eddie
04-26-2008, 14:36
İnsanın istekleri kutsal olup, dokunulmazdır. Kapitalizmin ilahı, dininin temel düsturunu açıklarken böyle buyurmuş... Amma bu din, hiçbir yerde ve hiçbir zaman, temel insan haklarını da hedeflemiyor...
Bu ilkenin evrensel boyutları da şüphesiz ki mevcuttur. Kapitalizmde olduğu gibi, kemalizmin de insanın isteklerini yer yer kutsallaştırıp dokunulmazlıkla takviyelediği görülüyor... Giyim kuşam serbestisinin, mesela, Türkiye’de, mutlak oluşu gibi...
Kişilerin tüketim isteklerine set çekilemez... Tanrı babanın en mut’i, en cennetlik kulu, bir giydiğini bir daha giymeme konusundaki ısrarlı direnişini, her ne pahasına olursa olsun, sürdürebilen iktisadi ve fikri olgunluğa erişebilmiş kulu ve kullarıdır...
•
Hz. Allah, Tekbir ile yücelttiğimiz, Ekber olduğuna inanıp ikrar ettiğimiz , dünyanın ve kâinatın ilahı Hz. Allah, kendi yarattığı kulunu, temel sınırlarını belirlediği giyim kuşam isteğinde dokunulmaz ve muhayyer kılmıştır... Karar kulunundur.. İster mayo ile örtünür, ister feraceye bürünür...
Kemalizmin vaizinin kendi Mü'minlerini, Allah’ın din olarak kullarına hediyesi olan İslâm'ın paralelinde yer yer dokunulmazlıklarla kutsamışlığı da yok değildir...
Allah’ın belirlediği tarzda olmamak ve ona benzememek kaydıyla her türlü giyim kuşamda tam serbestlik, kemalizmde de baştadır...
İslâm ve kemalizmin, giyim kuşam hürriyeti bâbındaki çatışma alanının en belirgin ve en ateşli savaşı, başörtüsü üzerinde cereyan ediyor...
Kemalist din, ol ya da dur dediğinde, hiç kimsede emre itaatsizliğe kıçını sıktırmaya güc ve takat bıraktırmayacak denli bir yaptırım gücüne sahip olduğundan; Allah’ın kendi kullarına tanıdığı, isteklerin dokunulmazlığı hak ve hürriyetini, yürürlükten kaldırabiliyor...
Partilerin kapatılması, iktidarları değişmeye zorlama, ihtilâller, darbeler, ihraçlar vs. vs...
önümüzdeki günlere yönelik beklentilerde, AKP’nin defterinin dürülmesi ve hükümet programı için bir başka grubun göreve hazırlanması bekleniyor...
Sebep, tesettür hürriyeti...
•
Kapitalizmin sermaye birikim sürecinin temel yapısında, bütün gözeneklerinden kan ve çirkef sızdıran iktisadi, hukuki ve sosyal cevvaliyet gözlenir.
Kapitalistin davranışlarını biçimleyen temel etken, girişimden sağlanacak kâr oranının oynaklığıdır... % 300'lere varan kâr beklentileri, girişimciyi punduna getirdiğinde idam sehpasına sevkettirebilecek gözü karalılığa bile iteleyebilir. İdam sehpasında sallanma deyimini, kendi anasının uçkurunu üçüncü kişilerin temaşağına açma utanmazlığıyla da değiştirebilirsiniz...
Türk kemalizm dininin, Allah İslâmı'nın örtünme emir ve hürriyetine karşı açtığı, ve her seferinde de sancağını başarı tepesine diktiği 1000 yıl savaşlarında, Allah’ın zatı ve kullarıyla dalga geçercesine, başörtüsü defileleriyle panayır düzenlemenin anlamı ve mânâsı nedir...
Bize göre, siyasi skalada durumdan vazife çıkarma ne ise, iktisadi ve ahlâki zeminde de bu ve benzeri hareketlere, adı ve sanı ile, Allah ile dalga geçmek, dini metalaştırıp pazara çıkarmak denilmez mi...
•
Türk tesettür defileleri yıllık periodlarla yapılıyor... Aslolan bir giyilenin bir daha giyilmemesi için çeşidi artırma çalışmaları ve AR-GE faaliyetleri içerisinde yer almasıdır... Bu bağlamda ele alındığında, dinin metalaştırılmasındaki en etkin gösteri alanını teşkil eden yeşil sosyetedeki tesettür defilelerinin tertibinde modada günlük değişikliğe gidilmesine iktisadi durumumuzun imkân veremeyeceği açıkça görülebilir... Dolayısıyla bu türden girişimlerin mevsimlik düşünülerek, durumdan birikimlerine fon sağlayan kreatör denilen yaratıcı ilahların tasarladıkları defilelerini 3'er aylık periodlarla yeşil sosyeteye sunmaları, ülkemizin giderek bağımlılığını kaybeden siyasi konjonktörüne daha uygun düşer gibimize geliyor...
