|
![]() |
#1 |
![]() ![]() "Beyannamenin hazırlanmasında geniş bir ekip uer aldı. Her biri uzman bu geniş ekibe teşekkürlerimi sunuyorum. 12 Haziran 2011 seçimlerine son derece kapsamlı, ayrıntılı, ciddi bir çalışmanın ürünü oplan bir seçim beyannamesi ile giriyoruz. Türkiye hazır, hedef 2023. Bu beyanname dostlar alışveriste görsün, laf kalabalığı yapmak, orta sahada top çevirme beyannames, de değildir. Önceki tüm beyannamelerimiz gibi son derece detaylı bir şekilde hazırlanmış, net hedefler konulmuştur. Bu hedeflere varacağımızın ispatı da 8.5 yıllık çalışmalarımızdır. Her alanda attığımız adımlar. Halep ordaysa arşın da burada... Her zaman söylerim, eşek ölür kalır semeri, ,nsan ölür kalır eseri. Çıraklı burada, kalfalık burada, ustalık da inşallah burada olacak(2023 kitaçığını gösteriyor) Bu beyannamede Kaf Dağı'nı asla göremeyeceksiniz. Ulaşılamayacak hedefleri asla göremeyeceksiniz. Umut simsarlığı yapmak için değil, makul bir yol haritası için hazırlanmıştır. Milletimizle samimi bir iletişim içinde oluyoruz. Türkiye'nin gerçek bir fotoğrafını sunuyoruz. Sadece ve sadece yapabileceklerimizi vaad ediyoruz. AK Parti kurulduğu günden beri şeffaflığı, samimiyeti, güven duygusunu siyasetin merkezine çekmiştir. Türkiye, yakın tarihinde siyaseti popülizmden ibaret gören, adeta yalanla özdeşleştiren, siyasi anlayışları çok gördü. 'O ne verirse ben beş fazlasını veririrm' diyorlardı. Bu tür siyasi anlayış ülkemize bedeller ödetti. Sırf iktidara gelebilmek için sınırsız vaadlerde bulunan siyasetçiler verdikleri tüm vaadleri unuttular. Aynı iktidarlar seçimlerin yaklaşması ile birklikte muslukları sonuna kadar açtılar. Devletin hazinesini boşalttılar. Merkez Bankası'nı 24 saat çalıştırarak para bastılar. Ekonominin tüm dengesini alt üst ettiler. Bunun rantını kimler yedi? Siyaseti yakından takip edenlerimiz bunu kimlerin yediğini çok iyi bilirler. Türkiye popülist siyaset anlayışı, plansız-programsız, gündelik politikalari gelecek vizyonundan uzak politikalar nedeniyle çok ağır faturalar ödemiştir. Çok daralkdıkları zaman büyük bir telaşa kapılmışlar hemen birin yanına bir sıfır daha koymuşlar... 6 tane sıfırı gelip oraya yerleştimişler. Bu benim vatandaşımın sıkıntısına şifa mıydı? Sırf vatandaşımızı aldatmak içindi. Modern hırszılıkla halkı aldatıyorlardı. Artık bu oyunları bozduk. Altı sıfırın altısını da çöpe attık. Şahsiyetli bir Türk Lirasını kazandırdık. Onların bir milyona alamadıklarını biz daha fazlasıyla bir liraya alıyoruz. Kaşıkla verilen enflasyon, bütçe açığı, vergi yoluyla kepçeyle alınıyordu. AK Parti olarak Türkiye'nin sorunlarını, hedeflerimizi, vizyonumuzu her zaman çok açık milletimizle paylaştık. 3 Kasım seçimlerinden önce çok açık bir şey söyledik: 3 yıl bizden bir şey beklemeyin. Bakınız şimdi iktidara bile gelmesi mümkün olmayanlar kuru sıkı atıyorlar. Uçuk vaadlerle olmayacak hedeflerle, hayallerle değil, üç yıl bizden bir şey beklemeyin diye iktidara geldik. Millet nezdinde itibarını sürekli artıran anlayış, bu samimi anlayıştır. Biz yapamayacağımızı vaad eetmedik, bugün de vaad etmiyoruz. Hiçbir zaman hayal ticareti yapmadık. Bugün de asla buna tevessül etmiyoruz. Siyasetin güvenilirlik katsayısını içten içe kemiren popülizme itibar etmiyoruz. İktidara gelebilmek için her yolu mübah görenlere, bunun yanında çetelerden, mafyadan, karanlık güç odaklarından oy devşirmeye çaışanlara milletimiz yüz vermeyecektir. Dışarda adam bulamayanlar, Slivri'den aday gösteriyorlar. Aday tanıtımında maskeli aday tanıtımı yapıyorlar. Bu bir maskeli balo. Ana muhalefet partisinin ne hale düştüğünün açık delilidir. Milletimiz 12 Haziran'da onların maskerlerini indirecektir. Aklına her geleni vaad edenlerin millete ne bedeller ödediklerini milletimiz unutmamıştır. Bunların iktidara ortak olduklarında ne hale getiridiklerini gördük. Bu ülkeye bunlar mazot bulamıyorlardı. Ben burada CHP'ye gönül veren, MHP'ye gönül veren, diğer siyasi partilere gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum. Bu yol iradenizin demokrasiyle bütünleştiği ama Türkiye'nin geleceğini ilk 10'a sokacak bir yürüyüşün adımlarıdır. Onun için burada ortaya koyacağınız tavrı unutmayın. 8.5 yıl önce böyle bir ülkede yaşamıyoruz. 730 milyar dolar milli geliri aşmış bir Türkiye'de yaşıyoruz. Kişi başı milli gelirin 10 bin doları aştığı bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bakınız, nerelerden nerelere geldik. İftiralar üzerine değil, hedefler üzerine bir kampanya yürüteceğiz. AK Parti'nin 12 Haziran seçimleri için hazırladığı kapsamlı seçim beyannamesi şu başlığı taşıyor: Türkiye hazır, hedef 2023. Alnımızın akıyla 8.5 yılda ne yaptık bunları da, 2023'ü de takdim edeceğiz. Bunu tamamıyla anlatmaya ne zaman yeter ne de sizin heyecanınızı burada diri tutabiliriz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bu beyanname sandıklar açıldıktan sonra unutulacak bir beyanname değil. Türkiye'nin 12 yılını şimdiden planlayan beyanname. Şimdi herkes 2023'ü konuşmaya başlıyor. Bunun patenti bize aittir. Mukallit her zaman kaybeder. Türkiye'yi bugünden Cumhuriyetin 100. yılına hazırlayan bir beyannamedir. Değil 12 günlük politikalar, 12 saatlik politikalar bile üretilemiyordu. İşte o günlerden AK Parti iktidarıyla Türkiye bugünlere ulaştı. Seçim beyannamemiz 12 yıl boyunca elimizden düşmeyecek bir yol haritası olacak. 10-15 gün arayla da bazı projeleri halka açık, animasyon uygulamalarıyla birlikte halkımıza takdim edeceğiz. Yani ayağı yere değen projeler. Çünkü yola çıkarken ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız dedik. Vaad ettiğimiz her şey bugüne kadar uygulandı. 2023'e kadar Türkiye'nin her meselesini ele aldığımız beyannemenin 5 ana başlığı var: İleri demokrasi Büyük ekonomi Güçlü toplum Yaşanabilir çevre ve marka şehirler Lider ülke Temel hak ve özgürlüklerin genişlemesiyle ekonomi at başı ilerlemiştir. Bizim 3Y'miz vardı. Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla mücadele şeklinde... Yasaklara karşı yürüttüğümüz mücadele ekonominin sağlam bir şekilde büyümesini sağlamıştır. Demokratikleşmenin uzun soluklu bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Demokratikleşme mücadelesi kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Hızlı demokratikleşme mücadelesini çok daha kararlı bir şekilde sürdürülecektir. Türkiye'nin yeni bir anayasaya, günün gereklerine uygun bir anayasaya ihtiyaç duyduğu artıuk herkesin ortak bir fikridir. Yeni bir anayasanın çalışmalarını başlatıyoruz. Ülkenin ufkunu açacak bir anayasayı gündemimize aldık. Seçimlerin ardından yoğun bir şekilde bütün çalışmalarla birlikte oluşturduğumuz havuzu hayata geçirmenin gayreti içinde olacağız. Yeni anayasa demokrtaik bir şekilde hazırlanacak, TBMM'de oluşturulacak. Tek başına iktidar dönemleri her zaman ekonominin büyüdüğü, koalisyon dönemleri de ekonominin heba edildiği dönemler olmuştur. Siyasi partiler yasası ve siyasetin finansmanı yeniden ele alınacaktır. Aynı şekilde seçim yasası da... Kürt sorununun çözümünde herhangi bir çekincemiz yok. Artık bu sorun tarihe havale edilecek. Özgürlük ve güvenlik arasında denge temin edilecektir. Özgürlüklerden taviz vermeden, terörle mücadele kararlılıkla devam edecektir. Özgürlük ve güvenlik dengesinin ilk defa bir beyannamede yer aldığını belirtmeliyim. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçilecektir. Yargılamalar daha adil olacak. İstinaf mahkemeleri faaliyete geçecek. Hakim, savcı sayısı artırılacak... Millet adına karar veren birilerinin arka bahçesi olan değil, milletin vicdanını temsil eden bir adalet ve yargı sistemini inşa edeceğiz. Benim özellikle bir savcı olduğumdan bahsediyor. Hiçbir yerde bu ifadeyi kullanmadım. Tam aksine ana muhalefetin başındakiler bu ifadeleri kullandılar. AK Parti iktidarları döneminde çeteler ve mafya en büyük darbeleri almıştır. Çetesiz-mafyasız, cuntasız bir Türkiye için mücadele edeceğiz. BÜYÜK EKONOMİ İktidarımızı devraldığımız günden itibaren ekonomi büyümeye devam ediyor. Tüm dünyada kriz sürerken Türkiye yüzde 8.9 oradında büyümesi manidardır. En hızlı büyüyen ekonomi olması ulaştığımız seviyenin en önemli göstergesidir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında en büyük 10 ekonomi arasına girmek için çalışacağız. Ar-ge harcamalarımızı artırarark lider ülkeler arasına girmeyi hedefliyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Seçim Beyannamesi’ni açıklamaya başladı. Başbakan'ın açıklamalarında sır gibi saklanan çılgın projenin detaylarının da yer alacağı söyleniyor... İşte Başbakan'ın açıklamalarından bazı notlar... "Ak Parti Seçim Beyannamesi, önceki beyannamelerimiz gibi son derece detaylı bir şekilde hazırlandı. "ENFLASYONUN DENGESİNİ ALTÜST ETTİLER" Türkiye, yakın tarihinde siyaseti popülizmden ibaret gören, adeta yalanla özdeşleştiren, siyasi anlayışları çok gördü. 