Orijinalini görmek için tıklayınız : Sarayımızı nasıl buldun?
zülcenaheyn
11-11-2014, 22:08
Muaviye: Ey Eba Zer, sarayımızı nasıl buldun?
Ebu Zer: Eğer kendi paranla yaptıysan israftır, halkın parasıyla yaptıysan haram!
BeldeiTAYYIBe
11-12-2014, 02:28
Bu hadisenin kaynagi nerdedir, kim nakletmistir.?
zülcenaheyn
11-12-2014, 04:45
buradan aldım: https://twitter.com/ducane/status/532180567094464513
Cihannur
11-12-2014, 18:19
buradan aldım: https://twitter.com/ducane/status/532180567094464513
Elmalarla armutların toplanması doğru olmaz. Türkiye sıradan bir ülke değildir. Türkiye dünyadaki 200 civarındaki ülkenin belki en büyüğü veya en güçlüsü değildir ve kısa ve orta vadede de dünyanın en büyük ya da en güçlü ülkesi olması beklenmemektedir. Fakat Türkiye dünyanın; en önemli, en özel ve en güzel ülkesidir. Hakkın, hakikatin temsilciliğini yapan ülkelerin arasında temsiliyette en önde olan ülke Türkiye'dir. Dünyanın; en önemli, en özel ve en güzel ülkesi olan Türkiye'ye dünyanın en görkemli saraylarından biri olan Ak Saray yakışır. Nasıl ki başta Topkapı Sarayı olmak üzere saraylarımız ülkemizin ve milletimizin gururu ise, Ak Saray da ülkemizin ve milletimizin gururudur. Ak Saray'ın yapımını sağlayanlardan, yapımında emeği geçenlerden Allah razı olsun.
BeldeiTAYYIBe
11-12-2014, 19:31
Bu hadise kaynağını sormuştum yoksa kimden paylaştığınızı değil.
Sahabe efendilerimizin sözleri birer emir hükmünde olup başımız üstünedir.
Fakat iki mesele var...
1. Malum olan bir kesimin son günlerde bu hadise üzerinden, sn. C.başkanımıza pervasızsa saldırması.
Evet, Ebu Zer Gıffari (R.A.) aklınıza şimdimi geldi?
Onlar kendileri saray yavrusu evlerde ikamet ederken,
5 yıldızlı lüks otellerde tatil yaparken,
O otellerin muhteşem salonlarında ihtişamlı sofralarında papazlara hahamlara iftar verirken Ebu Zer R.A. aklınızın neresindeydi?
Zaman gazetesine 1 milyon traj yakışır diyerek bir aileden beş abone yaparken israf etme duygunuz uykudamıydı?
Hocanın pensilvanyadaki malikanesi için acaba bu denli duygu depreşmesi yaşadınızmı hiç?
Samimiyet efendiler lütfen samimiyet.
2. Saray yaptırmak hakikaten israf yada harammıdır bilemem. Cevabını ehli versin.
lakin bildiğim,
Süleyman aleyhisselam bile halkına dünya tarihinin en muhteşem sarayından hükmetmiştir.
Cihannur
11-12-2014, 20:24
İslam'da ölçüler bellidir. Eğer ihtiyaç varsa değil 1.000 odalı, 100.000 odalı da, 1.000.000 odalı da saray yapılır. Türkiye, Allah'ın izni ve inayetiyle 10-15 yıl içinde Büyük Türkiye olacaktır. Büyük Türkiye için de 1.000 odalı Ak Saray gerekir. Belki ileride o 1.000 oda da yeterli olmayabilir ve Ak Saray'ın büyütülmesi gündeme gelebilir. İstemezükçülerin propagandalarına kanmamalıdır. İstemezükçüler Fatih Sultan Mehmed Han zamanında yaşamış olsalardı Topkapı Sarayı'nın yapımına da karşı çıkarlardı. O Topkapı Sarayı ki, Türkiye'nin en önemli ve en büyük hazinelerindendir ve Topkapı Sarayı'na ve onun hazinelerinin maddi ve manevi değerine paha biçilemez. Ak Saray, 21. yüzyılın Topkapı Sarayı'dır. Topkapı Sarayı nasıl ki Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin gururuysa Ak Saray da ülkemizin ve milletimizin gururudur.
zülcenaheyn
11-13-2014, 02:45
Bu hadise kaynağını sormuştum yoksa kimden paylaştığınızı değil.
Sahabe efendilerimizin sözleri birer emir hükmünde olup başımız üstünedir.
Fakat iki mesele var...
1. Malum olan bir kesimin son günlerde bu hadise üzerinden, sn. C.başkanımıza pervasızsa saldırması.
Evet, Ebu Zer Gıffari (R.A.) aklınıza şimdimi geldi?
Onlar kendileri saray yavrusu evlerde ikamet ederken,
5 yıldızlı lüks otellerde tatil yaparken,
O otellerin muhteşem salonlarında ihtişamlı sofralarında papazlara hahamlara iftar verirken Ebu Zer R.A. aklınızın neresindeydi?
Zaman gazetesine 1 milyon traj yakışır diyerek bir aileden beş abone yaparken israf etme duygunuz uykudamıydı?
Hocanın pensilvanyadaki malikanesi için acaba bu denli duygu depreşmesi yaşadınızmı hiç?
Samimiyet efendiler lütfen samimiyet.
2. Saray yaptırmak hakikaten israf yada harammıdır bilemem. Cevabını ehli versin.
lakin bildiğim,
Süleyman aleyhisselam bile halkına dünya tarihinin en muhteşem sarayından hükmetmiştir.
Bu sözü Dücane hocadan gördüm. Çok merak ediyorsanız gidip ona sorun kaynağını, ayrıca kaynağı benim için önemli değil, sokaktaki bir çulsuz da söylese bu söz bana gayet doğru geldi. Ayrıca Fethullah umrumda bile değil, ayakları kokan birkaç gerizekalıyı peşine takmış gidiyor; şunlar bunlar şunları yaparken nerdeydiniz demişsin, bu kimseyi ilgilendirmez çünkü sana rapor vermek için yazmadım bu beğendiğim sözü haberin olsun...
Cihannur
11-13-2014, 07:38
Muaviye: Ey Eba Zer, sarayımızı nasıl buldun?
Ebu Zer: Eğer kendi paranla yaptıysan israftır, halkın parasıyla yaptıysan haram!
Olayın devamını anlatmamışsın. Eğer bu anlatılan olay doğruysa, Hz. Muaviye, Ebu Zer'in sözleri üzerine yapmış olduğu sarayını yıkmış mı? Biz Müslümanlar, biz Ehl-i Sünnet Müslümanlar, hakkın ve hakikatin temsilcileri olarak peygamberler arasında ayrım yapmayıp bütün peygamberlere hürmet gösterip onların hepsini sevdiğimiz gibi, Allah Resulü'nün güzide arkadaşları olan tertemiz sahabeler arasında da ayrım yapmaz ve onların hepsine hürmet gösterir ve hepsini severiz.
zülcenaheyn
11-13-2014, 16:52
Hürmet başka, tercih (öncelik) başka...
Adamın biri Bayezid-i Bestami'yi (k.s.) görmüş, bir de başka bir Müslüman'ı görmüş ve Demiş ki "ben Müslüman olmak istiyorum ama senin Allah'ına inanıyorum, bunlarınkine değil"
Anlayan anladı...
BeldeiTAYYIBe
11-14-2014, 02:16
Bu sözü Dücane hocadan gördüm. Çok merak ediyorsanız gidip ona sorun kaynağını, ayrıca kaynağı benim için önemli değil, sokaktaki bir çulsuz da söylese bu söz bana gayet doğru geldi. Ayrıca Fethullah umrumda bile değil, ayakları kokan birkaç gerizekalıyı peşine takmış gidiyor; şunlar bunlar şunları yaparken nerdeydiniz demişsin, bu kimseyi ilgilendirmez çünkü sana rapor vermek için yazmadım bu beğendiğim sözü haberin olsun...
Arkadasim, su sözlerin yalnizca ilk iki satiri sana hitaben yazilmisti.
Dini meselelerde, özellikle sahabe efendilerimizden yapilan nakillerde kaynak sormak usulden ve adettendir. Ayrica bu tür paylasimlarda kaynak vermekte , anlatilan hadisenin sahihligi acisindan elzemdir. kaynaktan maksat hangi tweetten aldiginiz degildir. Hangi islami litarütürde bu olay mevcuttur...yoksa kelin melhemi olsa kendi basina sürer babindan verdigin linktede herhangi bir kaynaga raslamadim. Neyse...
Bu hadise kaynağını sormuştum yoksa kimden paylaştığınızı değil.
Sahabe efendilerimizin sözleri birer emir hükmünde olup başımız üstünedir.
Fakat iki mesele var...
1. Malum olan bir kesimin son günlerde bu hadise üzerinden, sn. C.başkanımıza pervasızsa saldırması.
Evet, Ebu Zer Gıffari (R.A.) aklınıza şimdimi geldi?
Onlar kendileri saray yavrusu evlerde ikamet ederken,
5 yıldızlı lüks otellerde tatil yaparken,
O otellerin muhteşem salonlarında ihtişamlı sofralarında papazlara hahamlara iftar verirken Ebu Zer R.A. aklınızın neresindeydi?
Zaman gazetesine 1 milyon traj yakışır diyerek bir aileden beş abone yaparken israf etme duygunuz uykudamıydı?
Hocanın pensilvanyadaki malikanesi için acaba bu denli duygu depreşmesi yaşadınızmı hiç?
Samimiyet efendiler lütfen samimiyet.
2. Saray yaptırmak hakikaten israf yada harammıdır bilemem. Cevabını ehli versin.
lakin bildiğim,
Süleyman aleyhisselam bile halkına dünya tarihinin en muhteşem sarayından hükmetmiştir.
