Kıt'alara hükmetmiş, Fransa'da bir fermanla dansı yasaklatmış, İstanbul'u toprak ve para için değil de Peygamberin hadisinde geçtiği için fetheden bir neslin torunu olarak, Avrupa Birliğine girmek istemiyoruz.

Zamanında bizimle arasını iyi tutmak için türlü takla atan bu haçlı zihniyet, şimdi bize o taklaları attırmak istiyor. Bunların amaçları değişmedi ve değişmez. Avrupa birliği demek Haçlı birliği demek. Biz İslamiyet bayrağını en yükseklere çıkartmak için baş koymuş bir millet olarak, Avrupa birliğine girdiğimiz zaman ecdadımızın kemikleri sızlar.

Bir Ak Parti'li olarak; Partimizin Avrupa Birliği politikalarını yanlış buluyorum.

Selametle.

Ağzına sağlık ensartopcu ihvan.

Bu günkü alman gazetesi BİLD - resim - gazetesi türkiyenin 2014 yılında ortak pazara girmek istediğini yazdı. Ama bizi yine almayacaklar. Alsalar da getirisinden götürüsü çok olacak.Her alınan pahalı olacak. Alınan aylık yetersiz kalacak. Almanyanın mark oyro'ya geçişi gibi bir şey olacak. Ama geri dönülmesi de olmayacak.
Zaten almanyada 2 genarasyon bizler issiz kalsak iş bulamayacağız.Almanya eskisi gibi değil. Sanatı olmayanlar iş bulamıyor almanlar da bulamıyor.
Bizim sadece 3 ay Avrupayı vizesiz gezeceğiz karımız bu olacak.
Zenginlere daha çok faydası olacak. Gümrük vergileri yüzde 1 e düşecek.
Bizde değişen pek bir şey olmayacak.
Hükümetimizin komşularımızla, müslüman ülkelerle ve müslüman olmayan ülkelerle alışveriş, iş bağlantıları kurmaya devam edsin inş.
Siz onları sevmedilçe onlar sizi sevmez misali biz müslüman olduğmuz için yine almayacaklar, almazklarda. Yaşarsak hepimiz göreceğiz. 2014 de bir bahane uydurarak yine bizi almayacaklar aralarınz bizde temiz bie hava alacağız.

ikili ilişkilerimiz için gerçekten önemli olduğuna inananlardanım.
bizlerin yaşam standartları için faydalı olurken, ab de genç nüfusumuzdan faydalanacaktır. yani her iki taraftada menfaat söz konusu olursa yararda o oranda yükselir.

avrupa birliği boş girmemiz mümkün değil olmacak abye amin denmez balkanlarla iş birliği yapalım

Mevzuya iki açıdan yaklaşmamız gerek.

Birincisi açıdan bakarsak olumlu bulabiliriz. Bildiğiniz üzere Avrupa ülkeleri gerek ekonomik,gerek eğitim,gerekse ilim açısından ileri düzeydeki ülkelerdir. Misal vereyim,demokrasi olarak bir Avrupa ülkesinde Darbe,Parti kapatma gibi olaylar normal dışı görülür. demokrasi açısından ileri bir seviyeye ulaşmışlardır. Yok Başörtüsü siyasi simgedir, dini simgeler Kamu'da yer alamaz gibi kurallarıda yoktur.Bunlar aşılmıştır. Ya da bir genelkurmay başkanı'nın kürsüye vurarak halka hüküm verme olanağı yoktur.Ülkelerin ekonomik durumu genelden bakılınca çok iyidir. Örneğin Avrupa'daki bir işçinin ev alması, Türkiye'deki bir işçi kadar güç değildir. Avrupa birliğine girdiğimizi hesaba katar isek onların bu tip uygulamaları ile gelişebiliriz.

İkinci açıdan bakılınca kesinlikle olumsuz buluruz. Biliyorsunuz ki, ülkemizde kültür yozlaşması mevcut. Gerek Televizyon programlarından,gerek dizi ve filmlerden Avrupayi kültürü bir empoze çabası,Çocukların,gençlerin bu kültürü doğal görme çabası var. Bildiğiniz üzere,Bu çabanın ne kaynaklı olduğuna dair kesin bir bilgi yok. Sorun genelden. Örneğin Avrupa'daki bir aile yapısı Türk gelenek ve göreneklerine oldukça ters olabilir.Şimdi ülkemizdeki bu çabaları gördükçe Avrupa birliğine girdiğimizi hesaba katarsak hiçde olumlu sonuçlar doğurmayacağını görmek içten bile değil. Kültür,tersine çevrilirken "biz artık avrupalıyız" cümlesiyle kamufle edilecektir.

Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa birliği politikasını eleştirenlere açıkçası şaşıyorum. Recep Tayyip Erdoğan'da, Avrupa birliğine girmeyeceğimizi biliyor. Önceki adı Hristiyan birliği olan ve Merkel'in üstüne basa basa Türkiye'nin Avrupa birliğinde yeri yoktur açıklamaları ve bunun gibi girme konusunda pek çok örneği olan bir birlikteki kültür yozlaşmasının bizden daha çok farkında. Avrupa birliğindeki bazı ülkelerin desteğine bakmayın, temelde AB üyesi olursak nüfusumuz kadar temsilci göndereceğimiz Ab meclisinde hakim olmamızdan korkuyorlar. Yani Ab'ye giren yok. Sayın Başbakanımızın Avrupa birliği politikası yalnızca stratejiktir. Tayyip Erdoğan'ın yaptığı tek şey, Avrupa birliği müzakereleri adı altında Avrupa'dan demokrasilerini almaktır. İlk paragraftada belirttiğim gibi, Avrupa'da olan olumlu demokratik uygulamaları ülkemize taşımaktır amaç. Yani, "Darbelere neden karşı çıkıyorsun,başörtülüyü neden kamuya sokmaya çalışıyorsun,neden çeşitli açılımlar yapıyorsun" gibi sorulara Avrupa birliğine girme çabası cevabı vermektir. Bu da başbakanın siyasi zekasının ne kadar ileri seviyede olduğunu gösterir.

AB hakkında en güzel açıklamaları Sayın Cumhurbaşkanı 1994 yılında yapmıştı. Türk-İslam Birliği kurulmalı