'O ne verirse ben beş fazlasını veririrm' diyorlardı. Bu tür siyasi anlayış ülkemize bedeller ödetti. Sırf iktidara gelebilmek için sınırsız vaadlerde bulunan siyasetçiler verdikleri tüm vaadleri unuttular. Aynı iktidarlar seçimlerin yaklaşması ile birklikte muslukları sonuna kadar açtılar. Devletin hazinesini boşalttılar. Merkez Bankası'nı 24 saat çalıştırarak para bastılar. Merkez Bankası banknot matbaasını çalışıtrarak sürekli para bastılar. Faiz bir gecede yüzde 7.500'e fırladı. Ekonominin tüm dengesini alt üst ettiler. Bunun rantını kimler yedi? "VATANDAŞTAN KÜREKLE PARA ALDILAR" Seçimden sonra ekonominin yakası biraraya gelememiştir. Çok daraldıklarında büyük bir telaşa kapılmışlar. Paraya bir sıfır daha koymuşlar. 6 tane 0'ı paraya yerleştirmişler. Bu benim vatandaşımın sıkıntısına şifa mıydı? Onların bir milyona alamadıklarını biz şimdi daha fazlasını 1 liraya alıyoruz. İşte onurlu millet bu. Enflasyon, yüksek faiz, bütçe açığı yoluyla vatandaştan kürekle alıyorlardı. 8,5 yıllık iktidarımızda en çok bu tahribatı gidermek için çalıştık. Ak Parti olarak Türkiye'nin sorunlarını, hedeflerimizi, vizyonumuzu, projelerimizi her zaman açık ve net paylaştık. 3 Kasım seçimleri öncesinde milletimize son derece samimi bir şey söyledik: "3 yıl bizden bir şey beklemeyin". Biz hayal ticareti yapmadık. Bugün de 12 Haziran seçimleri öncesinde bunu yapmayacağız. İktidara gelmek, fazla oy almak için dürüst siyaseti terkedenlere milletim tenezzül etmeyecek. AK Parti'nin seçim beyannamesi içinde, Kaf Dağı'nı asla göremeyeceksiniz. Bu beyannamede, ulaşılamaz hedeflere, ulaşılamaz hayallere, masalımsı vaadlere asla rastlamayacaksınız. AK Parti'nin seçim beyannamesi, hayal tacirliği yapmak, umut simsarlığı yapmak için değil, Türkiye'ye son derece güçlü, makul, mantıklı bir yol haritası çıkarmak için hazırlanmıştır. "CANAVARI VATANDAŞIN CEBİNDEN ÇIKARDIK" Tüp, yağ sıralarını unutmadık. Bu ülkeye mazot bulamıyorlardı. Mazot bulamıyordu bu ülke. Türkiye büyüdüğünde, zenginleştiğinde boş vaatlerle halkı kandıranları unutmadık. Ben burada CHP'ye gönül verenlere de, MHP'ye gönül verenlere de, diğer partilere gönül verenlere sesleniyorum. Türkiye'nin ekonomosini 26. sıradan 17. sıraya nasıl çıkardıysak; ilk 10'a sokacak adımları atıyoruz. Kişi başına milli geliri görüyorsunuz, 10 bin doları aştı. 8.5 yıl önce bu 2300 dolar idi. Nerelerden nereye geldik? Bizim devraldığımız Türkiye öyleydi. Kamu net borç stokuna bakıyorsunuz, milli gelire oranı yüzde 74'tü şimdi yüzde 47. Enflasyon şimdi 3,99... Bu canavar benim Ahmet'in Mehmet'in cebinde dolaşıyordu. Bu canavarı çıkaran el AK Parti hükümetinin eli oldu. Şu anda farklı bir Türkiye var. 12 Haziran seçimlerine girerken büyük bir hassasiyetle çalışıyoruz. Nezaketi elden bırakmayacağız, nezaket, karşılıklı saygı üzerine bir süreç yürüteceğiz. İthamlar, karalamalar üzerine bir kampanya değil; planlar, projeler üzerine bir kampanya yürüteceğiz. Bu beyanname bir gelecek çizen bir beyannamedir." "Türkiye Hazır, Hedef 2023" seçim beyannamesi kitapçığının üzerinde yazılı. 8.5 yıl ne yaptığımızı takdim edeceğiz. 2023 hedeflerini de takdim edeceğiz. Basın mensuplarının ellerinde bu olacak. Burada anlatmaya zaman yetmez. Seçim beyannamesi sandıklar açıldığında unutulacak bir beyanname değil. Yola çıkarken "Ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız" demiştik. Bizimkiler uygulanan projeler oldu. Beyannamemizin 5 ana başlığı var. Bunlar: İleri demokrasi, büyük ekonomi, güçlü toplum, yaşanabilir çevre- marka şehirler ve lider ülke. Bizim 3Y projemiz vardı. Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla mücadele şeklinde. Yasaklarla mücadele konusunda yürüttüğümüz projeler ekonomimizin büyümesini sağlamıştır. Türkiye'n,n OECD ülkeleri arasında olması manidar. En hızlı büyüyen ekonomiler arasında olmamız önemlidir. Para politikalarından taviz vermedik. Girdiğimiz seçimlerde popülizm yapmadık. Milletin kaynaklarını çar çur etmedik. Tüyü bitmiş yetimin hakkını ne yedik ne de kimseye yedirdik. Bugün seçime 2 aydan daha az zaman kalmışken, enflasyonun ve diğer dengelerin dengeli biçimde seyretmesi Türkiye'nin alışmadığı bir durumdu. Ekonomide disiplini tavizsiz sürdüreceğiz. Gayri safi yurt içi hasılanın 2015 yılında 1 trilyon 76 milyar dolara, 2019'da 1 486 milyar dolara, 2023'te 2 trilyon 64 milyar dolara ulaşması hedeflendi. Kişi başına milli gelir 2019'da 14 bine, 2023'te 25 bin 76 dolar seviyesine çıkarılacak. İhracatımız 2019'da 317 milyar dolara, 2023'te 500 milyar dolara yükseltilmesi planlandı Kayıt dışılık azaltılacak böylece vergi oranları da azaltılacak. Fiyat istikrarı sağlanacak. Cumhuriyetimizin 100. yılında İstanbul ilk 10 finans merkezleri arasında yer alacak. Gerekli vergisel, beşeri, fiziki, hukuki tedbirler alınacak. İMKB'de işlem gören Türk şirket sayısı 1000 olacak. Yabancı işlem sayısı Türk şirketinden fazla olacak. İstihdama öncelik verdik. Tüm vatandaşlarımıza iş sağlamak en önemli önceliklerimizden olacak. Kriz boyunca istihdamımız azalmadığı gibi 2010'da 1 milyon 317 bin vatandaşımıza istihdam sağladık. Ülkemizde işsizlik sorununun mesleksizlik sorunu olduğundan hareketle uzmanlaşmış meslek edindirme merkezleri projesi dediğimiz adımı attık. 5 sene devam edecek bu pojeyle 1 milyon işsizi eğitecek ve işe yerleştireceğiz. Böylece işletmelerimizin rekabet gücü artacak. 121 meslek lisesini uzmanlaşmış meslek edindirme merkezi yaptık. Modern teknolojiyle donattık. İşsizliği 2023 itibariyle yüzde 5'e indirmeye, istihdam oranını yüzde 50'ye yükselteceğiz. Tarım dışı istihdamı 0,52'den 0,62'ye yükseltmeyi hedefliyoruz... Hayat boyu öğrenmeye katılmayı yüzde 2'den yüzde 7'ye çıkaracağız... Aktif işgücü piyasaları kapsamında nitelik artırmak için işgücü kurslarından her yıl 400 bin işsiz alacağız... Ülkemizde ilk kez tank üretilmeye başlanmıştır. İnsansız hava aracı denemelerine başlanmıştır. ABD'den sonra insansız hava aracı üreten 3. ülke Türkiye olacak. İlk savaş helikopterimiz olan helikopterin yazılım ve tasarımı tamamlandı. 2012 sonu itibariyle seri üretim başlıyor. Türkiye F16 modernizasyon merkezi oldu. Değişik ülkelerden gelen F15 modernizasyonu ülkemizde yapılıyor. Yerli üretim ve teknolojisini yüzde 50'yi çıkaran ülkemiz 2023'te uydularını, savaş tüfeğini, topunu üreten bir ülke olacaktır. İşadamlarımıza yeni pazar ve yatırım alanları açtık. Sanayi Strateji Belgesi ile sanayide verimliliği yükseltip dünya ihracatından daha fazla pay alacağız. Avrasya'nın üretim pazarı olacağız... Savunma sanayinde üretim artık ülkemizde yapılıyor. Piyade tüfeğini bile üretemiyorduk şimdi biz üretiyoruz. İhracatı 2023'te 500 milyar dolara çıkaracağız. 50 bin olan ihracatçı sayımızı 100 bine çıkaracağız. Dünyaca tanınan en az 10 marka çıkaracağız. Turist sayısı 13 milyon kişi, geliri ise 12 milyar dolardı. 2010'da 2002'ye göre turist sayısı 28,5 kişi; turizm geliri ise 22 milyar dolara ulaştı. Turist sayısını 2023'te 50 milyona çıkaracağız. Turizm gelirini 50 milyar dolara yükselteceğiz. Ulaştırma önümüzdeki dönemde de önceliklerimiz arasında. Ülkemizin en az 16 noktasında büyük ölçekli lojistik merkezleri kurulacak. Bölünmüş yollar 2019'da 31 bin km'ye, 2023'te 36.500 km'ye çıkarılacaktır
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ahh be kıl payı kaçırdım.
Tekrarını bekliyorum bakalım. |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Az bir kısmını izleyebildim. Dünya üzerinde kendi insansız hava istihbarat aracını üreten 3. ülke olacağımız müdesin verdi başbakanım. Biri ABD biri İsrail biri de Türkiye'm. 2013'te yerli savaş helikopterimiz de seri üretime başlayacakmış.. MAŞALLAH...