Yazinin ilk iki satiri haricindeki diger bölümüde senin disinda, malum olan bir kesimin sn. c.baskanimizi hedef alan propagandasina sitayis amacli yazilmisti ki bakiyorumda o sözleri üzerine almissin...ne diyelim, yarasi olan gocunur.
Hadisedeki sahabe efendilerimizin sözleri basimiz gözümüz üstüne. Onlarin sözü üzerine söz olamaz.
EbuZer R.A. bu hadiseden anlasilacagi üzere müslümanda olmasi gereken bir haslete isaret buyuruyor.
Mademki öyle,
Hazreti Süleyman bir peygamber oldugu halde dünya tarihinin en muhtesem sarayindan hükmetmistir. Islam tarihinde her zaman övüncle bahsettigimiz endülüs devleti bastan sona mimarisiyle, sanatiyla avrupanin en muhtesem saraylarina ve camiilerine sahip olmustur. Aziz istanbulumuz, adeta bu sehrin varligini simgeleyen saraylarimiz, topkapi, dolmabahce...yada camilerimiz. yedi tepeyi süsleyen o muhtesem Selatin camiileri. Bir süleymaniye, fatih, selimiye, bayezid, sultanahmet camiileri yerine gayet sade birer camiiler yapilamazmiydi?
Halbuki iddia ediyorum hepimiz bu kültür ve tarihi miraslarimizla gurur duymuyormuyuz? Hangi birimizin aklina bunlari sorgulamak geliyor?
Kaldiki sosyal faydalarinin yaninda maddi faydalarini nicin konusmuyoruz?
Bir topkapi yada dolmabahce adeta birer darphane gibi her sene milyonlarca lira gelir getiriyor....
Yurt disindan bir misafir istanbulda acaba nereleri görmeye gidiyor dersiniz?
Bugünün ak sarayi nicin yarinin topkapisi olmasin?
Rapor istemiyorum. Bu durumun izahini yapsan yeterlidir.
zülcenaheyn
11-14-2014, 23:08
Bana hitap ederek başlıyor mesajınız ve yazının devamının arasında bir uyarı yok. Cevaplarımdan rahatsız olan için yapabileceğim bir şey yok. Her yapılan he deyip geçecek halim de yok, ben fikrimi söylerim, aklım var çok şükür.
BeldeiTAYYIBe
11-15-2014, 16:56
Arif olana tarif gerekmez sanmistim...Sanal alemdeki paylasimlarin dezavantaji bu olsa gerek. Insanlarin yüz yüze yaptigi iletisim gibi olmuyor. Yanlis anlasilmamak icin özellikle dikkat etmenin önemli oldugunu bir kez daha anladim. yorumlari hakkinda rahatsizlik duymanin bana yabanci oldugu bir katilimcisiniz...lakin her söylenilene HE demesen bile hakikatlerede göz yummamani tavsiye ederim.
manifesto
11-16-2014, 00:43
Adam ülkeyi yenetemiyordu bu yüzden Saray yaptırdı kendine
Şimdi Sarayımız var artık. Ülke bi itibar kazandı bi itibar kazandı ki sormayın.
Sırf Sarayımız yoktu diye itibarımız da yoktu.
Papa'yı da davet etti. Yeni Sarayı kutsayacaklar beraber
Öyle ya bin odalı bir Saray olmasa ülke nasıl yönetilir.
AKP lilerin bu iğrençliği bile savunmaya çalışması zaten kafa yapılarını işaret etmesi adına önemli
Özgür Suriye
11-16-2014, 01:07
Vay vatan haini feto'nun kadrolu haşhaşisi manifesto gelmiş :)
MEÇHUL ADAM
11-16-2014, 17:11
Yapılan israf ve şatafatı savunmak abestir.Asıl savunulacak tek şey Allah'ı razı etmektir.
Sarayda yaşamak isteyen kimse mezarları bol bol ziyaret etsin.Böylelikle kibir ve mürailiği kırılmış olur.
MEÇHUL ADAM
11-16-2014, 17:16
Behlül Dânâ bir gün, devrin halîfesi Hârûn Reşîd ile karşılaştı.
Halîfe;
"Seni gördüğüme çok sevindim. Çünkü uzun zamandır seninle konuşmayı arzu ediyordum." dedi.
Hazret-i Behlül güldü ve;
"Benim böyle bir arzum yoktu." cevâbını verdi. Buna rağmen Hârûn Reşîd kendisinden nasîhat istedi. "Ne nasîhatı istiyorsun? Şu sarayına bak, bir de kabirlere bak! Bunlardan ibret almayan, nasîhat almayan nelerden alır! Hâlin ne olacak, ey müminlerin emîri! Yarın Cenâb-ı Hakk'ın huzûruna çıkacaksın. Büyük küçük yaptığın her şeyden suâl olunacaksın. Bunlara nasıl cevap vereceksin iyi düşün! Bu hesap zamânında aç ve susuz olacaksın, çıplak bulunacaksın. Orada bulunanlar sana bakıp gülecekler. Perişan hâlin orada meydana çıkacak, başka nasîhatı ne yapacaksın?" dedi. Adâleti ile meşhûr olan Hârûn Reşîd onun nasîhatlarından çok istifâde ettiğini bildirdi.
Cihannur
11-16-2014, 17:26
Ak Saray, tıpkı Topkapı Sarayı gibi Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin gururudur. Bunu bugünlerde anlamayan pek çok kişi yarınlarda anlayacaktır inşaallah. Tarihin en şanlı devletlerinden Osmanlı Devleti ve Selçuklu Devleti gibi devletlere sahip olmuş olan Türk'e, Ak Saray gibi çok görkemli, muhteşem bir saray yakışır. Ak Sarayımızla gurur duyuyorum, Ak Saray'ın yapımını akledenlere ve yapımında emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
MEÇHUL ADAM
11-16-2014, 17:30
https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xfp1/v/t1.0-9/s480x480/10421270_1742702852620770_1418115218971398709_n.jp g?oh=24b62687c231715fb6c458b4cecbb12b&oe=54E9D67A&__gda__=1423366571_0ccde202416eeb537994b2118513039 8
https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xap1/v/t1.0-9/10365735_373864769449464_1666653300120772457_n.jpg ?oh=f59ba4474dfada5b4cc225bef7c1c04e&oe=54D182BA&__gda__=1423031142_d702aa0c816196b0d18572095354049 5
MEÇHUL ADAM
11-16-2014, 17:38
Ak Saray, tıpkı Topkapı Sarayı gibi Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin gururudur. Bunu bugünlerde anlamayan pek çok kişi yarınlarda anlayacaktır inşaallah. Tarihin en şanlı devletlerinden Osmanlı Devleti ve Selçuklu Devleti gibi devletlere sahip olmuş olan Türk'e, Ak Saray gibi çok görkemli, muhteşem bir saray yakışır. Ak Sarayımızla gurur duyuyorum, Ak Saray'ın yapımını akledenlere ve yapımında emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
https://scontent-b-cdg.xx.fbcdn.net/hphotos-xpf1/v/t1.0-9/10340178_1742707132620342_5398943125183044575_n.jp g?oh=3b084bac04789767a672c5919c02f03f&oe=54D975FC
Cihannur
11-16-2014, 17:39
https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xfp1/v/t1.0-9/s480x480/10421270_1742702852620770_1418115218971398709_n.jp g?oh=24b62687c231715fb6c458b4cecbb12b&oe=54E9D67A&__gda__=1423366571_0ccde202416eeb537994b2118513039 8
Yukarıdaki söz iftiradır. Önce İstanbul'un sonra da Türkiye'nin mâkus talihini yenmiş olan, İstanbul'un Efsane Belediye Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Kurucu Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokrasi tarihinde aralıksız olarak ve toplamda en uzun süreli başbakanlık görevinde bulunmuş olan ve halkımız tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanımız olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 12. Cumhurbaşkanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Sembol Lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığı kamuya açıkça ilan edilmiştir. Erdoğan'ın ve ailesinin serveti, yukarıdaki sözdeki iftirada olduğu gibi çalışıp kazanılmakla elde edilemeyecek büyüklükte bir servet değildir. Reis'e bu iftirayı atanları Allah'a havale ediyor, Erdoğan'ın mal varlığını öğrenmek isteyenleri de Google'a havale ediyorum.
MEÇHUL ADAM
11-16-2014, 17:40
Kişi kimi seviyorsa onun kusurunu ve hatasını görmez.Bunlar taassuplaşmış kimselerdir.Yani, sorgulama melekelerini yitirmiş ve hakikatleri göremeyen ve yaşayan ölülerdir.Bu gibi kimselerin aklı derin bir uykuya dalmıştır.
Cihannur
11-16-2014, 17:51
Kişi kimi seviyorsa onun kusurunu ve hatasını görmez.Bunlar taassuplaşmış kimselerdir.Yani, sorgulama melekelerini yitirmiş ve hakikatleri göremeyen ve yaşayan ölülerdir.Bu gibi kimselerin aklı derin bir uykuya dalmıştır.
Bunu bana söylüyorsan yanlış yapıyorsun. Erdoğan'ın yanlışlarını da görüp söylüyebiliyorum. Mesela, Reis'in Mısır'da yapmış olduğu siz de laikliği uygulayın, devleti laikleştirin minvalindeki açıklamalarını doğru bulmuyorum. Mesela, Erdoğan, başkanlık sistemini savunuyor; oysa ben, başkanlık sisteminin Türkiye'ye zararının faydasından çok olacağı kanaatindeyim ve başkanlık sistemine karşıyım. Mesela, dershanelerin kapatılması uygulamasını doğru bulmadığımı AK Parti Forum'daki çeşitli mesajlarımda dile getirdim. Bu misalleri çoğaltmak mümkündür.
