fatih kısaparmak balon baskılı balon Siyasî Kürtçülerin Yalanları.. - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Siyasî Kürtçülerin Yalanları..


Blur
02-07-2012, 00:49
“Siyasi Kürtçüler” tabirinden maksadım, ülkeyi bölerek “Kürdistan” adıyla ayrı bir devlet kurmayı savunan, bu amaç için terör dahil her türlü faaliyette bulunanlardır. Siyasi Kürtçü olmak için ille de terör eylemleri yapmak şart değildir. Fikren dahi olsa ayrı bir Kürt devleti kurmayı savunanlar da Siyasi Kürtçü’dür.

Siyasi Kürtçüler, kendilerini haklı gösterebilmek için halkımızı “Kürt Sorunu” yalanıyla kandırmaya çalışmaktadırlar. Siyasi Kürtçüler, bu yalanı “Cumhuriyetin kurulmasından itibaren Kürtlere yönelik sistemli asimilasyon ve inkar politikaları ve uygulamaları nedeniyle Kürt Halkı direnişe geçmiştir. PKK, bu direnişin sonucu ortaya çıkmıştır.” biçiminde propaganda etmektedirler.

Siyasi Kürtçüler, “Kürt Sorunu” yalanını haklı gösterebilmek için birtakım destek yalanlar da söylemektedirler. Amaçları, bu destek yalanlar vasıtasıyla esas yalanlarının taban ve destek bulmasını sağlamaktır.

Siyasi Kürtçülerin propagandasını yaptıkları destek yalanlar özellikle şunlardır:
· Kürt Sorunu Cumhuriyet’le başlamıştır. Osmanlı Dönemi’nde Kürtler isyan etmemiştir.
· Atatürk, Kürtlere “Özerklik Sözü” vermiş, daha sonra bu sözünü tutmamıştır.
· Şeyh Sait İsyanı’nda İngiliz etkisi yoktur.
· Dersim, isyan etmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti, sebepsiz olarak Dersim’e saldırmıştır. Dersim Harekatı’nda 50.000 ile 90.000 arasında insan öldürülmüştür.

Yukarıda maddeler halinde belirttiğimiz yalanların hepsini bu yazıda irdelemek imkanı yoktur. Bu yalanların her birisi ayrı ayrı yazılar halinde irdelenmek suretiyle çürütülebilir. Bu sebeble her bir yalanı ayrı bir yazıda irdelemek düşüncesindeyim. Bu yazıda “Kürt Sorunu Cumhuriyet’le başlamıştır. Osmanlı Dönemi’nde Kürtler isyan etmemiştir.” yalanını irdeleyip çürütmek istiyorum. Şöyle ki;

Kürt isyanları, Cumhuriyet’le birlikte başlamamıştır. Cumhuriyet kurulmadan önce hem Osmanlı Dönemi’nde hem de İstiklal Savaşı sürecinde birçok Kürt İsyanı çıkmıştır. Osmanlı Dönemi’nde 1812-1914 yılları arasında çıkan Kürt İsyanları şunlardır:

· Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanı (1806-1808), Süleymaniye,
· Babanzade Ahmet Paşa İsyanı (1812), Süleymaniye,
· Zaza Aşiretleri İsyanı (1818-1820), Dersim,
· Revanduz Yezidi İsyanı (1830-1833), Hakkari ve çevresi,
· Mir Muhammed İsyanı (1832-1833), Soran,
· Kör Mehmet Paşa İsyanı (1830-1833), Erbil, Musul, Şirvan,
· Garzan İsyanı (1839), Diyarbakır,
· Bedirhan Bey İsyanı (1843-1847), Hakkari ve çevresi,
· Yezdan İzzettin Şer İsyanı (1855), Bitlis,
· Bedirhan Osman Paşa İsyanı (1877-1878), Cizre- Midyat,
· Şeyh Ubeydullah İsyanı (1880), Hakkari-Şemdinli
· Emin Ali Bedirhan İsyanı (1889), Erzincan,
· Bedirhan Halil ve Ali Remo İsyanı (1912), Mardin,
· Molla Selim ve Şeyh Şehabettin İsyanı (1913-1914), Bitlis,

İstiklal Savaşı sürecinde çıkan Kürt İsyanları da şöyledir:
· Ali Batı İsyanı (11 mayıs-18 Haziran 1919)
· Cemil Çeto İsyanı (20 Mayıs-7 Haziran 1920)
· Milli Aşireti İsyanı (1 Haziran-8 Eylül 1920)
· Koçgiri İsyanı (Ekim 1920- Haziran 1921)

Görüldüğü üzere, Kürt İsyanları Cumhuriyet’le birlikte başlamamıştır. Cumhuriyet’ten önce 14’ü Osmanlı Dönemi’nde 4’ü de İstiklal Savaşı sürecinde olmak üzere toplam 18 Kürt İsyanı çıkmıştır. Bu gerçek, Siyasi Kürtçülerin yalanlarını tamamen çürütmektedir. Ne demişler: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!

http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi48770-Siyasi_Kurtculerin_Yalanlari.html

Özgür Çağrı
02-07-2012, 00:56
Türkmen aşiretlerinin isyanlarıda türkçü isyanları olarak mı kategorize edilecek.

Blur
02-07-2012, 01:01
türkmen isyanları mezhebe dayalı isyanlar idi kaldı ki ülke bütünlüğüne baş kaldıran türk'te olsa canı cehenneme ;)

Özgür Çağrı
02-07-2012, 01:06
Osmanlıda yaşanan isyanların bağımsız kürdistan kurma amacı taşıdığını söyleyebilirmisin peki :=
Kürdistan coğrafyasını kim işgalden kurtarmıştır ? Düzenli ordu kürdistan coğrafyasında savaşmışmıdır ?
Düzenli ordu cumhuriyetin ilanından sonra kürtlerin düzenin çarpıklığına ve gayrı islami düzene isyan etmesiyle kürtleri katletmek için bu coğrafyaya girmiştir.

Sende çok iyi biliyorsun ki kürt isyanları cumhuriyet döneminde türk milliyetçiliğine ve gayri islami düzene karşı çıkmıştır.

Blur
02-07-2012, 01:09
hacı kurtuluş savaşı olmadan önce bile kürt devleti kurmak için ayaklanma yapmaya çalışan önderler vardı... bizim için kan döken kürt kardeşlerimize can feda zaten bu yazıda ona bir atıfta bulunulmuyor dikkatli okuduysan çürütülen tezler farkı noktaya parmak basmakta.

Özgür Çağrı
02-07-2012, 01:14
Çok ufak grupların düşüncelerini bütün bir halka mal etmemek gerek o zaman. Hele günümüzle ilişkilendirmek tam bir facia. Bu ülkede hepimiz biliyoruz ki siyasal kürtçülüğün sebebi üniter yapıdır türk milliyetçiliğinin devlet ideolojisi olmasıdır. Türkiye Türklerindir dersen Kürdistan coğrafyası dağlarına Ne Mutlu Türküm diyene yazarsan Okullarda kürt çocuklarına türküm doğruyum dedittirip varlıklarını türk varlığına armağan ettirirsen birileride çıkar siyasal kürtçülük yaparlar. Hiç bir şey sebepsiz değildir.

Garibüzzaman
02-07-2012, 01:21
Burdaki isyanlar 1800 yıl sonrasına ait daha öncesine gidelim. En dikkat çeken hayranlık duyduğum Kanuni Sultan Süleyman'a yapılan isyan.


BİTLİS HAKİM'İ DÖRDÜNCÜ ŞEREF HAN İSYANI (1533)

Bitlis Hakimi Dördüncü Şeref Han, Kürt beylerinden olup Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlıya bağlılığını bildirmişti.

1533 yılına gelindiğinde, Kanuni Sultan Süleyman'a vermiş olduğu sözünü unutup, asi tavırlar takınmaya başlayarak devlete isyan etti ve Şah İsmail (İran Şahı 1. Tahmasb)'in himayesine sığındı.

Bunun üzerine 1534 yılında Şeref Han azledilerek, Bitlis beyliği İran'ın Azerbaycan valisi iken Osmanlı Devletine sığınmış olan Ulâma Paşa'ya verildi. Bölgedeki kargaşayı bastırmak ve Şeref Han'ı tenkil (yola getirme) etmek üzere Ulâma Paşa yola çıkarıldı. Bitlis'e yaklaşan paşa, yöredeki sancaklardan da topladığı askerlerle Şeref Han'a saldırdı. Ulâma Paşa, şehri muhasara ederken Şeref Han, İran'dan temin ettiği yardımcı kuvvetlerle yetişip Ulâma Paşa'yı geri çekilmeye mecbur ederek Bitlis'i tekrar işgal etti. Yeniden yapılan savaşta Şeref Han'ın askerleri bozguna uğratılarak kendisinin de başı kesildi.