Biz işte böyle büyük bir hareketin arkasındayız... |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() 16.04.2011
Değerli yol arkadaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler; sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bugün bu basın toplantısıyla AK PARTi'nin 12 Haziran 2011 seçim beyannamesini medyamız aracılığıyla Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşıyoruz. AK PARTi seçim beyannamesinin ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz, bütün bunlarla birlikte merkezinde bulunduğumuz bölgemiz ve coğrafyamız için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Beyannamenin hazırlanmasında geniş bir çalışma ekibi görev aldı. Her biri alanlarında, sektörlerinde uzman bu geniş ekibe, Partimizin üst yönetimine, bakan arkadaşlarıma ve milletvekillerimize katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Değerli arkadaşlarım, 12 Haziran 2011 seçimlerine son derece kapsamlı, ayrıntılı, ciddi bir çalışmanın ürünü olan bir seçim beyannamesiyle giriyoruz: "Türkiye hazır, hedef 2023." Öncelikle şunu ifade etmek durumundayım: Bu beyanname bir geleneğin, bir alışkanlığın, bir rutinin icrasından ibaret değildir. Bu beyanname, dostlar alışverişte görsün niyetiyle ya da vitrin düzenlemek, laf kalabalığı yapmak, orta sahada top çevirmek gayesiyle hazırlanmış bir beyanname de değildir. AK PARTi'nin seçim beyannamesi, önceki tüm beyannamelerimiz gibi son derece detaylı bir şekilde hazırlanmış, geçmiş tecrübelere dayalı olarak net hedefler konulmuştur. Bu hedeflere ne şekilde varacağımızın ispatı da, alnımızın akıyla 8,5 yıllık bu çalışmalardır. Her alanda attığımız adımlar, Halep oradaysa arşın burada. Her zaman söyledim, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Onun için çıraklık burada, kalfalık o da burada, ustalık da inşallah burada olacağız. Beyannamenin hazırlanmasında popülizmden büyük bir hassasiyetle sakınılmıştır. AK PARTi'nin seçim beyannamesi içinde Kaf Dağını asla göremeyeceksiniz. Bu beyannamede ulaşılamaz hedeflere, ulaşılamaz hayallere, masalımsı vaatlere asla rastlamayacaksınız. AK PARTi'nin seçim beyannamesi, hayal tacirliği yapmak, umut simsarlığı yapmak için değil, Türkiye'ye son derece güçlü, makul, mantıklı bir yol haritası çıkarmak için hazırlanmıştır. 8,5 yıldır olduğu gibi bugün de bu beyanname ile milletimizle samimi bir iletişim içerisinde oluyoruz. Samimi bir iletişim dili kuruyoruz. Milletimize, Türkiye'nin gerçek fotoğrafını sunuyor, verdiği sözleri yerine getirmiş olmanın güveniyle sadece ve sadece yapabileceklerimizi vaat ediyoruz. AK PARTi, kurulduğu günden itibaren siyasette samimiyetin, dürüstlüğün, şeffaflığın dilini önemsemiş, milletle muhabbeti, milletle karşılıklı güven duygusunu siyasetinin merkezine yerleştirmiştir. Burada aziz milletimize, ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma, milletime, kardeşlerime özellikle bir hususu hatırlatmak istiyorum. Türkiye yakın tarihinde siyaseti popülizmden ibaret gören, siyasetin dilini adeta yalanla özdeşleştiren, gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerle özdeşleştiren siyasi anlayışları çok gördü ve yaşadı. Ne diyorlardı geçmişteki siyasiler; o ne veriyorsa ben 5 fazlasını veririm diyorlardı. Çok değişik bu tür vaatlerde bulunuyorlardı. Bu tür ortaya çıkan siyasi anlayış ne yazık ki ülkemize de, milletimize de çok ağır bedeller ödetti. Seçim öncesinde sırf oy alabilmek, sırf iktidara gelebilmek için kontrolsüz bir şekilde sınırsız ve ölçüsüz şekilde vaatlerde bulunan siyasetçiler, iktidar olduklarında verdikleri tüm vaatleri unuttular. Millete hayal kırıklığı yaşattılar. Aynı iktidarlar, seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte yine oy kaygısıyla muslukları sonuna kadar açtılar, devletin hazinesini adeta boşalttılar. Arkadaşlar, oynamayın sesle, gayet güzel gidiyor, oynama. Ve Hazineyi yağmaladılar. Merkez Bankası banknot matbaasını 24 saat çalıştırarak para bastılar ve ekonominin tüm dengelerini alt-üst ettiler ve faiz bir gecede yüzde 7500'e fırladı. Acaba bunun rantını kimler yedi? Özellikle medya dünyasında olan kardeşlerim, özellikle siyaseti yakından takip edenlerimiz bunu kimlerin yediklerini çok iyi bilirler. Türkiye'nin AK PARTi iktidarı öncesinde tekrar tekrar yaşadığı ekonomik krizler, kötü yönetimin, beceriksizliğin yanında popülist politikaların da bir neticesidir. Tekrar ediyorum; Türkiye, popülist siyaset anlayışı, plansız, programsız, hesapsız ve kitapsız vaatler, gündelik politikalar, gelecek vizyonundan ve kaygısından uzak uygulamalar nedeniyle çok ağır faturalar ödemiştir. Seçim öncesinde kısa bir dönem rahatlama yaşanırken, seçimin hemen ardından kemerler sıkılmış, ancak ekonominin iki yakası bir araya gelememiş, sarsılan dengeler tamir edilememiştir. Çok daraldıkları zaman büyük bir telaşa kapılmışlar, o zaman da ne yapmışlar? Hemen 1'in yanına bir sıfır koymuşlar. Daralmış, bir sıfır daha koymuşlar, daralmış bir sıfır daha koymuşlar. Sıfır sıfır sıfır, altı tane sıfırı gelip oraya yerleştirmişler. Bu benim vatandaşımın sıkıntısına gerçekten sadra şifa mıydı? Değildi. Niçin yapılıyordu? Sadece vatandaşımı aldatmak için. Cebinde 10 lira varken bak 100 lira verdin diyorlardı. Halbuki verilen 100 lira değildi. Tam aksine modern hırsızlıkla halkımız aldatılıyordu. Yine daralıyorlardı, 100'ün yanına bir sıfır daha koyuyor, bak zam yaptık diyorlardı, al sana 1000 lira. Halbuki 1000 lira değildi, yine aldatılıyordu. Kim? Halkımız. Ama artık bu oyunları AK PARTi iktidarıyla biz bozduk. 6 sıfırın 6'sını da çöpe attık ve şahsiyetli bir Türk Lirasını biz ülkemize kazandırdık. Ve sevgili kardeşlerim, onların 1 milyona alamadıklarını biz şimdi daha fazlasını 1 liraya alıyoruz. Bakınız nereden nereye geldik, onurlu Türkiye bu, onurlu millet bu; işte bunu yakaladık. Tam anlamıyla kaşıkla verilen enflasyon, yüksek faiz, vergi, bütçe açığı yoluyla vatandaştan adeta kepçeyle, hatta kürekle geri alınmıştır. Değerli arkadaşlar, 8,5 yıllık iktidarımızda özellikle en çok bu tahribatı gidermek için çaba gösterdik. AK PARTi olarak Türkiye'nin sorunlarını, sorunlara ilişkin çözüm önerilerimizi, hedeflerimizi, vizyonumuzu ve projelerimizi her zaman çok açık, net milletimizle paylaştık. Hatırlarsanız 3 Kasım seçimleri öncesinde milletimize biz son derece samimi, açık bir şey söyledik. O da şuydu: 3 yıl bizden bir şey beklemeyin dedik. Bakın şu anda iktidara gelemeyenler veya zaten gelmesi evvel Allah mümkün olmayanlar ne diyor? Şimdi bakıyor kuru sıkı atıyor. Ya diyor, nasılsa atalım ya tutarsa diyor. Nasrettin Hoca, hiç olmazsa göle bir maya çalıyor, bunlarda o maya da yok. Dikkat ediniz, uçuk vaatlerle olmayacak, gerçekleşmeyecek hedeflerle, hayallerle değil 3 yıl bizden bir şey beklemeyin diyerek iktidara geldik. AK PARTi, 3 Kasım'da iktidara taşıyan, sonrasındaki her seçimde de oylarını kat kat artıran, millet nezdinde itibarını sürekli yükselten anlayış, işte bu samimi, bu içten siyaset anlayışıdır. Biz yapamayacağımızı, yapmayacağımızı vaat etmedik. Bugün de vaat etmiyoruz. Biz, Türkiye'ye, Türkiye ekonomisine taşıyamayacağı yükler yüklemedik, bugün de yüklemiyoruz. Biz hiçbir zaman hayal ticareti, umut simsarlığı yapmadık, popülizme tenezzül etmedik. Bugün de 12 Haziran seçimleri öncesinde de asla tevessül etmiyoruz. Türkiye siyasetini, siyasetin güvenirlilik katsayısını içten içe kemiren popülizm anlayışı milletimizden asla itibar görmeyecektir. İktidara gelebilmek, 3-5 fazla oy alabilmek için, ilkeli siyaseti, dürüst siyaseti terk edenlere eminim ki milletim bu seçimlerde de teveccüh ve tenezzül etmeyecektir. İktidara gelebilmek için her yolu mübah görenlere, yalanı, iftirayı, istismarı meşru görenlere, bunun yanında milletten değil çetelerden, mafyadan, karanlık güç odaklarından güç devşirmeye çalışanlara milletim bu seçimlerde de eminim ki yüz vermeyecektir. Değerli arkadaşlarım, burası özellikle çok önemli; bakınız, dışarıda adam bulamayanlar şu anda Silivri'nin içinden aday göstermeye gayret ettiler. Bu tabii bir şeyi gösteriyor, siyaset eyvah ne hale geldi. Şimdi enteresandır, aday tanıtımında maskeli aday tanıtımı yapıyorlar, bu da enteresan. Söyleyecektim, ağzımdan kaptılar, bu bir maskeli balo, bu hale düştüler. Ve bu Ana Muhalefet Partisinin ne hale düştüğünün çok açık delilidir. Ama biz bunlara alıştık. İnanıyorum ki milletim 12 Haziran'da bunların maskelerini indirecektir, çok açıkça indirecektir. Bugün seçim sandığı görülünce ölçüsüz ve sınırsız şeklinde aklına her geleni vaat edenlerin geçmişte bu ülkeye ne kadar ağır bedeller ödettiğini benim milletim zaten unutmamıştır. Ve iktidara ortak olduklarında da biz bunların halini gördük. Ekonominin tüm dengelerini bozanları, benzin, mazot, margarin, kıyma, tüpgaz kuyruklarında umutları heba edenleri benim milletim unutmadı. Bunların sabık veya mevcut bakanların bile kendileri Enerji Bakanı oldukları dönemde bu iktidarın bakanlıklarda paltoyla oturduklarını biz medyada çok iyi takip ettik. Bu ülkeye bunlar mazot bulamıyordu mazot, benzin getiremiyordu benzin, gazyağı yoktu. Ve nüfus kağıdına damga vurularak adeta mazot-benzin vizesi alarak bunları temin ediyorduk. Kimin iktidarında? CHP'nin iktidarında. Bunları iyi tanırız, biliriz. Ve benim milletim bu itibarını kaybetmiş zihniyetlere yeniden evvel Allah dönmeyecektir. Türkiye büyüdüğünde, zenginleştiğinde popülist vaatlerle ya da müdahalelerle iktidara gelenlerin Hazineyi nasıl boşalttıklarını, Türkiye'yi nasıl 5 sente muhtaç hale getirdiklerini unutmamıştır. Değerli kardeşlerim, ben burada CHP'ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum, MHP'ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum; diğer siyasi partilere gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum; bakınız bu yol iradenizin demokrasiyle bütünleştiği, hak ve özgürlüklerle bütünleştiği, ama Türkiye'nin geleceğini inşallah nasıl 26. sıradan 17. sıraya Türkiye'yi çıkardıysak, şimdi de ilk 10'a sokacak bir yürüyüşün adımlarıdır. Onun için burada ortaya koyacağınız tavır unutmayın budur. Biz 8,5 yıl önce böyle bir Türkiye'de yaşamıyorduk. 