Ak_Kelebek
07-01-2008, 11:00
Tepkiler aldım:
“Sen kim oluyorsun da Atatürk’ün yüce adını ağzına alıyorsun?!
Atatürk’ün adı seni çarpar!..
Sen CHP hakkında konuşamazsın!..
CHP’nin senin aklına ihtiyacı yok!”
Hatta yakın gelecekte İstiklal Mahkemelerinin kurulacağını, kaçacak delik aramam gerektiğini söyleyen birkaç ‘patolojik’ mektup da vardı, küfredenler de vardı, onlardan bahsetmiyorum.
Elbette bu mektuplar CHP’nin bütün tabanını yansıtmaz ama mitinglerde de gördük ki, içe kapanmacı tepkiler veren aktif bir kesim var. Bu kesim, analitik ve eleştirel düşünmüyor, duygusal reaksiyonlar gösteriyor! Değişik görüş açılarına tahammülsüz, bu yüzden kendi dışına kapalı, farklı kitlelere açılması çok zor ama aktif bir siyasi çizgi...
‘Yeni Sol’ ne oldu?
CHP lideri Baykal ve arkadaşları eskiden “Yeni Sol“ diyorlar, merhum İsmail Cem’le birlikte kitap yazıyorlardı. Baykal İspanyol Gonzales’ten, İngiliz Tony Blair’den, Alman Schröder’den övgüyle bahsediyor, onlarla görüşüyordu.
Ben de o yıllarda Baykal’ın bu politikasını destekleyen yazılar yazıyordum; çünkü solda böyle bir açılıma ihtiyaç olduğunu düşünüyordum.
Bugün ise CHP’yi eleştiriyorum; CHP düşmanı olduğum için değil, CHP başka bir çizgiye kapıldığı için!
Bazı CHP’li okurlarım “Solun, CHP’nin derdi sana mı düştü?” diye beni eleştiriyor.
Elbette bana ve hepimize düşen bir derttir bu!
Türkiye’nin “yöneten demokrasi”ye kavuşması ve demokratik istikrar içinde ekonomik büyümeyi sürdürmesi için sadece sağ yetmez; halka dayanan, gerçek anlamda sosyal demokrat bir sol alternatif de lazımdır!
Bütün yazı hayatım boyunca ben bu görüşü savundum. Bir örnek vereyim, 27 Ekim 2006 günü Milliyet‘teki yazımın başlığı da “Türkiye’nin ‘merkez sol’ ihtiyacı” idi.
Adres neresi?
AKP Batı’ya açıldıkça CHP içe kapanarak yeniden “Biz bize benzeriz” psikolojisine sürüklendi! Bu, Türkiye için ciddi bir sorundur.
- Birincisi, modernleşen toplumlarda siyasal entegrasyonu ve ulusal bütünlüğü sağlamanın yolu çeşitli kültürel ve sosyal kesimlerin kitle partileri içinde birleşmeleridir. CHP ise soldan uzaklaştıkça bu işlevi yerine getiremiyor, Türkiye’nin her bölgesinden oy alamıyor mesela.
- İkincisi, CHP’nin içe kapanması ve bunun göstergesi olarak Enternasyonal’den bile uzaklaşması, dünyadaki sol platformlarda Türkiye’nin “eksik temsil” edilmesine yol açacaktır. Enternasyonal’de tek etkin parti Türkiye’den DTP olursa, bunun vebali CHP’ye ait olacaktır.
Bu politikalar CHP’ye oy getirseydi “Kısa günün kârı” denilebilirdi! Ama o da olmuyor; dünkü Milliyet‘te A&G’nin araştırmasında görüldüğü gibi CHP oy kaybediyor!
Dünyayla ekonomik ilişkileri 500 milyar dolara yürüyen ve bunun yüzde 60’ını Batı ile yapan Türkiye’de artık “içe kapanma” psikolojisi çoktan treni kaçırmıştır.
Evet, tekrar ifade edeyim, “Türkiye’nin merkez sol ihtiyacı” vardır! Ama CHP bunun adresi olmaktan adım adım uzaklaşıyor. Keşke gerçek bir sosyal demokrat hareket geliştirilebilse; 1970’lerdeki “Ortanın Solu” gibi.
