fatih kısaparmak balon baskılı balon Seyyid Nasrullah: İsrail'i Yeneceğiz Ordusunu Dağıtacağız - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Seyyid Nasrullah: İsrail'i Yeneceğiz Ordusunu Dağıtacağız


şeyh şamil
09-06-2008, 18:55
Seyyid Nasrullah: İsrail'i Yeneceğiz Ordusunu Dağıtacağız


[b]Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrullah Ramazan ayının girmesi dolayısıyla İslam Ümmetine yayınladığı tarihi mesajında direnişçi kimliği ve direnişin geleceği üzerine önemli açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında başlangıcından günümüze kadar süregelen direnişin özellikleri üzerinde duran Seyyid Hasan Nasrullah, [color=navy]"direnişçi müslüman"ı "direnişi bilen, uygulayan, iman eden, azim ve irade sahibi olan" şeklinde tanımladı.

Konuşmasına mübarek Ramazan ayının faziletlerine dikkat çekerek başlayan Seyyid Hasan Nasrullah “Öncelikle sizleri, genelde tüm müslümanların ve özelde Lübnanlıların Allah’a dönüş, tövbe, rahmet, marifet ve bağışlanma ayı olan bu mübarek ve büyük Ramazan ayını kutluyorum. Bu ay Allah indinde en faziletli aydır, bu ayın geceleri en faziletli gecelerdir ve günleri de en faziletli günlerdir" diyerek bütün müslümanları bu mübarek ayın bereketlerinden hakkıyla estifade etmeye çağırdı.

"Bu mücahid ve mübarek şehir olan Nebatiye’deki İslami direnişi destekleme komitesindeki kardeşlerimizin davetlerine olumlu karşılık verdiğiniz, bu direnişe, hedeflerine ve mücadelesine olan desteğiniz ötürü sizlere teşekkür ediyorum. Gerçek şudur ki sizler direnişin ayrılmaz bir parçasısınız” diyen Seyyid Nasrullah temel sorunun insanın kendisini ve imkanlarını tanıması olduğunu vurgulayarak “Çoğu insan kendisini, imkanlarını ve sınırlarını bilmemesinden ötürü hata işlemektedir” dedi.

İnsanın Rabbini ve kendisini tanıması, dünya ve ahirette yapması gerekenleri, doğru ve mustakim yolu bilmesi ile meşru ve doğru hedeflere ulaşabileceğini belirten Seyyid Nasrallah, bir insanın şerri ve hayrı bilmesinin, dostunu ve düşmanını tanımasının, hayattaki hareket ve yöntemlerinde temel şartlardan olduğunu söyledi.

"Bilgi"den sonra önemli olan ikinci kısmın "iman" olduğunu vurgulayan Seyyid Hasan Nasrullah “bilmemiz yeterli değil. Bu bilginin iman derecesine yükselmesi gerekmektedir. Çünkü bilgi iman derecesine yükseldiği zaman bu bilgi bizlerde ve diğer insanların üzerinde görünmektedir” dedi.

Nasrullah üçüncü sırada da amelin önemini vurgulayarak "bilgi, iman ve sonra da eylem. Üçüncü temel şart ise bilgi ile amel etmek ve gayret sarfetmektir” dedi.

Azim ve irade sahibi olmayan müslümanların ancak basit ameller gerçekleştireceğini vurgulayan Seyyid Nasrullah “her kim, mal elde etmek istiyorsa yorulması gerekir. Her kim ilim istiyorsa yorulması gerekir. Kim işgal altındaki topraklarını kurtarmak istiyorsa yorulması gerekir. Her kim ülkesini ve ülkesinin egemenliği savunmak istiyorsa yorulması gerekir. Kim adil bir delvet kurmak istiyorsa yorulması gerekir. Her kim ülkesini imar etmek istiyorsa hedeflerini gerçekleştirmesi için yorulması gerekir. Öyleyse gerek şahsi ve gerekse genel meseleler zor ve çetin amellere bağlıdır. Hedefleri gerçekleştirmek için böylesi amellere ihtiyaç duymaktayız” dedi.