8,5 yıl önce milli geliri 230 milyar dolar olan bir Türkiye'deydik. Ama şimdi 730 milyar doları aşmış küresel finans krizine rağmen bir Türkiye'deyiz, ki 2008'de 742 milyar doları yakaladık. Şu anda kişi başına milli gelirin görüyorsunuz 10 bin doları aştığı bir Türkiye'deyiz. Ama 8,5 yıl önce kişi başına milli gelir değerli kardeşlerim 2300 dolar, buradaydı. Bakınız nerelerden nerelere geldik. Şimdi böyle bir Türkiye'de konuşuyor beyefendiler. Ama bizim devraldığımız Türkiye öyle bir Türkiye'ydi. Ve düşünebiliyor musunuz, kamu net borç stokuna bakıyorsunuz, o zamanlar milli gelire oranı yüzde 74, buralardaydı. Ama şimdi yüzde 45'deyiz, böyle bir noktadayız. Enflasyon yüzde 30, böyleydi. Ama şimdi enflasyona bakıyorsunuz 3,99, buradayız. Bu canavar, benim bütün Fatma, Ayşe kardeşimin cebinde dolaşıyordu, Ahmet'in, Mehmet'in cebinde dolaşıyordu. Bu canavarı oradan çıkartan el AK PARTi iktidarının eli olmuştur. Şimdi tabii bunların konuşması rahat, çünkü ortada şu anda farklı bir Türkiye var. Onun için bu kadar rahat konuşuyorlar. Biz 12 Haziran seçimlerine girerken AK PARTi olarak temel siyasi ilkelerimizi en başındaki gibi büyük bir hassasiyetle muhafaza ediyoruz. 12 Haziran seçimlerinde biz nezaketi elden bırakmayacağız. Nezaket, zarafet, karşılıklı saygı üzerine bir propaganda süreci yürüteceğiz. Biz yalanlar, iftiralar, ithamlar, karalamalar üzerine bir kampanya değil, planlar, projeler, hedefler üzerine bir kampanya yürüteceğiz. İşte bugün açıkladığımız bu beyanname, net bir Türkiye fotoğrafıyla birlikte Türkiye'ye bir gelecek vizyonu çizen bir beyannamedir. Değerli basın mensupları, çok değerli arkadaşlarım, aziz milletim; AK PARTi'nin 12 Haziran 2011 seçimleri için hazırladığı kapsamlı seçim beyannamesi, az önce de ifade ettiğim gibi aynen şu başlığı taşıyor: Türkiye hazır, hedef 2023. Tabii ben detaylara girecek değilim. Basın mensuplarına gerek alnımızın akıyla 8,5 yıl ne yaptık bunları da takdim edeceğiz. Aynı zamanda Türkiye hazır 2023'ü de takdim edeceğiz ve ellerinde bu teferruatıyla, detayıyla olacak. Bunu burada tamamıyla anlatmaya ne zaman yeter, ne de sizin heyecanınızı sonuna kadar bu noktada diri tutmamız mümkün. Ben kısa, özet başlıklarla sizlere takdime çalışacağım. Daha önce de ifade ettiğim gibi, bu seçim beyannamesi sandıklar açıldığında unutulacak bir beyanname değildir. Bu beyanname, seçime kadar olan süreci seçim sonrasındaki 4 yıllık süreci değil Türkiye'nin 12 yılını şimdiden planlayan bir beyannamedir. Bakınız, bu kardeşiniz 2023'ü telaffuz ettiği ana kadar kimse bunu konuşmuyordu. Ama şimdi hepsi 2023'ü konuşmaya başladı, bunun patenti bize aittir, şimdi buna sahip çıkmaya başladılar. Fakat, mukallit her zaman kaybeder, asıl her zaman güçlüdür. AK PARTi'nin seçim beyannamesi, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümünü bugünden şekillendiren, Türkiye'yi bugünden 100. yıla hazırlayan bir yol haritasıdır. Bundan 8 yıl önce Türkiye, bırakınız 12 yıl sonrasını, önündeki 12 saati dahi göremiyordu. Ekonomide, iç politikada, dış politikada birkaç saat sonrasında Türkiye'de nelerin olacağı, nelerin yaşanacağı kestiremiyordu. Değil 12 günlük politikalar, 12 saatler politika dahi üretilemiyor, 12 saat sonra ekonominin göstergelerinin nerelere fırlayacağı, nerelere düşeceği kestirilemiyordu. İşte o günlerden AK PARTi iktidarıyla Türkiye bugünlere ulaştı. Önündeki 12 saati göremeyen Türkiye, bugün artık önündeki 12 yılı planlıyor. Seçim beyannamemiz 12 yıl boyunca elimizden düşmeyecek bir yol haritası olarak kapsamlı ve hacimli bir içerik ihtiva ediyor. Burada hacminden dolayı ben yine seçim beyannamemizin sizlere aktaramayacağımı ifade ediyorum. Ana başlıklar ve bazı önemli projeler çerçevesinde, ki bu süreç içerisinde de her şeyi bugün bitirmeyeceğim ha, onu da söyleyeyim. Bugün seçim beyannamesini burada açıklıyoruz, ancak şöyle 10'ar, 15'er gün arayla da seçime kadar bazı projeleri yine burada veya farklı yerlerde basın toplantılarıyla halka açık bunları animasyon uygulamalarıyla birlikte halkımıza takdim edeceğiz. Yani, ayağı yere değen projeler, uçuk değil. Bizim her yaptığımız işin ayağı yere değecek. Çünkü yola çıkarken ne dedik? Ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız. Vaat ettiğimiz her şey bugüne kadar evvel Allah yerine geldi, uygulandı. Yani, bizimkiler uygulanan projeler olmuştur. Sizlere beyannamemizin özünü ve özetini sunacağım. 2023'ü hedeflediğimiz, 2023'e kadar Türkiye'nin her meselesini ele aldığımız beyannamenin 5 ana başlığı var: Bir, ileri demokrasi. İki, büyük ekonomi. Üç, güçlü toplum. Dört, yaşanabilir çevre ve marka şehirler. Beş, lider ülke. Değerli arkadaşlarım, partimizi kurduğumuz andan itibaren Türkiye'nin kalkınmasının, her alanda ilerlemesinin, kronik sorunlarını çözmesinin ancak ve ancak özgürlüklerin genişletilmesi, demokrasinin en modern ve en ileri standartlara ulaşmasıyla mümkün olacağını vurguladık. 8,5 yıl boyunca elde ettiğimiz ekonomik başarılar, demokratikleşmede temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesinde sağladığımız başarılarla atbaşı paralel olarak ilerlemiştir. Biliyorsunuz bizim 3Y projemiz vardı; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele, 3 tane mücadele alanımız, ki bu mücadeleyi çok çok kararlı bir şekilde yürüttük. Bu yasaklara karşı yürüttüğümüz mücadele, Türkiye ekonomisinin sağlam bir zeminde büyümesini sağlamış, aktif ve itibarlı bir dış politikanın imarını da beraberinde getirmiştir. Demokratikleşmenin uzun soluklu ve sabır isteyen bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Demokratik standartların her an güncellendiği bir dünyada demokratikleşme mücadelesi de kesintisiz şekilde devam edecektir. Türkiye, AK PARTi iktidarıyla başlayan hızlı demokratikleşme mücadelesini 12 Haziran seçimleriyle birlikte çok daha kararlı, çok daha cesur şekilde artık ileri demokrasi mücadelesi olarak sürdürmeye devam edecektir. 2011 seçim beyannamemizin, 2023 yol haritamızın en önemli ve bir numaralı projesi, yeni anayasa projesidir. Türkiye'nin yeni bir anayasaya, demokratik, özgürlükçü, katılımcı, günün gereklerine uygun, ihtiyaçları karşılayan, halkının dilini yakalayan bir Anayasaya ihtiyaç duyduğu artık herkesin ortak fikridir. AK PARTi olarak 12 Haziran seçimlerinin hemen ardından yeni bir anayasa çalışmalarını başlatıyoruz. Türkiye'yi vesayetten, müdahalelerden arındıracak, ülkenin ufkunu açacak, ekonomiyi, dış politikayı, demokrasi ve özgürlükleri destekleyecek bir anayasayı gündemimize aldık ve bunu 12 Haziran seçimlerinin hemen ardından yoğun bir şekilde milletin, STK'ların yapmış olduğu tüm çalışmaları, bütün bu çalışmalarla birlikte oluşturduğumuz havuzu süreç içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapacağımız çalışmalarla hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacağız. Yeni anayasa, demokratik ve katılımcı bir anlayışla hazırlanacak. Yeni anayasa, önümüzdeki seçimde oluşacak yeni Türkiye Büyük Millet Meclisinde hazırlanacak, yeni Anayasa yeterince kısa, öz, açık, insan odaklı ve özgürlükçü olacak. Demokrasinin güçlenmesi, siyaset kurumunun ve sivil toplumun güçlenmesiyle mümkündür. Şunu burada hatırlatmak istiyorum: Tek başına iktidar dönemleri Türkiye için her zaman ekonominin büyüdüğü, ülkenin kalkındığı dönemler olmuştur. Koalisyon dönemleri ise, ekonomik ve siyasi krizlerin yaşandığı, kazanımların heba edildiği dönemler olmuştur. Bu gerçekten hareketle Siyasi Partiler Yasasını yeniden ele alacak, siyasetin finansmanı ve siyasi etik