanda yapılan seçimler tüm dünyanın gözleri önünde meşru olarak yapılmıştı.
Ülkemiz medyasında ve dünya medyasında büyük yankı uyandıran olaylardan biri,Beslan Okul baskınıdır. Hiçbir inanç hiçbir görüş bir okulun,çocukların ve masum insanların hayatlarını tehlikeye atmayı,onları kullanmayı kabul etmez. Hatırlarsanız Ülkemizde ve dünya basınında bu olay Çeçenler okul bastı olarak lanse edilmişti! Sözde güvenlik güçlerinin okula müdahelesiyle tam bir katliam yaşanmış ve yüzlerce çocuk ve sivil hayatını kaybetmişti.Bu olay Rusların sözde terörle mücadele biriminde özenle tasarlanmış ve uygulanmış bir oyundur.Oyunun başrölündeki isimde Çeçenlerin ogün klavuzu olan Asetin Kökenli Vladimir Khodov'dur.Baskının gerçekleştiği gün Çeçenler Osetya Parlemento binasına gideceklerini sanırken birden kendilerini Beslan'daki bu olayın içinde bulmuşlardır.Rusların okula çok büyük bir güçle saldırmalarının ve bu kadar çocuğun öldürülmesinin sebebide bu oyunun bir parçasıdır.Oyun oynanmış ve tüm dünyada Çeçen davası yaralanmış,Çeçenleri destekleyen bir çok insanda Çeçenlere karşı nefret uyandırılmıştır.Oysa Beslan okul baskınının bugün hala devam eden mahkemesi Çeçenlerin kimseye zarar vermediğini ve rusların okula müdahele sebebi olarak gösterdikleri patlamanın da okul içinde değil,okul dışında olduğunu,bu patlamayıda rusların yaptığını kanıtlamıştır.
Peki bu nedir? Devlet Terörü!
Birçok örnek var Çeçenistan'daki Devlet Terörüyle ilgili.
Bir örnekte Kabardey Balkar'dan...
Tarih 13 Ekim 2005 saat 09:00 Kabardey Balkar Cumhuriyetinin başkenti Nalçik'te 600 kadar genç kamu binalarını basıyor! Türk medyasında ilk başlarda Çeçenler okul bastı diye bir haber çıksada ilerleyen dakikalarda olayın iç yüzü ortaya çıkmaya başlıyor.Devlet tarafından baskı altına alınan birçok müslüman genç baskılara daha fazla dayanamıyor ve isyan ediyor.Olayların gelişimi ise çok ilginç,sanki Devlet Terörünün tanımını yapar nitelikte...
İlk önce Nalçik'te Camii'ler kapatılmaya başlanıyor.Çünkü yurtdışında eğitim alan birçok Kabardey Balkar'lı genç ülkelerine döndüğünde öğrendiklerini insanlara anlatmaya başlıyorlar.İslamiyeti tam manasıya bilmeyen insanlar için bir kapı açılıyor ve büyük ilgi görüyor.Bundan rahatsız olan KabardeyBalkar yönetimi baskıya başlıyor.
Bir çok müslüman genç göz altına alınıyor,sorgulanıyor ve kaçırmalar oluyor.Peki bu nedir? Devlet Terörünün tanımı.
Avukat Larisa Dorogova AjansKafkas'a verdiği röportajda şu ifadeleri kullanıyor;
“....Keza bu terörist bir saldırı değildi. Bu bir tepki hareketiydi. İnanın bu insanlar inanılmaz işkencelere maruz kaldılar. Kendileri, eşleri, aileleri aşırı baskı altındaydı. Camiler kapatılıyor, gözaltına alınanlara votka içmesi karşılığında serbest kalacağı söyleniyor ve daha kötüsü bu insanların kafalarına haçlar kazınıyordu. Gençler buna daha fazla dayanamadı ve başkaldırdılar. Bu gençler yozlaşmış düzene başkaldırdılar. Bu insanların yaşama hakkı açıkça ellerinden başkalarınca alındı. Bu bir tepki hareketiydi.Terörist bir saldırı değildi.Ve aradan iki yıl geçmesine rağmen bu konuda bir ilerleme sağlanılamadı.Onlar ne yazık ki hala terörist olarak anılıyor.”
