|
|
|
|
#1 |
|
AK Parti'nin Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'dur ve bana göre seçim kampanyasını başarılı bir biçimde götürmüştür. Kimse Ahmet Davutoğlu'ndan emanetçi olmasını da beklemesin. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu kişilikli ve karakterli bir kişidir. Genel başkanımızdan son derece memnunuz. AK Parti'nin kongresi muhtemelen eylül ayında yapılacak. Cesareti olan ve söyleyecek sözü olan varsa gelsin AK Parti kongresinde Ahmet Davutoğlu'na karşı aday olsun ve boyunun ölçüsünü alsın.
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
Kongre'de oy kullananlar, Genel Başkan tarafından atanan il ve ilçe başkanları..Kemal Kılıçdaroğlu bile 10 Ağustostaki CB seçimi hezimetinin hemen ardındaki kongrede kendisine rakip olan Muharrem İnce'ye fark attı.. Ama o seçim CHP oy veren bütün CHP'liler arasında yapılsaydı Muharrem İnce açık ara kazanırdı o kongreyi.. Şimdiki sistemde Ahmet Davutoğlu'nun karşısına kendsini başbakanlığa atayan Tayyip Erdoğan bile çıksa kazanamayabilir.. Ama seçim bütün Ak Partilililer arasında yapılsa Tayyip Erdoğan, karşısında kim olursa olsun seçimi açık ara kazanır. Ahmet Hoca'yı seviyoruz , sayıyoruz ama ikinci bir Turgut Özal-Mesut Yılmaz vakası yaşanmasını istemiyoruz.. Kişilikli olmak demek kendi siyasi ikbali ve hırsı için lidere baş kaldırmak ve partiyi bitirmek değildir!.. Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle, Anap'ın başına geçen ve Turgut Özal'la kısa sürede ters düşen Mesut Yılmaz Anap'ı batırmıştı... Ahmet Hoca'dan istediğimiz kendsine bir an önce çeki düzen vermesidir ve Ak Parti'nin Anap gibi erimesini engellemesidir. Konu Özgür Suriye tarafından (06-30-2015 Saat 05:04 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Alıntı:
Ahmet Davutoğlu emanetçi olmayacak kişilikte ve karakterde bir siyasetçidir. Bunu Erdoğan da bilir. Zaten eğer Erdoğan kendi yerine AK Parti Genel Başkanlığına emanetçi birini önermek isteseydi önereceği o kişi Ahmet Davutoğlu olmazdı! Ben şahsen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan son derece memnunum. AK Parti kongre delegeleri çok isabetli bir tercihle iyi ki AK Parti'nin 2. Genel Başkanı olarak Ahmet Davutoğlu'nu seçmişler. Ahmet Davutoğlu'nu Mesut Yılmaz'la kıyaslamak çok büyük hata olur. Davutoğlu emanetçi de olmamıştır Erdoğan'a karşı da cephe de almamıştır ve üzerine almış olduğu AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevini başarıyla sürdürmektedir Allah'a şükürler olsun. Kimse Davutoğlu'ndan Erdoğan'ın yörüngesinde bir siyaset izlemesini beklemesin. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'dur ve AK Parti'nin politikalarını temelde Ahmet Davutoğlu'nun liderlik yaptığı AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu belirler. Davutoğlu, Erdoğan'la ters düşmüş değildir ama emanetçi de olmayacaktır. Kimse AK Parti'yi karıştırmaya çalışmasın. AK Partimiz; zihniyetiyle olsun, dünya görüşüyle olsun, ilkeleriyle olsun, iyi yetişmiş kadrolarıyla olsun, geneli itibariyle doğru ve düzgün politikalarıyla olsun sapasağlam ayaktadır ve başarılı olmaya da devam etmektedir Allah'a şükürler olsun. Ahmet Hoca'nın kendisine çeki düzen vermesine de hiç gerek yok; çünkü kendisi düzgün bir kişidir ve işlerini de düzgün bir biçimde yapmaktadır. Süheyb Öğüt'ün o makalesinde söylediklerinin çok büyük çoğunluğuna hiç katılmıyorum ve Davutoğlu'nu başarılı buluyorum. Konu Cihannur tarafından (07-02-2015 Saat 22:17 ) değiştirilmiştir.. |
