fatih kısaparmak balon baskılı balon Tarihçi Mustafa Armağan:" Ben bir tarih dedektörüyüm" - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tarihçi Mustafa Armağan:" Ben bir tarih dedektörüyüm"


yasinarslanpay
03-11-2008, 21:25
Tarihçi Mustafa Armağan:" Ben bir tarih dedektörüyüm"

http://medya.zaman.com.tr/2008/03/10/mustafaarmagan.jpg

1999'da iki deprem oldu. Birincisi 17 Ağustos depremi, ikincisi Osmanlı depremi. 700. yıl kutlamaları dolayısıyla çok yoğun bir Osmanlı tartışması yaşandı.
Bu, Türk toplumunun kimlik problemi yaşadığı ve çevresiyle ilgilenmek zorunda olduğu bir döneme tekabül etti.

Çevresindeki gelişmeler, ister istemez topluma 'Ben kimim?' sorusunu sordurdu. Bunun en kolay bulunabilecek cevabı tarihteydi. Tarihe bakınca da farklı bir yüzle karşılaştık." Mustafa Armağan, tarihî konulara yöneliş sebebini bu cümlelerle açıklıyor. Eskilerin tabiriyle velûd bir yazar Armağan. Okurları, onu şehir kültürü, felsefe üzerine yazıları ve kitaplarıyla tanıdı. Ardından tarih, özellikle de Osmanlı tarihi ile ilgili eserleri birbirini takip etmeye başladı. "Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı" 145 bin, Fatih üzerine yazdığı 'Ufukların Sultanı' 50 bin okura ulaştı. En son ocak ayında piyasaya çıkan "Büyük Osmanlı Projesi'nin 20 binlik ilk baskısı bitmek üzere. Şimdilerde gündeminde yeni bir Abdülhamid kitabı ile Kanuni var. Ardından da şeytanın tarihini yazmayı düşünüyor. Konunun teolojik boyutuna fazla girmeden şeytanın değişik kültürlerdeki yansımalarını karşılaştıracak.

Kitaplarının okunur olmasını şahsi bir başarı olarak görmüyor Mustafa Armağan. Sorduğu sorularla bir boşluğu doldurduğunu düşünüyor: "Felsefî bir bakış açımın ve edebiyat cephemin olması bir avantaj. Sürekli sorular soruyorum. Kolektif kimliğin cesaret edemediği soruları aklına getiren biriyim." diyor. Bu özelliğini bir örnekle açıklıyor: Tayyip Erdoğan, İspanya ziyaretinde Kral Juan Carlos'la bir savaş tablosunun önünde açıklama yaparken bu tablonun İspanyollar tarafından tesadüfen seçilmediğini düşünüp araştırmış. Osmanlı'nın ilk deniz yenilgisi olan İnebahtı Savaşı'nın tablosuymuş asılı olan. Armağan'a göre Avrupa ile ilişki içine gireceksek en zayıf noktalarımızdan birisi tarih olacak: "Biz emperyal geçmişe sahip, alicenap bir milletiz. Bizde geçmişten gelen düşmanlıklar yok. Biz unutuyoruz, ama Avrupa unutmuyor. Avrupa ile kıyas edilirse bizim tarih bilincimiz çok aşağılarda."

Gerek yazılarını, gerek kitaplarını kuru bir tarih bilgisi şeklinde yazmak istemediğini söylüyor Mustafa Armağan. Zaten kendisini de tarihçi olarak nitelendirmiyor. "Ben bir tarih dedektörüyüm. Tarihin içindeki enerjiyi, kıvılcımı yakalamaya çalışan, onları bugüne taşıyan bir araştırmacıyım. Sürekli tarihi keşfetmeye çalışıyorum. Her zaman bir şeylerin peşinde koşacaksınız, bir şeyleri araştıracaksınız." diyor. Armağan, tarihte tarafsızlığın mümkün olmadığını düşünüyor; ama ortaya konulan bilgiler mutlaka objektif olmalı. Objektif olmak için de bilgiler sorgulanabilmeli. Yazdıklarının gençler arasında rağbet görmesini de belgelere, kaynaklara dayanmasına bağlıyor; çünkü artık gençler kül yutmuyor.

'Tarih, bugün için okunur'

Tarih kimileri için gurur kaynağıdır, kimileri için nostalji, kimileri içinse gerçek hayattan kaçıp sığınılacak bir liman. Mustafa Armağan'a göre ise bugüne yönelik projeler çıkarılacak bitmez tükenmez bir kaynak. Zira tarih, geçmişte kalmamıştır, devam etmektedir. "Çok sevdiğim halde Kanuni dönemine beni götürseniz beş dakikadan fazla kalamam." diyor: "Kanuni, altmış yıl seferden sefere koştu. Onun sarığını, kaftanını çıkaralım, bugünkü bir adamın kıyafetine sokalım; altmış yıllık tempoyla bugün neler yapmak isterdi? Osmanlı başlamadı ve bitmedi. Kendisinden önce başlamış bir misyon vardı, onu devam ettirdi. Bir müddet kopmuş gibi görünse de bugün de devam ediyor. Bu coğrafyaya ulaşmak için ne yaptılar ve bundan geriye ne kaldı? Bunu okuduktan sonra kendimize yol çizmeliyiz. Bugün birileri en ulaşılamayacak coğrafyalarda bir şeyler yapmaya çalışıyor, okullar açıyor. Bu, aynı meşalenin yanmaya devam ettiğini gösterir."

Osmanlı döneminde İzmir'de zengin Yahudi ile fakir Yahudi anlaşmazlığa düştüğünde fakir Yahudi'nin İslam mahkemelerine gitmeyi tercih etmesini örnek olarak gösteren Mustafa Armağan, aynı şeyin bugün de başarılmaması için sebep olmadığını belirtiyor: "Yeter ki bu bilince sahip çıkalım. Bizden bir şey olmaz anlayışını yıkalım. Öyle bir zaman gelsin ki artık atalarımızı rahat bırakalım ve atalarımız bizimle öğünsün. Geçmişle aramızdaki boşluğu doldurdukça belki de tarihle bu kadar meşgul olmamıza gerek kalmayacak."

zaman.com.tr
http://medya.zaman.com.tr/2008/03/10/mustafaarmagan.jpg