yasalarını yeni anayasa çerçevesinde şekillendireceğiz. Aynı şekilde Seçim Yasası da. Yeni süreçte Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kürt meselesini, kardeşliğimizi pekiştirecek şekilde tamamen özgürlükler ve demokrasi zemininde çözüme kavuşturacağız. Ve bunu hiçbir çekinceye fırsat vermeden sürdüreceğiz. Çünkü bizim bu noktada da herhangi bir çekincemiz yok. Böylece Türkiye'nin ilerlemesi, kalkınması noktasında bir pranga olan bu sorun artık geri dönmemek üzere inşallah tarihe havale edilecektir. Özgürlükle güvenlik arasındaki denge aynı şekilde büyük bir hassasiyetle muhafaza edilecek, özgürlüğün teminatı güvenliktir. Güvenlik daha fazla özgürlükle güçlü hale gelirse anlamlı olur. Özgürlüklerden taviz vermeden demokrasi ve hukuk çerçevesinin dışına çıkılmadan terörle, suçla mücadele kararlılıkla devam edecektir. Özgürlük, güvenlik dengesinin ilk defa bir siyasi parti beyannamesinde ele alındığını burada vurgulamak isterim. Yeni dönemin önemli alanlarından bir tanesi, onu da hatırlatıyorum adalet sistemidir. Güven veren bir adalet sisteminin tesis edilmesi, üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçilmesi. AK PARTi'nin 8,5 yıl boyunca verdiği en kararlı mücadele alanlarından biri olmuştur. Yeni dönemde yargılamalar şüphesiz ki daha hızlı şekilde sonuçlandırılacak, bununla ilgili altyapı çalışmaları da tamamlanacaktır. İstinaf mahkemeleri faaliyete geçirilecek, uzlaşmazlıklar için alternatif çözüm yolları üretilecektir. Hakim, savcı ve yardımcı personel sayısını artırıyoruz, artıracağız. Adli Tıp Kurumunun kapasitesini yükseltiyor, avukatlık hizmetlerini daha da etkinleştiriyoruz. Bütün bu reformların neticesinde millet adına karar veren, vicdanıyla karar veren birilerinin arka bahçesi olan değil milletin vicdanını temsil eden bir adalet ve yargı sistemini inşa etmiş olacağız. Tabii burada parantez açarak bir şeyi söylemek zorundayım; ikide bir Ana Muhalefet Genel Başkanı bir şey söylüyor benimle ilgili, o da şu: Güya benim özellikle bir savcı olduğumdan bahsediyor. Hiçbir yerde bu ifadeyi kullanmış değilim, doğru değil, doğru olmayan bir ifade. Benim kullandığım ifade şudur: Ben milletin avukatıyım. Hiçbir zaman o ifadeyi kullanmadım, tam aksine ana muhalefetin başındakiler veya mensupları bu ifadeleri kullandılar. AK PARTi iktidarları döneminde çeteler ve mafya en büyük darbeyi almış, ülkenin kaynaklarını ve enerjisini emen çete ve mafya örgütlenmeleri adalete sevk edilmiştir. Çetesiz, mafyasız, cuntasız bir Türkiye için mücadelemizi cesaretle, kararlılıkla sürdüreceğiz. Devlet-millet kaynaşmasını sağlayacak kamu yönetimi reformu yasa tasarısı çıkarılan engeller nedeniyle gerçekleştirilememişti. Yeni anayasayla birlikte kamu yönetimi de kapsamlı bir reforma tabi tutulacaktır. Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlarım, aziz milletim; Türkiye hazır, hedef 2023. Seçim beyannamemizin ikinci ana başlığı büyük ekonomi. Türkiye ekonomisi 2002 yılı sonunda iktidarı devraldığımız günden itibaren sağlıklı, istikrarlı ve güvenli bir zeminde büyüme kaydetti, büyüme de devam ediyor. Tüm dünyada küresel finans krizinin etkileri sürerken, Türkiye ekonomisinin 2010 yılında yüzde 8,9 oranında büyümesi, Türkiye'nin Avrupa'da ve OECD ülkeleri içinde birinci sırada olması manidardır. Ve en hızlı büyüyen ekonomi olması, ulaştığımız seviyenin en önemli göstergesidir. 8,5 yıl boyunca ekonomide büyük dönüşüm gerçekleştirdik. Yapısal reformları kararlıkla uyguladık. Para politikalarından ve mali disiplinden hiçbir zaman taviz vermedik. Girdiğimiz seçimlerin hiçbirinde popülizme tevessül etmedik, milletin kaynaklarını çar-çur etmedik. Heba edecek hiçbir sorumsuzluğa asla müsaade etmedik. Ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını ne yedik, ne de kimseye yedirttik. Bugün seçime 2 aydan daha az bir zaman kalmışken, Türkiye'de ekonomik göstergelerin, faizlerin, enflasyon beklentisinin, diğer beklentilerin dengeli şekilde seyretmesi, açık söylüyorum; Türkiye'nin alışık olmadığı bir durumdur. Türkiye, AK PARTi döneminde her seçimde bu güven ortamını yaşamıştır ve yaşamaya devam etmektedir. Ekonomide disiplini tavizsiz şekilde sürdüreceğiz değerli arkadaşlarım. Daha düşük enflasyon ve daha düşük faiz ekonomide önceliklerimiz arasında yer alıyor. Gayri safi yurt içi hasıla, 2015 yılında 1 trilyon 76 milyar dolara, 2019 yılında 1 trilyon 486 milyar dolara, 2023 yılında da inşallah 2 trilyon 64 milyar dolara ulaşması hedeflenmiştir. Kişi başına milli gelir 2015 yılında 14 bin, 2019 yılında 18 bin 685, 2023 yılında da 25 bin 76 dolar seviyesine çıkarılması öngörülmektedir. İhracatımız 2015 yılında 201 milyar dolar, 2019 yılında 317 milyar dolara, 2023'te de inşallah 500 milyar dolara yükselmesi planlanmıştır. Vergi politikası, ekonomik büyümeyi, yatırımı ve istihdamı destekleyecek ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasını sağlayacak şekilde gözden geçirilecektir. Kayıt dışılık azaltıldıkça vergi oranları da azalacaktır. Para politikası, finansal istikrarı da gözetecek ve fiyat istikrarını sağlama amacıyla çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekleyecektir. Cumhuriyetimizin 100. yılında İstanbul dünyadaki ilk 10 finans merkezleri içinde yer alacaktır. Bu stratejik hedef doğrultusunda gerekli beşeri, fiziki, teknik, vergisel ve hukuki tedbirler alınacaktır. İstanbul menkul kıymetler borsasında işlem gören Türk şirketi sayısı 1000 olacaktır. İşlem gören yabancı şirket sayısı ise, Türk şirketi sayısından fazla olacak ve en az 10 ülkeyi temsil edecektir. Seçim beyannamemizde istihdam ve işsizlik konusuna özellikle ağırlık verdik. AK PARTi olarak çalışabilir durumdaki bütün vatandaşlarımıza iş sağlamak, şüphesiz ki en önemli önceliklerimizden biri olmuştur, olmaya da devam edecektir. Uyguladığımız başarılı politikalarımızın sonucunda kriz boyunca istihdamımız azalmadığı gibi 2010 yılında -bu rakamın altını çiziyorum- 1 milyon 317 bin vatandaşımıza istihdam sağladık. İstihdamı artırmada diğer önemli bir araç olan aktif ve pasif işgücü politikalarını da başarıyla uygulamaya başladık. Ülkemizde işsizlik sorununun aynı zamanda bir mesleksizlik sorunu olduğu gerçeğinden hareketle işsizlerimize beceri kazandırmak amacıyla uzmanlaşmış meslek edindirme merkezleri projesi, yani adına kısa ifadeyle UMEM Projesi dediğimiz bu adımı attık. 5 yıl devam edecek bu projeyle her yıl 200 bin kişi olmak üzere 1 milyon işsizimizi eğitimden geçirecek ve işe yerleştireceğiz. Bu proje, sadece bir eğitim projesi değildir, aynı zamanda işletmelerimizin verimliliğini ve rekabet gücünü artırma projesidir. Ülkemizin 81 ilindeki 121 teknik ve endüstri meslek lisesini aynı zamanda uzmanlaşmış meslek edindirme merkezleri haline getirdik. Bu merkezleri modern teknolojiyle donattık. AK PARTi'nin 2023 vizyonu daha nitelikli iş gücü, daha güvenceli iş, daha kaliteli bir çalışma hayatıdır. İşsizlik oranını 2023 yılı itibariyle inşallah yüzde 5'e indirmeyi, istihdam oranını da yüzde 50'ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Tarım dışı istihdamın büyüme esnekliğini 2010-2023 döneminde 10 puan artışla 0,52 seviyesinden 0,62'ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Tarım dışı sektörde bugün yüzde 30 civarında olan kayıt dışı istihdam oranını 2023 yılında yüzde 15'e indirmeyi hedefliyoruz. Hayat boyu öğrenmeye katılım oranını yüzde 2 seviyesinden 2023 yılında yüzde 8'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bu vizyonu gerçekleştirebilmek için önümüzdeki dönemde önemli bazı projeleri de hayata geçiriyoruz. Ve tabii yeni adım, özellikle biraz sonra geleceğim; aktif iş gücü piyasası politikaları kapsamında işsiz vatandaşlarımızın nitelik ve becerilerini artırmak amacıyla düzenlediğimiz iş gücü yetiştirme kurslarından her yıl 400 bin işsizimizi yararlandıracağız. İş gücü yetiştirme kursunu başarıyla bitirenlerin daha fazla istihdam edilebilmelerini sağlamak için gerekli düzenlemeleri yaparak işe yerleştirilme oranını 2009 yılındaki yüzde 23 seviyesinden 2015 yılına kadar yüzde 40'a çıkaracağız. Şimdi burada önemli bir projeye geliyorum, o da şudur: Meslek danışması programı adını verdiğimiz bir projeyi bu yeni süreçte başlatıyoruz. Bu program kapsamında İŞKUR'a kayıtlı her işsiz için bir iş ve meslek danışmanı belirleyeceğiz. Bu danışmanlar işsizlerimize birebir hizmet verecekler, yani tıpkı aile doktorluğu gibi. Mesleksiz tüm iş arayanlara mesleğe yönlendirme hizmeti sunacaklar. Danışmanlar, ayrıca yeni bir meslek alanı seçiminde ve işe girmek için gerçekçi bir plan oluşturmasında vatandaşlarımıza yol gösterecekler. Böylece meslek edinme, iş arama ve bulmada birebir kişiye özgü ve yakından takip edilen bir süreci hayata geçireceğiz. Değerli arkadaşlarım, ekonomide, sosyal politikalarda, hukuk ve demokrasi alanlarında, bilim ve teknolojide kazanılan başarı ve özgüvenle Cumhuriyetimizin 100. yılında en büyük 10 ekonomi arasına girmek için daha büyük bir kararlılıkla çalışacağız. Güçlü Türkiye, teknolojiye egemen olan Türkiye'dir. 2023'te ar-ge harcamalarını, araştırma geliştirme harcamalarını milli gelirin yüzde 3'üne çıkararak bu alanda lider ülkeler arasına girmeyi amaçlıyoruz. 