Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Tartışıyorum Tüm Partililerin,Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-24-2010, 13:26   #1
Kullanıcı Adı
redyellow
Standart
Alıntı:
montenegro Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


zaman gazetesi gurubu zaten nurcu değil ki
Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz?

Ve siz kendiniz "muhakkak yanlıştır" dediğiniz halde aynı şeyi başkaları dedi diye o insanları İZANSIZLIKLA; KARAKTERSİZLİKLE suçlama yapmanız doğru mu?

 

redyellow isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-24-2010, 13:38   #2
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
Alıntı:
redyellow Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz?

Ve siz kendiniz "muhakkak yanlıştır" dediğiniz halde aynı şeyi başkaları dedi diye o insanları İZANSIZLIKLA; KARAKTERSİZLİKLE suçlama yapmanız doğru mu?
bakın Zaman gazetesi nurcu değildir

bu lafı gazete gurubunu kötülemek eleştirmek için demiyorum

Zaman gazetesi gurubu Risaleinuru kendilerini rehber alsada Üstadın meşrebinin aynısı değildir nurculuk Risaleinuru neşretme okuma ve yazma mesleğidir

bu açıdan bakıldığında zaman gazetesi gurubu nurcu değildir ama İslama hizmet eden menbaını risaleden alan bir guruptur

fakat

bu makaleyi kaleme alan kişi ve gurup nurcu değilken başkasının nurculuğunu eleştirmek veya tartışmak ona mı düştü

evet gazete Üstaddan bahsetmemekle hata yapmıştır

ama Asıl amaç gazete gurubuna duyulan kıskançlık bunun neticesinde Bediüzzamanı haber yapmamayı alet ederek sürekli müslümanları tek tük hatalarından dolayı eleştiriyorsa bunada kızarım

eğer bu gazete gurubu Milli görüşü destekleseydi bugün bu yorumlar yapılmayacaktı doğru mu ?



onun için samimiyetsiz tavırlar olarak görüyorum

her fırsatta zaman gurubuna sataşmak için fırsat kollayan milli görüşüde bu yüzden sevmiyorum uhuvvete zarar veriyor bu hareketleri

Kafir zındık dururken sürekli müslüman guruplarla uğraşmayı hizmet olarak görmem ben
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-24-2010, 13:57   #3
Kullanıcı Adı
redyellow
Standart
Alıntı:
montenegro Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

bu makaleyi kaleme alan kişi ve gurup nurcu değilken başkasının nurculuğunu eleştirmek veya tartışmak ona mı düştü

Yazınızın özünü bu cümmle olarak görüyorum, daha doğrusu yanlışınızın özü.

Başkasının nurculuğunu eleştirmek için illaki nurcu olmak gerekirse chpyi eleştirmek içni de chpli olmamız gerekmez mi?

ne diye forumda ha bire chpyi eleştiriyoruz?

mantığınız baştan yanlış.

eleştiri ayrıdır hakaret ayrıdır.

Eleştiri iyi niyetle yapıldıktan sonra alınır baş üste yapılır dostum.

Arkadaşımızın yazısında da hakaret vs. görmedim, gayet seviyeli bir şekilde eleştiri hakkını kullanmış.

Alıntı:
ama Asıl amaç gazete gurubuna duyulan kıskançlık bunun neticesinde Bediüzzamanı haber yapmamayı alet ederek sürekli müslümanları tek tük hatalarından dolayı eleştiriyorsa bunada kızarım
Gazete grubunu niye kıskanalım?

Biz gazete patronumuyuz?

Bizim gazetelerimiz, televizyonlarımız mı var?

Bizim reklam gelirlerimizi mi alıyorlar elimizden?

Bu ne acaip bir mantık.

müslümanları tek tük hatalarından dolayı her zaman eleştireceğiz, eleştirmezsek bugün tek tük olan yarın çuvalla olur.

Alıntı:
eğer bu gazete gurubu Milli görüşü destekleseydi bugün bu yorumlar yapılmayacaktı doğru mu ?
Ne alakassı var?

Buna nasıl cevap verebiliriz ki? buyursunlar desteklesinler bu hatayı yine yaptıklarında milli görüşçüler bakalım yahu bizi destekliyorlar susalım mı diyceekler yoksa eleştirecekler mi?

bunu ancak o zaman görürüz.

ama bu mantığınızı okuyunca sizin bu kadar hararetli savunmanızı hem de yanlışın eleştirilmesine verdiğiniz tepkiyi bu grubun saedce akpyi desteklemesine bağlasak yanlış yapmış olur muyuz?