||
|
|
|
|
|
#4 |
|
FİTNE ÇIKARMAYIN
Üç sene önce, "enseye şaplağı vurup vurup kaçan" ve kendilerine "yanlış yapıyorsunuz" denildiğinde en sık duyduğumuz sözdü Paralelden Fitne çıkarmayın ! Bu sözün "biz ıslah edicileriz" meyanında öyle ustaca altını doldururlardı ki kendimizden şüpheye düşerdik Aynı film şu günlerde tekrar vizyonda .. Kuşkusuz günümüzde "fitne çıkmasın" hassasiyetinde olanların çoğu gerçekten samimi ,dava insanı olan kimseler Ama arkadan kendilerini ustaca yönlendiren "fitne çıkarmayın'cı" networkünün farkında değiller. Son seçimde Ak parti oylarının gerilemesi üzerine yapılan "iç muhasabe" değerlendirmeleri kendilerini tatmin etmiyorsa ( Siz onu Erdoğan'ı suçlu göstermiyorsa olarak anlayın) belli çevreler tarafından ustaca "fitne çıkarmayın" a bağlanıyor. Yazısı sansürlenen bir yazar üzerinden alevlenen bir tartışma da bu yönde Düşündüklerini gönül süzgecinden geçiren ve açıkça yazan ve son seçimde oyların gerilemesini Sayın Davutoğlu'nun izlediği siyasete bağlayan bir yazar. Bildiğim kadarıyla resmi hiç bir görevi olmayan biri Bu yazıdan sonra bir anda "fitne çıkarmayıncılar" ın hedefi oluverdi . Kabak onun başına patladı yani.10 aydır yapılan yanlışların suçlusu oymuş gibi Ne ilginçtir ki, oyların gerilemesini Erdoğan'a bağlayan yazılar ve yazarlara kimse "fitne çıkarmayın" demedi. Kürtleri küstürdü diyen de oldu, meydana inmesi yanlış oldu diyen de 10 aydır danışmanları vasıtasıyla birileri Erdoğan'ın altını oymaya çalışlırırken kimse fitne çıkarmayın demiyordu. Sonradan CB danışmanı olan Cemil Ertem'le birlikte Yiğit Bulut'a ait olduğu iddia edilen özel Twitter yazışmaları itibar suikasti amacıyla "sözde yandaş" internet sitelerinde günlerce servis edilirken "fitne çıkarmayın" diyen kimse yoktu Ulusalcı seküler kesimin jöleli diye itibarsızlaştırmaya çalıştığı CB danışmanını, mermici diye itibarszlaştırmaya çalışanda bu fitne çıkarmayın'cılar değiller mi ? Birçok operasyona rağmen Cumhurbaşkanının hala yanında tuttuğu insanlara , tekrar tekrar taarruz fitne değilse nedir peki ?? Yiğit Bulut iyidir kötüdür orasını bilemem, ama "hami" sinin hiç mi hatırı yoktu? Sahi neydi zorlarına giden Onlar Gezi'de çiçek böcek, "Gezi'nin ilk üç günü" edebiyatı yaparken, Gezi'nin arkasındaki küresel tezgahı deşifre etmesi miydi ? Yoksa batık bankanın Ziraat'e kakalanmasını önleyip , milletin yaklaşık 3 katrilyonunu kurtarması mı ? Merkez Bankası / FAİZ tartışmalarında , haklı olarak Merkez bankasına "faizleri düşür" diyen Erdoğan'a ," Yiğit'in gazıyla hareket eden cahil taşra siyasetçisi " muamelesi yapılırken de bu fitne çıkarmayıncılar'ın sesi yoktu ... Malum medyada boy gösteren yedi yıl önce,"IMF'den koparsak batarız biteriz edebiyatı yapan" "düzenin ekonomi uzmanları" , Erdoğan'ın açıklamalarını eleştirirken bu fitne çıkarmayıncılar' onlarla aynı telden çalmıyor muydu ...? Erdoğan konuştu dolar fırladı yaygarası yapılırken hiç birinin gıkı çıkıyor muydu.? Hedefin Erdoğan olduğunu bile bile "yüce Divan" oylamasını vicdan oylamasına bağlamak, fitne değil miydi peki ? Peki neden hiç birisi Sayın Davutoğlu'na "Kongrede verdiğiniz başkanlık sözünün içini doldurun ,çift başlılık ortaya çıkmasın,fitne çıkar" demedi ? Ak parti "ağır" yöneticilerinin milletle dalga geçer gibi ,anlatmadıkları başkanlık sistemi için destek %40-50'lerde açıklaması neydi peki? Sözcü kafalılar tarafından saray-israf-kaçak linçi yapılırken ,her soruya yarım sayfa cevap ve malum medyaya 3 manşet vermekle maruf "ağır abinin"," az para değil " tarzında açıklamaları neydi peki ? Şahsen CB Sarayı'ndan bağımsız olarak , 7-8 senedir israfın ve makam saltanatının yoğun olduğunu düşünüyorum, peki onlar kaç kez yazabildi kaç söyleyebildi bu güne kadar. İsraf ,yolsuzluk duyarlılıkları muarızlar tarafından surda delik açılınca içeri girip kılıç sallamak mı? O günlerde Erdoğan yağcılığı daha mı popülerdi yoksa ? Diyanetin arabası "Erdoğan'ın inadına" indirgenirken, ne yaptılar peki, bıyık altından gülerek el mi ovuşturdular yoksa algıyı kırmaya yönelik çaba mı gösterdiler ? Fahri danışman 6-7 aydır ustaca ve usturupluca, Erdoğan'ı refüze etmeye yönelik yazılar yazarken niye "fitne çıkarma" demiyordu kimse ? Ödül töreninden hareketle Numan Kurtulmuş ve Nihat Zeybekçi'ye çullanmak fitne değil de ne peki?. Bu liste uzar gider... Ama biz fazla uzatmayalım FİTNE ÇIKARMAYALIM Son sözüm Sayın Başbakan'a; Bilginiz, birikiminiz, derinliğiniz , kıvrak zekanız, enerjiniz ve azminiz gerçekten müthiş....Liyakat sahibi biri olmanız tartışılmaz bir gerçek.... Siz de takdir edersiniz ki "hak bir davada" sadakat liyakatten önce gelir .10 aydır ortaya çıkan çift başlı tablo Ak Parti'ye oy veren çoğu kişiyi rahatsız etti.... Seçilmiş Cumhurbaşkanımız ile entegre olacağınızı düşünürken farklı bir tablo gördük... Anlatmadığınız içini doldurmadığınız başkanlığı, seçim sonrası değerlendirmenizde "Halk istemedi" demenize bir anlam veremedik ....I. YENİ dönemi kapanmadan II. YENİ söyleminize bir anlam veremedik... Zaman zaman biz de kızarız,eleştiririz ama Sayın Tayyip Erdoğan 1994'te İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanmasından ve siyaset sahnesinde yerini almasından bu yana bu milletin duasıdır. Tarih aynı zamanda, aynı ülkede,aynı iktidar döneminde iki lider çıkarmamıştır hiç..Hiç bir değişimin dönüşümün iki lideri yoktur..Bir karar vermeniz gerekiyor atık ,LİDER olmanın mücadelesini mi vereceksiniz yoksa "LİDER KADROSUNDA " olmanın mücadelesini mi ? Tayyip Erdoğan kendisine giydirlmeye çalışılan "Özal gömleğini" yırtıp atar buna şüpheniz olmasın...Sorun o değil..Siz, size giydirlmeye çalışılan Mesut Yılmaz gömleğini ,giyecek misiniz giymeyecek misiniz ? Ve bunca hengame içinde birileri "Sarayın adamları" "kuşatma" gibi argümanlar üreterek sağdan sağdan sizin etrafınızı kuşattılar..Bunların içerisinde ayrıcalıklarını kaybetmiş olanlar ,kendilerini ve ekiplerini yeniden tahkim etmek isteyenler, kerameti kendinden menkul olanlar , hırslarıyla hasetleriyle hareket edenler var. Peki siz bu "fitne çıkarmayın"cı kuşatmayı yarabilecek misiniz? http://mehmet1mehmet1.blogcu.com/fit...mayin/20119330 |
|
|
|
|
|
|
#5 |
|
