|
![]() |
#1 | |||||
![]() Ben burada Işid'i savunacak değilim, Işid daha Musul'u işgal etmeden önce bu forumda Işid için açıkça ''harici bir terör örgütü'' diye yazmıştım.
Işid ister sünni ister şii olsun kendisinin emrinde veya himayesi altında yaşamayı kabul etmeyen herkese saldıran bir örgüttür. El-Kaide'ye bile kafir diyor bu adamlar. Ama şuan zaten Irak hükümetinin mezhepçi askerlerden oluşan ordusu ve Irak hükümeti tarafından desteklenen şii terörist gruplar başta bağdat olmak üzere Irak'ta ehli sünnet Müslümanları katletmeye devam ediyorlar. Nasıl ki PKK, Güneydoğu'da gördükleri sakallı insanları Işid'ci diye öldürüyorsa, Irak askerleri ve şii teröristler de Irak'ta ehli sünnet müslümanları Işid'ci diye yaftalayarak katletmektir. Irak'ta ABD desteğiyle mezhepçi Irak ordusu ve şii teröristler şuana kadar yaklaşık 1 milyon sünni Müslümanı öldürdüler. bundan daha büyük zulüm olur mu? Şii milisler bağdatta kıtır kıtır sünni Müslümanları kesiyorlar sen de Işid bağdata girerse türbeleri yıkar diye Işid'in Bağdat'a girmesinden korkuyorsun.. yahu türbe dediğin şey, Müslümanların canından daha mı önemli? Işid bağdata girsin de bu şii teröristlerin kafasını kessin.. Ben Işid'e karşı olmana itiraz etmiyorum ama Işid'e karşı olayım derken en az Işid kadar zalim olan mezhepçi Irak ordusuna ve PKK'ya destek olunmasına karşıyım. daha dün bu foruma ekledim bir mesaj: Alıntı:
bu da 4 ay önce musul ışid'in eline geçtiği zaman yazdığım başka bir mesajım: Alıntı:
![]() |
||||||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
IŞİD'in barbarlığına karşı olmak İran destekli Şii Irak yönetiminin Sünni katliamlarına karşı olmaya engel değildir. Zaten IŞİD'i büyüten de Irak'ta ve Suriye'de Şiilerin Sünnilere karşı yapmış oldukları zulümler ve katliamlardır. Yukarıdaki mesajımı ve bu konuyla iligli olan diğer mesajlarımı okursan, Suriye'deki zulme ve katliamlara desteği sebebiyle Allah'ın gazabının İran'ın üzerine olmasını dilediğimi göreceksindir. Allah gazabı; İran'ın, Rusya'nın ve Çin'in üzerine olsun ki, Suriye'nin gayrimeşru rejimi yıkılarak Suriye'deki Müslümanlar zulümden kurtulsunlar. Meselenin ne olduğunun farkındayım. Daha da açık yazayım: Bölgede bir tarafında Sünni Arap Suudi Arabistan'ın, diğer tarafında da Şii Fars İran'ın liderliğinde hem etnik hem de mezhebî çatışmalar yaşanıyor. Artık adını koyalım: Irak'ta ve Suriye'de hem Sünni-Şii savaşı hem de Arap-Fars savaşı yaşanıyor. Mezhebî yönünün yanı sıra etnik bir savaştır da bu. Bu savaşta % 100 haksız olan ise Şii İran'dır. Şii İran, Suriye'de % 10 civarındaki Nusayri azınlığın gayrimeşru diktatörlüğü sürsün diye insanlıktan çıkarak Zalim Suriye Rejimi'nin, Müslüman Sünni Araplara uygulamış olduğu; zulümlere, işkencelere, katliamlara ve soykırıma destek olarak bu çok büyük günahların ortağı olmuştur ve Allah bilir, öyle düşünüyorum ki Allah'ın gazabına müstahak olmuştur. İran kaybedecek inşaallah; zaten kaybetti de. İnsanlık vicdanı tarafından Rusya ve Çin'le birlikte; zulüm, işkence, katliam, soykırım destekçisi ve ortakçısı olarak mahkûm edildi. İran'ın vicdanlardaki mahkûmiyetinin yanı sıra Allah'ın gazabının onun üzerine indiğini de yaşayarak görürüz inşaallah. İran, Suriye'nin Müslümanlara yapmış olduğu bu çok büyük zulümleri bile bile göre göre o zulümlerin ortağı ve destekçisi oldu. İran, Suriye'deki bu insanlık suçlarının ortağı olarak tarihinin belki de en büyük hatasını yaptı. Yapılmış olan tüm bu zulümleri Allah görmüyor mu zannediyorlar İran ve İranlılar?! İran'ın sorunu sadece zalimliği değil; zalimliğinin yanı sıra beyinsizliği... Çok basit bir şeyi göremedi Zalim İran: Suriye'deki % 10 civarındaki Nusayri