Alıntı:
her fırsatta zaman gurubuna sataşmak için fırsat kollayan milli görüşüde bu yüzden sevmiyorum uhuvvete zarar veriyor bu hareketleri
Konumuz zaman gazetesinin üstadın vefat yıldönümünde yaptığı hata.

Milli görüşü sevmeyebilirsiniz, arzu ederseniz ayrı bir başlıkta açıp milli görüşü sevmmiyorum sevmiyorum sevmiyorum da diyebilirsiniz ama konumuz başka.
redyellow isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-24-2010, 13:32   #4
Kullanıcı Adı
TYH
Standart
zaman nurcu değil mi?
bu hafta olan 32. gün programını izledimde,kurucusu pek de öyle durmuyor :|
 
Alt 03-24-2010, 13:41   #5
Kullanıcı Adı
montenegro
Standart
Hakikat nazarında zulümdür.
Ey mü'mine kin ve adâvet besleyen insafsız adam! Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.
Aynen öyle de, sen, bir hane-i Rabbâniye ve bir sefine-i İlâhiye olan bir mü'minin vücudunda, İmân ve İslâmiyet ve komşuluk gibi, dokuz değil, belki yirmi sıfat-ı mâsume varken, sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir câni sıfatı yüzünden ona kin ve adâvet bağlamakla o hane-i mâneviye-i vücudun mânen gark ve ihrakına, tahrip ve batmasına teşebbüs veya arzu etmen, onun gibi şenî ve gaddar bir zulümdür.
montenegro isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-24-2010, 13:55   #6
Kullanıcı Adı
BaşıboşSaatler
Standart
Zamsn gazetesi dahil, onlarla aynı telden çalarlar sanladılar demek ki, Nuculuğun son kullanma tarihinin geçtiğini.İşlerine gelince saidi nursiyi yere göğe sığdıramayan zihniyet işine gelmeyince hatırlamıyor bile.
 