Cihannur
11-16-2014, 18:50
Ülkesini (Türkiye) ve milletini (Türk Milleti) seven herkesin, vatansever olan herkesin, Recep Tayyip Erdoğan'a saygı duyması zorunludur. Çünkü İstanbul'u; çöp dağlarından, susuzluktan, hava kirliliğinden kurtaran ve İstanbul'un mâkus talihini yenmiş olan belediye başkanı, Erdoğan'dır. Çünkü Türkiye'yi siyasi ve ekonomik istikrarsızlıktan kurtaran, Türkiye'nin IMF'ye borcunu bitirerek IMF defterini kapatan ve yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle Türkiye'nin de mâkus talihini yenmiş olan başbakan, Erdoğan'dır. 27 Nisan 1909 tarihinde Sultan 2. Abdülhamid Han'ın iktidardan indirilmesiyle yere düşürülmüş olan Büyük Türkiye bayrağını, 93 yıl sonra 3 Kasım 2002 Genel Seçimini kurmuş olduğu AK Parti'ye kazandırarak yerden kaldırmış olan genel başkan ve başbakan, Erdoğan'dır. Halkımızın Reis'i, halkımızın seçtiği ilk Cumhurbaşkanımız olan Reis-i Cumhurumuz, Türkiye'nin lideri olan Erdoğan'dır.
Sultan Alparslan, Büyük Selçuklu Devleti'nin sembol lideri, Fatih Sultan Mehmed, (Büyük) Osmanlı Devleti'nin sembol lideri, Recep Tayyip Erdoğan da (Büyük) Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideridir.
zülcenaheyn
11-16-2014, 19:42
Erdoğan önemli hizmetlerde bulunmasına rağmen bu ülkede kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, Erdoğan'ı bile...
Aksi halde herkes Atatürk'ü sevmek zorundadır diyen zırtapozlardan bir fark kalmaz...
Sonra Dersim üzerinden Atatürk'ü eleştireyim derken birileri de Uludere olayını sorar ve mal gibi cevap verilemez...
Yani aynaya bakmak iyidir ara sıra...
Cihannur
11-16-2014, 20:26
Erdoğan önemli hizmetlerde bulunmasına rağmen bu ülkede kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, Erdoğan'ı bile...
Aksi halde herkes Atatürk'ü sevmek zorundadır diyen zırtapozlardan bir fark kalmaz...
Sonra Dersim üzerinden Atatürk'ü eleştireyim derken birileri de Uludere olayını sorar ve mal gibi cevap verilemez...
Yani aynaya bakmak iyidir ara sıra...
Mesajımı dikkatlice okumamışsınız. Sevmekten değil saygı duymaktan bahsediyorum. Erdoğan'ı kimse sevmek zorunda değil; ama İstanbul'un ve Türkiye'nin mâkus talihini yenmiş olan Erdoğan'a, bu güzel ülkeye ve bu aziz millete bağlı olan, vatansever olan herkes saygı duymak zorundadır.
Uludere Olayı'yla Dersim Katliamı'nı birbiriyle kıyaslamak elmalarla armutları toplamak gibidir hatta bundan daha abestir. Dersim Katliamı'nda isyanı bastırıyoruz kılıfı altında çok açık ve net olarak Kürt Alevisi katliamları yapılmıştır, masum insanlar billinçli bir biçimde katliama uğratılmışlardır. Dersim Katliamı insanlık dışı büyük bir zulümdür. Uludere Olayı ise kazaen vuku bulmuş olan bir dost ateşidir. Roboski'de 35 vatandaşımız, terörist sanılarak yanlışlıkla öldürülmüşlerdir.
Uludere Olayı tıpkı Kocatepe Olayı gibi kazaen olmuş bir bombalamadır. Kıbrıs Harekâtı sırasında 22 Temmuz 1974 tarihinde savaş uçaklarımızla yanlışlıkla Kocatepe gemimizi bombalayarak batırmış ve 67 askerî personelimizin şehid olmasına sebep olmuştuk. 1974 yılından 2014 yılına kadar 40 yılda bugüne kadar kimseden Kocatepe gemimizin kendi savaş uçaklarımız tarafından batırılmasının Kocatepe Katliamı olarak nitelendirildiğini duymadım. Savaşlarda; vurulmak istenilmeyenlerin, dostların, masumların yanlışlıkla vurulmaları ihtimaliyat dahilinde olan acı olaylardır. Kürtçüler ve bir kısım solcular, Uludere Olayı'nı katliam gibi gösterme uyanıklığı içine girmişlerdir; ama yemezler. Dost ateşi denilen atışlara savaşlarda, çatışmalarda çok kere rastlanır.
Nasıl ki kendi gemimiz olan Kocatepe'yi yanlışlıkla batırıp 67 askerimizi yanlışlıkla şehid etmişsek, Roboski'de 35 vatandaşımızı da terörist sanarak yanlışlıkla vurup öldürmüşüzdür. Nasıl ki Kocatepe Olayı katliam değil Kocatepe Katliamı değil, dost ateşiyse, Uludere Olayı da katliam değil Uludere Katliamı değil, dost ateşidir.
zülcenaheyn
11-16-2014, 20:42
Erdoğan o olaydan sonra genelkurmay başkanına aferin dedi yahu, dün gibi hatırlıyorum...
..
Sevmek ya da saygı duymak.... Ne olursa olsun... Hiçbir T.C. vatandaşı hiçbir zorunluluk altında değildir..
Cihannur
11-16-2014, 21:10
Erdoğan o olaydan sonra genelkurmay başkanına aferin dedi yahu, dün gibi hatırlıyorum...
..
Sevmek ya da saygı duymak.... Ne olursa olsun... Hiçbir T.C. vatandaşı hiçbir zorunluluk altında değildir..
Söylediğiniz gibiyse işte o da Uludere Olayı'nın katliam değil kaza olduğunun bir kanıtı olarak görülebilir. Çünkü Erdoğan, o bombalamada öldürülenlerin teröristler olduklarını sanmış ki Genelkurmay Başkanımızı tebrik etmiş. Yoksa, "35 köylü vatandaşımızı öldürmüşsünüz, sizi tebrik ederiz" diyecek hâli yok ya Erdoğan'ın.
O kadar çok zorunlulukları var ki T.C. vatandaşlarının... Erkek olanlarının askerlik çağı geldiğinde askere gitmek zorunlulukları, vergiyi doğuran bir işlemde bulunanlarının vergi vermek zorunlulukları, araba kullanmak isteyenlerin ehliyet almak zorunlulukları... O kadar çok zorunluluklarımız var ki T.C. vatandaşları olarak bizlerin, say say bitmez âdeta.
Daha dün sayılacak bir dönemde T.C. vatandaşı olan küçük çocuklar okullarda, Andımız denilen faşist bildiriyi okumak zorundaydılar, böyle bir zorunlulukları vardı. İşin daha da acısı, o faşist bildiri "Türküm" diye başlıyor ve "Ne mutlu Türküm diyene" sözleriyle bitiyordu ve bu sözleri Türk olmayan T.C. vatandaşları da söylemek zorundaydılar. Benim için sorun yok, ben söylerim; çünkü ben Türküm, Türklüğümle, kültürümle gurur duyuyorum. Ama ya Türk olmayanlar ne yapsınlar? On yıllar boyunca zorla söylettiler; Kürt çocuklarına, Arap çocuklarına, Laz çocuklarlarına, diğer etnik kimliklerden gelen çocuklara Andımız'ı ve "Türküm", "Ne mutlu Türküm diyene" sözlerini.
Hiçbir şey yapmasaydı da Andımız denilen o faşist bildiriyi kaldırması, T.C. vatandaşı küçük çocukları o faşist bildiriyi okumak zorunluluğundan kurtarması bile yeter Erdoğan'a saygı duymak için.
zülcenaheyn
11-16-2014, 21:22
Valla ben Erdoğan'ın özür dilediğini hatırlamıyorum... Hem askere aferin diyor hem devlet olarak özür dilemiyor... Uludere olayı ortada iken Dersim'i hatırlatmak çok siyaset ve samimiyetsizlik kokuyor...
Atatürk devri otoriterliğine vururken AKP'nin otoriterleşmesi de samimiyetsizlik kokuyor...
AKP kemalistleşiyor, devletleşiyor kısaca...
T.C. vatandaşlarının vergi, askerlik, vs. gibi vatandaşlık görevleri dışında hiçbir zorunlulukları yoktur demokrasi altında....
AKP birçok görevini yerine getirdi kemalizmi tasfiye ederek, evet, ama şu anda askeri cunta ve kemalizm tehlikesi bitti ve yeni bir tehlike var, o da kemalistleşen AKP tehlikesi....
Ve bugün Atatürkçü diktatörlük yıkılıp tasfiye olurken bu operasyonun başka bir diktatörlük için mi gerçekleşiyor olduğu gibi bir düşünceye de düşebilen çok insan var bu ülkede...
Pullarda Anıtkabir yerine Saray'ı tercih ederim ama kötünün iyisi diye, ama tek başına Saray "sonradan görmüşlük" abidesi olarak duruyor karşımızda
Cihannur
11-16-2014, 22:35
Pullarda Anıtkabir yerine Saray'ı tercih ederim ama kötünün iyisi diye, ama tek başına Saray "sonradan görmüşlük" abidesi olarak duruyor karşımızda
Gelişmiş ülkelerde de olmak üzere başka pek çok ülkede de devlet başkanlığı sarayları vardır. Büyük Türkiye'nin devlet başkanlığının küçük bir köşkte (Çankaya Köşkü) temsil edilmesi iyi olmazdı. Büyük Türkiye'ye büyük ve görkemli bir saray (Ak Saray) yakışırdı. Türkiye kendine yakışanı yaptı ve Büyük Türkiye olma yolunda hızla ilerleyen kendine Ak Saray gibi büyük ve görkemli bir saray inşa etti. Dönüp tarihimize baktığımızda dünyadaki mevcut ülkelerin tarihleri arasında en şanlı olanının, en muhteşem olanın Türkiyemizin tarihi olduğunu görüyoruz. Dünya'nın; en önemli, en özel ve en güzel ülkesi bizim ülkemiz Türkiye'dir. İşte bu Türkiye'ye, böyle bir Türkiye'ye Ak Saray yakışır.
zülcenaheyn
11-16-2014, 22:55
Allah aşkına yahu işçiler sürekli çalışma şartlarından dolayı ölürken, gazilerin SGK'larının ödeme yapmaması sonucu protez bacakları geri alınırken, bu kadar fakir insan varken ve mütevazi siyasetçi örnekleri de ortada dururken bu kadar büyük israflarla sonradan görmüş gibi, parayı bulup da sonradan azmış gibi devasa bir saray yaptırmak.... Diyecek söz yok, pes doğrusu...