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nu Mesut Yılmaz'la bir tutmaya çalışmak ya da Mesut Yılmaz'a benzetmeye çalışmak çok büyük basiretsizliktir. Kimse Ahmet Davutoğlu'na ya Yıldırım Akbulut ol ya da Mesut Yılmaz ol oyunu oynamaya teşebbüs etmesin çünkü biz bu oyuna gelmeyiz Allah'ın izni ve inayetiyle.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu önemli ve değerli entellektüellerden biridir. Kendisi yapıcı eleştirilere de açık bir insandır; ama yok Mesut Yılmaz gibi oldun yok Erdoğan'ın dediklerini yapmıyorsun gibi saçmalamalara da prim vermeyecek kalibrede bir insandır. Duymayanlar için bir kez daha söylüyorum: Ahmet Davutoğlu'ndan emanetçi olmasını ya da Mesut Yılmaz gibi olmasını bekleyenler daha çok beklerler. Ahmet Davutoğlu gibi kişilikli, karakterli ve sorumluluğunu müdrik bir genel başkan ve başbakan emanetçi olmayı kabul etmez. AK Parti'nin politikalarını da partinin genel başkanı olarak Ahmet Davutoğlu ve partinin en yüksek karar mercii olan AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu belirler. Yapıcı eleştirilere evet, ama parti içinde fitne çıkartmaya yönelik saçmalamalara hayır! Partinin iyi yönetilmediğini, parti politikalarının hatalı ve başarısız olduğunu düşünenler 2-3 ay içinde yapılacak olan AK Parti kongresinde adaylarını çıkartsınlar da boylarının ölçüsünü alsınlar. Konu Cihannur tarafından (07-03-2015 Saat 05:23 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#6 |
|
Evet, bu konudaki makalenin başlığını şimdi daha bir gururla söyleyebiliriz. 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde AK Parti'yi % 41 oranında oyla 1. parti çıkararak Türk Siyasi Tarihi'nde AK Parti'ye 4. genel seçim 1.liğini kazandırarak Türkiye rekoru kırmasını sağlayan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım 2015 Genel Seçiminde AK Parti'nin % 49.5 oranında oyla toplamda 4. kez tek başına iktidar olmasını sağlayarak AK Partimizin bir Türkiye rekoru daha kırmasını da sağlamıştır.
Bravo Hocam! Bravo! Konu Cihannur tarafından (11-07-2015 Saat 01:07 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#7 |
|
7 haziran dan sonra erken seçime karşı çıkıp koalisyon kurulmasını isteyenlerin bu Zafer'imizi sahiplenmeye çok hakları olduğunu düşünmüyorum.
Maalesef Davutoğlu da koalisyona sıcak bakıyordu veya en azından dışarıdan öyle görünüyordu Cumhurbaşkanı'mızın ve biz seçmenin koalisyon karşıtı tutumu olmasaydı belki de şuan başımızda ak parti - CHP koalisyonu olacaktı Bu konuya eklediğim o yazının da arkasındayım Davutoğlu kendi başına kazanmadı bu seçimi Erdoğan ın manevralarıyla kazanabildi ve ak parti ye oy verenlerin çoğu Recep Tayyip Erdoğan ın partisi diye verdi Cihannur eski defterleri kurcalayıp zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışman da komik oluyor. Erdoğan istese eylül ayındaki kongrede davutoğlunun yerine Binali Yıldırım'ı getirebilirdi o Zaman belki 49 olmazdı oyumuz muhtemelen 45-46 olurdu (belki de daha yüksek olurdu) ama bu yine büyük zafer olarak sayılır ve Davutoğlu nun esamesi okunmazdı Ama siz hala böyle fitneyi körükleyici hareketlerde bulunursanız, ülkemiz ve partimiz için iyi olmaz Davutoğlu Başbakan olmadan önce benim en çok Başbakan olmasını istediğim kişiydi. 2. Sırada Binali yıldırım vardı. Hemşehrim olan Davutoğlu nu eleştirdiysek ve eleştiriyorsak bunun sebebi Başbakan olduktan sonraki bazı hal , tavır ve tutumlarıdır 7 haziran dan önce Arınç ın Cumhurbaşkanı'mıza saldırması ve davutoğlunun bu olaya tepki göstermemesi ayrıca hükümetin Cumhurbaşkanı'mızdan biraz kopuk görüntü sergilemeye başlaması ak parti ye çok oy kaybettirmişti 1 kasım dan önce ise davutoğlunun daha iyi görüntü verdiğini söyleyebilirim. Davutoğlu da umarım 7 haziran öncesi yaptığı hatalardan ders çıkarmıştır Konu Özgür Suriye tarafından (11-07-2015 Saat 19:03 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#8 | ||