Şeref Han'ın kesilen başı Ulâma Paşa tarafından, bu sıralarda Irakeyn Seferi'ne (Bağdat Seferi) çıkmış olan ve Cabbarlı (veya Çınarlı) denilen mevkii de bulunan Sadrazam Damat İbrahim Paşa'ya gönderildi.

Kürtler, bundan sonra bir daha isyan etmeyeceklerine dair yemin ve tövbe ettiler. Bunun üzerine Bitlis'in yönetimi Şeref Han'ın oğlu Şemseddin Bey'e verildi ve kendisine buna ilişkin padişah buyruğu gönderildi.

Kendisine Bitlis Sancağı verilmiş olan Ulâma Paşa'ya da seçkin ve değerli bir görev yeri vaadi ile gönlü hoş edildi.

1535 yılına gelindiğinde, Şeref Han'ın oğlu Şemseddin, rahat durmadığı için Kanuni Sultan Süleyman tarafından Malatya Sancak Beyliği'ne tayin edildi ise de bu durumu kabul etmeyen Şemseddin, Şah 1. Tahmasb'a sığındı ve bir daha Bitlis'e dönemeyerek 67 yaşında Kazvin'de öldü. Şemseddin'den boşalan Bitlis Sancağı, Ulâma Paşa'ya tevcih edildi

Garibüzzaman
02-07-2012, 01:54
Çok ufak grupların düşüncelerini bütün bir halka mal etmemek gerek o zaman. Hele günümüzle ilişkilendirmek tam bir facia. Bu ülkede hepimiz biliyoruz ki siyasal kürtçülüğün sebebi üniter yapıdır türk milliyetçiliğinin devlet ideolojisi olmasıdır. Türkiye Türklerindir dersen Kürdistan coğrafyası dağlarına Ne Mutlu Türküm diyene yazarsan Okullarda kürt çocuklarına türküm doğruyum dedittirip varlıklarını türk varlığına armağan ettirirsen birileride çıkar siyasal kürtçülük yaparlar. Hiç bir şey sebepsiz değildir.

Hala aynı sloganvari kelamlarla mukabele edip fikirlerini tekamül ettirmeye çalışıyorsun. Daha detaylı bilgi için kürt isyanları kronolojisini inceleyebilirsin. Günümüzle ilişkilendirmiyoruz. Fakat tarihin tekerrürden ibaret olduğunu gerçeğini de bir türlü aklımdan çıkaramıyorum doğrusu.

Özgür Çağrı
02-07-2012, 02:05
Hala aynı sloganvari kelamlarla mukabele edip fikirlerini tekamül ettirmeye çalışıyorsun. Daha detaylı bilgi için kürt isyanları kronolojisini inceleyebilirsin. Günümüzle ilişkilendirmiyoruz. Fakat tarihin tekerrürden ibaret olduğunu gerçeğini de bir türlü aklımdan çıkaramıyorum doğrusu.

Türkiye Türklerindir mantığını aklından çıkarsan yeterli olur sanırım.
ayrıca slogan değil Türkiye Cumhuriyeti gerçekleridir.

_Ednâ_
02-07-2012, 02:08
hiç tatmin edici olmayan, daha çok fikir beyanıyla yazılmış ve kanıtlamaya dair tarihlerden başka hiçbir ibare olmayan sıradan bir yazı olarak gördüm yukarıki yazıyı....
tarih belgelerle kanıt ister,kuru bir yalan suçlamasından ibaret olamamalı, kanıttan sonra tatmin ettirir, fikir belki en son beyan edilir, aslında yorum okuyucuya bırakılır..
kürtlerin isyanından ziyade benim dikkatimi isyan nedenleri çeker, çünkü isyanı sadece kürtler yapmamıştır tarihimizde... padişahlık koltuğu için kardeşin kardeşe ayaklanma çıkarttığını biliyoruz...
onun için daha çok nedenlere değinmek daha tatmin edici olur diye düşünüyorum...

Garibüzzaman
02-07-2012, 02:10
Türkiye Türklerindir mantığını aklından çıkarsan yeterli olur sanırım.
ayrıca slogan değil Türkiye Cumhuriyeti gerçekleridir.