2023 hedefimiz, tüm ar-ge harcamalarının üçte 2'sinin özel sektör tarafından yapılmasıdır. Sanayicimiz, tüccarımız, esnaf ve sanatkarımız hem toplumumuzun, hem ekonomimizin omurgasıdır. Bugüne kadar iktidarımız bu kesimlere yönelik birçok atılımlar yaptı. Sağlanan güven ve istikrar, iş adamlarımız ve girişimcilerimiz için en büyük destek ve moral unsuru oldu. Bu sayede iş adamlarımız dünyanın dört bir yanında yeni pazar ve yatırım imkanları elde ettiler. Bu yıl 2011-2014 yıllarını kapsayan ve 72 eylemden oluşan sanayi strateji belgesini uygulamaya başladık. Belgede yer alan eylemleri hayata geçirdikçe, sanayicimizin rekabet gücünü ve verimliliğini yükseltecek, üretimde yüksek teknolojili ürünlerin payını artıracak ve dünya ihracatından daha fazla pay alacağız. 2023 yılına kadar orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olacağız. Savunma sanayimiz, iktidarımız döneminde büyük bir aşama kaydetmiştir. Daha önce ithal edilen savunma sanayi ürünleri artık büyük çapta ülkemizde üretilmektedir. Bir toplu iğne bile üretemeyen bir sektördü, ama onlar artık geride kaldı. Şimdi askerimizin kullanacağı piyade tüfeği, arkadaşlar bunu üretemiyorduk biliyor musunuz, bunu üretemiyorduk. Şimdi bunun tasarımı, her şeyi bize ait ve üretimine başladık, testlerine başlandı. Milli tankımız olan Altay'ın konsept tasarımı tamamlanmıştır. Ülkemizde ilk defa modern bir tankın milli olarak üretimi için bütün altyapı hazır hale getirilmiştir. Anka isimli 10 bin metre irtifada uçabilen ve 24 saat havada kalabilen insansız hava aracı deneme uçuşlarına başlamıştır. Bakın ben hayali anlatmıyorum, ben şu anda size olanları anlatıyorum ve olacak olanların da haberini veriyorum, müjdesini veriyorum. Böylelikle Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'den sonra stratejik yeteneklere sahip insansız hava aracı üreten üçüncü ülke Türkiye olacaktır. Böyle bir noktadayız. İlk savaş helikopterimiz olan Atak helikopterinin tüm yazılım ve tasarımları tamamlanmış durumda. Prototip üretim safhasına geçilmiştir. 2013 sonu itibariyle banta giriyor ve seri üretim başlıyor. Türkiye, F-16 modernizasyon merkezi olmuştur. Şu anda çevre ülkelerden, değişik yerlerden gelen F-16'ların modernizasyonu ülkemizde yapılıyor. Askerimizin kullandığı silah, araç-gereç ve mühimmat bakımından yerli üretim ve teknolojimizi yaklaşık yüzde 50'ye çıkaran iktidarımız, 2023'te kendi milli tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını tasarlayan ve üreten bir Türkiye olacaktır, bunu hedefliyoruz. 2002 yılı sonunda 36 milyar dolardan alıp küresel kriz öncesi dönemde 132 milyar dolara yükselttiğimiz ihracatı, 2023 yılında inşallah 500 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için 50 bin olan ihracatçı sayımızı 100 bine çıkaracağız. Dünya çapında tanınan en az 10 marka oluşturacağız. 2023 yılında dünya mal ticaretinde yüzde 1,5 oranında pay sahibi olacağız. 2002 yılında Türkiye'ye gelen turist sayısı 13 milyon kişi, turizm gelirleri ise değerli arkadaşlarım, 12 milyar dolar gibiydi. 2010 yılında, 2002 yılına göre Türkiye'ye gelen turist sayısı 28,5 milyon kişi, turizm gelirleri ise hamd olsun 22 milyar dolara ulaştı; nereden nereye. Turist sayısını 2023 yılında 50 milyona çıkaracağız, halen 22 milyar dolar olan turizm gelirini ise, inşallah onu da 50 milyar dolara yükselteceğiz. Tabii 2023 yılına kadar tarımsal milli gelirimizi 150 milyar dolar seviyesine, tarım ürünleri ihracatımızı ise 40 milyar dolar düzeyine çıkarmayı hedefliyoruz. Tarımsal ekonomik büyüklük açısından 2023 yılında dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer almayı hedefliyoruz. Tarımsal üretimin rekabet gücüne doğrudan katkıda bulunacak şekilde halen 5,4 milyon hektarı işletmede olan toplam 8,5 milyon hektarlık sulanabilir alanın tamamı 2023 yılına kadar sulamaya açılacak. Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlarım; ulaştırma 8,5 yıllık iktidarımızda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de önceliklerimiz arasında yer alıyor. Ülkemizin en az 16 noktasında büyük ölçekli lojistik merkezleri kurulacaktır. Bölünmüş yollarımızın toplamı 2015'te 26 bin kilometreye, 2019'da 31 bin kilometreye, 2023'te ise inşallah 36500 kilometreye çıkarılacaktır. 2015'e kadar 750 kilometre, 2019'a kadar 3400 kilometre, 2023'e kadar ise 5275 kilometre yeni otoyol yapılarak toplam otoyol uzunluğu 7500 kilometreye çıkarılacaktır. 2019'a kadar İstanbul karayolu tüp geçişi, Boğaza 3. köprü, İstanbul-İzmir otoyolu ve Körfez geçişi, İstanbul-Çanakkale-Tekirdağ otoyolları, 2023'e kadar ise Çanakkale Boğaz geçişi tamamlanacaktır. Yüksek hızlı demiryolu hattı 2015'e kadar 3500 kilometreye, 2019'a kadar 6500 kilometreye, 2023'te ise 10 bin kilometreye çıkarılması planlanmıştır. 2023'e kadar tamamen yerli tasarım ve üretime dayalı kendi uçağımızı yapmış olacağız, bu da sivil, onu da ayrıca söylüyorum. Bakın biz laf üretmiyoruz dedim ya, yani biz ülkemizin dört bir yanını demir ağlarla örüyoruz. Bu ana muhalefet zihniyetinin bırakın demir ağla örmeyi, bunlar patika yol bile yapamadılar. Hallerini gördük. Biz ise işte görüyorsunuz eser ortada evvel Allah, demir ağlarla örmeye devam ediyoruz. Ülkemizin neresinde olursa olsun, hangi yöne gitmek isterse istesin, uçak ile seyahat etmek istediğinde 1 saatten daha kısa bir sürede bir hava alanına ulaşma imkanını bulacaksınız, şimdi bunu getiriyoruz, planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. Şu anda biliyorsunuz 46 hava limanımız var. Geldiğimizde nerede. Ve ücretler artık hava yolu değil halkın yolu oldu ve otobüs fiyatına, lüks otobüs fiyatına diyeceğim tabii, artık uçaklarla her yere seyahat edebiliyoruz. Yeni yapılacak hava alanları ile mevcut 165 milyonluk yolcu kapasitesi, yıllık 400 milyon yolcuya ulaştırılacaktır. Hava yoluyla seyahat eden yolcu sayısı ise, 103 milyondan 350 milyona çıkacaktır. Türkiye hazır, hedef 2023. Üçüncü ana başlık, güçlü toplum. 2023'e doğru eğitim her zaman olduğu gibi yine AK PARTi iktidarının en öncelikli gündemi olacaktır. Birkaç yıl içinde 81 ilde okul öncesi eğitim kapsamına alınacaktır. Artık okul öncesi eğitimde şu var mı, bu var mı demeyeceğiz. İnşallah bütün illerimizde, ilçelerimizde okul öncesi eğitimi gerçekleştireceğiz. Ve bu çalışmamızı inşallah ilköğretimle birleştireceğiz. Ve zorunlu eğitim-öğretimi de 12 yıl değil böylece 13 yıla çıkarmış oluyoruz. Hep bunlar 12'yi konuşurken bak biz 13'ü konuşuyoruz. Şimdi bundan sonra onlar da konuşacak yalnız söyleyeyim, aynı şeyi onlar da konuşacak. Öğretim üyesi sayısı, kısa ve orta vadede öğretim üyesi başına 20 öğrenci düşecek şekilde 80 bine çıkarılacak. 2023 yılında ise bu sayı 100 bine yükseltilecektir. 2011 seçimlerinden sonra hazırlanacak yeni anayasa ile birlikte YÖK'ün yapısı da yeniden düzenlenecektir. YÖK, üniversiteler arasında sadece koordinasyonu sağlayan, denetleyen ve belli alanlarda akreditasyon sağlayan bir kurum haline dönüştürülecektir. Gelişmiş üniversitelerin yurtdışında kampüs açmaları teşvik edilecek, 2023 yılında bir çok ülkede Türk üniversitesi kurulmuş olacaktır. Her alanda olduğu gibi sağlık alanında da bugüne kadar, yalnız burada bir konuyu da geçmeden özellikle vurgulamak istiyorum, o da şudur: Meslek liseleri ile düz lise noktasında, onu hatırlatmakta fayda var, hedefimiz 2023'te meslek liselerinin oranı yüzde 65'e, düz liselerin oranı da yüzde 35'e indirilecektir. Halkımızın destek ve güveniyle Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye sadece kendi halkı için değil, bölge ülkeleri için de cazip bir sağlık üssü haline gelecektir. Her türlü hazırlığını ve mevzuat altyapısını oluşturduğumuz "Kamu Özel Ortaklığı Modeli" ile sağlık tesisleri, ar-ge birimleri, yüksek teknoloji merkezleri, sosyal yaşam alanları, sağlık bilimleri üniversitesi ve büyük rekreasyon alanlarının bir arada bulunduğu dev şehir hastaneleri oluşturacağız. Örneğin şu anda Ankara'da bir tanesi planlanmış durumda, proje aşaması bitmek üzere. Aynı şekilde İstanbul'da planlanmış durumda, ki İstanbul'da iki tane hedefliyoruz bir Avrupa yakasında, bir Anadolu yakasında olmak üzere ve bunlar dev şehir hastaneleri olarak bu adımları atacağız. En az 1 milyon metrekare arazi üzerinde bu şehir hastanelerini yapmış olacağız. Şu anda bu projeyi en kısa zamanda inşallah ustalık döneminin en önemli adımlarından bir tanesi olarak hayata geçireceğiz. Bugün, yani biz açık söylüyorum, sedye üzerinde sokakta taşınan