Özgür Suriye
11-16-2014, 23:01
Dersim de olduğu iddia edilen katliamlarla uludere deki kaçakçıların terörist sanılarak Yanlışlıkla vurulmasının ne alakası var?
Birisi Kasıtlı eylem diğeri Yanlışlık sonucu kaçakçıların bombalanması.
zülcenaheyn
11-16-2014, 23:55
Ölüm yöntemlerinden bahsetmiyorum "özür" meselesinden bahsediyorum.... Daha beter ya, madem Uludere hata idi o zaman özür dilemesi daha kolay olur.... Ama hem özür yok hem de başkasının döneminde olmuş bir Dersim olayını sürekli eleştirme var... Anlaşılıyor mu?
Cihannur
11-17-2014, 00:19
Atatürk devri otoriterliğine vururken AKP'nin otoriterleşmesi de samimiyetsizlik kokuyor...
AKP kemalistleşiyor, devletleşiyor kısaca...
AKP birçok görevini yerine getirdi kemalizmi tasfiye ederek, evet, ama şu anda askeri cunta ve kemalizm tehlikesi bitti ve yeni bir tehlike var, o da kemalistleşen AKP tehlikesi....
Ve bugün Atatürkçü diktatörlük yıkılıp tasfiye olurken bu operasyonun başka bir diktatörlük için mi gerçekleşiyor olduğu gibi bir düşünceye de düşebilen çok insan var bu ülkede...
AK Parti'nin Kemalistleşmesi gibi bir durum mevzubahis değil. Bu yönde propaganda yapanların propagandalarına kanmayınız. Türkiye, AK Parti iktidarında tarihinin en demokratik ve en özgürlükçü günlerini yaşamaktadır. Bunun yanı sıra Büyük Türkiye olma yolunda da hızla ilerliyoruz Allah'a şükürler olsun. Allah'ın izni ve inayetiyle 10 yıla kadar Büyük Türkiye hedefimize ulaşacağız ve ondan sonra da yolumuza Büyük Türkiye olarak devam edeceğiz inşaallah.
zülcenaheyn
11-17-2014, 00:39
İnşallah muvaffak olsun ülke için ama manzara-i umumiye pek parlak değil....
Cihannur
11-17-2014, 00:53
İnşallah muvaffak olsun ülke için ama manzara-i umumiye pek parlak değil....
Durumumuz eskiye göre çok parlak, yarınlarda ise bugüne göre daha da parlak olacak inşaallah. AK Parti iktidarıyla birlikte; demokrasimizi geliştirdik, özgürlüğümüzü genişlettik, askerî vesayeti ortadan kaldırdık, gelirimize göre borcumuzu azalttık, IMF'ye borcumuzu sıfırladık, ülkemize ve milletimize olağanüstü ve muhteşem hizmetler yaptık ve pek çok eserler kazandırdık. Azimle, kararlılıkla ve umutla yolumuza devam ediyoruz.
Durmak Yok Yola Devam.http://s25.postimg.org/5uo56lriz/Ko_an_Smiley_1.gif (http://postimage.org/)
MEÇHUL ADAM
11-17-2014, 11:13
http://1.bp.blogspot.com/-deU69XyltqM/VF-3PyRG-5I/AAAAAAAARfs/huT331rWU8U/s1600/1526746_533157496821473_86913572394173443_n.jpg
MEÇHUL ADAM
11-17-2014, 11:14
http://2.bp.blogspot.com/-1MCBzG6TjRk/VGj6GX59I4I/AAAAAAAARjs/SqzIEDa0Hao/s1600/431394_497432340284524_1562241252_n.jpg
MEÇHUL ADAM
11-17-2014, 11:15
http://1.bp.blogspot.com/-Iq9AoOy6Qr8/VGj5-LNgjGI/AAAAAAAARjc/A1PbkbZOtEE/s1600/11JUOO%C3%9C8.jpg
MEÇHUL ADAM
11-17-2014, 11:15
http://1.bp.blogspot.com/-eKLw-BckVbg/VGj6Mb9a7RI/AAAAAAAARj4/p5Ad6j6nY3s/s1600/hFRTG.jpg
MEÇHUL ADAM
11-17-2014, 11:24
DÜNYA LİDERİ OLMAK KOLAY DEĞİLDİR. BİZ LAFLA DÜNYA LİDERİ OLANLARA PEK İHTİMAM GÖSTERMİYORUZ.HAK VE ADALET NE İSE ONA BAKARIZ.
BİRİLERİN, ÜZERİNDE ÖVDÜKLERİ ŞAHSİYET YOKSA O KİŞİYE BİLMEDEN ZULÜM EDİLMİŞ OLUR.ZİRA KENDİSİ DEVAMLI ÖVÜNEN KİŞİDE MÜTEVAZİLİK ARANMAZ.ÖVÜLEN KİŞİ KENDİSİNİ DEV AYNASINDA GÖRÜRSE ONUN SONU FELAKETTİR.
HZ. ÖMER EFENDİMİZ DÜNYAYI TİTRETİYORDU İŞTE O, ŞU HADİS-İ ŞERİFE GÖRE AMEL EDİYORDU..KİMSE LAF EBELİĞİ YAPMASIN.
“Allah’ın kitabında olanlarla hükmet. Eğer onda bulamazsan Allah Rasulü’nün sünnetiyle hükmet. Allah’ın kitabı ve Rasulü’nün sünnetinde de bulamazsan salihlerin verdiği hükümlerle hüküm ver. Salihlerin verdiği hükümler arasında da yoksa istersen devam et hükmünü ver, istersen geri dur. Geri durup hüküm vermemenin senin için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim. Ve’s-selâm.” (Nesâî, Kudât, 11/3)
ÂYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFINA BAKILMAZ, ŞAHSIN GÖRÜNÜR RÜTBE-İ ESERİNDE...
rizzelli
11-17-2014, 18:52
Arkadasim, su sözlerin yalnizca ilk iki satiri sana hitaben yazilmisti.
Dini meselelerde, özellikle sahabe efendilerimizden yapilan nakillerde kaynak sormak usulden ve adettendir. Ayrica bu tür paylasimlarda kaynak vermekte , anlatilan hadisenin sahihligi acisindan elzemdir. kaynaktan maksat hangi tweetten aldiginiz degildir. Hangi islami litarütürde bu olay mevcuttur...yoksa kelin melhemi olsa kendi basina sürer babindan verdigin linktede herhangi bir kaynaga raslamadim. Neyse...
Yazinin ilk iki satiri haricindeki diger bölümüde senin disinda, malum olan bir kesimin sn. c.baskanimizi hedef alan propagandasina sitayis amacli yazilmisti ki bakiyorumda o sözleri üzerine almissin...ne diyelim, yarasi olan gocunur.
Hadisedeki sahabe efendilerimizin sözleri basimiz gözümüz üstüne. Onlarin sözü üzerine söz olamaz.
EbuZer R.A. bu hadiseden anlasilacagi üzere müslümanda olmasi gereken bir haslete isaret buyuruyor.
Mademki öyle,
Hazreti Süleyman bir peygamber oldugu halde dünya tarihinin en muhtesem sarayindan hükmetmistir. Islam tarihinde her zaman övüncle bahsettigimiz endülüs devleti bastan sona mimarisiyle, sanatiyla avrupanin en muhtesem saraylarina ve camiilerine sahip olmustur. Aziz istanbulumuz, adeta bu sehrin varligini simgeleyen saraylarimiz, topkapi, dolmabahce...yada camilerimiz. yedi tepeyi süsleyen o muhtesem Selatin camiileri. Bir süleymaniye, fatih, selimiye, bayezid, sultanahmet camiileri yerine gayet sade birer camiiler yapilamazmiydi?
Halbuki iddia ediyorum hepimiz bu kültür ve tarihi miraslarimizla gurur duymuyormuyuz? Hangi birimizin aklina bunlari sorgulamak geliyor?
Kaldiki sosyal faydalarinin yaninda maddi faydalarini nicin konusmuyoruz?
Bir topkapi yada dolmabahce adeta birer darphane gibi her sene milyonlarca lira gelir getiriyor....
Yurt disindan bir misafir istanbulda acaba nereleri görmeye gidiyor dersiniz?
Bugünün ak sarayi nicin yarinin topkapisi olmasin?
Rapor istemiyorum. Bu durumun izahini yapsan yeterlidir.
Bu nasil bir tevil ya.
.
BeldeiTAYYIBe
11-22-2014, 13:53
Adam ülkeyi yenetemiyordu bu yüzden Saray yaptırdı kendine
Şimdi Sarayımız var artık. Ülke bi itibar kazandı bi itibar kazandı ki sormayın.
Sırf Sarayımız yoktu diye itibarımız da yoktu.
Papa'yı da davet etti. Yeni Sarayı kutsayacaklar beraber
Öyle ya bin odalı bir Saray olmasa ülke nasıl yönetilir.
AKP lilerin bu iğrençliği bile savunmaya çalışması zaten kafa yapılarını işaret etmesi adına önemli
Bos geldin manifesto....
Bu nasil bir tevil ya.
.
Istege göre yorum yapilmiyor.
Can Mutlu
11-22-2014, 22:39
Ülkemize hayırlı olsun.Gerçekten çok güzel Sarayımız büyüyen Türkiye'yede çok yakışmış
zülcenaheyn
11-23-2014, 01:49
Ülkemize hayırlı olsun.Gerçekten çok güzel Sarayımız büyüyen Türkiye'yede çok yakışmış
Boyutsal-maddi büyüklüklere değil de manevi büyüklüklere önem verseydik Türkiye çok daha iyi yerlerde olabilirdi bugün....