•
Bendeniz efendim, Türkiyeliliğimden utanç duymaktayım. Dükkan bakkal tabelalarından, mahalle muhit isimlerinden, makam mansıp sıfatlamalarından iğreniyorum...Trabzon’da epeyi gürültü kopartan yeni alışveriş merkezinin kurucu müteşebbis sermayesi, bir Hollanda Şirketi.. Bankalarımız, kimi vilayetlerimizdeki su, elektrik ve kanalizasyon şebekeleri yabancıların mülkiyet kontrol ve denetiminde... Heriflerin kafası bir kızmasın, kıçımızı tamponlayıp kapattıklarında, Alimallah, sıçacak delik arattıracaklar, büyük Türk ulusuna...
Bu durumda yeni Müslümanlığın da elbette başı kel değildi. Giyim kuşam konusunda, kimsenin kimseye karşılıksız selam bile vermediği şu kapitalizm dünyasında, bedeli mukabili olmak kaydı ile, bizleri fiziken olduğu kadar dinen de tefriş danışmanlık, gavur takımının iktisadi ve siyasi hakları arasında yer almalıydı...
Bir Alman moda yaratıcı geliyor, yerli ortağı ile birlikte dinler arası ticari işbirliği gereğince yeni Türkçe'nin konvenşin senter’ında Türkiye’nin yeni Müslümanlığı için tertip ettiği tesettür defilesinde, Türk resmi ideolojisinin giyinip kuşanılmasına izin vermediği giyim kuşam esvaplarını, dünyanın yerli-yabancı en şuh ve en cazibeli dişilerinin üzerinden Türkiye’nin yolunu sapıtmış yeni Müslümanlarına sergiliyor...
•
Kapitalist, kâr oranının artış gösterdiği alanlarda daha bir gözü pekleşiyor. Kâr oranının % 300-500'leri gördüğünde darağacına bile atlayabilecek olan kapitalist sermaye, kazanç nisbetinin % 1000'leri vaad etmesi üzerine, anasının uçkuruna bile el atmaktan çekinmez...
Nice başörtüsü defileleri ışığında kahpe dünyanın tüm zenginlikleri, hakkedenlerimizin üzerine olsun efendim...
Atilla Özdür-vakit
Bu ilkenin evrensel boyutları da şüphesiz ki mevcuttur. Kapitalizmde olduğu gibi, kemalizmin de insanın isteklerini yer yer kutsallaştırıp dokunulmazlıkla takviyelediği görülüyor... Giyim kuşam serbestisinin, mesela, Türkiye’de, mutlak oluşu gibi...
Kişilerin tüketim isteklerine set çekilemez... Tanrı babanın en mut’i, en cennetlik kulu, bir giydiğini bir daha giymeme konusundaki ısrarlı direnişini, her ne pahasına olursa olsun, sürdürebilen iktisadi ve fikri olgunluğa erişebilmiş kulu ve kullarıdır...
•
Hz. Allah, Tekbir ile yücelttiğimiz, Ekber olduğuna inanıp ikrar ettiğimiz , dünyanın ve kâinatın ilahı Hz. Allah, kendi yarattığı kulunu, temel sınırlarını belirlediği giyim kuşam isteğinde dokunulmaz ve muhayyer kılmıştır... Karar kulunundur.. İster mayo ile örtünür, ister feraceye bürünür...
Kemalizmin vaizinin kendi Mü'minlerini, Allah’ın din olarak kullarına hediyesi olan İslâm'ın paralelinde yer yer dokunulmazlıklarla kutsamışlığı da yok değildir...
Allah’ın belirlediği tarzda olmamak ve ona benzememek kaydıyla her türlü giyim kuşamda tam serbestlik, kemalizmde de baştadır...
İslâm ve kemalizmin, giyim kuşam hürriyeti bâbındaki çatışma alanının en belirgin ve en ateşli savaşı, başörtüsü üzerinde cereyan ediyor...
Kemalist din, ol ya da dur dediğinde, hiç kimsede emre itaatsizliğe kıçını sıktırmaya güc ve takat bıraktırmayacak denli bir yaptırım gücüne sahip olduğundan; Allah’ın kendi kullarına tanıdığı, isteklerin dokunulmazlığı hak ve hürriyetini, yürürlükten kaldırabiliyor...
Partilerin kapatılması, iktidarları değişmeye zorlama, ihtilâller, darbeler, ihraçlar vs. vs...