hasta istemiyoruz. Bu şehir hastanesindeki özellik bu olacak, her şey tamamıyla hastane içersinde. Gayet lüks, yürüyen bantlarla, her şeyiyle bunları sağlayacağız. Ve sedyeyle koşturma falan değil, bantın üzerinde taşınacak, bu hale getireceğiz. Ve modern teknoloji neyi gerektiriyorsa, bizim hastanelerimizde de bu olacak. Belli adımları attık, yeterli değil, daha iyi olacak. Nasıl ki bir yataklı odalar, iki yataklı odalar ve tuvaleti, banyosu, her şeyi içersinde hastanelerimizi kurduysak, -yeni yapılanları kastediyorum- şimdi bunları tabi eskilerde de değişime, dönüşüme uğrayanlar oldu, fakat yeni yapılmakta olanlar daha da ileri teknolojiyle inşallah tanışarak, çünkü bir günü bir güne eşit olan zarardadır, bizim medeniyetimiz bunu bize emrediyor ve bunu yapacağız. Bugün 120 bin olan doktor sayısını 2015'te 130 bine, 2019'da 155 bine, 2023'te 200 bine, yani yaklaşık iki katına çıkaracağız. Diyebilirsiniz ki, Sayın Başbakan, nerede bu doktorlar? Arkadaşlar, hep bunların hesabını yaptık, nasıl? Bakın şimdi yeni bir dönem başladı. Nedir bu yeni dönem? Artık tamamıyla sağlık alanında üniversite kurmaya başladık, sadece üniversite. Şimdi kurulmuş olan, örneğin Bezimalem, İstanbul'da tamamen bir sağlık üniversitesidir. Bunun yanında ikinci bir sağlık üniversitesi yine aynı şekilde kurulmuş vaziyette. Ve tıp fakültelerine destek verdik ve afiliye çalışma sistemlerini getirdik, yani devletin şu andaki eğitim araştırma hastaneleri ile bazı tıp fakültelerinin bu imkanları olmadığı için devletin bu hastaneleri ile onları birlikte çalıştırıyoruz. Yeni bir adım daha atıyoruz şimdi, yeni adım da şu: Uzman doktorlarımızın kariyer yapma imkanlarını da böylece afiliye sistemiyle çalışan bu hastanelerde YÖK bu adımı birlikte Sağlık Bakanlığımızla görüşmek suretiyle bu adımı da atıyor. Böylece uzman doktorlarımız kariyer yapma şansını da buralarda yakalayacaklar. Bunların hiç biri yoktu, zaten doktor değil mi kardeşim, uzman doktor. İşte şu anda devlet hastanesini bu tıp fakültesinin emrine veriyor ve orada müşterek çalışarak aynı zamanda buradaki uzman doktorlar kariyer yapma şansını da yakalayacaklar. Ve bunu yakalamak suretiyle de aynı zamanda bizim bir an önce yoğun bir şekilde de inşallah doktorlarımızın sayısını artırma şansını bulacağız. AK PARTi olarak bugüne kadar gençliğimizle ilgili yaptığımız çalışmaları daha da ileri bir aşamaya taşıyacağız. 2023 yılına daha etkin, girişimci, donanımlı, ahlaklı, evrensel değerler ile kendi tarihinden aldığı değerleri harmanlamayı bilen bir gençlikle gireceğiz. Bu gençlik, kökü mazide olan bir ati anlayışı ile yetişen bir gençlik olmalıdır, bunu başaracağız. 2023 yılında gençliğimizin bir medeniyet düşüncesine ve tasavvuruna sahip olarak yetiştirilmesine, kabiliyetlerinin heba edilmemesine ve geleceğe ilişkin endişelerinin asgariye indirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Ülke gençliğine özgün ve daha fazla hizmet anlayışıyla bir proje, nedir bu? Gençlik Ajansı Projemiz, bunu çok daha aktif bir şekilde hayata geçireceğiz. Gençlerin toplumsal karar mekanizmalarına daha etkin katılımının sağlanması için hukuki, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel çalışmalar yapacağız. Barınma ve yurt sorununun çözümünde TOKİ ile YURTKUR bir çalışmanın içersine giriyor. Bu işbirliğinin yanında süratle özel yurtları da destekleyecek ve öğrencilerimize ucuz barınma imkanlarını getireceğiz. İhtiyacımızı büyük ölçüde inşallah aşmış olacağız. AK PARTi olarak çaresiz ve umutsuz bir tek insanın kalmaması için var gücümüzle çalışmayı, insanımıza onurlu bir hayat, bir imkan sunmayı, partimizin en önemli bir varlık sebebi olarak gördük, böyle görüyoruz. Devlet öncelikli değil insan öncelikli bir yaklaşım, bizim anlayışımız bu. Onun için biz yola çıkarken ne dedik? Şeyh Edebali'nin diliyle, "İnsanı yücelt ki devlet yücelsin" dedik ve böyle bu yola devam edeceğiz. Bu kaygı ve samimiyetimizi iktidarımız döneminde yaptığımız uygulamalarla tartışmaya yer bırakmayacak bir şekilde ortaya koyduk. 2023 için temel hedefimiz, yoksulluğun olmadığı, geleceğe güvenle bakan bireylerden oluşmuş, sosyal barış içinde yaşayan dinamik bir Türkiye. 2023 yılında yoksulluk oranının yüzde 10'ların altına inecek şekilde düşürülmesini hedefledik. Soysal destek niteliğindeki transferlerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı 2 puan artırılarak yüzde 3'e çıkarılacak. 2015 yılına kadar günlük 2,15 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda kalan vatandaşımız kalmayacaktır. 2019 yılına kadar günlük 4,3 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda kalan vatandaşımız kalmayacaktır. Yani bu şöyle aya bunu çarptığımız zaman yaklaşık 140-150 dolar demektir, bu seviyeye bunu yükseltmiş olacağız. Sosyal destek ve hizmetlerin hak temelli olarak bütünleşik bir şekilde sunulduğu bir sosyal destek sistemi kuruyoruz. Sosyal destek ve hizmet politikalarını sağlık, istihdam ve eğitim politikalarıyla uyumlu yürüteceğiz. Sosyal destek ve hizmet alanında sağlık, istihdam ve eğitim hizmetleriyle birlikte bu açıklayacağım proje de şu: Aile Sosyal Destek Programı, ASDEP. Bu model çerçevesinde, ASDEP modeli çerçevesinde hane odaklı bir sisteme geçeceğiz. Böylece ailece merkezli, vatandaşın ihtiyaçlarını yerinde ve ivedilikle gidermeye ve ailelere rehberlik hizmeti sunmaya yönelik bütüncül bir sistem kuracağız. Yoksullukla mücadelede önemli bir model olan SODES, önümüzdeki dönem GAP ve DAP illerinin yanı sıra sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi düşük olan diğer illerle de yoğunlaştırarak yaygınlaştırılacaktır. Sosyal konut projesi sürdürülerek yoksul ailelere teslim edilmek üzere ilk aşamada 50 bin, ikinci aşamada da 50 bin olmak üzere toplam 100 bin konut yapılacaktır. Bu konutlar ayda 100 lira taksitle verilecektir, peşinatsız, faizsiz. Engelliler, çocuklar, dul ve yetimler, yaşlılar, şehitlerimizin dul ve yetimleri gibi kesimler çok daha güçlü şekilde korunacak, bugüne kadar sağladığımız avantajlar daha ileri seviyelere taşınacaktır. Türkiye hazır, hedef 2023; bu sloganla hazırladığımız seçim beyannamemizin dördüncü ana başlığı, yaşanabilir çevre ve marka şehirler. AK PARTi'nin 2023 vizyonu ile Türkiye'de başta büyük şehirler olmak üzere marka şehirler üreteceğiz. Şehirlerimiz, terk edilen değil aranılan, özlenilen, hayat bulan ve hayat veren cazibe merkezlerine dönüştürülecektir. Vatandaşlarımızın sağlıklı içme suyuna erişmelerine imkan veren, atık su sorununun çözüldüğü, yağmur suyu kanallarının halledildiği, bunları kökten çözmek amacıyla bir proje üretiyoruz. Bu projenin adı SUKAP, yani Su Kanalizasyon ve Altyapı Projeleri. Bu kapsamda özellikle ihtiyaç duyan küçük yerleşim yerlerine finansman desteği sağlanacaktır, belde, ilçe gibi, tabi iller de aynı şekilde bundan istifade edebilir. Diğer belediyelere ise burada ucuz, uzun vadeli kredi sağlanacaktır. 2010 yılında 2,1 milyar Türk Lirası olan yerel yönetimlere tahsis edilen kredi tutarının 2023 yılında yıllık 15 milyar Türk Lirasına ulaşması hedeflenmektedir. İçme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusu yüzde 100'e çıkarılacak, susuz belde evvel Allah kalmayacak ve ihtiyaç duyulan yerleşim yerlerinde içme suyu arıtma tesisleri de yapılacaktır. Yaşanabilir şehirlerin hayati bir unsuru olan bu noktadaki adımımız inanıyorum ki Türkiye'nin modernleşmesine en önemli katkıyı sağlayacaktır. Ve bu konuyla ilgili yeni devletin yapılanmasında bir de bunun adımını atıyoruz şimdi, devlet bakanlıklarını filan icracı bakanlığa dönüştürüyoruz, devlet bakanlıklarını kaldıracağız. Bunları icracı bakanlıklar haline dönüştürüyoruz, sayılarını azaltıyoruz ve yeni yapılanma içersinde de Türkiye'nin değişimine, dönüşümüne çok daha farklı bir şekil vereceğiz. Bunu belki medya mensubu arkadaşlarım dağıtacağım kitapta bulamayacaklar ama, bu da dedim ya, bizim bu sürecimiz sürekli güncellenen bir süreç de olacaktır, bunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Kent içi ulaşım, bu vizyonumuzun en önemli başlıklarından biridir. Nüfusu 100 binin üzerindeki bütün kentlerde ulaşım ana planları tamamlanacaktır, bunun da müjdesini veriyorum. TOKİ eli ile inşa edilen konut sayısı, şimdi bir rakam vereceğim, herhalde bir yanlışlık yapmış olmam, 1 milyona ulaşacaktır, inanır mısın? Şimdi 8,5 yılda 480 bin konut, önümüzde 12 yıl var. Bunun üzerine 500 bin daha ilave edeceğiz. Artık bu ustalık döneminin biliyorsunuz bir gereği olacak. Bizim için bu leblebi çekirdek, kolay, bunları rahat rahat aşarız. Fakat yeni bir müjde veriyorum ben şimdi sizlere. Bu proje çok daha önemli, nedir o? Yeni evli veya evlenecek yoksul çiftler için Yuva Teşvik Konut programı başlatıyoruz. Bu programa müracaat eden çiftlere bizler burada kalkacağız içinde kısmi bir donanım yapacağız. Örneğin beyaz eşyası gibi, halı gibi vesaire ve bütün bunlarla beraber 25 yıla varan vadelerle, peşinatsız onları ucuz konut sahibi yapacağız. Tabi ustalık döneminin mesuliyeti biraz daha fazla, onun gereğiniz yapıyoruz. Mecburen tabi bunları da söylemek durumundayız. Yerel yönetimler Avrupa Birliği standartlarına ulaşacak. Yerel yönetimler idari yönden yeniden yapılandırılacak. 