Ülkeyi bazı alanlarda geliştiremeyen birisi çalışma masasını daha büyük bir salona aldırınca bir şey değişmeyecektir...
Ha değişen şey şu olacaktır: görgüsüzlüğün, sonradan görmüşlüğün, basitliğin yüzlere daha çok vurulması....
Cihannur
11-23-2014, 02:25
Ha değişen şey şu olacaktır: görgüsüzlüğün, sonradan görmüşlüğün, basitliğin yüzlere daha çok vurulması....
Eğer; görgüsüzlük, sonradan görmüşlük, basitlik olsaydı, Ak Saray mesela 3-4 katlı değil de 30-40 katlı olarak inşa edilebilirdi. Ak Saray'a bakıldığı zaman öyle çok görkemli bir yapı görmüyoruz, tıpkı Topkapı Sarayı gibi... Topkapı Sarayı gibi Ak Saray da manevi değeriyle öne çıkan bir saray olacaktır inşaallah.
Mesela şöyle bir kıyas yapalım: Bir Ak Saray'a bakın bir de Anayasa Mahkemesi'nin binasına. Bu iki yapıya bakıldığı zaman, Anayasa Mahkemesi binasının Ak Saray'a göre daha görkemli olduğunu görürüz. Ak Saray eleştirileri; kültür yoksunluğu, tarih bilgisizliği ve kendinden habersizliktir. Tarihinde büyük olan ve bugün de yeniden büyük olma yolunda hızla ilerleyen Büyük Türkiye'ye Ak Saray gibi saraylar yakışır. Dilerim ki Ak Saray'a eklenecek yeni yapılarla Ak Saray'ın görkemi daha da arttırılır ve Ak Saray, dünyanın en görkemli saraylarından bir hâline getirilir.
zülcenaheyn
11-23-2014, 04:15
Yakışacağı kesin.....
BeldeiTAYYIBe
12-18-2014, 20:18
Ecdadimizin bize biraktigi eserlerle nasil gurur duyuyorsak eminim torunlarimizda bu eserlerle gurur duyacaktir....
Bu Cumhuriyet kuruldugundan günümüze kadar gelen hicbir siyasi iktidar, halihazirdaki Devlet büyüklerimiz kadar milletinin manevi ihtiyaclarina bu denli cevap verememis, bu Kadar hizmet edememistir....kaldiki henüz yolun basindayiz.
MEÇHUL ADAM
12-18-2014, 23:18
Ecdadimizin bize biraktigi eserlerle nasil gurur duyuyorsak eminim torunlarimizda bu eserlerle gurur duyacaktir....
Bu Cumhuriyet kuruldugundan günümüze kadar gelen hicbir siyasi iktidar, halihazirdaki Devlet büyüklerimiz kadar milletinin manevi ihtiyaclarina bu denli cevap verememis, bu Kadar hizmet edememistir....kaldiki henüz yolun basindayiz.
Ak Saray'la gurur duymak dünyanın debdebeliğine ortak olmak demektir.Sizler henüz israf çeşitlerini bilmeyen zavallılardansınız.Saraylar yaptırmakla övünülmez.Oraya fakirlerin ve garibanların girmesi bile zor oluyor.Halbuki Hz.Ömer efendimizin (R.A) hilafeti zamanında hiçbir zaman avam tabakası ve garipler hor görülmemiştir.Hz.Ömer efendimiz (R.A), hayatı boyunca sadeliği seçmiştir.Nitekim aşağıda ki hadiseler Tayyip ve sizin gibilere ibret-i alemdir.
Hz.Osman efendimiz (R.A); halifeliği zamanında Suriye’de Şam valisi olan Muaviye, (R.A) İslami yaşama yakışmayan zevk ve sefa içinde yaşamakta, halktan topladığı paralarla gereksiz lüks yaşam sürmekte ve saraylar yaptırmakta idi. Zaten Muaviye’nin bu tutumu Müslümanlar tarafından da hoş karşılanmamaktaydı. Ama halkın üzerinde büyük bir baskı ve zulüm olduğundan halktan kimse bu haksız ve İslama tamamen aykırı uygulamalara karşı çıkamıyordu.Hz. Ebuzer (R.A) bunlara şahit olmak için bizzat Suriye’ye Muaviye’nin yanına gider ve gerçekleri görür. Ebu Zerr ile Muaviye arasında şu diyalog geçer:
“Ey Muaviye, eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan israftır, eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir!”
Muaviye tecrübeli ve çok iyi siyasetçiydi. Tahammül ediyor, bir yol bulmak için düşünüp duruyordu. Bir gün Ebuzer’i evine davet eder. Haddinden fazla saygı ve iltifatta bulunmasına rağmen Ebuzer öfkeli ve sinirli çehresini azıcık olsun değiştirmeyince işi tehdide vardırır:
“Ey Ebuzer! (R.A) Eğer Osman’ın (R.A) izni olmadan bir peygamber sahabesini öldürecek olsaydım, bu sen olurdun. Ancak seni öldürmek için Osman’dan izin almalıyım, bu iş benimle senin aramızı açıyor, sen yoksul ve alt tabakadaki insanları bize karşı ayaklandırıyorsun.” demiştir.
Ebu Zerr de “Allah Resulü’nün (S.A.V.) sünnetine uygun davranırsan, seninle bir sorunum olmaz.” diye cevap verir. Aşağıda anlatacağımız olay Hz. Ebu Zerr’in bir mümine yakışan sade yaşantısını ve ilk üç halife zamanında yapılan usulsüz ve Peygamber efendimizin tavsiyelerine, sünnetine uymayan harcamaları eleştirmesi ile ilgili olup, Ebu Zerr’in bu onurlu direnişi onu Rebeze’ye sürgüne gönderilmesine sebep olmuştur.
Hz.Osman (R.A) devrinde fetih hareketleri oldukça genişlemiş ve bu yüzden fethedilen bölgelerin gelenekleri de İslam'a etki etmeye başlamıştı. Bunun neticesi olarak, emirler sadelikten ayrılarak dünyevî bir yaşantının içerisine girmişlerdi. Saraylar, köşkler, konaklar inşa edilmeye, hizmetçiler tutularak işler onlara gördürülmeye başlanmıştı. Resulullah'ın (S.A.V..) devrinin sadeliği unutulmuştu. Bu sadeliği unutmayanlardan birisi de Ebu Zerr idi. O, sade yaşayışını sürdürmekte ısrar ediyordu. Onda mal ve servet biriktirme hırsı yoktu. Debdebeli bir hayat tarzını seçenlere gereken ikazları yapıyor; bu durumun onlara kötülükten başka bir şey vermeyeceğini, bir gün bunların hesabının sorulacağını söylüyordu. Ve sık sık delil olarak: "Altın ve gümüş depo edip Allah yolunda harcamayanlara elim azabı müjdele..." mealindeki ayeti okuyordu. Muaviye ve emirlerinin yaşantılarını sürekli eleştiriyordu. Bu yüzden Şam'da fesat çıkardığı iddiasıyla Ebu Zerr, Osman’a şikâyet edilir. Bunun üzerine 3. Halife Osman, Muaviye’ye bir mektup yazar. Bundan Sonrasını Abdülbaki GÖLPINARLI’nın Sosyal Açıdan İslam Tarihi adlı eserinden aktaralım:
“Mektup gelir gelmez Ebu Zerr’i sert bir deveye bindirip sert bir adamla Medine’ye göndermesini, devenin gece gündüz sürülmesini, her şeyi unutup kendi derdine düşmesi için yolda Ebu Zerr’i uyutmamalarını, hiçbir yerde konaklatılmamasını emreder. Ebu Zerr, hamutsuz bir deveye bindirilip Medine’ye yollandı. Yolda baldırları çürümüştü. Medine’ye varınca Hz. Osman’ın yanına götürüldü. Hz. Osman ona pek sert bir muamelede bulundu, yalancılıkla töhmetledi. Onu savunmak isteyen Hz.Ali’ye (Keremallahu Vechu) de kötü sözler söyledi. Sonunda Medine’den çıkıp Rebeze’ye gitmesini söyledi ve onu hiç kimsenin uğurlamamasını emretti. Mervan’ı yanına katıp gönderdi. Ebu Zerr ihtiyardı; saçı, başı ağarmıştı. Kendisini Hz. Ali, Abbas oğlu Abdullah, (R.A) İmam Hasan (R.A) ve Hüseyin (R.A)’le Ammar bin Yaser (R.A) uğurladılar. Hz. Ali: “Ey Ebu Zerr” dedi. “Sen Allah için kızdın; onun için öfkelendin, ecrini(sevabını) ondan um!.. Bu toplum, dünyaları için senden korktu; sense dinin için korktun. ….Pek yakında bilir anlarsın kim kâr etmiş, kim daha fazla hasede düşmüş…”
Evet, sevgili kardeşim.., Peygamber Efendimizin kendisi için “Ebu Zerr kadar doğru söz söyleyen yoktur.” dediği çok büyük bir sahabesi olan Ebu Zerr, 3. Halife Osman (R.A) tarafından Rebeze’ye sürgüne gönderilmiş ve orada sefalet içinde hayatının geri kalan kısmını ölünceye kadar sürgünde geçirmiştir. Ebu Zerr de Ehlibeyt taraftarlığı ve haksızlıklara karşı mücadelesi yüzünden eziyete uğratılmış ve sefil bırakılmıştır. (Asım KÖKSAL, İslam Tarihi Mekke devri.)