Seyyid Hasan Nasrullah “azim ve İradeye sahip olmayanlar eylem aşamasına geçmiyor sadece teoriyle yetiniyor. Teori üreten büyük alimler, Filizoflar ve müfekkirler var. Fakat biz bu kişilerin insanların hayatında etkili olamadıklarını görüyoruz. Çünkü bildikleri, yaptıkları ve hatta iman ettiklerinde azim ve iradeye sahip değiller” diyerek eyleme dönüşmeyen bilginin bir anlam ve önem ifade etmediğinin altını çizdi.

Lübnan, Filistin ve Irak'taki islami direnişin düşmanı gerektiği gibi tanımanın ve düşman karşısında irade ve azim sahibi olmanın bir sonucu olduğunu vurgulayan Seyyid Hasan Nasrullah, “bugün Lübnan’da, Filistin’de ve Irak’taki direniş, yolunu ve hedefini bilen, irade sahibi ve eylem için azimli bir halkın iradesinin ifadesi ve bedenleşmesinden ibarettir. Direniş öncelikle düşmanını doğru teşhis etti. Bazılarının yaptğı gibi düşmanı belirlemede hataya düşmedi. Ben direnişten söz ettiğim zaman sadece direnişin liderlerinden değil direnişin mücahidlerinden, şehidlerden, yaralılardan, esirlerde, ailelerinden ve direnişe destek olanlardan ve kucaklayanlardan söz ediyorum. Öyleyse direniş, topraklarını işgal eden, katliamlar işleyen, evleri ve ekinleri tarumar eden, çocukları, kadıları ve yaşlıları katleden, esir alan düşmanını tanıdı. Bu düşman hala işgal etmeye, saldırmaya, tehdit etmeye ve devletlerin egemenliği çiğnemeye devam etmektedir. Düşman ne zaman bizi zayıflatmak istediyse topraklarımızı işgal etmeye yeltendi” dedi.

Lübnan'daki İslami direnişin tarihi arka planına dikkat çeken Seyyid Hasan Nasrallah, “direniş düşmanının yanı sıra hedeflerini de doğru teşhis etti. Direnişin hedefi, toprağını ve insanını özgürleştirmesidir. İmam Musa Sadr’ın yaptığı ilk konuşmada, direnişin hedeflerini gerçekleştirmesinin yolunu bildiği ve topraklarının kurtuluşunun yolunun fiili, gerçek, ciddi, sadık ve samimi direniş ile olacağına ikna olduğunu söylemişti. Başta askeri kanat, silahlı eylem ve cihad olmak üzere her şekli ve direnişin tüm sınıflarını barındıran bir direniş. İmam Musa Sadr yetmişli yıllarda başlattığı ve halen devam eden direniş ve direniş ehlinin en önemli tecrübesi iman ve bilginin yanı sıra irade ve azme de sahip olmalarıdır. Bu azim ve irade zaferler yarattı” diyerek direnişte zaferin sırrının iman, bilgi, azim, irade, amel ve eylem olduğunu belirtti.