Neden rahatsız oluyorsun ki, biraz empati kurup, özeleştiride bulunmak gerekmez mi ?

Başbakan bir siyasi partiyi, tarihteki kirli yüzleri ile siyasi politika aracı haline getirdiği zaman, bu doğru politikadır deyip alkışlıyorsunuz. Fransa ve diğer ülkeleri yaşanan konjektör gereği tarihteki soykırımları ve isyanları ile mukabele edip, işte gerçek yüzünüz deyip yaşanan tarihsel süreçleri, ondan sonraki kuşaklara yüzlerine vurmak bu da doğru bir politika.

Fakat bu başlık altında toplanan bilgiler günümüz gerçeği ile ilişkilendirilemez. Ala

Özgür Çağrı
02-07-2012, 02:15
Neden rahatsız oluyorsun ki, biraz empati kurup, özeleştiride bulunmak gerekmez mi ?

Başbakan bir siyasi partiyi, tarihteki kirli yüzleri ile siyasi politika aracı haline getirdiği zaman, bu doğru politikadır deyip alkışlıyorsunuz. Fransa ve diğer ülkeleri yaşanan konjektör gereği tarihteki soykırımları ve isyanları ile mukabele edip, işte gerçek yüzünüz deyip yaşanan tarihsel süreçleri, ondan sonraki kuşaklara yüzlerine vurmak bu da doğru bir politika.

Fakat bu başlık altında toplanan bilgiler günümüz gerçeği ile ilişkilendirilemez. Ala

Başbakan salt cumhuriyet halk partisi geçmişini gündeme getirmiyor chp geçmişi adı altında kemalizmi kemalist ideolojiyi ve cumhuriyet tarihini yargılıyor. Dersimlilerden özür dileyen başbakan elbette alkışlanır. Tarihte yaşanan hataları inkar ederek bir yere varılamayacağını başbakan iyi biliyor. Bu yüzden başbakan partiyi değil kemalist ideoloji ve bu ideolojinin geçmişteki ülke idaresini eleştiriyor.

Ammar
02-07-2012, 02:21
osmanlının 1800 yılları TC nin döneminden çok mu farklıydı özellikle cumhuriyetin ilk yılları...

Garibüzzaman
02-07-2012, 02:25
Başbakan salt cumhuriyet halk partisi geçmişini gündeme getirmiyor chp geçmişi adı altında kemalizmi kemalist ideolojiyi ve cumhuriyet tarihini yargılıyor. Dersimlilerden özür dileyen başbakan elbette alkışlanır. Tarihte yaşanan hataları inkar ederek bir yere varılamayacağını başbakan iyi biliyor. Bu yüzden başbakan partiyi değil kemalist ideoloji ve bu ideolojinin geçmişteki ülke idaresini eleştiriyor.


Biz de Kürt ideolojisinin eleştiriyoruz. Zamanında Osmanlı devletine bağımlılıklarını bildirip, ardı ardına kesilmeyen isyan bayraklarını eleştiriyoruz.
Hatta elimde bir kaç tane belgesel de vardı bu konuyla alakalı da bir kaç sene önce sinirlendim kırdım attım.

Garibüzzaman
02-07-2012, 02:31
osmanlının 1800 yılları TC nin döneminden çok mu farklıydı özellikle cumhuriyetin ilk yılları...



1533'ten beri isyanlar var. 1800 'den yaklaşık 267 yıl önce:D

Ammar
02-07-2012, 03:02
wel hasılı kelam türkçülük ne kadar türkçünün hakkıysa kürtçülükta o kadar kürtçünün hakkıdır.

türkçülük ne kadar türkçünün hakkı değilse kürtçülükte o kadar kürtçünün hakkı hakkı değil.

senden hak olan başkasında neden hak olmasın

Ahmet Yasin
02-07-2012, 13:17
Burdaki isyanlar 1800 yıl sonrasına ait daha öncesine gidelim. En dikkat çeken hayranlık duyduğum Kanuni Sultan Süleyman'a yapılan isyan.


BİTLİS HAKİM'İ DÖRDÜNCÜ ŞEREF HAN İSYANI (1533)

Bitlis Hakimi Dördüncü Şeref Han, Kürt beylerinden olup Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlıya bağlılığını bildirmişti.

1533 yılına gelindiğinde, Kanuni Sultan Süleyman'a vermiş olduğu sözünü unutup, asi tavırlar takınmaya başlayarak devlete isyan etti ve Şah İsmail (İran Şahı 1. Tahmasb)'in himayesine sığındı.