Evet, sahabeler arasında bile dünyalık ve depdebelikler için kavgalar, çekişmeler olmuştur.Bir kimse dünyalığı çok severse dini meseleleri geri plana iter.Böyle yapmakla felaketini ve helakını hazırlamış olur...
lacivert koltuk demisti birisi
Cihannur
12-18-2014, 23:50
lacivert koltuk demisti birisi
Şerefsizlik yapma Bay MC! O imzanı alır başına çalarım! Bana küfürle saldıracağına fikirlerle karşıma gelsene! Azıcık insan ol; azıcık!
Sonsuza kadar zavallısınız ve zihniyetiniz sonsuza kadar kaybetti Allah'a şükürler olsun. İslam ile küfrün savaşında sonsuza kadar kazananlar İslam ve Müslümanlar olmuşlardır; küfr ve kâfirler ise sonsuza kadar kaybetmişlerdir hamdolsun.
BeldeiTAYYIBe
12-19-2014, 11:33
Ak Saray'la gurur duymak dünyanın debdebeliğine ortak olmak demektir.Sizler henüz israf çeşitlerini bilmeyen zavallılardansınız.Saraylar yaptırmakla övünülmez.Oraya fakirlerin ve garibanların girmesi bile zor oluyor.Halbuki Hz.Ömer efendimizin (R.A) hilafeti zamanında hiçbir zaman avam tabakası ve garipler hor görülmemiştir.Hz.Ömer efendimiz (R.A), hayatı boyunca sadeliği seçmiştir.Nitekim aşağıda ki hadiseler Tayyip ve sizin gibilere ibret-i alemdir.
Hz.Osman efendimiz (R.A); halifeliği zamanında Suriye’de Şam valisi olan Muaviye, (R.A) İslami yaşama yakışmayan zevk ve sefa içinde yaşamakta, halktan topladığı paralarla gereksiz lüks yaşam sürmekte ve saraylar yaptırmakta idi. Zaten Muaviye’nin bu tutumu Müslümanlar tarafından da hoş karşılanmamaktaydı. Ama halkın üzerinde büyük bir baskı ve zulüm olduğundan halktan kimse bu haksız ve İslama tamamen aykırı uygulamalara karşı çıkamıyordu.Hz. Ebuzer (R.A) bunlara şahit olmak için bizzat Suriye’ye Muaviye’nin yanına gider ve gerçekleri görür. Ebu Zerr ile Muaviye arasında şu diyalog geçer:
“Ey Muaviye, eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan israftır, eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir!”
Muaviye tecrübeli ve çok iyi siyasetçiydi. Tahammül ediyor, bir yol bulmak için düşünüp duruyordu. Bir gün Ebuzer’i evine davet eder. Haddinden fazla saygı ve iltifatta bulunmasına rağmen Ebuzer öfkeli ve sinirli çehresini azıcık olsun değiştirmeyince işi tehdide vardırır:
“Ey Ebuzer! (R.A) Eğer Osman’ın (R.A) izni olmadan bir peygamber sahabesini öldürecek olsaydım, bu sen olurdun. Ancak seni öldürmek için Osman’dan izin almalıyım, bu iş benimle senin aramızı açıyor, sen yoksul ve alt tabakadaki insanları bize karşı ayaklandırıyorsun.” demiştir.
Ebu Zerr de “Allah Resulü’nün (S.A.V.) sünnetine uygun davranırsan, seninle bir sorunum olmaz.” diye cevap verir. Aşağıda anlatacağımız olay Hz. Ebu Zerr’in bir mümine yakışan sade yaşantısını ve ilk üç halife zamanında yapılan usulsüz ve Peygamber efendimizin tavsiyelerine, sünnetine uymayan harcamaları eleştirmesi ile ilgili olup, Ebu Zerr’in bu onurlu direnişi onu Rebeze’ye sürgüne gönderilmesine sebep olmuştur.
Hz.Osman (R.A) devrinde fetih hareketleri oldukça genişlemiş ve bu yüzden fethedilen bölgelerin gelenekleri de İslam'a etki etmeye başlamıştı. Bunun neticesi olarak, emirler sadelikten ayrılarak dünyevî bir yaşantının içerisine girmişlerdi. Saraylar, köşkler, konaklar inşa edilmeye, hizmetçiler tutularak işler onlara gördürülmeye başlanmıştı. Resulullah'ın (S.A.V..) devrinin sadeliği unutulmuştu. Bu sadeliği unutmayanlardan birisi de Ebu Zerr idi. O, sade yaşayışını sürdürmekte ısrar ediyordu. Onda mal ve servet biriktirme hırsı yoktu. Debdebeli bir hayat tarzını seçenlere gereken ikazları yapıyor; bu durumun onlara kötülükten başka bir şey vermeyeceğini, bir gün bunların hesabının sorulacağını söylüyordu. Ve sık sık delil olarak: "Altın ve gümüş depo edip Allah yolunda harcamayanlara elim azabı müjdele..." mealindeki ayeti okuyordu. Muaviye ve emirlerinin yaşantılarını sürekli eleştiriyordu. Bu yüzden Şam'da fesat çıkardığı iddiasıyla Ebu Zerr, Osman’a şikâyet edilir. Bunun üzerine 3. Halife Osman, Muaviye’ye bir mektup yazar. Bundan Sonrasını Abdülbaki GÖLPINARLI’nın Sosyal Açıdan İslam Tarihi adlı eserinden aktaralım:
“Mektup gelir gelmez Ebu Zerr’i sert bir deveye bindirip sert bir adamla Medine’ye göndermesini, devenin gece gündüz sürülmesini, her şeyi unutup kendi derdine düşmesi için yolda Ebu Zerr’i uyutmamalarını, hiçbir yerde konaklatılmamasını emreder. Ebu Zerr, hamutsuz bir deveye bindirilip Medine’ye yollandı. Yolda baldırları çürümüştü. Medine’ye varınca Hz. Osman’ın yanına götürüldü. Hz. Osman ona pek sert bir muamelede bulundu, yalancılıkla töhmetledi. Onu savunmak isteyen Hz.Ali’ye (Keremallahu Vechu) de kötü sözler söyledi. Sonunda Medine’den çıkıp Rebeze’ye gitmesini söyledi ve onu hiç kimsenin uğurlamamasını emretti. Mervan’ı yanına katıp gönderdi. Ebu Zerr ihtiyardı; saçı, başı ağarmıştı. Kendisini Hz. Ali, Abbas oğlu Abdullah, (R.A) İmam Hasan (R.A) ve Hüseyin (R.A)’le Ammar bin Yaser (R.A) uğurladılar. Hz. Ali: “Ey Ebu Zerr” dedi. “Sen Allah için kızdın; onun için öfkelendin, ecrini(sevabını) ondan um!.. Bu toplum, dünyaları için senden korktu; sense dinin için korktun. ….Pek yakında bilir anlarsın kim kâr etmiş, kim daha fazla hasede düşmüş…”
Evet, sevgili kardeşim.., Peygamber Efendimizin kendisi için “Ebu Zerr kadar doğru söz söyleyen yoktur.” dediği çok büyük bir sahabesi olan Ebu Zerr, 3. Halife Osman (R.A) tarafından Rebeze’ye sürgüne gönderilmiş ve orada sefalet içinde hayatının geri kalan kısmını ölünceye kadar sürgünde geçirmiştir. Ebu Zerr de Ehlibeyt taraftarlığı ve haksızlıklara karşı mücadelesi yüzünden eziyete uğratılmış ve sefil bırakılmıştır. (Asım KÖKSAL, İslam Tarihi Mekke devri.)
Evet, sahabeler arasında bile dünyalık ve depdebelikler için kavgalar, çekişmeler olmuştur.Bir kimse dünyalığı çok severse dini meseleleri geri plana iter.Böyle yapmakla felaketini ve helakını hazırlamış olur...
Öfken aklının önünde gidiyor.
MEÇHUL ADAM
12-21-2014, 00:16
Öfken aklının önünde gidiyor.
Sen öyle zannetmeye devam et!.
Seçim zamanı gelince miting meydanlarında Hz.Ömer efendimizin adaletinden bahsetmeye Tayyip ve AKP'lilerin hakkı yoktur.
ÂYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFINA BAKILMAZ, ŞAHSIN GÖRÜNÜR RÜTBE-İ ESERİNDE...
Bu söz tam sizin AKP'lilere cuk diye oturuyor...
Sanki bu ülkeye Ak Saray yaptırmak çok lazımmış gibi bir hava estiriyorsunuz.Yaptıklaır bu büyük israftan sizde mes'ulsünüz..
Romanya eski devlet başkanı Çavuşesku ve eşi da saray yaptırmıştı.Halkı onlara orada bir gün bile oturmaya müsaade etmeden ikisini de öldürdüler.Sebep, halkın parasını çarçur ettikleri içindir.
MEÇHUL ADAM
12-21-2014, 00:25
Merhum Erbakan Hoca, Refah-Yol iktidarında böyle bir saray yaptırsaydı aynı tepkiyi gösterirdik.Sizde böyle anlayış yok.Tayyip ne yapsa veya ne yaptırsa onu hep mübah olarak karşılıyorsunuz.O kadar basitleşmeyin, el insaf yahu!.
BlueMoon
12-21-2014, 13:49
arkadaşlar şu saray olayına bu kadar çok tepki göstermemek gerek sonuçta o saray milletin sarayı tekerlekleri yok adam mezarına da götürmeyecek onu sonuçta yeni gelen c.başkanı da o sarayda oturacak devleti temsil eden bir yer orası gücümüzü temsil ediyor
o kadar plazalar avm ler yükseliyor neden sesiniz çıkmıyor 1000 oda varmışmış avm lerde kaç dükkan var ??
MEÇHUL ADAM
12-22-2014, 12:01
arkadaşlar şu saray olayına bu kadar çok tepki göstermemek gerek sonuçta o saray milletin sarayı tekerlekleri yok adam mezarına da götürmeyecek onu sonuçta yeni gelen c.başkanı da o sarayda oturacak devleti temsil eden bir yer orası gücümüzü temsil ediyor
o kadar plazalar avm ler yükseliyor neden sesiniz çıkmıyor 1000 oda varmışmış avm lerde kaç dükkan var ??