Taha AKYOL
Milliyet
“Sen kim oluyorsun da Atatürk’ün yüce adını ağzına alıyorsun?!
Atatürk’ün adı seni çarpar!..
Sen CHP hakkında konuşamazsın!..
CHP’nin senin aklına ihtiyacı yok!”
Hatta yakın gelecekte İstiklal Mahkemelerinin kurulacağını, kaçacak delik aramam gerektiğini söyleyen birkaç ‘patolojik’ mektup da vardı, küfredenler de vardı, onlardan bahsetmiyorum.
Elbette bu mektuplar CHP’nin bütün tabanını yansıtmaz ama mitinglerde de gördük ki, içe kapanmacı tepkiler veren aktif bir kesim var. Bu kesim, analitik ve eleştirel düşünmüyor, duygusal reaksiyonlar gösteriyor! Değişik görüş açılarına tahammülsüz, bu yüzden kendi dışına kapalı, farklı kitlelere açılması çok zor ama aktif bir siyasi çizgi...
‘Yeni Sol’ ne oldu?
CHP lideri Baykal ve arkadaşları eskiden “Yeni Sol“ diyorlar, merhum İsmail Cem’le birlikte kitap yazıyorlardı. Baykal İspanyol Gonzales’ten, İngiliz Tony Blair’den, Alman Schröder’den övgüyle bahsediyor, onlarla görüşüyordu.
Ben de o yıllarda Baykal’ın bu politikasını destekleyen yazılar yazıyordum; çünkü solda böyle bir açılıma ihtiyaç olduğunu düşünüyordum.
Bugün ise CHP’yi eleştiriyorum; CHP düşmanı olduğum için değil, CHP başka bir çizgiye kapıldığı için!
Bazı CHP’li okurlarım “Solun, CHP’nin derdi sana mı düştü?” diye beni eleştiriyor.
Elbette bana ve hepimize düşen bir derttir bu!
Türkiye’nin “yöneten demokrasi”ye kavuşması ve demokratik istikrar içinde ekonomik büyümeyi sürdürmesi için sadece sağ yetmez; halka dayanan, gerçek anlamda sosyal demokrat bir sol alternatif de lazımdır!
Bütün yazı hayatım boyunca ben bu görüşü savundum. Bir örnek vereyim, 27 Ekim 2006 günü Milliyet‘teki yazımın başlığı da “Türkiye’nin ‘merkez sol’ ihtiyacı” idi.
Adres neresi?
AKP Batı’ya açıldıkça CHP içe kapanarak yeniden “Biz bize benzeriz” psikolojisine sürüklendi! Bu, Türkiye için ciddi bir sorundur.
- Birincisi, modernleşen toplumlarda siyasal entegrasyonu ve ulusal bütünlüğü sağlamanın yolu çeşitli kültürel ve sosyal kesimlerin kitle partileri içinde birleşmeleridir. CHP ise soldan uzaklaştıkça bu işlevi yerine getiremiyor, Türkiye’nin her bölgesinden oy alamıyor mesela.
- İkincisi, CHP’nin içe kapanması ve bunun göstergesi olarak Enternasyonal’den bile uzaklaşması, dünyadaki sol platformlarda Türkiye’nin “eksik temsil” edilmesine yol açacaktır. Enternasyonal’de tek etkin parti Türkiye’den DTP olursa, bunun vebali CHP’ye ait olacaktır.
Bu politikalar CHP’ye oy getirseydi “Kısa günün kârı” denilebilirdi! Ama o da olmuyor; dünkü Milliyet‘te A&G’nin araştırmasında görüldüğü gibi CHP oy kaybediyor!
Dünyayla ekonomik ilişkileri 500 milyar dolara yürüyen ve bunun yüzde 60’ını Batı ile yapan Türkiye’de artık “içe kapanma” psikolojisi çoktan treni kaçırmıştır.
Evet, tekrar ifade edeyim, “Türkiye’nin merkez sol ihtiyacı” vardır! Ama CHP bunun adresi olmaktan adım adım uzaklaşıyor. Keşke gerçek bir sosyal demokrat hareket geliştirilebilse; 1970’lerdeki “Ortanın Solu” gibi.
Taha AKYOL
Milliyet