Bunun üzerine 1534 yılında Şeref Han azledilerek, Bitlis beyliği İran'ın Azerbaycan valisi iken Osmanlı Devletine sığınmış olan Ulâma Paşa'ya verildi. Bölgedeki kargaşayı bastırmak ve Şeref Han'ı tenkil (yola getirme) etmek üzere Ulâma Paşa yola çıkarıldı. Bitlis'e yaklaşan paşa, yöredeki sancaklardan da topladığı askerlerle Şeref Han'a saldırdı. Ulâma Paşa, şehri muhasara ederken Şeref Han, İran'dan temin ettiği yardımcı kuvvetlerle yetişip Ulâma Paşa'yı geri çekilmeye mecbur ederek Bitlis'i tekrar işgal etti. Yeniden yapılan savaşta Şeref Han'ın askerleri bozguna uğratılarak kendisinin de başı kesildi.

Şeref Han'ın kesilen başı Ulâma Paşa tarafından, bu sıralarda Irakeyn Seferi'ne (Bağdat Seferi) çıkmış olan ve Cabbarlı (veya Çınarlı) denilen mevkii de bulunan Sadrazam Damat İbrahim Paşa'ya gönderildi.

Kürtler, bundan sonra bir daha isyan etmeyeceklerine dair yemin ve tövbe ettiler. Bunun üzerine Bitlis'in yönetimi Şeref Han'ın oğlu Şemseddin Bey'e verildi ve kendisine buna ilişkin padişah buyruğu gönderildi.

Kendisine Bitlis Sancağı verilmiş olan Ulâma Paşa'ya da seçkin ve değerli bir görev yeri vaadi ile gönlü hoş edildi.

1535 yılına gelindiğinde, Şeref Han'ın oğlu Şemseddin, rahat durmadığı için Kanuni Sultan Süleyman tarafından Malatya Sancak Beyliği'ne tayin edildi ise de bu durumu kabul etmeyen Şemseddin, Şah 1. Tahmasb'a sığındı ve bir daha Bitlis'e dönemeyerek 67 yaşında Kazvin'de öldü. Şemseddin'den boşalan Bitlis Sancağı, Ulâma Paşa'ya tevcih edildi

Kaynak yazda cevabımız ona göre olsun...

Ahmet Yasin
02-07-2012, 13:28
“Siyasi Kürtçüler” tabirinden maksadım, ülkeyi bölerek “Kürdistan” adıyla ayrı bir devlet kurmayı savunan, bu amaç için terör dahil her türlü faaliyette bulunanlardır. Siyasi Kürtçü olmak için ille de terör eylemleri yapmak şart değildir. Fikren dahi olsa ayrı bir Kürt devleti kurmayı savunanlar da Siyasi Kürtçü’dür.

Siyasi Kürtçüler, kendilerini haklı gösterebilmek için halkımızı “Kürt Sorunu” yalanıyla kandırmaya çalışmaktadırlar. Siyasi Kürtçüler, bu yalanı “Cumhuriyetin kurulmasından itibaren Kürtlere yönelik sistemli asimilasyon ve inkar politikaları ve uygulamaları nedeniyle Kürt Halkı direnişe geçmiştir. PKK, bu direnişin sonucu ortaya çıkmıştır.” biçiminde propaganda etmektedirler.

Siyasi Kürtçüler, “Kürt Sorunu” yalanını haklı gösterebilmek için birtakım destek yalanlar da söylemektedirler. Amaçları, bu destek yalanlar vasıtasıyla esas yalanlarının taban ve destek bulmasını sağlamaktır.

Siyasi Kürtçülerin propagandasını yaptıkları destek yalanlar özellikle şunlardır:
· Kürt Sorunu Cumhuriyet’le başlamıştır. Osmanlı Dönemi’nde Kürtler isyan etmemiştir.
· Atatürk, Kürtlere “Özerklik Sözü” vermiş, daha sonra bu sözünü tutmamıştır.
· Şeyh Sait İsyanı’nda İngiliz etkisi yoktur.
· Dersim, isyan etmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti, sebepsiz olarak Dersim’e saldırmıştır. Dersim Harekatı’nda 50.000 ile 90.000 arasında insan öldürülmüştür.