ALLAH RIZASI İÇİN ŞU YAPILAN İSRAFLARI BİZE MÜBAH GÖSTERMEYE ÇALIŞMAYIN!.İSRAFIN HER ÇEŞİDİ HARAMDIR.BU, ZAMANA GÖRE DE DEĞİŞMEZ.HARAM, HARAMLIĞINDA DEVAM EDER.HER NE KADAR BUNA İTİRAZ EDEN OLSA BİLE...
İnsanoğlunun gözü açtır.Onun gözünü ancak toprak doyurur.Bir de kendi egosundan dolayı hep baş olmak ister.Halbuki milletin başı olmak demek ateşten gömlek giymek demektir.Bu şuurda olan bir kimse nasıl olur da baş olmak ister ki?
İmam-ı A'zam hz.lerinin,(Rahmetullahi aleyh) Emevi ve Abbasi halifelerinin kadılık tekliflerini kabul etmemesi üzerine, hergün artırılan kırbaçlama işkencenin tesiriyle veya hapiste zehirlenerek şehit olduğuna dair rivayetler olmakla beraber, hapisten çıkarılarak gözaltında bulundurulduğu, ders vermekten ve halkla münasebetten men edildiği veya evinde vefat ettiği de kaydedilmektedir.
İmam-ı A'zam efendimiz(Rahmetullahi aleyh) isteseydi onlara kadı olamazmıydı?.Ama o mütevazi bir hayatı tercih etti.Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun...
Allah resulü ve diğer dört büyük halife büyüklerimiz isteselerdi kendilerine saray yaptırabilirlerdi.Lakin onlar mütevazi bir hayat yaşamayı seçmişlerdir.
Milletin saraya ihtiyacı yok.Sarayın yaptırılmasının da onlara bir faydası yok.Asıl ihtiyaçları meşru olan herşeydir.Saray yaptırmak meşru değildir.Müslüman halk açlık ve sıkıntı çekerken devlet büyüklerinin saray yaptırması onların nazarında her zaman kötü görülmüştür.Buna binaen, saray yaptırmakla kimsenin ne şanı ne şerefi artar.Buna en büyük delil firavunun Allah'a ve Musa aleyhisselam'a karşı böbürlenerek karşı çıkmasıydı.Akibeti ise, avanesi ile birlikte hepsi elinden gitti.Cehennemin dibini de boyladı.
Demek istediğim şudur ki, saray yaptırmak insanı kibirli eder.Şeytan ve nefis daha da ileri giderek sarayda oturanı kibiriyata sürükler.Halkına tepeden bakmasını istertir.İşte bunun ilacı, dünya sevgisini ölüm korkusunu ve makam sevgisini kalplerden tamamen söküp atmaktır.İşte ben bunu demek istiyorum herkese...
Cihannur
12-22-2014, 13:29
Milletin saraya ihtiyacı yok.Sarayın yaptırılmasının da onlara bir faydası yok.Asıl ihtiyaçları meşru olan herşeydir.Saray yaptırmak meşru değildir.Müslüman halk açlık ve sıkıntı çekerken devlet büyüklerinin saray yaptırması onların nazarında her zaman kötü görülmüştür. Buna binaen, saray yaptırmakla kimsenin ne şanı ne şerefi artar.
Sen böyle diyon da adalet saraylarına da mı ihtiyacımız yok, simit saraylarına da mı ihtiyacımız yok?! Bunu şunun için söylüyorum. Saray denildiği için gözünüzde büyütmeyin. Türkiye'de adliye binalarımıza da 'saray' (adalet sarayı) adını veriyoruz, simit satılan bazı yerlere de 'saray' (simit sarayı) adını veriyorlar.
Bak bu Anayasa Mahkemesi...
http://s25.postimg.org/3ndnllf33/anayasa_mahkemesi.jpg (http://postimg.org/image/uxyytihzv/full/)
Bak bu da Ak Saray...
http://s25.postimg.org/3yvdvkyhr/Ak_Saray.jpg (http://postimage.org/)
Sence hangisi daha görkemli görünüyor? Bu iki binaya şöyle bir bakıldığı zaman ya Anayasa Mahkemesi'nin daha görkemli göründüğü ya da ikisinin de birbirine benzer görkemde oldukları görülür.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli iki binası Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'dır (Ak Saray). Devlet kurumlarımızın binaları arasında TBMM'nin ve Ak Saray'ın diğer binalardan daha büyük ve daha görkemli olmaları ve bu binaların yapımları için diğer binalara oranla daha yüksek miktarda harcama yapılması normaldir.
Türkiye'yi AK Parti iktidarından önceki durumuyla kıyaslamayın. Türkiye, tarihinde Selçuklu Devleti'nde Büyük Türkiye olduğu gibi, Osmanlı Devleti'nde Büyük Türkiye olduğu gibi, şimdilerde AK Parti iktidarında bu sefer de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yine Büyük Türkiye olma yolundadır ve 10-15 sene içinde yeniden Büyük Türkiye olacaktır inşaallah. Büyük Türkiye'nin en önemli devlet binalarının Türkiye'nin büyüklüğüne yakışır biçimde görkemli olmaları gerekir.
BeldeiTAYYIBe
12-22-2014, 16:36
Sen öyle zannetmeye devam et!.
Seçim zamanı gelince miting meydanlarında Hz.Ömer efendimizin adaletinden bahsetmeye Tayyip ve AKP'lilerin hakkı yoktur.
ÂYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFINA BAKILMAZ, ŞAHSIN GÖRÜNÜR RÜTBE-İ ESERİNDE...
Bu söz tam sizin AKP'lilere cuk diye oturuyor...
Sanki bu ülkeye Ak Saray yaptırmak çok lazımmış gibi bir hava estiriyorsunuz.Yaptıklaır bu büyük israftan sizde mes'ulsünüz..
Romanya eski devlet başkanı Çavuşesku ve eşi da saray yaptırmıştı.Halkı onlara orada bir gün bile oturmaya müsaade etmeden ikisini de öldürdüler.Sebep, halkın parasını çarçur ettikleri içindir.
Abi Siz Hazreti Süleymanin sarayini duydunuzmu?
Yada ömrünüzde bir kez olsun Topkapi sarayini yaptirdi diye fatih Sultan Mehmedi elstirdinizmi?
Veya ihtisamindan dolayi Sultan Selim'i muhtesem Selimiyeyi yaptirdi diye yerden yere vurdunuzmu?
MEÇHUL ADAM
12-22-2014, 16:58
Sen böyle diyon da adalet saraylarına da mı ihtiyacımız yok, simit saraylarına da mı ihtiyacımız yok?! Bunu şunun için söylüyorum. Saray denildiği için gözünüzde büyütmeyin. Türkiye'de adliye binalarımıza da 'saray' (adalet sarayı) adını veriyoruz, simit satılan bazı yerlere de 'saray' (simit sarayı) adını veriyorlar.
Bak bu Anayasa Mahkemesi...
http://s25.postimg.org/3ndnllf33/anayasa_mahkemesi.jpg (http://postimg.org/image/uxyytihzv/full/)
Bak bu da Ak Saray...
http://s25.postimg.org/3yvdvkyhr/Ak_Saray.jpg (http://postimage.org/)
Sence hangisi daha görkemli görünüyor? Bu iki binaya şöyle bir bakıldığı zaman ya Anayasa Mahkemesi'nin daha görkemli göründüğü ya da ikisinin de birbirine benzer görkemde oldukları görülür.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli iki binası Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'dır (Ak Saray). Devlet kurumlarımızın binaları arasında TBMM'nin ve Ak Saray'ın diğer binalardan daha büyük ve daha görkemli olmaları ve bu binaların yapımları için diğer binalara oranla daha yüksek miktarda harcama yapılması normaldir.
Türkiye'yi AK Parti iktidarından önceki durumuyla kıyaslamayın. Türkiye, tarihinde Selçuklu Devleti'nde Büyük Türkiye olduğu gibi, Osmanlı Devleti'nde Büyük Türkiye olduğu gibi, şimdilerde AK Parti iktidarında bu sefer de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yine Büyük Türkiye olma yolundadır ve 10-15 sene içinde yeniden Büyük Türkiye olacaktır inşaallah. Büyük Türkiye'nin en önemli devlet binalarının Türkiye'nin büyüklüğüne yakışır biçimde görkemli olmaları gerekir.
Allah sizi bu taassupluktan kurtarsın..
Biz demek ki boşuna burada kendimizi yoruyoruz.Bu Ak Saray'ı merhum Erbakan yaptırmış olsaydı onu yerden yere vururdunuz.İşte sizin gibilerin gözünde perde hâla inmiş değil.Kamu hizmetleri için yapılan saraylara birşey dediğimiz yok.Unutmayınız ki bu hükümetin yaptığı israftan sizde sorumlusunuz.
Bir ülkede suç işleme oranı artıyorsa o ülkenin kanunları laçka olmuş demektir.Eğer bir ülkede ahlak yozlaşması had safhaya ulaşmışsa toplum helak olmaya namzet demektir.Sizler önce bu hükümetten bu yozlaşan ahlaksızlık erozyonunun hesabını sorun, bizde size destek verelim.Ne demek istediğimi İnşaallah anlamışsınızdır.
MEÇHUL ADAM
12-22-2014, 17:09
Abi Siz Hazreti Süleymanin sarayini duydunuzmu?
Yada ömrünüzde bir kez olsun Topkapi sarayini yaptirdi diye fatih Sultan Mehmedi elstirdinizmi?
Veya ihtisamindan dolayi Sultan Selim'i muhtesem Selimiyeyi yaptirdi diye yerden yere vurdunuzmu?
Hz.Süleyman'ın, Allah'a zengin olmak ve yeryüzüne hükmetmek için ettiği duayı sen biliyor musun?Hz.Süleyman dünyayı yönetiyordu, anlasanıza bunu kardeşim...Hz.Süleyman aynı zamanda yeryüzünü adaletle yönetiyordu.Biz hükümetimizden adalet arıyoruz adalet!..
