Başörtüsü yasağı adı verilen zalimane uygulama doludizgin devam ederken, başörtülülerin maruz kaldıkları ayrımcılık ve mağduriyet örneklerine her gün yenileri ekleniyor. Zaman Gazetesinde bugün (1 Şubat) yayınlanan bir haber, Marmara Üniversitesi Rektörlüğünün adeta yasakçılıkta sınır tanımadığını ortaya koyuyor.
Ankara'da ikamet eden Cemil Çınar adlı vatandaş, bir yakınının düğünü için eşi ve kızıyla İstanbul'a geliyor. Cemil Çınar'ın Marmara Üniversitesi mezunu olan oğlu ailesinin hafta sonu kalması için Üniversitenin Göztepe Kampusundaki misafirhanesinde rezervasyon yaptırıp, parasını da ödüyor. Ne var ki, Cemil Çınar'ı üniversite misafirhanesinin resepsiyonunda kötü bir sürpriz bekliyor. Eşi ve kızı başörtülü oldukları için Cemil Çınar'a misafirhanede kalamayacakları söyleniyor. Rezervasyonlarının bulunmasına ve parayı da peşin ödemiş olmalarına rağmen soğuk bir kış günü kendilerini kapı dışarı eden tutumun yazılı gerekçesini soran Cemil Çınar'a, rezervasyon görevlisi herhangi bir yazılı belge sunmamakla beraber, bu konuda Rektör'ün sözlü talimatı olduğunu söylüyor.
Başörtüsü yasağının nerelerde uygulanıp nerelerde uygulanamayacağı, hangi hallerde yasağın yasal dayanakları bulunup, hangi hallerde bulunmadığı tartışmasına girmeksizin yasağın tümüyle hukuksuz, vicdansız, ahlaksız bir tutum olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. Rablerinin emrini yerine getirdikleri için insanlara bu şekilde davranan, onları aşağılamaya, dışlamaya, mağdur ve mahkûm etmeye çalışan zihniyet tek kelimeyle iğrenç bir zihniyettir. Bu zihniyet sahipleri inanıyoruz ki bir gün mutlaka bu akılsız ve ahlaksız tutumlarının hesabını vereceklerdir.
Bununla birlikte başörtüsü yasağının zaten hukuki temelden yoksun olması yanında, ayrıca sözü geçen uygulamanın hiçbir yasal dayanağının bulunmadığının da hatırlatılmasında yarar var. Kapı dışarı edilen kişiler anfi ya da dersliklerde derse katılan öğrenciler değil, üniversitenin misafirhanesinde paralarıyla konaklama hizmeti almak isteyen insanlardır. Aslında "kamusal alan" saçmalığının ne tür saçmalıklara vardırıldığının da somut bir göstergesini sunan bu uygulama herkesi bir kez daha düşündürtmeli ve yasakçı tutumun sefaletiyle yüzleşmeye yol açmalıdır.
Bu noktada söz konusu uygulamanın açık bir ayrımcılık olduğu ortadadır. Bazı kişiler sahip oldukları idari yetkiyi, inanç, düşünce ve kimliklerinden ötürü halkın bir kesimini ayrımcılığa tutma şeklinde istismar etmiş, kötüye kullanmışlardır. Ayrımcılık, kötü muamele, hakaret ve hak gaspı şeklinde bir dizi fiilin icrasını içeren bu eylemin faili kamu görevlileri ve başta da Marmara Üniversitesi Rektörü hakkında savcılığın harekete geçmesini talep ediyoruz. Hiçbir yasal dayanağı olmaksızın insanları bu şekilde mağdur eden, aşağılayan eylemlerin sahipleri mutlaka hesap vermelidirler!

Özgür-Der
<object width="425" height="344"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/YtFz8o0opCo&hl=en_US&fs=1&"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowscriptaccess" value="always"></param><embed src="http://www.youtube.com/v/YtFz8o0opCo&hl=en_US&fs=1&" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed></object>

Yok canım benim titremedi mesela. Sizler bu forumlarda Ergenekon tertibinden evi aranan hasta bir kadına demediğinizi bırakmadınızda bizlerin mi içi acıyacak. Türban düzenlemesine hep destek tam destek. Orası kamusal alan ve oradan yer ayırtanlarda bilmiyorlar mı bunu. İşlerine gelmiyorsa gitsinler başka yere.

O evi aranan hasta kadından kastın Türkan Saylan mı?

bu vatan bizim biryere gitmeyede niyetimiz yok.benim osmanlım bu topraklarda 600 yıl hüküm sürdü.burayı bana vatan yapanlar onlardır.sen git.hem senin gideceğin yerde çoktur.çünkü senin gibiler için maneviyat önemli değil nasıl olsa.sizler 70 yıl öncede avrupanın kültürünüde alalım diyordunuz.kapı açık sana kucağını açmış bekliyor avrupalılar.bu vatan bizim benim ecdadım burayı bana vatan yaptı.sen git avrupada tevfik fikretin oğlu gibi zangoç mu olursun papazmı olursun artık.bu topraklar mukaddes topraklardır senin gibi satılmışların işi yok

http://img59.imageshack.us/img59/268/turkansaylan.jpg

Sana boşuma ağzımı yorup konuşmayacağım al oku.Tabiki sende haklsın başörtüsü yasağı ve özgürlük düşmanlığı denilince akla direk bu kadın geliyor.Nur içinde yatsın demeye bile çekinen bir insandır kendisi.Bende onun üslübundan cevap vereceğim ışık içinde yatsın

bana türkan saylana aygı duymam için bir sebep söyle diyeceksin ki öğrenci okuttu.ee fethullah gülende okutuyor ama ona saygı duymuyorsun bende türkan a duymuyorum