azınlığın gayrimeşru diktatörlüğünün artık sürdürülemeyeceği gerçeği. Suriye'nin Ergenekon Terör Örgütü olan Nusayri Esed Ailesi'nin sonu gelmiştir. İran; olmayan, olmayacak bir şeyi yapma uğruna kendini de mahvetti, Suriye'yi de mahvetti. Büyük Sünni çoğunluk karşıyken % 10 civarındaki Nusayri azınlığın uzun vadede Suriye'de iktidarda kalabileceğini düşünmek beyinsizliktir ve İran bu beyinsizlik uğruna Suriye'de insanlığa karşı işlenen suçların ortağı ve destekçisi olmuştur. İran'ın beyinsizliğinin bir diğer boyutu da şudur: İran'da % 5 - % 10 civarında Sünni azınlık vardır. İran, bir an için, sadece bir an için, Suriye'de yaşanmış olanın İran'da da yaşanabileceğini varsaysa ne büyük bir zalimlik ve alçaklık içinde olduğunu anlayacak. Varsayalımki İran'daki % 5 - % 10 civarındaki Sünni azınlık mensubu farazî bir Sünni Mesed Ailesi -Suriye'deki Esed Ailesinden nazireyle- yarın askerî darbe yaptı ve İran'ın yönetimini ele geçirdi ve o farazî Mesed Ailesi, Şii İran'da Sünni Diktatörlük kurdu. İran'ın Şii çoğunluğu bunu hoş karşılar mı, buna razı olur mu? Hayır, hoş karşılamaz, razı olmaz. Peki, daha sonra bu Sünni Mesed Ailesi, Şii Soykırımı'na girişse ve İran'da yüz binlerce Şii'yi işkencelerle katliamlarla, soykırıma uğratsa İranlı Şiiler ne hissederler? Bunu düşünün İranlılar. Ülkenizdeki % 5 - % 10 civarındaki Sünniler tarafından acımasızsa; işkencelere, tecavüzlere, katliamlara, soykırıma uğratıldığınızı, evlerinizin başlarınıza yıkıldığını, üstlerinize bombalar yağdını, ailenizin akrabalarınızın arkadaşlarınızın sevdiklerinizin öldürüldüklerini bir düşünün İranlılar! Nasıl, korkunç değil mi! İşte Suriye'deki Nusayri azınlık tarafından Suriye'de yaşatılan budur! Başınızdaki yönetimin işlediği, ortak olduğu vahşetin, barbarlığın ne kadar büyük olduğunu anlamak için illa o vahşetin, o barbarlığın başınıza mı gelmesini bekliyorsunuz?! Başınızdaki zalim yönetimin yaptığı budur İranlılar; vebali de boyunlarınadır ve o vebalden kurtuluş yoktur! Konu Cihannur tarafından (10-22-2014 Saat 00:25 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Sezai Koç şöyle der: "Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Hâlbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar tarihin azabından kurtulamayacaklar, tarihin azabından kurtulsalar Tanrı'nın gazabından kurtulamayacaklar."
Sezai Karakoç'un yukarıdaki sözlerindeki onlar kelimesinin yerine; Rusya, İran ve Çin'i koyabiliriz. Zalim Suriye Rejimi'nin Suriye'deki insanlık suçlarına destek vererek Suriye'de yaşanmış olan; zulümlerin, işkencelerin, tecavüzlerin, katliamların ve soykırımın destekçisi ve ortakçısı olan; İran, Rusya ve Çin, dilerim ki yapmış oldukları bu alçaklığın, bu insanlık düşmanlığının bedelinin burunlarından fitil fitil gelmesiyle ödesinler. İran, Rusya ve Çin; Zalim Suriye Rejimi'ni destekleyerek o zalim rejimin suçlarına ortak olarak Zalim Suriye Rejimi'yle birlikte tarihe kara bir leke olarak geçtiler. Allah'ın gazabı; İran'ın, Rusya'nın, Çin'in ve Zalim Suriye Rejimi'nin üzerine olsun. Amin. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
Daha da kötüsü yaklaşık 1 milyon sünni Müslümanın yaşadığı Tahran'da tek bir tane bile sünni camiisi yok!.. Halbuki aynı Tahran'da çok sayıda sinagog ve kilise var!.. Tükiye'de bile (burdaki Caferi (şii) sayısı İran'daki sünni sayısına göre çok daha az olmasına rağmen) onlarca Caferi camiisi var. İran'da çocuklara Ömer , Osman , Ayşe ve Ebu Bekir isimlerini vermek yasaktır!.. İşte sözde vahdetten bahseden İran böyle mezhepçi ve sünni düşmanı bir devlettir.. Konu Özgür Suriye tarafından (10-22-2014 Saat 00:33 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|