13 Ekim 2005'ten bir buçuk ay kadar önce 400 kişi Vladimir Putin,Dimitri Kozak ve yetkili makamlara başvurarak kendilerine yapılan baskılara dayanamadıklarını göç(hicret) etmek istediklerini belirten bir mektup yazıyorlar ve mektubu 400 kişi imzalıyor.Buna karşılık Putin suçlanan KabardeyBalkar yönetimine olayı araştırması için talimat veriyor! Yani suçluyu suçluya havale ediyor! KabardeyBalkar yönetimide herşey yolunda insan hakkı ihlali yok diyerek olayı örtbas ediyor.
Ve 13 Ekim 2005'in ardından,olaylarda ölen ve terörist ilan edilen Kabardey-Balkar gençlerin cenazeleri ailelerine verilmedi! Cenazeler insanlık dışı bir uygulamayla yakıldı! Bunun adı nedir? Devlet Terörü...
Bir örnekte Karaçay Çerkes'ten...
Karaçay Çerkes Cumhuriyeti'nin başkenti Çerkesk'teki Krasni Kurgan köyündeki ilk öğretim okulunun 7/A sınıfında okuyan öğrencilerde halsizlik,uyuklama,durduk yere bayılma ve burun kanaması gibi rahatsızlıklar başlıyor.Öğrenciler kontrolden geçiriliyor,sağlık bakanı Umar Hapçayev kontrollerin ardından çocukların sağlıklı olduğunu açıklıyor. Buraya kadar herşey normal!
Rahatsızlanan öğrencilerden Marat'ın annesi Fatima Bayçorova oğlunun Stavropol kliniğinde muayene edildiğini kan tahlilinde 110-120 olması gereken hemoglobinin 167 çıktığını hatırlatarak yapılan açıklamaya güvenmediğini söyledi.(AjansKafkas)
Regnum Ajans'ın edindiği bir bilgiye göre, öğrencilerin eğitim gördüğü eski Gubkin Petrol ve Gaz Enstitüsü binasında 1985’de zehirli madde sızıntısı olduğuna dair bir belge var.(RE/AK)
Fatima Tlisova bir gazeteci,şuan ABD'de yaşıyor.Rusya'da iki defa zehirlendi. ABD'ye giderken Türkiye'ye uğrayan Tlisova E.Karayel ve H.B.Bolat ile bir röportaj gerçekleştirdi.Tlisova Krasni Kurgan köyüne çağrılmış ve gerçekleri ortaya çıkarması istenmiş bir gazeteci.
İkinci kez zehirlendiğinde hastenede telefonu çalıyor ve Krasni Kurgan'a gelmesi siteniyor,olayın ne olduğunu soran Tlisova'ya söylemem cevabı geliyor ve Tlisova ''Peki iyileşince gelirim diyor''.
Hastaneden çıkar çıkmaz Krasni Kurgan'ın yolunu tutuyor.Ailelerle görüşüyor.Köy doktoru çocuklarda ciddi bir durum var bu bir facia diyor! Çerkesk'ten doktorlar geliyor kan tahlili yapılıyor ve çocukların hepsinin kan kanseri olduğu görülüyor!
Tlisova şuan okul olan binayı terk eden enstitünün Moskova'daki direktörüne yazı yazarak bina hakkında bilgi istiyor,aldığı cevap korkunç;
“Orası insan sağlığını tehdit eder nitelikte olduğu için 14 yıl önce kapattık” .
Tlisova bunu haber yapıyor ve ortalık karışıyor. Röportajın sonunda Fatima Tlisova'nın söylediği söz Devlet Terörünü tanımlar nitelikte;
''Bakın ne Karaçaylar umurunda onların, ne de Çerkesler… Onların istediği tek şey bizim topraklarımız. Bunun ne olduğunun adını da siz koyun.''