Vakit denilen ucuz tuvalet kağıdınıun yaptığı habere inanacak değilim bu bir. İkincisi Rahmetli Saylan Hoca tamamen yatalak olduğunu hiçbir zaman söylemedik. Ama vakit denen islamci iftiracılar öyle bir çarpıtıyorlar ki. Türkan Hoca evi arandığı gün yeni kemoterapiden çıkmıştı. VE KEMOTERAPİDEN ÇIKAN BİR HASTA NASIL OLUR AMA O TÜM MEDENİYETİ İLE SAYGI İLE OLANLARI KARŞILAMIŞTIR.

Neden zoruna gidiyor?Gazetede tarih ve toplantı adı yazmakta aratır çıkar diye dşünüyorum.Özgürlük ve din düşmanı bir insan hakkında tartışmayı parmaklarıma hakaret bilirim çünkü boş birşey için tuşlara dokunuyorlar

Kusura bakmayın türban ozgurluk degıl bagımlılıktır. O toplantıyı bılıyorum ve sayın kanadoglu son derece nazık bır sekılde Sayın saylanın elınden tutmus koluna gırmesını saglamıs ve yurumuslerdır. Nesı zoruma gıdecek AKP nın ıslamıyet kısvesı altında hasta bir kadının evıne polıs gondermeye utanmıyorsa ve bu kadar ahlaktan yoksunsda benım ne zoruma gidecek

Ahmak biz kimseye başörtüsü tak diye baskı yapmıyoruz ama sizler başörtüsünü çıkarın diye baskı yapıyorsunuz özgürlük düşmanları

Başörtüsü özgürlük değil bağımlılık bunu yine söylüyorum. O tür dini kisveler kadını ikinci sınıf yapmakta özgürlüğünü kısıtlar.

Ben başörtülü değilim.Ama bu yasak kadar özgürlüğe kasti bir yasak tanımıyorum.

Özgürlük nedir?

Bedeni açmak mıdır özgürlük?

Bence Özgürlük insanların diline dinine ırkına rengine bakılmaksızın her haklardan eşit olarak yararlanmasıdır.

Senin veya başkasının başörtüsü hakkındaki görüşü onun özgürlüğünü kısıtlayamaz.

Özgürlük budur işte.

Başörtüsü özgürlük değil bağımlılık bunu yine söylüyorum. O tür dini kisveler kadını ikinci sınıf yapmakta özgürlüğünü kısıtlar.

sanamı kaldı başörtülü kadın hakkında yorum yapmak.bırakta kendilerini nasıl hissediyolarsa öyle giysinler.kadın kendi karar verir ne yapacağına

Mini etekli kadına demediğinizi bırakmayın biri başörtülüye denildiğinde kıyamet kopartıyorsunuz.Bedeni açmak ile ne kast ettiğinize bağlı. Saç açmakla namus gitmez.

Mini etekli bir kadına laf söylediğimi nereden biliyorsun? Ben kendim diyorum başörtülü değilim. Özgürlük sen bana laf söyledin ben de sana söyleyeceğim değildir.

Hem bu iş laf söylemekle olmaz;

Mini etekli bir bayan kamuya özgürce girebiliyor mu? Evet. Benim veya onun lafının ne önemi var?

Ama başörtülü bir bayan girebiliyor mu? Hayır. Senin veya başkasının lafının bu ülkede ne kadar önemi var?

Özgürlük diyorsun Köpüklü Kahve Özgürlük!

yahu sen ne saçma ne gerizekalı bir adamsın ya.kim başörtüsüzün namusu kirlenir diyor.körmüsün yukarda ayyıldız ne demiş başörtülü değilim.sanki akpartililer başörtüsüzleri namussuz ilan ediyor.tam tersi o sizsiniz.hem başörtülülük kadının hakkını sınırlayacak dersin hem bize laf atarsın.kimsenin mini etekliyede birşey dediği yok senin gibi pis ağızlı adam lardan olmadık olmayızda

hadi diyelimki mini etekliye mahalle baskısı var.ona mahalle baskısı varda başörtülüye devlet baskısı var bu nasıl bir saçmalıktır

Devletin baskısı demiyelimde daha cok Askeriye baskısı ve Yargı baskısı diyelim bence

nasıl devlet demiycem.yasalarda başörtüsü yasak değilmi.tabiki devlet baskısı var.

Ama değiştirilmek istendi yasa devlet tarafından hatta mhp nin işbirliği ile ama olmadı evet değiştirilemedi

sen devletle hükümeti karıştırıyorsun hükümet devleti yöneten kurumdur.başörtüsü türkiyeye cumhuriyet döneminden beri devlet politikası olarak dayatılmıştır.hükümet değiştirmeye çalışmış fakat devletin diğer kurumu olan anayasa mahkemesi reddetmiştir

Anayasa mahkemesi ile askeriye karşı çıktılar