Yukarıda maddeler halinde belirttiğimiz yalanların hepsini bu yazıda irdelemek imkanı yoktur. Bu yalanların her birisi ayrı ayrı yazılar halinde irdelenmek suretiyle çürütülebilir. Bu sebeble her bir yalanı ayrı bir yazıda irdelemek düşüncesindeyim. Bu yazıda “Kürt Sorunu Cumhuriyet’le başlamıştır. Osmanlı Dönemi’nde Kürtler isyan etmemiştir.” yalanını irdeleyip çürütmek istiyorum. Şöyle ki;

Kürt isyanları, Cumhuriyet’le birlikte başlamamıştır. Cumhuriyet kurulmadan önce hem Osmanlı Dönemi’nde hem de İstiklal Savaşı sürecinde birçok Kürt İsyanı çıkmıştır. Osmanlı Dönemi’nde 1812-1914 yılları arasında çıkan Kürt İsyanları şunlardır:

· Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanı (1806-1808), Süleymaniye,
· Babanzade Ahmet Paşa İsyanı (1812), Süleymaniye,
· Zaza Aşiretleri İsyanı (1818-1820), Dersim,
· Revanduz Yezidi İsyanı (1830-1833), Hakkari ve çevresi,
· Mir Muhammed İsyanı (1832-1833), Soran,
· Kör Mehmet Paşa İsyanı (1830-1833), Erbil, Musul, Şirvan,
· Garzan İsyanı (1839), Diyarbakır,
· Bedirhan Bey İsyanı (1843-1847), Hakkari ve çevresi,
· Yezdan İzzettin Şer İsyanı (1855), Bitlis,
· Bedirhan Osman Paşa İsyanı (1877-1878), Cizre- Midyat,
· Şeyh Ubeydullah İsyanı (1880), Hakkari-Şemdinli
· Emin Ali Bedirhan İsyanı (1889), Erzincan,
· Bedirhan Halil ve Ali Remo İsyanı (1912), Mardin,
· Molla Selim ve Şeyh Şehabettin İsyanı (1913-1914), Bitlis,

İstiklal Savaşı sürecinde çıkan Kürt İsyanları da şöyledir:
· Ali Batı İsyanı (11 mayıs-18 Haziran 1919)
· Cemil Çeto İsyanı (20 Mayıs-7 Haziran 1920)
· Milli Aşireti İsyanı (1 Haziran-8 Eylül 1920)
· Koçgiri İsyanı (Ekim 1920- Haziran 1921)

Görüldüğü üzere, Kürt İsyanları Cumhuriyet’le birlikte başlamamıştır. Cumhuriyet’ten önce 14’ü Osmanlı Dönemi’nde 4’ü de İstiklal Savaşı sürecinde olmak üzere toplam 18 Kürt İsyanı çıkmıştır. Bu gerçek, Siyasi Kürtçülerin yalanlarını tamamen çürütmektedir. Ne demişler: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!

http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi48770-Siyasi_Kurtculerin_Yalanlari.html

Kaynağın yeri...

http://www.haberiniz.com.tr/photos/category2-Politika.html

Blur kardeşim Molla Selim ve Şeyh Şehabettin İsyanı Kürt isyanı değil gerçeği (dedelerimizin bize anlattıığı gerçekler) istiyorsan anlatayım.

İkincisi Kürtlerin anadoluda ayrı bir kürt devleti sevdası genel olarak hiç istenmedi.Bu istek cumhuriyet sonrasında Dünyada artan Milliyetçilik hevesine kapılan Küçük bir kesimden başkası değil.Eğer öyle bir istek olsaydı bu sevr ve lozanda olurdu.

Kürt kronolojisini yazan arkadaşım senin Kürt tarihi hakkında ne kadar bilgin var buyur tartışalım ama kulaktan dolma bilgilerle değil.

Aponun 1992 yılında yayınladığı kitabında bile söylüyor biz Kürt devleti kurmak için dağda değiliz demek başka dertleri var.Anlamak istemiyoruz.Bu kitabı bi türlü bulamadım yoksa paylaşacaktım.

Teslim olan pkkliler bile Kurdistan adı altında bir devlet kurmak Devrim hayalinden ibaret.

Herşey söyleyin şapkadan tavşan çıkarın inanırım özellikle bu günden itibaren Ayrı bir kürt devleti Koskoca bir yalandır.HErşey bu yalan üzerinden şekilleniyor.

Varmı başka bişey.....