Sukût-u_Hayal
04-23-2008, 14:57
Tesettür kafaya bez dolama değildir.
Şimdilerde ise öyle oldu.
Altı kaval, üstü seshane.
Kafada kıl örten cinsinden bir çaput, alt tarafı vıcık vıcık. Bunun adı da güya tesettürlü olmak. Bunca kavgalar-dövüşler, bunun için mi yapılmakta? Eğer öyleyse aldanmışız. Hadise şu, 28 Şubat Post Modern darbesi olunca, bazıları çıkış yolu aradılar. Varılan işte bu rezalet oldu. İşin içine çaresizliği menfaate çevirmek fikri yerleşti. Bizler, tesettür, hürriyet, insanca yaşama, bireyin tercihi adına tesettürlü hanımlar, genç kızlar için sütunlarımızda mücadele verirken fırsatçılar, göz açıklar, derhal kıvrak ticari zekâlarla olayı paraya, servete dönüştürdüler. Hem yüce kavramlar marka ismi oldu, o yolla suiistimal yaşandı, hem de tesettür adına tesettür katledildi. Paranın tadı alınıp, “köylü” zevkiyle hilkat garibesi örtünmeler ortaya çıkarak mağaza üstüne mağazalar açılınca,
Bu defa defileler de başladı.
Derken yerli mankenler de yetmez oldu. Avrupa’dan mankenler getirildi. Sözde örtülü bayanlar, sahnedekilerle yarışa girdiler. Tesettür, bir farzı eda içindir. Peki bu yapılanlar ne? Bunlar, hayır ve asla tesettür değildir. Böyle örtünme, fıkıhta “yok” hükmündedir, çıplaklık gibidir. Nitekim, defileye baktığınızda, sokaktaki manzaralar gibi. Kafada bir dolama. Bacaklar açık, dar bir pantolon vs. Makyaj alabildiğine frapan. Hatta göğsü açıkta olan bile var. Normal açıklar bu “anormal açıklar” kadar şuh ve dikkat çekici değil.
Bunlar ne Ak Türkler,
Ne Yeşil Sosyete.
Laikçiler, olayı kavrayabilseler, bunlara karşı çıkmazlar. Zira bu taife, kendilerine hizmet ediyor. Fakat garabete bakınız ki engel olmaktalar.
Samimi insana can kurban, yeter ki samimi olsun. Kim olursa olsun fakat samimi olsun.
Ama burada inanç sömürüsü görüyoruz. Alabildiğine dejenere, sapma, yoldan çıkma ve görgüsüzlük yaşanmakta..
Ey para adlı sahtekâr!
Ey hazımsız zenginlik!
Sen kimleri bozmadın, kimleri yoldan çıkartmadın, kimleri fetvacı yapmadın ki?
Rahim ER / TÜRKİYE...
Şimdilerde ise öyle oldu.
Altı kaval, üstü seshane.
Kafada kıl örten cinsinden bir çaput, alt tarafı vıcık vıcık. Bunun adı da güya tesettürlü olmak. Bunca kavgalar-dövüşler, bunun için mi yapılmakta? Eğer öyleyse aldanmışız. Hadise şu, 28 Şubat Post Modern darbesi olunca, bazıları çıkış yolu aradılar. Varılan işte bu rezalet oldu. İşin içine çaresizliği menfaate çevirmek fikri yerleşti. Bizler, tesettür, hürriyet, insanca yaşama, bireyin tercihi adına tesettürlü hanımlar, genç kızlar için sütunlarımızda mücadele verirken fırsatçılar, göz açıklar, derhal kıvrak ticari zekâlarla olayı paraya, servete dönüştürdüler. Hem yüce kavramlar marka ismi oldu, o yolla suiistimal yaşandı, hem de tesettür adına tesettür katledildi. Paranın tadı alınıp, “köylü” zevkiyle hilkat garibesi örtünmeler ortaya çıkarak mağaza üstüne mağazalar açılınca,
Bu defa defileler de başladı.
Derken yerli mankenler de yetmez oldu. Avrupa’dan mankenler getirildi. Sözde örtülü bayanlar, sahnedekilerle yarışa girdiler. Tesettür, bir farzı eda içindir. Peki bu yapılanlar ne? Bunlar, hayır ve asla tesettür değildir. Böyle örtünme, fıkıhta “yok” hükmündedir, çıplaklık gibidir. Nitekim, defileye baktığınızda, sokaktaki manzaralar gibi. Kafada bir dolama. Bacaklar açık, dar bir pantolon vs. Makyaj alabildiğine frapan. Hatta göğsü açıkta olan bile var. Normal açıklar bu “anormal açıklar” kadar şuh ve dikkat çekici değil.
Bunlar ne Ak Türkler,
Ne Yeşil Sosyete.
Laikçiler, olayı kavrayabilseler, bunlara karşı çıkmazlar. Zira bu taife, kendilerine hizmet ediyor. Fakat garabete bakınız ki engel olmaktalar.
Samimi insana can kurban, yeter ki samimi olsun. Kim olursa olsun fakat samimi olsun.
Ama burada inanç sömürüsü görüyoruz. Alabildiğine dejenere, sapma, yoldan çıkma ve görgüsüzlük yaşanmakta..
Ey para adlı sahtekâr!
Ey hazımsız zenginlik!
Sen kimleri bozmadın, kimleri yoldan çıkartmadın, kimleri fetvacı yapmadın ki?
Rahim ER / TÜRKİYE...