2023'te İstanbul'un nüfusu zaten şu anda da aşmış vaziyette de, burada ben rakamı biraz az buluyorum, şu anda İstanbul'un nüfusu 15'in zaten üzerinde, öyle zannediyorum ki 17'ye falan doğru yürüyecektir. Bunu düşünerek biz İstanbul'da iki yeni şehir kuracağız. Bakın iki yeni şehirden bahsediyorum size. Biri yine Avrupa yakasında, birisi Anadolu yakasında. Ey muhalefet, sakın siz de projelerinizi açıklarken bunu kapmaya kalkmayın, patenti bize aittir. Fakat söyledim ya, 10 gün, 15 gün arayla burada yapacağımız sunumlar olacak, işte o sunumlarda mimari çalışmalarımızı, animasyon projelerimizi göreceksiniz. Onun için bütün sermayeyi bugün tüketmeyelim diyorum, onları inşallah o açıklamalarda sizlere göstereceğiz. Ve İstanbul'da inşallah üçüncü uluslararası hava alanını, hava limanını da o kapsamda takdim edeceğiz, göreceğiz. Ve aynı şekilde limanlarıyla, aynı şekilde bunun yanında bütün turizm noktasında atacağımız farklı yatırıma yönelik adımlarla, müzelerle bu adımları göreceksiniz. 3. Boğaz Köprüsü tamamlanacak. Kıtaları deniz altından birleştiren biri raylı, diğeri ise lastikli sistem dediğimiz tekerlekli araçlar için olmak üzere iki tüp geçit adeta yeraltında yeni bir dünya oluşturuyor. Raylı sistemi 2013'te zaten açacağız, o devam ediyor. Gezdim, gördüm, hamd olsun hızla gidiyor. Fakat raylı sistemin yanındaki o lastikli sistemi de yine burada sizlere animasyonla onun da takdimini yapacağız. İstanbul'da mevcut 235 kilometrelik raylı sistem ağını 2023 yılına kadar en az iki katına çıkarıyoruz. İstanbul'da iki yeni kongre merkezi, yeni bir uluslar arası fuar merkezi, uluslar arası temalı bir eğlence parkı, yeni müzeler ve yeni marinalar inşa edilecektir. Alışveriş alanları ve diğer sosyal donatılarla desteklenmiş yeni kruvaziyer limanları olacak, Galataport ve Haydarpaşaport projeleri hayata geçirilecektir. Biliyorsunuz bu projelerin önünü kestiler, ama inşallah şimdi bu projelerin önünün de açılacağına inanıyorum ve bunlar İstanbul'umuza çok farklı zenginlikler katacak. Ankara'ya gelince, Ankara'da toplu taşıma ihtiyaçlarına uygun olarak öncelikle 2 yıl içinde 44 kilometrelik metronun bitirilmesi ve 2023'e kadar ilave metro ve tünel hatlarının yapılması hedeflenmektedir. Ankara Esenboğa Havaalanı ile şehir merkezi arasına raylı sistem kurulacaktır. Ulus tarihi kent merkezi kentsel dönüşüm programı kapsamında 210 hektar alandaki Ankara evleri özelliği taşıyan tarihi bir bölge oluşturulacaktır. Tabi bu arada yine Kuzey Ankara biliyorsunuz girişi olarak şu anda TOKİ ile Ankara Büyükşehir Belediyemizin yapmakta olduğu binaların tam karşısında bu defa Selçuklu mimarisiyle ağırlıklı olarak orada da aynı şekilde yapılanmalar da şu anda başladı, onlar da süratle devam edecek. Ve böylece Ankara'ya çok daha farklı bir şekilde girmiş olacağız. Bir tarafta kendi tarihi mimarimizi göreceğiz, bir diğer tarafta da modern mimariyi görmüş olacağız. İstanbul'a gidişimiz de böyle olacak. Ankara'da bugüne kadar yaşamış tüm medeniyetlerin sergilendiği bir medeniyetler parkı inşa edilecektir. Ankara serbest ticaret bölgesi kurularak yılda 3 milyar dolarlık ihracat yapılacaktır. Savunma sanayisi olma yolunda Ankara'nın potansiyeli artırılacak, katma değerli teknoloji üretimine ağırlık verilecektir. Yine aynı şekilde dünyanın ilk 100 savunma şirketi içersinde Ankara'dan firmaların da girmesini hedefliyoruz. Geliyorum İzmir'e. İzmir'de Kuzey Ege Çandarlı Limanı inşa edilecektir. Şu anda ihalesi yapıldı ve dünyanın ilk 10 en büyük limanından bir tanesi olacak. Alsancak Limanı iyileştirilecektir, dünya standartlarında bir kruvaziyer limanı İzmir'e kazandırılacaktır. Ege Bölgesinin kalbi konumunda olan İzmir'in ulaşım alanında en yüksek kalitede karayolları ile tüm bölgelere bağlantılarının iyileştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Menderes-Aliağa arasında faaliyette bulunan Egeray projesi kuzeyde Bergama, güneyde Selçuk'a kadar genişletilecektir. Deniz taşımacılığına ağırlık verilecektir. Üçkuyular-Mavişehir arasında Körfezden köprü veya tüp geçitle geçiş sağlanacak. Kentsel dönüşüm projeleri ile İzmir'in yenilenme ve kentsel planlamaları iyileştirilecektir. 9 Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü kampüs alanı yakınlarında toplam 10 bin öğrenci kapasiteli yeni kız ve erkek öğrenci yurtları yapılacaktır. Türkiye hazır, hedef 2023, 5. ve son ana başlık; lider ülke Türkiye. AK PARTi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğini stratejik bir hedef olarak görmektedir. Bu hedef doğrultusunda attığımız adımlar Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde yeni bir dönem başlatmıştır. Bazı Avrupa ülkelerinin haksız ve temelsiz muhalefetine rağmen AK PARTi Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda gereken adımları atmaya devam edecektir. Kıbrıs Türk halkının güvenlik ve refahının sağlanması için, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her alanda uluslar arası saygınlığını ve etkinliğini artırmak için bugüne kadar gösterdiğimiz çabayı bundan sonra da göstereceğiz. Türkiye ile Ortadoğu coğrafyası ve insanı arasındaki yapay sınırları ve sahte duvarları ortadan kaldıracağız. Türkiye'nin çıkarlarını gözetirken Ortadoğu'daki komşu ve dost ülkelerin de bu işbirliğinden faydalanması için çaba göstereceğiz. Balkanlar'da siyasi istikrar ve toplumsal huzura katkı yapmak AK PARTi hükümetlerinin birinci önceliği olmuştur. Bu politikaları bundan sonra da uygulamaya ve Balkan halklarıyla, devletleriyle olan ilişkilerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz. Türk cumhuriyetleri ile vizeleri karşılıklı olarak kaldırmaya, siyasi diyalogu artırmaya, ticareti teşvik etmeye ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini desteklemeye devam edeceğiz. Değerli basın mensupları, çok değerli arkadaşlarım, aziz milletim; bu noktaya kadar sıraladığım projeler ve vizyon, 2011 seçim beyannamemizin çok kısa bir özetidir. Seçim beyannamemiz incelendiğinde her konu başlığı altında son derece detaylı biçimde projelerimiz, projeksiyonlarımız, vizyonumuz görülecektir. Hiçbir konuyu, hiçbir sorun alanını dışarıda bırakmamaya özen gösterdik. Tabi bu her şey demek anlamıma gelmez, dedim ya, bir çok konular güncellenecektir. Türkiye'nin güncel her meselesini cesaretle ele aldık, almaya devam edeceğiz. Çözüm önerilerimizi, hedeflerimizi ortaya koyduk. Ayrıca, bu beyannamede yer almayan o bazı büyük projelerimizi dediğim gibi önümüzdeki haftalarda kamuoyu ile paylaşacağız. Tekrar etmekte fayda görüyorum; seçim beyannamemizde yer alan her proje enine boyuna müzakere edilerek, derinlemesine incelenerek, kaynağı, takvimi gösterilerek beyanname içine alınmıştır. Bu beyanname bizim de, ülkemizin de, aziz milletimizin de gelecek 12 yıl da elinden düşürmeyeceği bir yol haritası olarak hazırlanmıştır. Beyannamede ortaya koyduğumuz hedeflerin her birini biz ulaşılabilir hedefler olarak tespit ettik, üzerinde çalıştık ve adımı böyle attık. 8,5 yıllık deneyimimizle, yaptıklarımızla, eser ve hizmetlerimizle bu beyannamedeki hedeflerimizi de gerçekleştirebileceğimize samimi olarak inanıyoruz. Sıkça ifade ettiğim gibi, 3 Kasım-22 Temmuz arası AK PARTi'nin çıraklık dönemi. 22 Temmuz-12 Haziran dönemi AK PARTi'nin kalfalık dönemi olmuştur. Şimdi 12 Haziran'da artık ustalık dönemini başlatıyoruz. Daha büyük projelerle, daha büyük yatırımlarla Türkiye'yi güçlü bir dünya devleti yapmak için vizyonumuzu ortaya koyuyoruz. Gayret bizden, destek milletimizden, tevfik Allah'tan diyoruz. Bu millet Allah'ın izniyle her şeyi başarır. Biz milletimize inanıyoruz, milletimiz de bize inansın. Bugüne kadar inandık, hep başarılı olduk. Bundan sonra da yine milletimizin bize olan inancı inşallah başarılarımızın teminatı olacaktır. Bu millet inandığında, bu millet birbirine güvendiğinde, bu millet bir ve beraber olarak, kardeş olarak birbirine kenetlendiğinde her engeli aşar ve her hayali gerçeğe dönüştürür. 2011 seçimlerine işte bu vizyonla giriyoruz. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümüne işte bu ruh ve heyecanla hazırlanıyoruz. AK PARTi'nin 2011 seçim beyannamesi ülkemize, milletimize hayırlı olsun diyorum. Katkı verenlere, emeği geçenlere teşekkür ediyorum, Allah razı olsun diyorum. Her şey Türkiye için dedik, durmak yok yola devam dedik. Şimdi milletçe hep birlikte diyoruz ki; Türkiye hazır, hedef 2023. Tekrar hayırlı olsun diyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|