Bahsettiğin Osmanlı'nın saraylarını biz de tasdik etmiyoruz.Hele de Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptığı israfı ve şatafatıda tasdik etmiyoruz.Ben de diyorum ki size, insanoğlunun gözü açtır.Onun egosu ağır basarsa önünde kimseyi görmez.Makam ve mevki için uğraşanlar buna dahildir.
Gerçekten sizlere birşeyler anlatabilmek meğer çok zormuş.Allah sizin basiretinizi elinizden almış, bundan haberiniz yok!.
BİR DEVLET BAŞKANI; MERHAMETLİ,ADALETLİ VE ŞECAATLİ OLURSA ÇADIRDA DA HÜKMETSE O, KÜFFARIN GÖZÜNDE HEYBET SAHİBİ OLMAKTAN ÇIKMAZ. EĞER O, KÜFFARA YUMUŞAK DAVRANSA VE ONLARLA HEMHAL OLSA DEV GİBİ SARAY DA YAPTIRSA ALLAH KATINDA SİNEK GİBİ KIYMETİ OLMAZ.SİZ BUNU ANLAYACAK KAPASİTEYE HENÜZ VARAMAMIŞSINIZ GALİBA...
Cihannur
12-22-2014, 17:38
Allah sizi bu taassupluktan kurtarsın..
Biz demek ki boşuna burada kendimizi yoruyoruz.Bu Ak Saray'ı merhum Erbakan yaptırmış olsaydı onu yerden yere vururdunuz.İşte sizin gibilerin gözünde perde hâla inmiş değil.Kamu hizmetleri için yapılan saraylara birşey dediğimiz yok.Unutmayınız ki bu hükümetin yaptığı israftan sizde sorumlusunuz.
Taassup içinde değiliz ve gözümüzde de perde yok şükürler olsun.
Kamu hizmetleri için yapılan saraylara bir şey demediğini söylüyorsun. Acaba sizce Ak Saray, kamu hizmeti için yapılmadı da mamu hizmeti için mi yapıldı! Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Ak Saray'da çalışanlar, orada; ülkemize, milletimize, ümmetimize ve insanlığa hizmetlerde bulunmaktadırlar. Ayrıca Ak Saray israf değildir gerekliliktir. Büyük Türkiye'ye Ak Saray gibi bir devlet başkanlığı sarayı yakışır.
Ak Saray'ı Erdoğan değil de Erbakan yapmış olsaydı da ülkemize ve milletimize yapılmış olan bu önemli hizmeti yine desteklerdim. AK Parti iktidarı öncesindeki 2 Kasım 2002 ve öncesindeki Küçültülmüş Türkiye'yi unutunuz; artık Büyük Türkiye hedefi ve Büyük Türkiye yolunda ilerleyen Türkiye var. Küçültülmüş Türkiye, AK Parti iktidarıyla birlikte tarihe karıştı. Türkiye'nin, tarihinde olduğu gibi yeniden Büyük Türkiye olmasını siz de bizim yaptığımız gibi heyecanla destekleyiniz.
BeldeiTAYYIBe
12-23-2014, 14:11
Hz.Süleyman'ın, Allah'a zengin olmak ve yeryüzüne hükmetmek için ettiği duayı sen biliyor musun?Hz.Süleyman dünyayı yönetiyordu, anlasanıza bunu kardeşim...Hz.Süleyman aynı zamanda yeryüzünü adaletle yönetiyordu.Biz hükümetimizden adalet arıyoruz adalet!..
Bahsettiğin Osmanlı'nın saraylarını biz de tasdik etmiyoruz.Hele de Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptığı israfı ve şatafatıda tasdik etmiyoruz.Ben de diyorum ki size, insanoğlunun gözü açtır.Onun egosu ağır basarsa önünde kimseyi görmez.Makam ve mevki için uğraşanlar buna dahildir.
Gerçekten sizlere birşeyler anlatabilmek meğer çok zormuş.Allah sizin basiretinizi elinizden almış, bundan haberiniz yok!.
BİR DEVLET BAŞKANI; MERHAMETLİ,ADALETLİ VE ŞECAATLİ OLURSA ÇADIRDA DA HÜKMETSE O, KÜFFARIN GÖZÜNDE HEYBET SAHİBİ OLMAKTAN ÇIKMAZ. EĞER O, KÜFFARA YUMUŞAK DAVRANSA VE ONLARLA HEMHAL OLSA DEV GİBİ SARAY DA YAPTIRSA ALLAH KATINDA SİNEK GİBİ KIYMETİ OLMAZ.SİZ BUNU ANLAYACAK KAPASİTEYE HENÜZ VARAMAMIŞSINIZ GALİBA...
Saray tartışmaları gündemde. Sahabelerden örnekler veriliyor ama meseleleri tek yönlü ele almamak lazım. Müçtehitlerin çıkardığı yorumları bilmek gerekir.
Efendim “O saray yapmış, o köşk yapmış, öbürü araba alıp satmış…” bunlar bizi alakadar etmiyor. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Dünya işlerini siz daha iyi bilirsiniz.” buyuruyor. (Müslim, Fedâil:38, no:6277, 7/95)
YAYIK GİBİ ÇALKALARIM
Ebu Zerr örneği veriliyor. Hazreti Muaviye (Radıyallâhu Anh) Efendimiz’e “Bu saray niye böyle oldu?” diye karşı çıkmış. Şimdi burada ben yayık gibi çalkaladıkça çok acayip şeyler çıkarabilirim.
Şimdi Ebu Zerr Efendimiz zamanın halifesine gitmiş. Hazreti Muaviye’ye. Saraya girmiş. Konuşmalarıyla tehditleriyle sarayı sallamış adeta. Buradan ben şunu anlıyorum. Hazreti Muaviye ne kadar acayip bir insanmış. Bugün hangi yöneticinin karşısına çıkılıp böyle bir ikaz yapılabilir. Ebu Zerr büyük adam tamam. Ama Muaviye (Radıyallâhu Anh) da farklı bir zat. Neden?
HZ. ÖMER ÖRNEĞİ
Ebu Zerr (Radıyallâhu Anh)ı karşısına muhatap alıp dinlemiş. Neyse Hazreti Muvaiye Ebu Zerr (Radıyallâhu Anh)ı dinlemiş, ikna etmeye çalışmış, kapıya kadar çıkıp yolcu etmiş. Hiç bir hakaret edilmemiş.
Ebu Zerr örneğine karşılık ben de Hazreti Ömer örneği vereyim. Hazreti Ömer’in sarayı yoktu doğru. Yoktu ama Hazreti Ömer Hazreti Muaviye’yi teftişe gitti. Nitekim İbni Abdilberr ve Zehebî (Rahimehumellâh) gibi büyük zatların nakline göre; Ömer (Radıyallâhu Anh) Şam’a girip Muâviye’yi gördüğünde: “Bu Arab’ın Kisrâsı olmuş.” dedi.
KORKUTMAMIZ GEREKİYOR
Çünkü Muaviye (Radıyallâhu Anh) onu çok şâşaalı bir kafileyle karşılamıştı. Ömer (Radıyallâhu Anh) ona: “Bana gelen haberlere göre ihtiyaç sahipleri senin yanına direk giremiyor, kapında bekli-yorlarmış, buna rağmen sen böyle debdebeli kafileler nasıl düzenleyebiliyorsun, bunu niçin yapıyorsun?!” deyince o: “Biz düşman casuslarının çokça bulunduğu bir memlekette bulunuyoruz, bu yüzden sultanın (devletin) gücünü gösterip onları korkutmamız gerekiyor, bana böyle yapmamamı emredersen vazgeçerim.” diye cevap verdi.
MİLLETİ
Bunun üzerine Ömer (Radıyallâhu Anh): “Sana bir şey emretmiyorum, aynı zamanda seni böyle yapmaktan nehyetmiyorum.” diye cevap verdi. (İbni Abdi’l-Berr, el-İstî‘âb, 1/445; Zehebî, Siyeru e‘lâmi’n-nübelâ, Mu‘âviye ibni Ebî Süfyân maddesi, 3/133)
Yani Muaviye (Radıyallâhu Anh): “Biz Rum diyarındayız, bunlar görünüşe, gösterişe çok itibar ediyor. Adamların sarayları kiliseleri çok şâşaalı. Milleti aldatıyorlar. İnsanlar ihtişamı görünce kapılıp gidiyor, bunlara tâbi oluyor. Biz de kendimize böyle bir yer-yurt yaptık. Devletin yönetiminin heybetli görünmesi, güçlü görünmesi bu Rum diyarında daha münasip.” diyor.
HİKMETLİ SÖZ
Hazreti Ömer Efendimiz de: “Bu işleri değiştir” buyurmuyor. Aksine “Sen çok akıllı bir adamsın. Bu işlerdeki hassasiyetimi biliyorsun. Ama dediğin konuda beni duraklatan hikmetli bir şey söylemiş oldun. Bundan dolayı ben sana bir şey diyemiyorum.
İSLAM’IN MENFAATi İÇİN
Burada valisin, İslam’ın menfaatine gördüğün şeyleri tesis et.” demek istiyor. Burada Hazreti Ömer zahiren veya alenen “Böyle devam et.” demiyor ama burada bir haram, bir günah söz konusu olsaydı Hazreti Ömer’in onu azletmesi lazımdı. O halde meseleleri ele alırken tek yönlü ele almamak, sahabîlerin tümünün görüşlerini bilmek, müctehidlerin onlardan ne yorum çıkarttığını bilmek gerekir.
Ahmet Mahmut Ünlü ( Cübbeli ) hocaefendinin 18 Aralik 2014 tarihli Vahdet gazetesindeki kösesinden alinti. Kaynak Habervaktim.com
Hocam sana cok sey söylenilebilir ama dedigim gibi öfken aklinin önünde yürüdügünden bir fayda verecegini sanmiyorum.
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.