Konuşmasının devamında Hizbullah'ın savaş ve direniş meydanında var olmaya devam ettiklerini belirten Seyyid Nasrallah, Temmuz 2006 savaşında İsrail'in uğradığı yenilgi üzerine kurulan Winograd komisyonun raporuna dikkat çekerek “bize karşı zafer kazanmaya güçleri yetmedi. Sizlere söylüyorum, onlar askeri bir zafer elde edemediler. Evet evleri ve köprüleri yerle bir ettikleri doğrudur. Fakat askeri zafer kazanamadılar. İsrailli siyasi ve askeri yetkililer Lübnan’a karşı yapılacak bir savaşın sadece geniş kapsamlı ve büyük olduğu zaman kesin bir zafer elde edileceğinden söz ediyorlar. Bundan dolayı Barak, 5 Tümen ile evden eve köyden köye her yerde bizimle savaşacağını ileri sürdü. Barak bununla bize karşı psikolojik savaş sürdürdüğünü düşünüyor. Lübnanlıları ve özellikle de güneydekili korkutmayı hedefliyor. Barak aynı zamanda siyonist rejimin halkına ümit vermeyi hedefliyor. Çünkü bu halk, siyasi ve askeri yetkililere karşı güvenini kaybetti. Barak ayrıca ordusunu, askerini ve sokaklarını ayağa kaldırmak istiyor. Barak bu stratejik yöntem ile gelecekteki savaşta bize karşı zafer elde edebileceğini, Lübnanlılara geri adım attıracağını ve zayıflatabileceğini sanıyor ” diyerek siyonist rejimin Hizbullah ve Lübnan halkına yönelik tehditlerinin boş olduğunun altını çizdi.



İsrail savaş bakanı Ehud Barak’ın tehditlerine bir hafta önce verdiği cevabı tekrarlayan Seyyid Nasrullah “bir süre önce söylediklerimi bir kez daha tekralıyor ve hatırlatıyorum. Ben Allah’a tevekkülden sonra da reeldeki durum ve hislerime dayanarak diyorum ki, bu 5 tümen Allah’ın izniyle dağlarda, vadilerde, köylerde, yollarda ve Lübnan’ın her bir köşesinde yerle bir edilecektir” diyerek İsrail ordusunu gelecekte büyük bir bozgunun beklediğini belirtti.

Yaptığı konuşmalara İsrail’in yazılı ve görsel basınında geniş yer verildiğini, tahlil edildiğini, ancak bir önceki konuşmasına ise çok kısa zaman ayırıldığını, İsrail'in tehditlerine karşı yanıt olarak verdiği vaadin İsrail halkından gizlendiğini belirten Seyyid Hasan Nasrullah “Bu cümleyi, askerlerinden, subaylarından ve askerlerin ailelerinden gizlediler. Onlar televizyonda gizleseler de bu alemde internet ve gazette gibi farklı iletişim vasıtaları vardır. Onlar gizlediler. Çünkü bu düşmanın halkı, direnişin sözünde durduğunu bilmektedir. Burada şahıslardan söz etmiyorum. Direnişin “doğru ahdi” (Vâdu's-Sadık) direnişin kendisidir. Vaadettiğini yerine getiren direniştir. Ben sadece direnişin azmini, iradesini, gayretini, sıdkını, ruhunu, cevherini ve gerçeğini ifade eden kişiydim. Ben, bu mücahidlerin resmi sözcüsünden başkası değildim” dedi.

"Düşman, halkı ve ordusuyla bu direnişin verdiği sözü yerine getirdiğini çok iyi bilmektedir. Direniş ne zaman konuşsa, ne zaman tehdit etse, bu sözleri askerlerinden ve subaylarından gizlediler. Bana ve sizlere düşen bu sözleri, sadece psikolojik savaş kapsamında değil ülkemizi savunma çerçevesinde de onlara ulaştırmaktır. Bazen onların sana karşı saldırısını engellemekle sen savaşı kazanırsın. Bu şekil, savaşı kazanma şekillerinden bir tanesidir. Biz İsraillilere gece ve gündüz çalıştığımızı söylüyoruz” diyen Seyyid Hasan Nasrullah İsraillilerin paniğe düşmemesi için Hizbullah'ın açıklamalarının gizlendiğine dikkat çekti.

Seyyid Hasan Nasrullah Ramazan ayı içerisinde bir müjde daha vererek “Tüm dünyaya kendimizi savunacağımızı, düşmanımızı yeneceğimizi ve ordusunu yerle bir edeceğimizi söylüyoruz” dedi.

israhaber.com (http://israhaber.com)