|
Alıntı:
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 1 Kasım 2015 Genel Seçimi kampanyasında meydanlara çıkmadı. Doğrusu da buydu. AK Parti'nin 1 genel başkanı vardır ve o genel başkanı şimdilerde Ahmet Davutoğlu'dur. Binali Yıldırım meselesine gelince... AK Parti'nin başına Binali Yıldırım gelseydi o da kişiliğiyle ve çalışmalarıyla başarılı olurdu ve AK Parti genel başkanlığı görevini başarıyla yürütürdü. Net kanaatim bu. Ahmet Davutoğlu'nu AK Parti genel başkanlığı için mevcut şartlarda en uygun kişi, en doğru seçenek olarak görüyorum; yoksa AK Partili diğer değerli siyasetçilerimiz de başarıyla AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevini yürütebilirler. Şöyle de izah edeyim. Mesela AK Parti genel başkanlığı için en uygun kişi kim olmalıdan başlayarak şöyle bir listeleme yapayım: 1- Ahmet Davutoğlu 2- Abdullah Gül 3- Numan Kurtulmuş 4- Binali Yıldırım 5- Ali Babacan... Bu liste böyle gider. Mesela yukarıda isimlerini yazdığım 5 değerli siyasetçi de AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevini başarıyla yürütürler. Ama dediğim gibi mevcut şartlar muvacehesinde AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık için en uygun kişinin Ahmet Davutoğlu olduğu kanaatindeyim ve bu kanaatimi yıllardır aynen muhafaza ediyorum. 7 Haziran 2015 Genel Seçimi sonucunu bazıları doğru değerlendiremediler. AK Parti'nin, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde almış olduğu % 41'lik oyu başarısızlık olarak gördüler. Oysa AK Parti'nin almış olduğu % 41'lik oy oranı ve 2. sırada yer alan ve % 25 oranında oy almış olan CHP'ye 16 puan fark atması başarıydı ve ayrıca bir de rekordu. AK Parti'nin, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde elde etmiş olduğu rekoru AK Parti Forum'da şöyle anlatmıştım: Alıntı:
Birleşik Krallık'ta 1. partinin aldığı % 37 oy başarı, Polonya'da 1. partinin aldığı % 38 oy başarı, Yunanistan'da 1. partinin aldığı % 36 oy başarı, Türkiye'de ise bütün bu ülkelerin 1. partilerinden daha çok oy alan AK Parti'nin aldığı % 41 oranındaki oy başarısızlık ha! Türkiye'nin acilen seçim sisteminde ve siyasi partiler yasasında değişikliğe gitmeye ihtiyacı var. İşte bütün bu gerçekler sonucunda Ahmet Davutoğlu başarılıydı. Davutoğlu, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde % 41 oyla AK Parti'yi 1. parti çıkararak AK Parti'ye Türk Siyasi Tarihi'nde 4. kez genel seçim 1. liği kazandırarak rekor kırdırmıştı; şimdi de 1 Kasım 2015 Genel Seçiminde AK Parti'yi 4. kez tek başına iktidara taşıyarak AK Parti'nin, Türk Siyasi Tarihi'nde bir kez daha rekor kırmasını sağladı. Başkanlık sistemini halk istemiyor. AK Parti, başkanlık sistemi diye diye 7 Haziran 2015 Genel Seçimine gitti ve % 41 oranında oy aldı. AK Parti'nin aldığı o % 41 oyun hepsini de başkanlık sistemine destek diye kabul etmek mümkün değil. 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde AK Parti'ye oy veren o % 41'in içindeyim ve başkanlık sistemine karşıyım. Başkanlık sistemi halk oylamasına götürülürse ve oy kullanmam nasip olursa o halk oylamasında hayır oyu kullanacağım inşaallah. Konu Cihannur tarafından (11-19-2015 Saat 13:08 ) değiştirilmiştir.. |
|||
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|