önümüzdeki günlere yönelik beklentilerde, AKP’nin defterinin dürülmesi ve hükümet programı için bir başka grubun göreve hazırlanması bekleniyor...
Sebep, tesettür hürriyeti...
•
Kapitalizmin sermaye birikim sürecinin temel yapısında, bütün gözeneklerinden kan ve çirkef sızdıran iktisadi, hukuki ve sosyal cevvaliyet gözlenir.
Kapitalistin davranışlarını biçimleyen temel etken, girişimden sağlanacak kâr oranının oynaklığıdır... % 300'lere varan kâr beklentileri, girişimciyi punduna getirdiğinde idam sehpasına sevkettirebilecek gözü karalılığa bile iteleyebilir. İdam sehpasında sallanma deyimini, kendi anasının uçkurunu üçüncü kişilerin temaşağına açma utanmazlığıyla da değiştirebilirsiniz...
Türk kemalizm dininin, Allah İslâmı'nın örtünme emir ve hürriyetine karşı açtığı, ve her seferinde de sancağını başarı tepesine diktiği 1000 yıl savaşlarında, Allah’ın zatı ve kullarıyla dalga geçercesine, başörtüsü defileleriyle panayır düzenlemenin anlamı ve mânâsı nedir...
Bize göre, siyasi skalada durumdan vazife çıkarma ne ise, iktisadi ve ahlâki zeminde de bu ve benzeri hareketlere, adı ve sanı ile, Allah ile dalga geçmek, dini metalaştırıp pazara çıkarmak denilmez mi...
•
Türk tesettür defileleri yıllık periodlarla yapılıyor... Aslolan bir giyilenin bir daha giyilmemesi için çeşidi artırma çalışmaları ve AR-GE faaliyetleri içerisinde yer almasıdır... Bu bağlamda ele alındığında, dinin metalaştırılmasındaki en etkin gösteri alanını teşkil eden yeşil sosyetedeki tesettür defilelerinin tertibinde modada günlük değişikliğe gidilmesine iktisadi durumumuzun imkân veremeyeceği açıkça görülebilir... Dolayısıyla bu türden girişimlerin mevsimlik düşünülerek, durumdan birikimlerine fon sağlayan kreatör denilen yaratıcı ilahların tasarladıkları defilelerini 3'er aylık periodlarla yeşil sosyeteye sunmaları, ülkemizin giderek bağımlılığını kaybeden siyasi konjonktörüne daha uygun düşer gibimize geliyor...
•
Bendeniz efendim, Türkiyeliliğimden utanç duymaktayım. Dükkan bakkal tabelalarından, mahalle muhit isimlerinden, makam mansıp sıfatlamalarından iğreniyorum...Trabzon’da epeyi gürültü kopartan yeni alışveriş merkezinin kurucu müteşebbis sermayesi, bir Hollanda Şirketi.. Bankalarımız, kimi vilayetlerimizdeki su, elektrik ve kanalizasyon şebekeleri yabancıların mülkiyet kontrol ve denetiminde... Heriflerin kafası bir kızmasın, kıçımızı tamponlayıp kapattıklarında, Alimallah, sıçacak delik arattıracaklar, büyük Türk ulusuna...
Bu durumda yeni Müslümanlığın da elbette başı kel değildi. Giyim kuşam konusunda, kimsenin kimseye karşılıksız selam bile vermediği şu kapitalizm dünyasında, bedeli mukabili olmak kaydı ile, bizleri fiziken olduğu kadar dinen de tefriş danışmanlık, gavur takımının iktisadi ve siyasi hakları arasında yer almalıydı...
Bir Alman moda yaratıcı geliyor, yerli ortağı ile birlikte dinler arası ticari işbirliği gereğince yeni Türkçe'nin konvenşin senter’ında Türkiye’nin yeni Müslümanlığı için tertip ettiği tesettür defilesinde, Türk resmi ideolojisinin giyinip kuşanılmasına izin vermediği giyim kuşam esvaplarını, dünyanın yerli-yabancı en şuh ve en cazibeli dişilerinin üzerinden Türkiye’nin yolunu sapıtmış yeni Müslümanlarına sergiliyor...
•
Kapitalist, kâr oranının artış gösterdiği alanlarda daha bir gözü pekleşiyor. Kâr oranının % 300-500'leri gördüğünde darağacına bile atlayabilecek olan kapitalist sermaye, kazanç nisbetinin % 1000'leri vaad etmesi üzerine, anasının uçkuruna bile el atmaktan çekinmez...
Nice başörtüsü defileleri ışığında kahpe dünyanın tüm zenginlikleri, hakkedenlerimizin üzerine olsun efendim...
Atilla Özdür-vakit