Alt 03-24-2010, 13:58   #7
Kullanıcı Adı
redyellow
Standart
Alıntı:
BaşıboşSaatler Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Zamsn gazetesi dahil, onlarla aynı telden çalarlar sanladılar demek ki, Nuculuğun son kullanma tarihinin geçtiğini.İşlerine gelince saidi nursiyi yere göğe sığdıramayan zihniyet işine gelmeyince hatırlamıyor bile.
Nurculuk senin zihniyetin gibi bir şey mi ki kullanma tarihi vs. geçsin?
redyellow isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-24-2010, 13:55   #8
Kullanıcı Adı
Ömer Bekir
Standart
Zaman gazetesi gerçekten Nur Cemaatinden falan değil arkadaşlar,bunu bir kere kabul edelim..Eğer gerçekten Bediüzzaman Said Nursi'nin izinden gitselerdi,birçok yanlışı yapmazlardı..Sizlerin bilmediğiniz şeyleri burada açıklayacak olsam,inanın bu kadar olmaz,diyeceksiniz..
Ömer Bekir isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 03-24-2010, 14:14   #10
Kullanıcı Adı
BaşıboşSaatler
Standart
Said-i Nursi’nin Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki yaşamı, Kürt isyanlarıyla ve cumhuriyet rejimini İslamcı/hilafetçi bir yapıya dönüştürme girişimleriyle iç içe geçerken, sürgün-mahkeme-ceza sarmalından kurtulamaz.
1932’de tutuklandı, 1934’te Isparta’ya sürüldü. 1935’te Eskişehir’de 11 ay hapse mahkûm oldu. 1936’da Kastamonu’ya sürüldü.
Kastamonu’da yedi yıl kalan Said-i Nursi, yörenin zenginlerinden Taşköprülü Sadık Demireller (1902–1979) ile birlikte yaşadı. “Miralay Sadık Bey” diye de anılan bu yeni “talebe” onun parasal destekçisi oldu; yemeğini yaptı, hatta ayaklarını da yıkadı.
Sürgünde yaşadığı ev giderek bir merkez oldu. Ünü ve etkisi giderek yayıldı. İbrahim Fakazlı’nın anlattıkları bu etkiye iyi bir örnek oluşturmaktadır:
“İkinci Cihan savaşında ihtiyat askeri iken bir gece rüyamda karargâh çadırında oturuyorduk. O sırada askerler bana dediler ki, ‘Peygamber Efendimiz (a.s.m.) karargâhımıza geldi.’ …Birden karşımda kendilerini gördüm. Belinde yerlere değen kılıç, başında o zamana kadar hiç görmediğim uzun bir sarık, ayağında normal bir şalvar, üzerinde göğsü açık bir gömlek, çok nurani sakalsız, bıyıklı bir zat. Ağlayarak kendimi ayaklarına attım.”
Böylece rüyada da olsa, peygamberin fiziksel tarifini yapan Fakazlı, daha sonra Kastamonu’ya gittiğini ve rüyasında gördüklerinin benzerini yaşadığını anlatmaktadır. Rüyaya inancın hiç kimseye bir zararı yoktur, ama başka kişiler üstünde egemenlik kurmak için kullanılması ya da kullandırılması daha sonra örnekleriyle göreceğimiz gibi, kişisel ve toplumsal zararlara yol açabilmektedir. İbrahim Fakazlı’nın rüyasına dönelim:
“Zira ben üstadımızı görür görmez, askerde gördüğüm rüya gözümün önüne geldi. Rüyada Peygamber Efendimizi aynı sarık, aynı kıyafet ve aynı endam ve nuraniyet içinde görmüştüm. Bunun için şaşkın ve perişan bir halde ağlayarak Üstadın mübarek ayaklarına kapanmışım, ‘Ancak gelebildim’ diyemiyordum.”
Said-i Nursi bağlılarının rüyaları kendi yaşamlarını etkilemekle kalmaz aynı zamanda adaletin yerine getirilmesinde de ana etken olur. T.C. yargıçlarından Abdurrahman Şeref, gördüğü ‘rüya’nın etkisiyle nasıl mahkeme kararı verdiğini anlatarak ilginç bir örnek oluşturmaktadır:
“1- Ben Said-i Nursi’nin ‘Tefrikaya düşmeyin. Birleşin, vahdette kuvvet var, nitekim üç ayrı elif üç eder. Yan yana gelirse (111) eder’ teşbihini çok beğenir, hemen her yeri düştükçe söylerdim… 2-Kararın yazılması sırasında rüyamda İmam-ı Gazali Hazretlerini gördüm, ‘Kararını okudum ve çok beğendim’ dedi. 3-Rüyamda celalüddini Suyuti Hazretlerini gördüm. Elinden öptüm, alnımdan öptü… 4-Rüyamda Hazret-i Ali’yi gördüm, ‘Bana yardım etmiyorsunuz‘ dedim. Harp kıyafeti içerisinde idi, gülümsedi. ‘Yardım ediyoruz, ediyoruz…’ dedi…”
Yargıç dava kararını rüyasında bağlamaya kararlıdır ama uygun bir gerekçe yaratmak için rüyasından bir süre daha yararlanmak ve davayı buna göre sonuçlandırmak gereksinimin duymaktadır.
“5- Rüyamda Ali Himmet Berki’yi gördüm. ‘28 buraya gel’ dedi. Koşarak gittim, eğil dedi. Eğildim. Sağ göğsüme bir madalya taktı. ‘Bu nedir efendim?’ dedim. Cevap verdi: ‘Gerekçeli olarak yazdığınız bir karardan dolayı…’ Uyandım. Ve, derhal rüyamı yazdım.”
Yargıç Abdurrahman Şeref’in Hz. Peygamber’i gördüğü son rüyası mahkeme kararını bağlar....
Said-i Nursi’nin olabileceklere işaret eden sözleri de varislik yaklaşımı aydınlatmaktadır. O, daha önceleri, kendisini mahkûm edecek olan yargıçlardan ve devlet yöneticilerinden öcünün nasıl alınacağını belirtiyordu:
“Beni öldürdükten sonra yaşayamayacaksınız! Kahhar bir el ile, cennetiniz ve mahbubunuz olan dünyadan tardedilip ebedî zulümata çabuk atılacaksınız! Arkamdan, pek çabuk sizin Nem-rudlaşmış reisleriniz gebertilecek, yanıma gönderilecek. Ben de huzur-u İlahîde yakalarını tutacağım. Adalet-i İlahiye, onları esfel-i safiline atmakla intikamımı alacağım!”
Said-i Nursi’nin hoşgörüsü yoktur. Düşmanı olarak bellediği kişileri beyinlerini bomba ile dağıtmakla tehdit eder:
“Ey din ve âhiretini dünyaya satan bedbahtlar! Yaşamanızı isterseniz, bana ilişmeyiniz! İlişseniz, intikamım muzaaf (katmerli) bir surette sizden alınacağını biliniz, titreyiniz!
Ben rahmet-i İlahîden ümid ederim ki: Mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek ve ölümüm başınızda bomba gibi patlayıp başınızı dağıtacak!
Cesaretiniz varsa ilişiniz!
Yapacağınız varsa, göreceğiniz de var!”
(Meczup Yaratmak, UDY, 3. Basım, 2007)
 
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı